Arama

Mühendislik ve Çalışma Alanları

Güncelleme: 12 Haziran 2013 Gösterim: 22.510 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
28 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Mühendislik ve Çalışma Alanları
MsXlabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Doğadaki kaynaklardan en verimli biçimde yararlanmayı amaçlayan bi­limsel çalışmalara ve uygulamalara mühendis­lik denir.
200 yıl öncesine kadar yararlanılabilen enerji kaynakları rüzgâr ve akarsu gücü ile insan ve hayvan gücüydü. Makineleri çalıştır­mak için yel değirmenleri ve su çarkları kullanılırdı, ama pek çok iş de elle yapılırdı. İnsanlar karada yürüyerek ya da atla, deniz­lerde ise yelkenli gemilerle yolculuk ederler­di. Buhar makinesinin bulunmasından sonra, doğadan bağımsız bir güç kaynağı elde edildi. Çağdaş anlamıyla mühendisliğin buhar makinesiyle birlikte, 1760'larda başladığı söylene­bilir. Bugün içtiğimiz su, yediğimiz yiyecek­ler, bindiğimiz taşıtlar, izlediğimiz televizyon, kullandığımız elektrik, benzin, petrol gibi enerji kaynakları hep mühendislerin eseridir. Mühendislik geniş bir uygulama alanını kap­sar, bu nedenle de çok çeşitli dallara ayrılır. Bu maddede, geleneksel açıdan en eski mü­hendislik dalları olan inşaat, maden, makine, elektrik ve kimya mühendisliği ele alınmakta­dır. Bunların her biri ayrıca kendi içinde çeşitli uzmanlık dallarına ayrılır. Metalürji, ziraat, orman, endüstri, nükleer teknoloji, uçak, gemi, uzay ve çevre mühendisliği de öbür önemli mühendislik dallarıdır. Aslında, modern büyük fabrikaların, petrol rafinerile­rinin, enerji tesislerinin ve öbür büyük işlet­melerin projelerinin hazırlanmasında, bu pro­jelerin uygulamaya konmasında ve sonra da buralardaki üretimin gerçekleştirilmesinde, değişik uzmanlık alanlarından pek çok mü­hendisin işbirliği yapması gerekir.

İnşaat Mühendisliği
Günümüzde inşaat mühendislerinin başlıca görevleri bina, karayolu, köprü, tünel, rıh­tım, liman, iskele, baraj, su dağıtım ve akaçlama sistemleri, havaalanı ve demiryolla­rının tasarımlarını hazırlamak ve yapımlarını gerçekleştirmektir. Kısaca, inşaat mühendis­leri, kalıcı, yerinden hareket etmeyen ya da bir başka yere taşınamayan yapıların tasarım ve yapımıyla uğraşırlar. Dolayısıyla, bu tür işlerde kullanılan çelik, beton ve kereste gibi malzemeler konusunda bilgi sahibi olmaları gerekir. İnşaat mühendislerinin yaptığı bütün işler belirli bir zemin üzerine oturur; bu nedenle de, yapıları ayakta tutan temellerin tasarımı ve yapımı için zemin mekaniğinin yani yükün zemini nasıl etkileyeceğinin iyi bilinmesi gerekir.
İnşaat mühendislerinin her projedeki ilk görevi, arazi üzerinde ölçüm yapmak, yani yapının üzerine oturacağı arazinin yüksekliği­ni ve boyutlarını ölçmektir. Eğer yeni bir yol yapılacaksa, arazinin ölçümünün yanı sıra, yolun geçeceği yerler ile köprü ve tünellerin yeri saptanır. Kullanılacak malzemenin türü ve miktarı, gerçekleştirilen tasarım ve proje­lere dayanılarak hesaplanır. İşin mali tutarı ve yapım süresi de aynı biçimde saptanır. Böyle­ce, iş başlamadan önce gerekli bütün bilgiler bir araya getirilir.
İnşaat mühendisliği çalışmaları çok miktar­da taş, toprak, beton ve çeliğin bir yerden bir yere aktarılmasını gerektirir. Bu amaçla vinç­ler, kazı makineleri, tarak makineleri, kazık çakma şahmerdanları, pompalar, beton kar­ma makineleri, kamyonlar, yol silindirleri ve basınçlı havayla çalışan aletler gibi ağır iş makineleri ve donanımları kullanılır.

Maden Mühendisliği
Maden mühendisleri kömür, elmas, altın ve başka pek çok madenin toprakaltından ya da yerkabuğunun derinliklerinden çıkarılmasıyla uğraşırlar. Yeraltına inen derin maden kuyu­larının açılması ve bu kuyulardan maden
damarına giren galerilerin sürülmesi maden mühendislerinin sorumluluğundadır. Maden işçilerini madene indirip çıkarmak, cevheri galerilerden kuyuya taşımak, oradan da yuka­rı çekmek için taşıma ve kaldırma makineleri, yeraltında her zaman bulunan suyu denetim altında tutmak için pompalar ve madene sürekli temiz hava gönderebilmek için de vantilatörler kullanılır.
Önceleri maden mühendisliğinin bir alt dalı olarak gelişen jeoloji ve petrol mühendisliği bugün bağımsız mühendislik dalları haline gelmiştir. Jeoloji mühendisleri, jeoloji bilgisi­ni yeraltı enerji kaynaklarından yararlanılma­sı çalışmalarına uygularlar. Petrol mühendisleri ise ham petrol yatakları­nın araştırılması, sondaj ve çıkarma kuyuları­nın açılması ve üretim işlemlerinin verimli biçimde sürdürülmesi çalışmalarını yöne­tirler.

Makine Mühendisliği
Makine mühendisleri, çeşitli makinelerin ve motorların tasarım ve üretim işlemlerini ger­çekleştirirler. Motorlar, kömür ve benzin gibi çeşitli yakıt türlerinin içerdiği enerjiyi, başka makineleri çalıştıran güce dönüştürür. Yakıt­taki enerjiden değişik biçimlerde yararlana­bilmek için değişik türde motorlar kullanılır. Aslında bir motor türü olan buhar makinesin­de, kömür ya da fueloil yakılarak kazandaki su buhara dönüştürülür. Elde edilen bu bu­har, ya silindirler içindeki pistonları çalıştır­mak ya da bir türbinin rotorunu döndürmek için kullanılır. İçten yanmalı motorlarda, ben­zin, mazot (dizel yakıtı) ya da gazyağı havayla karıştırılarak, motorun içinde yakılır. Çıkan sıcak gazlar, ya otomobil motorlarında oldu­ğu gibi silindirler içindeki pistonları çalıştırır ya da bir gaz türbininin rotorunu döndürür. Türbojetlerin rotoru, bir kompresörü çalıştı­rır ve bu kompresör motordan gaz akışını artırarak uçağı havada ileri doğru iten bir kuvvet oluşturur.
Makine mühendisleri, makine tasarım ve yapımından başka, bunların işletilmesi ve onarımından da sorumludur. Her tür iş için gerekli olan makinelerin tasarım ve yapım çalışmaları makine mühendislerince gerçek­leştirilir. Biçerdöver gibi tarım makineleri ile iplik eğirme ve kumaş dokuma makineleri bunların arasındadır. Makine yapımında en çok kullanılan malzemeler çelik, bakır ve alüminyum gibi metallerdir. Makine mühen­disleri kullandıkları malzemelerin, çekme, burulma ya da titreşme gibi çeşitli etkiler altında ve ayrıca çok yüksek ya da çok düşük sıcaklıklarda ne gibi değişiklikler gösterdiğini bilmek zorundadırlar. Metallerin özelliklerini inceleyen bilim dalı olan metalürji, yeni malzemeler geliştirerek makine mühendisleri­ne yardımcı olmuştur. Bu yeni malzemeler arasında, değişik metallerin karışımı olan alaşımlar başta gelir. Alaşımlar, katışıksız metallerden daha hafif olmakla birlikte genel­likle daha sağlam, ağır çalışma koşullarında ve yüksek sıcaklıklarda daha dayanıklıdır.
Sanayide otomobil, çamaşır makinesi, mut­fak eşyası ve giysi gibi çok değişik ürünlerin yapımı için değişik makineler kullanılır. Bu eşyaların üretildiği fabrikalardaki üretim dü­zenini tasarlamak ve uygulamak amacıyla, endüstri mühendisliği denen yeni bir mühen­dislik dalı ortaya çıkmıştır. Endüstri mühen­disleri, fabrikadaki üretimin çeşitli aşamaları­nı planlayıp yönetirler, ayrıca hammaddelerin ve kullanılan öbür malzemelerin miktarlarını ve boyutlarını saptarlar, fabrikada kullanıla­cak özel takım tezgâhlarının, taşıma, kaldır­ma işlerinde yararlanılacak mekanik dona­nımların tasarımlarını yaparlar. Aslında, ürü­nün paketlenmesine kadar olan bütün üretim süreci endüstri mühendislerince düzenlenir. Amaç, işgücünün ve makinelerin en verimli biçimde kullanılmasını sağlamaktır. Bu ne­denle endüstri mühendisleri, üretimi olabildi­ğince elektronik denetimli makinelerin yardı­
mıyla otomatik olarak gerçekleştirmeye çalı­şırlar. Bazı durumlarda üretim bütünüyle otomatik hale getirilmiştir.

Elektrik Mühendisliği
Elektrik enerjisinin üretimi, dağıtımı ve kul­lanılması elektrik mühendisliğinin ilgi alanına girer. Elektrik, buhar, su türbinleriyle, bazı durumlarda da dizel motorları ya da gaz türbinleriyle çalıştırılan üreteçlerle (jenera­tör) üretilir. Buhar türbinleri için gerekli olan buhar, kömür ya da fueloil yakılarak ya da nükleer reaktörden geçirilen sıcak gazların yardımıyla elde edilebilir. Elektrik motorları kolayca harekete geçirilebilir, sessiz çalışır ve duman çıkarmaz. Motor için gerekli olan elektrik enerjisi, uzaktaki bir santraldan kab­loların yardımıyla taşınabilir. Enerji tesisle­rindeki elektrik makinelerinin, enerji dağıtım sistemlerinde kullanılan donanımların ve bü­yük elektrik motorlarının işletilmesi ve bakı­mını üstlenen elektrik mühendislerine genel­likle yüksek akım mühendisi denir.
Elektrikten yararlanılan önemli alanlardan biri de telekomünikasyondur (uzaktan ileti­şim). Telefon sistemleri ve otomatik telefon santrallarıyla telekomünikasyon mühendisleri ilgilenir. Denizin altına döşenen kablolar ve haberleşme uyduları da telekomünikasyon mühendislerinin ilgi alanına girer.
Elektronik mühendisliği, elektrik mühen­disliğinin en son gelişen dalıdır. Radar, radyo ve televizyonlarda ya da makinelerin deneti­minde kullanılan termoiyonik tüpler, yani diyot lambalar, katot ışınlı lambalar, fotosel-ler ve transistörler gibi elektronik donanımla­rın kullanılması elektronik mühendisliğinin kapsamındadır. Bilgisayar tasarım ve yapımı da elektronik mühendislerinin işidir.

Kimya Mühendisliği
Kimyasal gübre, boya ve plastik gibi kimyasal maddeleri üreten tesislerin tasarımı, yapımı ve işletilmesi kimya mühendislerinin başlıca görevidir. Kimya mühendislerinin sorumluluk üstlendiği en önemli kimya tesislerinden biri petrol rafinerileridir. Petrol rafinerilerine tan­kerlerle ya da boru hatlarıyla taşınan ham petrol burada arıtılarak benzin, gazyağı, dizel yakıtı ve öbür petrol türevlerine dönüştürü­lür. Kimya mühendisleri, kendi dallarıyla ilgili sorunların çözümünde kimya bilgisinden yararlanırlar.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
12 Haziran 2013       Mesaj #2
Mira - avatarı
VIP VIP Üye
Mühendislik
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

Pozitif bilimlerin (matematik dahil) toplum yararına uygulanmasında ortaya çıkan teknik sorunların çözümlenmesi gerekli tasarımların yapılması işiyle uğraşan ve çeşitli dalları olan meslek. Doğa yasaları ve maddenin özelliklerine ilişkin bilgilerin uygulama alanına sokulması, yeni buluşların pratiğe aktarılması, mühendislik mesleğinin gelişmesine yol açtı. 19. yüzyıldan önce bilimsel araştırmacılarla uygulamacılar genellikle aynı kişilerdi. Ancak 19. yüzyılda ve özellikle 20. yüzyılda bilim ve teknikte ayrıntılara inilmesi, bilim dallarının ve bunlara bağlı uygulamaların birbirlerinden iyice ayrılması "bilgin" ve "mühendisler"in de kesin şekilde ayrılmasına yol açtı. Mühendisliği bilginlikten ayıran en önemli faktörlerden biri, topluma yararlı bilgileri uygulama alanına sokma görevini üstlenmiş mühendisin, uygulamayı daima ekonomik koşullar içinde gerçekleştirmek zorunda olmasıdır. Yeni, modern yapıların yapılması, elektrik enerjisinin kullanılması (barajlar, nakil hatları, trafolar vb.), kimya ve petrol sanayiinin geliştirilmesi, yeni taşıt araçları ve karmaşık makinelerin yapılması ve elektronik uygulamaları bütünüyle mühendislik çalışmaları sonucu olmuştur. Çalışma alanları bakımından mühendislik üç bölümde incelenebilir:
  • Uygulama alanında ekonomik koşullar çerçevesinde yeni buluşlar arayan, kullanılagelen sistemlerin aksaklıklarını gidermeye çalışan "araştırma-geliştirme mühendisliği".
  • Bilim, teknik ve ekonomiyi bir arada göz önüne alarak yeni uygulama alanları için tasarımlar yapan, mühendislerin yaratıcı gücünü ortaya koyan "proje (tasarım) mühendisliği".
  • Yapılan projelerden hareket ederek bunların gerçekleştirilmesiyle uğraşan "uygulamalı ya da pratik mühendislik".
Uzmanlık alanlarına göre mühendislik, klasik olarak, her biri sayısız alt dallar içeren çeşitli kollara ayrılır:
  • İnşaat Mühendisliği
  • Elektrik Mühendisliği
  • Makine Mühendisliği
  • Kimya Mühendisliği
  • Maden Mühendisliği

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
theMira

Benzer Konular

30 Eylül 2014 / Misafir Cevaplanmış
14 Temmuz 2013 / yeminli Soru-Cevap
20 Nisan 2014 / Misafir Cevaplanmış
5 Mayıs 2008 / Misafir Biyoloji
17 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış