Arama

Psikoloji - Tek Mesaj #1

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
3 Nisan 2006       Mesaj #1
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Psikoloji Nedir?

Ad:  psik1.jpg
Gösterim: 5898
Boyut:  31.8 KB
Ruhsal olayları inceleyen bilim; ruhbilim. Psikoloji tarih boyunca felsefenin bir dalı olarak kaldı. Nitekim Akademi'nin sözlüğünde "ruhu, ruhun yetilerini ve işlemlerini inceleyen felsefe dalı" olarak tanımlanan psikoloji, bu anlayış içinde hem deneysel psikolojiyi hem de kuramsal psikolojiyi karşılamıştır. Psikoloji ilk önemli gelişimlerini 18. ve 19. yüzyıllar boyunca kazandı. Bu alanda özellikle deneyci İngiliz filozoflarının çalışmaları anılmaya değer. Bu bilgi alanı 19. yüzyıldan sonra deney ve gözlem yöntemlerini kullanarak pozitif bilimler arasına girmeye başladı. Psikolojinin hızlı gelişimi birçok psikoloji okulunun doğmasına yol açtı. Bu okullar içinde birçok bakış açısı, birçok kuram gelişti. Psikoloji başlangıçta içebakış yöntemine bel bağladı. Nice sonra bu yöntemin yeterli olmadığı görüldü; kendi ruhsal durumunu gözlemlemeye kalkan birey gözleme başlar başlamaz bu durumu elden kaçırıyordu. İnsanlar psikolojide içebakış yöntemiyle sağlayamadıkları pek çok bilgiyi davranışların nesnel gözlemlemesiyle sağladılar, böylece psikoloji giderek bir davranış bilimine dönüştü, öyle ki bazı bilim adamları "psikoloji" yerine "davranış bilimi" teriminin kullanılmasını önerdiler. Psikoloji uzmanları insanlarla hayvanların, bireylerle toplumların, hasta kişilerle sağlıklı kişilerin davranışlarını gözlemleyerek insan ruhsallığının yasalarına yükselmeye çalıştılar. Bu arada psikoloji diğer insan bilimleriyle ve doğa bilimleriyle ilişkiler kurarak konusunu genişletmeye ve yöntemlerini geliştirmeye çalıştı. Özellikle biyoloji ve sosyoloji (toplumbilim) psikolojiye bellekle, zekâyla, kişilikle, heyecanla vb. ilgili çalışmalarında çok önemli veriler sağladı. Bütün bu gelişme içinde felsefeye bağımlılığın tam olarak nerede bittiğini ve bilimselliğin nerede başladığını kestirmek zordur. Ayrıca pozitif bir bilim olarak psikolojinin, yöntemlerini doğrulamakta en az öbür bilimler kadar felsefeye gereksinme duyacağı kesindir. Bilim olarak psikolojinin kuruluş tarihi pek çok kaynağa göre 1879'dur. Alman fizyoloji bilgini ve filozofu Wundt'un o yıl Leipzig'de açtığı psikoloji enstitüsünde yapılan laboratuvar çalışmaları psikolojinin bilim olarak kurulmasında başrolü oynadı. Psikolojinin yeni bir bilim oluşturacak biçimde yaşama uygulanması Fransız hekimi Pinel'in çalışmalarıyla oldu. 1793'te Paris'te Bicetre Hastanesi'nin başhekimliğine getirilen Pinel, akıl hastalarının iyileştirilmesinde gerçek anlamda bir devrim yaptı, bunların şeytan çarpmış kişiler olmadığını, hasta kişiler olduğunu ileri sürerek davranış bozukluklarının nedenlerini araştırdı, böylece psikiyatrinin temellerini atmış oldu.
İnsan ve hayvan davranışlarıyla ve bilişsel süreçleriyle ilgilenen psikoloji biliminin 125 yıllık bir tarihi vardır. Bu genç yaşına rağmen psikoloji, biyolojiden sosyolojiye kadar uzanan oldukça geniş kapsamlı bir alandır. Psikoloji insan ve hayvan davranışlarını ve bu davranışlarla ilintili psikolojik, sosyal ve biyolojik süreçleri inceleyen bir alandır. Bir meslek olarak ise psikoloji, psikoloji bilgilerinin insan sorunlarını çözmek için kullanılmasıdır. Bu bilginin kullanılması psikolojinin alt alanlarına göre değişmekle birlikte dili iyi kullanma, araştırma, istatistiksel analiz ve empati gibi bazı özel beceri ve yetenekleri gerektirir.

Psikologlar iki önemli ilişki üzerinde çalışırlar: ilki, beyin ve davranış, ikincisi ise çevre ve davranış ilişkisidir. Psikologlar hem araştırmacı olarak gözlem, deney ve analiz gibi bilimsel yöntemleri izlemek hem de bilimsel bulguları uygulamak için yaratıcı olmak durumundadırlar. Psikologlar araştırma yaparak geliştirdikleri kuramları sınarlar ve araştırmalar sonucu ortaya çıkan yeni bilgileri uygulama alanında çalışanların kullanımına sunarlar. Ayrıca, bireylerin ve toplumların değişen gereksinimlerini karşılamak amacıyla yeni yaklaşımlar geliştirirler.

Psikoloji oldukça geniş bir alandır. Psikologlar temel ve uygulamalı alanlarda araştırma yaparlar, toplumdaki örgütlere ve diğer kurumlara danışmanlık hizmeti verirler, bireylere tanı koyar ve tedavi ederler, lise ve üniversitelerde psikoloji öğretirler, çeşitli testler kullanarak zekayı ve kişiliği ölçerler, davranışları ve bilişsel işlevleri değerlendirip gerekli durumlarda yardımcı olurlar. Bireylerin hem birbirleri ile hem de makineler ile nasıl ilişki içine girdiklerini araştırıp, bu ilişkileri iyileştirmeye çalışırlar.

Psikologlar bazı işlerde bağımsız olarak çalışırken diğerlerinde doktor, hukukçu, okul personeli, bilgisayar uzmanı, mühendis, yasa koyucu, polis, asker ve yöneticiler ile takım halinde çalışarak toplumun her alanına katkıda bulunurlar. Bu yüzden psikologları, laboratuvarlarda, hastanelerde, adliyede, okullarda, üniversitelerde halk sağlığı merkezlerinde, kitle iletişiminde, hapishanelerde ve pek çok başka işyerinde görebilirsiniz. Örneğin stresi yenip performansı artırmaya yönelik programlarda yönetici veya sporcularla birlikte çalışırlar. Adli kararlar için hukukçulara gerekli bilgi ve önerileri sağlarlar. Okul reformunda eğitimcilerle, psikiyatri kliniklerinde psikiyatrist ve sosyal çalışmacılarla, pediatri, onkoloji ve nöroloji gibi kliniklerde de uzman doktorlarla birlikte çalışırlar. Uçak kazası ya da bombalama gibi bir felaketin hemen ardından ortaya çıkan şok sürecinde kaza kurbanlarına yardımcı olurlar. Hukuk ve halk sağlığı alanlarında çalışanlarla birlikte takım halinde çalışarak bu tür olayların nedenlerini analiz ederler ve tekrarlanmasını önlemek için yollar bulmaya çalışırlar.

Psikolojide çalışma alanlarının hem sayısı hem de etkinliği gün geçtikçe artmaktadır. ABD’de yapılan bir öngörüye göre psikoloji, 2005 yılına kadar en hızlı gelişen üçüncü alan olacak ve bir kaç 10 yıl içinde de bu gelişme sürecektir. Toplumdaki sorunların çoğunluğunun insan davranışıyla ilişkili olduğu düşünülürse psikolojinin çok fazla sayıda çalışma alanı olduğunu görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Örneğin uyuşturucu kullanımı, kişisel ilişkilerdeki güçlükler, sokakta ve evde şiddet, kendi sağlığımıza ve çevremize zarar veren davranışlarımız gibi bireysel ve toplumsal sorunlar, psikologların ilgilendikleri sorunlar arasındadır. Psikologlar, bilimsel yöntemle bilgi toplama, bilgiyi analiz etme, önleme ve müdahale stratejileri geliştirme gibi yollarla sorunların çözümüne katkıda bulunurlar. Örneğin, psikologlar, yaşlıların sayısının hızla arttığı dünyamızda evleri ve işyerlerini bu grup için daha uygun hale getirmek üzere araştırma ve uygulama yapmaktadırlar.
Elektronik alanında yaşanan devrim, kullanıcı dostu teknoloji ve eğitim gerektirmekte ve psikologlar bu konuda mühendislerle birlikte çalışmaktadırlar. Günümüzde sayıları gittikçe artan çalışan kadınlar işverenden aile gereksinimlerine uygun bir işyeri yapılanması talep etmekte ve psikologlar da gereksinim duyulan değişmeler konusunda işverenlere yardımcı olmaktadırlar. Büyük toplumsal değişimlerin yaşandığı ve farklı kültürleri içeren ülkelerde toplumsal değişimin birey üzerindeki etkilerini ve kültürel farklılıkları anlamada kullanılacak önemli bilgi ve becerileri ortaya koymaktadırlar. Bunların yanı sıra öğrenme ve bellek konularındaki araştırmalarda kaydedilen gelişmeler ile beden ve ruh sağlığının içiçeliği Psikoloji bilimini her zamankinden daha ilginç bir hale getirmektedir. Örneğin, hatırlamanın pasif bir süreç olmadığı, bireylerin belleklerindeki geçmiş bir olaya ait bölük-pörçük bilgileri, kendi yorumlarıyla birleştirip aktif olarak yeniden yapılandırdıkları dolayısıyla da tanık ifadelerine tam olarak güvenmenin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Beden ve ruh sağlığının içiçeliğine en iyi örnek ise, aşırı yarışmacı, sabırsız, telaşlı, aynı anda birden fazla işi yapmaya çalışan ve diğer insanlara karşı olumsuz inanç ve davranış içinde olan “A tipi” kişilik özelliğinin, ani kalp krizlerinin en önemli yordayıcısı olmasıdır.

Psikologların çoğu işlerini severler; çünkü, sağlık ocaklarında doktorlarla birlikte çalışmaktan bilgisayar kullanmaya kadar uzanan geniş bir yelpaze içinde çalışıyor olmak heyecan vericidir. Bunun da ötesinde psikologlar kendilerini bireylerin günlük yaşamlarındaki iniş-çıkışlarla başedebilmelerine yardımcı olmaya adamışlardır.Psikolojiyi öğrenmek ve bilmek pek çok diğer meslek dalları için de önemli bir avantajdır. Örneğin, işverenlerin çoğu psikoloji derslerinin kazandırdığı bilgi toplama , analiz etme, yorumlama, istatistik ve deneysel desen kurma gibi becerilere ilgi duymaktadırlar.

Psikologların uzmanlaşabilecekleri alan sayısı oldukça fazladır ve bu nedenle kendilerini farklı etiketlerle tanımlarlar. Aşağıda size genel bir fikir verebilmek için bazı alanlar tanıtılmıştır. Psikoloji insan ve hayvan davranışını anlamamızı sağlayan hem bir araştırma, hem de insana ait sorunların çözüldüğü bir uygulama alanıdır. Aşağıda tanıtılan alt alanlarda psikologlar, araştırmacı, uygulamacı ya da her iki rolde birden çalışırlar. Psikolojinin en önemli özelliklerinden biri de bilimin uygulama ile birlikte yer alması ve ikisinin birlikte ilerlemesidir.

BAKINIZ
Psikiyatri ve Psikoloji Arasındaki Farklar
Psikiyatri (Ruh Hekimliği) Nedir?

Psikoloji ve Psikiyatri ile ilgili Haberler
Psikoloji ile ilgili Makaleler
Psikoterapi Çeşitleri

Hipnoterapi
Hipnoz ve Hipnoz Yöntemleri
Son düzenleyen Safi; 17 Haziran 2016 05:14