Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 70

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 304.653 Cevap: 1.891
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Mart 2007       Mesaj #691
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Öldürmeyeceksin

Sponsorlu Bağlantılar
"Asla öldürmeyeceksin"
Tevrat, Göç 20
"Senden önce inenlere, sana inen kitaba da inanırlar...
Onlar Tanrının gösterdiği yoldadır, onlar kurtulurlar..."
Kur’an, Bakara suresi


Dinlerin buyruğuydu
Öldürmeyeceksin
Tapınaklarda çaktılar çarmıhları
Elleri kanlı camilerden çıktılar
kalem kırdılar yargı yerlerinde
Peygamberlerini dinlemediler

kudurgan dalgalar
Tekneleri yutar denizlerde
Çöllerden esen yeller
Ekinleri kurutur
Bil ki umut yeşildedir
Yenilmeyen yeşilde

Benim küçük serçem
kanaryam bülbülüm
Kuru dal çalı diken
Konmuş ötersin

Öt sen, öt, kardeş sesin
Sulara rüzgarlara karışsın
Zalim ürksün sağır işitsin
Öldürmeyeceksin!

Necati Cumalı

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2007       Mesaj #692
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
resimfc5

Sponsorlu Bağlantılar

Yanlızım..
Ay kadar,
Güneş kadar,
Bağrımda dost sızıları,
hesapsız,
suskun.
Ve ben,
yalan gülüşlerin son durağında,
öylesine yanlızım
ölesiye yanlız.


Ramazan Kankılıç

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2007       Mesaj #693
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızlık bir tarihtir ikimiz
Dururuz odalarda bir giysi gibi
En kalın soluklarla çekiyor ipi
Kimbilir kimlere kalmışlığımız

Yalnızlık bir tarihtir sen misin
Bir geçmişi sürüp giden ak turna?
Ya benden önceydi ya da çok sonra
Bir halk türküsüne gül olan sesin

Yalnızlık bir tarihtir onlarda
Gök dediğin iki kuşun arası
Ey ilkyazlı gülüşlerin sonrası
Ansızın donuyor gül, bakışlarda

HİLMİ YAVUZ
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Mart 2007       Mesaj #694
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızız

Yalnızız en kesif kalabalıkta
Ayrı dünyalarda gezer gönlümüz
Layık olamadık her ne yapsak ta!
Neticede abes, geçen günümüz

Isınmaz ellerim kara batırsam
Zehir vaktindeyiz burdan çıkınız
Ilık gölgelerle gönül eğleriz
Zaten beraberken bile yalnızız

Hayalet sanırız hakiki ruhu
Ard arda dizilir kibir ve gurur
Leyla olmaklığın nerede kaldı
İçimizde ümid, yaralı durur

Münafık hislerle zor mu savaşmak
En rahat ne ise, en doğru o mu?
Yalnızız.. ve bizde bu bir sevda ki
En doğruyu bozar, kırar atomu! .

Hünkar Dağlı
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Mart 2007       Mesaj #695
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Seni düşündüm

Bu gün seni düsünüp, daldim yine derine
Hüzün tahtini kurdu, mutlulugun yerine
Yillar geçti pespese, senden hâlâ haber yok
Beyhûde, rastlanmiyor, nedense benzerine...

Unutmak kolay olsa, bunu her kes yapardi
Avunmak çâre ise, gönül bir pay kapardi
Silinmez izler mevcûd, yüregime naksolmus
Öyle olmamis olsa, belki çoktan kopardi...

Raftan aldim usulca, albümü karistirdim
Hayâlinin ardindan, düsümü yaristirdim
Çatmissin kaslarini, içli, küskün bakislar
Yine senden habersiz, kalpleri baristirdim...

Mor menekse elinde, ilk sayfada ki resmin
Onun hemen üstünde, yaldizli yazan ismin
Hâtirâlar vuruyor, çekemiyorum artik
Kim bilir nerelerde, özlettirdigin cismin?..

Son yazdigin mektubu, tuttum, aldim elime
Okumayi istedim, ondan bir kaç kelime
Olmadi, yapamadim, yutkundum da yutkundum
Prangalar vuruldu, sanki bir an dilime...

Orta sayfada bir gül, kurumus yillar önce
Dayanamiyor artik, sizlatan bu dirence
Hâlinden memnûn degil, mahzûn, boynu da bükük
Besbelli ki aciyor, bana, benden çok bence...

Ellerimin içine, koydum söyle basimi
Tutamadim, koyverdim, gözlerimden yasimi
Daha ne kadar sürer, yoklugunla dostlugum?
Kendimi unutturdun, adim sabir tasi mi?

Veremedigim yüksük, son sayfada duruyor
Sanki o da kederli, sâhibini soruyor
Hiçkiriklarim artip, yigiliyorum yere
Tasan gözpinarlarim, zannetme ki kuruyor!..

Kanepeye yaslanip, hüngür-hüngür agladim
Erkekler aglamazmis, seller gibi çagladim
Verem olurcasina, cigerimi dagladim
Yoklugunda varligin, zâten tek avundugum
Bir gün dönersin diye, yine ümid bagladim...

02.10.2000 Landsberg 03:50

M. Engin Karatay
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Mart 2007       Mesaj #696
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sessiz Kaldı Kül Rengi Sabahlar

ayın karanlık yüzünde bulacaktı
kaybolan değerlerini sevginin
geceyi benimsedi gönlüne eş
yaprağı ısındı
toprağı ısındı
ağustos kurusu alev aldı dalları
yanarken anladı
ne geceler onun
ne de umutlu göz yaşları coşkunun
bedeni koca çelik
yüreği kurşun geçirmez
ama sevdası ıssızlığında
sessiz kaldı karanlığı sonsuzluğun
yaprağı ısındı
toprağı ısındı
yandı bozkırında çiçekleri umudun

biraz pınarsı akışkan tazeliği gözlerinin
biraz da kahvemsi duman tütsü dalgalı
yeşile teğet geçti kervanı imkansızlığın

biraz bulaştı elbet ellerine kan lekesi
biraz da ateşledi cigarayla fünye kaytanı
ölüme teğet geçti bacaklar mayınlardan

biraz aptal adamdı bön yeşili gözlerinde
biraz da serüven yürekliydi derin kalbinde
çok sevdalı adamdı duman tüten yüreğinde

kül rengi sabahlar açıyor saflığa zirvelerinde
yalnız geçen orman ateşinin kara yüreğinde

Ömer Serdar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Mart 2007       Mesaj #697
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yalnız

Gün olur
kar da yağar buralarda
Güneşe de kavuşursun
Ama tanıyamazsın bile
bir acımasız rüzgar savurur
deli dalgalar boğuverir
vicdanını o hep masmavi sandığın
kara sularının içinde
ve hep sarı bildiğin güneş kızıllaşır birden
Ben bunu tanıyorum dersin ateş bu;
Ama nafile hepsi birer azılı düşmanın oluverir
Sonra bir de bakarsın etrafında kimsecikler kalmamış
işte o zaman hatırla beni
yanlız o zaman

Ömer Seydi Ekinci
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
18 Mart 2007       Mesaj #698
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sana seslenmek için

Gece sesizce başlıyor ve ırmağın-
Öte yakasına geçiyor atlılar.
Bir papatyanın acısını dinliyorum.
Gökyüzü gitgide genişliyor.
Islak yaprakların derin yeşilliği
Islak dağların uyandırdığı keder.
Kendime bir demet çicek topluyorum
Öğretmenimin iliklediği göğsüm
Ne kadar genç
Ağzımda taptaze bir tütün kokusu
Ve taze ceviz kabuklarının kararttığı parmaklarımda
Bir ağız mızıkası.
Öğrendiğim ilk şarkılar
Yollar yollar yollar boyunca
Söylediğim ilk şarkılar
Sevgilim olan bütün kızlar
Siyah önlükleri ve
Kaçamak bakışlarıyla geçip gittiler
İlk fotoğraflarımdaki yakışıklı saçım...
Ey akşam, ey bir aşkın
Başlaması ve bitmesi
Ey turuncu akşam, bütün akşamların akşamı
Ey mor akşam, dudaklarım gibi moraran.
Gece evleri sardığında
Ve bahçeleri
Işıklar içinde kaçıp giden
Bir tavşan gibi yalnızım.
Yolun iki yanında kalan
Karanlık dağların ötesinde
Neler olup biter
Ve girdiğimiz uykulu kasabada
Lokantadaki uykulu çocuk
Olgun ışıklı lokantada
Olgun patatesler.
Bir adamın
Doğmasi ve ölmesi
Ve bazı işlemeler yapması hayatında
Bazı bağlardan
Üzüm toplaması
Bazı sinamalara gitmesi
Bazı kızları sevmesi
Ve ölesiye yalnızlık çekmesi
Bazı şehirlerde.
Ey akşam, turuncu ve mor akşam
Ey gökyüzü, ey benim
Gittikçe esmerleşen kalbim.
Şimdi beyaz bir kızın
Yanında olabilmek için
Bazı çılgınlıklar yapabilirim
Onu boynundan öpsem ve onunla
Dünyada olup bitenleri konuşsak
İngiliz birahanelerinde
Damalı kasketleri
Ve şaşılacak kadar yorgun yüzleriyle
Ve bütün emekçiler gibi
Çocuksu gözleri
Partal elleriyle oturan
İşçilerden konuşsak
Zencilerden konuşsak sonra
Gülünce bütün yüzleriyle gülen
Yakışıklı ve hazin
Zencilerden.
Gece dünyanın her yerinde
Geliyor ve her yerde
Aynı duygu uyanıyor kalbimizde.
Sen şimdi
Duvarına bir şiirimi asmışsındır
Uyuyorsundur
Belki düşünüyorsundur
Sonuncu kattaki odandan
Yıldızlara bakarak.
Ve yıldızlar her zaman
Eski ve tanıdıktır.
Özellikle bir tren penceresinden bakıldığında.
İçimiz nedensiz bir hüzünle dolduğunda
Sırt üstü uzanıp toprağa
Baktığımız yıldızlar.
Bir harman yerinde ya da.
Düz bir damda.
Uzaktan
Bütün kürtçe türküler gibi
Yanık bir türkü gelirken
Sıcaktan bunalırken
Evler ve yollar;
Ve yaşlı kadınlar
Uyuklar gibi büzülüp minderlerine
Düşünürlerken eskisini
Olağanüstü günlerini
Gece sesizce başlıyor ve ırmağın
Öte yakasına geçiyor atlılar
Çalıların hışırtısını dinliyorum.
Sana seslenmek için
Yeni şiirler tasarlıyorum..

Ataol Behramoğlu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mart 2007       Mesaj #699
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1111siircx4

seviyorumes1
Son düzenleyen Blue Blood; 18 Mart 2007 17:20 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
18 Mart 2007       Mesaj #700
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
11ly3tp3
HAKSIZ YALNIZIM
Yine kapandım dört duvar arasına
ağlamak da teseeli olmuyor artık
çaresizliğime acınır oldum,
kapatıyorum perdelerimi sokaklara
sürgüsünü çekiyorum demir kapının
....yalnızım....
Bir fırsatı olsaydı bu şehirden ayrılmanın,
bu diyarlardan bir göçüp gidebilseydim
sildim hatıra defterimden namımı
ağladım;
vurdum candan solan canımı.
Hüsrana büründü yüreğim
ben bu yürekle haksızım
...yalnızım...
Aldatmacasına aldırmadan hayatın
ve aldırmadan feleğin sillesine
işte öylesine yalnızım bu şehirde
öylesine
Kar bembeyza örtmüş sokakları,
ve sokaklarda bayram çocukları
prangasını çözdüm karanlıkların
...yalnızım...
........................
Mustafa Çelebi Çetinkaya

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri