Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 88

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 303.980 Cevap: 1.891
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #871
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
YALNIZLIKLAR MEZARLIĞI

Sponsorlu Bağlantılar
bugün duygularım karmaşık ve saplanık haldeyim
hayatın endam mızrabında bitkin ve yorgun bedenim
hasretler iniyor içime yalın çıkmaz bir
sokağa toplanıyor bütün kederim
bir bir kırılıyor aynalar
hıçkırıkla ağlayan sesimle
acılar kangren eylemiş beni
yüreğime yet-miş
yetmiş mevsiminde
ardı ardına patlayan azı çıbanların acısı
an gibi hala dilimde erimemiş
yalnızlık doğduğumda yazılmış alnıma
içine hüzünlerin en alası kazınmış
bir an olsun kurtaramıyorum kendimi
ne yana kaçsam hep önüme düşüyor
tebessümle bakamıyorum akamıyorum yarınıma
dayanamıyorum gayrı
her şafağın alaca koynunda
ve ağır gün kolunda
gideceğim habersiz ve sessizce
kimseler farkıma bile varmadan
kalabalık istanbul nüfusunda
kaybolacağım
kefen sarmayı mecburi giyeceğim
çaresiz kimsesiz kifayetsiz biçimde
YALNIZLIKLAR MEZARLIĞINDA
adı ibrahim diye BİTECEĞİM......

İbrahim Çelebi

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #872
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
yanımdayken yalnızlığım……

Sponsorlu Bağlantılar


ben,
seninle içiyorum……
bilmiyor kimse….
ara bir sokağında kentin
silinmiş
duvar yazılarına bakıyor
masam
dökülmüş
kireç aralıklarında
devrim……
aralıklarımda sen………..
seninle,
direndim ben…..
bilmiyor kimse….
döndüğünde bile yüzünü….seninle
geç kalmış
evrimlere
döktüm kavgamı
sessiz kaldım
sensiz kaldım
dilim marşlardayken
silinmedi izin…sustum….
sustum da direndim…
kimse bilmiyor…..
ben seni sevdim….



03/03/2007 ege altun
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #873
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Soğuktur Koynu Yalnızlığın…..



eğilmiş gövdesinden ağaç;
fırtınalar yasta…
selam durmuş ormanlar..
soluksuz,
dönende gün….geceye…
anlamak…hani var ya…
anlamak….
sessizce yaşamakmış….
yormadan…..
ve
insanmış yorulmak…
dokunmak istersin,
hayata…
pencerelerde,
tütün şavkları vardır..
solursun derinden…dumanı..
aslında…
sana dokunmaktadır hayat
ve
soğuktur koynu yalnızlığın
yetmez düşlerin dostluğu
kıvrılırsın,
çaresizce geceye…
yorgun bedenin..kırgındır..
tek bir ağaç kalmıştır..
gövdesinden meyveli…
ve
başlamıştır..tüketme günleri…


17/07/2006 ege altun
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #874
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
<<< Hoşgeldin YaLNızlığım >>>
Merhaba dost yaLNızlığım;
Hoşgeldin, sefalar getirdin gönül evime.
Buyur geç her zamanki yerine, sana yüreğimin sıcaklığını almış
bir fincan kahve ikram edeyim. İçine şeker yerine dostluğumu,
süt yerine sohbetimi koyayım .

Neler gördük seninle, neler yaşadık yalnızlığım!
İhanet hırkasını sırtına geçirmiş ne "dost" yüzleri tanıdık.
Bilmedik, bilemedik yalnızlığım, bunu bize öğretmediler.
Duygu simsarlarının elinde, saf duygularımızın,
üç-beş kuruşa satıldığına şahit olmadık mı?
Yüreğimizden her vuruluşumuzda, her kanayışımızda,
insana duyduğumuz sevgiye sarılmadık mı?
Dönüp dönüpte yaramızı kendimiz sarmadık mı?
İnsanların ikinci yüzlerini sonradan öğrenedik mi, acıyla, hüzünle..

Ahh yalnızlığım!
Bilmedik bilemedik bize bunu öğretmediler.
Yüzümüze vuran yalancı bir güneşe açmadık mı
gönlümüzün tüm çiçeklerini.
Oysa bilemedik yalnızlığım, her yalancı baharın ardından,
zemheri bir ayazın geleceğini. Kaç kere vurulduk,
kaç kere ayaza vurduk, üşüdük, titredik, ne boralara ne fırtınalara
verdik yüreğimizi. Kanadık, incindik bin acı sözle,.

Bilmedik, bilemedik..
Bunları bize öğretmediler yalnızlığım
Bunca şeye rağmen gönlümüzdeki filizleri hep canlı tuttuk,
saldık köklerini filizlerimizin toprak anaya,.
belki şu an zayıf ve cılız ama direniyor.
Biliyorum bir gün o da güçlenecek.. Tıpkı yüreğimizdeki küçük,
masum kız gibi, gözleri ufukta, hep ileriye ve umuda yürüyecek.
tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #875
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
59916142sambeachgreyscauq6

ilkbahar bastırdı
ondan mıdır bilmiyorum,
uyanıyorum gecenin en anlamsız vakitlerinde.

yaşamak ve yaşamamak noktasında,
geç kalmış bir mukayeseye takılıyor aklım.
tıkanıp kalıyor kalbim aniden.
ayakkabılarımı kendim bağlayabildiğimden beri,
yenilgilerin hüznünü heceledim hep.
önce sevmeyi unuttum,
sonra sevilmeyi.
ama hiç unutmadım,
yüreğimin tavsiye ettiği yalnızlığımı.


Alıntıdır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #876
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
anladim2ut2


Çok aşığın var diyorlar,
Yalan de yeter bana.
Bir sevda sözü fısılda,
Hazırım inanmaya.
Gönül hırsızı diyorlar,
İnkar et yeter bana.
Gözlerindeki cevaba,
Korkuyorum bakmaya.
Geceler uzun ve yalnız,
Yoksun sabaha kadar.
Düşümde bile günahkarsın,
Bunu kim hayra yorar.
Ardımdan deli diyorlar,
Belki de yalan değil.
Yanımda bile uzaksın,
Nasıl dayansın Gönül.
Çok ahlar aldı diyorlar,
İnkar et yeter bana.
Gözlerindeki cevaba,
Korkuyorum bakmaya.

Çok aşığın var diyorlar...
Çok aşığın var diyorlar , hem de çok, bir ben eksikmişim. Sayısını bile bilemediğinden, sadece çok kelimesi yetiyormuş. Aşkının ölçüsü olmadığı gibi aşıklarının da sayısı belli değil. Yine de bilirim ki o kadar çokluğun içinde bana ayıracak bir gülümsemen bile yoktur. Payıma o bile düşmezmiş. Yalan de, aslında sevmedim onları de, ben bir tek seni sevdim de, oyalandım onlarla de, inan ki bu yeter bana, inanmayacak olsam da, inanmayacak olsan da, bu bana yeter. Sanki hiç mi yalan söylemedin yüzüme bakarak, yaşadıklarımız birbirimizi kandırmacadan başka nedir? Bir yalanın günahını çekmek sana koymaz, sırtımızda taşıdığımız o ahlaksız günahların yanında.



Bir sevda sözü fısılda , usulca yaklaş yüzüme, ellerinle kapatarak kulağımı, sadece senin ve benim duyabileceğim kadar, yazın denizden esen meltemin çağrısı kadar gönlümü okşayan yumuşaklıkta, kalkmaya hazırlanan bir geminin siren sesi kadar heyecan uyandıran, okumayı sökmeye çalışan öğrencinin yaptığı gibi tane tane ve anlaşılır, ılgıt ılgıt esen yellerin alıp götüremeyeceği kadar ketum bir sevda sözü fısılda kulaklarıma. Haydi durma, neden bu nazın, korkma hazırım inanmaya söyleyeceğin her şeye. Nelere inanmadım ki... Bir sahte sevgiyi bile esirgeme, mecburum inanmaya, bak bana itiraz edecek halim mi var hiç?

Gönül hırsızı diyorlar , suçluyorlar, iftira ediyorlar. Sen hiç bir zaman, hiç bir şey çalmadın ki. Ne gönlümü çaldın, ne de sana adanan boşa geçecek zamanımı, ne de benden bir parça. Hırsız olamazsın, sen doyumsuz değilsin, hele gönülden yana asla. Şimdi, yoksa başkalarından mı medet umuyorsun? Böylesine isterik tavırlarının ardında yatan, elde etme ve yok etme hırsı mı? Sen böyle değildin inkar et , yalan de, ben gönlünün hırsızıyım sadece de, gönlümde senin sevdandan başka sevdalara yer yok de, bu yeter bana , söyle... Yoksa ben mi yanılıyorum, gerçekten mi sevdin onları beni bile bu kadar sevmemişken, bana bile bu kadar katlanmamışken...

Gözlerindeki cevaba , dudaklarındaki kıpırdamaya, ellerindeki titremeye, nefes alışverişindeki hızlanmaya hazırım. Hazırım kırılıp dökülmeye, yanıp yok olmaya. Ama korkuyorum bakmaya, anlık bile olsa da. Başımı kaldırıp seninle göz göze gelmeye, tüm ****netimi kaybedip ağlamaya ve sana sarılmaya korkuyorum. Bilirim gözlerine bakınca, inanırım, sanki bir ışık çakar ve nutkum tutulur o an, ne dersen de farketmez, düşünemem, inanırım, kanarım. Yok, bu kez bakmayacağım, rahat ol sarılmayacağım da ama ne olur cevabını söyle ve git.. Senin kadar dayanıklı olamayacağım için git..

Geceler uzun ve yalnız , sensiz, çaresiz. Zaten kaç gece yanınmda kaldın ki. Kaç gece ruhumu okşayıp güzel sözler söyledin ki. Kaç gece kadehime ortak olup içime soğukluk estiren bir buz parçası oldun ki. Bir kaç yorgun ve uykusuz günlerinde eşlik ettin ama hemen güneşle birlikte uykuya daldın ve sabah erkenden çekip gittin. Ben ise yanında yalnızdım, yanı başımda olmana rağmen çoğu gece.. Aslında yoksun sabaha kadar, tek başıma ama yanıbaşındayım. Paylaşmadan geçen geceler...

Düşümde bile günahkarsın, günahına ortağım. Ben sana rüyalarımda bile alet oluyorum. Çıldırtan düşlerimden bile atamıyorum. Sen hep beni ateşe yapmaya yemin mi ettin. Kaç kere tövbemi bozdun düşlerimde, kaç kere yemin ettim bu gecemi ve düşümü paylaşmayacağım diye, kaç kere uyandım tam ortasında günahın, kaç sevap işledim ödeşmek için... Ama bunu kim hayra yorar, hangi tabirin affına sığdırabilirim. Cehennem ortakları bile olacağız böyle giderse. Sevdadan yandığım yetmiyormuş gibi, bir de orada yanacağım, sırf senin yüzünden, her zaman ki gibi..

Ardımdan deli diyorlar, beni bilenler, duyanlar ve görenler. Bilmem ne haldeyim ki bana yakıştırıyorlar. Bak şimdi sen, bunu da bana yakıştırmazsın. Bunu bile bana lütuf sayarsın. Övülmekten geçtim, yermeye bile katlanamazsın beni. Doğru ya senin için deli olmam bile bir hırs sebebi. Kim bilir belki de, kırmamdan korkarsın sarıp çevrelediğin zincirlerimi. Öyle ya deli kuvveti gelir de kollarıma ve dilime, sana zarar veririm. Belki de yalan değil ha, ne dersin. Belki de hakikaten deliyimdir, zır deliyimdir. Aşkından Ferhat olamadım, Mecnun olamadım ama kaderde deli olmak varmış. Delirmek de varmış...

Yanımda bile uzaksın, bari git de alışıyayım sahici kimsesizliklere, alışağım güneşsiz günlerin karanlığına, akşamına, ıssızlığına. Ve dinleneyim, yorgunum karşında emrine hazır beklemekten. Ama zor, bilirim bana çok zor bu. Nasıl dayansın gönül buna? Bu acınası halime. Laf kâr etmez etmez, kesmez gönlümü, sen de bilirsin bir sana dayanamaz.


Çok ahlar aldı diyorlar, inkar et, yeter bana
Gözlerindeki cevaba, korkuyorum bakmaya



Evet, korkuyorum sana son kez bile olsa bakmaya...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #877
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sana koşuyorum bir vapurun içinden
Ölmemek, delirmemek için...
Yaşamak; bütün adetlerden uzak
Yaşamak...
Hayır değil, değil sıcak:
Dudaklarının hatırası;
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı,
Gözlerine bakmalıyım,
Sesini işitmeliyim.
Beraber yemek yemeliyiz.
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem.
Bana su, bana ekmek, bana zehir;
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım,
Sensiz edemem!

Sait Faik
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #878
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Anlayamadım

Aczim ile geldim kapina
bir tebessüm bulurum ümidiyle.
Suçlu halimle geldim yanina,
belki ellerimden tutarsin diye

Siyah gözlerin hâlâ bir mûamma,
sirrini çözerim korkusunda
Sana olmasaydim böyle âmâ,
elbet atardim pabucunu dama.

Anlayamadim yalnizligi,
seninle yasamada oldugu gibi.
Kavrayamadim bahtsizligi,
ve bende ki sanssizligi

Ahmet Arslan
iblis1907 - avatarı
iblis1907
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #879
iblis1907 - avatarı
Ziyaretçi
Yalnız Adam

Bir işgal ülkesine
Girdim bu şiir ile
Öfke ile yuğrulan
Kurşun gibi bir dille

Tak tak tak yürüyorum
Sessizliği bozarak
Yüreğimde dinamit
Elimde kalemim ile

Başım dimdik alnım ak
Fermanım ki boynumda
Adım müslüman olmak
Ruhumla bedenimle

Ayak iken baş oldu
Baş olunca ayaklar
Kardeşler düşman oldu
Kendi kardeşleriyle...

Arif Altunbaş

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
12 Nisan 2007       Mesaj #880
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Acilar vardir, bir de caresizliklerNe zaman basladiysa benim oykumYuruduk, kimbilir kac yil beraberBir yanimda ask, bir yanimda olumDurup durup kirlendim yasadikcaAskti beni yikayan, Aritan suDunyami saran bir uctan bir ucaHep o bir gun sevememek korkusuBen kalbimi o taslarda biledimButun pisliklerini yeryuzununKazidim hancerimle yeniledimSon dakikasinda bile omrumunBen Tanridan baska bir sey istememHer sevgiye acik olsun pencerem
Ümit Yaşar Oğuzcan

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri