Arama

Navarin Deniz Savaşı

Güncelleme: 9 Temmuz 2016 Gösterim: 9.578 Cevap: 3
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
13 Mayıs 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

NAVARİN DENİZ SAVAŞI 20 EKİM 1827

Ad:  Navarin Deniz Savaşı1.jpg
Gösterim: 698
Boyut:  44.9 KB

Pylosun eski adı.
Sponsorlu Bağlantılar
—Tar. Bazı türkçe kaynaklarda Avarin ya da Anavarin şeklinde de geçen kent, 1460'taki ikinci Mora seferi sırasında Türkler tarafından alındı. 1479’da, Venedik Cumhuriyeti’yle imzalanan barış antlaşması uyarınca yeniden Venedikliler'in yönetimine girdi. 1500 yılının ortalarında Davut Paşa’nın komutasındaki türk donanmasıyla venedik donanması arasında cereyan eden savaştan kısa bir süre sonra, kalenin Hadım Ali Paşa'ya teslim olmasıyla Navarin 250 yıldan daha uzun bir süre türk egemenliği altında yaşadı. 1768'de patlak veren Osmanlı-Rus savaşı sırasında, bir ara prens Dolgorukiy tarafından zapt edilen Navarin kalesi, Ruslar'ın Mora'dan çekilmeleri üzerine (1770), Çatalcalı Ali Ağa kuvvetleri tarafından geri alındı. 1821'de çıkan Mora ayaklanmaları Navarin’i büyük ölçüde etkiledi. Kuşatmaya dört aydan fazla dayanan halk, Yanya valisi Hurşit Paşa'dan istenen yardımın gelmemesi üzerine asilere teslim olmak zorunda kaldı. Müslümanlardan büyük bir bölümü asiler tarafından öldürüldü; geri kalanı da yabancı gemilerle Anadolu’ya kaçtı. Mora ayaklanmalarını bastırmakla görevli Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki donanma dört yıl sonra (Mayıs 1825) kaleyi geri almayı başardı. Ancak İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanan (1827) Londra anlaşması'ndan sonra, müttefik donanması limanda demirli bulunan türk-mısır gemilerini hileyle yaktı ve batırdı (20 ekim 1827). İbrahim Paşa müttefik devletlerin zoruyla bir tahliye anlaşması imzaladı. Buna dayanarak general Maison komutasındaki bir transız ordusu 29 ağustos 1828' de Navarin’e girerek kentteki türk egemenliğini sona erdirdi.

Navarin baskını, türk ve mısır donanmalarının Mora’nın G.B.'sındaki Navarin limanında ingiliz-fransız-rus müttefik donanması tarafından yok edildiği (20 ekim 1827) deniz savaşı.

1821 başlarında patlak veren Mora ayaklanması, bir süre sonra Avrupa devletlerinin de ilgilendiği uluslararası siyasi bir sorun haline gelmişti. OsmanlI hükümetinin ayaklanmayı bastırmak için gönderdiği kuvvetler etkili olamıyordu. Mahmut II sonunda Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istemek zorunda kaldı. Mısır'ın elinde o tarihte Avrupa usulünde eğitilmiş bir ordu, yine Avrupa usulünde kurulmuş güçlü bir deniz kuvveti bulunuyordu. Bu kuvvetler daha önce de vahhabi, Kıbrıs, Girit ayaklanmalarının bastırılmasında önemli bir rol oynamış, deneyim kazanmışlardı. Mehmet Ali, Girit ve Mora valilikleri kendisine verilmek koşuluyla yardım edeceğini bildirdi ve bu koşulun Mahmut II tarafından kabul edilmesi üzerine 54 gemi, 16000 asker ve 150 sahra topunu oğlu İbrahim Paşa komutasında yola çıkardı. Böylece Mora asilerden temizlendi. Ancak bu sırada Rusya’da tahta çıkan çar Nikolay I gibi İngiltere de, Mehmet Ali'nin Doğu Akdeniz'e egemen olmasının kendi çıkarları bakımından tehlikeli olacağını sezmekte gecikmediler.

Fransa’nın da katılmasıyla 6 temmuz 1827’de imzalanan Londra anlaşması’nın hükümlerini iç işlerine müdahale sayan Babıâli, bu anlaşmayı kabul etmedi. Bunun üzerine Akdeniz’deki müttefik filoları, türk ve mısır gemilerinin demirli bulunduğu Navarin limanını kuşatarak İbrahim Paşa'ya bir ültimatom gönderdiler ve Mora'yı boşaltmasını istediler. Ültimatom kabul edilmedi. 27 parçadan oluşan müttefik donanması, bir savaş amacını gütmedikleri inancını verecek şekilde limana girerek hep birden ateşe başladılar. Üç buçuk saat kadar süren çatışma sırasında türk tarafı 52 gemisini ve 6 000 denizcisini yitirdi. Müttefikler’in kaybıysa 1 000 askerden ibaretti.

Olay Avrupa'da büyük sevinçle karşılanırken, osmanlı hükümeti, ortada savaş durumu olmadığı halde donanmasını batıran üç devletten tazminat istedi. İstanbul’daki rus, İngiliz ve fransız elçileri olayın sorumluluğunu türk kaptanlara yüklemeye çalıştılar. Hükümetin bunu kabul etmemesi üzerine de İstanbul’ dan ayrıldılar, ingilizler, Mora'da kalan İbrahim Paşa’yla askerlerini Mısır'a götürmek için gemilerini gönderdi. Fransızlar da 30 000 kişilik bir kuvveti Mora'ya çıkardı. 1828 nisanında Rusya BabIâli’ye savaş ilan ettiğini bildirdi.

Kaynak: Büyük Larousse

Son düzenleyen Safi; 9 Temmuz 2016 11:24
_VICTORY_ - avatarı
_VICTORY_
VIP Silent storM
20 Ağustos 2013       Mesaj #2
_VICTORY_ - avatarı
VIP Silent storM
Ad:  Navarin Deniz Savaşı2.jpg
Gösterim: 607
Boyut:  57.0 KB

Navarin


Eski Yunanca PYLOS, Çağdaş Yunanca PÎLOS, İtalyanca NAVARİNO,
Sponsorlu Bağlantılar

Navarin adının 6-8. yüzyıllar arasında yöreye yerleşen Ayarlardan geldiği ve Venediklilere ait bir şato olan Ton Avarinon’un bozulmuş biçimi olarak ortaya çıktığı sanılmaktadır. Frankların 1278’de inşa ettiği Paleo Kastro (Eski Kale) günümüzde de limana egemen bir konumdadır. OsmanlIların 1573’te Hagios Nikölaos (Aya Nikola) Dağının eteğinde kurdukları kale, Neo Kastro (Yeni Kale) olarak anılır. Navarin ve çevresindeki körfez kısa süreli iki Venedik yönetimi (1644-48, 1686-1715) dışında 1498’den 1821’e değin OsmanlIların elinde kaldı.

Navarin Deniz Savaşı


Osmanlı-Mısır donanması ile İngiliz-Fransız-Rus donanması arasında yapılan deniz savaşı (20 Ekim 1827). Ahşap yelkenli gemilerin kullanıldığı son önemli savaştır.

Mora’daki (Peloponnesos) Yunan ayaklanması üzerine Navarin limanına gönderilen Çengeloğlu Tahir Paşa komutasındaki Osmanlı-Mısır donanması üç savaş gemisi, 15 firkateyn ve 50’nin üzerinde küçük gemiden oluşuyordu. OsmanlIların limanı bir ikmal noktası olarak kullanmasını engellemek ve Yunan kuvvetlerine yardım etmek için harekete geçirilen gemiler limanın dışında buluştu. Toplam 11 savaş gemisi, 9 firkateyn ve 4 küçük gemiden oluşan Amiral Sir Edward Codrington komutasındaki birleşik İngiliz-Fransız-Rus donanmasının Umana girmesiyle savaş başladı. Savaşta Osmanlı-Mısır gemilerinin dörtte üçü battı, geri kalanlar da karaya oturdu. Bu ağır yenilginin ardından OsmanlIlar Yunanistan’daki kuvvetlerini çekmek zorunda kaldı. Böylece Mora Ayaklanması başarıya ulaşmış oldu ve 1832’de bağımsız Yunanistan Krallığı kuruldu.

Navarin Körfezi


Yunanca ÖRMOS NAVARINU, Yunanistan’da İon Denizi kıyısında körfez.
Peloponnesos (Mora) Yarımadasının güneybatı kesiminde, hemen tümüyle karayla kuşatılmış derin, küçük bir körfezdir. Yönetsel bakımdan Messima ili (Jnomös) sınırları içinde yer alır. Eskiden Pylos adıyla da anılan körfez 1827’de, Navarin
Deniz Savaşı’na sahne oldu. İki yıl sonra Fransızlar, körfezin güney kıyısında küçük bir kasaba kurdular. Peloponnesos Savaşı’nda bir çarpışmaya sahne olan tarihsel Sfaktiria (Sphakteria) Adası, bir dalgakıran işlevi görür. Körfez Akdeniz’in en korunaklı limanlarmdandır.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 9 Temmuz 2016 11:25
Tesadüfen Zirveye Çıkılmaz... Çıkılsa Bile Durulmaz...
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
9 Temmuz 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Navarin Savaşı


Osmanlı-Mısır donanmaları ile İngiliz-Fransız-Rus donanmaları arasında yapılan deniz savaşı (20 Ekim 1827).
Ad:  Navarin Deniz Savaşı3.jpg
Gösterim: 745
Boyut:  50.8 KB

1821'de başlayan Mora Ayaklanması, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa tarafından 1825-1826 yıllarında bastırılmıştı. İkisi de kendi çıkarları açısından Yunanistan'ın bağımsızlığıyla ilgilenen İngiltere ve Rusya, Fransa'yı da aralarına alarak 6 Temmuz 1827'de Londra Antlaşması'nı imzaladılar. Yunanistan'ın bağımsızlığı ilkesini kabul eden antlaşmaya göre, Osmanlı Devleti bu bağımsızlığı onaylamazsa ona karşı baskı uygulayabileceklerdi.

Osmanlı Devleti, bu antlaşmayı ve önerileri iç işlerine karışma olarak değerlendirdi ve kabul etmedi. Bunun üzerine İngiltere, Fransa ve Rusya; Osmanlıları, önerilerini kabule zorlamak amacıyla Amiral Edward Codrington komutasındaki donanmalarını Doğu Akdeniz'e yolladılar. Aslında bir gövde gösterisi amacını taşıyan hareket, Navarin Limanı'nda demirli bulunan, Tahir Paşa komutasındaki Osmanlı-Mısır donanmasının topa tutulmasıyla sonuçlandı. Osmanlı-Mısır donanmasında 57 gemi yandı ve battı, 6.000 denizci de öldü. Düşman donanmasıysa tek bir kayıp vermedi. Osmanlı İmparatorluğu'nu zor durumda bırakan bu olay, İngiltere'de kaygıyla karşılandı. İngiltere, çıkacak bir savaş sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun büsbütün yıkılacağından ve Rusların bölgedeki etkinliklerinin ve topraklarının büyüyeceğinden çekindiği için olayın sorumlusu İngiliz amiralini görevinden aldı; İngiliz Parlamentosu'nda olay kınandı. Osmanlı Devleti bu olaydan on ay sonra Yunanistan'ı boşaltmaya başladı.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
9 Temmuz 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Navarin Deniz Savaşı (20 Ekim1827)


Osmanlı ve Mısır donanmalarıyla, birlikte hareket eden İngiliz, Fransız ve Rus donanmaları arasında geçmiş olan bir deniz savaşıdır. Bu savaş Osmanlı tarihinde bir deniz savaşından çok bir aldatmaca veya tuzağa düşürme olarak bilinir. O yüzden de bu savaş Navarin Olayı, Navarin Baskını veya Navarin Faciası adlarıyla da geçer.
Ad:  Navarin Deniz Savaşı4.jpg
Gösterim: 634
Boyut:  76.6 KB

Savaşın Nedenleri


19. yüzyılda İslam âleminin en büyük, dünyanın ise büyük güçlerinden olan Osmanlı Devleti'nin varlığı, Hristiyan ve sömürgeci devletleri rahatsız ediyordu. Sömürgeci devletlerin dünya hakimiyetine; sultanları, aynı zamanda İslam âleminin lideri demek olan halifelik sıfatına da sahip Osmanlı Devleti, engel oluyordu. Osmanlı Devletini bölüp, parçalayıp, yıkmak için, tebaadan olan Rumları; Türklere karşı kışkırtıyorlardı. Rumların yaptıkları vahşetleri, sanki Osmanlılar yapmış gibi propaganda yaparak lehlerinde kamuoyu meydana getirdiler. Bütün Hristiyan ahaliye olduğu gibi, Yunanistan'daki Rumlara da, kavmiyetçilik ideolojisiyle isyan fikrini aşıladılar. Çok uluslu bir devlet olan Osmanlı İmparatorluğu'nda, Yunanlılar da Fransız İhtilali'nin etkisi altında kalmışlardı. Rusya ve Avrupa devletlerinin kışkırtmaları ile birlikte, Etniki Eterya Cemiyeti'nin çalışmaları sonucu YunanlılarOsmanlı Devleti'ne karşı harekete geçtiler. Masonik esaslara ve şifrelere göre teşkilâtlanan ve faaliyetlerini arttıran bu cemiyetler, Avrupa'da ve Rusya'da bulunan Rum sermâyedarlar tarafından destekleniyordu. Etniki Eterya cemiyetinin amacı Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kurmaktı. Rus Çarının yaveri Alexander İpsilanti'nin kurduğu bu cemiyet Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa'nın varlığından dolayı rahat hareket edemiyorlardı.

Tepedelenli Ali Paşa'nın Osmanlı yönetimine karşı isyan etmesini fırsat bilen Yunanlılar ayaklandılar. Eflak'da başlayan bu ayaklanma kısa bir sürede bastırıldı.İkinci isyan 1821 yılında Mora'da çıktı. Kısa sürede genişleyen bu isyanı bastırması için, Osmanlı Sultanı II. Mahmut, başarılı olduğu takdirde Mora ve Girit valilikleri vaad ederek Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'yı görevlendirdi. Kavalalı Mehmet Ali Paşa, oğlu İbrahim Paşa komutasındaki kuvvetli bir ordu ve donanmayı Mora'ya gönderdi. İbrahim Paşa Mora'daki Rum asileri, Rus subay ve askerleriyle, Avrupa devletlerinin gönüllü hümanistlerini mağlup edip, bölgeden attı ve isyanın bastırılmasını sağladı. Yunan İsyanın bastırılması Avrupa'da büyük üzüntü yarattı. Bu durum Fransa, İngiltere ile Rusya'nın birlik olarak Osmanlı Devletine karşı cephe almalarına yol açtı. Mora ve Girit'in Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın eline geçmesi İngiltere'nin işine gelmemişti. Zayıf bir Yunan Devleti'nin kurulması İngiltere ve Rusya'nın çıkarlarına daha uygundu. Mora'dan Osmanlı askerinin çekilmesini isteyen notayı, Sultan Mahmut Han, hükümranlık prensibiyle uyuşmadığı için reddetti. Zira bu durum, Osmanlıların bir iç meselesiydi.

Savaşın Gelişmesi


İngiltere, Rusya ve Fransa aralarında bir antlaşma yaparak Yunanistan'a bağımsızlık verilmesini istediler. Sultan II. Mahmut'un bu isteği reddetmesi üzerine Baltık Denizine açılan Rus donanmasından bir filo, İngilizlerle birleşip, Akdeniz'e girdi. Rus-İngiliz gemilerine Fransız filosu da katıldı. İngiliz amirali Cangrington kumandasındaki Fransa, İngiltere, Rusya müttefik donanması, Mısır'daki Kavalalı İbrahim Paşa kuvvetlerine karşı deniz harekâtı başlattı. Mora İsyanında, Osmanlı ve Mısır gemileri Navarin limanında bulunuyordu. Müttefik donanması, Navarin Limanını kuşattı. Osmanlılar ile deniz muharebesi yapmaya cesaret edemediler. Amiral Cangrington, müttefikler adına, Osmanlı ve Mısır askerlerinin Yunanistan'dan çekilmesini istedi. Kabul edilmedi. Navarin'in açıklarındaki müttefik donanması, gayelerinin savaş olmadığını ileri sürerek, limana girmek istediler. 20 Ekimde dostane bir havayla Navarin Limanına girdiler. Osmanlı ve Mısır gemileri hilâl şeklinde birbirine rampa etmiş, üç sıra hâlindeydiler. Limana giren müttefik gemileri, savaş için bahane aramaya başladılar. Ateş gemisinin başka yere alınmasını istediler. Kabul edilmeyince, Mısır gemilerinden kendilerine ateş açıldığını ileri sürerek, savaşı başlattılar. Müttefik gemilerinin âni ateşi üç saat devam etti. 57 Osmanlı-Mısır gemisiyle 6.000 asker kaybedildi. Müttefiklerin kaybı ise 1.000 askerdi.

Savaşın Sonuçları


Navarin Faciasını Osmanlı hükümeti protesto edip, Fransa, İngiltere ve Rusya'dan tazminat istedi. Avrupa basını, fâciayı örtmek için, Osmanlı Devleti aleyhine kampanya açtılar. Fransa, İngiltere, Rusya'nın elçileri, İstanbul'u terk ettiler. Faciaya Osmanlı Devletinin sebep olduğunu ileri sürüp, Rusya, Osmanlı Devletine harp ilan etti. İngiltere parlamentosundaki sert tenkitler üzerine, İngiliz Amirali Cangrington, görevinden alındı. Rusların, Balkanlardan ve Kafkaslardan saldırmaları üzerine iki cephe açıldı. Fransa, Mora'ya asker çıkardı. 1826 yılında, Yeniçeri Ocağı kaldırılıp, ordusu teşkilatlanıp kadrosunu bütünüyle tamamlayamayan Osmanlı Devleti, bütün imkânları seferber ederek, düşmanlarla mücadele etti. Fransa ve Rusya'nın Orta-Doğu ve Akdeniz'de güçlenmesini, menfaati icabı istemeyen İngiltere'nin araya girmesiyle anlaşma yapıldı.
Navarin Faciası neticesinde; Avrupa devletleri Osmanlı Devletini rahat bırakmayarak, kısa zaman sonra Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanmasını sağladılar.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

23 Mart 2010 / GusinapsE Osmanlı İmparatorluğu
12 Mayıs 2011 / Mystic@L Osmanlı İmparatorluğu
23 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular
29 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular
23 Mart 2010 / Misafir Taslak Konular