Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 37

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 302.600 Cevap: 1.891
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #361
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çözemedim…Uzaklaşmak istedim,kaçmak.Acılarımı bırakıp bu şehrin yalnızlığına uzaklaşmak istedim.Hayaller kurdum..Uzaklarda atmalıydı artık kalbim,sessiz.Karanlıktan kurtulmak istedim.Korkar oldum…

Sponsorlu Bağlantılar
Çözemedim…Çocuklar gibi sevinmiştim oysa kaçıp kurtuluyordum artık,bu çaresizlikten,acılardan,y alnızlıklardan…Çürüyen bir kalbi kurtaracaktım sıcaklığı sahte bu şehirden..

Çözemedim…Bekledim seneleri,tek hasretimi bekledim…Geldi…Belki bir zaferdi benim için belki de kurtuluşumdu…Baktığım yön hiç değişmedi…Gidiyordum artık köhne sokakların üstümde yıktığı acıları bırakıp gidiyordum…

Çözemedim…Son bir ses duydum karanlıkta..Bir kenara atılmış,kırılmış,parçalan mış bir kalbin sesiydi bu…Bilemedim..Gidip almalı mıydım onu yoksa bırakıp kaçmalı mıydım?Yapamazdım…Bende o sokaklarda parçalanmıştım çünkü.Bende o sahteliklerin oyununa gelmiştim.Bende yaşamıştım o soğuk yalnızlıkları…

Çözemedim…Bir bakış mıydı bir dokunuş mu bir gülümseme mi?Yoksa bu şehirde bir gerçek bir sıcaklık bulmanın heyecanımı?Neydin sen?Ne yaptın da çürümekte olan bir hayatı canlandırdın?Ne yaptın bana?Neden bu masumluğun neden bu kadar içten bakışların?Nasıl bir gülümsemeydi o kapıldım rüzgarına…

Bırakmam artık bırakmam bu gözleri..Kaybetmişken hayatta tüm gerçekleri bırakmam asla seni…Korkma artık sende geleceksin yüreğimle..

Çözemedim…Sordum sihrini sessiz gecelere,neden yoktun daha önce sen,kalbimde,gözlerimde…..

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #362
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaz

Sponsorlu Bağlantılar
uzun bacaklı
bir kadındır yaz
gizlice uzanan yalnızlığıma

güznihal

zaman alevidir, geçmez
yine bir güznihal
daha bırakır ardında

elveda

dudağımda uzun öpme
imleriyle söylüyorum
son sözlerimi yalnızlığa

yaz öğlesi

yosunlu kayalar
dibinde, saydam bir yaz
öğlesidir yalnızlığım

hayal sözler

dilimin altındaki
hayal sözlerdir
yalnızlığımın şiirleri

AHMET UYSAL
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #363
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ayrıldın, acıların dinsin diye başka bir ilişkide buldun kendini. Önceki yaşadıklarını yeni olanında arıyorsun. Belkide başkasına bakmak içinden bile gelmiyor. Tiksiniyorum hepsinden diyorsun arasıra arkadaşlarının yanında. Tek başına kalmak bazen de kalabalığa karışmak istiyorsun. Başını alıp gitsenmi, kalabalığa karışıp kaybolsan mı. Bir anın diğerini tutmuyor, birşey yapmak istiyorsun ama ne yapmak istediğini de bilmiyorsun. Ayrıldığını zannederken ve birşeyler içini tırmalarken, gelgitlerini yaşıyorsun hayatın. Gerçeklerden kaçmaya çalışıyorsun. Gerçekler ve hatıralar bir şekilde hatırlatıyorlar kendini. Hiçbir şey olmasa annen artık onu düşünme diyor, en düşünmediğin anda. Habire birilerinin seni doğrulamasını istiyorsun. Kime anlatmalı diye düşünürken bir de bakıyorsunki, yolda karşılaştığın insanlara bile anlatmışsın. Onunla birlikteyken kullandığın şeyler eline, gözüne batar olmuş. Ortak arkadaşları görmemek ya da onun arkadaşlarıyla karşılaşmamak için çaba gösteriyorsun. Onun gitme ihtimali olan yerlere gitmeye korkuyorsun. Bu kadar keşmekeşin içindeyken senin sadece vücudun ayrılmış, kim sana ayrıldın diyebilirki. Ayrılık daha gerçekleşmedi senin için, gerçekleşmesi için zamana ve acı çekmeye ihtiyacın var.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #364
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Az Yaşadıksa da

Ben kibriti çaktığım zaman
Her şey kırmızıydı yüzün oarak
Ben kibriti çaktığım zaman
Çünkü her hüz bir memlekettir

Ben sigaramı yaktığım zaman
Çünkü her sigara bir kelimedir
Ben sigaramı yaktığım zaman
Güz günleriydi bir şarkı olarak

Bir güvercin ben öldüğüm zaman
Nice hüzünlerden yaprak yaprak
Bir güvercin ben öldüğüm zaman

Cemal Süreya
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #365
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Yalnız

Seni dalları budanmış
Bir selviye benzetiyorum
Rüzgarın her haline boyun eğen
Ama asla yıkılmayan
Fırtınada eğilen
Meltemde bahar günlerine
Eğin türküleri söyleyen
Seni ayaz kış gecelerinde
Kızıl aleve benzetiyorum
Kendisi hep titreyen
Çevresine sımsıcak huzur veren
Sen masmavi gökyüzüne benzetiyorum
Erilmezi son bulmayan, erişilemeyen
Yapayalnız bulutlar olsa güneş olsa
Ay olsa dünya senin olsa bile, yalnız.


Fatma Helin Şimşek
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #366
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yüreğimde yangınlar tutuşur

(Temmuz yakarken Sivas'ı
Ben ilkbaharı yaşarım
Güneş bronzlaştırırken tenini)

Ey doğa güzeli sevdiğim
Belirsizliğin kıyameti
Anla resimlerdeki soluk renkleri
Anla dudaklardaki hüzünlü sloganları
Topraklara serpiştirilmiştir çiçek tohumlarını
Yüreğimde yangınlar tutuşur, ölürüm
İki Temmuz'un coşkusuyla ve hüznüyle
Daha coşkulu dinlerim sevdiğim
Islıklaşan türkülerini

Halk çatışırken düzenle
Hâla düşünceler demir parmaklıklarda
Üstelik HASRET'ler yangın çığlığında Madımak'ta
Kimileri ağlarken evlat acısına
Ve fuuş batağındayken zaman
Gecenin tüm barut kokan sessizliğinde
Tüm yasaklarına rağmen bebek çıngırakları kadar
Masum hayat.

Jale Bektaş
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #367
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yanimdan ucup gitdi

o ve ben yani askimla ben yolda yüryorduk bi yaz aksami ellimi simsiki tutmustu bende onunkini yürüyorduk yol bizi nereye götürene kadar onu okadar seviyordum ki bizi biri görecek diye de korkmyuordum umrumda degildi mahaleden biri görecekdiye artik kacmak istemiyorudum sevdimi saklamak istemyiordum o gün en mutlu günümde o ve ben sevgiyle göz göze ell elle yürüyorduk sevgiyle gören olacak diye korkmyuorduk artik kendimi cok mutlu hisediyorudum birden mutluluktan ucarken yanimda bi ell hisedemedim sagima bakmak istemedim bi ell ardadim tutmak icin bulamadim korkuyla sagima döndüm ama yoktu yanimda arkama baktim yerde yatiyordu kostum yanina bana bak diye bagirdim bakmadi birden kafasinin kanadini gördüm bagirdim yardim edin diye duyan yoktu ona simsiki sarildim kimse gelmedi saatlerce birden kendimi hastanede buldum yanimda annem vardi ona noldunu sordum annem ben sana soruyorum noldu dedi birden onun aylesi girdiler odaya naptin ogluma dyie bagirdilar o anda anladim o yoktu artik günlerce agladim okula gitmedim odamda onun sevdi sarki dinliyordum ellimde resmiyle ama yokdu artik yavas yavas alistim cünkü o yoktu kendimi toparladim haftalar sonra ve mesarligna bi demet gülerle gitdim ona yasdim siri biraktim ve o herzaman kalbimin icinde olacak ölene kadar

keske aniden gitmeseydi
gidecekse beni de götüreydi
keske ama anladim ölenle ölünmüyo
ama herseye ragmen yasyiorum yalniz olsa
simdi yalniz yürüyorum sahilin kenarinda ve yollarda tek basina yanimda bi tuttan ell yok yani tek basinayim



yanimdan ucup gitdi
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #368
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yine Ölüme Dair

Zevcem,
ruhu revanım
Hatice Pîrâyende,
ölümü düşünüyorum,
demek ki arteryo skleroz
başlıyor bende...
Bir gün
kar yağarken,
yahut
bir gece,
yahut
bir öğle sıcağında,
hangimiz ilkönce,
nasıl
ve nerde öleceğiz?
Nasıl
ve ne olacak
ölenin son duyduğu ses,
son gördüğü renk,
kalanın ilk hareketi
ilk sözü
ilk yediği yemek?
Belki de birbirimizden uzakta öleceğiz.
Haber
çığlıklarla gelecek,
yahut da ima edecekler,
ve kalanı yalnız bırakıp
gidecekler...
Ve kalan
karışacak kalabalığa.

Yani efendim, hayat...
Ve bütün bu ihtimâlât
1900 kaç senesinin
kaçıncı ayı
kaçıncı günü
kaçıncı saatinde?

Zevcem,
ruhu revanım
Hatice Pîrâyende,
ölümü düşünüyorum,
geçen ömrümüzü düşünüyorum.
Kederli
rahat
ve hodbinim.
Hangimiz ilkönce
nasıl
ve nerde ölürsek ölelim,
seninle biz
birbirimizi
ve insanların en büyük dâvasını sevebildik
- dövüştük onun uğruna -,
«yaşadık»
diyebiliriz.

Nazım Hikmet
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #369
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen Yokken Biraz Daha Ölüyorum Ben


Sen yokken biraz daha ölüyorum ben
Gönlüm sonbahar, yaprak yaprak dökülüyor
Her mevsim kış, hergünüm gece
Sonu yok yolların, yarını yok saatlerin

Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Kokusu yok çiçeklerin, gök kuşağının rengi yok
Ateşi yok sevmelerin, sigaramın dumanı yok
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum gözlerinin ortasında

Alevi yok yangınların, suyu olmadığı gibi yağmurun
Denizin mavisi yok, tıpkı gözlerin gibi
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında

Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun
Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit
Ümidi yok yarınların,
Tıpkı senin yokluğun gibi
Ve ben biraz daha sana hasret
Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş
Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında

Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben
Karamsarlıkları hep senden
Hayalinle süslenen bu şehir
Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında

MaviKalem
Adem Canpolat

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Aralık 2006       Mesaj #370
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Evvela dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Arkasından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız

Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun



Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı? Gözünü sevdiğim karıncalar
İşte: Hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer
Leylekler tabur tabur

Ya bizler? Eşref-i mahlukat! ..
Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz

Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur
Bizler sürü sepet
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz
feather
Bedri Rahmi Eyüboğlu

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri