Arama

Aşk ve Romantizm'e Dair - Sayfa 10

Güncelleme: 4 Mart 2017 Gösterim: 110.004 Cevap: 216
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
10 Mart 2006       Mesaj #91
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Aşka ve Terke Dair
Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk
Sponsorlu Bağlantılar
edebilirsiniz.
Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında...
En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç
çekişmelerinizin müsebbibi, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin
konusudur.
Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkahanızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak,
coşunca öptüğünüz bir bayrak...
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz;
"Ölmek var, dönmek yok"tur.

Lakin gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını...
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya... Şurasından,
burasından eleştirmeye koyulursunuz:
"Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa..."
Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye
başlarsınız.
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız. Aşkınızın
gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersiniz. "Eskiden
böyle miydi ya.." diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı;
açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından...
Böyle süremeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz.
O, sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde
ihanetin bedeli ölümdür.
"Ya sev böyle ya da terk et" diye gürler...

Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya, bir kabusa dönüşür birden...
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size... Hoyrattır, bakmaz yüzünüze...
Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder.
Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi
defterden...
"İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersiniz, dinletemezsiniz. Ayrılırsanız
yaşamayacağınızı bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz.
İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz...

"Madem öyle..."nin çağı başlar ondan sonra...
Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki
kıymetinizi bilmemiştir, o halde "günah sizden gitmiştir".
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz.
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece...
Daha özgür olacağınız limanlara demirlerseniz bir süre... Ne var ki
unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni... Etrafı bir sürü
uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Deli kanlılar, eli kanlılar,
uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini...
Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye...
Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla...
"Bana ne... kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre...
Ama sonra... ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından
süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden...
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu
özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi,
elinden bir kadeh rakı içmeyi...
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına
fısıldasın diye...
Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden...
Dönemezsiniz.
Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.

Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz...
Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda" kuşkusu...
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz.
Sürünür gidersiniz


Can Dündar

dagarcik10011cbk119ha11eo

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2006       Mesaj #92
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk Kanunu

Sponsorlu Bağlantılar
İşte kimi zaman düşündüren, kimi zaman da güldüren aşk kanunları: - Harris Aksiyonu: Bütün iyiler kapılmıştır.

- Paralel Teori: Harika yaratık eğer kapılmamışsa, mutlaka bir nedeni vardır.

- Evrensel Gerçek: Aşkın gözü kördür.

- Diğer Evrensel Gerçek: Evlilik insanın gözünü açar.

- Conways Kanunu: Yanınıza yaklaşan genç ve güzel kız, sizinle
ilgilendiğinden değil, birini kıskandırmak için etrafınızda dönüyordur.

- Beyaz Atlı Prens Kanunu: Prensi bulacağım diye çok kurbağa öpülür.
- Donckels Perşembe Gecesi Kanunu: Gece saat üçte sadece şişkolar kalır.

- Donckels Cuma Sabahı Kanunu: Pencere benim pencerem değil, oda benim odam değil, yanımdaki kim?

- Kazablanka Kanunu: Sizinle beraber olsun diye sürekli para harcadığınız top model, gecenin sonunda resminizi çeken paparazzi ile buluşacaktır.

- Onasis Kanunu: Para aşkı satın alamaz, ama çok şey halleder.

- Gold Card Kanunu: Siz onun saçının rengine vurulduysanız, o da sizin kredi kartınızın rengiyle ilgileniyor olabilir.

- Meyer Kanunu: Kuru fasulye yedikten sonra arabaya otostopçu kız alınmaz.

- Olasılık Kanunu: Çok güzel, kibar, akıllı, hoş, zeki, cici bir kızla karşılaşma şansınızın arttığı yer, sizden daha yakışıklı, akıllı, zengin bir arkadaşınızın yanıdır.

- Evrensel Kanun: Kadın erkeği anladığı anda, onun ne söylediğini dinlemekten vazgeçer.

- Markus Kanunu: Her zaman daha iyisi vardır.

- İkinci Markus Kanunu: Kaçmanız gerektiği anda göreceğiniz kabus, bacaklarınızın tutmadığıdır.

- Rudner Kanunu: Beraber olduğunuz erkek; olgunlaştığında, yeni bir iş bulduğunda, tedavi gördüğünde düzelecek zannediyorsanız, bugün terk edin.

- Temel Kanun: Aşk hayal gücünün aklı yenmesidir.

- İstisna Kanunu: Kadınlar ya her şeyi unutur, ya her şeyi hatırlar.

- Groening Kanunu: Evlilik deyince kadınlar merasimi anlatır, erkekler delikanlılık yıllarını.

- Evlilik Kanunu: Tek başınayken, asla yaşamadığın sorunlara iki kişinin beraberce çözüm bulması sanatı.

- Thom Kanunu: Evliliğin süresi, evlilik törenine harcanan parayla ters orantılıdır.

- Grant Kanunu: 'Tam evlenilecek kadın' dediğiniz kadın, sizi nikahına davet edecektir.

- Murphy Kanunu: Çöpü kim indirecek kavgası, her seferinde çöp kamyonu sokaktan geçtikten sonra biter.

- Hartley Kanunu: Kendinizden daha çılgın biriyle asla beraber olmayın

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mart 2006       Mesaj #93
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk

Bir masal
Bir destan
Ve bir yürek tutkusu.
Yeni açmış tomurcuğun
Taze bahar kokusu
Bir baykuşun
Gece vakti
Erken çöken uykusudur aşk.
Ve yağmur
Ve toprak
Ve bir damla su
Çöle düşen her damlanın
Topraktaki coşkusu
Kardelenin ilkbaharda
Donma korkusudur aşk..

Aşk,
Yağmurun nehir
Yoksulun şehir
Şairin şiir
Dediği andır.
Yapraktan yele
Topraktan sele
Mızraptan tele
Miras kalandır.
Habil'in cana
Canın canana
Ömrün bir an'a
Sarılmasıdır
Türkünün saza
Hazanın yaza
Kışın ayaza
Darılmasıdır.
Verilmiş sözün
Sönmemiş közün
Kör olmuş gözün
Çağlayışıdır.
Bülbülün güle
Anka'nın küle
Mecnun'un çöle
Ağlayışıdır.
Yüreğin dergah
Gecenin sabah
Hasretin günah
Sanılmasıdır.
Ömrün sitemle
Dünün matemle
Yar'in özlemle
Anılmasıdır..

Ve özlem
Ve hasret
Ve kalp acısı.
Yitik bir kasabanın
Yapayalnız hancısı
Doğduğu toprakların
Dil bilmez yabancısı
Gördüğün rüyaların
En yalancısıdır aşk.
Aşk,
Bitmiş bir serenatın
Yorulmuş kemancısı
Ve devrik bir sultanın
İntihar sancısıdır.....


Yavuz Doğan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Mart 2006       Mesaj #94
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
thumbsup1 100 Dilde Seni Seviyorum
Afrikaans: Ek het jou liefe

-Afrikaans: Ek is lief vir jou

-Albanian: te dua

-Albanian: te dashuroj

-Alentejano(Portugal): Gosto De Ti, Porra!

-Alsacien: Ich hoan dich gear

-Amharic: Afekrishalehou

-Arabic: Ana Behibak (to a male)

-Arabic: Ana Behibek (to a female)

-Arabic: Ib'n hebbak.

-Arabic: Ana Ba-heb-bak

-Arabic: nhebuk

-Arabic: Ohi***e (male to female)

-Arabic: Ohi***a (female to male)

-Arabic: Ohi***oma (male or female to two males or two females)

-Arabic: Nohi***e (more than one male or female to female)

-Arabic: Nohi***a (male to male or female to male)

-Arabic: Nohi***oma (m. to m. or f. to two males or two females)

-Arabic: Nohi***om (m. to m. or f. to more than two males)

-Arabic: Nohi***on (m. to m. or f. to more than two females)

-Arabic: (not standard) Bahibak (female to male)

-Arabic: (not standard) Bahibik (male to female)

-Arabic: (not standard) Benhibak (more than one male or female to male)

-Arabic (not standard) Benhibik (male to male or female to female)

-Arabic: (not standard) Benhibkom (m. to m. or female to more than one male)

-Assamese: Moi tomak bhal pau

-Basc: Nere Maitea

-Batak: Holong rohangku di ho

-Bavarian: I mog di narrisch gern

-Bengali: Ami tomAy bhAlobAshi

-Bengali: Ami tomake bhalobashi.

-Berber: Lakh tirikh

-Bicol: Namumutan ta ka

-Bolivian: Quechua qanta munani

-Bulgarian: Obicham te

-Burmese: chit pa de

-Cambodian: Bon sro lanh oon

-Cambodian: kh_nhaum soro_lahn nhee_ah

-Canadian: French Sh'teme (spoken, sounds like this)

-Cantonese: Moi oiy neya

-Cantonese: Ngo oi ney

-Catalan: T'estim (mallorcan)

-Catalan: T'estim molt (I love you a lot)

-Catalan: T'estime (valencian)

-Catalan: T'estimo (catalonian)

-Cebuano: Gihigugma ko ikaw.

-Chickasaw: chiholloli (first "i" nasalized)

-Chinese: (see the entries for mandarin or cantonese!)

-Corsican: Ti tengu cara (to female)

-Corsican: Ti tengu caru (to male)

-Croatian: LJUBim te

-Czech: miluji te

-Czech: MILUJU TE! (colloquial form)

-Danish: Jeg elsker dig

-Dutch: Ik hou van jou

-Dutch: Ik ben verliefd op je

-Ecuador: Quechua canda munani

-English: I love you

-English: I adore you

-Esperanto: Mi amas vin

-Estonian: Mina armastan sind

-Estonian: Ma armastan sind

-Farsi: Tora dust midaram

-Farsi: Asheghetam

-Farsi: (Persian) doostat dAram

-Filipino: Mahal ka ta

-Filipino: Iniibig Kita

-Finnish: Mina" rakastan sinua

-Flemish: Ik zie oe geerne

-French: Je t'aime

-French: Je t'adore

-Friesian: Ik hald fan dei

-Gaelic: Ta gra agam ort

-German: Ich liebe Dich

-Greek: s'ayapo r

-Greek: (old) (Ego)

-Greenlandic: Asavakit

-Gujrati: Hoon tane pyar karoochhoon.

-Hausa: Ina sonki

-Hawaiian: Aloha I'a Au Oe

-Hebrew: Ani ohev otach (male to female)

-Hebrew: Ani ohev otcha (male to male)

-Hebrew: Ani ohevet otach (female to female)

-Hebrew: Ani ohevet otcha (female to male)

-Hindi: Mai tumase pyar karata hun (male to female)

-Hindi: Mai tumase pyar karati hun (female to male)

-Hindi: Main Tumse Prem Karta Hoon

-Hindi: Mai Tumhe Pyar Karta Hoon

-Hindi: Main Tumse Pyar Karta Hoon

-Hindi: Mai Tumse Peyar Karta Hnu

-Hindi: Mai tumse pyar karta hoo

-Hokkien: Wa ai lu

-Hopi: Nu' umi unangwa'ta

-Hungarian: Szeretlek

-Hungarian: Szeretlek te'ged

-Icelandic: Eg elska thig

-Indi: Mai Tujhe Pyaar Kartha Ho

-Indonesian: Saya cinta padamu (Saya, commonly used)

-Indonesian: Saya cinta kamu ( " )

-Indonesian: Saya kasih saudari ( " )

-Indonesian: Aku tjinta padamu (Aku, not often used)

-Indonesian: Aku cinta padamu ( " )

-Indonesian: Aku cinta kamu ( " )

-Iranian Mahn: doostaht doh-rahm

-Irish: taim i' ngra leat

-Italian: ti amo (if it's a relationship/lover/spouse)

-Italian: ti voglio bene (if it's a friend, or relative)

-Japanese: Kimi o ai ****eru

-Japanese: Ai****eru

-Japanese: Chuu ****eyo

-Japanese: Ora omee no koto ga suki da

-Japanese: Ore wa omae ga suki da

-Japanese: Suitonnen

-Japanese: Sukiyanen

-Japanese: Sukiyo

-Japanese: Watashi Wa Anata Ga Suki Desu

-Japanese: Watashi Wa Anata Wo Ai****he Imasu

-Japanese: Watakushi-wa anata-wo ai shimasu

-Japanese: Suki desu

-Javanese: Kulo tresno

-Kannada: Naanu Ninnanu Preethisuthene

-Kannada: Naanu Ninnanu Mohisuthene

-Kiswahili: Nakupenda

-Klingon: qabang

-Klingon: qaparHa' (depends where in the galaxy you are)

-Korean: No-rul sarang hae (man to woman in casual

-Korean: Tangsinul sarang ha yo

-Korean: Tangshin-ul sarang hae-yo

-Korean: Tangsinul Sarang Ha Yo

-Korean: Tangshin-i cho-a-yo (i like you, in a romantic

-Korean: Nanun tangshinul sarang hamnida

-Korean: Nanun Dangsineul Mucheog Joahapnida

-Korean: Nanun Dangsineul Saranghapnida

-Korean: Nanun Gdaega Joa

-Korean: Nanun Gdaereul Saranghapnida

-Korean: Nanun Neoreul Saranghanda

-Korean: Gdaereul Hjanghan Naemaeum Alji

-Korean: Joahaeyo

-Korean: Saranghae

-Korean: Saranghaeyo

-Korean: Saranghapanida

-Lao: Koi muk jao

-Lao: Khoi huk chau

-Latin: Te amo

-Latin: Vos amo

-Latin: (old) (Ego) amo te (ego, for emphasis)

-Latvian: Es milu tevi (Pronounced "Ess tevy meeloo")

-Lebanese: Bahibak

-Lingala: Nalingi yo

-Lisbon: lingo gramo-te bue', chavalinha

-Lithuanian: TAVE MYLIU (ta-ve mee-lyu)

-Lojban mi: do prami

-Luo: Aheri

-Macedonian: SAKAM TE!

-Madrid: lingo Me molas, tronca

-Malay: Saya cintakan mu

-Malay: Saya sayangkan mu

-Malay/Indonesian: Saya sayangkan engkau

-Malay/Indonesian: Saya cintakan awak

-Malayalam: Njyaan Ninne' Preetikyunnu

-Malayalam: Njyaan Ninne' Mohikyunnu.

-Malayalam: Ngan Ninne Snaehikkunnu

-Malaysian: Saya Cintamu

-Malaysian: Saya Sayangmu

-Malaysian: Saya Cinta Kamu

-Mandarin: Wo ai ni (Wo3 ai4 ni3 in tonal notation)

-Marathi: me tujhashi prem karto (male to female)

-Marathi: me tujhashi prem karte (female to male)

-Marathi: Mi tuzya var prem karato

-Mohawk: Konoronhkwa

-Navaho: Ayor anosh'ni

-Ndebele: Niyakutanda

-Norwegian: Eg elskar deg (Nynorsk)

-Norwegian: Jeg elsker deg (***maal) (pronouncedyai elske dai) Op Op Lopveop Yopuop

-Osetian: Aez dae warzyn

-Pakistani: Mujhe Tumse Muhabbat Hai

-Persian: Tora dost daram

-Pig: Latin Ie Ovele Ouye

-Polish: Kocham Cie

-Polish: Ja cie kocham

-Polish: Yacha kocham

-Polish: Kocham Ciebie

-Portuguese: Amo-te

-Portuguese: (brazilian) Eu te amo

-Punjabi: Mai taunu pyar karda

-Punjabi: Main Tainu Pyar Karna

-Quenya: Tye-mela'ne

-Romanian: Te iu besc

-Romanian: Te Ador

-Russian: Ya vas liubliu

-Russian: Ya tebya liubliu

-Russian: Ya polubeel s'tebya

-Russian: (malincaya) Ya Tibieh Lublue

-Scot: Gaelic Tha gra\dh agam ort

-Serbocroatian: Volim t

-Serbocroatian: Ljubim te

-Shona: Ndinokuda

-Sinhalese: Mama oyata adarei

-Sioux: Techihhila

-Slovak: lubim ta

-Slovene: ljubim te

-Spanish: Te quiero

-Spanish: Te amo

-Srilankan: Mama Oyata Arderyi

-Swahili: Naku penda (followed by the person's name)

-Swedish: Jag a"lskar dig

-Swiss-German: Ch'ha di ga"rn

-Syrian/Lebanese: BHEBBEK (to a female)

-Syrian/Lebanese: BHEBBAK (to a male)

-Tagalog: Mahal kita

-Tahitian: Ua Here Vau Ia Oe

-Tamil: Ni yaanai kaadli karen (You love me)

-Tamil: n^An unnaik kAthalikkinREn (I love you)

-Tamil: Naan Unnai Kadalikiren

-Tcheque: MILUJI TE^

-Telugu: Neenu ninnu pra'mistu'nnanu

-Telugu/india: Nenu Ninnu Premistunnanu

-Thai: Phom Rak Khun (formal, male to female)

-Thai: Ch'an Rak Khun (formal, female to male)

-Thai: Khao Raak Thoe (affectionate, sweet, loving)

-Thai: Phom Rak Khun

-Tunisian: Ha eh bak *

-Turkish: Seni seviyorum

-Ukrainian: ja tebe koKHAju (real true love)

-Ukrainian: ja vas koKHAju

-Ukrainian: ja pokoKHAv tebe

-Ukrainian: ja pokoKHAv vas

-Urdu: Mujhe tumse mohabbat hai

-Urdu: Main Tumse Muhabbat Karta Hoon

-Vietnamese: Em ye^u anh (woman to man)

-Vietnamese: Toi yeu em

-Vietnamese: Anh ye^u em (man to woman)

-Vlaams: Ik hue van ye

-Vulcan: Wani ra yana ro aisha

-Welsh: 'Rwy'n dy garu di.

-Welsh: Yr wyf i yn dy garu di (chwi)

-Yiddish: Ich libe dich

-Yiddish: Ich han dich lib

-Yiddish: Ikh Hob Dikh Lib

-Yugoslavian: Ya te volim

-Zazi: Ezhele hezdege (sp?)

-Zulu: Mena Tanda Wena

-Zulu: Ngiyakuthanda!
AlınTıdıR
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #95
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk Denilen Şey


Belki de bir hayalin peşinden yıllarca koşabilmektir, ya da koşmayı düşünebilmektir aşk. Üstelik yitip giden, hızla geçen zamanın sonunda o hayali hiç gerçekleştirememe olasılığına rağmen...

Günleri, geceleri bir odaya kapanarak geçirirken, bir telefon çığlığına, bir kapı ziline ömrün yarısını verebilmeyi düşünmektir... Ya da duyulacak bir sesle, sevgilinin yüzündeki bir gülüşle, gözlerindeki bir ışıltıyla, ömrün üzerine bir ömür daha ekleneceğini hissetmektir aşk...

Her şey çok iyi giderken, mutluluk ormanına her gün yeni fidanlar ekerken, insanların sana ve ona gıpta ile baktığını düşünürken bir anda onsuz, diğer yarınsız, kalabileceğin fikrinin seni deli etmesidir... Tam da ona hayatını bağlamışken, onsuz yapamayacağını, onsuz nefes bile alamayacağını düşünürken, bir gün yapayalnız kalma korkusunun bütün vücudunu titretmesidir aşk...

Terk edildiğinde hayata küseceğini, suçlayacak yüzlerce insan ya da neden bulacağını, kin tutacağını, intikam yeminleri edeceğini bilmektir... Bir özlem şarkısının içini eriten ezgilerinin veya seni bambaşka mekanlara sürükleyen mısraların kulağından girip, yüreğine doğru akmasına sonra gözlerinden damla damla dışarı taşmasına engel olamamak ve zaten engel olmaya güç bulamamaktır aşk...

Aylarca görmediğin, tenine dokunmadığın, kokusunu doyasıya ciğerlerine çekemediğin ve hatta sesini bile duymadığın birisine hala tüm hücrelerinle bağlı kalabilmektir, delicesine özlemektir aşk... Tutkun yüzünden aptallıkla suçlanmayı göze almaktır... Sana aptal diyenlere söylenecek söz bulamazken, başın öne eğilip gözlerinden akan gözyaşlarına rağmen, yüreğinin onu seviyorum diye haykırmasıdır aşk...

Plansız, hesapsız, ölçmeden, biçmeden kaygısızca ama her olumsuzluğu da göz önüne alarak kendini bırakmaktır... Güçtür aşk ve zordur aşkı yaşamak. Her pisliğe, vurdumduymazlığa, kalleşliğe, iki yüzlülüğe karşı kazanılmış bir zaferdir. Yarını hiç düşünmeden sadece içinde bulunduğun anın hazzını bütün benliğinde hissedebilmektir. Sayılarla harflerle belirlenmiş her şeye meydan okuyan bir belirsizliktir... O belirsizliğin içinde savrulurken bir sonraki günü dakikası dakikasına planlamanın ne kadar saçma olduğunu görebilmektir aşk.

Ve aslında hiçbir benzetmenin, hiçbir tarifin aşkı tanımlayamayacağını bile bile, aşk üzerinde yazma, söz söyleme cesareti gösterebilmek, o yazılanları, söylenenleri okuyabilmek, dinleyebilmektir aşk...

"Alıntıdır"
pasaklikedi - avatarı
pasaklikedi
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #96
pasaklikedi - avatarı
Ziyaretçi
İhanetin adı göçmen bir kuşa verilmiş, Sadakatin adı ise bir serçeye göçmen kuş bütün bahar ve yaz boyunca küçük köyün üstünde uçmuş serçeyle beraber küçük sinekleri, kurtları yemişler kış yağmurlarıyla şaha kalkmış derelerden su içmişler masmavi gökyüzünde dans etmişler Çiçek açan ağaçlara konup, papatya tarlalarında gezmişler...
Birbirlerine söz vermiş kuşlar; Ayrılmayacağız diye. Ama kış gelmiş, Göçmen kuş adına yakışanı yapmaya kararlıymış, Serçe ise her zamanki gibi sadık Ama sevgi de yabana atılmaz bir gerçek Ayrılık acı, ihanet kötüymüş serçe için Yaşamaksa önemli imiş göçmen için O baharların tatlı eğlencesiymiş sadece Gel demiş serçeye benle beraber Başka bir bahara uçalım Serçe ise burda bekleyelim demiş yeni baharı Ama kış acımasızdır demiş göçmen, Yaşayamayız burda, aç kalır üşürüz Serçe hayır demiş korunuruz kötülüklerinden kışın beraber Göçmen inanmamış serçeye hayır demiş gidelim.
Serçe için gitmek nasıl bir ihanetse yaşadığı yere Kalmakta aynı şekilde ihanetmiş sevgiliye Ve karar vermiş sevgiyi seçmiş Uçacakmış yeni bir bahara... Göçmen ve serçe çıkmışlar yola, Ama serçe zayıfmış, onun kanatları uzun uçuşlar için değil.
Dayanamayacakmış bu yola Oysa göçmenin kanatları güçlüymüş Çünkü o hep kaçarmış kışlardan Hep gidermiş zorluklarından kışın yeni baharlara Bir fırtına yaklaşıyormuş. Göçmen hızlı gidiyormuş fırtınadan, yakalanmayacakmış Ama serçe iyice zayıf kalmış, yavaşlamaya başlamış Göçmene duralım demiş artık.
Biraz dinlenelim Göçmen itiraz etmiş, fırtına demiş, ölürüz. Serçe çok fırtına görmüş, kurtuluruz demiş. Ama göçmen yürü demiş serçeye birazdan okyanuslara varacağız Serçe sevgisine uymuş ve peşinden son bir gayretle gitmiş göçmenin Birazdan varmışlar okyanusa Kurtuluşuymuş bu büyük deniz Göçmen için çok iyi bilirmiş buraları Ama serçe ilk kez görüyormuş ve sanki Gökyüzünden daha büyükmüş bu yeni mavi Serçe artık dayanamıyormuş, Son bir sevgi sesiyle seslenmiş göçmene Artık gidemiyorum....
Göçmen serçeye bakmış, Bakmış ve devam etmiş........ Okyanus çok büyükmüş, serçe ise çok küçük Serçenin sevgisi de çok büyükmüş ama göçmen çok küçük...

Mavi sularında okyanusun bir minik SADAKAT ...
Yeni bir baharın koynunda koca bir İHANET.
..
pasaklikedi - avatarı
pasaklikedi
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #97
pasaklikedi - avatarı
Ziyaretçi
Belki ellerine kan bulaşmaz; belki gözlerini yumar, kulaklarını tıkarsın; çığlıklar parçalanır duvarlarında...


Kafanı çevirirsin yardım nidalarına ya da elvedalara...


Hiçbir şey değişsin istemezsin; yolunu tutmuş, yükünü almışsındır; paylaşmayı bilmezsin...


Kimsenin yerine koyamazsın kendini; ne anlamaya, ne anlamlandırmaya çalışmazsın bir şeyleri...


Sevgiden, aşktan, dostluktan dem vurup, ortak olmazsın sorunlarıma...


Her adım atışında çekersin kendini geri; “konuş!” derim, susarsın...


Ya düşüncelerin yoktur kendine ait, ya korkarsın düşündüklerini söylemekten...


Gerçekten var mısın, ihtiyacım olduğunda ortalıkta görünmezken...


Nasıl inanırım sana; haklıya “haklı”, haksıza “haksız” diyemezken...


Sessizlikte boğulurken sesim; ancak fısıldayarak söyleyebiliyorum: “sessizlik cinayettir!”


Gidene “gitme” diyemeyenin, gelene “hoş geldin”’i ne kadar anlamlıdır bilemiyorum.


Benim gibi konuşmayıp, benim gibi yazmayandan uzak durursam; nereye götürür beni bu tekdüzelik!


Arada bir “saçmala!” desin biri, ölçüp biçeyim, düşüneyim üstünde; onun kadar sert, onun kadar umursamaz olmayayım; içim rahat olsun “yanılıyorsun” derken ve gülümseyeyim.


Dikkatli oldugumdan dikkat isterim doğru; kaçınırim kötü söz söylemekten; anlamadan itham etmek istemem; tahammül gösteremem yargısız infazlara; her duyguma bir cümle bağlayabilirim istersem; ama öfkelenmeden yazamam, yazamam yazmasına da sövemem de kimseye...


Sessizlik izin verir karşındakine, seni dilediğince yorumlaması için...


Ve bazen, en fazla bağıranla, hiç sesi çıkmayanı ayıramam birbirinden...


Ve merak ederim: “Ne saklıyorlar benden?”


Belki gözlem yapıyorlar, belki veri topluyorlar; herkes bağırırken susmak, erdem sayılır belki; ya sessiz çoğunluğun bir parçası olmak?


Ben ağlarken gülüyorsan anlayış gösterebilirim; ben ağlarken ağlıyorsan “dostum” diyebilirim, ben kalırken gidiyorsan “korkak” sanabilirim; ben severken itiyorsan, vazgeçebilirim senden ve ben sorarken susuyorsan, katlim vaciptir demektir; ölebilirim!


Sessizlik cinayet işler bazen; ne bir tanık, ne bir kanıt bırakmaz arkasında; bazen bizim gibi sessiz, bazen tırnaklarını toprağa geçirerek, hayatımızdan çıkıp gider insanlar; bazen anlamamanın, bazen anlaşılmamanın acısını duyarlar.


Ve fark etseler de, etmeseler de, kimse güvende değildir artık; oysa, güvende olmak için tercih edilir susmak!

Ve vicdanımızın tek düşü olur; deliksiz uyumak!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #98
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk
Biliyor musun benden bir şeyleri anlatmamı istediler ve ben de seni anlatmaya karar verdim. Bakalım beğenecek misin. Ne olur bana kızsan bile çıkıp gitme hayatımdan. Biliyorsun beni, sensiz olmuyor. Şimdi ise sadece dinle...
Herkes bu güne kadar onu anlatmaya çalıştı ama nedense kelimeleri yarı yolda kaza yaptı. Çünkü hep yolun yanlı tarafından başladılar yolculuğa bu düşsel dünyada.
Aslında ben de nerden başlayacağımı bilemiyorum ama sanırım en doğrusu şu kelimelerle olur...
O hiç beklenmedik bir anda çıkar karşınıza. O kadar ani yakalar ki sizi neye uğradığınızı şaşırısınız. Ne kadar kaçsanız da o sizi kovalar durur. Sonbaharda dökülen bir yaprağın parça parça olmasıdır bazen, elinizden sadece ağlamak gelir onun rüzgarda sürüklenişini izlerken.
Bir mucizenin başlangıcı oluverir. Damarlarınızda dolaşan kan gibi hayat verir size en umutsuz anınızda ama belki de sonradan, verdiği canı fazlası ile alır gider uzaklara, karışır karanlığa, bul bulablirsen...
Ama hayatınıza girdi mi bir kere, onsuz olmaz bir daha. Ne kadar acıtsa da batmamaya başlar bir süre sonra. Alışırsınız varlığına,kopamazsınız. Bir bakmışsınız vazgeçilmeziniz olmuş...
Ve yanlızlığın ta kendisidir o aynı zamanda da yanlızlığınızı paylaşandır. Nedense onun adı aşktır...
<A href="http://www.siirkolik.com/hikaye/yazarlar.asp?id=77">

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
15 Mart 2006       Mesaj #99
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
kalp005
kalp005 HER DEM AŞK! kalp005


Ben aşkı; zemheri soğuklarda buldum!
Ocak tütüşlerinde... kedi sokuluşlarında.
Bir kupa şarapın, kızıla çalan renginde,
Altı is karası tasın, kaşıklanan çorbasında.
Kalın parmakların sardığı bir kaç nefeslik cigarada,
Tavanlara asılı kalan dalgın bakışlarda buldum!



Ben aşkı; el değmemiş baharlarda buldum!
Ilk açan çiçeğe konan kelebeğin zerafetinde.
Hilalin durgun göllere gülümseyen yüzünde,
Ilık ılık esen meltemlerin, dudaklarımı öpüşünde.
Saçlarımı okşayan ellerinin,bedenimi titretişinde,
Her vuslatta yeniden doğuşumuzda buldum!



Ben aşkı; sevip sevilmeyenlerde buldum!
Yazılmış destanlarda.... yakılmış ağıtlarda.
Gitipde gelmeyeceklerin ardından sallanan mendillerde,
Kara trenlerin acı acı çığlık attığı peronlarda.
Masallardaki kaf dağının ardına gizlenmiş hasretlerde,
Ben aşkı; aşk için çarpan yüreklerde buldum!



kalp005



dagarcik10011cbk119ha17mn
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
15 Mart 2006       Mesaj #100
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
AŞK'TA YARIN YOKTUR SEVGİLİ

Ask bu dünyanin ölçüleriyle açiklanamaz sevgili. O ilkel bir acidir, yaban bir agridir. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir seye dokunur. Sonra bir perde açilir ve yolculuk baslar. Bu yolculukta artik para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, is, anneler ve korkular yoktur. Askin kendi gerçekligi vardir sevgili. Insan bir baska isiga teslim olur... Askta yarin yoktur sevgili. Zaman ileri dogru degil, içeri, yüreklere, derinlere dogru islemeye baslar, bilgelesir. Hiç bilmedigi sezgileriyle bulusur. Yükü çok agirdir, kendiyle bulusmustur. Hem disindadir dünyanin, hem de ortasinda. Hindistan'da Ganj Nehri'nin kiyisinda yakilan yoksul adamin hissettikleri de onunladir, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yasayan kadinin çiplak yalnizligi da. Her sey onunladir, ona emanettir sanki, ama o, çildirtici bir yalnizlik içindedir yine de... Askin kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanimiza karisan ilkel aci, o yaban agriyla hiçbir kitabin yazmadigi hakikatlere daha yakinizdir, inan... Kim demisti hatirlamiyorum, ask varligin degil, yoklugun acisidir diye. Belki de bu yüzden ilk gençligimde, o yogun asik oldugum yillarda, gözüme uyku girmez, dudagimda bir islikla bütün gece sehri, o karanlik, o hüzünlü sokaklari dolasir, insanlari uykularindan uyandirmak isterdim. Uyanip, içimde derin bir siziyla uyanan o derin sancinin acisina ortak olsunlar diye... Ask çok eski bir seydir sevgili. Onun içinden o çileli çocuklugumuz geçer. Sevdigimiz insanlarin çocukluklari da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasiz yatililar geçer. Ve sonra ask bütün bunlari alir, daha da eskilere gider, hep o ilkel aciya, o yaban agriya... Insan bazen nedensiz yere umutsuzluga kapilir. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanir... Bazen denizler, kiyilar çeker insani. Insan bu kapilmayi anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yasanmasindan korkulup vazgeçilmez asklarin sizisidir bu. Bu sizi, bu yenilgi mevsimlerle yillarla devredilir baska insanlara... Bir insanin yaptigi bir hatanin tüm insanlara yayilmasi gibi... Iste simdi biz de sevgili, ya olmadik zamanlarda umutsuzluga kapilip, solugu evlerde alacagiz, ya da denizler, kiyilar çekecek bizi. Nasil biz baskalarinin korkakligini tasiyorsak, baskalari da bizim korkakligimizi tasiyacak, yenilgimizi, umutsuzlugumuzu... Birazdan sabah olacak... Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, is, anneler ve korkular baslayacak... Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse ask yoktur ve hiç olmamistir sevgili. Birbirimizi kandirmayalim... Hadi güne hazirlan. Yasadiklarimizi unutmaya çalis. Ask bize güvenip verdigi büyüsünü, sirlarini, cesaretini, bilgeligini ve o ilkel, o yaban agrisini geri alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üsüyecek, sonra geçecek... Hadi, oyalanma birazdan yarin olacak...
Askta yarin yoktur sevgili...

dagarcik10011cbk119ha17mn



Benzer Konular

2 Ekim 2013 / Misafir Genel Mesajlar
30 Aralık 2016 / _Yağmur_ Sanat
18 Şubat 2012 / GusinapsE Sağlıklı Yaşam
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
16 Haziran 2010 / LaSalle X-Sözlük