Ziyaretçi
Sabri F.Bahçe maçlarını seviyor!
Galatasaraylı futbolcu Sabri, Fenerbahçe maçlarının kendisi için hep bir basamak daha üstte olduğunu söyledi. Sabri, kulübün aylık çıkardığı dergide yer alan röportajında, Fenerbahçe maçında konsantrasyon bakımından da hep daha üst düzeyde olduğunu belirterek, ''Ben Galatasaray'a geldiğimden beri, buna altyapıda dahil, Fenerbahçe maçları benim için hep bir basamak daha üstteydi. Tepki çekmem normal. Geçen sene bize yapılanlara karşılık verdiğim için rakip taraftar tarafından fazla sevilmiyorum. Bu beni fazla etkilemiyor. Sonuçta ben Galatasaray'ın futbolcusuyum, kendi takımımın başarısı için çalışırım'' dedi.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu'ndaki maçlara çıkmaktan çekinmediğini kaydeden sarı-kırmızılı oyuncu, şöyle konuştu:
''Sonuçta taraftarların sahaya inecek halleri yok herhalde. Belki yaparlar ama ben sanmıyorum. Hiçbir zaman çekinmedim. Öyle olsa geçen seneki olaylardan sonra bu sene Kadıköy'e çıkmazdım. Herhangi bir Anadolu takımına giderken de aynı şekilde sahaya çıkıyoruz. Sonuçta orada da bizim taraftarımız var. Onları görünce zaten insan daha mutlu oluyor. 50 bin kişinin arasında 2 bin taraftarımız olması, seslerinin sahada duyulması, bunlar çok motive edici. Geçen sene kadroda yoktum, evde neredeyse cam çerçeve indiriyordum. İnsan oynamayınca üzülüyor. Benim için Fenerbahçe maçında oynamamak daha da üzücü.''
Ali Sami Yen Stadı'nda geçtiğimiz sezon Fenerbahçe ile yaptıkları maçında kendilerine yapılan tezahürata şahit olduklarını belirten sarı-kırmızılı oyuncu, şunları söyledi:
''Bu bizi çok kızdırdı ve üzdü. Orada birbirimize söz verdik. 'Şampiyon olacağız' dedik. Ben de 'Şampiyon olduktan sonra mikrofonu alacağım' dedim. O gün de şampiyon olduktan sonra 10 dakikam, mikrofon aramakla geçti. Ben bütün tezahüratları ezbere bilirim. Sonuçta bize yapılan yanlış bir şeydi. Benim de yaptığım yanlış bir şeydi. Ama karşı takımın yaptıklarına bakarsak, başka rakiplere de söylenen laflar var. Ben sadece bizi hedef alan takıma yaptım. Başka takımları rencide etmedim. Sonuçta bana tepki verenler, önce yapana tepki versinler.''
-''YİNE ŞAMPİYON OLACAĞIMIZA İNANIYORUM''-
İlk yarının en iyi, en tempolu oynayan takımı olduklarını savunan Sabri, ''Önemli olan sezonun ikinci yarısında, ilk yarıda yaptığımız hataları, puan kayıplarını yapmayıp şampiyon olmak. Ben inanıyorum yine şampiyon olacağımıza. Çünkü rakibimiz yine puanlar kaybedecek'' dedi.
İlk yarıdaki puan kayıplarına şansızlığa bağlayan genç oyuncu, ''Gol şansımız yok. Sezon başında gol atamıyorduk. Penaltı kaçırıyorduk. 3-1'lik maç son dakikalarda 3-3'e dönüyor. Öne geçiyoruz, istemeden skoru koruma psikolojisine giriyoruz. Konsantrasyon biraz dağılıyordu. İkinci sıkıntımız takım olarak yaptığımız pozisyon hataları'' şeklinde konuştu.
Takımda Ergün Penbe ile çok daha iyi anlaştığını ifade eden Sabri, Ergün'ün kendisine hep destek verdiğini söyledi.
-''YAPTIĞIM TEK HATA, HAKEMLERE OLAN TAVRIM''-
Sabri, futbol hayatında yaptığı tek hatanın hakemlere olan tavrı olduğunu dile getirdi.
İçindeki kazanma hırsının bazen kendisini kötü şeylere yönlendirdiğini ifade eden Sabri, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Maçtan sonra kendime kızıyorum, 'Niye böyle yapıyorum' diye. Elimden geldiğince önlemeye çalışıyorum ama maç içinde beş dakika sonra bir daha oluyor. Bazen özür diliyorum maçtan sonra hakemlerden. Maçı tekrar izlediğimde haklı da olsam öyle tepki vermemem gerektiğini anlıyorum. Tabii insanın yapısıyla alakalı bir şey. Ben dışarıda kimseyle kavga etmem, tartışmam. Çok gülen, güldüren bir insanım. Herkes sahada beni öyle gördüğü için dışarıda da öyle sanıyor.''
Sarı-kırmızılı oyuncu, eskisi kadar şut çekmemesi ile ilgili soruyu ise ''Bu pozisyonla ilgili. Cesaretim de biraz düştü. Çünkü bir şut çekiyoruz, kötü gidiyor, tepki geliyor. Ama Avrupa'da iyi de vursa kötü de vursa bir alkış, bir destek geliyor futbolcuya. Bu Türkiye'de böyle değil. Bir kere ortayı kötü yapınca, insan ikinciye çekiniyor. Son maçta iki korneri kötü attım, bir anda tepkiler yağmaya başladı! İnsan çekiniyor, bu sefer doğru yapacağı şeyi de yanlış yapmaya başlıyor. İşler kötü de gitse maç sonuna kadar destek istiyoruz'' diye yanıtladı.
Gençlere Gerets engeli!
Galatasaray'ın gençleri Ferhat, Aydın, Özgürcan ve Oğuz'u Vestel Manissapor resmen sarı kırmızılı kulüpten istemişti. Vestel Manisaspor'un genel menajeri Mustafa Turgat, Galatasaray Futbol A.Ş Genel Müdürü Adnan Sezgin ile yaptığı pazarlıktan bir sonuç alamayınca bu transfer için görüşmeler her iki takımın Antalya'da yapacağı devre arası hazırlık kampı sonrasına bırakıldı.
Vestel Manisaspor 4 futbolcu için de en az 1,5 yıllık kiralama teklifi yaparak, öncelikle Caner'in yerine düşündükleri Ferhat'ı renklerine katmak istediklerini bildirdiler.
Ancak sarı kırmızılılar, Vestel Manisaspor'un 1,5 yıllık kiralama teklifine sıcak bakmayarak bu sezon sonuna kadar 4 genç futbolcuyu Vestel Manisaspor'a vereceklerini bildirdiler.
Bu arada Eric Gerets'in devreye girerek Ferhat, Aydın, Özgürcan ve Oğuz ile görüşüp, "Siz burada savaşmaya devam edin, ben size mutlaka forma şansı vereceğim.
Sizlerin gitmesini istemiyorum hatta sizleri kazanmayı çok arzuluyorum" diyerek genç futbolculara devre arası hazırlık kampı öncesinde büyük moral verdiği öğrenildi.
Canaydın 2007'ye inanıyor!
Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, 2007 yılının sarı-kırmızılılar için hayati bir önem arz ettiğini belirterek, ''Çünkü bu yıl değişimi başarıyla gerçekleştirmiş ve yapısal dönüşümü hayata geçirmiş bir Galatasaray'ın yılı olacak'' dedi. Canaydın, kulübün aylık çıkardığı Galatasaray Dergisi'nde yer alan açıklamasında, 2007'nin sportif anlamdaki büyük başarıların yeniden kazanılmaya başlandığı ve bu başarılı yapının kurumsal bir kimliğe kavuşturulduğu yıl olacağını öne sürerek, şunları söyledi:
''2005-2006 sezonunda hepimizin büyük bir coşkuyla yaşadığı üzere Turkcell Süper Lig şampiyonluğunu 16. kez kazanma başarısını gösterdik. Bu şampiyonluk, Galatasaraylılık ruhunu sahaya yansıttığımız takdirde neleri başarabileceğimizin somut bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. 2006-2007 sezonunun ilk yarısını liderin 7 puan arkasında tamamladık. Ancak geçen sezondaki anlayış ve ruhla mücadeleyi sürdürürsek aynı başarıyı bu sezon da tekrarlayacağımıza yürekten inanıyoruz.''
-''YİNE ŞAMPİYON OLACAĞIZ''-
Taraftarların her zaman olduğu gibi takıma tam destek olmaları halinde başaramayacakları hiçbir işin olmayacağını kaydeden başkan Canaydın, ''Galatasaray bu sezonu da şampiyon olarak tamamlayacaktır. Yeter ki, önce bizler buna inanalım'' dedi.
Günümüz endüstriyel futbol gerçeği ışığında spor kulüplerinin geçmiş dönemlerdeki yapılarıyla bu mücadeleyi sürdürebilmelerinin artık imkansız hale geldiğini ifade eden Özhan Canaydın, şu görüşlere yer verdi:
''Hem kendi ülkesinde, hem de uluslararası arenada başarılı olmak isteyen kulüplerin yapısal bir dönüşümü hayata geçirmeleri ve kendilerini günün koşullarına uyarlamaları gerekiyor. Bu bağlamda bugüne değin büyük sıkıntılara ve eleştirilere göğüs gererek yürüttüğümüz çalışmalarımızın tümü, bu dönüşümü hayata geçirmek içindi. Şu an itibarıyla çabalarımızın meyvelerini toplama noktasına gelmiş bulunuyoruz. Seyrantepe'deki stat projesi, Riva arazisinin değerlendirilmesi, şirketlerimizin yeniden yapılandırılması ve mali disiplinin sağlanması, müze projesi bunlardan sadece birkaç tanesini oluşturuyor.''
Canaydın, son olarak Galatasaray camiasının yeni yılını ve Kurban Bayramı'nı kutladı.
Türk olmak istiyor!
Galatasaray'ın Kolombiyalı kalecisi Mondragon, gelecekte de sarı-kırmızılı camianın bir parçası olarak devam etmek istediğini, Türk vatandaşı olabilmek için de kulübün destek vermesi gerektiğini söyledi. Mondragon, Futbol Federasyonu'nun aylık yayın organı ''TamSaha''da yer alan röportajında, 6 yıldır Galatasaray'da bulunduğunu hatırlatarak, ''Eşimle birlikte, burada bulunmaktan son derece mutluyuz. Tüm ailemle birlikte İstanbul'da yerleşik bir hayat sürdürdük zaten. Gelecekte de bu kurumun bir parçası olarak devam etmek istiyoruz. Türk vatandaşlığı konusuna gelince, kulübün bana kurumsal destek vermesi gerekecek. Ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olacak'' dedi.
Fenerbahçe ile yaptıkları derbi maçta, sırtına isabet eden pet şişeler ve duyma kaybı yaşatan patlayıcı maddelerle ilgili bir soru üzerine, bunların hoş şeyler olmadığını, ancak adet haline geldiğini ve kanıksandığını kaydeden Mondragon, konuyla ilgili şunları söyledi:
''Atılan yabancı cisimlere itibar etmeyerek maçı sürdürmemiz gerekiyor. Atılan ses bombasına gelince, evet, 'Maça devam edemiyorum' deyip bırakabilirdim. Sadece maç boyunca değil, izleyen üç gün boyunca kulaklarım çınladı. Çok rahatsız edici bir durumdu ve tam anlamıyla iyileşmem için üç gün geçmesi gerekti ama maçı bırakmanın, öncelikle sportif açıdan, sonra da bana kucağını açmış, beni ailemle birlikte kabul etmiş, vatandaşlarından biri gibi ekmek vermiş bir ülkeye saygısızlık olacağını düşündüm. Bu ülke bizi bağrına bastı. Son derece güzel bir hayat yaşıyoruz. Ekmeğimi burada kazanıyorum. Eğer o gün maça devam etmeseydim, bunun ortaya çıkaracağı sonuçlardan biri, Türkiye'nin imajının büyük bir leke alması olacaktı. Bunu yapmak, o yüzden bana uygun gelmedi ve oynamayı tercih ettim. Türkiye her zaman gözaltında. Belki daha ağır bir yaralanma olsaydı, maça ara vermem söz konusu olurdu, ama öyle bir şey olmadığı için devam etmenin uygun olacağını düşündüm.''
-İÇERİDE DİDİŞİRKEN...-
Mondragon, Türk takımlarının kendi içinde kavga etmeye, birbirinin canını acıtmaya odaklandıklarını, bu arada birbirlerine destek olmaları gerektiğini unuttuklarını dile getirdi.
Avrupa'da mücadele eden Türk takımlarından biri yenildiğinde, ülke içindeki rakiplerinin sevindiğini, bunu anlamakta güçlük çektiğini vurgulayan Mondragon, ''Böyle şey olmaz. Bu, anlaşılması mümkün olan bir şey değil. Her şeyden önce, aldığımız her kötü sonuçta Türk futbolunu Avrupa'da belli bir seviyeye taşıyacak olan puanları kaybediyoruz'' dedi.
-''TÜRKİYE'DE GENÇ YETENEK SORUNU YOK''-
Mondragon, Türkiye'de yetenekli genç oyuncu sıkıntısı bulunmadığını, ancak bu yetenekleri parlatma konusunda altyapı antrenörlerine büyük görevler düştüğünü söyledi.
Galatasaray'da, son 1,5 yıl içinde Sabri, Arda, Fevzi, Özgürcan, Aydın, Ferhat ve Mehmet gibi genç yeteneklerin kazanıldığını örnek veren Mondragon, ''Sadece Galatasaray'da değil, diğer takımlarda da birçok genç oyuncunun çıktığını, kendilerine yavaş yavaş yer edindiğini görüyoruz. Bence Türkiye'de genç yetenek sorunu yok, fakat o yeteneği cilalamak konusunda ya da o yeteneği işlemek konusunda mesafe kat edilmesi gerektiği bir gerçek. Burada altyapı antrenörlerine büyük görev düşüyor. Onlar kendilerine düşen görevi tamamladıktan sonra,
takım teknik direktörlerine ayrıca sorumluluk düşüyor. Milli takım teknik direktörlerinin de bu yetenekleri parlatmak konusunda önemli görevleri var'' dedi.
-YERLİ OYUNCULARA DESTEK VERDİ-
Yabancı oyuncuların, eldeki oyunculardan çok daha ileri düzeyde olması, aksi halde transfer edilmemesi gerektiğini ifade eden Mondragon, Türkiye'de yabancı transferlerin her zaman bu kritere uygun şekilde yapılmadığı görüşünü savundu.
Galatasaray'ın bu sezon çok gol yemesini, yapılan kişisel hataların çokluğuna bağlayan Kolombiyalı kaleci, bu sezon duran toplardan çok daha fazla gol yediklerini, bunun tecrübesizlikten çok konsantrasyon hatası olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
"Şampiyonluk geçen yıldan zor"
Ümit Karan, Vatan Gazetesi'ne verdiği özel röportajda futbol terörüne 2007’de ‘kırmızı kart’ çağrısı yaptı: “Sahaya çıkıp oyun oynuyoruz. Ama eğer ‘oyun’ bir cana mal olacaksa sahaya çıkmayalım.” “Bu sezon şampiyonluk çok zor olacak. İpleri ele geçiremezsek F.Bahçe aynı hatayı yapar mı?”
2006 senin için çok özeldi. Üzüntüyü ve sevinci birarada yaşadın. Sakatlık, şampiyonluk, doğan çocuk... Geçen yılı değerlendirir misin?
“2006 deli dolu geçti. Futbolculara allah sakatlık göstermesin. Ben çok ağır bir sakatlık yaşadım. Şampiyon olmanın sevinciyle beraber acısı hafifledi. Bir de tosun gibi bir oğlum olunca sakatlığımın bende bıraktığı acıları da unuttum. Karım ve çocuğum benim için çok değerli. Onlar benim meleklerim. Bundan sonra allah bana sakatlık göstermesin. Çünkü insan çok zor dönemler geçiriyor. Zor bir yıl oldu. Dolu dolu yaşadım. Hem üzüntüsüyle, hem sevinciyle, duygusal ve üzücü anlarla beraber gerçekten çok özel bir yıl oldu benim için.”
2007’den beklentilerin neler?
“Önce herkese sağlıklı bir hayat diliyorum. Futbolcu arkadaşlarıma sakatlık yaşamadan bir 2007 ve tüm takımlara başarılar diliyorum.”
3 yıl daha G.Saray’a imza attın. Kariyerin burada bitecek galiba...
“Ben çok büyük teklifler aldım. Ama burada kalmak istiyorum. Kulübümle aramızda pazarlık bile olmadı. Futbolu burada bırakmak istiyorum ama yurt dışı gibi bir açık kapım her zaman var. Yurt dışında oynamayı parantez içinde bırakıyorum.”
Sezona iyi başlamadınız ve 21 puan kaybettiniz. Geçen sezondan çok geridesiniz. Nasıl şampiyon olacaksınız?
“Geçen sezon rekor puanla şampiyon olduk. Her zaman rekor kıramazsınız. 100 metre koşucuları da her koşuda rekor kırmıyor ama altın madalyayı alıyorlar. Şampiyon olacağımıza inancım sonsuz.”
Sence ligin ikinci yarısında kaç puan kaybetme lüksünüz var?
“Hem biz puan kaybediyoruz, hem de F.Bahçe. 7 puan fark önemli değil. Beşiktaş, F.Bahçe ve bizim puan kaybettiğimiz maçlar olacaktır. Fakat F.Bahçe hem İnönü’ye gidecek hem de bize gelecek. Eğer sezon sonuna doğru puanlar eşitlenirse, Ali Sami Yen’deki maç bizim için büyük avantaj olacaktır. Aaa şunu hemen söylemeliyim; bu sezon şampiyonluk geçen yıldan zor olacak. İpleri elimize geçirmeliyiz. Geçen yıl F.Bahçe son maçta hata yaptı ve öyle şampiyon olduk. İpler bizim elimize geçmezse F.Bahçe’nin geçen yıl yaptığı hatayı tekrarlayacağını sanmıyorum. İşi son maça başkalarının eline bırakamayız.”
21 puanlık kayıp forvetlerin formsuzuluğuna bağlanıyor...
“Sezonun başında bizde forvet yoktu ki. Ben kampa bile katılmadım. Necati sakatlıktan bir türlü kurtulamadı. Kabze de kampta yoktu. Bir tek Hakan Şükür çabaladı ama o da tek başına ne yapabilir ki? Geçen sezon ben, Necati ve Hakan Şükür beraber oynadık. Ama bu sezona baktığınız zaman bile 3’ümüzün oynama şansı fazla olmadı. Bu sezon beraber kadroya bile kolay kolay giremedik. Ben hazırlık maçı bile oynamadım. Takımla çalışmaya başladım, hiçbir maça çıkmadan Ankaragücü karşılaşmasında hoca bana 45 dakika görev verdi. Hiç beklemiyordum, şaşırdım. O da benim dönmemi, alışmamı istediği için oynattı. Ligde 12 maç oynamışım. Bunu doktorlar, ben, hiç kimse tahmin etmiyordu. Ama ben çok çalıştım. 12 maçın yarısında iyi, yarısında kötü oynamış olabilirim. Ama 8 gol atmam büyük başarı. Çünkü futbol hayatımın bittiğini bile söyleyenler oldu. Oynadıkça kuvvetleniyorum.”
G.Saraylı bir futbolcu olarak, F.Bahçe’nin 100. yılında şampiyon olmak mı, yoksa 2009’da Saraçoğlu’nda yapılacak UEFA Finali’nde kupayı mı kaldırmak sana daha çok zevk verir?
“Her ikisi de zevk verir. Çünkü ben her sezon şampiyon olmak isterim. Yıl ve tarih benim için hiç önemli değildir. Başarısızlığa üzüldüğüm için her yıl şampiyon olmak istiyorum.”
Son maçtan sonra ezeli rekabet neredeyse düşmanlığa giriyor. Bunu nasıl durdurabilirsiniz?
“Maça çıkmayarak! Her yerde her statta aynı şeyler oluyor. Biz profesyonelce bir oyun oynuyoruz. Ama oynadığımız oyun canlara mal olacaksa oynamayalım. Sahaya çıkmayalım. O zaman kimse kimseyle kavga edemez. Ama bunu organize etmeliyiz. Futbolcu sendikası kurmalıyız. İngiltere’de İtalya’da olduğu gibi. Sorun mu var, şiddet yükseliyor mu, paralar mı ödenmiyor... F.Bahçeli, G.Saraylı, Beşiktaşlı, Mardinli, Sivaslı futbolcular hep beraber karar vermeliyiz... Sahada savaş mı çıktı, ancak böyle karşı koyabiliriz.”
Oyun kurucuya ihtiyaç var!
“Saha içerisinde gerektiğinde oyunu yavaşlatacak, sorumluluk alacak, duran top kullanacak birine ihtiyacımız var. Gerets’i göndermek hata olur.”
Tek forvet sistemine ne diyorsun? Seviyor musun yoksa yardımcıya ihtiyacın oluyor mu?
“Ofansif oynamayı seviyorum. Ama yanımda bir ikinci forvet olursa daha iyi olur. Benim için çok büyük avantaj. Çünkü defans sadece bana kilitlenmeyecek. Tek forvet oynamak kolay değil. Maç boyunca durmadan çabalıyorsun. Mesela Bursa maçında bir tek pozisyona girebildim. Sadece bir pozisyon... 3 forvet oynadığın zaman bire bir veya yalnız kalabiliyorsun. Şu an en verimli zamanıma giriyorum. 30’lu yaşlar hem kuvvet açısından hem de beyin açısından farklı oluyor. Artık ceza sahası içinde panik yapmıyorum.”
Geçen sezonki şampiyonluğun size rehavet getirdiğini düşünüyor musun?
“Burası G.Saray, amatör bir takım değil. Takımın rehavete kapılma gibi bir lüksü yok ki... Burada herkes profesyonel. Böyle birşey olamaz, katılmıyorum.”
Gerets çok eleştiriliyor. Bu kadar eleştiriyi hakediyor mu?
“Türkiye’de bizler futbol tartışmayı sevmiyoruz. Türk futbolundaki gidişat çok kötü, basın da aynı şeyleri yapıyor. Futbol konuşulmuyor. Yok o şike yapmış yok onu yapmış, yok federasyon seçimiymiş. Bunlarla Türkiye futbolu geri gidiyor. Biz de iyi haber sevilmiyor, kötü haber seviliyor. Geçen sezonki rekor puanda Gerets’in de payı vardır herhalde. Bu sezon çok az transferle yine 2. sıradayız, şampiyonluğun en büyük adaylarındanız. Gerets konusuna mantıklı bakmak lazım. Hocayı niye gönderelelim? Daha kötü sonuçlar alan takım patronları var. Hoca göndermekle bu işler düzelmez.”
Şampiyonlar Ligi’nden neden elendiniz?
“Ali Sami Yen’de oynasaydık o gruptan çıkardık. Takım da bu konuda hemfikir. Ama buna rağmen yine de çıkmamız gerekirdi. Çok iyi maçlar çıkardık ama şansızdık. Bazen olmuyor işte...”
G.Saray’ın sence 10 numaraya ihtiyacı var mı?
“Bence var. Oyun kurucuya ihtiyacımız var numarası önemli değil! Topu saklayan, oyunu okuyan... O kadar uzun adamımız var, ne kornerden ne yan toplardan gol atamıyoruz. Gelen oyuncunun yan top, frikik kullanması lazım. Oyunda sorumluluk alacak bir isim olmalı. Sasa İliç böyle bir oyuncu ama gereğinde oyunu yavaşlatacak biri değil. Geriye gidecek, top alacak, yeniden oyun başlatacak. Bizim takımda sorumluluktan kaçan oyuncu yok. Ama bazen lider aranıyor sahada!”
‘Arda’ya çok fazla ağırlık yüklediler!’
Arda sezonun en büyük çıkışını yapan isim. Sence nasıl?
“Solda iyi oynuyor, sağ açıkta da iyi oynar. Ama Arda 10 numara oynamaz. Ben parlamadan önce de Arda’yı çok beğeniyordum. Fakat böyle genç bir oyncuya bu kadar ilgi ve yük ağır gelir. Bir maçta futbolcu yıldız olmaz. Bir sezonda da olmaz. Arda bu performansını bir sezon daha tekrarsa o zaman yıldız olur. Arda’nın üzerinden oynadığımız doğru. Hoca da biraz öyle oynatıyor.”
‘Ankara’ya gitmek hiç kolay değildi’
Ankaraspor’a kiralanmak sana avantaj sağladı mı? G.Saray’a daha güçlü mü döndün?
“Hayır. Ankaraspor’a teşekkür ediyorum. Ama orada kendimi %100 veremedim. O dönem psikolojim de bozuktu. Çok küstürmüşlerdi beni. Hagi olayı falan... Gerets geldiğinde beni hiç tanımıyordu. Kasetlerden 2 yıl önceki halimi seyretti. Hazırlık maçlarında, kıytırık maçlarda şans buldum sadece. Ona rağmen hazırlık döneminde 10 gol attım.”
Manisa'dan G.Saraylı'lara kanca!
Vestel Manisaspor, Galatasaray'ın genç oyuncuları Özcan, Aydın ve Ferhat'ı transfer edebilmek için girişim başlattı. Vestel Manisaspor İdari Menajeri Mustafa Turgat, Galatasaray'ın genç futbolcularıyla ilgilendiklerini, teknik kadronun raporuna göre, sarı-kırmızılı ekibin yöneticilerinin kendilerine cevap vereceğini bildirdi.
Turgat, ''Galatasaray'ın vermeyi planladığı oyuncular arasında bu 3 oyuncu yer alırsa, son kez teknik direktörümüz Ersun Yanal'a da danışarak transferleri gerçekleştireceğiz'' dedi.
Fransa'dan AJ Auxerre takımının Ganalı oyuncusu Oumar Kalabane'nin transferinde istenen noktaya gelindiğini dile getiren Mustafa Turgat, ''Bu futbolcuyu renklerimize bağlayıp Antalya kampına dahil etmek istiyoruz '' dedi.
"Carrusca verilebilir"
Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Adnan Polat, lider Fenerbahçe ile aralarındaki puan farkını 4 olarak gördüklerini belirterek, ''Kimse şu anda kendini şampiyon ilan etmesin'' dedi. Polat, Florya Metin Oktay Tesisleri'ndeki basın toplantısında, çeşitli konularda görüşlerini açıklayıp, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Puan cetvelinde Fenerbahçe'nin 7 puan ileride olduğunu kaydeden Polat, ''Ama biz bunu 4 puan olarak görüyoruz. Ali Sami Yen Stadı'nda Fenerbahçe'yi yenme şansımız çok yüksek ve yeneceğiz. ondan sonraki 16 maçta Fenerbahçe'nin bu sistemde puan kaybetmesi son derece olası. Şampiyonluğun en büyük adayıyız ve şampiyon olmak için de en büyük mücadeleyi ortaya koyacağız, kimse şu anda kendini şampiyon görmesin'' diye konuştu.
''Sizin için 2006 yılının en unutulmaz anı nedir?'' şeklindeki bir soruyu ''20.45'' diye yanıtlayan Adnan Polat, ''Bu sezonki sloganınız ne olacak?'' denilmesi üzerine de, ''Ligin bitmesine iki ay kala Galatasaray'ın ayak seslerini ve sloganını hep birlikte telaffuz ederiz'' dedi.
Polat, ''Fenerbahçe'nin 100. yılında şampiyon olmayı mı?, yoksa 2009 yılında Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda UEFA şampiyonluğunu mu kazanmak istersiniz?'' şeklindeki bir soruya da ''her ikisini de tabii'' yanıtını verdi.
-BAŞKANI İLE ZIT GÖRÜŞTE-
Adnan Polat, aynı zamanda Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı olan Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın ile Futbol Federasyonu başkanlığı seçimlerinin tarihi konusunda zıt görüş bildirdi.
Futbol Federasyonu başkanlığı seçimlerinin ligin bitmesinden önce yapılmasının Türk futboluna zarar vereceği görüşünü savunan Polat, şöyle konuştu:
''Şahsi fikrime göre, böyle bir erken seçime gitmeyi kimse arzu etmiyor. Bu Türk futboluna zarar verir. Ligler devam ederken federasyonlara bağlı kurumlarda otorite boşluğu olacak. Kaldı ki milli takım da sahipsiz kalacak. Böyle bir arzu, düşünce varsa, haziran ayındaki genel kurulda bir önerge verilir ve kabul edilirse 1 ay sonra da seçim yapılır. Şimdi seçim kararı alınsa bu en erken nisan ayının ikinci yarısında olabilir.''
Adnan Polat, hiç kimsenin özellikle lig devam ederken erken seçimi arzu etmediğini anlatarak, ''Bunun futbola getireceği erozyonu hepimiz biliyoruz. Ama şartlar öyle bir noktaya geldi ki, şu anda gelişmeler delegelerin, bakanın ve fedarasyon başkanının elinde, biz izlemek durumunda kalıyoruz. Şu anda imza toplama yönünde bir faaliyet olduğunu duyuyoruz'' dedi.
Herkesin gönlünden Futbol Federasyonu'nun özerk olarak kalmasının geçtiğini dile getiren Polat, ''Faaliyetlerini özerk olarak göstersin. İlgili bakanlığın bu konuda bir uyarısı olmasın. Ama bazen şartlar maalesef bu tür olaylara neden oluyor. Sayın bakan kanundan aldığı yetkiyi kullanarak bu beyanatlarda bulunduğunu ve girişimlerde bulunduğunu söylüyor. Herkes farklı konuşuyor. Ama istenen kavgasız gürültüsüz huzur içinde bir futbol ortamı olsun ve Türk futbolu uluslararası alanda arzu edilen yere ulaşsın. Kaosun hepimize zarar getireceğini düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
-''TRANSFER ÇALIŞMALARIMIZ SÜRÜYOR-
Adnan Polat, ligin ilk yarısının bitimiyle birlikte basında 19 oyuncunun isminin çıktığını belirterek, ''Transfer çalışmalarımız sürüyor, ancak bu isimlerden çoğu doğru değil'' ifadesini kullandı.
Teknik heyet, Adnan Sezgin ve Mustafa Turgun ile birlikte 3 saatlik bir görüşme yaptıklarını anlatan Polat, ''Tek tek oyuncuları, takımı, hataları, eksikleri ve yapmamız gerekenleri konuştuk. Teknik heyet bizden Galatasaray'da hemen forma giyebilecek bir oyuncu alınmasını, aksi takdirde transfer yapılmamasını istiyor'' dedi.
Fatih Akyel'i transfer etmeyi düşünmediklerini anlatan Polat, ''Kendisi gündemimizde ve listemizde yok, Denizlispor'dan Yusuf yazıldı, onu da düşünmüyoruz. İyi bir oyuncu ancak ihtiyacımız olan futbolcu değil'' diye konuştu.
Polat, Hasan Kabze ile ilgili bir soru üzerine de bu oyuncunun genç, yetenekli ve istikbal vaad eden bir futbolcu olduğunu belirterek, satmayı düşünmediklerini söyledi.
-''CARRUSCA KİRALIK VERİLEBİLECEKLER LİSTESİNDE''-
Başkan yardımcısı Polat, şu anda kadroda 28 oyuncunun bulunduğunu ve bunu ikinci yarı başında 24'e düşürmeyi düşündüklerini söyleyerek, şöyle devam etti:
''Teknik heyet genç futbolcuların kiraya verilmesini istedi. Aydın, Oğuz, Mehmet Güven, Ferhat, Özgürcan ve Carussca gibi genç oyuncuları kiralık olarak verebiliriz. Bu oyuncularımız şans bulamadıkları için kendilerini geliştiremiyorlar. Bununla ilgili henüz kesinleşmiş kararımız yok. Antalya kampında bu konuda konuşup kararımızı vereceğiz. Genç oyuncularımızın hepsine talip var. Bazı oyuncularımızı güvendiğimiz inandığımız, futbolcularımıza katkıda bulunacağına inandığımız Ertuğrul Sağlam, Ersun Yanal, Aykut Kocaman ve Hikmet Karaman gibi antrenörlere vermeyi düşünüyoruz. Bunların bir kısmından ücret bile almayabiliriz.''
Tüm oyunculara eylül ve aralık ayının ikinci yarısında ödeme yaptıklarını ve ayrımın söz konusu olmadığını belirten Polat, ödemelerde de sıkıntı yaşamadıklarını ifade etti.
-RİVA OCAK AYINDA, STAT İLK 6 AYDA-
Adnan Polat, Riva arazisi ile ilgili anlaşmanın büyük bir aksilik çıkmaması halinde ocak veya Şubat ayı sonunda Mali Genel Kurul toplantısı öncesinde biteceğini anlattı.
Bu arazi için hiç beklemedikleri uçuk teklifler de aldıklarını kaydeden Polat, ''Mesela 300 milyon dolarlık bir teklif de var. Ancak biz önce bu şirketleri araştırıyoruz. Şu anda araştırma halindeyiz ocak ayının 8'inde de bu şirket ile görüşeceğiz. Buradan sadece borç kapatmayıp, sağlanacak gelirle gayrimenkul yatırımları da yapacağız'' dedi.
Polat, Seyrantepe'de bürokrasi işlemlerinin son aşamasına gelindiğini dile getirerek, ''Önümüzdeki yılın ilk 3 ile 6 ayı arasında yeni stadımızın temelini atacağımıza inanıyorum'' ifadesini kullandı.
-''HAKAN ÜNSAL'A YAKIŞTIRAMADIM''-
Adnan Polat, eski futbolculardan Hakan Ünsal'ın açıklamalarıyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, ''Hakan Ünsal'a bunları yakıştıramadım'' dedi.
Hakan Ünsal'ı Galatasaray'a kendisinin 18-20 yaşlarında getirdiğini belirten Polat, ''Bu kulüpte yıldız oldu, önemli paralar kazandı. Hakan'ın bu şekilde beyanatlar vermesini bu kulübün eski futbolcusu olarak kendisine yakıştıramadım. Dil sürçmesi olarak görüyorum. Biz yönetime geldiğimizde kendilerine jübile yapmayı planlıyorduk. Hakan Ünsal, jübile yapmasaydık bile böyle söylememeliydi'' şeklinde konuştu.
"F.Bahçe'ye bayram hediyesi..."
Galatasaray Başkan Yardımcısı Adnan Polat, düzenlediği basın toplantısında Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu'nun, Fenerbahçe'ye verilen cezalarda indirime gitmesine tepki gösterdi.
Polat, Florya Metin Oktay Tesisleri'ndeki basın toplantısında, çeşitli konularda görüşlerini açıklayıp, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Tahkim Kurulu'nun aldığı kararları kinayeli bir şekilde yorumlayan Adnan Polat, ''Benim şahsi değerlendirmem, Tahkim Kurulu'muz, verdiği kararda cezanın tamamını kaldırması gerekirdi. Çünkü Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde Saracoğlu'nda olduğu gibi antrenörlerin kafası yarılıyor, futbolcuların kulakları sağır ediliyor. Taç veya korner kullanan futbolcuların kafasına her türlü yabancı madde atılıyor. Bence eksik karar vermişler. Bu cezayı tamamen kaldırmış olmaları gerekirdi. Fenerbahçe'ye iyi bir yılbaşı ve bayram armağanı verebilirlerdi. Önümüzdeki günlerde inşallah bu eksiklerini giderebilirler'' diye konuştu.
''Tahkim Kurulu'nun dün aldığı karara hayretler içinde bakıyorum'' diyen başkan yardımcısı Polat, şöyle devam etti:
''Bana göre tamamını kaldırsalardı da hiç olmazsa Avrupa standartlarında karar almış olurlardı. Kesinlikle bir ödül verildi, cezanın bu kadar kaldırılması yeterli değil. Fenerbahçe-Galatasaray maçından sonra tuhaf şeyler oluyor Türk futbolunda, biz de izlemeye devam ediyoruz. Bazıları içlerine sindirebiliyorsa onları da tebrik ediyoruz.''
Adnan Polat, bir basın mensubunun ''Gelişen olaylar sonrasında,Fenerbahçe'nin korunduğunu düşünüyor musunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine de ''Olaylara bakmak lazım, olaylar kendi cevabını veriyor. Fenerbahçe'nin 100. yılını kutluyorum, inşallah daha nice 100 yıllar yaşarlar. Galatasaray için önemli bir kulüp. Türkiye'nin en büyük ekiplerinden biri, bizim en büyük rakibimiz. Ama bütün temennim alacağı sportif başarılar bir fair-play içinde olsun, kimse tartışmasın, gelişen olaylar bazı endişe verici düşüncelere yöneltiyor, onu da itiraf etmek gerekiyor. Tahkim Kurulu'nun aldığı karar bunun açık açık neticesi.''
-DERELİ'YE TEPKİ SÜRÜYOR-
Fenerbahçe-Galatasaray maçının başından sonuna kadar kaos olduğunu vurgulayan Polat, çok güvendiği ve Türkiye'nin en iyi hakemlerinden biri olarak gördüğü Selçuk Dereli'nin ligin kaderini etkilediğini savundu.
Dereli'nin seyirci baskısından korktuğu için vermesi gereken kararları veremediğini, rakip oyunculara kırmızı kart gösteremediğini ifade eden Adnan Polat, ''Penaltımızı vermedi. Bu bir yerde galibiyetimizi engelledi. Bu bize 3 değil, 6 puan olarak yansıdı. Galatasaray galip gelseydi, şu anda 34'e 33 puan şeklinde bir yarış olacaktı. Bana göre yanlış yorumları ve seyirci baskısından veremediği kararlardan dolayı ligin sonucunu da etkiledi'' şeklinde konuştu.
G.Saraylı Fatih Akyel'e hayır dedi!
G.Saray Asbaşkanı Adnan Polat'ın Trabzonspor'da kadro dışı kalan ve sorunlar yaşayan eski futbolcuları Fatih Akyel ile görüşmeleri üzerine G.Saraylı taraftarların internetteki kalesi olan webaslan.com internet sitesinde "Eski futbolcumuz Fatih Akyel'i tekrar kadromuzda görmek ister misiniz?" anketiyle taraftarın olası bu transfere karşı nabzı tutuldu.
%75 HAYIR
Oylamaya katılan an itibariyle 22367 sarı - kırmızılı taraftar bir zamanlar takımlarının formasını giyen eski futbolcuları Fatih Akyel'i tekrar takımda görmek istemedikleri konusunda birleştiler. 16765 oyun Fatih Akyel'in dönüşüne 'HAYIR' cevabı verdiği ankette 5602 ise 'EVET' cevabı verdi.
Sponsorlu Bağlantılar
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu'ndaki maçlara çıkmaktan çekinmediğini kaydeden sarı-kırmızılı oyuncu, şöyle konuştu:
''Sonuçta taraftarların sahaya inecek halleri yok herhalde. Belki yaparlar ama ben sanmıyorum. Hiçbir zaman çekinmedim. Öyle olsa geçen seneki olaylardan sonra bu sene Kadıköy'e çıkmazdım. Herhangi bir Anadolu takımına giderken de aynı şekilde sahaya çıkıyoruz. Sonuçta orada da bizim taraftarımız var. Onları görünce zaten insan daha mutlu oluyor. 50 bin kişinin arasında 2 bin taraftarımız olması, seslerinin sahada duyulması, bunlar çok motive edici. Geçen sene kadroda yoktum, evde neredeyse cam çerçeve indiriyordum. İnsan oynamayınca üzülüyor. Benim için Fenerbahçe maçında oynamamak daha da üzücü.''
Ali Sami Yen Stadı'nda geçtiğimiz sezon Fenerbahçe ile yaptıkları maçında kendilerine yapılan tezahürata şahit olduklarını belirten sarı-kırmızılı oyuncu, şunları söyledi:
''Bu bizi çok kızdırdı ve üzdü. Orada birbirimize söz verdik. 'Şampiyon olacağız' dedik. Ben de 'Şampiyon olduktan sonra mikrofonu alacağım' dedim. O gün de şampiyon olduktan sonra 10 dakikam, mikrofon aramakla geçti. Ben bütün tezahüratları ezbere bilirim. Sonuçta bize yapılan yanlış bir şeydi. Benim de yaptığım yanlış bir şeydi. Ama karşı takımın yaptıklarına bakarsak, başka rakiplere de söylenen laflar var. Ben sadece bizi hedef alan takıma yaptım. Başka takımları rencide etmedim. Sonuçta bana tepki verenler, önce yapana tepki versinler.''
-''YİNE ŞAMPİYON OLACAĞIMIZA İNANIYORUM''-
İlk yarının en iyi, en tempolu oynayan takımı olduklarını savunan Sabri, ''Önemli olan sezonun ikinci yarısında, ilk yarıda yaptığımız hataları, puan kayıplarını yapmayıp şampiyon olmak. Ben inanıyorum yine şampiyon olacağımıza. Çünkü rakibimiz yine puanlar kaybedecek'' dedi.
İlk yarıdaki puan kayıplarına şansızlığa bağlayan genç oyuncu, ''Gol şansımız yok. Sezon başında gol atamıyorduk. Penaltı kaçırıyorduk. 3-1'lik maç son dakikalarda 3-3'e dönüyor. Öne geçiyoruz, istemeden skoru koruma psikolojisine giriyoruz. Konsantrasyon biraz dağılıyordu. İkinci sıkıntımız takım olarak yaptığımız pozisyon hataları'' şeklinde konuştu.
Takımda Ergün Penbe ile çok daha iyi anlaştığını ifade eden Sabri, Ergün'ün kendisine hep destek verdiğini söyledi.
-''YAPTIĞIM TEK HATA, HAKEMLERE OLAN TAVRIM''-
Sabri, futbol hayatında yaptığı tek hatanın hakemlere olan tavrı olduğunu dile getirdi.
İçindeki kazanma hırsının bazen kendisini kötü şeylere yönlendirdiğini ifade eden Sabri, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Maçtan sonra kendime kızıyorum, 'Niye böyle yapıyorum' diye. Elimden geldiğince önlemeye çalışıyorum ama maç içinde beş dakika sonra bir daha oluyor. Bazen özür diliyorum maçtan sonra hakemlerden. Maçı tekrar izlediğimde haklı da olsam öyle tepki vermemem gerektiğini anlıyorum. Tabii insanın yapısıyla alakalı bir şey. Ben dışarıda kimseyle kavga etmem, tartışmam. Çok gülen, güldüren bir insanım. Herkes sahada beni öyle gördüğü için dışarıda da öyle sanıyor.''
Sarı-kırmızılı oyuncu, eskisi kadar şut çekmemesi ile ilgili soruyu ise ''Bu pozisyonla ilgili. Cesaretim de biraz düştü. Çünkü bir şut çekiyoruz, kötü gidiyor, tepki geliyor. Ama Avrupa'da iyi de vursa kötü de vursa bir alkış, bir destek geliyor futbolcuya. Bu Türkiye'de böyle değil. Bir kere ortayı kötü yapınca, insan ikinciye çekiniyor. Son maçta iki korneri kötü attım, bir anda tepkiler yağmaya başladı! İnsan çekiniyor, bu sefer doğru yapacağı şeyi de yanlış yapmaya başlıyor. İşler kötü de gitse maç sonuna kadar destek istiyoruz'' diye yanıtladı.
Gençlere Gerets engeli!
Galatasaray'ın gençleri Ferhat, Aydın, Özgürcan ve Oğuz'u Vestel Manissapor resmen sarı kırmızılı kulüpten istemişti. Vestel Manisaspor'un genel menajeri Mustafa Turgat, Galatasaray Futbol A.Ş Genel Müdürü Adnan Sezgin ile yaptığı pazarlıktan bir sonuç alamayınca bu transfer için görüşmeler her iki takımın Antalya'da yapacağı devre arası hazırlık kampı sonrasına bırakıldı.
Vestel Manisaspor 4 futbolcu için de en az 1,5 yıllık kiralama teklifi yaparak, öncelikle Caner'in yerine düşündükleri Ferhat'ı renklerine katmak istediklerini bildirdiler.
Ancak sarı kırmızılılar, Vestel Manisaspor'un 1,5 yıllık kiralama teklifine sıcak bakmayarak bu sezon sonuna kadar 4 genç futbolcuyu Vestel Manisaspor'a vereceklerini bildirdiler.
Bu arada Eric Gerets'in devreye girerek Ferhat, Aydın, Özgürcan ve Oğuz ile görüşüp, "Siz burada savaşmaya devam edin, ben size mutlaka forma şansı vereceğim.
Sizlerin gitmesini istemiyorum hatta sizleri kazanmayı çok arzuluyorum" diyerek genç futbolculara devre arası hazırlık kampı öncesinde büyük moral verdiği öğrenildi.
Canaydın 2007'ye inanıyor!
Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın, 2007 yılının sarı-kırmızılılar için hayati bir önem arz ettiğini belirterek, ''Çünkü bu yıl değişimi başarıyla gerçekleştirmiş ve yapısal dönüşümü hayata geçirmiş bir Galatasaray'ın yılı olacak'' dedi. Canaydın, kulübün aylık çıkardığı Galatasaray Dergisi'nde yer alan açıklamasında, 2007'nin sportif anlamdaki büyük başarıların yeniden kazanılmaya başlandığı ve bu başarılı yapının kurumsal bir kimliğe kavuşturulduğu yıl olacağını öne sürerek, şunları söyledi:
''2005-2006 sezonunda hepimizin büyük bir coşkuyla yaşadığı üzere Turkcell Süper Lig şampiyonluğunu 16. kez kazanma başarısını gösterdik. Bu şampiyonluk, Galatasaraylılık ruhunu sahaya yansıttığımız takdirde neleri başarabileceğimizin somut bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. 2006-2007 sezonunun ilk yarısını liderin 7 puan arkasında tamamladık. Ancak geçen sezondaki anlayış ve ruhla mücadeleyi sürdürürsek aynı başarıyı bu sezon da tekrarlayacağımıza yürekten inanıyoruz.''
-''YİNE ŞAMPİYON OLACAĞIZ''-
Taraftarların her zaman olduğu gibi takıma tam destek olmaları halinde başaramayacakları hiçbir işin olmayacağını kaydeden başkan Canaydın, ''Galatasaray bu sezonu da şampiyon olarak tamamlayacaktır. Yeter ki, önce bizler buna inanalım'' dedi.
Günümüz endüstriyel futbol gerçeği ışığında spor kulüplerinin geçmiş dönemlerdeki yapılarıyla bu mücadeleyi sürdürebilmelerinin artık imkansız hale geldiğini ifade eden Özhan Canaydın, şu görüşlere yer verdi:
''Hem kendi ülkesinde, hem de uluslararası arenada başarılı olmak isteyen kulüplerin yapısal bir dönüşümü hayata geçirmeleri ve kendilerini günün koşullarına uyarlamaları gerekiyor. Bu bağlamda bugüne değin büyük sıkıntılara ve eleştirilere göğüs gererek yürüttüğümüz çalışmalarımızın tümü, bu dönüşümü hayata geçirmek içindi. Şu an itibarıyla çabalarımızın meyvelerini toplama noktasına gelmiş bulunuyoruz. Seyrantepe'deki stat projesi, Riva arazisinin değerlendirilmesi, şirketlerimizin yeniden yapılandırılması ve mali disiplinin sağlanması, müze projesi bunlardan sadece birkaç tanesini oluşturuyor.''
Canaydın, son olarak Galatasaray camiasının yeni yılını ve Kurban Bayramı'nı kutladı.
Türk olmak istiyor!
Galatasaray'ın Kolombiyalı kalecisi Mondragon, gelecekte de sarı-kırmızılı camianın bir parçası olarak devam etmek istediğini, Türk vatandaşı olabilmek için de kulübün destek vermesi gerektiğini söyledi. Mondragon, Futbol Federasyonu'nun aylık yayın organı ''TamSaha''da yer alan röportajında, 6 yıldır Galatasaray'da bulunduğunu hatırlatarak, ''Eşimle birlikte, burada bulunmaktan son derece mutluyuz. Tüm ailemle birlikte İstanbul'da yerleşik bir hayat sürdürdük zaten. Gelecekte de bu kurumun bir parçası olarak devam etmek istiyoruz. Türk vatandaşlığı konusuna gelince, kulübün bana kurumsal destek vermesi gerekecek. Ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olacak'' dedi.
Fenerbahçe ile yaptıkları derbi maçta, sırtına isabet eden pet şişeler ve duyma kaybı yaşatan patlayıcı maddelerle ilgili bir soru üzerine, bunların hoş şeyler olmadığını, ancak adet haline geldiğini ve kanıksandığını kaydeden Mondragon, konuyla ilgili şunları söyledi:
''Atılan yabancı cisimlere itibar etmeyerek maçı sürdürmemiz gerekiyor. Atılan ses bombasına gelince, evet, 'Maça devam edemiyorum' deyip bırakabilirdim. Sadece maç boyunca değil, izleyen üç gün boyunca kulaklarım çınladı. Çok rahatsız edici bir durumdu ve tam anlamıyla iyileşmem için üç gün geçmesi gerekti ama maçı bırakmanın, öncelikle sportif açıdan, sonra da bana kucağını açmış, beni ailemle birlikte kabul etmiş, vatandaşlarından biri gibi ekmek vermiş bir ülkeye saygısızlık olacağını düşündüm. Bu ülke bizi bağrına bastı. Son derece güzel bir hayat yaşıyoruz. Ekmeğimi burada kazanıyorum. Eğer o gün maça devam etmeseydim, bunun ortaya çıkaracağı sonuçlardan biri, Türkiye'nin imajının büyük bir leke alması olacaktı. Bunu yapmak, o yüzden bana uygun gelmedi ve oynamayı tercih ettim. Türkiye her zaman gözaltında. Belki daha ağır bir yaralanma olsaydı, maça ara vermem söz konusu olurdu, ama öyle bir şey olmadığı için devam etmenin uygun olacağını düşündüm.''
-İÇERİDE DİDİŞİRKEN...-
Mondragon, Türk takımlarının kendi içinde kavga etmeye, birbirinin canını acıtmaya odaklandıklarını, bu arada birbirlerine destek olmaları gerektiğini unuttuklarını dile getirdi.
Avrupa'da mücadele eden Türk takımlarından biri yenildiğinde, ülke içindeki rakiplerinin sevindiğini, bunu anlamakta güçlük çektiğini vurgulayan Mondragon, ''Böyle şey olmaz. Bu, anlaşılması mümkün olan bir şey değil. Her şeyden önce, aldığımız her kötü sonuçta Türk futbolunu Avrupa'da belli bir seviyeye taşıyacak olan puanları kaybediyoruz'' dedi.
-''TÜRKİYE'DE GENÇ YETENEK SORUNU YOK''-
Mondragon, Türkiye'de yetenekli genç oyuncu sıkıntısı bulunmadığını, ancak bu yetenekleri parlatma konusunda altyapı antrenörlerine büyük görevler düştüğünü söyledi.
Galatasaray'da, son 1,5 yıl içinde Sabri, Arda, Fevzi, Özgürcan, Aydın, Ferhat ve Mehmet gibi genç yeteneklerin kazanıldığını örnek veren Mondragon, ''Sadece Galatasaray'da değil, diğer takımlarda da birçok genç oyuncunun çıktığını, kendilerine yavaş yavaş yer edindiğini görüyoruz. Bence Türkiye'de genç yetenek sorunu yok, fakat o yeteneği cilalamak konusunda ya da o yeteneği işlemek konusunda mesafe kat edilmesi gerektiği bir gerçek. Burada altyapı antrenörlerine büyük görev düşüyor. Onlar kendilerine düşen görevi tamamladıktan sonra,
takım teknik direktörlerine ayrıca sorumluluk düşüyor. Milli takım teknik direktörlerinin de bu yetenekleri parlatmak konusunda önemli görevleri var'' dedi. -YERLİ OYUNCULARA DESTEK VERDİ-
Yabancı oyuncuların, eldeki oyunculardan çok daha ileri düzeyde olması, aksi halde transfer edilmemesi gerektiğini ifade eden Mondragon, Türkiye'de yabancı transferlerin her zaman bu kritere uygun şekilde yapılmadığı görüşünü savundu.
Galatasaray'ın bu sezon çok gol yemesini, yapılan kişisel hataların çokluğuna bağlayan Kolombiyalı kaleci, bu sezon duran toplardan çok daha fazla gol yediklerini, bunun tecrübesizlikten çok konsantrasyon hatası olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
"Şampiyonluk geçen yıldan zor"
Ümit Karan, Vatan Gazetesi'ne verdiği özel röportajda futbol terörüne 2007’de ‘kırmızı kart’ çağrısı yaptı: “Sahaya çıkıp oyun oynuyoruz. Ama eğer ‘oyun’ bir cana mal olacaksa sahaya çıkmayalım.” “Bu sezon şampiyonluk çok zor olacak. İpleri ele geçiremezsek F.Bahçe aynı hatayı yapar mı?”
2006 senin için çok özeldi. Üzüntüyü ve sevinci birarada yaşadın. Sakatlık, şampiyonluk, doğan çocuk... Geçen yılı değerlendirir misin?
“2006 deli dolu geçti. Futbolculara allah sakatlık göstermesin. Ben çok ağır bir sakatlık yaşadım. Şampiyon olmanın sevinciyle beraber acısı hafifledi. Bir de tosun gibi bir oğlum olunca sakatlığımın bende bıraktığı acıları da unuttum. Karım ve çocuğum benim için çok değerli. Onlar benim meleklerim. Bundan sonra allah bana sakatlık göstermesin. Çünkü insan çok zor dönemler geçiriyor. Zor bir yıl oldu. Dolu dolu yaşadım. Hem üzüntüsüyle, hem sevinciyle, duygusal ve üzücü anlarla beraber gerçekten çok özel bir yıl oldu benim için.”
2007’den beklentilerin neler?
“Önce herkese sağlıklı bir hayat diliyorum. Futbolcu arkadaşlarıma sakatlık yaşamadan bir 2007 ve tüm takımlara başarılar diliyorum.”
3 yıl daha G.Saray’a imza attın. Kariyerin burada bitecek galiba...
“Ben çok büyük teklifler aldım. Ama burada kalmak istiyorum. Kulübümle aramızda pazarlık bile olmadı. Futbolu burada bırakmak istiyorum ama yurt dışı gibi bir açık kapım her zaman var. Yurt dışında oynamayı parantez içinde bırakıyorum.”
Sezona iyi başlamadınız ve 21 puan kaybettiniz. Geçen sezondan çok geridesiniz. Nasıl şampiyon olacaksınız?
“Geçen sezon rekor puanla şampiyon olduk. Her zaman rekor kıramazsınız. 100 metre koşucuları da her koşuda rekor kırmıyor ama altın madalyayı alıyorlar. Şampiyon olacağımıza inancım sonsuz.”
Sence ligin ikinci yarısında kaç puan kaybetme lüksünüz var?
“Hem biz puan kaybediyoruz, hem de F.Bahçe. 7 puan fark önemli değil. Beşiktaş, F.Bahçe ve bizim puan kaybettiğimiz maçlar olacaktır. Fakat F.Bahçe hem İnönü’ye gidecek hem de bize gelecek. Eğer sezon sonuna doğru puanlar eşitlenirse, Ali Sami Yen’deki maç bizim için büyük avantaj olacaktır. Aaa şunu hemen söylemeliyim; bu sezon şampiyonluk geçen yıldan zor olacak. İpleri elimize geçirmeliyiz. Geçen yıl F.Bahçe son maçta hata yaptı ve öyle şampiyon olduk. İpler bizim elimize geçmezse F.Bahçe’nin geçen yıl yaptığı hatayı tekrarlayacağını sanmıyorum. İşi son maça başkalarının eline bırakamayız.”
21 puanlık kayıp forvetlerin formsuzuluğuna bağlanıyor...
“Sezonun başında bizde forvet yoktu ki. Ben kampa bile katılmadım. Necati sakatlıktan bir türlü kurtulamadı. Kabze de kampta yoktu. Bir tek Hakan Şükür çabaladı ama o da tek başına ne yapabilir ki? Geçen sezon ben, Necati ve Hakan Şükür beraber oynadık. Ama bu sezona baktığınız zaman bile 3’ümüzün oynama şansı fazla olmadı. Bu sezon beraber kadroya bile kolay kolay giremedik. Ben hazırlık maçı bile oynamadım. Takımla çalışmaya başladım, hiçbir maça çıkmadan Ankaragücü karşılaşmasında hoca bana 45 dakika görev verdi. Hiç beklemiyordum, şaşırdım. O da benim dönmemi, alışmamı istediği için oynattı. Ligde 12 maç oynamışım. Bunu doktorlar, ben, hiç kimse tahmin etmiyordu. Ama ben çok çalıştım. 12 maçın yarısında iyi, yarısında kötü oynamış olabilirim. Ama 8 gol atmam büyük başarı. Çünkü futbol hayatımın bittiğini bile söyleyenler oldu. Oynadıkça kuvvetleniyorum.”
G.Saraylı bir futbolcu olarak, F.Bahçe’nin 100. yılında şampiyon olmak mı, yoksa 2009’da Saraçoğlu’nda yapılacak UEFA Finali’nde kupayı mı kaldırmak sana daha çok zevk verir?
“Her ikisi de zevk verir. Çünkü ben her sezon şampiyon olmak isterim. Yıl ve tarih benim için hiç önemli değildir. Başarısızlığa üzüldüğüm için her yıl şampiyon olmak istiyorum.”
Son maçtan sonra ezeli rekabet neredeyse düşmanlığa giriyor. Bunu nasıl durdurabilirsiniz?
“Maça çıkmayarak! Her yerde her statta aynı şeyler oluyor. Biz profesyonelce bir oyun oynuyoruz. Ama oynadığımız oyun canlara mal olacaksa oynamayalım. Sahaya çıkmayalım. O zaman kimse kimseyle kavga edemez. Ama bunu organize etmeliyiz. Futbolcu sendikası kurmalıyız. İngiltere’de İtalya’da olduğu gibi. Sorun mu var, şiddet yükseliyor mu, paralar mı ödenmiyor... F.Bahçeli, G.Saraylı, Beşiktaşlı, Mardinli, Sivaslı futbolcular hep beraber karar vermeliyiz... Sahada savaş mı çıktı, ancak böyle karşı koyabiliriz.”
Oyun kurucuya ihtiyaç var!
“Saha içerisinde gerektiğinde oyunu yavaşlatacak, sorumluluk alacak, duran top kullanacak birine ihtiyacımız var. Gerets’i göndermek hata olur.”
Tek forvet sistemine ne diyorsun? Seviyor musun yoksa yardımcıya ihtiyacın oluyor mu?
“Ofansif oynamayı seviyorum. Ama yanımda bir ikinci forvet olursa daha iyi olur. Benim için çok büyük avantaj. Çünkü defans sadece bana kilitlenmeyecek. Tek forvet oynamak kolay değil. Maç boyunca durmadan çabalıyorsun. Mesela Bursa maçında bir tek pozisyona girebildim. Sadece bir pozisyon... 3 forvet oynadığın zaman bire bir veya yalnız kalabiliyorsun. Şu an en verimli zamanıma giriyorum. 30’lu yaşlar hem kuvvet açısından hem de beyin açısından farklı oluyor. Artık ceza sahası içinde panik yapmıyorum.”
Geçen sezonki şampiyonluğun size rehavet getirdiğini düşünüyor musun?
“Burası G.Saray, amatör bir takım değil. Takımın rehavete kapılma gibi bir lüksü yok ki... Burada herkes profesyonel. Böyle birşey olamaz, katılmıyorum.”
Gerets çok eleştiriliyor. Bu kadar eleştiriyi hakediyor mu?
“Türkiye’de bizler futbol tartışmayı sevmiyoruz. Türk futbolundaki gidişat çok kötü, basın da aynı şeyleri yapıyor. Futbol konuşulmuyor. Yok o şike yapmış yok onu yapmış, yok federasyon seçimiymiş. Bunlarla Türkiye futbolu geri gidiyor. Biz de iyi haber sevilmiyor, kötü haber seviliyor. Geçen sezonki rekor puanda Gerets’in de payı vardır herhalde. Bu sezon çok az transferle yine 2. sıradayız, şampiyonluğun en büyük adaylarındanız. Gerets konusuna mantıklı bakmak lazım. Hocayı niye gönderelelim? Daha kötü sonuçlar alan takım patronları var. Hoca göndermekle bu işler düzelmez.”
Şampiyonlar Ligi’nden neden elendiniz?
“Ali Sami Yen’de oynasaydık o gruptan çıkardık. Takım da bu konuda hemfikir. Ama buna rağmen yine de çıkmamız gerekirdi. Çok iyi maçlar çıkardık ama şansızdık. Bazen olmuyor işte...”
G.Saray’ın sence 10 numaraya ihtiyacı var mı?
“Bence var. Oyun kurucuya ihtiyacımız var numarası önemli değil! Topu saklayan, oyunu okuyan... O kadar uzun adamımız var, ne kornerden ne yan toplardan gol atamıyoruz. Gelen oyuncunun yan top, frikik kullanması lazım. Oyunda sorumluluk alacak bir isim olmalı. Sasa İliç böyle bir oyuncu ama gereğinde oyunu yavaşlatacak biri değil. Geriye gidecek, top alacak, yeniden oyun başlatacak. Bizim takımda sorumluluktan kaçan oyuncu yok. Ama bazen lider aranıyor sahada!”
‘Arda’ya çok fazla ağırlık yüklediler!’
Arda sezonun en büyük çıkışını yapan isim. Sence nasıl?
“Solda iyi oynuyor, sağ açıkta da iyi oynar. Ama Arda 10 numara oynamaz. Ben parlamadan önce de Arda’yı çok beğeniyordum. Fakat böyle genç bir oyncuya bu kadar ilgi ve yük ağır gelir. Bir maçta futbolcu yıldız olmaz. Bir sezonda da olmaz. Arda bu performansını bir sezon daha tekrarsa o zaman yıldız olur. Arda’nın üzerinden oynadığımız doğru. Hoca da biraz öyle oynatıyor.”
‘Ankara’ya gitmek hiç kolay değildi’
Ankaraspor’a kiralanmak sana avantaj sağladı mı? G.Saray’a daha güçlü mü döndün?
“Hayır. Ankaraspor’a teşekkür ediyorum. Ama orada kendimi %100 veremedim. O dönem psikolojim de bozuktu. Çok küstürmüşlerdi beni. Hagi olayı falan... Gerets geldiğinde beni hiç tanımıyordu. Kasetlerden 2 yıl önceki halimi seyretti. Hazırlık maçlarında, kıytırık maçlarda şans buldum sadece. Ona rağmen hazırlık döneminde 10 gol attım.”
Manisa'dan G.Saraylı'lara kanca!
Vestel Manisaspor, Galatasaray'ın genç oyuncuları Özcan, Aydın ve Ferhat'ı transfer edebilmek için girişim başlattı. Vestel Manisaspor İdari Menajeri Mustafa Turgat, Galatasaray'ın genç futbolcularıyla ilgilendiklerini, teknik kadronun raporuna göre, sarı-kırmızılı ekibin yöneticilerinin kendilerine cevap vereceğini bildirdi.
Turgat, ''Galatasaray'ın vermeyi planladığı oyuncular arasında bu 3 oyuncu yer alırsa, son kez teknik direktörümüz Ersun Yanal'a da danışarak transferleri gerçekleştireceğiz'' dedi.
Fransa'dan AJ Auxerre takımının Ganalı oyuncusu Oumar Kalabane'nin transferinde istenen noktaya gelindiğini dile getiren Mustafa Turgat, ''Bu futbolcuyu renklerimize bağlayıp Antalya kampına dahil etmek istiyoruz '' dedi.
"Carrusca verilebilir"
Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Adnan Polat, lider Fenerbahçe ile aralarındaki puan farkını 4 olarak gördüklerini belirterek, ''Kimse şu anda kendini şampiyon ilan etmesin'' dedi. Polat, Florya Metin Oktay Tesisleri'ndeki basın toplantısında, çeşitli konularda görüşlerini açıklayıp, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Puan cetvelinde Fenerbahçe'nin 7 puan ileride olduğunu kaydeden Polat, ''Ama biz bunu 4 puan olarak görüyoruz. Ali Sami Yen Stadı'nda Fenerbahçe'yi yenme şansımız çok yüksek ve yeneceğiz. ondan sonraki 16 maçta Fenerbahçe'nin bu sistemde puan kaybetmesi son derece olası. Şampiyonluğun en büyük adayıyız ve şampiyon olmak için de en büyük mücadeleyi ortaya koyacağız, kimse şu anda kendini şampiyon görmesin'' diye konuştu.
''Sizin için 2006 yılının en unutulmaz anı nedir?'' şeklindeki bir soruyu ''20.45'' diye yanıtlayan Adnan Polat, ''Bu sezonki sloganınız ne olacak?'' denilmesi üzerine de, ''Ligin bitmesine iki ay kala Galatasaray'ın ayak seslerini ve sloganını hep birlikte telaffuz ederiz'' dedi.
Polat, ''Fenerbahçe'nin 100. yılında şampiyon olmayı mı?, yoksa 2009 yılında Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda UEFA şampiyonluğunu mu kazanmak istersiniz?'' şeklindeki bir soruya da ''her ikisini de tabii'' yanıtını verdi.
-BAŞKANI İLE ZIT GÖRÜŞTE-
Adnan Polat, aynı zamanda Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı olan Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın ile Futbol Federasyonu başkanlığı seçimlerinin tarihi konusunda zıt görüş bildirdi.
Futbol Federasyonu başkanlığı seçimlerinin ligin bitmesinden önce yapılmasının Türk futboluna zarar vereceği görüşünü savunan Polat, şöyle konuştu:
''Şahsi fikrime göre, böyle bir erken seçime gitmeyi kimse arzu etmiyor. Bu Türk futboluna zarar verir. Ligler devam ederken federasyonlara bağlı kurumlarda otorite boşluğu olacak. Kaldı ki milli takım da sahipsiz kalacak. Böyle bir arzu, düşünce varsa, haziran ayındaki genel kurulda bir önerge verilir ve kabul edilirse 1 ay sonra da seçim yapılır. Şimdi seçim kararı alınsa bu en erken nisan ayının ikinci yarısında olabilir.''
Adnan Polat, hiç kimsenin özellikle lig devam ederken erken seçimi arzu etmediğini anlatarak, ''Bunun futbola getireceği erozyonu hepimiz biliyoruz. Ama şartlar öyle bir noktaya geldi ki, şu anda gelişmeler delegelerin, bakanın ve fedarasyon başkanının elinde, biz izlemek durumunda kalıyoruz. Şu anda imza toplama yönünde bir faaliyet olduğunu duyuyoruz'' dedi.
Herkesin gönlünden Futbol Federasyonu'nun özerk olarak kalmasının geçtiğini dile getiren Polat, ''Faaliyetlerini özerk olarak göstersin. İlgili bakanlığın bu konuda bir uyarısı olmasın. Ama bazen şartlar maalesef bu tür olaylara neden oluyor. Sayın bakan kanundan aldığı yetkiyi kullanarak bu beyanatlarda bulunduğunu ve girişimlerde bulunduğunu söylüyor. Herkes farklı konuşuyor. Ama istenen kavgasız gürültüsüz huzur içinde bir futbol ortamı olsun ve Türk futbolu uluslararası alanda arzu edilen yere ulaşsın. Kaosun hepimize zarar getireceğini düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
-''TRANSFER ÇALIŞMALARIMIZ SÜRÜYOR-
Adnan Polat, ligin ilk yarısının bitimiyle birlikte basında 19 oyuncunun isminin çıktığını belirterek, ''Transfer çalışmalarımız sürüyor, ancak bu isimlerden çoğu doğru değil'' ifadesini kullandı.
Teknik heyet, Adnan Sezgin ve Mustafa Turgun ile birlikte 3 saatlik bir görüşme yaptıklarını anlatan Polat, ''Tek tek oyuncuları, takımı, hataları, eksikleri ve yapmamız gerekenleri konuştuk. Teknik heyet bizden Galatasaray'da hemen forma giyebilecek bir oyuncu alınmasını, aksi takdirde transfer yapılmamasını istiyor'' dedi.
Fatih Akyel'i transfer etmeyi düşünmediklerini anlatan Polat, ''Kendisi gündemimizde ve listemizde yok, Denizlispor'dan Yusuf yazıldı, onu da düşünmüyoruz. İyi bir oyuncu ancak ihtiyacımız olan futbolcu değil'' diye konuştu.
Polat, Hasan Kabze ile ilgili bir soru üzerine de bu oyuncunun genç, yetenekli ve istikbal vaad eden bir futbolcu olduğunu belirterek, satmayı düşünmediklerini söyledi.
-''CARRUSCA KİRALIK VERİLEBİLECEKLER LİSTESİNDE''-
Başkan yardımcısı Polat, şu anda kadroda 28 oyuncunun bulunduğunu ve bunu ikinci yarı başında 24'e düşürmeyi düşündüklerini söyleyerek, şöyle devam etti:
''Teknik heyet genç futbolcuların kiraya verilmesini istedi. Aydın, Oğuz, Mehmet Güven, Ferhat, Özgürcan ve Carussca gibi genç oyuncuları kiralık olarak verebiliriz. Bu oyuncularımız şans bulamadıkları için kendilerini geliştiremiyorlar. Bununla ilgili henüz kesinleşmiş kararımız yok. Antalya kampında bu konuda konuşup kararımızı vereceğiz. Genç oyuncularımızın hepsine talip var. Bazı oyuncularımızı güvendiğimiz inandığımız, futbolcularımıza katkıda bulunacağına inandığımız Ertuğrul Sağlam, Ersun Yanal, Aykut Kocaman ve Hikmet Karaman gibi antrenörlere vermeyi düşünüyoruz. Bunların bir kısmından ücret bile almayabiliriz.''
Tüm oyunculara eylül ve aralık ayının ikinci yarısında ödeme yaptıklarını ve ayrımın söz konusu olmadığını belirten Polat, ödemelerde de sıkıntı yaşamadıklarını ifade etti.
-RİVA OCAK AYINDA, STAT İLK 6 AYDA-
Adnan Polat, Riva arazisi ile ilgili anlaşmanın büyük bir aksilik çıkmaması halinde ocak veya Şubat ayı sonunda Mali Genel Kurul toplantısı öncesinde biteceğini anlattı.
Bu arazi için hiç beklemedikleri uçuk teklifler de aldıklarını kaydeden Polat, ''Mesela 300 milyon dolarlık bir teklif de var. Ancak biz önce bu şirketleri araştırıyoruz. Şu anda araştırma halindeyiz ocak ayının 8'inde de bu şirket ile görüşeceğiz. Buradan sadece borç kapatmayıp, sağlanacak gelirle gayrimenkul yatırımları da yapacağız'' dedi.
Polat, Seyrantepe'de bürokrasi işlemlerinin son aşamasına gelindiğini dile getirerek, ''Önümüzdeki yılın ilk 3 ile 6 ayı arasında yeni stadımızın temelini atacağımıza inanıyorum'' ifadesini kullandı.
-''HAKAN ÜNSAL'A YAKIŞTIRAMADIM''-
Adnan Polat, eski futbolculardan Hakan Ünsal'ın açıklamalarıyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, ''Hakan Ünsal'a bunları yakıştıramadım'' dedi.
Hakan Ünsal'ı Galatasaray'a kendisinin 18-20 yaşlarında getirdiğini belirten Polat, ''Bu kulüpte yıldız oldu, önemli paralar kazandı. Hakan'ın bu şekilde beyanatlar vermesini bu kulübün eski futbolcusu olarak kendisine yakıştıramadım. Dil sürçmesi olarak görüyorum. Biz yönetime geldiğimizde kendilerine jübile yapmayı planlıyorduk. Hakan Ünsal, jübile yapmasaydık bile böyle söylememeliydi'' şeklinde konuştu.
"F.Bahçe'ye bayram hediyesi..."
Galatasaray Başkan Yardımcısı Adnan Polat, düzenlediği basın toplantısında Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu'nun, Fenerbahçe'ye verilen cezalarda indirime gitmesine tepki gösterdi.
Polat, Florya Metin Oktay Tesisleri'ndeki basın toplantısında, çeşitli konularda görüşlerini açıklayıp, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Tahkim Kurulu'nun aldığı kararları kinayeli bir şekilde yorumlayan Adnan Polat, ''Benim şahsi değerlendirmem, Tahkim Kurulu'muz, verdiği kararda cezanın tamamını kaldırması gerekirdi. Çünkü Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde Saracoğlu'nda olduğu gibi antrenörlerin kafası yarılıyor, futbolcuların kulakları sağır ediliyor. Taç veya korner kullanan futbolcuların kafasına her türlü yabancı madde atılıyor. Bence eksik karar vermişler. Bu cezayı tamamen kaldırmış olmaları gerekirdi. Fenerbahçe'ye iyi bir yılbaşı ve bayram armağanı verebilirlerdi. Önümüzdeki günlerde inşallah bu eksiklerini giderebilirler'' diye konuştu.
''Tahkim Kurulu'nun dün aldığı karara hayretler içinde bakıyorum'' diyen başkan yardımcısı Polat, şöyle devam etti:
''Bana göre tamamını kaldırsalardı da hiç olmazsa Avrupa standartlarında karar almış olurlardı. Kesinlikle bir ödül verildi, cezanın bu kadar kaldırılması yeterli değil. Fenerbahçe-Galatasaray maçından sonra tuhaf şeyler oluyor Türk futbolunda, biz de izlemeye devam ediyoruz. Bazıları içlerine sindirebiliyorsa onları da tebrik ediyoruz.''
Adnan Polat, bir basın mensubunun ''Gelişen olaylar sonrasında,Fenerbahçe'nin korunduğunu düşünüyor musunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine de ''Olaylara bakmak lazım, olaylar kendi cevabını veriyor. Fenerbahçe'nin 100. yılını kutluyorum, inşallah daha nice 100 yıllar yaşarlar. Galatasaray için önemli bir kulüp. Türkiye'nin en büyük ekiplerinden biri, bizim en büyük rakibimiz. Ama bütün temennim alacağı sportif başarılar bir fair-play içinde olsun, kimse tartışmasın, gelişen olaylar bazı endişe verici düşüncelere yöneltiyor, onu da itiraf etmek gerekiyor. Tahkim Kurulu'nun aldığı karar bunun açık açık neticesi.''
-DERELİ'YE TEPKİ SÜRÜYOR-
Fenerbahçe-Galatasaray maçının başından sonuna kadar kaos olduğunu vurgulayan Polat, çok güvendiği ve Türkiye'nin en iyi hakemlerinden biri olarak gördüğü Selçuk Dereli'nin ligin kaderini etkilediğini savundu.
Dereli'nin seyirci baskısından korktuğu için vermesi gereken kararları veremediğini, rakip oyunculara kırmızı kart gösteremediğini ifade eden Adnan Polat, ''Penaltımızı vermedi. Bu bir yerde galibiyetimizi engelledi. Bu bize 3 değil, 6 puan olarak yansıdı. Galatasaray galip gelseydi, şu anda 34'e 33 puan şeklinde bir yarış olacaktı. Bana göre yanlış yorumları ve seyirci baskısından veremediği kararlardan dolayı ligin sonucunu da etkiledi'' şeklinde konuştu.
G.Saraylı Fatih Akyel'e hayır dedi!
G.Saray Asbaşkanı Adnan Polat'ın Trabzonspor'da kadro dışı kalan ve sorunlar yaşayan eski futbolcuları Fatih Akyel ile görüşmeleri üzerine G.Saraylı taraftarların internetteki kalesi olan webaslan.com internet sitesinde "Eski futbolcumuz Fatih Akyel'i tekrar kadromuzda görmek ister misiniz?" anketiyle taraftarın olası bu transfere karşı nabzı tutuldu.
%75 HAYIR
Oylamaya katılan an itibariyle 22367 sarı - kırmızılı taraftar bir zamanlar takımlarının formasını giyen eski futbolcuları Fatih Akyel'i tekrar takımda görmek istemedikleri konusunda birleştiler. 16765 oyun Fatih Akyel'in dönüşüne 'HAYIR' cevabı verdiği ankette 5602 ise 'EVET' cevabı verdi.
Son düzenleyen MaKaLeLe; 30 Aralık 2006 01:28
Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi

Galatasaray Spor Kulübü Kuruluş Tarihi


































