Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 4

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 302.219 Cevap: 1.891
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
10 Eylül 2006       Mesaj #31
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
www antoloji com 68281 863
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #32
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GECE

Sponsorlu Bağlantılar
Yakamozlar,
Tüterken
Denizin mavisinden,
Gökyüzüne;
Yıldız yağmurlarında
Sırılsıklam yüreğim.
Bir yanda özlemlerim,
Bir yanda,
O koyu mavilere
Batan gece.
Dayanamadım yine,
Bu gece,
Kendimden firardayım...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #33
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
anjoeamaotx4tt2

Yalnızlığım

Duygular bir isyandır.
Kimi zaman çığlık, kimi zaman gözyaşı...
Düğüm düğüm bir şeyler sıralanır boğazına.
Ağlarsın ağlayamazsın.
Sevgidir, acıdır, umuda duyulan umutsuzluktur.
Bütün dünya sığmıştır gözüne.
Alabildiğine uçsuz bucaksız hissedişler içinde,
zamansızlıklar içinde zamana çağrıdır içindeki.
İstersin ama. zordur silip atmak her şeyi.
Her şey yalnızlığındır, yalnızlık her şeyindir.
Hiçbir şeyin kalmadığı zaman umudundur yalnızlık...
Yalnızlık iki haliyle vardır yaşamımızda.
Kimseli ve kimsesiz oluşuyla...
İnsansızdık, yaban ve de garip...
Bir sonbahar yaprağının yalnızlığını yaşardık.
Bilirim herkesler yalnız bırakır ama sen bırakmazsın...
Oysa şu an öyle yalnızım ki ne bir insan ne bir canlı hayatımda
kimseyi istemiyorum bu yalnızlığımda bile...
Oysa sana öyle açım ki ne bir sevgi ne de bir ilgi istemiyorum...
Bir tek sen, bir tek senin sevgin,
bir senin ilgin benim yalnızlığımı yok edebilir...
Ve bana bugün, bu saatte, bu anda sana böylesine açken gel,gel!
Sağır, kör, karanlıklar içinde bir başkasıyla değil,
yalnızlığımla, kimsesizliğimle, sensizliğimle bekliyorum seni.
HÜLIA - avatarı
HÜLIA
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #34
HÜLIA - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızlık..!


Bilir misiniz yalnızlık nasıl acı verir insana? Soğuk bir oda da tek başına uyumak nasıl acıtır yüreğinizi…


Yalnızlık çoğuna göre basit bir kelimeden ibarettir. Ama hiç düşündünüz mü sadece istediğinizde değil her zaman yalnız olsaydınız;yaşyasakn nasıl olacağını. Yalnızlık bir annenin karanlık geceler de okuyan çocuğunu düşünerek sabahlamasıdır. Yalnızlık bir askeri bekleyen genç kızın uyumadan önceki duasıdır. Yalnızlık dertlerini boş duvarlara anlattığında onların sana cevap vermesini istercesine boş boş duvarlara bakmandır. Yalnızlık eve döndüğünde sevdiğin kişinin cansız bedeniyle karşılaşmandır. Ölümdür yalnızlık;soğuktur... Ateş gibi yanan kalbinle sevdiğinin sana gelmesini beklemektir yalnızlık. Üşümektir onsuz boş yatakta,ağlamaktır. Özlemektir yalnızlık; hasretle beklemek.


‘Yalnızlık’ sadece bir kelime değil;bir yaşamdır. Umutla beklemek, gözyaşlarını tutmaktır…
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #35
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Özledim de söylemedim ...
Bugün seni çok ama çok özledim de söylemek istemedim.

Niye öyle burnumun sızladığını, içimin burulduğunu, gözlerimin çaktırmadan ıslandığını anladım da ondan seni özlediğimi söylemedim. Bu güzel eylül gününde Boğaz'ı seninle seyretmek isterdim, sigaramın yarı dumanını rüzgarla paylaşmaya hazır, bedenim göğsüne yaslanmış öylece bakardım görüntüye. Bakarken güzel şeyler düşünürdüm!

Sabah rastgele müzik dinlerken kimin söylediğini bilmediğim bir şarkının sözü çok hoşuma gitti. Kıymetimi bilmen için illa gitmem mi lazım, sevdiğini duymak için illa ölmem mi lazım diye soruyordu. Ya da benim bu şarkıdan çıkardığım sonuç bu emin değilim. İnsan hem sevdiğini söyleyip de hem neden sevdiğinin yanına gelmez.

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #36
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
www antoloji com 537242 480
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #37
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
www antoloji com 134532 146
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
12 Eylül 2006       Mesaj #38
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Adımlar

bir adım attığım yerde
ne vardı ki
gitmemle kayboldu

her adımımda
sonsuz ben'leri koyuyorum
boşluğa
ve yine ben dolmuyorum

geçip gittiğim yerlerden
iç içe
öne
ve arkaya bakan
bir sürü
ben
ler
koymuşumdur
eskileri çocuk
şimdikiler ihtiyar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #39
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GÜZ YORUMCUSU

Eylül işte değiştirerek geliyor
Eziyor hırpalıyor sonra da coşturuyor beni
Yeni bir haz olarak hayatın sonbaharında gizli
Sarışınlık kokuyordu diyerek
Daha iri bir nokta koymadan cümlenin sonuna
Nureddin Durman
Neden susayım usta, kırmızı bir gök yağıyor üstüme
Dörtnala içiyorum rüzgârın soğumuş yapraklarını
Göğsümdeki âteş düşüyor soyunmuş dudaklarıma
Savurup atıyorum taflan yemiş çocukları, alnımdan

Yürü yürü çoğalıyor eylül denen yol,
Geçiyor eşiklerden yağmur kokulu iki sevgili
Birdenbire uçuruma düşüyor simyası yalnızlığın…
Islak çöl ıslıkları yapışıyor moraran parmaklarıma
Eylül denen ölüm çiçeğine asılı son nefesim, usta
Kurşun yemiş düşlerden tanıyorum hayalifener çocukları
Sesime katık yaptığım hüznünden, içime batan aşk teknesinin

Çıkarıp atıyorum zehirli çığlıklarını coğrafyamın
Bir sonbahar aynasında unutuyorum yoksulluğumu
Alışıyorum toprağa bulanmış karanlıklara, serin sokaklara…
Hüzün akşamlarında dökülüyor bütün sırlarım usta
Kalbe yıldırım süren hemzemin geçitlerde
Ve ışıktan sesleriyle ölüyor bahçedeki çiçekler
Küskün bir zambak sığınıyor üşüyen dar kapılara
Kapanmış pazarların titreyen meydanlarında yani
Uğultulu bir ihtilal sabahında düşüyorum sayımdan
İçimde kuşların sessizliği, bahçeye koşan korku…..
Ben ölürsem, kim taşıyacak onca gök gürültüsünü
Kim toplayacak uçarı şimşekleri çocukların kalbinden
Kıyılarına vura vura kim yürüyecek lodoslu dalgaların
Devrik sokakların, boynu bükük balkonların ve ağaçların
Lezzetli güz sofraları çekildi kursağımdan usta
Yarıda bırakılmış sevincim yokluk mülkünün yoldaşı
Ateşler içinde yanan güller ve hüzün soluyan kuşlar…
Ölüp ölüp dirildim, yağmurla yıkadılar cesedimi
Sağnak yemiş caddelerde kayboldum, güngörmüş kentlerde
Unuttum gazel bakışını poyraz toplayan sevgilinin
Gözlerinin limanına demirledim intihar yüklü bulutları
Ellerimle topladım dengini yazıklı şarkıların, usta
Ağlayan duvarlara bırakırken muammalı notaları
Küçüldü gözlerim, bildim eylülün sarışın mahzunluğunu
Bir hüzzam şarkı gibi çekildim bütün surlardan
Yarı uçuk çarşılarda dağıldı camdan şarkılarım
Eylülün sırrında kaldı bakışı şefkatin, merhametin
Yokluğu kemiren çocuğun destan okuyan gözleri bir de
Çamur içmiş adımlarım kaçıyor paletlerin ağından
Şimdi sana usta, bu hüzzam şarkıyı bırakıyorum
Hüzün mü? Hâlâ mümkün! Ben çekip gidiyorum…
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #40
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


YALNIZ GECELERIM

sensiz gecelerimde
yine oturmuşum
yalnız başima
dalmışım
derin düşüncelerime
inmişim
derinliğine yüreğimin
gözlerim dalgın
beynim yorgun
yüreğim kırgın
yüzüm solgun
haykırıyorum yine
gecelerimde
sevdalı yüreğim coşar
sigaramın dumanı tüter
alevlenir yine ateşi
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda..

sanki ıssız ve karanlık
bir boşluktayım
nice yıldızlar döner
kuşlar öter
bulutlar dolaşır üzerimde
şimşekler çakar
yıldırımlar düşer
ve beyaz kar taneleri
üşür ellerim
titrer canım
buz gibi olur parmaklarım
şarıl şarıl yağmur damlaları
sel olur akar
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda..
türküler söylenir
ağıtlar yakılır
gözyaşları dökülür
halaylar çekilir
kahkahalar atılır
ve bir hawar sesi
gelir kulağıma
çığlık atarcasına
hüzünlenir, kederlenir
ve sevdalanırım
yüreğim sızlar yine
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda..

sussuzum,
su olmak isterim
kurumuş dudaklara
açım,
ekmek olmak isterim
acıkmış midelere
yoksulum, yetimim
toklar ne anlar halimden
üşüyorum,
sıcak bira ateş olmak isterim
üşüyen canlara
ışık olmak isterim
kör karanlığa
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda..
benim sevdalı yüreğim
fışkıran bir pınar gibidir
coşarım
taşarım
sınır nedir bilmem
nice engelleri aşarım
türkülerim
şiirlerim uyanırlar
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda
bir sevda türküsü başlar
yüreğimde
dağlarımın tutkusudur
ülkemin özlemidir
kürt dilimin hasretidir
Kürdistan tarihimin gerçeğidir
başlayan
yine hüzünlenir, kederlenir
ve coşarım
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda
hey Ay!
hey yıldızlar!
aydınlatmak isterim
karanlık sayfaları
coşkuyla yanan ışığınızın altında
ve mum ışığim yanar, ışıldar
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda
sanki hep yoksulluğumdur
acılarımdır
hep beni bekleyen
bu benim yazgım mıdır?
ben mutluluk nedir bilmem
nedir yaşamın anlamı sence?
yaşam kendisi bilmiyor ki!
hayatın tadını çıkarmadan
göçup giderim ben
ruhumda bir sıkıntı var
yüreğimi dağlar
gözlerim dolar
ağlayamıyorum bir türlü
gözyaşlarım nereye gitti?
bazen rakımı yudumlarım
kırmızı gülümü koklarım
konuşurum
fısıldaşırım kendi yüreğimle
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda..
bazen bir öfkeyle
nefret duygusuyla
bazen coşku ve umutla
bazen acı ve kederle yaşarım ben
gecelerimde..

ah ah.. değil gündüzlerimi
bari gecelerimi bağışlayın bana
rahat bırakın beni hey kötüler
kötülüğünüzün içinde
kıvranırım
boğulurum
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda
bazen kuşlar ve dağlar gibi özgur
kayalar gibi güçlü
deniz dalgaları gibi coşkulu
çiçekler gibi kokulu
melekler gibi temiz ruhlu
olmak isterim ben
sessiz gecelerimde
yalnızlığımda
bazen mutlu ve umutlu
bazen mutsuz ve umutsuz
bir beklenti içinde olurum ben
gecelerimde
bazen kendi derinliklerime inip
yolculuk yapmak istiyorum
yalnız başıma
derinliklerimde gizli olan erdemi
bulup çıkarmak istiyorum
evet, erdemli olmak..
karanlık yolları, engelleri
aşıp, yırtıp aydınlığa
umuda, sevgiye, barişa
doğru koşmak istiyorum
çırpınan yüreğimin özgür sevdasını
ve o derin mutluluğu
solumak istiyorum ben
ıssız ve sessiz gecelerimde
yalnızlığımda..
ve yine yalnız olmak istiyorum
yorgun ve dargın yüreğimle
küskün türkülerimle
yitik sevdamla
karışık duyrularımla
ve küçük dünyamla başbaşa…

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri