Arama

Siyasal Rejimler

Güncelleme: 5 Ocak 2009 Gösterim: 10.153 Cevap: 0
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
5 Ocak 2009       Mesaj #1
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
GENEL OLARAK SİYASAL REJİMLER

Sponsorlu Bağlantılar

Siyasal rejim, bir devlet yönetiminde egemenliğin kim tarafından ve ne şekilde kullanılacağını belirleyen formel ve informel kural ve kurumları ifade eder.

Siyasal rejimleri genel olarak;
-katılım ağırlıklı (doğrudan demokrasi),
-temsil ağırlıklı (temsili demokrasi),
olmak üzere iki grupta toplamak mümkündür.

Doğrudan demokrasi, halkın yönetimle ilgili kararları kendisinin alması ve bunu yine kendisinin uygulaması demektir. Gerçek yaşamda doğrudan demokrasinin tam anlamıyla uygulanması kolay değildir. Zira, doğrudan demokrasilerde toplumda her bireyin toplumu ilgilendiren kararlara ve yapılan uygulamalara bizzat katılımı sözkonusu olmak olmalıdır. Bunun ise günümüz toplumlarında uygulanma imkanı oldukça güç ve hatta imkansızdır.
Temsili demokrasiler ise halkın kendisini yönetecek temsilcilerini seçmesi ve onlara yönetme yetkisini devretmesi anlamına gelmektedir.
Günümüzde uygulanma imkanı oldukça güç ve hatta imkansız olan doğrudan demokrasiler bir tarafa bırakılırsa temsili demokrasileri; parlamenter rejim, başkanlık rejimi, yarı-başkanlık rejimi ve meclis hükümeti sistemi olmak üzere dört gruba ayırmak mümkündür.


PARLAMENTER REJİM

Temsili demokrasiler içerisinde Parlamenter rejimin temel özelliklerini şu şekilde özetlemek mümkündür:
*Parlamenter rejimde yasama ve yürütme organları hukuken birbirinden bağımsızdır, ancak aralarında bir takım işbirliği ve etkileşim mekanizmaları vardır.
*Bu rejimde yürütme iki-başlıdır. Devlet başkanı, yürütmenin sorumsuz başını oluşturur. Yürütmenin sorumlu organının başında ise başbakan bulunur. Başbakanın parlamenter olması şartı bulunmaktadır; buna karşın bakanların parlamenter olması şartı aranmamaktadır.
*Devlet başkanının siyasal açıdan sorumluluğu bulunmamaktadır.
*Bakanlar kurulunun parlamentoya karşı sorumluluğu bulunmaktadır
*Devlet başkanı hükümet etmez.
*Devlet başkanının uzlaştırıcı ve uyarıcı bir rolü bulunmaktadır.
*Yürütmenin diğer başını oluşturan Bakanlar Kurulu, yasama organına karşı sorumludur.
*Parlamenter sistemlerde çoğunluk ilkesi genel olarak esastır. Mecliste çoğunluğu sağlayan parti hükümet eder ve bu partinin başkanı başbakan olur.
*Hükümet yasama organına karşı sorumludur.
*Parlamenter sistem tek meclisli ya da iki meclisli olabilir.
*Parlamenter sistemde yasama ve yürütme arasındaki ilişki, işbirliği ve karşılıklı etkileme mekanizmasına dayanır.
*Yasama, yürütmeyi çeşitli yollarla denetler ve gözetim altında bulundurur. Meclise güvensizlik oyu vererek hükümeti düşürebilir. Meclis güvensizlik oyu vererek hükümeti düşürebilir. Buna karşılık, yürütme de meclisi feshetme olanağına sahip bulunmaktadır. Fesih yetkisi, parlamenter sistemde, istikrarın sağlanmasında önemli yeri olan bir kurumdur.

Yukarıda özetlediğimiz özelliklere sahip parlamenter rejim halen çeşitli ülkelerde uygulama olanağı bulmaktadır. Parlamenter rejimin doğduğu ve halen uygulandığı tipik örnek İngiltere’dir. İngiltere’deki parlamenter rejime “westminster modeli” adı da verilmektedir.

İngiltere’de uygulanan bu modelde yasama erki halkın temsilcilerinin oluşturduğu yasama organında vücut bulur. Bu erk başka hiçbir kurum tarafından paylaşılamaz. Üstelik, serbest ve hakça seçimlerle temsilcilikleri tescil olunmuş bulunan milletvekilleri halk adına siyasal karar alma yetkisine meşru olarak sahip olan tek heyettir. Çünkü, egemen olan iradeyi temsil yetkisi meşru olarak tescil edilmiş olanlar onlardır. Halk (seçmenler) bu gücü onlara seçildikleri yasal süre boyunca kullanmak üzere devir ve teslim ettiğini seçim işlemiyle tescil etmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla, halkın (seçmenin) temsilcisi konumunda bulunan parlamento (uygulamada alt-meclis konumundaki Avam Kamarası üyeleri) her türlü konuda meţru otoriteye dayalı karar alma yetkisine sahiptirler. Onlar, ancak seçim döneminde halka siyasal kararları dolayısıyla hesap verirler. Halk (seçmen) bunları onaylamıyorsa, onlara oy vermemek suretiyle tercihini belirtir. Bu kararların kaldırılması veya yerine yeni kararların alınması bir dönem sonra seçilecek olan temsilcilerin görevidir. Bu uygulamada halkın siyasal sistemin yönetimine doğrudan doğruya bir etkisi yoktur; halk kararları ancak dolaylı olarak etkiler.
İngiltere’deki parlamenter rejim uygulamasında dikkati çeken başlıca özellikleri de sıralamakta yarar bulunmaktadır:

*Yasama organı iki meclisli olup alt meclis siyasal egemenliğin kullanıcısı durumundadır.
*Parti hükümeti esastır; ve yürütme gücünü kullanan başbakan ve bakanlar kurulu, aynı zamanda yasamayla kaynaşmıştır ve onu etkisi altında tutar.
*Bu rejim iki partili bir parti sistemine dayalı olarak çalışır.
*Sağ-sol ayırımı sosyal sınıf esasına dayalı tek bir boyuttan ibaret bir yalınlık içerir.
*Seçim sistemi dar bölge ve çoğunluk esasına göre düzenlenmiştir.
*Merkezi ve üniter bir yönetim sistemi egemendir. Yazılı olmayan, hatta bazı düşünürlere göre mevcut olmayan, bir anayasaya göre, tamamen yasama egemenliğine ve münhasıran temsili olan bir demokrasi anlayışına göre yönetim Westminster sisteminin esaslarını içerir.


BAŞKANLIK REJİMİ

Başkanlık rejimi parlamenter sistemden ayırt edici özelliklere sahiptir. Başkanlık rejiminin başlıca özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

*Başkanlık rejimi, katı bir kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalıdır. Yasama ve yürütme kuvvetleri birbirinden kesin çizgilerle ayrılmıştır. Yürütme, halkın seçtiği Başkan, yasama ise Kongre tarafından yerine getirilir.
*Başkan, yürütme görevini tek başında elinde tutar. Başkan, hem devlet başkanı, hem hükümet başkanı görevini yürütür.
*Başkanlık rejiminde, parlamenter rejimdekinin aksine yürütmenin yasamayı dağıtması, yasamanın da yürütmeyi düşürmesi olanağı yoktur.
*Yasama ve yürütme arasındaki ilişkilerde kopukluğu gidermek üzere, bir “denetim ve denge sistemi” geliştirilmiştir. Yürütmenin bazı işlemleri, örneğin üst düzey yöneticilerinin atanması Senato’nun onayını gerektirir. Buna karşılık, Başkanın da yasamadan geçen yasaları veto etme yetkisi bulunmaktadır.
Başkanlık rejiminin doğduğu ve halen uygulandığı ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri gelmektedir. Başkanlık rejimi yasama, yürütme ve yargı organlarının tamamen birbirlerinden bağımsız ve eşit siyasal erke sahip oldukları bir düzenlemedir. Westminster modelindeki yasama-yürütme içiçeliği ve kuramsal olarak yasamanın, uygulamadaysa yürütmenin üstünlüğü, yerine yasama ile yürütmeden hiçbirinin bir diğerine üstün gelememesi dolayısıyla bir denge ve denetim sağlanmak suretiyle her türlü iktidar birikimi ve dikta tehlikesinin engellenmesi esasına göre oluşturulmuştur. Yasama organı içindeyse ayrıca bir denge güdülmüş, Temsilciler Meclisi nüfus büyüklüğü eşit olan tek sandalyeli (dar) bölgelerden seçilir ve nüfusu daha fazla olan eyaletlere daha fazla temsil olanağı sağlarken, Senato her eyaletten iki senatör seçmek suretiyle eyaletlerin eşit temsilini sağlamaktadır.



YARI BAŞKANLIK REJİMİ


Siyasal rejimlerden bir diğeri de yarı-başkanlık sistemidir. Bu siyasal sistemin temel özellikleri şu şekilde özetlenebilir:
*Devlet başkanının sabit bir dönem için genel oyla seçilir.
*Devlet başkanı yürütme yetkisini bir başbakanla paylaşır. (ikili otorite yapısı)
*Başkan parlamentodan bağımsız olmakla beraber, yalnız başına veya doğrudan doğruya hükümet etmeye yetkili değildir. Başbakan veya kabinesi parlamentoya bağımlı olup Başkandan bağımsızdırlar. (güven oyuna tabidirler ve parlamento çoğunluğunun desteğine ihtiyaç duyarlar)
*İkili otorite yapısı, her birimin bağımsızlık potansiyeli devam etmek kaydıyla, farklı dengelere ve yürütme içinde güç ağırlıklarının kaymasına izin verir.

Yarı-başkanlık rejimi Westminster modelinin bir türevi olarak tasarlanan, ancak oydaşmacı rejim tasarımının özelliklerinden de yer yer yararlanan bir yapısal görüntüdedir. Dünyada en fazla tanınan yarı-başkanlık modeli 1958 Fransız Anayasası ile Beşinci Cumhuriyet uygulamalarına konu olan Fransız rejimidir. Özellikle 1962 değişikliğinden sonraki Fransız Anayasası halk tarafından yedi yıllığına seçilen bir başkan, halk oyuyla seçilen bir Millet Meclisi ve Senato’dan ibaret çift meclisli bir yasama organı, başkanın atadığı ve yasama organına karşı güvenoyu ile sorumlu, fakat başkan tarafından azledilebilen bir başbakan ve bakanlar kurulu ve bağımsız yargıyı öngörmektedir. İki turlu çoğunluk ve dar bölge esasına göre yapılan seçimlerle nisbi temsil korunurken, başkanlık kurumunun olağanüstü yetkilerle donatıldığı görülmektedir. Fransız yarı-başkanlık rejiminde en kritik kurum meclisi feshetmek, erken seçime gitmek, halkoyuna (referandum) başvurmak, savunma ve güvenlik politikalarıyla dış politikayı yönetmek yetkileriyle donatılmış olan Başkanlık kurumudur Böylece yürütme ikiye ayrılmış, bir Başkan ile bir Başbakan ve Bakanlar Kurulu, Başkan’ın yönetiminde çalışarak hükümet etmek durumuna getirilmiştir.


MECLİS HÜKÜMETİ REJİMİ

Parlamenter rejim ve başkanlık rejimi dışında bir de “meclis hükümeti rejimi” adı verilen hükümet sistemi bulunmaktadır. Bu rejimin de kendine has özellikleri bulunmaktadır:
*Meclis hükümeti sistemi, meclisin üstünlüğü ilkesine dayanır; yasama ve yürütme yetkisi Mecliste toplanmıştır.
*Yürütme görevini üstlenen kurul, Meclis tarafından seçilir; meclisin emirleri doğrultusunda, Meclis adına bu görevi yerine getirir.
*Yürütme görevini üstlenen kurul üyeleri, bakanlıklar dikkate alınarak tek tek meclis tarafından seçilir. Ayrıca bir Başbakan yoktur. Her bakan meclise karşı yalnız kendi etkinliklerinden sorumludur. Ortak sorumluluk sözkonusu değildir.
*Yürütmenin yasama üzerinde Meclisi dağıtma gibi herhangi bir yetkisi yoktur.Meclisle yürütme arasında görüş aykırılığı olduğunda, yürütme, Meclisin aldığı karar doğrultusunda görevine devam eder.
*Devlet başkanının görevi, Meclis tarafından seçilen bir kişi tarafından, yine meclis adına yerine getirilir. Devlet başkanının görevleri daha çok sembolik görevlerdir.

Siyasal rejim tasarımlarından yukarıda “meclis hükümeti sistemi” olarak adlandırılan modelin uygulandığı ülkelerin başında İsviçre gelmektedir. Yukarıda da ifade edildiği üzere bu rejimin belirgin özelliği yasama ve yürütme yetkisinin Mecliste toplanmasıdır. Yani bu sistemde kuvvetler birliği ilkesi geçerlidir.


EN İYİ SİYASAL REJİM HANGİSİDİR?

Siyasal rejim türlerinden hangisi daha ideal bir sistemdir? Bu sorunun cevabını vermek sanıldığı kadar basit değildir.
En iyi siyasal rejimin hangisi olduğu konusu gerek siyaset bilimcileri arasında, gerekse uygulamada üzerinde uzlaşılmış bir konu değildir. Bazı yazarlar başkanlık veya yarı-başkanlık sisteminin yahut parlamenter rejim içinde kalınarak cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yönteminin uygulanmasını önermektedirler. Bazı yazarlar ise parlamenter rejimden ayrılmamak gerektiği konusunda ısrar etmektedirler. Ayrıca bazı yazarlar da parlamenter sistem içinde kalınmasını, ancak parlamenter sistemi etkinleştirici öneriler (iki-turlu dar bölge çoğunluk sistemi veya aday belirlemede parti merkez yönetiminin mutlak yetkisini azaltan, katılımı artıran düzenlemeler, kuvvetler ayrılığı ile fren ve denge mekanizmalarının varlığı, şeffaflık ve hesap verilebilirlik gibi.) üzerinde durmaktadırlar.
Siyasal rejimler-arası karşılaştırmalar yapmak için öncelikle siyasal sistemlerin temel özelliklerini bilmek gereklidir. Daha sonra siyasal rejimler arasında hangi açılardan karşılaştırma yapılacağına dair kriterlerin tespit edilmesi gereklidir. Önemle belirtelim ki, siyasal rejimlerden herhangi birisinin bir diğerine göre mutlak üstünlüğünden sözetmek mümkün değildir. Uygulamaya bakıldığında her siyasal rejimin oldukça iyi işlediği bir ülke örneği bulmak mümkündür. Bu bakımdan, bir siyasal rejimin diğerinden daha iyi olduğunu ifade etmek mümkün değildir.
Siyasal Rejimlerden Birinin Diğerine Mutlak Üstünlüğünden Sözetmek Mümkün müdür?
Devletin etkin bir hale getirilmesi için siyasal sistem pekala önem taşımakla birlikte demokratik hükümet sistemleri arasında mutlak üstünlüğü olan bir rejim sözkonusu değildir. Bu nedenle hükümet sistemleri arasında bir tercih yapmak sanıldığı kadar kolay değildir. Siyaset bilimcileri arasında ideal rejim tasarımı konusunda bir görüş birliğinden sözetmek olanağı da bulunmamaktadır. Yukarıda özetlediğimiz hükümet sistemleri bazı ülkelerde başarılı bir şekilde uygulanmakta iken diğer bazı ülkelerde sözkonusu sistemin uygulanmasında ciddi sorunlar görülebilmektedir. Bu açıklamaların ardından sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; devletin etkinleştirilmesi açısından farklı bir siyasal rejime geçiş yapılabilmesi pekala mümkündür. Örneğin, parlamenter rejimin uygulandığı bir ülkede başkanlık sistemine geçilerek başarılı sonuçlar elde etmek mümkün olabileceği gibi, mevcut sistem içinde kalarak, fakat demokratikleşme yönünde ciddi reformlar yaparak da sistemi etkin hale getirmek pekala mümkündür
.





Quo vadis?

Benzer Konular

23 Eylül 2014 / ziyaretci Soru-Cevap
4 Aralık 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
2 Temmuz 2012 / ThinkerBeLL Siyasal Bilimler
4 Aralık 2009 / ThinkerBeLL Siyasal Bilimler
3 Kasım 2015 / Safi X-Sözlük