Arama

Fıkralar/Komik Olaylar - Sayfa 37

Güncelleme: 19 Kasım 2016 Gösterim: 290.371 Cevap: 1.351
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #361
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
temel bir gün hayattan bıktığını farka etmiş ve intahar etmeye karar vermiş kendine bir ağaç bulmuş ve kendini ağaca bağlamış ordan geçen dorsun temeli görmüş ve sormuş ula temel ne edysun orda temel yav tursun bıktım artık yaşamaktan intar edyrum dursunda intar ediysunda ipi beline deil boynuna bağluycusun temelde yav tursun demin öle yaptım ama nerdeyse poğuliydum
Sponsorlu Bağlantılar
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #362
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
Kaykay
t sagkose
Sponsorlu Bağlantılar
bir piksel
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."

Başçavuş Albayı tutuklayacakmış
t sagkose
bir piksel
Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #363
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Şiir

Genç edebiyat öğretmeni güneydoğulu öğrencilerine "Çanakkale" şiirini doğru okutmaya çabalamaktadır. Ancak özellikle "BASTIĞIN YERLERİ TOPRAK DİYEREK GEÇME.TANI! DÜŞÜN,ALTINDA BİNLERCE KEFENSİZ YATANI !" dizeleri öğrenciler tarafından istediği gibi okunamamaktadır.
Sonunda dayanamayıp, öğrencilerine:
-bu dizeleri duyarak, yüreğinden okuyacak biri yok mu içinizde? der.
Arka sıralardan bir öğrenci yavaşça ayağa kalkar,
okumaya başlar:
"ULA! NE BASIP GEÇİYSEN? GÖRMİ MİSEN,BİLMİ MİSEN ORDA KAÇ MEFTA YATİ!..

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #364
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HAYVANİSTANDA HAKARET DAVASI



Hayvanistanın orta boy ülkelerinden birinde hayvanlardan biri ülkenin başkanına



"Et kafalı!" demiş. Hayvancağızı derhal yakalayıp, “Başkanın manevî şahsiyetine

hakaretten” hakimin önüne çıkartıvermişler.

Hakim dosyayı inceledikten sonra kararı okumuş:

- Başkanımızın manevi şahsına hakaretten 2 yıl

Devlet sırrını ifşa etmekten 20 yıl

Toplam 22 yıl ağır hapis demiş.

Zavallı hayvancağız, şaşkın ve çaresiz yargıtaya başvurmuş.

Yargıtay cezayı derhal 2 yıla indirmiş.

Gerekçeli karar okunduğunda ise herkes sevinçten uçuyormuş.

Çünkü başkanın “Et Kafalı” oluşu çoktaan devlet sırrı olmaktan çıkmışmış.

Kıssadan Hisse: Fabl’ler faydalı hikayelerdir.

venüsün_kızı - avatarı
venüsün_kızı
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #365
venüsün_kızı - avatarı
Ziyaretçi
Cep Telefonu


Yesil belediye otobüslerindeki telefonu kapama olayini hepimiz (istisnalar kaideyi bozmaz diyelim mi?)biliriz.Geçenlerde Taksim'den evime dogru giderken yan tarafimda bir adam telefonla konusmaktaydi.Konusmamasi gerektigini söyledim tamam dedi fakat mesajlasmaya basladi.Tekrar uyarinca aramizda söyle bir diyalog geçti.

-Beyefendi telefonu kapatirmisiniz lütfen.

-Tamam kardesim kistik ya sesini!!!Daha ne istiyon!!!

-Sesini degil telefonu kapatin fren sistemine zararliymis.

-Sen nereden bilecen ben bunlarin servisinde çalisiyom bi mok olmaz!!!Ben bu cevaplar karsisinda dumur aleminin köselerinde dolasirken oradan baska bir adamin ''kardesim kafami bozma kapat o kodumun telefonunu'' duydum.Ve hemen arkasindan servisçi adamin su cevabini : ''Pekala abi!''


muslu64 - avatarı
muslu64
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #366
muslu64 - avatarı
Ziyaretçi
Bizim Temel ajanliga soyunmus ve talimatlari ögreniyor tabi ajan oldugu için Temel ismi yerine takma isim kullanmasini söyleyip adini Mustafa koyuyorlar ve Temeli Ingiltereye gönderip oradaki ajanlarla tanismasini söylüyorlar.Temel Ingiltereye gidiyor ve burada ajanlarin bulustugu bir bara giriyor.Burada karsisina çikan birine tanismak için adini soruyor.Tabi ingiliz cevap veriyor:

-Bond,James Bond

James Bond da Temele adini soruyor ve bizim Temelde:

-Tafa,Mus tafa

Benim Oğlum Kopya çekmez ***
Tarh dersi öğretmeni okula davet ettiği bir veliye oğlunun kopya çektiğini ispat etmeye çalışıyor, veli ise oğlunun kopya çekmeyeceğini iddia ediyordu. Öğretmen iki adet kağıt çıkararak:
-Bakın bu ön sırada oturan öğrencinin kağıdı, bu da hemen onun arkasında oturan sizin oğlunuzun kağıdı.Şimdi sıra ile sorulara verdikleri cevaplara bakalım.
-Tabii, öğretmen bey.
-Bakın, ilk soru "İstanbul ne zaman feth edilmiştir?" İlk kağıtta 1453 yazıyor. İkincide de aynı cevap yazıyor.
-Öğretmen bey bu sorunun cevabını ben bile biliyorum. Benim oğlum bilemez mi?
- Devam edelim efendim. Bakın 2 . soru "İkinci Viyana kuşatması ne zaman olmuştur?" İlk kağıtta 1683 yazıyor. İkincide de aynısı yazıyor.
-Yahu öğretmen bey sinirlenmeye başlıyorum. Bizim oğlan doğru cevap veremez mi?
-Efendim sabredin. Bir soru daha devem edelim. 3. soru: "Kanuni Sultan Süleyman'ın kayınvalidesinin ismi nedir? İlk kağıtta "Bilmiyorum " yazıyor. İkinci kağıtta yazan ise şu: "Ben de bilmiyorum!"

Bir gün 75 yasinda bir ihtiyar sperm testi yaptirmak için doktora gider Doktor adama bir kavanoz verir ve:
- Bunu doldurup yarin bana getirin der

Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir Doktor kavanoza bakar ve bos oldugunu görür ve sebebini sorar Ihtiyar anlatmaya baslar:

- Doktor bey, dün gece sag elimle denedim olmadi, sol elimle denedim gene olmadi Karimi çagirdim, o da sag ve sol elleriyle denedi, agziyla denedi önce disini çikararak sonra disini takarak denedi gene olmadi

Baktik olacak gibi degil komsunun karisini çagirdik o da iki elini ve agzini denedi gene olmadi, deyince doktor kendini tutamamis:

- Naaptiniz, komsunun karisini da mi çagirdiniz?? diye sormus Ihtiyar yanitlamis:

- Napalim, açamadik su lanet kavanozu bir türlü açamadık
Son düzenleyen muslu64; 11 Mayıs 2006 20:04 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
muslu64 - avatarı
muslu64
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #367
muslu64 - avatarı
Ziyaretçi
______________________________________________________________________

Köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... Grubun başı köy halkına derki...
- Hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. Köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. Hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. Karıların gözünü bağlayacağım. Gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elleyecek. Kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacağım... Derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir.
- Birinci kadın başlar. “ Bu değil, bu değil, bu değil BU!! “ kocasını ve kendini ölümden kurtarır.
- İkinci kadın gelir. “Bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, BU!”.. onlarda kurtulurlar. Üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. Kadın başlar kocasını aramak için ellemeye.
- Bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, Bu Bizim Köyden Değil, bu değil, bu değil,

Yani Köyde Yatmadığı Kişi KalmamışMsn Happy))
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #368
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
bebekler nasıl geliyor?

İkokulda üç çocuk bebeklerin nasıl dünyaya geldiğini konuşuyormuş;
Dursun:
-Bizum ailede hep leylekler getirir.
Fadime:
-Bizde çocuk bahçesinde bulunur.
Temelcik:
-Piz fakiriz,pizde bebekleri annem kendisi yapayi.

KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #369
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
Karne
t sagkose
bir piksel
Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."

Temel ve Maymun
t sagkose
bir piksel
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

Stil
t sagkose
bir piksel
Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."


Etmezsen etme
t sagkose
bir piksel
Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."


Sıfırdan
t sagkose
bir piksel
Bir kadınla en çok kimin birlikte olabileceği konusunda bir yarışma yapılıyormuş, dayanırsa kadın dayanamazsa yarışmacı büyük ödülü alacakmış. Nam-ı Kemal de oradaymış. Her postadan sonra da duvara çarpı atılıyormuş. Alman başlamış 1,2,3.. tıkanmış. İngiliz başlamış 3,5,7.. o da tıkanmış. Fransız 15,20.. derken o da kalmış. Bizim Nam-ı Kemal başlamış 70,80,90 derken durmak bilmiyor. Bakmış kadın iş kötü, Nam-ı Kemal'in duracağı yok, 95.yi yaparken "yok efendim bu 94." diye tutturmuş. Nam-ı Kemal, "Olur mu hanfendi 95 oldu, burada boşuna mı çarpı atıyoruz, sayıyoruz" dese de kadın dinlemiyor, "hayır bu daha 94." diyormuş. En sonunda bizimki zıvanadan çıkmış: - "Başlarım şimdi çarpına da sana da, sil hepsini sıfırdan başlıyoruz."


Sobadaki hikmet
t sagkose
bir piksel
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi."
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Mayıs 2006       Mesaj #370
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yalan Makinesi [

Adamın birinin kızı babasına hep yalan söylüyormuş.Adam sinirlenmiş bi yalan makinesi almış bu makine biri yalan söyleyince dıttt.. diye ötüyormuş.Adamın kızı bi gün okuldan gelmiş.Adam sormuş:
"Kaç aldın kızım yazılıdan?"
Kızı:
"5" demiş...
Makine dıttt ötmüş, daha sonra "4" demiş, "3" demiş, "2" demiş hepsinde ötmüş...
Adam sinirlenmiş demiş ki:
"KIZIM YİNE Mİ 1 ALDIN BEN SENİN YAŞINDAYKEN HEP 5 ALIRDIM" demiş...
Makine "GÜüüüMMMMMM" patlamışşş...


Benzer Konular

30 Eylül 2007 / Aynacan Bilgisayar
28 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
16 Ocak 2014 / broken* Soru-Cevap
24 Nisan 2010 / Misafir Soru-Cevap