Ziyaretçi
ÇOCUK VE GENÇTE MADDE KULLANIMINI DÜSÜNDÜREN BELIRTILER
Ergenlik dönemi, puberte ile basladigi, gencin kendi ekonomik bagimsizliginin kazandigi yaslara kadar sürdügü kabul edilen bir gelisim dönemidir. Biyolojik, psikolojik ve ruhsal olarak hizli degisimlerin yasandigi bu cag; kendine özgü bazi özellikler tasimaktadir. 10' lu yaslarin basindan, 20'li yaslarin basi ya da ortasina kadar uzayabilen bu dönemde; bir çocugu yetiskin hale gelmesi söz konusudur.
Her çocuk ve gencin kendine özgü biçimde yasadigi bu dönemde, bireysel ruhsal bagimsizligin kazanilmasi, uygun ve tutarli akran iliskilerinin kurulabilmesi, kimlik duygusunun sekillenmesi, gelecege yönelik planlarin olusturulmasi, karsi cinse iliskin tutum ve davranislarin tutarli hale gelmesi, is ve meslek yolunun çizilmesi, aile ve toplum deger yargilarinin harmanlanip kisinin kendine özgü bir degerler sistemi olusturulmasi, ekonomik bagimsizlin saglanmasi, davranislarinin sorumlulugunu üstlenir hale gelebilmesi gibi bir çok görev beklenmektedir.
Ergenlik döneminin uzun zaman sürmesi yanisira, ergenden beklenen görevlerin çesitliligi ve zorlugu; bu dönemde ergenlerin bazi sorunlar yasamasina yol açabilir. Bu dönemin kendine özgü ruhsal ve davranissal özellikleri, duygusal çalkantilari, uyum güçlükler, kimlik sorunlari, bocalamalari,otoriteyle çatismalari çogu kez büyük sarsintilara neden olmaksizin çözülür. Ancak bazi ergenler için, bu özellikler, ciddi ve agir biçimde sorun yasanmasina neden olabilir. Madde kullanimi da bu ciddi sorunlar arasinda sayilmaktadir.
Ergenlik döneminin olagan gelisimsel çalkantilar arasinda; derslerdeki basarisinda dalgalanmalar, aileyle çatisma ve aile yasamindan uzaklasma istegi, ruhsal yönden duygusal ve davranissal sorunlar gösterme, ilgi ve isteklerinde kararsizlik ve degiskenlik, okul ya da meslek egitimine iliskin sorun ve bocalamalar yerini degistirme gibi önemli kararlar söz konusu olabilir.
Çocuk ve gençlerde, madde bagimliliginin baslangicini gösteren kesin bir isaret yoktur. Ergenligin olagan duygusal sorunlari ya da baska ruhsal bozukluklarin da benzer belirtilere yol açabilecegi akilda tutulmali; ancak, ergende madde kullanimi kuskusunu akla getirebilecek bazi ciddi davranis degisiklikleri gözden kaçirilmamalidir.

Çocugunuzun madde kullanip kullanmadigini anlamanin bir çok yolu olabilir. Bunlar arasinda en kesin sonucu idrar testi verir. Ama bu yönteme basvurmadan önce bazi isaretlere dikkat edebilirsiniz.
Madde kullanan çocuklar aile iliskilerini azaltir ve evde daha az vakit geçirirler.
1. Derslerdeki basari orani tamamen ve her derste birden düsmesi,
2. Hiç tanimadiginiz yeni arkadaslar edinmeye baslarlar.
3. Arkadaslarina tamamen sirt çevirme,
4. Çevreyle iliskilerden kaçinma,
5. Tamamen içine kapanma,
6. Hiçbir seye ilgi duymama ve her seyden uzak kalma,
7. Zaman zaman asiri nese ile öfke/saldirganlik arasinda gidip dalgalanmalar,
8. Evde odasina kapanma,
9. Kendi bakim ve temizligine dikkat etmez hale gelme,
10. Her zamankinden daha fazla para harcamaya baslarlar.
11. Okulu ya da is egitimini tamamen birakma,
12. Kendi gelecegi için hiçbir yol görmeme,
13. Gelecege dönük hiçbir adim atmak istememe,
14. Ellerde titreme,
15. Asiri derecede terlemek,
16. Hafif uykulu ve yorgun gözükebilirler
17. Yeme aliskanliklari bozulur, kilo kaybedebilirler.
MADDE BAGIMLILIGI TEHLIKESINE KARSI
ANNE VE BABALARA ÖNERILER
Anne ve babalar için
Madde bagimliligi ile ilgili önemli bir husus; Çocuklari ve gençleri bagimsiz olarak yetistirme, onlari madde bagimliligindan uzak tutabilecek en nemli bir etkendir.
Nitekim maddeler ancak kullanildiginda bagimlilik yaratirlar. Kisinin madde kullanmasi için ise buna önceden istekli olmasi gerekir. Yani kendinde sorumluluk duygusu gelismemis kisilerde maddeye alisma tehlikesi çok daha fazladir.
Anne-babalar neler yapabilirler.
Çocuklarimiz bizi kendilerine örnek alirlar ve taklit ederler.
Çocuk egitiminin önemli bir kismini, çocuklarimizin her gün örebilecekleri tutum ve davranislarimiz teskil etmektedir. Bu, maddeler konusunda da aynidir. Çocuklar burada da bizden gördüklerini uygulayacaklardir.
Örnegin:
Alkole olan iliskimiz nasil?
· Alkolü bazen ve güncel yasami biraz renklendirsin diye mi içiyoruz?
· Yoksa bazi problemleri unutabilmek için mi?
· Yoksa artik alistigimiz ve alkolsüz yapamadigimiz için mi?
Sigaraya olan iliskimiz nasil?
· Çocuklarimiza sigara içtigimizi ve sigarasiz yapamadigimizi daima göstermekteyiz.
· Veya sigarayi birakmak istedigimizi fakat birakamadigimizi tekrarlayip durmakta miyiz?Bilhassa annelerin sigara aliskanligindan çocuklar etkilenmektedir.
Ilaçlara olan iliskimiz nasil?
· Büyük küçük her agri ve sizida hemen ilaç aliyor muyuz?
· Veya kendimizi daha iyi hissedebilmek için sik sik ilaç mi aliyoruz?
· Yoksa ilaçlari, bizi bunaltan olaylarin tesirini azaltmak için mi aliyoruz?
Çocuklarimiz bizim davranislarimizi görüp ögrenirler, onlar bizler gibi sorunlarin çözümünde, bizim davranislarimizi kopya ederler.
Çocuklar ayni zamanda anne_babalarin birbirlerine olan tutum ve davranislarini da kendilerine örnek alirlar.
Birlikte yasamak bazen mutluluk içinde, bazen de tatsizlik içinde olmaktadir. Önemli olan anlasmazliklarda bizim nasil davrandigimizdir.
Örnegin:
Anlasmazliklarda oturup konusabiliyor muyuz?
Her iki tarafinda kabullenebilecegi bir çözüm yolu bulabiliyor muyuz?
Yoksa taraflardan birisi buna evet demek zorunda mi kaliyor?
Yahut ta sorunlar yokmus gibi davranip harmoni içinde yasiyormusuz gibi görünmeye mi çalisiyoruz?
Veya çareyi çocuklara sarilmakta mi ariyoruz?
Çocuklarin egitiminde her iki tarafta ayni seyi mi istiyor?
Yoksa çocuklarimiz sorunlara farkli yaklastigimizin farkindalar mi?
Baba çok sert, anne ise sonunda her seyi bagislayan yumusak birisi mi?
Çocuklarimiza, sorumluluk duygusunu verebilmek onlari madde bagimliligindan uzak tutabilecek en önemli unsurdur.
Bu duyguyu verebilecek bir egitim nasil olmali?
Sinirlar ve serbestlik.
Çocuklarin kendilerine güvenebilmeleri, kisilik sahibi olabilmeleri için yalniz baslarina, anne-babasiz hareket edebilecekleri alanlara ihtiyaçlari vardir. Burada anne-babalara düsen görev, çocuklarina bu serbest alanda yol göstermek ve serbestligin sinirlarini da açik olarak belirlemektir. Eger anne-babalar, çocuklari için her seyi yapiyorlarsa , sadece onlari simartmakla kalmazlar, ayni zamanda onlari bagimli, pisirik ve beceriksiz kisiler olarak yetistirmis olurlar.
Bu nedenle:
Çocuklarin belirli konularda, yaslarina uygun olarak ve kendi baslarina serbest hareket edebilmeleri, onlarin kendi davranislarini kontrol edebilmeleri için çok önemlidir.
Anne-babalar çocuklarini madde bagimliligindan korumak için neler yapabilirler.
Örnekler:
Çocuk,
Kendi basina bir karar verirse, kendisi belirli bir rizikoya girecektir. B u riziko ona agir gelebilir ama eger sonuç olumlu olursa, çocuk verdigi kararin dogru oldugunu ögrenecektir. Sonuç olumsuz olursa bu tecrübe ona her zaman için yararli olacak ve özellikle onun sorumluluk duygusunu arttiracaktir.
Anne-babalar:
Çocugun yasina göre bazi kararlari kendisinin vermesine ve ona zarar vermeyecek rizikolara girmesine göz yumarlarsa ve yine, yerine göre rizikonun olumsuz sonuçlarini çocugun kendisinin üstlenmesini isterlerse, bu durum çocuk tarafindan anne-babanin ona güveni olarak yorumlanacak ve çocugun kendi kendine güvenini arttiracaktir.
Bagimsizlik ve sahsi sorumluluk ancak uzun sürede, küçük adimlarla ve alistirmalarla verilebilir.
Her yastaki çocuk için belirli sinirlar kaçinilmazdir.
Bu sinirlari belirlerken, aile, okul, meslek egitimi, maddi durum, ev durumu gibi aileden aileye degisen etkenlerin göz önünde tutulmasi gerekir.
Çok genis sinirlar,
Çocuklarin gerçek yasami tam anlamiyla kavrayamamalarina ve nerede, ne zaman, nasil davranilmasi gerektigini kestirememelerine sebep olacaktir.
Gereksiz sinirlamalar ve yasaklar:
Çocuklarin yasamda gerekli olan bazi konularda beceriksiz kalmalarina, karamsarlik ve daime süphe içinde bulunmalarina ve dolayisiyla yeni problemlere yol açacaktir.
Kesin olarak belirlenmeyen sinir ve sorumluluklar:
Özellikle anne-babanin bugün böyle, yarin söyle davranmasi veya birinin böyle ötekinin baska türlü tutumu,çocugu dogal olarak sasirtacaktir. Yine bazen sert davranmak ve çok dar sinirlamalar koymak, bazen de sinirlamalari kaldirip onu tamamen serbest birakmak, çocugun ileride kendi kendine karar verebilmesini engelleyecek ve onu saskin bir duruma sokacaktir.
AILE IÇI EGITIM
Esler arasindaki iliskilerin her zaman çok pürüzsüz olmasi beklenemez. Zaman zaman sürtüsme, anlasmazlik ve tartismalar da olmasi dogaldir. Önemli olan, anlasmazliklar karsisinda, eslerin olaya yaklasimlari, birbirlerine karsi davranislari ve çözüme ulasmada izlenen yollarin nasil oldugudur.
Anlasmazliklarda eslerin karsilikli oturup konusabilmesi, her iki tarafin da kabullenebilecegi bir çözüm yolu bulabilme becerisi önem tasimaktadir. Hiç sorun yokmus casina olaylari görmezden gelip sahte bir uyum içinde yasiyor olmak, hep birinin boyun egmek zorunda sagliksiz bir iliski biçimini sürdürmek, sorunlarin çözümünde çocuklara sarilmak ya da çatismayi onlarin üzerine yansitmak sagliksiz iletisim modelleridir.
Çocuklarin egitiminde eslerin beklentileri, istekleri, rolleri, sorumluluklari, yönlendirmeleri, egitime yaklasim biçimleri kuskusuz birbiriyle tümüyle ayni paralelde olmayabilir. Ancak, temel konulardaki egitim anlayisinda, tutarli ve uyumlu bir birlikteligin saglanmasi çocuklar adina önem tasimaktadir
ÇOCUK VE GENCE ÖRNEK OLMA
Çocuklarin hergün karsi karsiya kaldiklari anne baba tutum, davranis ve iliski biçimlerinin; onlarin egitiminde çok önemli bir rol oynadigi bilinmektedir. Aile iliskileri, çocuklar için, davranis biçimleri ve insan iliskilerinin ögrenildigi bir sahne olusturmaktadir. Madde kullanim konusunda da, benzer mekanizma islenmekte olup; çocuklar, anne babanin maddeler konusundaki tutum ve davranislarini gözlemlemekte ve benzer seyleri uygulamaktadir.
Toplumda, anne baba basta olmak üzere, ögretmenler ve diger etkili yetiskinlerin madde kullanimi konusundaki tutum ve davranislari; çocuk ve gençler için çogu kez kavram karmasasi yaratmaktadir. Çocuk ve gençler, zararli etkisi kesin olarak kanitlanmis olan sigara ve alkol gibi maddelerin, neden eriskinler tarafindan kullanildiklarini tam olarak kavrayamamakta; kendilerinin de bu ve buna benzer maddeleri kullanabilecegi düsüncesi olusmaktadir. Anne babalar, her ne kadar, çocuk ve gençleri bagimlilik yapan maddeler konusunda uyarsa da; kendi sergiledikleri davranis modelleri, mantikli uyarilarindan çok daha etkin olmaktadir.
Bu nedenle, anne babalarin, kendilerinin kullanimi konusundaki tutum ve davranislarinin nasil oldugunu irdelemeleri gerekir. Örnegin alkol, sigara, ilaç kullanimi konularinda bu maddeleri kullanma nedenleri, sikliklari, bu maddelere gereksinimleri, kullanip-birakma paternleri, bu alandaki güçlülük ve zayifliklari gibi özelliklerin hepsi önem tasimaktadir.
Çocuklar, anne babanin davranislarini görerek ögrenir, anne-babanin birbirlerine olan tutum ve davranislarini da kendilerine örnek alir, sorunlarin çözümünde anne babanin davranislarini kopya ederler.
Sponsorlu Bağlantılar
Her çocuk ve gencin kendine özgü biçimde yasadigi bu dönemde, bireysel ruhsal bagimsizligin kazanilmasi, uygun ve tutarli akran iliskilerinin kurulabilmesi, kimlik duygusunun sekillenmesi, gelecege yönelik planlarin olusturulmasi, karsi cinse iliskin tutum ve davranislarin tutarli hale gelmesi, is ve meslek yolunun çizilmesi, aile ve toplum deger yargilarinin harmanlanip kisinin kendine özgü bir degerler sistemi olusturulmasi, ekonomik bagimsizlin saglanmasi, davranislarinin sorumlulugunu üstlenir hale gelebilmesi gibi bir çok görev beklenmektedir.
Ergenlik döneminin uzun zaman sürmesi yanisira, ergenden beklenen görevlerin çesitliligi ve zorlugu; bu dönemde ergenlerin bazi sorunlar yasamasina yol açabilir. Bu dönemin kendine özgü ruhsal ve davranissal özellikleri, duygusal çalkantilari, uyum güçlükler, kimlik sorunlari, bocalamalari,otoriteyle çatismalari çogu kez büyük sarsintilara neden olmaksizin çözülür. Ancak bazi ergenler için, bu özellikler, ciddi ve agir biçimde sorun yasanmasina neden olabilir. Madde kullanimi da bu ciddi sorunlar arasinda sayilmaktadir.
Ergenlik döneminin olagan gelisimsel çalkantilar arasinda; derslerdeki basarisinda dalgalanmalar, aileyle çatisma ve aile yasamindan uzaklasma istegi, ruhsal yönden duygusal ve davranissal sorunlar gösterme, ilgi ve isteklerinde kararsizlik ve degiskenlik, okul ya da meslek egitimine iliskin sorun ve bocalamalar yerini degistirme gibi önemli kararlar söz konusu olabilir.
Çocuk ve gençlerde, madde bagimliliginin baslangicini gösteren kesin bir isaret yoktur. Ergenligin olagan duygusal sorunlari ya da baska ruhsal bozukluklarin da benzer belirtilere yol açabilecegi akilda tutulmali; ancak, ergende madde kullanimi kuskusunu akla getirebilecek bazi ciddi davranis degisiklikleri gözden kaçirilmamalidir.

Çocugunuzun madde kullanip kullanmadigini anlamanin bir çok yolu olabilir. Bunlar arasinda en kesin sonucu idrar testi verir. Ama bu yönteme basvurmadan önce bazi isaretlere dikkat edebilirsiniz.
Madde kullanan çocuklar aile iliskilerini azaltir ve evde daha az vakit geçirirler.
1. Derslerdeki basari orani tamamen ve her derste birden düsmesi,
2. Hiç tanimadiginiz yeni arkadaslar edinmeye baslarlar.
3. Arkadaslarina tamamen sirt çevirme,
4. Çevreyle iliskilerden kaçinma,
5. Tamamen içine kapanma,
6. Hiçbir seye ilgi duymama ve her seyden uzak kalma,
7. Zaman zaman asiri nese ile öfke/saldirganlik arasinda gidip dalgalanmalar,
8. Evde odasina kapanma,
9. Kendi bakim ve temizligine dikkat etmez hale gelme,
10. Her zamankinden daha fazla para harcamaya baslarlar.
11. Okulu ya da is egitimini tamamen birakma,
12. Kendi gelecegi için hiçbir yol görmeme,
13. Gelecege dönük hiçbir adim atmak istememe,
14. Ellerde titreme,
15. Asiri derecede terlemek,
16. Hafif uykulu ve yorgun gözükebilirler
17. Yeme aliskanliklari bozulur, kilo kaybedebilirler.
MADDE BAGIMLILIGI TEHLIKESINE KARSI
ANNE VE BABALARA ÖNERILER
Anne ve babalar için
Madde bagimliligi ile ilgili önemli bir husus; Çocuklari ve gençleri bagimsiz olarak yetistirme, onlari madde bagimliligindan uzak tutabilecek en nemli bir etkendir.
Nitekim maddeler ancak kullanildiginda bagimlilik yaratirlar. Kisinin madde kullanmasi için ise buna önceden istekli olmasi gerekir. Yani kendinde sorumluluk duygusu gelismemis kisilerde maddeye alisma tehlikesi çok daha fazladir.
Anne-babalar neler yapabilirler.
Çocuklarimiz bizi kendilerine örnek alirlar ve taklit ederler.
Çocuk egitiminin önemli bir kismini, çocuklarimizin her gün örebilecekleri tutum ve davranislarimiz teskil etmektedir. Bu, maddeler konusunda da aynidir. Çocuklar burada da bizden gördüklerini uygulayacaklardir.
Örnegin:
Alkole olan iliskimiz nasil?
· Alkolü bazen ve güncel yasami biraz renklendirsin diye mi içiyoruz?
· Yoksa bazi problemleri unutabilmek için mi?
· Yoksa artik alistigimiz ve alkolsüz yapamadigimiz için mi?
Sigaraya olan iliskimiz nasil?
· Çocuklarimiza sigara içtigimizi ve sigarasiz yapamadigimizi daima göstermekteyiz.
· Veya sigarayi birakmak istedigimizi fakat birakamadigimizi tekrarlayip durmakta miyiz?Bilhassa annelerin sigara aliskanligindan çocuklar etkilenmektedir.
Ilaçlara olan iliskimiz nasil?
· Büyük küçük her agri ve sizida hemen ilaç aliyor muyuz?
· Veya kendimizi daha iyi hissedebilmek için sik sik ilaç mi aliyoruz?
· Yoksa ilaçlari, bizi bunaltan olaylarin tesirini azaltmak için mi aliyoruz?
Çocuklarimiz bizim davranislarimizi görüp ögrenirler, onlar bizler gibi sorunlarin çözümünde, bizim davranislarimizi kopya ederler.
Çocuklar ayni zamanda anne_babalarin birbirlerine olan tutum ve davranislarini da kendilerine örnek alirlar.
Birlikte yasamak bazen mutluluk içinde, bazen de tatsizlik içinde olmaktadir. Önemli olan anlasmazliklarda bizim nasil davrandigimizdir.
Örnegin:
Anlasmazliklarda oturup konusabiliyor muyuz?
Her iki tarafinda kabullenebilecegi bir çözüm yolu bulabiliyor muyuz?
Yoksa taraflardan birisi buna evet demek zorunda mi kaliyor?
Yahut ta sorunlar yokmus gibi davranip harmoni içinde yasiyormusuz gibi görünmeye mi çalisiyoruz?
Veya çareyi çocuklara sarilmakta mi ariyoruz?
Çocuklarin egitiminde her iki tarafta ayni seyi mi istiyor?
Yoksa çocuklarimiz sorunlara farkli yaklastigimizin farkindalar mi?
Baba çok sert, anne ise sonunda her seyi bagislayan yumusak birisi mi?
Çocuklarimiza, sorumluluk duygusunu verebilmek onlari madde bagimliligindan uzak tutabilecek en önemli unsurdur.
Bu duyguyu verebilecek bir egitim nasil olmali?
Sinirlar ve serbestlik.
Çocuklarin kendilerine güvenebilmeleri, kisilik sahibi olabilmeleri için yalniz baslarina, anne-babasiz hareket edebilecekleri alanlara ihtiyaçlari vardir. Burada anne-babalara düsen görev, çocuklarina bu serbest alanda yol göstermek ve serbestligin sinirlarini da açik olarak belirlemektir. Eger anne-babalar, çocuklari için her seyi yapiyorlarsa , sadece onlari simartmakla kalmazlar, ayni zamanda onlari bagimli, pisirik ve beceriksiz kisiler olarak yetistirmis olurlar.
Bu nedenle:
Çocuklarin belirli konularda, yaslarina uygun olarak ve kendi baslarina serbest hareket edebilmeleri, onlarin kendi davranislarini kontrol edebilmeleri için çok önemlidir.
Anne-babalar çocuklarini madde bagimliligindan korumak için neler yapabilirler.
Örnekler:
Çocuk,
Kendi basina bir karar verirse, kendisi belirli bir rizikoya girecektir. B u riziko ona agir gelebilir ama eger sonuç olumlu olursa, çocuk verdigi kararin dogru oldugunu ögrenecektir. Sonuç olumsuz olursa bu tecrübe ona her zaman için yararli olacak ve özellikle onun sorumluluk duygusunu arttiracaktir.
Anne-babalar:
Çocugun yasina göre bazi kararlari kendisinin vermesine ve ona zarar vermeyecek rizikolara girmesine göz yumarlarsa ve yine, yerine göre rizikonun olumsuz sonuçlarini çocugun kendisinin üstlenmesini isterlerse, bu durum çocuk tarafindan anne-babanin ona güveni olarak yorumlanacak ve çocugun kendi kendine güvenini arttiracaktir.
Bagimsizlik ve sahsi sorumluluk ancak uzun sürede, küçük adimlarla ve alistirmalarla verilebilir.
Her yastaki çocuk için belirli sinirlar kaçinilmazdir.
Bu sinirlari belirlerken, aile, okul, meslek egitimi, maddi durum, ev durumu gibi aileden aileye degisen etkenlerin göz önünde tutulmasi gerekir.
Çok genis sinirlar,
Çocuklarin gerçek yasami tam anlamiyla kavrayamamalarina ve nerede, ne zaman, nasil davranilmasi gerektigini kestirememelerine sebep olacaktir.
Gereksiz sinirlamalar ve yasaklar:
Çocuklarin yasamda gerekli olan bazi konularda beceriksiz kalmalarina, karamsarlik ve daime süphe içinde bulunmalarina ve dolayisiyla yeni problemlere yol açacaktir.
Kesin olarak belirlenmeyen sinir ve sorumluluklar:
Özellikle anne-babanin bugün böyle, yarin söyle davranmasi veya birinin böyle ötekinin baska türlü tutumu,çocugu dogal olarak sasirtacaktir. Yine bazen sert davranmak ve çok dar sinirlamalar koymak, bazen de sinirlamalari kaldirip onu tamamen serbest birakmak, çocugun ileride kendi kendine karar verebilmesini engelleyecek ve onu saskin bir duruma sokacaktir.
AILE IÇI EGITIM
Esler arasindaki iliskilerin her zaman çok pürüzsüz olmasi beklenemez. Zaman zaman sürtüsme, anlasmazlik ve tartismalar da olmasi dogaldir. Önemli olan, anlasmazliklar karsisinda, eslerin olaya yaklasimlari, birbirlerine karsi davranislari ve çözüme ulasmada izlenen yollarin nasil oldugudur.
Anlasmazliklarda eslerin karsilikli oturup konusabilmesi, her iki tarafin da kabullenebilecegi bir çözüm yolu bulabilme becerisi önem tasimaktadir. Hiç sorun yokmus casina olaylari görmezden gelip sahte bir uyum içinde yasiyor olmak, hep birinin boyun egmek zorunda sagliksiz bir iliski biçimini sürdürmek, sorunlarin çözümünde çocuklara sarilmak ya da çatismayi onlarin üzerine yansitmak sagliksiz iletisim modelleridir.
Çocuklarin egitiminde eslerin beklentileri, istekleri, rolleri, sorumluluklari, yönlendirmeleri, egitime yaklasim biçimleri kuskusuz birbiriyle tümüyle ayni paralelde olmayabilir. Ancak, temel konulardaki egitim anlayisinda, tutarli ve uyumlu bir birlikteligin saglanmasi çocuklar adina önem tasimaktadir
ÇOCUK VE GENCE ÖRNEK OLMA
Çocuklarin hergün karsi karsiya kaldiklari anne baba tutum, davranis ve iliski biçimlerinin; onlarin egitiminde çok önemli bir rol oynadigi bilinmektedir. Aile iliskileri, çocuklar için, davranis biçimleri ve insan iliskilerinin ögrenildigi bir sahne olusturmaktadir. Madde kullanim konusunda da, benzer mekanizma islenmekte olup; çocuklar, anne babanin maddeler konusundaki tutum ve davranislarini gözlemlemekte ve benzer seyleri uygulamaktadir.
Toplumda, anne baba basta olmak üzere, ögretmenler ve diger etkili yetiskinlerin madde kullanimi konusundaki tutum ve davranislari; çocuk ve gençler için çogu kez kavram karmasasi yaratmaktadir. Çocuk ve gençler, zararli etkisi kesin olarak kanitlanmis olan sigara ve alkol gibi maddelerin, neden eriskinler tarafindan kullanildiklarini tam olarak kavrayamamakta; kendilerinin de bu ve buna benzer maddeleri kullanabilecegi düsüncesi olusmaktadir. Anne babalar, her ne kadar, çocuk ve gençleri bagimlilik yapan maddeler konusunda uyarsa da; kendi sergiledikleri davranis modelleri, mantikli uyarilarindan çok daha etkin olmaktadir.
Bu nedenle, anne babalarin, kendilerinin kullanimi konusundaki tutum ve davranislarinin nasil oldugunu irdelemeleri gerekir. Örnegin alkol, sigara, ilaç kullanimi konularinda bu maddeleri kullanma nedenleri, sikliklari, bu maddelere gereksinimleri, kullanip-birakma paternleri, bu alandaki güçlülük ve zayifliklari gibi özelliklerin hepsi önem tasimaktadir.
Çocuklar, anne babanin davranislarini görerek ögrenir, anne-babanin birbirlerine olan tutum ve davranislarini da kendilerine örnek alir, sorunlarin çözümünde anne babanin davranislarini kopya ederler.

Beyaz Ölüm


bunlar zararlı otlar
