Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 156

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 302.607 Cevap: 1.891
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
17 Şubat 2008       Mesaj #1551
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızlığımda Alıkondum

Sponsorlu Bağlantılar





Duyamıyorum yagmurun sesini
Artık eskisi gibi,
Kulaklarımda hep bana seslenisin...
Sen gittin gideli
Aynaya da bakmıyorum!
Saclarım dagınık,
Yüreğim hep terli.
Kendimi yalnızlığımda alıkoydum
Ve bin kere pişman oldum.
Sen yokken;
Tutmadığım için başka elleri...
Orhan ELLİSEKİZ
CoCuqibi - avatarı
CoCuqibi
Ziyaretçi
17 Şubat 2008       Mesaj #1552
CoCuqibi - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızım Yalnızsın Yalnızızmetin
kimse içimdeki boşluğu görmüyor
Sponsorlu Bağlantılar
bir adresi yitirmek neler hissettirir insana
kalp atışlarından uzak olmak
soluğunda duyamamak mevsimleri, düşünmüyor

çok şey bilmenin hoş karşılanmadığı zamanlardayız
ciddiye alınmıyor sorularımız
gün afrikalı kalmaya kararlı
bu dünyadan olmamak da yetmiyor

ve siz geliyorsunuz, sarı elbisenizle bir silüet
hayatımdaki eksikleri gösteriyorsunuz
küçülüp silikleşiyorum, hafifliyor bedenim
yalnızlığım dağılıp çoğalıyor sesinizde

ben artık sadece kuşların şarkısını dinliyorum
miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
18 Şubat 2008       Mesaj #1553
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
YALNIZIM

Yalnızım.......
Bugün telefonum yine çalmadı...
Kimse gelmedi kapıma...
Yalan yanlış söylediğim bir şarkıydı bana eşlik eden...
Bugün yine...

Doğacak her güne umutla bakan ben,biraz karamsardım bu sefer....
Haz almadım hiçbir şeyden.....
İnanamadım halime...

Düşünceler,nehir gibi aktı beynimden...
Hızlı ve acımasız...
Bütün bebekler gibi masum
Ve yalnızdım yine...

Eski defterler karıştırılmadan,
Yaptığım yalnışlar hatırlanmadan geçemezdi böyle bir gün...
Elbette.
Geçmiş dostum oldu bazen...
Ama çokça sırtımdan vurdu beni...
Yine.

Söylenen sözler boşa.....
Yalnızlık yaşanıyor nasıl olsa...
Baştan başa....
Can SÖZER
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
18 Şubat 2008       Mesaj #1554
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Ve işte gidiyorum Nazlıgüneş
Yalnız gecelerin uzak sabahlarında
Bir düş görürsen şayet beni hatırla
Oysa karanlıktı gece
Ve Sevgisizdi hayat
Yalnızlığıma hediye ettiğim bir damla sevgiyi
Ve Bir hayali,gökyüzünü ve geceyi
Sana verdim karanlık düşlü sokaklarda
Al düşlerimi ve geleceğimi
Sadece şunu bil ihanetin adı yoktur sesimde
Ve senle beraber var ettiğim o kainatı
Düşlerimle bırakıyorum sana
İlerde birgün düşlerinde ürperirse hayalim
Ve bir damla gözyaşı görürsen
Bilki senin içindir
Ve İşte gidiyorum Nazlıgüneş
Yaratılışım yok olmam gibi
Ama ağlamıyorum çünkü biliyorum gerçeği
Al düşlerimi al ve git daha ne bekliyorsun
İşte gerçek hadi durma git ve yalnız bırak beni
Hadi git daha ne duruyorsun
ALPER ESKİKILIÇ
yaremce - avatarı
yaremce
Ziyaretçi
19 Şubat 2008       Mesaj #1555
yaremce - avatarı
Ziyaretçi
gozuyasli12im



YAĞMUR SEVGİLİM

Sen yoksun bu gece.
Sen yoksun, yağmur var bu gece.
Islanmak için sokaklarda yürüdüğümüz yollar bomboş nedense?
Bu gece yağmur var.
Ayın on dördü gibi cemalin, yağmur ve mektupların var bu gece yanımda.
Acaba bir gün, ıslanmamak için koşarken, yolun kıyısındaki taşın oyuğunda ışıldar
bir vaziyette, beni görüp avucuna aldığını bir şiirinde yazacak mısın?
Acaba birileri, benim yalnızca bir avucu dolduracak kadar saf yağmur suyu, olduğumu bilecekler mi?
Giderek avuçlarından, şırıl şırıl akan dere sularına verdiğin bir damla gözyaşı olduğumu bilecekler mi?"
Korkarım bilmeyecekler sevgili!
Bilemeyecekler?
Bu kadar saf ve temiz bir sevdanın, bir yağmur damlasında saklı olduğunu
kimse bilmeyecek.
Kimse anlamayacak, uzaklığının bu kadar yakın olduğunu.
Bir yıldız da buluştuğumuzu, yağmurdan hızlı hızlı kaçan insanlar bilmeyecek.
Seni ne çok sevmişim yağmur damlası.
Cama vuran her damla minik bir öpücük olsun buradan, ta oralara giden her
damla da, benim bir gülücüğümü gör pencerende, her damlanın çıkardığı seste,
benim sesimi duyar gibi ol, her damla tertemiz bir nefes olsun, sende aşka giden...
Ağlamak kadar gülmekte var yaşamda...
Duyguların en yoğun halini, özlemlerin en büyüğünü, sevdanın en zorunu
istiyorum belki de, bir sen, bir de yağmur var hayatımda.
Yağmur damlaları, saçlarından kayıp, alnından kirpiklerine dökülür,
gözlerinden, yüzüne dağılıp yanaklarını okşar, dudaklarına çarpıp, boynundan
hızla kayıp ince gömleğine akardı...
Avuçlarımı yüzüne değdirir, parmaklarımı dudaklarında gezdirirdim.
Utanır gibi olurdun kimi zaman, çekinir, gözlerini, gözlerimden kaçırırdın.
Bazen de, utanç halini yağmura dalmış gibi, hiç bir şeye aldırmadan, sımsıkı sarılırdın bana.
Islak saçlarını okşar, nemli yüzünü izler, yanaklarından doyasıya öperdim...
Bu gece yalnızım...
Sen yoksun bu gece...
Bu gece yağmur var.
Yalnız ağlıyorum ıslak camların önünde, gözyaşım yağmur damlası bu gece.
Islanmak istemiyorum, söyle yağmura dinsin, yağmasın bu gece...
Gözyaşını bilirim diyenlerin, aslında bilmediklerini anlarsın, bir gün ayrılıklarında hiç ağlamadıklarını görünce.
Yeşili severim diyenlerin, sevmediklerini anlarsın, bastıkları zaman bir ot parçası gibi yeşil çimenlere.
Güzeli severim diyenlerin de, bir gün yanıldığını anlarsın...
Meğerki ben seni ne çok sevmişim yağmur damlası...
Seni ne çok sevmişim...
Yıllarca senin dilinden konuşmuşum, senin gözlerinle görmüşüm, senin yüreğince sevmişim,
düşlerimi seninle büyütmüşüm, yorgun ve sonu gelmeyen özlemlerimi yağmur damlalarında beslemişim...
Oysa sen..
Teslim olmuşsun başkalara, yasaklara takılı kalmışsın, yenilmişsin.
Yenilgiler intikama dönüşmüş boş yere, gururun yıkılmış, sen yıkılmışsın, her gün biraz daha akışı olmayan nehirlere dönmüşsün...
Ben seni ne kadar çok sevmişsem, aramıza hep yağmurlar girmiş.
Hep ıslak kalmış, el ele tutuşan ellerimiz, gözlerine hep hüzün yerleşmiş.
Seni ne kadar çok öptüysem, o kadar uzaklara düşmüşüm, ayrı gecelerde hep sana
ağlamışım, yokluğun büyümüş, yalnız kalmışım.
Ben seni ne kadar sevdiysem, incinen çocuk bakışlarında kalmışım, hep koşmuş, yetişememişim yol ayrımlarına.
Seni ne kadar çok uğurladıysam, o kadar çok beklemişim dönüşü olmayan yollarda. Sen hep uzaklara gider olmuşsun.
Sonbahar ayrılık demek olmuş..
Ben senin, Eylül gecelerinin ay ışığında güzelleşen yüzünün tutkunu olmuşum.
Fırtınanın önünde sürüklenip, saçlarına takılıp eriyen bir kar tanesinde yağmur damlası olmuşum...
Zordu bir tanem...
Hayatın gerçeğini, düşlerinin ıslığıyla bestelenmiş, kanayan bir şarkıya dönüştüren yüreğinin atışlarını dinlemek.
O ıslığın seni götürdüğü yere kadar çekip gitmişsin sen.
Yankı seslerinde anlamışım seni kaybettiğimi.
Bağ bozumu hayallerimde ıslak kalan düşlerim kurumamış ve sen yağmurda yürürken hep susar olmuşsun.
El, ele tutan ellerimiz ise hep ıslak kalmış.
Dudaklarımızda bir garip yağmur şarkısı...
Ben sana tutkun, sen bahar yağmurlarına aşıktın.
Buğulu camlara resmini çizer, güneşle birlikte yok olurdun.
Bunca güzelliklerin ardından içimizi buz gibi yapan, bizi üzen bir şeyler hep sinsice yaklaşır değil mi?
Koşarak gelsen, diyorum yağmurlu bir gecede ve o çocuk bakışların gözlerimde.
Ellerin ıslak, gömleğin ıslak, sarılsan boynuma, sımsıkı kucaklasam seni, usulca öpsem yağmurlu yanaklarından, ateşe kesilse birden üşümüş bedenin, ellerin sımsıcak olsa avuçlarımda.
Bu aşk hep sıcak kalsa, "boş ver" desen bana, "boş ver, yaşamak işte bu yağmur sevgilim", geri dönüşü olmayan bir yola çıksak birlikte, bir sen, bir ben, bir de yağmurlar olsa.
Mutluluk ellerimizde, gönlümüz hoş, içimizde kükreyen sevinç ve iki damla yağmur tanesi, biri sende diğeri de bende.
Doyulur mu hiç yaşama?
Ama korkuyorum aramıza mevsimlerin girmesinden.
Korkuyorum sana geç kalmaktan, kaybetmekten korkuyorum seni.
Oysa aşk, her gün büyütmeli kendini ayrılıklarda.
Bu gece yağmur var.
Islak camların önündeyim.
Ya sen?
Sen neredesin yağmur damlası?
yalnız mısın?
Yoksa, bütün kadehlerin sana kalktığı bir masa da baş oyuncu musun bu gece?
Ödünç alınmış, yapmacık gülücüklerin karşısında mısın?
Sen neredesin yağmur sevgilim?
Neredesin?.. Neredesin?..



alıntı
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
19 Şubat 2008       Mesaj #1556
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Gün geceye yüklüyordu yorgunluğunu..
Dudaklarımda bir türkü "ah yalan dünya"
Yürek vuruşlarıma yüklenmişti karanlıklar
Sen görmüyordun..
Son kez falcılara uzattım avcumu
Umutlarım sana giden yollarda bir bir kayboldu..
Üstelik acılara ülserliydim..
Vodkalı gecelere yeşil ışık yakmıştım
Postaya verilmemiş şiirlerim vardı
Sana yazılmış bilmiyordun..
Anıların kurşuna dizdiği ilk ben değildim
Herşeyimi anlatmıştım sana
İstasyonda bir tren geceyi ateşe vermişti
Bir kadın ağlıyordu; hıçkırıkları sıtmalıydı
Ben sana geliyordum şiirlerimle
Okumuyordun..
Vefasızlığın böylesi..!!
Oysa boşunaydı uğraşım
Sen artık uzak diyarlara gidipte
Dönemeyişin adı olmuştun..
Sen özgür olduğunu sanıpta
Sürgün yaşamamın en büyük tanığısın..
Deli duygularımla seni bekliyorum hala köşebaşlarında
Yalnızlığımı bekçi düdükleri paylaşıyor..
Uykusuzmuşum..açmışım..umurumdamı..
Üstelik dudaklarımda birikip kalmış en yoksul çağrılar
İçimde bütün umutlar karşıma dizilmiş ardarda
Tut ki düşlerimi çalmışlar...
Boynu bükük gidiyorum yağmur yağıyor bu şehre yine
Yokluğun kanser yarası
Seni soruyorum kükürtdioksitli geceye
Ellerim ceplerimde seni düşünüyorum
Yalandan da yalan gözlerini..**** gülüşünü
Yanyana nefes nefese seninleyim..
Sökemiyorum içimden kördüğümsün..canımsın sanki..!!
Tül perdelerin gerisinden bakıyorum sokağa
Şimdi en uzağındayim en çılgın sevişmelerimizin
Bir ben varım kırık sevgiler bulvarında
Hiç uyumamış bir ben..
Çaresizliğine gömülü yokluğunu heceleyen.. Elif Eylül AYBAŞOĞLU
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
20 Şubat 2008       Mesaj #1557
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
YALNIZLIĞIM

Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım,
Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir.
Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir,
Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım

Güneşim aydan sarı, yarınım dünden zorsa,
Sarsın artık ömrümü tunç kandillerin isi
Üşüyen ellerimden tutmalıydı birisi,
Eğer benim gözlerim onları görmüyorsa.

Bir camın arkasında açılıyor güllerim,
Havuzum pırıl pırıl... yıkar bakışlarımı.
İşler temiz ziyalar suya nakışlarımı;
Ruhumun dünyasından eser tahayyüllerim

Rüya rüzgarlarında bir yaprak yalnızlığım
Düşüncem bir neydir ki ürperir perde perde
Belki bu mısralarım esecek gönüllerde
Fakat herkese uzak kalacak,yalnızlığım.

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
20 Şubat 2008       Mesaj #1558
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızım Aşkıyla Aşklandım

Yalnızım
Aşkıyla aşklandım
Gözlerimden güneşler sökün edecek
Bir dünya istiyorum
Başımı döndürecek..

Göğsümün içinde
Volkan yürek
Kim yaşayabilir ki böyle suskun
Sustukça haykırarak..

Okyanuslar istiyorum
Taş devrini gömecek
Yüzyıllar istiyorum
Aşk, hükmünü sürecek..
Bir yürek daha istiyorum
Dahalarca aşkımlı
Aşkımı döndürecek..


Faika Sarp
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
24 Şubat 2008       Mesaj #1559
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
İçimde bir yerlerde büyüyen, sevdaya dair bütün sözcüklere direniyor, susuyorum..
İnanılmaz ağırlaşıyor gitgide yükleri. Artık kaldıramayacağımı düşündüğüm bir anda, çöküyorum dizlerimin üzerine, ellerim toprağa değiyor. Bir kaç damla gözyaşı süzülüyor gözlerimden, düşüp karışıyor toprağa.
Çok güç te olsa kalkıyorum ayağa çöktüğüm yerden kendi kendime. Çünkü hiç bir el uzanmayacak tutunup kalkmam için, biliyorum...

Bir garip hüzün çöker insana,
El ayak çekilince.
Tek başına kalırsın dünyada,
Etraf sessizleşince...
Karanlık oyun oynar aklıma,
Gölgeler dans edince...

Esen rüzgarlar yüreğimde, üşütse de. Çöküp üstüme karanlıklara boğsa da beni gece , hiç bir yıldıza tutunamasam ayaklarından bile. Olmasa da sarılacak bir zerre umudum, bir küçük belkim.. Umrumda bile değil yalnızlık...
Hayat, tek başımıza başlayıp, tek başımıza sona erdireceğimiz bir hikaye belki de. Gelenler, gidenler, sevenler, terk edenler birer oyuncu sadece. Oynayıp kendilerine düşen rolleri, virgüller, noktalar koyup, kelimeler yazıp, cümleler kuruyorlar bu hikayede. Kimileri siliniyor, kimileri kalıyor öylece oldukları yerde..

İnan bu ev alışamadı,
Hiç bir zaman sensizliğe..
Şimdi sensizlik oturuyor,
Kalkıp gittiğin yerde...
İnan bana alışamadım,
Hiç bir zaman sensizliğe..
Şimdi sensizlik dolaşıyor,
Çıkıp gittiğin bu evde...

Ne yaptım da yoksun bunca zamandır? Herşey o kadar boş, o kadar anlamsız ki..
Belki de haşarı bir çocuk gibi, takılıp gitmişsindir bir bulutun peşine.
En büyük korkum da bu..
Sen yokken ya unutursam dünyaya bakmayı?
Issızlığıma ağlıyorum, sen yoksun, bende sessiz bir hiçlik.

Yalnızlığa elbet alışır bedenim,
Yalnızlıkla belki de başa çıkabilirim..

Herşeyi yaşayarak öğrenmedik mi?
Sevmeyi, sevilmeyi, terketmeyi, terkedilmeyi. Saplanan acıları yüreğimize, kanatarak bile olsa çıkarmadık mı saplandıkları yerden zamanla? Gitgide daha derinlere işleyen ağır sancılarımızı dindirip, alışmadık mı ince sızılara?
Gelişinle her hücremi sarıp, alsan bile aklımı olduğu yerden, atsan bile beni yanmalara,
Gidişinle çökse de yokluğun üzerime, ağır, taşınamayacak bir yük misali, gözlerimden yaşlar düşse de ardından, acısa da kanasa da yüreğim. Yananlar dönüşse de küllere, savrulsa da her bir zerresi ayrı bir köşeye,
Yine de her kapıyı çaldığında açmadım mı sonuna kadar sana? Hatta bazen kırıp bütün kilitlerini..
Hayat öğretmedi mi korkmamayı korkularımızdan? Kimi zaman çıkmazlara doğru yürüsek te, geriye döndürüp adımlarımızı, başlamadık mı yeniden en baştan?

Çok zor gelse bile, yaşar öğrenirim,
Sensizlik benim canımı acıtan...

Öğrendim yalnızlığı.. Her harfini birer birer benimseyip, sindirdim içime..
Gel gör ki, öğrenemedim sensizliğin baş harfini bile...

Aşk..
Acıtsan da beni, kanatsan da, sen hep kalacaksın tek harfi bile silinmeyecek olan kelimelerimin, en baş köşesinde...
NEDİM KARAKOÇ

mrimposible - avatarı
mrimposible
Ziyaretçi
24 Şubat 2008       Mesaj #1560
mrimposible - avatarı
Ziyaretçi
unutdiyorsun2yv8

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri