Arama

Babam - Sayfa 32

Güncelleme: 19 Mart 2012 Gösterim: 130.727 Cevap: 756
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Nisan 2007       Mesaj #311
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
baba10001
Sponsorlu Bağlantılar
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
25 Nisan 2007       Mesaj #312
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Baba Bana Bağırma

Sponsorlu Bağlantılar
yol ıslanmasın diye
şemsiye açanlara...

baba bana bağırma
bülbülleri kaçırdın ormanlarımdan
kulaklarımın kapılarını havalara uçurdun
kapılar baba kapılar pencereleri alıp gittiler
tenorlar kaçtı ses tellerinden
çevreye saçıldı yavru diktatörler
seni ne sopranolar istedi de vermedik baba

baba bana bağırma
bayrak direklerine konan kartalları anlat
uzun uzadıya
nasıl da göremediler avcıları
o keskin gözleriyle vah hah ha
şans yıldızlara özgü bir yalan baba
yıldızlara tükürüp tükürüp onları gezegen yaptınız
savaşan halklar taktınız dünyanın boynuna

yalanları yazdım defterime hiç unutmadım
radyasyonu radyo istasyonu sanan Bakanları
çiğleri, Meclis tavanını çiğ köftelerle çiğneyen
doğum sonrası acılarını cüce ülkeler doğuran kadınların

hiç unutmadım
sakallarını yüzlerinde
yüzlerini sakallarında unutan adamları
ve ısırgan tarlalarındaki parçalarını
Uğur Mumcu'yu biz yapan bombanın

hiç unutmadım
uzak yakın tüm tuzakları baba
yolun ezdiği oyuncak bir kamyonsun sen
bir gam ağacısın
kar yüküne dayanamayıp kırılan
ilkbaharı gerzeklere ödünç verdin
geri getirmediler
güneşin başına gelenleri
biz ilkbaharsız nasıl anlarız baba


baba bana bağırma
bir kulağımdan giriyor sözlerin
öbür kulağımı tıkıyor
Buenos Aires'te olsaydım diyorum içimden
Eva'nın peronunda
karanlıktan kuşlar çalan bir tren
bir bıçak kaçağı
tangonun bacaklarını havaya kaldırdığı kentte
ama iyi ki buradayım, burada hiçbir şeyi unutmadan
burada
bilginin bilgisizlikten daha çok acı verdiği yerde
burada, tam karşında
hapisanelerde hintyağı gibi bir şeydi zaman
hastanelerde pıhtılaşmış kan gemisi gibi
yol alırdı saatler
karılarının namuslarını dillerinde saklayan
adamlar vardı bir taraflarda
televizyon kanallarında yitirilen çocuklar
gökyüzüne düşmemek için denize yapışan balıklar
ve depolara indirilen Lenin heykelleri vardı
Sovyet Rusya'da
kafandaki duvarları
niye cebine koymuyorsun sen baba


baba bana bağırma
farkında değilsin
arkasını ezilenlerin yaladığı
bir posta puludur dünya
bir kara delik yutana kadar uzayda bizi
asansör boşluğuna itilen bir kedisin sen
söylemenin tam sırası
ülkeyi bu duruma senin oy verdiğin
partiler getirdi baba
ama ben buradayım, burada hiçbir şeyi unutmadan
bir yaşamlık kaygı duruşundayım
yakın tarihimiz için


baba bana bağırma
bacağından vurulursa bir şiir
nereye kadar gidebilir
bana bağırma baba
kendine bağır
yoksa her şey bitebilir


Akgün Akova |

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Nisan 2007       Mesaj #313
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
baba10002
baba00002
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
25 Nisan 2007       Mesaj #314
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
babalar002
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #315
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Sen Benim Babamdın...



Bir güzeli daha güzel görmek
Bir insanı daha çok sevmek
Güldüğümde daha çok gülmek
Sevdiğimi hissettirmek
Herşeyin hakkını vermek
Doyasıya yaşamak istiyorum
Kaybettikten sonra bilmektense
Varken değerini bilmek için herşeyin

Sen yoksun ya şimdi
Varlığına hasretim
Sana karşı ne kadar ölçüsüz
Saygısız ve küstahmışım
Sana duyduğum sevginin bile
Çok fazlasına layıktın
Oysa sen varken
Seni ne çok sevdiğimi düşünürdüm
Çünki sen beni
Karşılık beklemeden severdin
Benden beklediklerin
Yine benim içindi
Varken anlayamadığım davranışlarını
Şimdi düşündüğümde
Anlıyor ve kahroluyorum

Eğer şimdi yanımda olsan
Seni nereye oturtacağımı
Nasıl memnun edeceğimi
Nasıl saygı duyacağımı
Seni nasıl seveceğimi
Bilemezdim
Çünki sen benim babamdın...



Can Ceylan
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #316
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
BABAM' A


küçük bir kasabanın
büyük oğluydu babam

büyük düşleri vardı
küçücük dünyasına sığmayan

uzaklara gideceğim
büyüteceğim hayallerimi derdi

dedem izin vermezdi ya
bir tayin aldı başını gitti

yürüdü babam
yol yol

esti babam
rüzgar rüzgar

meleklere özenirdi bazen
ki o kadar güzeldi kalbi

oysa
kanatları yoktu babamın

kızım derdi
canım derdi içten
severdi kim olursa olsun
bu yüzden kimse ah etmedi peşinden

gözleri ışık saçmadı hiç
sıcacık bakışları dışında

bir gün
büyüdüm dedi
kocaman oldu ailesi

tamam artık
çocuklar çoktan beni geçti
dinlenmeliyim dedi

yorulmuştu babam
çok yorulmuştu

önce gözleri yere indi
sonra dizleri

kaldır dedi kendini anam
gücüm yok dedi

kara bir pazar gecesi
ecel sarmaladı hepimizi
canımdan ayırdı bizi

yalan dünyada gözü yoktu babamın

gitti
gözlerini kapayıp sonsuza
son yel estiğinde kabristana

oysa o
hep bizimleydi…


Gülcan Talay
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #317
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Kar

Karlı bir akşamdı Ankara'da;
Son kez elele yürümüştük,
Bitmesin istediğim yola.
Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
Yazarsın bana demiştin.
Bende yazarım sana sık sık.
Ağlıyordum....
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
Elimi daha sıkı tuttun,
Anlıyordun....
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
Kitaplarım sana emanet,
İncitme kimseyi, kin büyütme kalbinde...
Beni bekle...
Yol bitti, gidiyordun artık;
Sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum, kelebeklere dokunmadım,
Öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, akşam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok şey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam...
Nasılsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı sesle seslendim
Uçak, babama selam söyle!
Beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim ilk adam...
Bir bilsen seni nasıl özledim...
Kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti,
Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım,
Kin büyütmedim kalbimde....
Küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
Uçak, babama selam söyle!
Uçak, babama selam söyle!

İclal Aydın
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #318
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
BABAMA...

Her akşam sevdiğin şehrin iki yakasını
İki yakam bir araya gelmeden yaşayarak hala
Buluşturuyorum hatıralarınla
Sensizliği bir kara delik gibi beynime hapsederek

Büyüdüğümü zannedip elimden tutmana sinirlenirdim
Akıl karıştan öte,nasılsa pembe renkleri her bakışın
Keşkelerin az da olsa yan yana yürüyeceğini bilmeden
Sevdiğin şehrin iki yakasını her akşam buluşturuyorum

GÖKHAN ŞİMŞEK
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
26 Nisan 2007       Mesaj #319
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Babama Mektup...



Baba,seni çok seviyorum ama,
Bugüne dek söyleyemedim sana.
Cesaretim yoktu gözlerine bakmaya,
Ve dizlerine başımı koyup uzanmaya.

Beni hiç kucağına almadın,
Canım kızım demedin bana.
Yemedin yedirdin,
Giymedin giydirdin ama.....
Hep unuttun beni sevmeyi baba...

Hiçbir veli toplantımda olmadın,
Derdin nedir,mutsuz musun? sormadın.
Ben otuzuma geldim baba,
Ama boşluğun kalbimde yara.

Hep unuttun sevmeyi baba,
Annemi,beni,kardeşlerimi.
Neydi bu kadar ağır gelen sana?
Bu satırları yazarken gözümde yaşlarla
Seni herşeye rağmen seviyorum baba..
Sen sen niye unuttun beni sevmeyi baba?
Bu kadar mı ağır geldik sana?
Hayat bu kadar mı gitti zoruna....





Elif Ay
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #320
arwen - avatarı
Ziyaretçi
hayat dedin de baba
olmuyor be!
pamuk ipliğine bağlı yaşamak
suların üstünde yapayalnız çaresiz kalmak
hayır
öğretmedin ki sen bana baba!
kuşların özlem duyduğu bir ülkeyi avuçlayıp
şarkılar, şiirler ve bir çok aşk mektubunu
nasıl olurdu da;
oğlun,körpeciğin yazabilirdi?
savaşın cirit attığı bu sokaklarda baba
nasıl ağlamazlıktan gelebilrdim gözyaşlarımı.
sonra annem,kardeşim,körpeciğin; yani ben
sana gençliğinin yaşamını sunuyorum baba
yaşanılmadan kaybedilmiş,
umudunun üstüne kar taneciklerini değmiş,
tek tabanca arşınladığın istanbul sokaklarını
sana ısmar ediyorum bu yalnız akşamımda baba!
lütfen ama lütfen kabul et
akşamları sen eve dönerken işten;
(kardeşim hatırlamaz)
ben balkonda beklerdim dönüşünü
sağ salim dönebilmeni sokağın köşesinden
her akşam olduğu gibi baba
annem,kardeşim,körpeciğin; yani ben.
bekler dururduk soğuk ayazında istanbulun
bir akşama daha çıkagelmeni ümit eder dururduk baba
kendine başına buyruk hayatın
selamsız sabahsz seherine uyanmak için beklerdik baba!
-'hadi gel' diyerek.

bilmeliydik aslında.
o akşamda senin kendi başına karar alıp eve dönmeyeceğini
bilmeliydik aslında bizi babasız koyacağını o akşam
ve bilebilmeliydik bize hoşçakal diyemeden sesinin soluğunun kesileceğini
bilebilmeliydik be baba!

sen bana bir uçurtma bile yapamadan çekip gitmiştin yabansı ellere
kardeşime karne hediyesi bir bisiklet alamadan çıkıvermiştin hayatımızdan
anamaysa bir elveda busesi kondurmadan yanağına
kapının gıcırtısını hissettirmeden yok olmuştun
ömrümüzün tam ortasında.

vay baba vay!
içtiğin sigaraların dumanı sinmişti ya hani yatak odanızın perdesine
(annem hep kızardı sana)
işte hala kokuyor perdeler
hala baba kokuyor sigara dumanı
ama sen yoksun
keşke olsan da şimdi hiç anlatmadığın bir uyduruk masal anlatsan bana ben uyurken
kardeşime bisikletine binebilmeyi öğretseydin yere düşmeden
annemi de keşke öpebilseydin gitmeden
olmadı baba bak yine olmuyor işte
ne akşamlar geride kaldı senin sokağın köşesini dönmediğin
ne bana anlatacağın bir lafonten masalı.
ne kardeşime ellerini bırakıp ta sürmeyi öğrettiğin bisiklet maceraları
ne de anneme gitmezden evvel söylediğin bir elveda şarkısı..

Benzer Konular

8 Ocak 2018 / Misafir Cevaplanmış
26 Ekim 2016 / Misafir Soru-Cevap