Arama

Film Tanıtımları ve Hikayeleri - Sayfa 2

Güncelleme: 15 Haziran 2013 Gösterim: 23.412 Cevap: 29
Teusa - avatarı
Teusa
Ziyaretçi
23 Ekim 2011       Mesaj #11
Teusa - avatarı
Ziyaretçi
Birinci Jenerasyon (G1) 1984 ve 1992 yılları arasındaki Transformers karakterleri için kullanılan bir terimdir. Transformers 1970lerde Japonya'da bir oyuncak serisi olan Microman ve Diaclone'dan meydana geldi. Önceleri insan şeklinde değişik özellikli robotlarken sonradan her gün gördüğümüz araçlara, elektronik aletlere veya silahlara dönüşebilen robotlar olarak gösterildiler. Hasbro,Microman teknolojisiyle yakaladığı G.I. Joe: A Real American Hero oyuncak serisi başarısını, Takara firmasıyla iş birliği yaparak Diaclone oyuncaklarına da uyguladı. Ardından Hasbro Jim Shooter veDennis O'Neil ile anlaşarak , onlardan Transformers geçmişini anlatan bir hikâye yazmalarını istedi. Sonraları yazar Bob Budiansky Transformers karakterlerinin çoğunu yaratarak ve hepsine uygun birer hikâye yazarak bir çok Diaclone oyuncağına karakter kazandırmıştır. G1'in ana konsepti Optimus Prime'ın ,baş düşmanı Megatron'un ve en iyi askerlerinin kendilerine ait Ark ve Nemesis adlı uzay gemileiyle tarih öncesi Dünyaya düşmeleriyle oluşturuldu.
Transformers
'ın televizyon kariyerinin başlaması da aynı tarihlere rastlar. Sunbow Productions tarafından TV serisi Budiansky'nin yarattığı hikâyelerle çelişiyordu, Sunbow'a göre Autobotlar yeni enerji kaynakları ararlarken kötü Decepticon'ların saldırısı sonucu dünyaya zorunlu iniş yapmak zorunda kalırlar. Marvel Autobotların Cybertron'a yaklaşan dev bir başıboş göktaşını yok ettiği şeklinde bir hikâye yarattı. Shockwave TV serilerinde Megatrona tamamen sadık, onun yokluğunda Cybertron'da kalarak onu stabil bir halde tutmakla görevli olarak gösterildi ama çizgi roman serilerinde Shockwave'in Decepticonlar'ın liderliğini ele geçirmeye çalıştığı anlatıldı. TV serisinin ikinci sezonunda iki bölüm halinde yayınlanan The Key to Vector Sigma bölümünde, kadim Vector Sigma bilgisayarı ile birlikte Yaradılış Matrix'ini (Transformers'a hayat veren yaşam kaynağı) ve onun koruyucusu Alpha Trion da izleyiciye tanıtıldı.
Sponsorlu Bağlantılar

Dünya'ya geliş ve macera'nın devamı

Cybertron'daki enerji kaynaklarının (energon adı verilmekteydi) tükenmeye başlaması ile, Optimus Prime bir grup Autobot ile Elita'yı Cybertron'da bırakır ve adı Ark olan bir gemi ile yeni enerji kaynakları bulmak için yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu yolculuk arifesinde Nemesis gemisinde olan Megatron'un güçlerinin saldırısına uğrayan gemi, ciddi hasar görerek içerisindeki Autobot ve Decepticon'lar ile yakınlardaki bir gezegen üzerindeki (Dünya) volkana düşerek orada sıkışır. Bu çatışmadan 4 milyon yıl sonra (Dünya zamanı ile 1984 yılında) volkanın harekete geçmesi ile Optimus'un gemisinin bilgisayarı Teletraan 1 tekrar çalışmaya başlar ve o anda saldırı nedeni ile aynı gemide olan Decepticon'lar ile Autobot'lar tekrar aktive olarak dünyadaki savaşlarına başlarlar.
Megatron ve emrindeki Decepticon'lar dünya üzerindeki kaynakları, ihtiyaç duydukları energon'u üretmek amacı ile kullanmak isterken, Autobot'lar ise cybertron'daki direnişlerine devam etmekte ve bu konuda da bazı insanlardan yardım almaktadırlar. Witwicky ailesi fertleri ile yakın ilişkiler kuran ve bu aile ile birlikte Decepticon'lara karşı savaşan Autobotlar, Dünya'ya geldikten sonra, birçok yeni robot karakter kadroya eklenmiş, Autobotlar güçlü dinobotlar'ı ve aerialbotlar'ı üreterek yeni müttefikler elde ederken, Decepticonlar ise deli bir bilimadamı olan Dr. Arkeville ile işbirliği kurmuşlar, daha sonraları ise kendilerine Stunticon ve Combaticon isimli yeni robot müttefikerler üretmişlerdir. 2005 yılında, Dünya'daki büyük savaşın 20. yılında, Decepticon'ların autobot şehrine yaptığı büyük saldırı ile, her iki tarafta da önemli kayıplar yaşanmış, fakat Optimus Prime'ın kendini feda ederek gerçekleştirdiği plan ile Megatron ve emrindeki Decepticon'lar yenilgiye uğratılmış, ölen Optimus Prime'ın yerine Rodimus Prime geçmiştir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
proot - avatarı
proot
Ziyaretçi
3 Kasım 2011       Mesaj #12
proot - avatarı
Ziyaretçi
K-PAX

Sponsorlu Bağlantılar

K-PAX 2001 yılında, Charles Leavitt ve Gene Brewer tarafından kaleme alınmış ve yönetilmiş bir Fantastik, bilimkurgu filmidir. Filmde baş rolde Kevin Spacey ve Jeff Bridges, yan rollerde ise Mary McCormack, Alfre Woodard, Ajay Naidu ve Vincent Laresca yer almaktadır. Bilimkurgu havasını taşısa da psikoloji filmleri arasında sınıflandırılabilir.
Film Internet Movie Database sitesinde 10 üzerinden 7.3 puan almıştır
Prot (Kevin Spacey) isimli bir yabancı kendini bir tren garının ortasında bulur. K-PAX isimli uzak bir gezegenden geldiğini açıkça söylemesi, bir akılhastaları hastanesine kapatılmasına neden olur. Gerek K-PAX hakkında verdiği bilgiler, gerekse fiziki bazı özellikler, doktoru Powell'ın ( Jeff Bridges) aklının karışmasına neden olur. Dr Powell araştırmalarına devam edecek ve Prot'un gerçek kimliğini ortaya çıkaracaktır.


Kevin Spacey - Prot
  • Jeff Bridges - Dr Powell
  • Mary McCormack - Rachel Powell
  • Alfre Woodard - Dr. Claudia Villars
  • David Patrick Kelly - Howie
  • Saul Williams - Ernie
  • Peter Gerety - Sal
  • Celia Weston - Doris Archer
  • Ajay Naidu - Dr. Chakraborty
  • Tracy Vilar - Maria
  • Melanee Murray - Bess
  • John Toles-Bey - Russell
  • Kimberly Scott - Joyce Trexler
  • Conchata Ferrell - Betty McAllister
  • Vincent Laresca - Navarro
Gösterim tarihi Film ABD'de 22 Ekim 2001'de gösterime girerken, Türkiye sinemalarında 1 Mart 2002 tarihinde gösterime girdi.



kaynak:K-PAX - Vikipedi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
2 Aralık 2011       Mesaj #13
buz perisi - avatarı
VIP Lethe

Immortals2BSoundtrack


Vizyon tarihi:
11 Kasım 2011

Yönetmen: Tarsem Singh
Oyuncular: Henry Cavill, Mickey Rourke, Luke Evans
Orijinal adı: Immortals
Tür: Aksiyon, Fantastik, Macera
Süre: 110 dkYapım yılı: 2011
Dağıtımcı: Pinema
Özet:
Antik Yunan'da geçen filmde, savaşçı prens Theseus kötü güçlere karşı savaş açar; tanrılar ve insanlar, titanlara ve barbarlara karşı mıdır? Mickey Rourke'nin canlandırdığı Titan Hyperion, yıllar sonra insanlığa savaş açar. Savaş Tanrısı Ares tarafından üretilen efsane bir silahın, Epirus Yayı'nın peşindedir. Bu silah, Titanları Tartaruslardan kurtarmaya yarayacaktır, bu silah sayesinde öç alabilecektir. Tanrılar savaşta Hyperionlar ya da insanlık arasında bir seçim yapma yetisine sahip değildirler, taraf tutamamaktadırlar. Tanrıları ve toprağını korumakla görevli olan Theseus'tur ve onu da Zeus seçmiştir.
Filmin konusu Yunan mitolojisine dayanmaktadır, 3D teknolojisine göre çekilen film ekstra post prodüksiyona ihtiyaç duymuştur. Yönetmen Rönesans resim stilini baz alan bir aksiyon çekmek istediğini söylemiştir. Yönetmenin ağzından: "Düşünün ki Baz Luhrmann Meksika'da Romeo ve Juliet yapıyor." Oscar ödüllü kostüm tasarımcısı Eiko İshioka da filmi güzelleştiren isimlerden biri...



Film Tanıtımları ve Hikayeleri

Film Tanıtımları ve Hikayeleri

Film Tanıtımları ve Hikayeleri

Film Tanıtımları ve Hikayeleri

Film Tanıtımları ve Hikayeleri

immortell

immortals20copy20copy
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
In science we trust.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
3 Aralık 2011       Mesaj #14
buz perisi - avatarı
VIP Lethe

cosmorob


Film Tanıtımları ve Hikayeleri

cosmo27

Yapım: 2011_2012 - ABD
Tür: Aksiyon, Dram, Gerilim, Gizem, Komedi, Macera
Yönetmen: David Cronenberg
Yapımcı: David Cronenberg, Renee Tab, Gregoire Melin, Joseph Boccia, Paulo Branco, Martin Katz
Oyuncular: Robert Pattinson, Paul Giamatti, Juliette Binoche, Jay Baruchel, Kevin Durand, Mathieu Amalric, Samantha Morton, Emily Hampshire, Sarah Gadon, Maria Juan Garcias, Jadyn Wong, Gouchy Boy, Patricia Mckenzie.
Senaryo: David Cronenberg
Senaryo (Kitap): Don Delillo

Filmin Özeti

Don DeLillo'nun çok satanlar listesinden uzun süre inmeyen "Cosmopolis" isimli romanınından uyarlanan film. Manhattan'da limuzininin içinde çeşitli olaylar nedeniyle mahzur kalıp ve 24 saatini arabasında geçirmek zorunda kalan bir adam ve karısının hikayesine odaklanıyor. Multimilyoner kahramanımız Colin Farrell arabasının içinden hem parçalanan hayatını düzene sokmaya çalışır, hem de işlerini yürütmeye çabalar.


rpcosmopjune12hq

rpcosmopjune12
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
12 Aralık 2011       Mesaj #15
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
The Skin I Live In (2011) – İçinde Yaşadığım Deri

76863 gal

Pedro Almodovar’ın yönettiği ve Antonio Banderas, Elena Anaya, Marisa Paredesjan ile Cornet Roberto Alamo’nun oynadığı İçinde Yaşadığım Deri (The Skin I Live In), 30 Aralık 2011’de Tiglon Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Gösterim Tarihi: 30 Aralık 2011
Dağıtım: Tiglon Film
İthalat: Bir Film
Yönetmen: Pedro Almodovar
Yapımcı: Agustin Almodovar
Yürütücü Yapımcı: Esther Garcia
Müzik: Alberto Iglesias
Kurgu: Jose Salceda
Görüntü Yönetmeni: Jose Luis
Eser: Alcaine Thierry Jonquer (Mygale)
Uyarlama: Pedro Almodovar, Agustin Almodovar
Oyuncular: Antonio Banderas, Elena Anaya, Marisa Paredesjan, Cornet Roberto Alamo
Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir.

Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek neredeyse DR Frankenstein haline gelecektir.

Gerilim türündeki film, Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet’in “Tarantula” isimli 2005 tarihli romanından uyarlandı. Yönetmenin 20 yıl sonra Antonio Banderas’la tekrar bir araya geldiği ‘The Skin That I Live In’, kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan psikolojisi bozuk bir plastik cerrahın saplantılarını ve hücrelerle ilgili yaptığı araştırmalar sayesinde yeni bir insan derisi yaratmasını konu alıyor.

İçinde Yaşadığım Deri Fotoğrafları


76864 gal

76865 gal

76866 gal

76867 gal

76868 gal

81752 gal

Sen sadece aynasin...
Error 4o4 - avatarı
Error 4o4
Ziyaretçi
20 Ocak 2012       Mesaj #16
Error 4o4 - avatarı
Ziyaretçi
jennifer lawrence the hunger games entertainment weekly cover may 2011 01

Yönetmen:Gary Ross
Senaryo(Kitap): Suzanne Collins

Yapımcı: Suzanne Collins,Fernando Lara,Jon Kilik,Louise Rosner,Robin Bissell,Nina Jacobson
Tür:Bilimkurgu,Aksiyon,Dram,Fantastik,Macera,Gerilim,Gizem,Romantik
Çıkış Tarihi:23 Mart 2012
Yapım:ABD


Filmin Özeti ve Hikayesi


Bir zamanlar Kuzey Amerika olarak bilinen bir yerin yıkıntıları içerisinde Panem ulusu yaşamaktadır.Başkent Capitol'ün etrafında 12 bölge bulunmaktadır.Capitol şiddetli ve acımasızdır ve bölgeler bir hat boyunca sıralanmıştır.Onların her biri her yıl yapılan Açlık oyunlarına katılmak zorundadır.Yarışma için her bir bölgeden yaşları 12 ila 18 arasında değişen birer erkek ve bir kız çocuğu göndermek durumundadır.Açlık oyunları TV'den canlı yayınlanan ölümüne bir kavgadır. On altı yaşındaki Katniss Everdeen annesi ve 12 yaşındaki kızkardeşi ile yaşamaktadır.Oyunlarda kızkardeşinin yerine geçerek ölüm cezasını üzerine alır.Ancak Katniss daha önce de ölüme çok yaklaşmıştır ve bu kez kızkardeşi için ikinci kez hayatta kalma mücadelesi verecektir.Gerçekten ne anlama geldiğini bilmeden bir yarışmacı olmuştur.Eğer bu mücadeleyi kazanırsa hayatta kalma seçeneğini başlatmış olacaktır. Karakterler Katniss Everdeen:16 yaşında,siyah saçlı,gri gözlüdür.Babası madencidir ve babası ölünce ailesini ayakta tutmak için avlanmak,parası olmadığı için değiş tokuş yapmak durumundadır. babası ölünce hayattan kopmuştur.11 yaşından beri annesine ve kardeşine o bakmaktadır.Daha sonra açlık oyunlarına kızkardeşi Primrose seçilince,onun yerine açlık oyunlarına katılır.Ok atmakta çok ustadır ve bitkileri tanır.Gale'e karşı tuhaf duyguları vardır ama bir türlü çözemez.Peeta ile tanışınca zamanla ona aşık olmaya başlar ve işler karışır. Peeta Mellark:16 yaşında,sarı saçlı,mavi gözlüdür.Babası fırıncıdır.Hayatı boyunca hiç avlanmamıştır.Fırıncıda çalışırken sürekli ağır ekmek sepetlerini kaldırdığı için güçlü kollara,pastaları süslediği için de iyi bir kamuflaj yeteneğine sahiptir.İki tane ağabeyi vardır.Açlık oyunlarına seçilince,kimse onun yerine geçmeye gönüllü olmamıştır.Katniss'e aşıktır.Aşkını ilk defa Capitol'de açıklar.Katniss'i korumak için kendi hayatını feda etmeye hazırdır. Gale Hawthorne:Gale,aynı Katniss gibi,siyah saçlara ve gözlere sahiptir.18 yaşındadır.Avcılıkta,ok atmada,iz kaybettirmede en iyisidir.Babası Katniss'in babasıyla beraber maden kazasında ölünce,2 erkek,1 kız kardeşine ve annesine bakmak için avlanmak ve değiş tokuş yapmak zorundadır.Zaman içinde Katniss'le iyi anlaşmaya başlarlar ve dost olurlar.Evlerine beraber yiyecek götürürler.Gale çok yakışıklıdır ve okuldaki tüm kızlar onun peşinden koşmaktadır.Ancak o,Katniss'e aşıktır.Katniss ise duygularından emin değildir. Primrose Prim Everdeen:Katniss'in kızkardeşidir.12 yaşındadır.Sarı saçlara,mavi gözlere sahiptir.Çok merhametli ve alçakgönüllüdür bu yüzden avlanamaz.Avlanamadığı için ablasına yardım edemez.Ama annesi eczacıdır ve o da annesinden bitkiler hakkında bilgiler öğrenip,tedavilerde annesine yardımcı olur. Lady isimli bir keçisi,ve düğün çiçeği adında bir kedisi vardır. Mr. Everdeen:Madencidir ve bir maden kazasında ölmüştür.Ok yapmakta ve bitkileri tanımakta çok başarılıdır ve bunların hepsini Katniss'e öğretmiştir.Ayrıca Alaycı Kuşları çok iyi öttürebilir. Mrs. Everdeen: Sarı saçlara,mavi gözlere sahiptir.Eczacıdır.Eşi öldükten sonra dünyayla ilişkilerini koparıp bir süre duvarı seyrederek yaşamıştır.Kendisini ve kızkardeşini böyle ölüme gönderdiği için Katniss onu asla affetmeyecektir.Bulundukları bölgede kimsenin parası doktorlara yetmediği için genelde hastaları Prim'le beraber o tedavi eder. Haymitch Abernathy:12. Bölgeden açlık oyunlarını kazanan tek kişidir ve bu yüzden 12. bölgeden açlık oyunlarına katılan herkese koçluk yapmaktadır.Şarap içmeyi çok sever ve genellikle sarhoştur.Ama daha sonra kendini toparlar ve Katniss ile Peeta'ya yardım eder. Cinna: Katniss'in stilistidir.Açlık oyunlarının tüm kutlamalarında, açılışlarında Katniss'i hazırlar.Katniss onu çok sevmektedir ve kendisine yakın hissetmektedir.

Kazanmak ün ve talih anlamına gelir. Kaybetmek ise kesin ölüm.
Açlık Oyunları Başlasın!


aclik oyunlari 46

aclik oyunlari resimleri 4

Film Tanıtımları ve Hikayeleri

slide 40879 586299 huge
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
13 Şubat 2012       Mesaj #17
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Karanlıklar Ülkesi: Uyanış (2012)

400 712207 underworld awakening

Oyuncular:
Kate Beckinsale (Selene), Stephen Rea (Jacob), Michael Ealy, Theo James (David), India Eisley (Eve), Charles Dance (Thomas), Kris Holden-Ried, Sandrine Holt, Richard Cetrone, Sanny Van Heteren, Jacob Blair, Robert Lawrenson

Ekip:

Måns Mårlind (Yönetmen), Björn Stein (Yönetmen), Allison Burnett (Senaryo), Kevin Grevioux (Senaryo), John Hlavin (Senaryo), Danny McBride (Senaryo), J. Michael Straczynski (Senaryo), Len Wiseman (Senaryo), David Kern (Yapımcı), Gary Lucchesi (Yapımcı), Tom Rosenberg (Yapımcı), Skip Williamson (Yapımcı), Len Wiseman (Yapımcı), Richard S. Wright (Yapımcı)

Konu:
Vampirler ile Lycan’lar arasındaki binlerce yıllık savaşı anlatan Karanlıklar Ülkesi’nin dördüncü filmi 3 boyutlu olarak hayranlarının karşısına çıkıyor.
Selene ile sevgilisi Michael’ın vampirlerin atası Marcus’u ortadan kaldırmasının üzerinden 15 yıl geçmiştir. Aradan geçen zamanda Vampir ve Lycan klanlarından haberdar olan insanoğlu her iki türü de ortadan kaldırmak için seferberlik ilân etmiştir. Bu soykırım sürecinde ele geçirilen Selene on yıldan fazla bir süre sonra uyanır ve Antigen’e karşı intikam savaşına girişir.







Sen sadece aynasin...
Bessonnitsa - avatarı
Bessonnitsa
VIP VIP Üye
15 Şubat 2012       Mesaj #18
Bessonnitsa - avatarı
VIP VIP Üye
Iron Sky 1 350x500

Iron Sky

Yapım: 2009 Almanya - Finlandiya
Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon, Fantastik, Komedi,
Yönetmen: Timo Vuorensola,
Oyuncular: Udo Kier, Julia Dietze, Götz Otto, Tilo Prückner,
Senaryo: Johanna Sinisalo, Jarmo Puskala, Antti Hukkanen,
Yapımcı: Samuli Torssonen, Karen Powell, Dean English, Oliver Damian, Petri Jokiranta, Tero Kaukomaa,

Filmin Konusu

1945'te İkinci Dünya Savaşını kaybeden Naziler'in Ay'da gizli bir üs kurup, 2018'de dünyayı işgal etmek için geri dönüyor!

İkinci Dünya Savaşı'nı çıkarıp milyonlarca insanın ölmesine neden olan ve dünyayı bir dehşet dengesine sürükleyen Naziler pek çok filme konu oldu ama bu kez çok fantastik bir örnek var karşımızda.

Almanya - Finlandiya ortak yapımı olan Iron Sky adlı filmde, İkinci Dünya Savaşı'nın bitimiyle Antarktika'daki gizli Nazi üslerinden havalanan uçan dairelerle Ay'a kaçan Naziler, Ay'ın karanlık yüzünde gizli bir üs inşaa ediyor ve 2018'de geri dönerek dünyayı işgal etmeye çalışıyorlar.

Filmin başka bir ilginç yönü ise türünün komedi olması.

GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
15 Şubat 2012       Mesaj #19
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Takva (A Man's Fear of God)
2r62f

Takva, 2005 yapımı Türk filmidir. Filmin yönetmenliğini Özer Kızıltan yaparken, senaryosu Önder Çakar'a aittir. Takva'nın yapımcı ve dağıtımcı firması Yeni Sinemacılar'dır. Filmin başrollerini Erkan Can, Meray Ülgen, Güven Kıraç, Erman Saban paylaşmaktadır. Türü dramdır.
Film 43. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, En iyi Erkek Oyuncu, En İyi sanat Yönetmenliği de dahil olmak üzere toplam 8 ödül almıştır. Toronto Film Festivali'nde de bu filme "Kültürel Yenilik" ödülü verilmiştir.
2007'de 13. Saraybosna Film Festivali'nde büyük ödülü kazandı.
Takva, piyasa girdiğinden itibaren, hem sinema çevrelerinde hem politik çevrelerde olumlu/olumsuz tepkiler almış ve tartışmalara neden olmuştur.
Film Kuran-ı Kerim Isra suresi 81.Ayet ile başlamakta ve Nazım Hikmet'in "Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı/ya da dünyamıza inecek ölüm" dizelerinin yer aldığı şiiriyle son bulmaktadır. Kelime anlamı olarak Tanrı sevgisi ve korkusu anlamlarını içeren takva, aynı zamanda tanrının buyruğuna girme, onun emir ve yasaklarına uymakta titizlik gösterme ve onun himayesinde olma anlamlarına gelmektedir ki, bu noktada filmin ismi ana karakterin yönelimini/çatışmasını yansıtır.
Film, 2008 Akademi Ödülleri'nin "Yabancı Dilde En İyi Film" kategorisinde Türkiye'yi temsil etmesi için aday gösterildi ancak finallere seçilen 9 film arasına giremedi.

Konusu
Muharrem, kendi halinde yaşamakta, babasından kalan evde tek başına yaşamını sürdürmekte, zamanının çoğunu bağlı olduğu dergâhta ibadetle geçirmektedir.Kendini Allah'ın buyruklarına adamıştır ve bu şekilde günah ve kötülükten sakındığını düşünür.Bağlandığı tarikatta, dünyadan elini eteğini çekmişliği ile dikkat çeken Muharrem, şeyh tarafından tarikatın/dergâhın dünya işlerini yürütmek için ihtiyaç duyduğu adam olarak seçilir.Muharrem böylece tarikatın mali işlerini üstlenir.Tarikata ve şeyhe duyduğu güven ve saygıyla, ayrıca Allah sevgisi-korkusu ile bu göreve itiraz edemeyen Muharrem, ne var ki bu yolla sakınmaya çalıştığı dünya ile daha yoğun bir temasa geçmek durumunda kalır.Rüyalarında para, içki ve kadın eksik olmaz.Her rüyasında aynı kadınla sevişir ve boşalarak uyanır.Dünyevi olan ile uhrevi olan arasındaki çatışmada giderek tükenen Muharrem hızla değişime uğramaya başlar, sakinliğini ve dürüstlüğünü kaybetmeye başlar, akıl gücünü yitirmeye engel olamaz.

Vikipedi, özgür ansiklopedi
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
15 Şubat 2012       Mesaj #20
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Cabiria
2r747

Cabiria 1914 İtalya yapımı tarihi epik filmdir. Tam adı Cabiria, Visione Storica del Terzo Secolo A.C. olan bu siyah beyaz sessiz film İtalyan film endüstrisinin ilk ürünlerinden biridir. Cabiria, aynı zamanda Dünya çapında gişe rekorları kıran ilk filmlerden de biriydi.
Eserlerinin tümünü sessiz sinema çağında vermiş olan İtalya'nın öncü sinemacısı Giovanni Pastrone'nin senaryosunu yazıp yönettiği ve yapımcılığını da üstlendiği filmin konusu Kartaca Savaşları olarak da bilinen Pön savaşları'nın ikincisi sırasında (M.Ö. 238 - M.Ö. 203) Kartaca'da geçer ve Kartaca ile Roma Cumhuriyeti arasındaki bu uzun savaşı filmin karakterinin gözüyle yansıtmaktadır.
Filmin senaryosu, ünlü Antik Roma tarihçisi Titus Livius (M.Ö. 59 - M.S. 17)'un Roma Tarihiyle ilgili anıtsal eseri Ab Urbe Condita'dan ve bu eserede anlatılan tarihi olaylardan esinlenerek, İtalyan macera romanları yazarı Emilio Salgari'nin 1908'de yazdığı Cartagine in fiamme (Kartaca Alevler İçinde) ve Fransız romancı Gustave Flaubert'in 1862'de yazdığı Salammbô romanlarından uyarlanmıştır. Filmin, sessiz filmler için oldukça uzun sayılabilecek hamasi ara yazılarını İtalyan şair, gazeteci ve yazar Gabriele D'Annunzio kaleme almış ve ününden dolayı filmin afişlerinde onun adı tek başına en üste yazılmıştır

Yapım
Bu tarihi macera filmi o yıllar için alışılmadık bir uzunluk olan üç saat sürüyordu, yani film sinemanın ilk yıllarında kullanılan uzunluk ölçüsüne göre 14 makara (Bazı kaynaklara göre 12 makara) uzunluğundaydı. Oysa o yıllarda ABD ve Avrupa'da filmlerin ortalama uzunluğu birkaç makarayı geçmiyordu.Film buna paralel olarak yine o yıllar için astronomik bir fiyata malolmuştu, çekimleri 2 yıl süren filme tam 210,000 dolar harcanmıştı.
Filmin tanıtım sloganlarından birinde "Filmde 5000 figüran, 1000 at, 200 fil ve 200 deve kullanıldığı" belirtilmiş, başka bir sloganda filmin "1200 değişik sahneden oluştuğu" ve "Tam 12 makara" uzunluğunda olduğu ilan edilmiş, bir başkasında da "Filme 250.000 dolar harcandığı" vurgulanmıştır.
Kılıç-Sandalet Filmleri (Sword and sandalolarak da adlandırılan İtalyan yapımı tarihi filmlerin öncüsü sayılan bu film, bu filmlerin uzun yıllar değişmez karakteri olarak kalacak olan ve aynı zamanda bu tür filmlere (Masist Filmleri) adını da vermiş olan ünlü hayali karakter Masist (Maciste)'in de ilk kez beyazperdede göründüğü filmdir.
Filmin, hepsi de yönetmenin bizzat kendisi tarafından hazırlanmış en az dört versiyonu vardır. İlki 181 dakika süren ilk orijinal kurgudur. Sonraki önemli versiyon ise 1931'deki 137 dakikalık sesli (müzik) kurgudur ki bu versiyona 2007 yılında radikal bir restorasyon yapılmıştır. Bu iki versiyon da 2007 yılında Berlin Film Festivali'nde gösterilmiştir.Aslında bu 181 dakikalık tam versiyonun Berlin'den bir yıl önce de, 2006 yılında Cannes Film Festivali'nde özel bir gösterimi yapılmıştı. Bu gösterimden önce, aynı zamanda bir film tarihçisi de olan yönetmen Martin Scorsese'nin filmin önemi üzerine bir konuşması da seyircilere sunulmuştu.

Etkilediği filmler
D.W. Griffith'in, 1916'da ünlü filmi Intolerance (Hoşgörüsüzlük)'ı çekerken büyük ölçüde "Cabiria"'dan esinlendiği söylenmektedir. "Cabiria"'yı seyreder seyretmez yönetmen o sırada başladığı The Mother and the Law'ın çekimlerine derhal ara vererek "Cabiria" ile eşdeğer olabilecek bir tarihi film olan Intolerance'ın çekimlerine başlamıştı. The Mother and the Law'ı daha sonra 1919'da bitirecektir.
Federico Fellini'nin 1958 tarihli Oscar'lı filmi Cabiria'nın Geceleri, yönetmenin "Cabiria" filmine bir selâm duruşudur. Cabiria'nın Geceleri filminin Giulietta Masina tarafından canlandırılan naif fahişesinin filmdeki adı da Cabiria'dır ve filmde kendi anlattığına göre, bu takma ismini, mahallelerindeki bir sinemada bıkmadan usanmadan defalarca seyrettiği 1914 yapımı bu filmden ve filme de adını veren, hayranlık duyduğu baş karakterinden almıştır.

Politik arka plân
Amerikalı yönetmen D.W. Griffith'in başyapıtı olan 1915 tarihli Birth of a Nation (Bir Ulusun Doğuşu) gibi, politik yapısından ötürü "Cabiria" da zamanında oldukça tartışma yaratmış bir filmdi. "Bir Ulusun Doğuşu" sinema sanatı açısından zamanına göre çok ileri bir üstün yapımken, taşıdığı ırkçı temalar yüzünden eleştirilmişti.
Benzer bir şekilde "Cabiria" da eleştirilerden nasibini almıştı. Filmin çekimlerine 1911 - 1912 Türk - İtalyan Savaşı olarak da bilinen Trablusgarp Savaşı bittiği yıl başlanmıştı. Bu savaşta Kuzey Afrika'da şimdiki Libya topraklarında yer alan Sirenayka ve Trablusgarp Osmanlılardan İtalyanlara geçmişti. Filmde anlatılan Kartaca ile Roma Cumhuriyeti arasındaki M.Ö. 238 - M.Ö. 203 tarihleri arasında geçen 2. Pön savaşları (Kartaca Savaşları) yeni yaşanmış olan bu Trablusgarp Savaşı'na çok benzemektedir.
İtalyanların büyük opera geleneklerinden aldıkları ilham ve ülkenin kazandığı bu Emperyalist zaferin rüzgârıyla 1. Dünya Savaşı'na kadar olan dönemde İtalyan film endüstrisi düzinelerce tarihi epik film üretti. "Truva'nın Düşüşü", "Pompeii'nin Son Günleri", "Neron" ve "Quo Vadis" bunlar arasında en dikkat çekici olanlardır. "Cabiria" ise bunların arasında en başarılısıdır ve Dünya çapında birçok yönetmene ilham kaynağı olmuştur.
"Cabiria" nın hamasi şiirsel ara yazılarını da aşırı milliyetçi bir yazar olan Gabriele D'Annunzio yazmıştır. Aynı zamanda bir gazeteci ve şair de olan D'Annunzio (1863-1938) İtalya'da filizlenecek olan Faşist hareketin de ilham kaynağı olmuştur. D'Annunzio'nun Benito Mussolini'nin ideolojisini de büyük ölçüde etkilediği ileri sürülmektedir.[13] D'Annunzio'nun o yıllardaki bu büyük ününden dolayı da filmin bazı afişlerinde onun adı tek başına en üste yazılmıştır.

Oyuncu kadrosu
1914 yapımı Cabiria görkemli, setlerde binlerce figüranla çekilmişti.
Aktör/Aktrist
Carolina Catena
Lidia Quaranta
Gina Marangoni
Dante Testa
Umberto Mozzato
Bartolomeo Pagano
Raffaele di Napoli
Emilio Vardannes
Edoardo Davesnes
Italia Almirante-Manzini
Alessandro Bernard

Benzer Konular

26 Şubat 2018 / BlueNighT Telefon
2 Ekim 2015 / mertcan_gfb Forum Oyunları
29 Kasım 2016 / AlCoLiC Forum Oyunları
11 Temmuz 2013 / Intersect Bilgisayar