Arama

Fıkralar/Komik Olaylar - Sayfa 62

Güncelleme: 19 Kasım 2016 Gösterim: 290.149 Cevap: 1.351
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
5 Ağustos 2006       Mesaj #611
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Hasan annesini akşam yemeğine davet etmiş.
Yemek sırasında anne hep Hasanın ev arkadaşının ne kadar çekici olduğunu düşünmeden edememiş.
Sponsorlu Bağlantılar
Yemek boyunca oğluyla kız arasında neler olduğu konusunda meraktan çıldırıyormuş.
Bunu farkeden Hasan ? Anneciğim Ayşe ile aramızda inan hiçbir şey yok. Biz sadece ev arkadaşıyız ? demiş.

Bir hafta kadar sonra Ayşe Hasana sormuş:
- Annenin yemeğe geldiği geceden beri çorba kepçesini bir türlü bulamıyorum. Nerde olduğu konusunda bir fikrin var mı?
Sence annen almış olabilir mi??
Hasan cevap vermiş:

-"Aldığını sanmıyorum ama bir e-mail gönderip ona sorayım" ve annesine şöyle yazmış:
-"Anneciğim, sana aldın demiyorum, almadın da demiyorum ama gerçek şu ki bize yemeğe geldiğinden beri çorba kepçesi kayıp"

Bir kaç saat sonra annesinden şöyle bir e-mail gelmiş:

-"Sevgili oğlum, sana Ayşe ile yatıyorsun yada yatmıyorsun demiyorum. Ama gerçek şu ki eğer o kendi yatağında uyuyor
olsaydı şimdiye kadar çorba kepçesini çoktan bulmuş olmalıydı.."

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
5 Ağustos 2006       Mesaj #612
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
EVİN YOLU

Sponsorlu Bağlantılar
Neyzen Tevfık, Aksaray'da bir ev kiralar.

Yeni taşındığı sıralar, gece eve dönerken ara sokak içindeki evini bulmakta güçlük çekmektedir. Bir gece,

karşısına çıkan bekçiye:

— Bekçi baba, der, Neyzen Tevfık buralarda bir yer­
de oturuyor. Sen evini biliyor musun?

Bekçi, "bana kül yutturamazsın" dercesine bakıp ce­ vap verir:

* Neyzen Tevfik sensin, a beyim.
* Ben sana Neyzen Tevfik ben miyim? diye sorma­
dım ki... Neyzen Tevfik'in evini sordum!



Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #613
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
FIDYECI LAZ
Ekonomik kriz yuzunden buyuk para problemi olan Temel,
çocuk kaçirip fidye istemeye karar vermis. Sehrin büyük bir
parkinda çocugun birini gözüne kestirmis.Önce bir not yazmis :
"Cocugunu kaçirdim. Bunu yaptigim icin üzgünüm ama kusura bakma
çünkü gercekten paraya ihtiyacim var. Yarin sabah saat 7'de
falanca parktaki filanca agacin altina bir siyah çantada 5 milyar
getir. Imza: Laz."
Çocugun yanina gitmis, notu çocugun
ceketinin iç cebine koyup, dogruca evine gitmesini ve notu
babasina göstermesini söylemis..
Ertesi sabah parka geldiginde
söyledigi agacin altinda,söyledigi renkteki çantada içinde 5
milyar olan emaneti bulmus. Paralarin yaninda bir de not varmis :
"Paran purada ama bir Laz hemsehrisine nasil peyle bir sey yapar
inanamayrum"
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #614
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BİRAZ DA GÜLMECE...

1. Exxon'a ait bir petrol tankeri Kanada aciklarinda
battıktan sonra,petrole bulanan iki tane deniz ayisi 80.000 dolar harcanarak temizlenmiş ve büyük bir törenle denize
birakilmislar. Tam 2 dakika sonra herkesin gozleri onunde bir mavi balina deniz ayilarini yemis...

(neymiiis: dogaya asla mudahale etmeyeceksiiiin)

2. New York'ta yasayan bir psikoloji ogrencisi kız bos odasını bir marangoza kiralar. Amaci onunla konusup, adamin davranislarini incelemek.Ama iki hafta sonra
marangoz kızı bir balta ile parcalar...

(neymiiiis: insanin basina ne gelirse ya meraktan............)

3. Bonn'da iki gosterici, domuzlarin kesimevi'ne barbarca
götürülüp orada kesilmelerini protesto ederken, domuzlarin bulundugu yerin kapıları kırılır ve 2000
domuz kacisirken, iki gostericiyi ezerek oldururler...

(neymiiiis: demekki domuz domuzlugunu yapar)

4. Irakli bir terorist postaya bombali-mektup verir. Posta ücreti eksik odendigi icin mektup kendisine geri postalanir. Herseyi unutan terorist mektubu açınca parçalanarak ölür...

( neymiiiis: unutkansan terorist olmayacaksın)

ve sonuncusu....

5. Amerika'da kadinin biri evine gelir ve kocasını mutfakta
titrerken gorur.Belinden su-kaynatici'ya dogru bir kablo gitmektedir. Kadın hemen kalın bir tahta parcasi bulur ve adamin koluna vurarak onu elektrik sokundan ayırmaya
calisir. Adamin kolu iki yerinden kirilir. Sonradan anlaşılır ki, kocasi orada mutlu bir bicimde walkman dinliyordur...

(neymiiiiis: kadin milleti her zaman erkek milletinin mutluluguna engeldir)
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #615
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
BİLGİSİZLİĞİN SONU

Gençliğinde din bilgisi alamamış, cahil fakat iyi ni­ yetli bir kişi, hayli yaşlan­ dıktan sonra, durumundan pişman olarak din dersi al­maya başlamış. Bir caminin

imamı ona din dersi vermeyi kabul etmiş. Adam 40 ya­ şından sonra başlamış sıfırdan öğrenmeye.

Ama daha ilk günlerde Subaşı'nın dikkatini çekmiş. Subaşı şehrin emniyet ve huzurundan sorumlu ya... Osmanlı Devleti zamanında bunlar sokakları kontrol eder, şüpheli gördükleri insanları sorguya çekerler. Köyden yeni gelmiş, henüz şehre alışamamış bu garip adam da dikkati çekmiş ve yakalanmış... Subaşı'nın hu­ zuruna çıkınca da büsbütün şaşırıp abuk sabuk konuş­maya ba,şlamış. Subaşı hiddetle çıkışmış adama:

— Sen Müslüman mısın?

Adam şaşkınlık ve korku içinde, biraz da bu işin so­ nunu düşünerek aklı dağınık bir halde cevap vermiş:

* Müslümamm.
* Müslümamm olur mu? Müslümamm elhamdülil­
lah, diyeceksin be adam... Müslüman olduğundan dola­
yı Allah'a şükretmek yok mu? diyerek daha bir kızmış
ve biraz fazlaca da şüphelenmeye başlamış. Adam bu
kadar basit bir şeyi bilmiyor, var bunda bir bit yeniği
demiş...
* Madem Müslümamm diyorsun. Söyle bakalım İs­
lâm'ın şartı kaçtır?

Adam, herhalde dinlediği hikâyelerin ve masalların da etkisiyle şaşırarak:

— Kırktır efendim, demiş.

Subaşı'nın hiddeti son haddine çıkmış ve demiş ki:

— Bu adam galiba bizi aldatıyor. Müslümamm dedi
ama, daha onun şartının kaç olduğunu bile bilmiyor.
Yatırın falakaya...

Adamı falakaya yatırmışlar. Tabanının altına ver et­ mişler sopayı. Kalktığında ayaklarının üzerine basacak hali yokmuş. Şiddetli bir acıyla kıvranarak ve topallaya­ rak, iki gözü iki çeşme ders almaya başladığı camiyi bulmuş.. Hoca onu bu perişan vaziyette görünce:

* Bu ne hâl? diye sormuş.
Adam başına gelenleri anlatmış,
* Ah hocam, demiş. İslâm'ın şartını sordular. ,


Hoca atılmış birden:

* Beştir deseydin keşke...
* Aman hocam, demiş adam. Hiç beş der miyim?
Ben 40 dediğim halde bu kadar dövdüler. Bir de Allah
korusun, beş deseydim, öldürürlerdi herhalde...

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #616
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
BAYAN AJAN

İsrailli güzel casus Suriye'den dönüp İsrail Genelkurmayı'na rapor verir: - Hafız Esad'ın son saldırı planını gece masasından çaldım. Üstelik, bununla kalmayıp oğlunu da hapsettim. Generaller sevinçle haykırırlar: - Harika, oğlunu hemen bize ver, sorguya çekelim. Güzel casus üzgün bir yüzle cevaplar: - İşte bu hemen olmaz, dokuz ay beklememiz lazım...

ATEİST

Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamiş. Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayi adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam "TANRIM!!!" diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamiş. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama: - "Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?" demiş. Adam utanç içinde: - "Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demiş. Ses: - "Peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya baslamis. Herşey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamiş: - "Tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere."

MAÇ

Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış: - "Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim, ne dersin?" - "Boşuna oynamayalım, biz kazanırız", demiş Şeytan. - "Olur mu en iyi futbolcular bizde. Ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde." Şeytan şeytanca gülümsemiş: - "Ama bütün hakemler de bizde."
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #617
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
KİMDEN YANAŞIN?

Temel ile Cemal, kahvede oturmuş sohbet ediyorlardı. Temel birden sordu:

— Ula Cemal,
tenhada pi domuza
rastlasan ne edersun
de pakayum?

* Tüfeğimle ateş ederum oğa!
* Ya tüfeğin yoğsa?
* Kafasına sopayla vururum daa...
* Peçi ya sopan da yoğsa?
* Pıçağumla öldirurum oni.
* De pakayum yanında pıçağın da yoğsa?
* Ula Temel de pakayum bağa. Sen penden yana
musun, yoksa domizdan yana mu?



kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
10 Ağustos 2006       Mesaj #618
kambis - avatarı
Ziyaretçi
AKŞAM FIKRANIZ


4 rahibe ölmüş ve cennet cehennem sınırında sorgulamaya alınmışlar.
Sorgulama
meleği demiş ' simdi herkes sırayla dünyadayken işlediği en büyük günahı
anlatsın. Sakin atmayın tespit ederiz.
1. rahibe ben hayattayken bir kere pen..se dokunmuştum parmağımın ucuyla demiş
melek hangi parmağınla diyince sağ elinin işaret parmağını göstermiş. Melek:
Tamam yavrum simdi git ve günahı islediğin o parmağı
yan taraftaki kutsal suya sokarak arın günahlarından demiş.

2. Rahibe ben hayattayken bir kere pe..isi tutmuştum Melek: hangi elinle
demiş.
Sağ elini kaldırmış 2.rahibe, melek de ona gidip o elini yandaki kutsal suya
sokarak günahlarından arınmasını öğütlemiş.

Bu sırada 3. rahibeyle 4. rahibe aralarında fısıldaşıyolarmış. Sonra aniden
yer değiştirmişler. Sorgulama meleği bunu fark ederek: 'Bir dakika ne oluyor, siz niye yer değiştirdiniz ' diye sorunca daha önce 4. sırada olup 3.
sıradakiyle yer değiştiren rahibe:

' İzin verirseniz, arkadaş kutsal suya g…ünü sokmadan ben bi ağzımı
çalkalayıp çıkayım efendim...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Ağustos 2006       Mesaj #619
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
OTOBÜS

Temel ile Dursun otobüsle İstanbul'a gidiyorlardı. Yolun yarısına gelince şoför:

— Sayın yolcular, şanzıman bozuldu bir saat mo­
la veriyoruz..

Temel sordu:

— Yahu Dursun, bu şanzıman nedir?

— Ha şu vites var ya, işte oni çalıştıran alettir.
Temel sinirlendi:

— Ben onun bozulacağını baştan anlamıştım. Şo­
för ha bire onunla oynuyordu...

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
13 Ağustos 2006       Mesaj #620
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Yönetici ve Mühendis

Buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun New York uzerinde balonla dolasmaya cikar. Aksilik bu ya, pusulasini asagiya dusurur ve kaybolur. Inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin tepesinde sigara icen bir adam gorur ve alcalir.
"Pardon. Ben neredeyim acaba?" diye sorar.
"Yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icindesin" der adam.
Yonetici sinirlenir:
"Sen muhendissin degil mi?" diye sorar.
"Evet." der adam. "Nereden bildin?"
"Cunku basim belada ve sana bir soru soruyorum. Verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
"Sen de yoneticisin degil mi?"
"Evet sen nereden bildin?"
"Cunku yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icinde kaybolmussun. Pusulan yok, berbat durumdasin. Fakat bu simdi benim sucum oldu."

Benzer Konular

30 Eylül 2007 / Aynacan Bilgisayar
28 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
16 Ocak 2014 / broken* Soru-Cevap
24 Nisan 2010 / Misafir Soru-Cevap