Arama

SevgiliNİZİN Hafifletici Sebebi Olmayan 31 Suçu - Sayfa 4

Güncelleme: 13 Aralık 2008 Gösterim: 40.720 Cevap: 80
kamyon - avatarı
kamyon
Kayıtlı Üye
14 Mart 2006       Mesaj #31
kamyon - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
gusinapse adlı kullanıcıdan alıntı

KAMYON


Sponsorlu Bağlantılar

okuduğumda kendimi biraz ezilmiş,biraz da basit hissettim bu ne yawwwwMsn GrinMsn Grin

valla yapcak bişey yok sende yaz bi cevap bize

ama güzel doğruluk payı var yazılarda dimi Msn Wink

evet doğruluk payı var ama her iki cinsiyettede mutlaka vardır böyle antikalar .Hhheeee bunuda sen kabul et biz erkekler sizlerden daha akıllıyızMsn Grin Msn Grin Msn Grin
pasaklikedi - avatarı
pasaklikedi
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #32
pasaklikedi - avatarı
Ziyaretçi
Bunca zamandır her alanda iktidar olan erkeklerin, kadınlar üzerinde uyguladıkları baskı zaman ve mekan içinde hiçbir önem taşımadan rahatlıkla taciz etmeleri hatta zaman zaman işledikleri namus (!) cinayetleri... Ah dünya bir tersine dönse de erkekler anlasalar hanyayı, konyayı...

Sponsorlu Bağlantılar
Bir sabah uyansak ve kadınların erkek, erkeklerin de kadın olduğunu, öyle davrandıklarını görsek... Erkekler kadın olmanın zorluklarını bir yaşasalar... Şimdi gözlerimizi kapatalım, sevgilimizin ya da eşimizin bizim yerimize geçtiğini düşünelim. Veeee, işte onun feryatları!!!


Keh keh keh!


Ev işleri, çalışma hayatı, çocuk bakımı derken, canından bezdi zavallıcık. Karısının maçoluğu da cabası... Sabah uyanır rahat yok, otobüse biner taciz üstüne taciz, işe gider patron onu kötü emellerine alet etmeye çalışır, gece dışarı çıkamaz, çıksa pişman olur... Baksanıza şu zavallı adamcağızın yaşadıklarına... Keh, keh, keh...Ne güzel bir sabah(tı)!


Oh, bugün hava çok güzel... Güneş pırıl pırıl, ayrıca yataktan kalkmak için daha yarım saatim var. Ama... ama... of, kalkıp karımın kahvaltısını hazırlamalıyım, ayrıca çocuklar da okula yetişmeli. Kızım formasını keşke akşamdan ütüleseydim. En azından yatakta sabah keyfi yapmak için beş dakika daha kazanabilirdim. Ay, zaten bu evden zamanında çıkmak mümkün değil. Giyinirken karım ikide bir \"gömleğim nerede, çorabım nerede\" diye sorup duruyor. Ne var yani akşamdan çıkardıklarını toplayıp, yatsa... Komşu Ahmet Bey\'in karısı ne kadar düzenli bir kadın, Ahmet\'e fazla iş çıkarmıyor.
.

En iyisi çıplak evde oturmak herhalde.

Bir acayiplik de giyinme konusunda... Malumunuz havalar oldukça sıcak, insan şöyle incecik bir şeyler giymek istiyor. Ama ne giysem kabahat! Yok bütün hatlarım belli oluyormuş, bu kıyafetle sokağa çıkmak bir erkeğe yakışıyor muymuş? Üstümde de sanki mini şort var! Tamam kotum ve tişörtum biraz dar ama giyinmek benim de hakkım değil mi? Bu arada alışverişlerimiz de bir curcuna. Sanki alacağım kıyafetleri ben değil o giyecek. Benim beğendiğim kıyafetlerle, beni yanında dolaştıramazmış. Elalem beni seyrederken, o rahat olamazmış, sonra benim yüzümden başı belaya girermiş! Neredeyse beni çarşafa sokacak.


Patronum ne demek istiyor?


Otobüs kabusu başlıyor yine, her sabah olduğu gibi. Ayakta kalıp sıkışmak bir tarafa, şu kadınların durmadan, arkadan önden değme çabaları, ellerine kollarına sahip olamamaları ya da olmak istememeleri artık beni canımdan bezdirdi. Neyse, bu sabahki otobüs macerasını atlatabildim de sağ salim işe gelebildim. Buna da şükür! İyi bir işim, iyi sayılabilecek bir patronum var. Kendine güvenen, hoş bir kadın. Fakat bazen garip davranıp, beni şaşırtıyor. Durmadan iş konularını öğle yemeğinde konuşmayı teklif ediyor, ne gerek varsa! Ayrıca, bakışları da çok acayip, sanki yiyecek gibi! Geçen gün de kolunu göğsüme değdirdi. Kaza oldu sanırım! Neyse, yapacak çok fazla bir şey yok. İşsiz kalmamak için bunları görmezden gelmekten başka!...


Bu akşam biraz \"takılayım\" !


Her gün aynı iş. Öff, sabah kalk, karıma, çocuklarıma kahvaltı hazırla, hanımı işe geçir, acele acele işe yetiş, patron yılışmalarını çek... Bu gece arkadaşlarımla biraz takılacağım. Kahretsin nasıl da unuttum, evde yemek yok! Her taraf her yerde! Amaaaaaaan, bu gece takılacağım işte! Karım beni hiç akşamları dışarı çıkarmıyor ki, hapsoldum kaldım dört duvara... Ama, şu karşı masadaki kadınlar olmasa... Hayır, ne bakıyorlar anlamıyorum, açıkta bir şey de yok ama... Ben buraya kırk yılda bir kafa dinlemeye geldim, yok neden tanışıp birlikte içmiyormuşuz, beni daha önce de burada görüp, tanışmak istemiş ama bir türlü cesaret edememişmiş! Alakası yok, bu benim bu bara ilk gelişim. Acaba kadınlar bu ucuz numaraları ne zaman bırakacaklar?


\"Takılmaz\" olaydım!


Eve dönme saatini ve tek gecelik özgürlüğü fazla abartmadan eve döndüm ama bazı şeyler için geç kalmıştım bile. Daha kapı açılır açılmaz uğradığım laf bombardımanı... Yani hiçbir açıklamaya kabul yok. Evde yemek var mı yok mu, bu kadın, bu çocuklar ne yiyecek diye hiç düşünmeden keyif yapıyormuşum da, bu saatte karımdan sonra nasıl eve gelebilirmişim! Benim buna hakkım yokmuş, çünkü ben erkekmişim, o kadın haliyle bu saate kadar dışarıda kalmıyormuş! Sanki ben kendimi koruyup, sahip olamam. Bu kadın erkekleri ne kadar da aşağı, ikinci sınıf ve aciz görüyor...


Bu gece \"nasıl\" olmaz!!!


Sanki her gece sevişmek zorundayız. Ben hiç yorgun olamam, eğer istemezsem kesin iktidarsızımdır ya da başkası vardır. İstemiyorum işte! O her istediğinde olacak değil ya. Sevişmek karşılıklı istemekle olur. Ama anlat anlatabilirsen. \"Yavaş biraz, çocuklar uyuyor\" desem de anlatamıyorum ki... O kendi derdine düşmüş, gözü çocuk falan görecek durumda değil!

Bu ne dünya kardeşim böyle!

Eveet, rüyadan uyandınız ve kocanız ya da sevgiliniz yine erkek, siz yine kadınsınız. Yani her şey aynı tas, aynı hamam... Eminiz, kocanız düş bittiğinde, gözleri faltaşı gibi açılmış bir biçimde, asla tahmin edemediği zorluklarla karşı karşıya kalınca dünyanın kaç bucak olduğunu anlamış hale gelecek. Hatta, \"bir erkek olarak\" asla otobüse binmeyecek ve gece bara gitmeyecek. Belki de artık birlikteliğiniz ve paylaştığınız yaşamda daha duyarlı olacak. Ama bu hassasiyet ne kadar sürer bilemeyiz. Erkek, \"erkek\" oldukça ve kadın bu kadar \"kadın\" oldukça, bu düzenin ne zaman değişeceği bir muamma... Tabii siz de çabalamadığınız takdirde.



İlişkinizin iyi gittiğini düşünürken sevgiliniz sizi sevdiği halde ayrılmanız gerektiğini söylüyor ve nedenlerini sıralıyor. Peki size söylenen nedenlerin gerçekte ne anlama geldiğini biliyor musunuz ?

Okuyun o zaman...Msn Rolleyes

Aşklar sonsuza kadar sürecek değil ya, biter elbette. Ama aşkın bittiğini sevgilisine açıkça itiraf edebilen insan sayısı pek azdır. Hep bahanelere başvurulur. Bu işin kadını erkeği de yoktur üstelik. Her iki cinste bu bahanelerden yararlanır.

İşte bunlar:
Senin sevgine layık değilim ya da sen benden iyilere layıksın

Tamam beni çok seviyorsun ama ben seni senin beni sevdiğin kadar sevmiyorum. E, bu da söylenmez ki... Benim gönlüm uçarı bir o çiçeğe, bir bu çiçeğe konmak istiyor. Oysa sen sevdiğin zaman kendine körü körüne bağlı birini istiyorsun. Ben bir hafta biriyle bir ay başkasıyla yaşamak istiyorum. Şimdi seni aldatsam da ayıp olacak. En iyisi tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna....

Ben seni mutlu edemem
Beklentilerimiz farklı. Sen ayrı dünyadasın,ben ayrı dünyada. Aynı müziği dinlemiyoruz, aynı filme gitmiyoruz, aynı içkiyi bile içmiyoruz. Bizim birlikteliğimiz ancak bir kaç günlük heyecan olabilir. Şimdi bunu sana böyle söylesem. Demek her şey bir yalandı diyeceksin. Ben de sana cevap vereceğim. Senin mutlu olmanı gerçekten istiyorum ama bensiz...
Seni seviyorum ama ailemi de seviyorum ve vazgeçemiyorum

Ben ana (ya da baba) kuzusuyum. Annem babam ne derse o olur diyor. Onlara karşı çıksam, harçlığımı keserler, arabamı altımdan alırlar, beş parasız ortada kalırım. Hem aşk dediğin nedir ki? Geçici bir heves. Ben onların istediği biriyle evlenirsem gelsin paralar... Paraya sırt çevirip seninle olamayacağım, kusura bakma...

Serseri ruhluyum ve özgürlüğümü seviyorum. Kimseye bağlanamam

Başka bahane bulamadım. Aslında istesem öyle mazbut, öyle evine bağlı bir insan olurum ki... Ama seni sevmiyorum. Güzel şeyler yaşamış olabiliriz ama bitti artık. Üstelik bu bahanede çok fiyakalı. Sen şimdi bunu yakın arkadaşların arasında da söylersin benim popülaritem artar. Bundan sonra ki kız arkadaşım da beni elde tutulmayan bir serseri olarak tanıyıp daha çok üstüme düşer. Hay aklımla bin yaşayayım...

Sağlıklı düşünmek için ilişkimizi dinlendirmeye almalıyız
İlişkimizi bitirmeliyiz diyecektim ama ağzımdan bu çıktı. Hem zaten diğerini söyleyecek cesaret yok bende. Bu yüzden bununla idare et. İlişkimiz dinlenirken, ben harekete geçeceğim. Etrafta serseri mayın gibi dolaşacağım, ve kendime yeni,yepyeni işler arayacağım.

Aşkımız heyecanını kaybetti
Adrenalin bağımlısıyım. Ben aşk falan değil resmen heyecan istiyorum. Bunu da bana ancak başka bir aşk sağlar. Seni terk etmeye niyetliyim de Bana heyecan lazım diyemiyorum. Şimdi biliyorum sen kendini değiştirmeye çalışacaksın. Saç şeklin, makyajın, kıyafetlerinle beni yeniden heyecanlandırma çalışmaları içine gireceksin. Ama boşa yorulma. Çünkü Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim...

Sorun sende değil bende
Bu cümlenin devamı büyük olasılıkla şu şekilde gelecektir. Kafamın içindeki problemleri çözemediğim için ilişkimize konsantre olamıyorum. Ama söylenmek istenen gerçekte şudur: Senden bıktım. Artık hayatımdan çıkmanı istiyorum. Zaten benim kafamda ki tek problemde sensin. Sen olmasan o kadar rahatlayacağım ki anlatamam. Senden ayrılabilmek için kendimi bile sorunlar insanlar grubuna soktum. Anla artık ve beni rahat bırak...

Zamana ihtiyacım var

Senden ayrılmak istiyorum ama bunu sana direkt söylersem bana neden diye soracaksın. Ben de başkasından hoşlandığımı söyleyemeyeceğim için doğru dürüst bir neden gösteremeyeceğim. Biraz ayrı kalırız. Ben seni arada bir telefonla ararım. Sonra da aramalarım seyrekleşir. Aramızdaki ilişki soğur belki bir süre sonra da sana Bu zaman içinde çok düşündüm ama seninle yapamayacağım derim. Böylece bu işte biter.

Çok iyi bir insansın ama
Çok iyi bir sevgili değilsin. Ben beni heyecanlandıracak ayağımı yerden kesecek gerektiğinde beni süründürecek birini arıyorum. Oysa sen benim her dediğimi yapıyorsun. Her sorunuma çözüm buluyorsun tamam bende seviyorum ama kardeşim gibi. İyisi mi Sen kendin gibi bir taze bahar seç ben de kendi yoluma gideyim.Msn Sleepy

Son düzenleyen Blue Blood; 15 Mart 2006 14:31 Sebep: flood
sims_2 - avatarı
sims_2
Ziyaretçi
15 Mart 2006       Mesaj #33
sims_2 - avatarı
Ziyaretçi
açıklayıcı!!!!
akalla - avatarı
akalla
Ziyaretçi
15 Mart 2006       Mesaj #34
akalla - avatarı
Ziyaretçi
Siz erkekler sadece çok akıllı olduğunuzu düşünüyorsunuz bu sizin akıllı olduğunuz anlamına gelmiyor.Bir de şunu anlamıyorum zeki bir bayan gördüğünüzde neden bu kadar korkuyor ve arkanıza bile bakmadan kaçıyorsunuz başedememekten mi korkuyorsunuz anlamıyorum, çok bencilsiniz; bu yüzden akıllı bir bayan size uymaz çünki gözü kapalı yapmaz her dediğinizi, istediğinizi buda işinize gelmez, sonuçta çoğu erkeğin; ilişkiden, aşktan, evlilikten anladığı sadece kendi egolarını tatmin etmektir. Karşısındaki insanın neler hissettiğine, neler yaşadığına, neler çektiğine aldırış eden erkek nerdeyse yok paylaşım olmadan hiç bir birliktelik birliktelik değildir ve hiç bir aşk aşk değildir adı üstünde tek kişilk değildir ne aşk ne birliktelik ne evlilik iki kişinin özverisiyle katkısıyla büyüyecek doruklara ulaşacak bir varoluştur bu; tüketmek yerine, vermeden almak yerine bunları biraz düşünse insanlar özelliklede erkekler yaşayacakları mutluluğu hayatlarına katacakları güzellikleri tahmin bile edemezler uygulayanlara sözüm yok ama vermeden istemek çabalamadan feryat etmek ve herşeyi hep karşıdan beklemek yanlış...
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
15 Mart 2006       Mesaj #35
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Sevgiliniz sizi sanal alemde aldatıyorsa bunu nasıl anlarsınız?

Yüz yüze ilişkiler artık yerini teknolojinin var ettiği yapay bir aleme bıraktı. Hafta Sonu dergisi bu haftaki sayısında ‘teknolojik ilişki’leri konu aldı ve sanal bir aldatmayı nasıl yakalayacağınızın teknolojik ipuçlarını verdi.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Ahmet İnam, ‘ilişki’nin ancak yüz yüze yaşandığında ilişki tanımına uyacağını, insanın bir başkasının yüzünü görmedikçe gelişemeyeceğini söylüyor. Prof. İnam şöyle konuşuyor: ‘Fotoğraflarla, birtakım teknolojik aletler aracılığıyla kurulan ilişkiye ben sadece yüzsüz ilişki diyebilirim. Her türlü ihanete açık, yaşamaktan, yaşamdan korkan insanlar, yüzünü saklama ihtiyacıyla böylesi sanal ilişkiler kurarlar.’

İkinci telefona dikkat

Evlilik ve aile terapisti Selin Özkök Karacehennem’in aldatıldığından şüphelenen evli kadınlara bir uyarısı var:
‘Kocanızın ikinci bir cep telefonu varsa, bu telefonu eve geldiğinde kapatıyorsa ya da tuvalete bile yanında götürüyorsa, gecenin bir vaktinde mesaj geliyorsa, kimsenin duyamayacağı ortamlarda telefon görüşmeleri yapıyorsa, araştırma zamanı gelmiş de geçiyor demektir.’
Sanal ihanetin ipuçları

Akşam yemeği sonrası sohbet etmek, hafta sonu ortak etkinlik yapmak gibi bilinen ‘evli çift ritüellerinden’ kaçınmaya başlar.
İnternet başında saatlerce takılır.
Odaya her girişinizde bilgisayarda oyun sitesini açar.
Tertemiz bir ‘web geçmişi’ olur.
SMS kutusu bomboş görünür.
Sohbet odaları ve sanal seks buluşma yerleri, geç saatlerde ‘havaya girer’. Bu nedenle ‘sanal seks yaparak’ eşine ihanet eden kişinin uyku düzeni bozulur.
İnternet için yapılan ödemeleri saklamak amacıyla kredi kartı, sanal sevgiliyle görüşmeler nedeniyle de telefon faturaları saklanır.
Gözle görülür biçimde ‘değiştiyse’ tehlike zilleri çalıyor demektir.
En meşhur mesaj: Tostumu yedim

Yüz yüze söylendiğinde hiç de özel bir anlam ifade etmeyen kelimeler mesaja döküldüğünde, büyük yanlış anlamalara yol açabiliyor. Aynı otelde kaldığı meslektaşına cep telefonundan mesaj çeken manken Çağla Şikel örneğinde olduğu gibi.
O sıralarda manken Yüksel Ak’la evli olan Şenol İpek’in evliliği, Çağla Şikel’in telefonuna gönderdiği mesajla sarsılmıştı. Mesajda ‘Tostumu yedim. Odamdayım. Gelmeyeceksen casinoya ineceğim’ deniyordu.
Sevgiliye teknolojik tuzaklar

Casus kameralar: İstediğiniz yere yerleştireceğiniz casus kamera sayesinde, eve gidip geleni, evde olup bitenleri rahatlıkla görebilirsiniz. İnternetteki ...... sitesinde 40 YTL’ye kamera bulmak mümkün. ....... sitesinde gizli kameralar, sesli ve titreşimli tespit cihazları, GSM sinyal blokaj aletleri, hatta gizli kamera tespit cihazları bile satılıyor.
Aşk e-mail’lerini okuyun: Realtime-Spy plus adlı programı sevdiğiniz kişinin bilgisayarına yüklediğinizde, ona gelen e-mail’leri kendi adresinize de gönderebilirsiniz. Bu sayede kimlerle yazıştığını kolaylıkla görebilirsiniz.
Yazışmalara sıkı kontrol: İnternetten indirebileceğiniz ‘msn sniffer’ adlı programı şüphelendiğiniz kişinin bilgisayarına yükleyebilirsiniz. Bu program sayesinde msn’de yapılan tüm yazışmalar kaydedilir.
Otomobilini takip edin: Takip etmek istediğiniz kişinin aracına stopper adlı cihaz taktırabilirsiniz. Bu sayede araca, cep telefonunuzun kapsama alanı içindeyken, cep veya sabit telefonunuzdan yaptığınız arama ile ulaşabilirsiniz.

Kaynak : Hürriyet
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
17 Mart 2006       Mesaj #36
melish - avatarı
Ziyaretçi
KADIN DEDİĞİN; Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgarına kayacak.
Bacakların, ayakların,bilekten bağlı ayakkabıya tutunan parmakların,
seyrine doyamayacaksın. Bakımlı olacak kadın dediğin. Saçları
ipek,topukları pembe, boynu ince,salındı mı kuğu gibi zarif olacak ve
zarifliğinin ortasında bir hanımefendi barındıracak.

Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağından önce , sözü doğru,ruhu
aydınlık olacak, güzelliği komple olacak. Güzel olacak ama, aklını
evde tutacak kadar da akıllı....

Seni elinin tersiyle değil, avucunun içiyle kavrayacak... Bileceksin
ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz beni böyle. Rahat olacaksın
yanında,çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek küçük kurtçuklarla.
Asla şatafat düşkünü olmayacak.

Ekonomiden, politikadan, milli maçlardan ve kültürel olaylardan haberi
olacak.Bizi kim yönetir, nasıl yönetir, demokrasi, monarşi,oligarşi
nedir bilecek, saf hatun numarasıyla cahilliğini güzelliğiyle örtmeye
yeltenmeyecek. Eşini dostunu kollayacak ama içi vıcık vıcık dedikodu
yumağının içinde kaybolmayacak.Moda düşkünü olmayacak
kesinlikle...Takip edecek ancak yakışanı seçecek ve zevki seni
giydirecek kadar yerinde olacak, kendisi giydirmeyi bildiği gibi.

Orada burada dedikodu yapmayacak, laf taşımayacak, ayıkla pirincin
taşını durumlarına sokmayacak. Ortalık yerde kahkahalarıyla sebepsiz
çınlamayacak.

Dekoltenin dozunu kaçırmayacak.Açık saçık olan elbisesi değil, sana olan ilgisi olacak ve bunu gösterebilecek medeniyeti...
Onu bir kediyi sever gibi
seveceksin

Öyle 'çağırdım, gelmedin,geç kaldın, aramadın,sormadın,kiminleydin,
hesap ver' yapmayacak. Sana yüreğiyle güvenecek, inançlarıyla
sokulacak.

Bilmem kimin sözüne aldırmayacak, asla arkadaşlarının arkasından
konuşmayacak, hele küfür hiç etmeyecek. Sınırını zorlamayacak , salya
sümük ağlamayacak,kıytırık nedenlerden hır gür çıkarmayacak.

Sözü dinlenir, anlaşılır olacak.Bir hatayı allayıp pullayıp abartmayacak.

'Of yoruldum, beni ara, beni al, beni bul, bunu isterim' değil, 'sence
de uygunsa,yanındayım,ben gelirim, merak etme' olacak lügatında.
Hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak. Cesur olacak
cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak....

Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin.
Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük. Yıllara rehaveti değil
huzuru taşıyacak. En seksi leydi olmayı da bilecek, hanım sultan olup
sözünü geçirmeyi de. Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek,
küsmeyecek,süründürmeyecek. Kadın dediğin ayıp nedir bilecek. Temiz
olacak herşeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri Yahut pahalı
parfümlerin sindiği,süslü püslü boyacı küpü gibi, her öptüğünde
bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin. Buram buram aşka
sarılacaksın arkadaş. Buram buram kadın kokacak kadın dediğin. Kadın
dediğin güzel olacak ama eli yüzü düzgünden çok öte birşey.

Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura
kendini katmasını da... Paranın gücünü bilecek ama ne parasızlığın
ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir
anlık hevesler uğruna terketmeyecek.

Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken
kullanacak, yan gözle adam kesmeyecek ,üstüne sevgili edinmeyecek.
Kadın dediğin hatun olacak arkadaş, sözüne güvenilir,olacak.Bileceksin
ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. Ağzı sıkı
olacak kadın dediğin. Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, biraz
ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak.Komplekslerini güzelliğiyle
örtmeye çalışmayacak. Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda
yapacak.En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından
sana ne hayır gelir. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa
sığabiliyorsun, ne toprağa... Koluna takıp gezmesini de bileceksin
gururla...

Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye
sevecek.Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle ,
sınırlamayacak.Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun
olacak, bağrına basacaksın huzurla...

Öyle bir kadın işte !!!
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
18 Mart 2006       Mesaj #37
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
KADIN VE ERKEKLERİN ANLAŞA BİLMESİ İÇİN YAPMASI GEREKENLER

Erkeklerin Dikkat Etmesi Gereken Noktalar...

Bağlantı kurmaya çalışın. Eve geldiğinizde eşinize bir "Merhaba" demek, iş toplantısında dışlanmış bir kadın çalışanın söylediklerine işaret etmek gibi.

Ortak payda araştırın. Kadınlarla iletişim kurarken derin bir nefes alıp egemen konumlardan konuşmak yerine birlikte keşif yapmaya yönelin. Eşitlik ve işbirliği,kadınlar açısından "Kim kimi yenecek?" sorusundan çok daha önemlidir.

İşbirliğ yapın. Kendi yaptığınız işlere eşinizi ortak edin. Siz de onun yaptığı işlere ortak olun.

Mutabakatla karar verin. Kadınlar herkes ikna oluncaya kadar konuştuktan sonra karar alınmasından hoşlanır. Köprüler kurmanın, mutabakat aramanın yararlı olacağını göreceksiniz.

Mahremiyete izin verin. Eşinizin sizi kontrol ettiğini veya sizin alanınıza müdahale ettiğini düşüne bilirsiniz.Ama bu onun mahremiyet aramasından kaynaklanıyordur. Yaşam alanınızı bir miktar açın. Duygusal olarak size daha yakın olmasına izin verin. Gerçekten yalnız kalmak istediğinizde,bu mesafe ihtiyacınızı daha anlayışla karşılayacaktır.

Takdirinizi belirtin. Önemli değerli bir işi başaran bir kadını takdir edin. Çocuklarınıza bakan eşinize,bir başarıya imza atan bayan çalışma arkadaşınıza veya çalışanınıza söyleyeceğiniz takdir sözcükleri çok değerlidir.
Duygularınızı açın. Bu,kadınların gözünde sizi "zayıf" konumuna getirmez.Tam tersine, "Nasılsın?" dendiğinde,işlerinizin yoğun olması nedeniyle biraz gergin olduğunuzu ve bundan dolayı kendinizi pek iyi hissetmediğinizi söyleyebilirsiniz. Rahatladiğinizi göreceksiniz.

Sohbet edin. Evde,yolda giderken veya kantinde şundan bundan konuşmak size de iyi gelecektir.

Sorunlarınızı paylaşın. Sizi üzen, düşündüren veya kızdıran şeyleri kadınlara anlatmak hiç de zayıflık sayılmaz.

Kişisel konuşmalar yapın. Elbette içinizi dökmeniz gerekmez. ancak ailenizden,çocuklarınızdan biraz söz ettiğinizde,çalışma arkadaşlarınızın sandığınızdan çok daha iyi insanlar olduğunuu göreceksiniz.







Yardım ve öğüt talep edin. İş hayatında olsun,aile yaşamında olsun sorunları hiç kimse tek başına göğüsleyemez. Kadınlar olaylara farklı açılardan bakabildikleri için, bu sohbetler sayesinde ummadığınız çözümler üretebilirsiniz.

Empatiyle dinleyin. Eşiniz yada bayan bir iş arkadaşınız size bir şeyler anlatmaya başladığında hemen, "anladım,tamam" diye kestirip atmayın. Kendinizi onun yerine koyun ve buna göre dinleyin.

Nasihat vermek yerine anlayış gösterin. Bir iş arkadaşınız yada eşiniz size sorununu aktardığında derhal çözüm önerileri sunmaya başlamayın. Olguları sınıflandırma ve derhal nasihat verme güdüzü bir süre bastırın. Karşınızdaki belki sorunu nasıl çözeceğini bilen,ancak bunu sizinle paylaşmak isteyen bir bayan olabilir.

Kadınların Dikkat Etmesi Gereken Noktalar...

Statü meraklısını belirleyin. İş toplantılarında yada misafirliklerde konuşulurken,kimin statü meraklısı olduğu,kimin güç karşılaştırmaları yaptığını yada görüşlerine en büyük desteği almak istediği bir süre sonra meydana çıkar. Cereyan etmekte olan bu "muhar******" öğelerini saptadığınızda, kendi görüşünüzü nasıl ortaya koymanız gerektiğine karar verebilir ve söylediklerinizi erkekler tarafından dinlenmesini sağlayabilirsiniz.

Tutumunuzu netleştirin. Erkekler netlik yanlısıdır. Bu nedenle düşüncelerinizi, duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı açıkça ifade etmeye çalışın. Bir miktar dostça rekabet erkekler açısından kabul edilebilir bir şeydir.

Bağımsız davranın. Bu,özellikle eşler açısından geçerlidir. Birlikte gezmeye gidebilir, evinizi birlikte düzene koyabilir yada çocuklarınızı birlikte yetiştirebilirsiniz. Ama her zaman kendi başınıza yaptığınız ve yapmaktan hoşlandığınız bir şeyler yaratın.

Karar alınmasını talep edin. Erkekler her şeyin en ince ayrıntısına kadar tartışılmasından, mutabakat aranmasından hoşlanmazlar.Özel ortamlarda yada iş toplantılarında zaman zaman oylama talep edin ya da karar verilmesini isteyin. Size minnettar olacaklardır.




Yaşam alanını koruyun. Eşinizin "yaşam alanına" girmemeye,kişisel sınırlarını zorlamamaya özen gösterin. Biraz yakınlık istiyorsanız,bunu sözcüklerle ifade edin. Erkekler sözcükleri ve davranışları olduğu gibi anladıkları için daha başarılı olacaksınız.

Saygınızı ifade edin. Erkekler taktirden çok saygı görmek ister. "Aynı fikirde değilim, ama görüşüne saygı duyuyorum." gibi sözler pek hoşlarına gider. Ne var ki,güç konumunu kullanarak eşinden ya da iş arkadaşlarından saygı talep eden erkek söz konusu olduğunda başka önerilerde bulunmak gerekir.

Kamusal alanlarda konuşmayı öğrenin. Farklı ve değişik insanların önünde konuşma denemeleri yapın. Böylece sadece erkeklerin değl,herkesin sizi dinleyebildiğini görecek ve özgüven kazanacaksınız.

Susmayı becerin. Suskun bir erkeğin üzüntülü yada ilgisiz olduğu düşüncesine kapılmayın. Erkekler bilgi değiş tokuşuna meraklı oldukları için, o anda söyleyecek bir şeyi olmayabilir.İlle de sizinle konuşmasını istiyorsanız,birlikte bir faliyet yapmayı önerin.

Olgulara odaklanın. Eve gelen tamirci,iş yerine gelen boyacı yada bilgisayarınızı düzelten bilgi işlemcinin söylediklerine kulak verin. Hatırlamakta zorlanacağınız şeyleri not allın; bilmediğiniz kavramları açıklamasını isteyin. Durumu bir erkeğe aktarırken çok daha rahat edersiniz.

İşle ilgili konuşmaya bağlı kalın. Bulunduğunuz ortamlarda özel yaşamınızdan, çocuklarınızdan ve sorunlarınızdan ne kadar az söz ederseniz,grup içindeki erkeklerin o kadar takdirini kazanırsınız.

Yardım ve öğüt talep edin. Erkekler nasihat vermeye, ne yapmanız gerektiğini belirtmeye bayılırlar.

Empati göstermesini isteyin. Eğer karşınızdaki erkeğin size gerçekten kulak vermesini ve söylediklerinizi anlamasını istiyorsanız empati göstermesini istediğinizi söyleyin. Somut ve net bir şekilde talepte bulunduğunuz için sizi daha iyi dinleyecektir.
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
18 Mart 2006       Mesaj #38
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Sevgiliniz uzaklardaysa...


Eski zamanlarda birbirini uzaktan gören sevgililer birbirlerine mektuplar yazarmış. Kız, beybabasının hışmından korkup delikanlıyla buluşamaz ama yine de sevdiğini mektupsuz bırakmaz, dadısıyla, olmazsa bakkalın çırağıyla ona gönderirmiş.


Sevdiği kızın pencereden bir bakışıyla içi eriyen delikanlı, mis kokulu sevgilisinin mektubunu defalarca okur, onu utandırmayacak ama aşkını da anlatacak kelimeleri seçmek için saatlerce uğraşırmış… İkisi de birlikte olacakları günün hayalini kurarlarmış…


'Geçti o günler!' diyorsunuz. Doğrudur. Ama hala kadınlarla erkekler birbirlerine aşık oluyor, hala aşklarını kelimelere dökmek istiyor. Sadece araçlar değişti. Günümüzde dadının görevini İnternet üstlendi; mektuplar da kokulu kağıtlara güzel elyazısıyla yazılmak yerine elektronikleşti. Sevgilileri ayıran şey de artık 'beybaba'lar değil mesafeler…

Sonuçta ortada hala bir aşk ve bunu anlatmak isteyen iki kişi var. Yan yanaysanız sorun yok ama ayrı şehirlerde, hatta ayrı ülkelerde yaşayan ve ancak elektronik mektuplarla sevişip koklaşan bir çiftseniz o zaman aşk (elektronik) mektupları aşkınız için gayet önemli.

Size bu zor ve dikenli yolda birkaç tüyo:

* E-posta yoluyla yaşanan ilişkilerde en büyük sorun yanlış anlaşılmaktır. Vücut dilinizi kullanamadığınız, sesinizin tonunu ayarlayamadığınız için siz ak derken o kara anlayabilir. Onun için kullandığınız kelimeleri dikkatli seçin ve anlatmak istediğinizi uzun uzun, açıklayarak anlatın.

* Başka bir sorun ona özene bezene yazdığınız o e-postayı sevgilinizin düzgün bir ortamda okuyamama ihtimalidir. Yani bütün gününüzü onun gözlerini düşünerek geçirdiğinizi anlattığınızın mektubunuzu patronunun önünde okuması e-postanın etkileyiciliğini azaltacaktır. Bu durumdan kaçınmak için e-postanızın konu bölümüne, 'yalnızken ve beni özlediğinde oku' ya da o anlamda birşeyler yazabilirsiniz.

* Eğer sadece arkadaşsanız ve e-postalarda arkadaşlığınız yavaş yavaş duygusal bir ilişkiye dönüşme eğilimindeyse bir anda heyecana gelip en son söyleyeceğinizi ilk başta söylemeyin. Başta bahsettiğimiz vücut dili ve tonlamanın olmayışı, ya da onun gözlerini görememeniz ciddi yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Bu yüzden aşkınızı itiraf edecekseniz bile aman yavaş yavaş edin. Her aşamadan sonra ondan cevap bekleyin ve tavrınızı onun cevaplarına göre şekillendirin.

* Unutmayın, siz ne kadar tedirginseniz karşınızdaki de o kadar tedirgin. Onun bu rahatsız halini en aza indirmek için elinizden geleni yapın; mesela onun e-postasını aldıktan sonra bir an evvel cevap yazın çünkü sizin için basit bir gecikme olsa da karşınızdaki bunu yazdığı şeylere karşı bir tavır olarak algılayabilir ve yine yanlış anlaşılmalar olabilir.

* Bazıları güzel ve romantik şeyler söylemekte zorlanabilirler, yani ağızları o kadar da iyi laf yapmaz. Sonuçta derdinizi acemice de anlatsanız, samimi olmanız büyük bir ihtimalle karşınızdakine yetecektir. Ona somut olaylar yerine duygularınızı anlatırsanız samimiyetinizi anlaması daha kolay olabilir. Örneğin şöyle başlayan bir e-postaya ne dersiniz?

'Bu sabah başıma gelen en iyi şey senin e-postanı almaktı. Sabahki mutsuzluğum bir anda kayboldu, bugünün pazartesi olduğunu bile unuttum. Biraz da heyecanlandım seni düşününce…'

Ama yine de bir türlü söyleyemediğiniz o romantik sözcüklerinizin mektubunuzda yer almasını istiyorsanız şiirlerden faydalanabilirsiniz. Sizin söylemek istediğinizi çok güzel söylemiş şairler vardır mutlaka.

* Tabii her şeyin ötesinde, her ne kadar sevgililer için 'uzak diye bir yer yok' dense de, siz bir an evvel para biriktirip kısa bir süreliğine de olsa onun yanına gitmeye bakın. Çünkü ne yazarsanız yazın, hiçbir şey birbirinize sarılmanın yerini tutmayacaktır.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
30 Mart 2006       Mesaj #39
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Evli erkeklere tutulmanın gerçek nedeni



Kadınların evli erkeklere tutulmasının esrarı sonunda bilimadamları tarafından çözüldü.
Kadınların eşlerinin cilt kokusunu taşıyan erkeklere karşı genetik olarak programlanmış olabileceği ileri sürüldü.

Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda başka bir kadının kokusunu taşıyan bir erkeğin 'temiz' erkeğe kıyasla daha çekici olduğu bulundu.

New York'ta bulunan Rochester Üniversitesi'nde nerobiyoloji profesörü olan Dr Donald Pfaff, "test edilen dişilerin başka bir dişinin kokusunu taşıyan erkeklere karşı daha çok ilgi gösterdiği ortaya çıktı. Bu sonuç dişi farelerin başka dişileri taklit etme eğiliminde olduğunu ya da başka dişilerin yaptığı seçimin iyi bir seçim olduğunu düşündüklerini gösterdi" dedi.

Parazit enfeksiyonu bile engellemedi

Başka dişi farelerlerle temasta bulunan erkek farenin parazit enfeksiyonlu olmasının bile diğer dişilerin ilgi duymasını engellemediği belirlendi. Normalde sağlığı bozuk olan bir partneri reddetmeleri gerekiyordu.

Bu teori ile tek eşililiğin sağladığı güvenlik yerine karmaşık aşk üçgenlerinin seçilmesinin nedenin de açıklandığına inanılıyor.
Bilimadamları kilit rol oynayan kimyasal maddenin lakabı 'aitlik hormonu' olan oksitokin olduğunu söylüyor. Oksitokin çocuk doğumunda, emzirmede ve seks sırasında salgılanıp uzun süreli ilişkiler için önemli bir hormon olarak biliniyor.

Gerekli genleri olmadığı için oksitokin salgılayamayan dişi farelerin diğer dişilerle birlikte olan erkek fareleri seçmediği de ortaya çıktı.

Dr Pfaff'ın teorisi balık ve kuşlarda yapılan benzer gözlemlerle de desteklendi.
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
2 Nisan 2006       Mesaj #40
melish - avatarı
Ziyaretçi
erkek olmak; Hayatına bir sürü kadın girmesi değildir,önemli olan,kaç kadını gerçekten sevdiği ve onlara ne kadar dürüst olabildiğidir...
erkek olmak; Geniş omuzlara sahip olmak değil önemli olan, kaç kadına o omuzlara yaslanacak kadar güven verdiğidir...
erkek olmak, Kalın bir sese sahip olmak,değil önemli olan,nazik ve duygulu cümleler kurabilmektir.
erkek olmak, Romantik bir ortamda güzel sözler fısıldamak değil
önemli olan, hersözünün kalbinden gelmesidir.
erkek olmak, Vurdu mu oturtmak değil, önemli olan dokunuşundaki
yumuşaklıktır.
erkek olmak,; Büyük ve ağır eşyaları kolay kaldırmak değil önemli olan, hayatı yükünü cesurca taşıyabilmektir...
erkek olmak,; Kaslı bir vücuda sahip olmak değil, önemli olan o vücutta nasıl bir kalp taşıdığıdır...
erkek olmak, Yatakta iyi olmak değil önemli olan, sevmenin
öte bişey olduğunu bilmektir..

Benzer Konular

30 Nisan 2014 / _AERYU_ Müzik tr
11 Nisan 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
9 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük
20 Nisan 2009 / ThinkerBeLL Sosyoloji
9 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük