Müzeler ve sanat galerileri sanatsal, bilimsel, kültürel ya da tarihsel değeri olan nesnelerin toplandığı, korunduğu, incelendiği, sergilendiği yerlerdir. Müze sözcüğü Yunanca'da güzel sanatların esin tanrıçaları "Musalar'ın tapınağı" anlamına gelen museion sözcüğünden türetilmiştir. Başlangıçta yüksek eğitim kurumları için kullanılan bu terim ilk kez 15. ve 16. yüzyıllarda Rönesans döneminde bugünkü anlamında kullanılmaya başlandı.
İlk Koleksiyonlar
Avrupa'da, özellikle Rönesans döneminde, krallar ve prenslerin yanı sıra, İtalya'daki Floransalı ünlü Medici ailesi gibi, güzel sanatlara ilgi duyan birçok soylu ve varlıklı kimse sanatçıları koruyor, saraylarını süslemek için yapıtlarını satın alıyordu . Sonraki yüzyıllarda ticaretin gelişmesiyle zenginleşen tüccarlar da sanatçılarla ilgilenmeye ve değerli buldukları yapıtları toplamaya başladılar. Müzeler başlangıçta fosillerin, taşların, kabukların ya da bitkilerin de yer aldığı çeşitli nesneleri barındıran özel koleksiyonlar biçimindeydi. Müzelerin gelişimi bu özel koleksiyonların bazılarının halka
Parçaların ısı, nem ya da is gibi olumsuz etkenlere karşı zarar görmeden korunabilmesi için çeşitli yöntemler uygulanır. Zarar gören ya da bozulan parçalar uzun ve yorucu bir onarım işleminden geçer.
Müzeler zaman zaman düzenledikleri geçici sergiler için başka müzelerden ya da özel koleksiyonculardan ve satıcılardan bazı parçaları ödünç alabilir. Sergi sırasında müzedeki yapıtlara ilişkin ayrıntılı bilgi içeren, çoğunlukla resimli kataloglar hazırlanır.
Parasal Destek
Müzelerin gerek koleksiyonlarını korumak ve genişletmek, gerek çalışanların ücretlerini ödeyebilmek için düzenli bir gelire gereksinimi vardır. Bazı müzeler parasal desteğini özel kişilerden ya da kuruluşlardan, bazıları da devletten sağlar. Belirli ölçüde de olsa gelir sağlamak amacıyla giriş ücreti alan müzeler olduğu gibi, ücretsiz olanları da vardır.
Türkiye'de Müzecilik
Türkiye'de müzecilik ilk kez 1846'da Damat Fethi Ahmed Paşa'nın girişimiyle başladı. Aya İrini'de silahlar ve çeşitli tarihsel yapıtlar bir araya getirildi. Ama bu ilk müze ziyaretçilere kapalı tutulmuştu. Türkiye'de müzecilikbgerçek anlamda ilk kez 1881'de, Osman Hamdi Bey'in müze müdürü olduğu dönemde gelişti. Sonradan Topkapı ve Dolmabahçe sarayları, Ayasofya, Kariye gibi birçok tarihsel yapı müzeye dönüştürüldü. Bugün İstanbul, İzmir, Afyonkarahisar, Hatay gibi kentlerdeki çok önemli müzelerden başka hemen her kentte bir müze bulunmaktadır. Resmi müzelerin yanı sıra İstanbul'daki Sadberk Hanım Müzesi ve Konya'daki Koyunoğlu Müzesi gibi özel kuruluşlara ait müzeler de vardır.
Sponsorlu Bağlantılar
Avrupa'da, özellikle Rönesans döneminde, krallar ve prenslerin yanı sıra, İtalya'daki Floransalı ünlü Medici ailesi gibi, güzel sanatlara ilgi duyan birçok soylu ve varlıklı kimse sanatçıları koruyor, saraylarını süslemek için yapıtlarını satın alıyordu . Sonraki yüzyıllarda ticaretin gelişmesiyle zenginleşen tüccarlar da sanatçılarla ilgilenmeye ve değerli buldukları yapıtları toplamaya başladılar. Müzeler başlangıçta fosillerin, taşların, kabukların ya da bitkilerin de yer aldığı çeşitli nesneleri barındıran özel koleksiyonlar biçimindeydi. Müzelerin gelişimi bu özel koleksiyonların bazılarının halka
açılmasıyla gerçekleşti. Floransa'da dünyanın en büyük sanat galerilerinden biri olan Uffizi Galerisi, aslında Medici ailesinin özel koleksiyonuydu. Bugün dünyanın en önemli müzelerinden biri olan Londra'daki British Museum ise İngiliz hükümetinin 1743'te üç değişik koleksiyonu "sadece uzman kişilere değil, halkın yararına ve kullanımına açma" kararıyla oluştu.
Müze Türleri
Doğa tarihi, bilim ve teknoloji, sanat ürünleri ve antika eşyalar gibi çeşitli koleksiyonları içeren genel müzeler olabildiği gibi, yalnızca tek bir konuda uzmanlaşmış müzeler de vardır. Sanat müzeleri ve sanat galerileri genellikle resim ve heykel gibi sanat ürünlerini sergiler. Genel sanat müzeleriyse resim ve heykelin yanı sıra grafik ve dekoratif sanat yapıtlarını da barındırır. Bazı müzeler de doğu sanatları, modern sanatlar ya da halk sanatları gibi özel bir sanat dalının kapsamına giren yapıtlara yer verir.
Günümüzde artık üretilmeyen eski model trenlerin, uçakların, otomobillerin ya da yöresel mimarlık örneklerinin açık alanlarda sergi lendiği açık hava müzeleri de vardır. Bazı ülkelerde, özellikle kırsal kesimlerde yaşayan halka ulaşmak amacıyla, gezici müzelere rastlanır. Çocuklar için özel bölümleri olan ya da özellikle çocuklar düşünülerek kurulan müzelerde görsel ve işitsel gereçler aracılığıyla küçük izleyiciler katılıma özendirilir.
Müzelerin İşlevi
Müzelerin işi değerli ve ilginç nesnelerden oluşan koleksiyonları saklamak, korumak ve bunları sergilemektir. Parçalar ziyaretçilere tanıtılmak ve bilgi vermek amacıyla etiketlenir. Geçmişte müzelerde olabildiğince çok sayıda parça sergilemeye önem verilir, serginin düzenlenmesi ve parçaların sunuluş biçimiyle pek ilgilenilmezdi. Oysa günümüzde müze ve galerilerde düzenleme biçimine özel önem verilmektedir. Bazı sergilerdeyse ziyaretçilerin gösterilere ve deneylere katılmasına, özellikle çocukların sergide yer alan makine ve gereçleri kullanmasına izin verilmektedir.
Müzelerin yönetimi müze müdürlerinin sorumluluğundadır. Büyük müzelerde değişik bölümlerden sorumlu, her biri kendi bölümü konusunda uzmanlaşmış, birden fazla müze müdürü bulunur.Bazı müzeler, ziyaretçilerin sergilere ilişkin bilgi edinmeleri ve ilgi duymaları için seminer, film gösterisi gibi eğitim amaçlı programlar hazırlar. Son yıllarda bu türden eğitsel programlara daha çok önem veren müzelerin çoğu bir yandan da araştırma ve çalışma yapmak isteyen uzmanlara ve sanatçılara çeşitli olanaklar sağlamaktadır.Müzeler çeşitli yollardan toplanan parçalarla koleksiyonlarını genişletir. Arkeoloji müzeleri yeni parçaları genellikle kazı alanlarından toplar. Bunun için kazı bölgelerine konularında uzmanlaşmış kimselerden oluşan ekipler gönderilir. Çeşitli kuş, hayvan ve bitki örnekleri sergileyen müzeler keşif gezileri yapmak için doğa bilimleri uzmanlarını görevlendirir.Bazı koleksiyoncular koleksiyonlarının tümünü ya da birkaç parçasını kendi istekleriyle müzelere bağışlar ya da müzeler bu parçaları sahiplerinden satın alır.
Bir müzeye gelen parçalar önce ayrıntılı bir biçimde incelenir, nerede, ne zaman, nasıl ve kimin tarafından yapıldığı belirlenir. Daha sonra gerekliyse onarılır, fotoğrafı çekilir ve sınıflandırılır. Eğer hemen sergilenmeyecekse uzmanlarca özenle saklanması ve korunması gerekir.Müze Türleri
Doğa tarihi, bilim ve teknoloji, sanat ürünleri ve antika eşyalar gibi çeşitli koleksiyonları içeren genel müzeler olabildiği gibi, yalnızca tek bir konuda uzmanlaşmış müzeler de vardır. Sanat müzeleri ve sanat galerileri genellikle resim ve heykel gibi sanat ürünlerini sergiler. Genel sanat müzeleriyse resim ve heykelin yanı sıra grafik ve dekoratif sanat yapıtlarını da barındırır. Bazı müzeler de doğu sanatları, modern sanatlar ya da halk sanatları gibi özel bir sanat dalının kapsamına giren yapıtlara yer verir.
Günümüzde artık üretilmeyen eski model trenlerin, uçakların, otomobillerin ya da yöresel mimarlık örneklerinin açık alanlarda sergi lendiği açık hava müzeleri de vardır. Bazı ülkelerde, özellikle kırsal kesimlerde yaşayan halka ulaşmak amacıyla, gezici müzelere rastlanır. Çocuklar için özel bölümleri olan ya da özellikle çocuklar düşünülerek kurulan müzelerde görsel ve işitsel gereçler aracılığıyla küçük izleyiciler katılıma özendirilir.
Müzelerin İşlevi
Müzelerin işi değerli ve ilginç nesnelerden oluşan koleksiyonları saklamak, korumak ve bunları sergilemektir. Parçalar ziyaretçilere tanıtılmak ve bilgi vermek amacıyla etiketlenir. Geçmişte müzelerde olabildiğince çok sayıda parça sergilemeye önem verilir, serginin düzenlenmesi ve parçaların sunuluş biçimiyle pek ilgilenilmezdi. Oysa günümüzde müze ve galerilerde düzenleme biçimine özel önem verilmektedir. Bazı sergilerdeyse ziyaretçilerin gösterilere ve deneylere katılmasına, özellikle çocukların sergide yer alan makine ve gereçleri kullanmasına izin verilmektedir.
Müzelerin yönetimi müze müdürlerinin sorumluluğundadır. Büyük müzelerde değişik bölümlerden sorumlu, her biri kendi bölümü konusunda uzmanlaşmış, birden fazla müze müdürü bulunur.Bazı müzeler, ziyaretçilerin sergilere ilişkin bilgi edinmeleri ve ilgi duymaları için seminer, film gösterisi gibi eğitim amaçlı programlar hazırlar. Son yıllarda bu türden eğitsel programlara daha çok önem veren müzelerin çoğu bir yandan da araştırma ve çalışma yapmak isteyen uzmanlara ve sanatçılara çeşitli olanaklar sağlamaktadır.Müzeler çeşitli yollardan toplanan parçalarla koleksiyonlarını genişletir. Arkeoloji müzeleri yeni parçaları genellikle kazı alanlarından toplar. Bunun için kazı bölgelerine konularında uzmanlaşmış kimselerden oluşan ekipler gönderilir. Çeşitli kuş, hayvan ve bitki örnekleri sergileyen müzeler keşif gezileri yapmak için doğa bilimleri uzmanlarını görevlendirir.Bazı koleksiyoncular koleksiyonlarının tümünü ya da birkaç parçasını kendi istekleriyle müzelere bağışlar ya da müzeler bu parçaları sahiplerinden satın alır.
Parçaların ısı, nem ya da is gibi olumsuz etkenlere karşı zarar görmeden korunabilmesi için çeşitli yöntemler uygulanır. Zarar gören ya da bozulan parçalar uzun ve yorucu bir onarım işleminden geçer.
Müzeler zaman zaman düzenledikleri geçici sergiler için başka müzelerden ya da özel koleksiyonculardan ve satıcılardan bazı parçaları ödünç alabilir. Sergi sırasında müzedeki yapıtlara ilişkin ayrıntılı bilgi içeren, çoğunlukla resimli kataloglar hazırlanır.
Parasal Destek
Müzelerin gerek koleksiyonlarını korumak ve genişletmek, gerek çalışanların ücretlerini ödeyebilmek için düzenli bir gelire gereksinimi vardır. Bazı müzeler parasal desteğini özel kişilerden ya da kuruluşlardan, bazıları da devletten sağlar. Belirli ölçüde de olsa gelir sağlamak amacıyla giriş ücreti alan müzeler olduğu gibi, ücretsiz olanları da vardır.
Türkiye'de Müzecilik
Türkiye'de müzecilik ilk kez 1846'da Damat Fethi Ahmed Paşa'nın girişimiyle başladı. Aya İrini'de silahlar ve çeşitli tarihsel yapıtlar bir araya getirildi. Ama bu ilk müze ziyaretçilere kapalı tutulmuştu. Türkiye'de müzecilikbgerçek anlamda ilk kez 1881'de, Osman Hamdi Bey'in müze müdürü olduğu dönemde gelişti. Sonradan Topkapı ve Dolmabahçe sarayları, Ayasofya, Kariye gibi birçok tarihsel yapı müzeye dönüştürüldü. Bugün İstanbul, İzmir, Afyonkarahisar, Hatay gibi kentlerdeki çok önemli müzelerden başka hemen her kentte bir müze bulunmaktadır. Resmi müzelerin yanı sıra İstanbul'daki Sadberk Hanım Müzesi ve Konya'daki Koyunoğlu Müzesi gibi özel kuruluşlara ait müzeler de vardır.
MsxLabs & TemelBritannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....