Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 15

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 302.234 Cevap: 1.891
FLaMiNGo - avatarı
FLaMiNGo
Ziyaretçi
17 Ekim 2006       Mesaj #141
FLaMiNGo - avatarı
Ziyaretçi
Seni kaybetmekten korktuğum kadar kimseyi kaybetmekten korkmadım ben!!!
Bana neler oluyor bilmiyorum neden bu kadar sendeyim?Neden sen yokken bile hep seninle berabermişim gibi?Aklım,kalbim sürekli sende sanki seninle 'Merhaba!'dedim hayata..Sanki bundan öncede sen hep benimleydin.Kalbimin bir köşesinde saklanıyodun!Çıkmaz sokaklara girişimi izledin,ben ağlarken bir köşede bana bakıyodun 'Mutlu olacağın günler gelecek'diyodun bana..Bekledin karanlığa gidişimi;yere düşüşlerimde hep arkamdaydın!
Sponsorlu Bağlantılar
Belki de hep aslında içimde olduğun için şimdi bu kadar iyi anlıyosun beni Bu kadar sevdiriyosun kendini..
Ama diyorum ya seni kaybetmekten çok korkuyorum sonunda sadece acı,keder,üzüntü ve gözyaşı olan bir şeyin altına imzamızı attık.En başından biliyodum sonunun ne olacağını..Kör bir kuyu içine atılıp oradan bir daha asla çıkamayacağımı biliyodum bilerek sevdim herşeyi göze alarak!Bir çok korkuyu silip attım benliğimden,hep senden güç aldım.Şimdi içimde ki aşkın o kadar büyüdü ki;tek korktuğum şey seni kaybetmek..
Aklıma geldiğin zaman gülmek geliyor içimden çok mutlu ediyosun beni.Bütün güzel olan şeyleri seninle yaşamak,seninle paylaşmak istiyorum ve bütün güzel aşk sözcüklerini senin kulağna fısıldamak!
İşte bu yüzden SENİ KAYBEKTEN KORKUĞUM KADAR KİMSEYİ KAYBETMEKTEN KORKMADIM BEN!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ekim 2006       Mesaj #142
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Masa üstü hikayeleri gibiydin bazen. Bir fincan kahve, bos bir vazo veya titrek ellerime sıkıstırdığım bir sigaraydın belki de. Adını koyamadığım bir hayattın, ne siyah ne de beyaz!
Her anımda seni istedim yinede, attığım her adımın sana uzanacagını düsündüm, her kelimenin sonunda ismini de söyleyecegimi sandım ve ben bunları yasarken seni sevgini hayal edip durdum!
Sponsorlu Bağlantılar
Karmasa içine düsmüs insanlıgımı kurtarmak için çabaladım durdum. Ne seni istedim ne de sensizligi. Bir haykırıstın içimde saklanan bazen de yaramaz bir çocuk.
Bir anım bir digerine uymadı hiç bir an. Ne zaman seni istesem bir çıglık kopardı hep
içimden. Beni seven herkes kosarcasına uzaklasıp kaçardı benden. Sensizligin gürültüsü yankılanırdı kimsesiz sokaklarda.
Seni yazmak istedim her defasında. Ne aklım seni anlatacak bir kelime buldu ne de kalemim seni yazacak rengi. Bir düs oldugunu düsündüm sonrasında. Güzelliklerle dolu bir hayatın anlamıydın çogu zaman. Sensizligi bile içinde yine sen olduğun için sevdim.
Bilmiyorum hayat nedir sevgiler asklar ölümler gerçek midir? Sensizliğin yükünü papatyalara yüklemeye cesaret edemedim. Sormadım o bir kaç yapraga sevip sevmediğini.
Senden habersiz seninle yasadım askımı. Bazen kızdım sana yakın görmediğim anlarda. Bazen de delicesine sevdim yüzüne bakmaya korkarak. Çok saftım çok temizdi sevgim. Sana bakamayacak kadar ürkekti. Delicesine asıktı dudaklarım seninle
konuşmayı unutacak kadar!
Yeni dogmus bir bebege hayatı anlatmak kadar zordu seni anlatmak. Kelimeler dügüm dügüm saklandı hep damarlarımda. Birini çıkarabilsem çorap sökügü gibi hepsi art arda dökülecekti ellerine. Ben ne o kelimeyi ne de onu kullanabilecek
dogru zamanı bulamadım!
Yeni koparılmıs bir gül gibi masumdu sevgim. Ruhumu yesertip o güle bir kaç yaprak yaptım ve sonrasında ufak bir dal! Hayatımdaki bütün renkleri bir bir sürdüm yapraklarına yalnız siyahla beyazı ayırdım kendime. Kırmızıyı da kendi kanımdan çaldım
ve öylece bir hayatı o gülle birlikte ellerine sundum. Yine de umursamadın!
Ve ben kaybettim. Ne acıları düsünür oldum ne de dipsiz uçurumlara yuvarlanan hayatımı. Ömrümde bir kez olsun anlam kazanmıştı oysa hayatım. İlk kez sevmistim kusları agaçları denizleri. Yaşamın kıyısından izlerdim hep hayatı ve insanları. Hiç
tatmamıştım kalabalığın arasındaki deniz kokusunu ve böylesine kalabalık bir askı!
Her kelimemde bir küfür her hareketimde bir isyan olacak belki hayat.. Belki de karanlıga saklanmıs bir tek aydınlık... Belki açık belki kapalı... Belki siyah Belki beyaz..Ve belki... Her sey olacak iyi, kötü, güzel veya çirkin ama öncesinde hep belki olacak...
Her ne olursa olsun, yerin dibinde ya da gökyüzünde ben yine sensiz, yine sahipsizim...!!!


Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
18 Ekim 2006       Mesaj #143
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
AYRILIK… YALNIZLIK

bir kırbaç sesi bekleyen
kapı önünde eyerlenmiş atlar gibidir
aramızda ayrılık

o kadar hazır
o kadar bilinen
ve o kadar beklenen

atlar geçer bozkırlardan
atlar göçer
atlar uzak iklimlere ruhumu taşır
uçuruma benzer boşluğa nal sesleri yayılırken
gözlerimde
ihanetin çiçekleri tomurcuklanır

kanatlarında sevda masalı
ağızlarında umudun türküsü ile
turnaların
bitmeyen yolculuğuna benzer yalnızlık

turnalar geçer bulutlardan
turnalar göçer
turnalar bilinmeze ruhumu taşır

tanyeri ağardığında
pencereleri kapalı
kapıları mühürlü odama
bir ışık gibi süzülmeni beklerken
sisler aralanır yüreğimde

bölüşemediğimiz sevdanın külleri
canımı yakar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ekim 2006       Mesaj #144
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gece bana yansıtır hayalini, hayalin bende gece gibi.
Yine gece yansır bana, yine gecenin içinden ışık kırıntıları eşliğinde hayalin gelir çok uzaklardan. Ben seni çok özlemiştim zaten. Hep çerçeve içinde saklıydı yüzün hayalimde. Her yaprağını sakladım dökülen güllerin. Dökülen "sen" olma diye gönlümden.Vücudum sıtmaya tutulmuş gibi titrer, dudaklarımda suyun gideremeyeceği bir kuruluk. Gece bana yansıtır senin hayalini, ben geceye aşık. Geçen gün yine aynı sokaktan geçtim. Saat akşam saati, vakit akşam ve yer aynı yerdi. Yine köşe ve kaldırım... Derin derin seni teneffüs ettim kaldırım kenarında. Denize yansıyan gece, bulutlardan kaçan Ay, gözlerimi ıslatan yaşlar eşliğinde. Bana bakıp durdu insanlar. Bana gülüp durdular.

Gece bana yansıtır hayalini, hayalin bende gece gibi.
Bilmekteyim bu satırların çare olamayacağını derdime.
Bilmekteyim ahde vefanın geçerli bir alışkanlık olmadığını. Bilmekteyim benim evimdir gece.
Bilmekteyim yansımaktasın çok uzaklardan bana yine bu gece.

Ve gece bana yansıtır hayalini, bense geceye aşık SEN niyetine.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ekim 2006       Mesaj #145
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gün olur gelirsin, maziye yenik gönlünü dokunulmamış sevdamla avutmak için...Ben ben olmam o vakit...
Gittin... Gecelerce uykusuz kaldım gözlerine... Adından gayrısını haram belleyip
bekledim. Avuç açıp yaradana takatsiz kalana dek diledim seni. Nefesim nefesine aç saatlerce düşündüm ettiğimiz yeminleri. Gök yarıldı, şimşekler çaktı üstüme. Nefessiz, ışıksız kaldım yokluğunda.
İçimde yorgun bir kırlangıç çırpınıyor. Kanadı kırık, ağlıyor sevdamıza. Ağaçlar çiçeğe durdu bende mevsim hala güz. Yalnızlığımın tiz bağırtısı aramızdaki uçurumu hatırlatıyor her dakika. Kimsenin bilmediği, gayri meskun yerlerde kalbimi hüzüne sattım.
Gittin... Duvarlar sarsıldı derinden, yer yerinden oynadı. Efkarımı taşımaz bedenim. Kovalıyorum geceyi güne yetişmiyor bir türlü. Mutluluk ıskaladı geçti yine beni. Senin ömrümdeki rolün sona erdi.
Gittin... Yitmedin, bitmedi sevdam. Zamanla boğuşuyor günlerim. Ahlarım bırakmaz yakanı, bu dünya sana kalmaz. Sensizliğin keskin tadı damağımda. Bembeyaz bir kuğu gibi yeni gelin edasıyla süzülüyor içimde yalnızlığım. Ömrümün savaşını veriyorum kendime karşı.
Gittin... Dinmedi gözyaşım. Sen yoksan gökyüzü yok. Ekmeğin tadı yavan sensiz. İstemem doğmasın güneş. Toprağın suya muhtaçlığı misali muhtacım ellerine. Aşkça ötüyor içimdeki kırlangıç; dön diyor geç olmadan.
Zakkumlar sırt çevirmiş dağlara, başaklar hasata küs. Sensiz dönmüyor çark. Beynim gönlümün kölesi. Yarınım belirsiz. Hayallerim olasılıklarla ölçülü. Keder yağıyor saçlarıma gözlerimin altında matem çizgileri. Terk edeni bekliyor yalnızlığım...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
19 Ekim 2006       Mesaj #146
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızlık, yalnızlık
Bari sen elimden tut
Geceyarısı aynalarda
Suçlu ve ezik
Gözlerim kan çanağı
Cinnete dönüşen bir dinginlik
Duruyorum karşında

Şarap taşlaşıyor
Midemde ve beynimde
Mavi mavi tüten sigara
Giderek mora çalıyor
Yalnızlık, yalnızlık
Bari sen elimden tut
Suflör kullanma
Dost seslerini dudağınla ısıtıp
Gece hep aynı gece
Karbon kağıdıyla çoğaltılmış
Gibi kara ve soğuk

Ellerim beynime alkol serpiyor boyuna
Niye böyle, neden
Sormuyorum artık
Yalnızlık, yalnızlık
Bir kez olsun kuğuların türküsünü
Tersinden söyleyeyim
Ölümse ölüm
Yaşamsa yaşam
Ayna hep ayna ayna...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Ekim 2006       Mesaj #147
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM


Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum

Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar,
bu şehri terk edeli
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı,
yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile
Pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanıldığımdın
Yangınımdın
Yangındın

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum

Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum

"Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
"Ya öldür beni"dedim
Ya da ğit benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum.

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
19 Ekim 2006       Mesaj #148
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
GRİ KENTTE KARANLIK YALNIZLIĞIM

bulutları
ağaçları ve denizi karanlık
bu gri kentte
kararmış yalnızlığı yaşıyorum

yüreğimde doğup da
gözlerimden süzülen yağmur başlar
mevsimsiz

martı çığlıklarıyla beraber
balıkçılar denizin şarkısını söylerken
durduk yerde
yüreğimde
yalnızlığının tırnak izleri kanar

sensizliğin ayazında üşürken bedenim
cesur ve deli bir rüzgardan kaçan bulutlar geçer
martıların içinden

sevdanı
inci gibi büyütürken içimde
bir rüzgar eser
bir dal kopar
beni yutmaya çalışan karanlıkta
yalnızlığımın içinden bana bakar gözlerin

çiy düşer sabahıma
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ekim 2006       Mesaj #149
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Valiziniz toparlanmış eşyalarınız öylece bir köşede mahzun bir şekilde size bakmaktadır. Şöyle etrafa son bir kez bakıp içinize derin bir nefes çekersiniz. Kapıdan çıkardığınız son eşyadan sonra kapıyı kendi ellerinizle yüzünüze kapatırsınız. Arkaya dönüp bakmamak için kendinizi sıkarsınız. Terminale yaklaştıkça içinizde yalancı bir kuvvet doğar size güç verir. Sanki her şeyi başaracak gibi hissedersiniz. Geride bıraktığınız şehrin sınır tabelasını gördüğünüzde içinizde bir burukluk başlar. Yanınızdaki koltuğa bakarsınız. Daha evvel onunla yaptığınız yolculuklar gelir aklınıza. Ve ilk darbe burada başlar yüreğinizde ince bir sızı duyarsınız. Saatler geçer ve yolculuğuz sona erer ve o yalancı cesaret bir kez daha içinizi sarar. Her şeye yeniden başlayacağınızı söylersiniz. İlk gece gözler uykusuz bir noktada elinizde sigaranız ağlarsınız. Sessizce içten içe ağlarsınız. Gözyaşlarınızı silmek istemezsiniz yanaklarınızdan süzülen her damla yaşta lanetler düşer dilinizden, kalbinizin en derin yerinden. Belki de daha önce Allah ‘a hiç bu kadar içten yakarmamışsınızdır. İçinize bakmak istemezsiniz oysaki sadece aşk acısıdır bu. Neden bu kadar canım acıyor dersiniz. Telefonun başında beklemeleriniz. Ondan bir haber beklersiniz gel demesini istersiniz. İnanmak istemezsiniz aşkın sizi terk ettiğini oysa her şey bitmiştir. O yüreğindeki aşk sandalının yelkenlerini bir başka yüreğe açmıştır. Haberlerini alırsınız güldüğünü eğlendiğini duyarsınız. Yıllarca onun gülmesi için uğraşlarınızı unutur neden bu kadar keyifli diye kızarsınız ona. İçinizde bir öfke belirir aynaya koşup kendinize bakarsınız yüzünüzdeki acı bir kilometre öteden okunurken o gülüyordur. Size ihanet ettiğini düşünürsünüz siz bu haldeyken o nasıl gülebilirdi. Öfkeniz büyür, göğsünüzde öyle bir acı belirir ki, evladı bir pusuda şehit düşmüş bir annenin katiline bakışları ve öfkesini taşırsınız yüreğinizde gözlerinizde ve işte o sonu hazırlarsınız. Elinize telefonu alır ve tüm öfkenizi, verdiklerinizi suratına kusarsınız. Rahatlamışsınızdır içinizdeki öfke ve acınız azalmaya başlar. Telefonu kaparsınız işte o anda bir boşluk alır içinizi ne yaptım ben dersiniz. Her zaman gülmesini istediğiniz hayali kanatlarınızı üstüne örttüğünüz o insanı kırmışsınızdır. Özür dilemek için tekrardan telefona sarılırsınız. Kısa süren bir sessizliğin ardından
- Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Eee ne olacak şimdi son kırıntıları da yok mu ettik. Dizlerinizin bağı çözülür dudağınızda bir kuruluk avuçlarınızın içi terler. En yakın yere kendinizi bırakırsınız. Bitmiştir alışmaya başlamalısınız artık. Elinizde ne kaldı bilmem ama onu da harcamamak için çabalamalısınız artık. Yüreğinizde ki acı mirastır size, gerisi zaman denen hem şifa hem de zehir olan o kahramanın elindedir.

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
24 Ekim 2006       Mesaj #150
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Her kelimem yalnızlığa tutsak.
Her gülüşüm sana uzak.
Yüreğimle yüreğine dokunsam,
Gülüşün düşer haramın avuçlarına.
Gözyaşlarımı yüzüne bıraksam,
İmkânsızlık düşer hasret paydalarımıza.

Güneşler kurutmaz ıslak kirpiklerimizi.
Şarkılar avutmaz ikimizi de.
Gün gelir,
Gözlerimizden akan
Yaş olur ayrılığımız.
Gün gelir,
Yüreğimizi yakan
Yangın olur yalnızlığımız.
Gün gelir,
Yoklukta yüreğimizi dayandığımız sırt,
Uçurumlarda tutunduğumuz bir dal olur
İmkânsızlığımız.

Ve bir gün Cennetin köşelerinde
Sarıldığımız gül kokulu bir sevda olur
Islak gözyaşlarımız…..


Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri