Arama

SevgiliNİZİN Hafifletici Sebebi Olmayan 31 Suçu - Sayfa 7

Güncelleme: 13 Aralık 2008 Gösterim: 39.372 Cevap: 80
nobody34 - avatarı
nobody34
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #61
nobody34 - avatarı
Ziyaretçi
Ahmet ALTAN

Sponsorlu Bağlantılar
150b Seni en çok ben severim...


Aşık bir kadını korkutabilecek hiçbir şey yoktur.

Ne tanrıdan, ne şeytandan korkar.


Onu korkutan tek şey, erkeğin korkusudur.

Aşık bir kadının korkusuzluğu, aşkına olan güveni, mucizelere olan inancı yanında herkes biraz korkak, güçsüz ve zavallı kalır.

Sevdiği erkeğin kendisi kadar güçlü olamadığını görür kadın.

Ona rağmen sevmekten vazgeçmez.


’Şu koca dünyada, yanında ben olmadan, tek başına hiçbir şeyi kusursuz yapamayacağını biliyorum; ikimiz birlikte olmadan, kadınları baştan çıkarmada bile mükemmel olamayacaksın. Şimdi beni anlamaya başlıyor musun? Ben senin yaşamınım, hayatının diğer yarısı benim. Ben yanında olmazsam, sen ne tam bir insan, ne gerçek bir sanatçı, ne doğru dürüst bir oyuncu, ne de yolcu olabilirsin, aynı şekilde ben de sen yanımda olmadan gerçek bir kadın olamam.’

Aşık bir kadının, kendisinin, sevdiğinin, dünyanın, hayatın hatta ölümün bile biraz eksik kaldığını hissetmesindeki o korkunç acıyı, o eksikliği kapatabilmek için sevdiği erkeğe doğru hiçbir sınırda duraklamadan yürüyüşünü, sevdiği erkek bir gün ölse bile duyduğu sevgiyi bu ölümün yok edemeyeceğine olan inancını, o erkek olmadığında "tanrının yalnızlığına" benzer büyük bir yalnızlığın içinde yaşayışını görmeyen, bu duygulara yabancı biri, her taşı siyah pırlantalarla bezenmiş bir tapınağın kapısında bir ömür boyu oturan bir kör gibi geçirir hayatını.

Erkeklerin belki de hiçbir zaman ulaşamayacağı böylesine korkunç bir bağlanışın şahikasına ulaştığında, kadın, yeryüzünde yaşayan herkesten ayrıldığına, eşsizleştiğine, kaderi değiştirecek bir gücü ele geçirdiğine inanır; öylesine koyu bir kedere ve öylesine parlak bir mutluluk hayaline sahiptir ki geceleyin gökyüzünde ışıklar içinde yanan bir gökkuşağı gibi yaşar.

En koyu karanlık ondadır.

En yakıcı parlaklık da...

İşte o zaman, büyük bir inançla fısıldar.

- Seni en çok ben severim... Kimse seni benim gibi sevemez.

Keskin kristalden bir kılıç gibi hayatına saplanmış yalnızlığa, hiç durmadan çalan büyük bir çan gibi içinde yankılanan özleme, tüten bir zehir gibi soluduğu terkedilmişliğe rağmen sevgisinin bir mucize yaratacağına inanır.

Ve, bir dindarın bir dinsize acıdığı gibi bütün bu duyguları anlamayan erkeğe acır.

Mutluluğun kapısında duran zalim bir muhafız gibi o kapıyı açmayan sevdiğine öfkelenir.

Geçtiğimiz yüzyılın en büyük yazarlarından biri olduğu ancak ölümünden sonra kabul edilen "Macar edebiyatının talihsiz ustası" Sandor Marai’nin romanındaki kadının kendisini bırakıp giden sevgilisine seslendiği gibi seslenir.

"Sen bana, ben sana aitiz Giacomo, tıpkı bir katilin kurbana, bir günahın günahkara, bir sanatçının eserine ve her insanın kaderine ait oluşu gibi..."

Hissettiği sevginin bütün engelleri yok edebileceğini haykırır.

"Bir yargıç gibi seni huzuruma çağırıyorum. Seni yepyeni bir yaşama uyandırmak istiyorum, yürümekte olduğun yoldan seni çekip alıyor, bağlı olduğun bütün kuralları söküp atıyorum, çünkü tüm bunlardan daha güçlüyüm, çünkü ben seni seviyorum."

Sevdiği erkeğin aldırmazlığına, "alçaklığına", yalanlarına, korkaklığına, sevgiyi kavrayamayan sığlığına rağmen bir çöl gecesi gibi ıssız ve soğuk geçen yaşamını bir mucizeye çevireceğine olan inancı hep o aşktan beslenir.

Bir kadın, hissettiği ve kendisini değiştiren büyük aşkın erkeği nasıl değiştiremediğini, erkeğin, karşısında elmastan yontulmuş bir heykel gibi duran bu aşktan nasıl etkilenmediğini hiç kavrayamaz.

"Giacomo, seninle paylaşamayacağım bir acı, mahrumiyet ya da alçaklık olmazdı."

Erkeğin getireceği her felakete, kirlenmeye, alçaklığa bile razıdır, sevginin bütün bunları okyanus dalgaları gibi içine alarak temizleyeceğine muhteşem bir safiyetle inanır.

Aşık bir kadını korkutabilecek hiçbir şey yoktur.

Ne tanrıdan, ne şeytandan korkar.

Onu korkutan tek şey, erkeğin korkusudur.

"Neden hançerlerden, zindandan, zehirlenmekten ya da ahlaksızlıktan korkmuyor da benden ve mutluluktan korkuyor."

Aşık bir kadının korkusuzluğu, aşkına olan güveni, mucizelere olan inancı yanında herkes biraz korkak, güçsüz ve zavallı kalır.

Sevdiği erkeğin kendisi kadar güçlü olamadığını görür kadın.

Ona rağmen sevmekten vazgeçmez.

Erkekteki bütün zaafları kendisinin iyileştirebileceğine, onun korkularını kendisinin geçirebileceğine, onun açgözlü mutsuzluğunu doygun bir mutluluğa çevirebileceğine olan güvenini hayatın kendisi bile sarsamaz.

Erkeğe sevgiyi ve mutluluğu anlatmaya çalışır.

"Sen birini sevmek nasıl bir şeydir hiç bilemedin, bilemezsin de. Sana sevgiyi anlatmak zorundayım çünkü onu tanımıyorsun."

Böyle kendinden vazgeçerek, hayattan vazgeçerek, bir gün gerçekleşeceğini umduğu bir hayal karşılığında bütün gerçeklerden vazgeçerek, insanların değerli bulduğu ne varsa onlardan vazgeçerek sevmeyi bilmeyen erkeği, onun vazgeçemeyişlerini, başka kadınların, paranın, şöhretin, dünyevi zevklerin varlığını unutamayışını bazen kederle, bazen öfkeyle, bazen acıyarak seyreder kadın.

Erkekle birlikte çıktıkları bu yolun neresinde erkeğin usulca başka bir patikaya saptığını görebilmek için geçmişi, konuşmalarını, söylenen sözleri defalarca hatırlar, her seferinde söylenen sözlere yeni manalar yükler, yeni ayrıntılar keşfeder.

Erkeğin hangi sözünün, hangi bakışının, hangi davranışının bu acılarla ve umutlarla dolu büyük maceranın başlangıcı olduğunu bulmak ister, erkeğin söylediği hangi cümle onu böyle sarsmış, hayatını altüst etmiş, bütün kaderini değiştirmiştir.

"Seni, beş yıl önce Piostan’da, o solmuş bahçede bana ’vahşi ısırgan otu’ dediğin, benim yüzümden düello ettiğin, sonra da alçakça beni bırakarak kaçıp gittiğin yerde gördüğüm andan beri seviyorum."

Ne zaman sevmeye başladığına dair bir fikri vardır.

Kendisi açık bir düşünceyle değilse de bir sezgiyle "geleceğinin değiştiğini" farkettiği anda erkeğin ne düşünmüş olabileceğini tahmin etmek ister.

Erkeğin içini görmektir arzusu.

Bir kahinin billur küresine baktığı gibi erkeğin içine bakıp oradaki bütün düşünceleri, duyguları, ihanetleri anlayabilmeyi arzular.

Sonra şöyle der kendine.

- Onun içini sadece kendi içimden görebilirim. O benim! Eğer onu en çok ben sevdiysem, kendi yalnızlığını hissettiği yakıcı ve eşsiz bir anda onu kimsenin benden fazla sevemeyeceğini anlayıp ürperecek.

Sevdiği adamı o kadar çok düşünür ki sonunda kendisinden uzakta duran o erkeğin ruhu onun ruhuna sızar, öyle bir zaman gelir ki sevdiği erkeğin ruhuyla kendi ruhu birbirine karışmaya, birbirine benzemeye başlar, kimi zaman o erkeğin sık söylediği bir kelimeyi kendisinin de söylediğini, onun güldüklerine güldüğünü, onun üzüldüklerine üzüldüğünü, erkeğin düşüncelerini anlamaya çalışırken onun düşüncelerinin bir kısmını ödünç aldığını anlar.

Bu çok tuhaf ve şaşırtıcı bir sahip olma biçimidir.

Erkeğe benzeyerek, farkına varmadan onu taklit ederek, onu kendi içinde yaşatmayı, onun alışkanlıklarının bir kısmını kendi varlığına katmayı başarmıştır.

"Günün birinde Giacomo, kendime ait olduğunu düşündüğüm yüzün aslında bir maske olduğunu ve onun arkasında seninkine benzeyen başka bir yüzün saklandığını farkettim."

Bu ruh benzeşmesini sağlayan ve erkeğin ruhunu kendisine getiren sevginin, erkeğin bedenini de getireceğine olan güveni artar.

Bu inancı, böylesine sevmeyen birinin anlaması neredeyse imkansızdır.

Hele bir erkek bunu hiç anlayamaz.

"Seni en çok ben seviyorum," demeyi bilmez bir erkek, ne bunu diyebilecek bir güveni, ne sevgiler arasında "en çok" olmasını sağlayacak bir rekabete tahammülü, ne bütün ruhunu karşısındakine açacak bir cesareti, ne de sevginin gücüne böylesine bir inancı vardır.

Sevginin ona hayatı değiştirecek bir güç vereceğine değil, onu hayatı kaybetmesine yol açacak bir güçsüzlükle sakatlayacağına inanır.

Sevmek durmaktır. Erkek, durmaktan korkar, o kendi varlığını sadece hareket halindeyken hissedebilir çünkü, durduğunda saçları kesilen Samson gibi gücünü yitireceğini sanır.

"Günün birinde gırtlağına sarılmış bir sıkıntıyla uyanmaktan mı korkuyorsun Giacomo? Sakın korkma sevgilim, çünkü duyacağın can sıkıntısı renkli ve neşeli olacak, ayrıca bir anlam da taşıyacak, seviliyor olduğun anlamını."

Sevdiği erkeğin yanında sıkılacağından korkmaz aşık bir kadın hatta bu ihtimali sevecen bir gülümsemeyle, aşkın duraklayıp soluklandığı sakin bir menzil, insanın içini ferahlatan güzel ve durağan bir dağ manzarası gibi düşünür, o sıkıntıda bile bir aşkın ortaklığını bulur.

Seviyordur çünkü.

Onun sevgisiyle yarışacak, onun sevgisinin rengarenk açılacak kanatlarının parlaklığı karşısında solgun kalmayacak bir duygu yoktur onun için.

Acı ve umut doludur.

Sonsuz güneşlerle ve ufuksuz karanlıklarla dolu bir evrende tek başına duran tanrının yalnızlığına ve gücüne sahiptir kader karşısında, yalnızlığını ve gücünü yaratan sevgisini bir gün kaderi değiştirebilmek için parlak bir kederle taşır.

Ve ıssız bir sahilde çalan bir panflüt gibi duyanın içine işleyen bir sesle, kendine, erkeğe ve hayata hep aynı soruyu sorar.

- Onu en çok ben seviyorum... Neden kaderi değiştirmeme izin vermiyor?

Yaşadıklarının ağırlığına dayanamayarak bazen gelecekten kuşkulansa da geçmişten her zaman emindir.

"Zaman ikimizin yaşadığı şeyleri asla yok edemeyecek Giacomo..."

Bir kadın böyle sevdiğinde bazen zaman geleceği de yok edemez.

Zamanı bile ince uzun ellerine alıp uysallaştıran böyle bir sevgi iki şeye muktedirdir.

Ya en çok seven kadını mahveder...

Ya kaderi yeniden yaratır.

pc-team - avatarı
pc-team
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #62
pc-team - avatarı
Ziyaretçi
valağa ben bişe soramıyorum var sa bi yan lışı ken disinin söğlemesini istiyorum seviyorsa yanlışa düşmez düşersede haberim olcak tır diyorum emeğine salıl
Sponsorlu Bağlantılar
ChinaDoll - avatarı
ChinaDoll
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #63
ChinaDoll - avatarı
Ziyaretçi
Eğer Sevgiliniz şu saatte ordayım deyip de "GELMEZSE"
Eğer Sevgiliniz arayacağım seni deyip de "ARAMAZSA"
Eğer Sevgiliniz size zaman ayıramayacak kadar "YOĞUN ÇALIŞIYORSA"

ARTIK SEVGİLİNİZİN SUYU ISINMIŞ DEMEKTİR Msn Happy)
nobody34 - avatarı
nobody34
Ziyaretçi
24 Temmuz 2006       Mesaj #64
nobody34 - avatarı
Ziyaretçi
Hani var ya bu kadınlar

Kadınlarla bulutların ortak noktası nedir?
İkisi de çekildiğinde gün güzel olur.


Tanrı kadını yarattıktan sonra ne dedi?
Daha iyisini yapabilirim.

Bir kadının cinsel açıdan uyarıldığını nereden anlarsınız?
Nefes alıyor olması yeterli.

Kadınlar ön sevişmeden ne anlıyor?
Yarım saat erkeğini yalvartmak.

Bir erkeğin bir kadını yatağa çekmek içın neyi çıkarması gerekiyor?
Ütünün fişini.

Kadınlar neden attan bir fazla gene sahipler?
Hafta sonu çamaşır yıkarken kovadan su içmesinler diye.

Kadınlar neden esmer erkek fıkralarından hoşlanır?
Çünkü bunlardan anlıyorlar.

Tuz ruhundaki kadın nedir?
Çözülmüş problemdir.

Kedi maması ile kadın arasındaki fark nedir?
Kedi mamasında daha fazla beyin vardır.

Bir erkeğın neden yakışıklı olması, akıllı olmasına tercih ediliyor?
Kadınlar, düşünme yerine görmeyi daha iyi becerebildiklerinden.

Kadınlar vajinalarına neden hep bir ad verirler?
Hayatlarını kimin yönlendirdiğini bilmek için.

Yoğurt ile kadın arasındaki fark nedir?
Yoğurdun kültürü var.

Yer döşemesi ile kadının ortak noktası nedir?
Düzgün bir şekilde yere serersen, ömür boyu üzerinde yatabilirsin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Temmuz 2006       Mesaj #65
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ŞU 10. MADDE AMANIN KÖTÜ MÜ YAWW..AŞKISI DİYO BANA KOCAM DA..
nobody34 - avatarı
nobody34
Ziyaretçi
28 Temmuz 2006       Mesaj #66
nobody34 - avatarı
Ziyaretçi
Aşk - Meşk olayı

AŞK: Kalabalık bir ortamda gözleriniz buluşur.
MEŞK: Kalabalık bir ortamda dudaklarınız buluşur.
EVLİLİK: Kalabalık bir ortamda eşinizi kaybetmek için her numarayı denersiniz.



AŞK: Cinsel ilişki "sevişmek"tir.
MEŞK: Cinsel ilişki "onu becermek"tir.
EVLİLİK: Cinsel ilişki tıp ansiklopedilerinde okuduğunuz bir şeydir.


AŞK: Birbirinizin eşyalarını ortaklaşa kullanırsınız.
MEŞK: Birbirinizin herşeyini kaşla göz arasında aşırıverirsiniz.
EVLİLİK: Bütün eşyalara banka el koyar.


AŞK: Sevişirken orgazma ulaşmasanız da olur.
MEŞK: Orgazma ulaşamazsanız ilişki biter.
EVLİLİK: Orgazm mı?...


AŞK: Birbirinizi sadece merhaba demek için ararsınız.
MEŞK: Birbirinizi hangi otelde buluşacağınızı kararlaştırmak için ararsınız.
EVLİLİK: Birbirinizi iş hakkında yakınmak için ararsınız.


AŞK: Ona şiirler yazarsınız.
MEŞK: Ona telefonunuzu mail adresinizi yazarsınız.
EVLİLİK: Ona bir çek yazarsınız.


AŞK: Tek düşündüğünüz onun neler hissettiğidir.
MEŞK: Tek düşündüğünüz her tarafı aynalarla kaplı bir odadır.
EVLİLİK: Tek düşündüğünüz akşam TV'de ne olduğudur.


AŞK: Onunla dışarıda görünmek sizi mutlu eder.
MEŞK: Birbirinizi çıplak görmek sizi mutlu eder.
EVLİLİK: Uyandığınızda birbirinizi görmemek için dua edersiniz.


AŞK: Onu her gördüğünüzde kalbiniz zıplar.
MEŞK: Onu her gördüğünüzde tahrik olursunuz.
EVLİLİK: Onu her gördüğünüzde cüzdanınız biraz daha hafifler.


AŞK: Radyoda çalan bütün şarkılar sizi anlatır.
MEŞK: Radyoda çalan bütün şarkılar nasıl seviştiğinizi anlatır.
EVLİLİK: Haber istasyonlarını dinlemeye başlarsınız.


AŞK: Ayrılmayı aklınıza bile getirmezsiniz.
MEŞK: Birlikte yaşlanmayı aklınıza bile getirmezsiniz.
EVLİLİK: Tek aklınızdan geçen günü kazasız belasız sona erdirmektir.


AŞK: Birlikte yapabileceklerinizi düşünürsünüz.
MEŞK: Ona yapabileceklerinizi düşünürsünüz.
EVLİLİK: Tek düşündüğünüz akşamki maçın kaç kaç biteceğidir.


AŞK: Dışarıda yağmur varsa evde kalıp ikiniz hakkında konuşursunuz.
MEŞK: Dışarıda yağmur varsa evde kalıp saatlerce sevişirsiniz.
EVLİLİK: Dışarıda yağmur varsa evde kaldığınıza göre tavanarasının tamir edilecek bir sürü yeri var.


AŞK: Sadece kahve ve kurabiye almak için dışarı çıkarsınız.
MEŞK: Sadece *********** almak için dışarı çıkarsınız.
EVLİLİK: Sadece izin verildiğinde dışarı çıkarsınız.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ağustos 2006       Mesaj #67
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
31.madde genelde erkekler için geçerli bi madde bence ayrıca çift hatlarrr..oda yetmez 3 hat...
asparagas23 - avatarı
asparagas23
Ziyaretçi
20 Ağustos 2006       Mesaj #68
asparagas23 - avatarı
Ziyaretçi
insanın içinde olacak diye eskilerin tabiri varya yani içinde varsa odayada kapasanız bır aldatma yolu bulur ama içinde yoktur dıyede kalkıp ıstedıgını yapsın demıyorum ozellıkle 1. ve 11 maddeler direkt olarak ölmek isteyen kadın profılı bence yanı bana gore gozunun yasına bıle bakmam
MüHa03 - avatarı
MüHa03
Ziyaretçi
21 Haziran 2007       Mesaj #69
MüHa03 - avatarı
Ziyaretçi
tesekürler
relax006 - avatarı
relax006
Ziyaretçi
23 Haziran 2007       Mesaj #70
relax006 - avatarı
Ziyaretçi
güzel çalışma bilgi için teşekkürler

Benzer Konular

30 Nisan 2014 / _AERYU_ Müzik tr
11 Nisan 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
9 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük
20 Nisan 2009 / ThinkerBeLL Sosyoloji
9 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük