ZAHM sıf. (ar. zahm). Esk. iri, kalın. Zahm-ül-izam (kalın kemikli).
ZAHM a. (fars. zahm). Esk.
1. Yara: "Vaktiyle isabet eylemiş ok; /Zahmından onun bugün eser yok" (A. H. Tarhan).
2. Zahm-dar, zahm-har, zahm-hurde, zahmnak, zahm-zede, yaralı, yaralanmış: "Kendi içlerinden hangisini biraz zaafla zahmdâr görürler ise anın başına üşüşüp paralamakta bulunmuşlar idi" (Ahmet Mithat, XIX. yy.). || Zahm-kâr, zahm-res, zahm -zen, yaralayan, yara açan. || Zahm-ı çeşm, göz yarası; nazar. || Zahm-ı hançer, hançer yarası. || Zahm-ı kalb, gönül yarası: "Ah, ey medârı bende meiâl ü meserretin, / Etdın mi zahm-ı kalbimi his, ağlıyor musun?" (Tevfik Fikret). || Zahm-ı tig, kılıç yarası: "Zahm-ı tigin kanı geydürdük- çe pirahen mana" (Fuzuli, XVI. yy.) || Zahm-ı zeban, dil yarası.
Sponsorlu Bağlantılar
1. Yara: "Vaktiyle isabet eylemiş ok; /Zahmından onun bugün eser yok" (A. H. Tarhan).
2. Zahm-dar, zahm-har, zahm-hurde, zahmnak, zahm-zede, yaralı, yaralanmış: "Kendi içlerinden hangisini biraz zaafla zahmdâr görürler ise anın başına üşüşüp paralamakta bulunmuşlar idi" (Ahmet Mithat, XIX. yy.). || Zahm-kâr, zahm-res, zahm -zen, yaralayan, yara açan. || Zahm-ı çeşm, göz yarası; nazar. || Zahm-ı hançer, hançer yarası. || Zahm-ı kalb, gönül yarası: "Ah, ey medârı bende meiâl ü meserretin, / Etdın mi zahm-ı kalbimi his, ağlıyor musun?" (Tevfik Fikret). || Zahm-ı tig, kılıç yarası: "Zahm-ı tigin kanı geydürdük- çe pirahen mana" (Fuzuli, XVI. yy.) || Zahm-ı zeban, dil yarası.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 1 Şubat 2016 02:02

-Z- Harfi İle Başlayan Kelimeler
