Arama

Teşkilât-ı Esasiye Kanunu

Güncelleme: 30 Ocak 2018 Gösterim: 20.119 Cevap: 3
The Unique - avatarı
The Unique
Kayıtlı Üye
25 Mart 2009       Mesaj #1
The Unique - avatarı
Kayıtlı Üye

Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (20 Ocak 1921)

Ad:  kanun.JPG
Gösterim: 4006
Boyut:  45.4 KB

Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 1921 ve 1924 tarihli Türk anayasalarının resmî adı. İki anayasa da Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne geçişi belirleyen ve yeni devletin çatısını ortaya koyan temel belgeleri oluşturur.
Sponsorlu Bağlantılar

Kurtuluş Savaşı’nın olağanüstü koşulları altında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından 20 Ocak 1921’de çıkarılan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, ulusal egemenliğe dayalı temsili hükümet sistemini kabul eden ilk Türk anayasasıdır. Toplam 23 maddelik kısa bir metinden oluşan bu anayasanın getirdiği sistemin özü, Fransız Devrimi’nin Konvansiyon döneminde olduğu gibi, kuvvetler birliği ilkesine bağlı meclis hükümeti rejimiydi. Yasama, yürütme ve bir ölçüde yargı yetkilerini TBMM’nin elinde toplayan bu rejime göre, TBMM yürütme yetkilerini kendi içinden seçtiği bir hükümet (icra vekilleri heyeti) aracılığıyla kullanıyordu. Hükümet üyelerinin başlıca görevi TBMM’nin aldığı kararlan uygulamaktı. Devlet başkanlığı makamına yer vermeyen anayasa uyarınca hükümetin başında TBMM başkanı bulunuyordu. Temel hak ve özgürlükleri düzenleyici hükümler içermeyen anayasada devlet düzeniyle ilgili kurallarda da bazı eksiklikler ve yetersizlikler vardı. Bunlardan doğan boşluklar daha sonra anayasa hükmünde yasa, kararname ve kararlarla doldurulmaya çalışıldı.

Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşmasında önemli rol oynayan 1921 tarihli anayasa, saltanatın kaldırılmasından sonra 29 Ekim 1923’te köklü bir değişikliğe uğradı. Bu değişiklikle cumhuriyet ilan edilerek cumhurbaşkanlığı kurumu oluşturuldu ve hükümetin atanmasına ilişkin yeni düzenlemeyle parlamenter sisteme doğru önemli bir adım atıldı.

Böylece ortaya çıkan rejim değişikliği ve yeni devletin örgütlenmesinin getirdiği sorunlar, daha kapsamh yeni bir anayasanın hazırlanmasını zorunlu kıldı. Bu amaçla TBMM bünyesinde bir komisyon kuruldu. Komisyonun Fransa Üçüncü Cumhuriyet Anayasası’m örnek alarak hazırladığı tasan TBMM’de görüşüldü ve cumhurbaşkanına geniş yetkiler tanıyan bazı maddelerinde değişiklik yapılarak 20 Nisan 1924’te kabul edildi. Yeni Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’yla ulusal egemenlik ilkesi korunarak kuvvetler birliği rejimi temelde sürdürülmekle birlikte, bir ölçüde ayn bir kimlik kazandınlan yürütme organına önceki anayasaya göre daha geniş bir serbestlik alanı tanındı. Bu çerçevede cumhurbaşkanınca TBMM üyeleri arasından atanan başbakanın oluşturduğu bakanlar kurulunun gene cumhurbaşkanınca onaylandıktan sonra TBMM’nin güvenoyuna sunulması ilkesi benimsendi. Ote yandan tek tek bakanların TBMM’ye karşı sorumluluğu yerine, birlikte (toplu) sorumluluk esası getirildi. Yargı hakkının ulus adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı hükme bağlandı. Temel hak ve özgürlükler klasik yaklaşım sınırlan içinde düzenlenmekle birlikte, bunlan güvence altına alacak hüküm ve araçlara yer verilmedi.

Çok partili siyasal yaşama geçişi amaçlayan kısa ömürlü iki deneme dışında uzun süre tek partili bir rejim çerçevesinde uygulanan 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 1928’den başlayarak beş kez değiştirildi. Bu değişikliklerin en önemlileri 1928’de laiklik ilkesinin benimsenmesi ve 1937’de cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve devrimcilik ilkelerinin devletin temel nitelikleri olarak belirlenmesiydi. Anayasanın öngördüğü düzen, 1946’dan sonraki çok partili rejim altında da varlığını sürdürdü. Ama parlamenter sistemin gerektirdiği denge ve güvencelerden yoksunluğun yol açtığı aksaklıklar 1950’lerde belirgin biçimde ortaya çıktı. 27 Mayıs 1960 hareketinden sonra bazı hükümleri yürürlükten kaldırılan 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, Kurucu Meclis’in hazırladığı yeni tasarının kabul edilmesiyle yerini 1961 Anayasası’na bıraktı.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 30 Ocak 2018 18:43
Bir bildiğim varsa hiç bir şey bilmediğimdir. (:
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
5 Eylül 2012       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
20 Ocak 1921'de, TBMM tarafından kabul edilen ilk Anayasa (Teşkilatı Esasiye Kanunu), TBMM'nin dokuz aylık çalışmasından ve uzun görüşmelerden sonra kabul edilmiştir. Bu Anayasa, dağılan ve yok olan Osmanlı İmparatorluğu yerine yeni bir devletin kuruluşunu hukuki yönden belirten ve varlığını sağlayan bir eserdir. Yeni Anayasa aynı zamanda milli egemenliği hakim kılan ve vatanın kaderine milli egemenliğin temsilcisi Büyük Millet Meclisi'nin el koymasını mümkün kılan ve onun meşruluğunu da tanıtan, hukuki ve siyasi değeri olan bir belgedir.

Sponsorlu Bağlantılar
20 Ocak 1921'de kabul edilen Anayasa, 23 asıl, bir de ayrı madde halinde iki kısım olarak düzenlenmiştir. Genel esasları kapsamaktadır. Anayasanın kısa oluşu, o devrin özelliğinden ileri gelmekteydi. Sadece olağanüstü şartları ve acil ihtiyaçları karşılamak için, kısa ve özel bir anayasa hazırlanmıştı. 20 Ocak 1921 Anayasası bir geçiş dönemi anayasası olarak, Milli Mücadelenin çok dinamik olağanüstü şartlarına uymakta ve demokratik niteliğinin yanı sıra ihtilalci karakterini de korumaktaydı. Anayasanın ruhunda ve mantığında kuvvetler birliği sistemi hakimdi. Milli iradeyi millet namına temsil eden tek yetkili organın, Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu belirtmektedir. Başkansız bir Cumhuriyet kuran bu Anayasa ile milli irade Meclis tarafından tescil edilmekte ve yürütülmekte, böylece kuvvetler birliği esası, kuvvetlerin şuurlu bir merkezde toplanmasını ve tek bir iradeye bağlanmasını da şart kılınmaktadır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
taklım - avatarı
taklım
Ziyaretçi
27 Kasım 2012       Mesaj #3
taklım - avatarı
Ziyaretçi

TEŞKİLÂTI ESASİYE KANUN


Mevaddı Esasiye
MADDE 1 - Hakimiyet bilâkaydü şart milletindir. İdare usulü, halkın mukadderatanı bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.
MADDE 2 - İcra kudreti ve teşri salahiyeti milletin yegâne ve hakiki mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.
MADDE 3 - Türkiye Devleti, Büyük Milleti Meclisi tarafından idare olunur ve hükûmeti "Büyük Millet Meclisi Hükûmeti" unvanını taşır.
MADDE 4.- Büyük Millet Meclisi, vilâyetler halkınca müntehap azadan mürekkeptir.
MADDE 5 - Büyük Millet Meclisinin intihabı iki senede, bir kere icra olunur. İntihap olunan azanın azalık müddeti iki seneden ibaret olup fakat tekrar intihap olunmak caizdir. Sabık heyet lâyik heyetin içtimaına kadar vazifeye devam eder. Yeni intihabat icrasına imkân görülmediği takdirde içtima devresinin yalnız bir sene temdidi caizdir. Büyük Millet Meclisi azasının herbiri kendini intihap eden vilâyetin ayrıca vekili olmayıp umum milletin vekilidir.
MADDE 6 - Büyük Millet Meclisinin heyeti umumiyesi teşrinisani iptidasında davetsiz içtima eder.
MADDE 7 - Ahkâmı şer'iyenin tenfizi, umum kavaninin vaz'ı, tadili, feshi ve muahede ve sulh akti ve vatan müdafaası ilânı gibi hukuku esasiye Büyük Millet Meclisine aittir. kavanin ve nizamat tanziminde muamelatı nasa erfak ve ihtiyacatı zamanaevfak ahkamı fıkhiye ve hukukiye ile adap ve muamelât esas ittihaz kılınır. Heyeti Vekilenin vazife ve mesuliyeti kanunu mahsus ile tayin edilir.
MADDE 8 - Büyük Millet Meclisi, hükümetin inkısam eylediği devairi kanunu mahsus mucibince intihap kerdesi olan vekiller vasitası ile idare eder. Meclis, icrai hususat için vekillere veçhe tayin ve ledelhace bunları tebdil eyler.
MADDE 9 - Büyük Millet Meclisi heyeti umumiyesi tarafından intihap olunan reis bir intihap devresi zarfında Büyük Millet Meclisi reisidir. Bu sıfatla Meclis namına imza vaz'ına ve Heyeti Vekile mukarreratını tasdika selâhiyettardır. İcra Vekilleri Heyet içlerinden birini kendilerine reis intihap ederler. Ancak Büyük Millet Meclisi reisi Vekiller Heyetinin de reisi tabiisidir.

– İdare –

MADDE 10 - Türkiye, coğrafî vaziyet ve iktisadî münasebet noktai nazarından vilâyetlere, vilâyetler kazalara münkasem olup kazalar da nahiyelerden terekküp eder.

– Vilâyet –

MADDE 11 - Vilâyet, mahalli umurda manevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir. Harici ve dahili siyaset, şer'î, adlî ve askerî umum, beynelmilel iktisadî münasebet ve hükûmetin umumî tekâlifi ile menafii birden ziyade vilâyete şâmil hususat müstesna olmak üzere Büyük Millet Meclisince vaz'edilecek kavanin mucibince Evkaf, Medaris, Maarif, Sıhhiye, İktisat, Ziraat, Nafia ve Muaveneti İçtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi Vilâyet Şûralarının salâhiyeti dahilindedir.
MADDE 12 - Vilâyet Şûraları, vilâyetler halkınca müntehap azalan mürekkeptir. Vilâyet Şûralarının içtima devresi iki senedir. İçtima müddeti senede iki aydır.
MADDE 13 - Vilâyet Şûrası, azası meyanında icra amiri olacak bir reis ile mutelif şuabatı idareye memur azadan teşekkül etmek üzere bir idare heyeti intihab eder. İcra selâhiyeti, daimi olan bu heyete aittir.
MADDE 14 - Vilâyette Büyük Millet Meclisinin vekili ve mümessili olmak üzere vali bulunur. Vali, Büyük Millet Meclisi Hükûmeti tarafından tayin olunup, vazifesi devletin umumi ve müşterek vezaifini rüyet etmektir. Vali, yalnız devletin umumi vazaifile mahalli vezaif arasında tearuz vukuunda müdahale eder.

– Kaza –

MADDE 15 - Kaza yalnız idarî ve inzibatî cüzü olup manevi şahsiyeti haiz değildir. İdaresi, Büyük Millet Meclisi Hükûmeti tarafından mansup ve valinin emri altında bir kaymakama mevdudur.

– Nahiye –

MADDE 16 - Nahiye, hususi hayatında muhtariyeti haiz bir manevî şahsiyettir.
MADDE 17 - Nahiyenin bir şûrası, bir idare heyeti ve bir de müdürü vardır.
MADDE 18 - Nahiye şûrası, nahiye halkınca doğrudan doğruya müntehap azadan terekküp eder.
MADDE 19 - İdare heyeti ve nahiye müdür, nahiye şûrası tarafından intihap olunur.
MADDE 20 - Nahiye şûrası ve idare heyeti kazaî, iktisadî ve malî salâhiyeti haiz olup bunların derecatı kavanini mahsusa ile tayin olunur.
MADDE 21 - Nahiye, bir veya bir kaç köyden mürekkep olduğu gibi bir kasaba da bir nahiyedir.

– Umumi müfettişlik –
MADDE 22 - Vilâyetler, iktisadî ve içtimaî münasebetleri itibariyle birleştirilerek, umumi müfettişlik kıtaları vücuda getirilir.
MADDE 23 - Umumî müfettişlik mıntıkalarının umumî surette asayişinin temini ve umum devair muamelatının teftişi, umumi müfettişlik mıntıkasındaki vilâyetlerin müşterek işlerinde ahengin tanzimi vazifesi umumi müfettişlere mevdudur. Umumi müfettişler Devletin umumi vezaifile mahallî idarelere ait vezaif ve mukarreratı daimi surette murakabe ederler.

– Maddei münferide –

İşbu kanun tarihi neşrinden itibaren meri olur. Ancak elyevm münakit Büyük Millet Meclisi 5 Eylül 1336 tarihli nisabı müzakere kanununun birinci maddesinde gösterildiği üzere gayesinin husulüne kadar müstemirren müçtemi bulunacağı cihetle işbu Teşkilâtı Esasiye Kanunundaki 4'üncü, 5'inci, 6'ncı maddeler gayenin husulüne elyevm mevcut Büyük Millet Meclisi adedi mürettebinin sülüsanı ekseriyetle karar verildiği takdirde ancak yeni intihabdan itibaren meriyül icra olacaktır.

10 Cemaziyelevvel 1339 - 20 Kanunusani 1337
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 30 Ocak 2018 18:44
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Ocak 2018       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (20 Ocak 1921)

YENİ TÜRK DEVLETİNİN İLK ANAYASASI
20 Ocak 1921'de yeni Türk Hükümeti'nin ilk Anayasa'sı "Teşkilatı Esasiye" kabul edildi.
''Egemenlik Kayıtsız şartsız milletindir." olan ilk maddesi 1924 Anayasasında "Türkiye Devletinin idari şekli Cumhuriyettir." olarak değiştiril­di. (Daha sonra; 1961 Anayasası, 1971 düzeltim, 1982 Anayasası yürürlüğe girdi.)
Anayasada; Laiklik, Cumhuri­yet, Bayrak, İstiklal Marşı Türkçe değişmez maddelerdir.

Teşkilât-ı Esasiye Kanunu, ilk T.C. Anayasası'nın ilkelerini belirleyen; 85 no.lu ve Kabul Tarihi: 20 Kânun-ı Sani 1337 (20 Ocak 1921) olan kanundur. 1923 yılındaki değişiklikle Cumhuriyet ilan edilmiştir. Bazı tanımlamaların aksine, 20 Ocak 1921 tarihli ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, Türkiye'nin il Anayasası değildir. Çünkü bu kanun, Anayasa için gerekli norm, kabul için oy oranı ve maddeler yönünden yeterli değildir. Üstelik o tarihte, 1876 Kanun-u Esasîsi de resmen ilan edilmemişti.

Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun Temel Maddeleri
  1. Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.
  2. Yürütme gücü ve yasama yetkisi, ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi'nde belirir ve toplanır.
  3. Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi'nce yönetilir ve hükümeti "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti" adını alır.
  4. Büyük Millet Meclisi vilayetler halkınca seçilen üyelerden kurulur
  5. Büyük Millet Meclisi'nin seçimi iki yılda bir yapılır. Seçilen üyelerin üyelik süresi iki yıl olup bu üyeler yeniden seçilebilirler. Eski meclisin görevi yeni meclis toplanıncaya kadar sürer.Yeni bir seçim yapılmayacağı anlaşılırsa, toplantı dönemi bir yıl daha uzatılabilir. Büyük Miller Meclisi üyelerinin herbiri, kendini seçen ilin ayrıca bütün ulusun vekilidir.
  6. Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, kasım ayı başında, çağrısız toplanır
  7. Şer'i hükümlerin yerine getirilmesi, bütün yasaların konulması, değiştirilmesi, kaldırılması, antlaşma ve barış yapılması ve savaş kararı verilmesi gibi temel haklar Büyük Millet Meclisi'nindir. Yasalar ve tüzükler düzenlenirken, halkın işine en uygun ve zamanın gereklerine en elverişli din ve hukuk hükümleriyle töreler ve önceki işlemler temel olarak alınır. Bakanlar Kurulu'nun görev ve sorumluluğu özel yasayla belirtilir.
  8. Büyük Millet Meclisi, çeşitli bakanlıkları özel yasasına göre seçtiği bakanlar aracılığla yönetir. Meclis yürütme işleri için bakanlara yönerge verir ve gerektiğinde bunları değiştirir.
  9. Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilen başkan bir dönem süresince Büyük Millet Meclis başkanıdır. Bu kimlikle Meclis adına imza atmaya ve Bakanlar Kurulu kararlarını onaylamaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu üyeleri, içlerinde birini kendilerine başkan seçerler. Ancak Büyük Millet Meclisi başkanı Bakanlar Kurulu'nun da doğal başkanıdır.
  10. Kanun-ı Esasi'nin, işbu maddelerle çelişki teşkil etmeyen hükümleri eskiden olduğu gibi yürürlükte kalmaya devam edecektir.
Beş değişiklik
20 Nisan 1340 (1924) ve 491 sayılı Teşkilât-ı Esasîye Kanunu ile de Türkiye hukuk normlarına uygun ilk anayasaya kavuşmuştur.
1924 tarihli Teşkilat-ı Esasiye kanunu (Anayasa)'nda;
1) 11 Nisan 1928 tarih ve 1222 sayılı Kanunla Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun 2, 16, 26 ve 38’inci maddelerinde,
2) 10 Kanunuevvel 1931 tarih ve 1893 sayılı Kanunla Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun 95’inci maddesinde,
3) 5 Kanunnuevvel 1934 tarih ve 2599 sayılı Kanunla Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun 10 ve 11’inci maddelerinde,
4) 10 Kanunnuevvel 1937 tarih ve 3115 sayılı Kanunla Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun 2, 44, 47, 49, 50, 61, 74 ve 75’inci maddelerinde ve
5) 10 Teşrînisânî 1937 tarih ve 3272 sayılı Kanunla Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun, 44, 47, 48, 49, 50 ve 61’inci maddelerinde olmak üzere, beş değişiklik yapılmıştır.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

30 Ocak 2018 / HipHopRocK Hukuk
9 Ağustos 2015 / Misafir Soru-Cevap
9 Ağustos 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
26 Mart 2014 / Misafir Osmanlı İmparatorluğu
6 Ocak 2011 / Teamoore Cevaplanmış