Arama

Tarih Öncesi Çağlar - Buzul Çağı

Güncelleme: 29 Ocak 2012 Gösterim: 41.653 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Eylül 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BUZUL ÇAĞI

Sponsorlu Bağlantılar
Dünya'nın ikliminin bugün­künden çok daha soğuk olduğu ve engin bir buz örtüsünün karaların büyük bir bölümünü kapladığı döneme buzul çağı denir. Daha önceleri de buzul çağları ya­şanmış olmakla birlikte, en son ve en çok bilinen buzul çağı yaklaşık 2.500.000 yıl önce başlamış ve yaklaşık 10 bin yıl önce sona ermiştir.
Buzul Çağı olarak adlandırılan bu son döneme girerken dünyanın iklimi günden güne soğumaya başladı. İskandinavya Dağla­rındaki buz örtüleri kalınlaştı ve güneye doğru yayıldı. En fazla yayıldığı dönemde, buz örtüleri Britanya Adaları'nın, Kuzey Al­manya ve SSCB'nin çok büyük bir bölümünü, bütün Kanada'yı ve ABD'nin kuzey bölümü­nü kapladı. Böyle bir buz örtüsü bugün ancak Grönland ve Antarktika'da görülebilir.
Buzul Çağı'nın gelişimi, buz örtüsünün yaygınlaşması ve sonra geri çekilmesi biçimin­de yalın bir çizgi izlemedi. Buz örtüsünün yayılması ve geri çekilmesi yaklaşık 20 kez yinelendi ve her "buzul ilerleyişi" dönemini, iklimin bugünkünden daha sıcak olduğu bir dönem izledi. Buzulların ilerlediği dönemler­de de dünyada tropik ormanlar ve tropik çayırlar vardı, ama bunlar ekvator boyunca uzanan dar bir kuşağa sıkışmıştı.

Ad:  buzul_cagi.PNG
Gösterim: 2949
Boyut:  226.6 KB

Deniz düzeyi Buzul Çağı boyunca değişik­lik gösterdi. Başlangıçta çok fazla suyun buza dönüşmesi nedeniyle her yerde alçalan deniz düzeyi daha sonra, buz örtüsünün gittikçe artan büyük ağırlığı kıtaları aşağı doğru bastı­rınca yeniden yükseldi. Çok yavaş olarak gerçekleşen bu durum buzların her eriyişinde tersine döndü. Buzların son kez erimesinden bu yana ancak 10 bin yıl geçtiği için kuzeydeki kıtalar yeniden yükselmelerini günümüzde de sürdürmektedirler.
Buzul Çağı'nda, buzullar üzerinde hareket ettikleri kaya­ları aşındırdılar. Büyük kaya parçalarını sü­rükleyip yerlerinden çok uzaklara taşıdılar. İri kaya parçalarının yanı sıra taşıdıkları kum, çakıl ve kil gibi maddeleri vadi kenarlarında ve buzulun eridiği yerlerde biriktirerek buzul-taşlar oluşturdular.
Buzulların etkisiyle yüksek tepeler aşındı, doruklarındaki sivrilikler kayboldu. Buzulun yolunu kesen vadiler buzulun taşıdığı taş ve toprakla doldu. Buzulun aktığı yönde uzanan vadiler aşınarak daha da derinleştiler. Kana­da ve ABD'deki Büyük Göller buzlar çekilir­ken oluştu. Buzulların güney ucundan akan çok miktarda su önündeki yüksek kesimlerle buzulun ucu arasında birikip kaldı. Dünyanın başka yerlerindeki birçok göl de buzulların üzerinde hareket ettiği kayaçları oyarak açtığı çukurlarda oluş­muştur.
Buzul Çağı'nın gelişi hayvanların yaşamını da büyük ölçüde etkiledi. Yeni iklime ve değişen koşullara uyum gösteremeyen birçok hayvan türünün soyu tükendi. Başka türler daha sıcak bir iklim bulmak için güneye doğru göçtüler. Mamut ve gergedan gibi bazı türler ise evrim geçirerek zorlu koşullarda yaşamayı başardılar.
Buzul çağlarının niçin ortaya çıktığını bil­miyoruz. Çeşitli nedenler bir araya gelmiş olabilir. Buzul Çağı döneminde Kuzey Buz Denizi dünya tarihinde ilk kez neredeyse tümüyle karalar arasında kısılıp kalmış, başka okyanusların sıcak su akıntıları buraya gire­memişti. Bu durum, dünyanın güneşten aldığı ısı miktarındaki değişmelerle birleşerek Buzul Çağı'na yol açmış olabilir.
Büyük buz örtüsü çok yavaş bir biçimde geri çekildi ve yaklaşık 10 bin yıl önce kuzeydeki konumuna döndü. Ama Buzul Çağı henüz sona ermemiş olabilir ve biz başka bir soğuk dönemin izleyeceği geçici bir sıcak dönemde yaşıyor olabiliriz. Öte yandan, daha önce de olduğu gibi buz örtüsü yavaş yavaş bütünüyle ortadan kalkabilir ve kutup bölge­leri bir gün yeniden ısınabilir. Böyle bir durumda okyanusların su düzeyi yaklaşık 15 metre yükselecektir.


MsXLabs.org & Temel Britannica

Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #2
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
Buzul Çağı

Sponsorlu Bağlantılar
Vikipedi, özgür ansiklopedi



Buzul Çağı, Pleistosen Çağ boyunca zaman zaman gerçekleşen, kutuplardaki ve dağ zirvelerindeki kar ve buzların yayılarak dünya yüzeyinin büyük kısmını kapsadığı dönemler.
Pleistosen, yeryüzündeki toprakların %30'undan fazlasının buzlarla kaplandığı bir dönem olup, Pliosen Çağ ila Holosen Çağ çağlar arasında yer almaktadır.

Etimoloji

Yunanca "çok" anlamına gelen pleistos ve "yeni" anlamındaki kainos kelimelerinin birleştirilmesinden oluşmuştur.

Önemli Buzul Çağları

Dünyanın geçmişinde en az dört önemli buzul çağı yaşanmıştır.
Hipotez edilen en erken buzul çağının M.Ö. 2.7-2.3 milyar yılları arasında Proterozoik Çağ'ın başlarında yaşandığına inanılmaktadır.
Hakkında bilgi sahibi olabildiğimiz ilk ve muhtemelen son 1 milyar yıl içerisinde en şiddetli buzul çağı M.Ö. 800-600 milyon yılları arasında Kriojenyan Döneminde ortaya çıkmıştır. İddialara göre bu buzul çağında ekvatora ya da onun çok yakınına kadar denizlerin donduğu Kartopu Dünya addedilen durum oluşmuştur. Bu buzul çağının bitişinin bunu izleyen Kambriyen Patlaması'na yol açtığı iddia edilmektedir; fakat bu teori henüz çok yeni ve tartışmalıdır.
M.Ö. 460-430 milyon yılları arasında, Ordovisyan Dönemi'nin sonlarında küçük çaplı bir buzul devri yaşanmıştır.
M.Ö. 350-260 milyon yılları arasında Karboniferus Permian Dönemleri boyunca kutuplarda belirli aralıklarla geniş buz başlıkları oluşmuştur, bu durum Karoo Buzul Çağı ile özdeşleştirilmektedir.
400px Five Myr Climate Change

Son birkaç milyon yıl boyunca inip çıkan buzul ve ara-buzul dizilerini gösteren tortu kayıtları.


Mevcut buzul çağı 40 milyon yıl önce Antartika'da buzulların oluşmasıyla başladı, fakat Pleistocene Dönemde Kuzey yarıkürede buzul katmanlarının yayılmasıyla yoğunluk kazandı. O zamandan beri, dünya 40.000 ve 100.000 yıllık zaman cetvellerinde buzul katmanlarının ilerleme ve geri çekilme döngüsüne tanık olmaktadır. Son buzul devri 10.000 yıl önce sona erdi.Bazı bilim adamları yakında da bir buzul çağı yaşanılacağını düşünmektedir.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
29 Ocak 2012       Mesaj #3
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Dünya Buzul Çağının Eşiğinde


İklim bilimi alanındaki büyük ve ilgi uyandıran kanıtlara göre, Dünya şimdi bir diğer Buzul Çağı’nın girişinin eşiğindedir. Uzun vadeli iklim değişimi bilgi temelimizi sağlayan birçok veri kaynakları, sıcak, on iki bin yıl uzunluğundaki Holocene (şu andaki jeolojik çağ) periyodunun yakın zamanda sona ereceğini ve sonra dünyanın sonraki 100 bin yılda Buzul Çağı koşullarına geri döneceğini belirtiyor.

ice age buzul cagi

Buzulların merkez çekirdekleri, okyanus sediment çekirdekleri, jeolojik kayıt ve kadim bitki ve hayvan nüfusu araştırmaları, hepsi her biri yaklaşık 100,000 yıl süren Buzul Çağı maksimumlarının düzenli döngüsel modelini gösteriyor, buzul çağları arasında her biri yaklaşık 12,000 yıl süren sıcak bir periyot oluyor.

Çeşitli kaynaklardan toplanan uzun – vadeli iklim verilerini çoğu da bir arada Milankovich döngüleri olarak bilinen üç astronomik döngüyle kuvvetli bir korelasyon gösteriyor. Üç Milankovich döngüsü 41,000 yıllık döngüde dünyanın yana yatmasını kapsıyor; 100,000 yıllık periyotta değişen dünyanın yörüngesinin şekli; ve 26,000 yıllık periyotta dünyanın ekseninin yönünü kademeli olarak döndüren, dünyanın yalpalaması olarak da bilinen Ekinoksların Presesyonu.

Milankovich’in teorisine göre, bu üç astronomik döngünün her biri dünyaya erişen güneş radyasyonunun miktarını etkiliyor, soğuk Buzul Çağı maksimumları ve sıcak periyotlar döngüsü üretmek üzere birlikte hareket ediyorlar.

dunya buzul cagi 43 2


Buzul çağı neden sonuç ilişkisinin astronomik teorisinin unsurları ilk kez 1842’de Fransız matematikçi Joseph Adhemar tarafından sunuldu, 1875’te İngiliz dahi Joseph Croll tarafından daha ileri geliştirildi ve teori 1920 ve 30’larda Sırp matematikçi Milutin Milankovich tarafından şu andaki şekline getirildi. 1976’da prestijli “Bilim” dergisi John Imbrie, James Hays ve Nicholas Shackleton tarafından yazılan “Dünya’nın yörüngesindeki varyasyonlar: Buzul Çağlarının Hız Ayarlayıcısı” başlıklı bir makale yayınladı. Bu makale üç bilim adamının okyanus sediment çekirdeklerinden elde ettikleri iklim verileri ve astronomik Milankovich döngülerinin modelleri arasında buldukları korelasyonu tanımlıyordu. 1970’lerin sonundan bu yana, Milankovich teorisi iklim bilimciler arasında Buzul Çağı neden sonuç ilişkisi için hesaba alınan hakim teoridir ve bu nedenle Milankovich teorisi iklimbilim kitaplarında ve Buzul Çağı ile ilgili ansiklopedi makalelerinde her zaman tanımlanır. 1976 raporlarında Imbrie, Hays, ve Shackleton, deniz – sediment çekirdekleri ve Milankovich döngülerine dayanan kendi iklim tahminlerinin iki şekilde değerlendirilmesi gerektiğini yazdılar. Birincisi, sadece gelecek iklimsel trendlerin doğal bileşenine uyguladılar – ve fosil yakıtlar yakmaktan dolayı olan etkiler gibi antropojenik (insan tarafından yapılmış) etkilere uygulamadılar. İkincisi, sadece uzun – vadeli trendleri tanımlıyorlar, çünkü yörünge varyasyonlarını 20,000 yıllık ve daha uzun periyotlarla ilişkilendiriyorlar. Yüksek frekanslardaki iklimsel salınımlar tahmin edilmiyor… sonuçlar sonraki 20,000 yılda uzun – vadeli trendin yaygın Kuzey Yarıküre buzullaşmasına ve daha soğuk iklime doğru gittiğini belirtiyor.”

1970’ler sırasında ünlü Amerikalı Astronom Carl Sagan ve diğer bilim adamları, insan endüstrisi tarafından üretilen karbon dioksit (CO2) gibi ‘sera gazlarının’ felaketsel küresel ısınmaya götürebileceği teorisini desteklemeye başladılar. 1970 lerden bu yana, “antropojenik küresel ısınma’ (AGW) teorisi giderek akademik kuruluşların çoğu tarafından gerçek olarak kabul edildi ve onların AGW’yi kabullenmeleri hükümetlerin AGW’nin kötüleşmesini önlemek üzere çok önemli değişiklikler yapmasını teşvik etmek için küresel bir harekete ilam oldu.



AGW teorisinin desteklenmesinde belirtilen kanıtın merkezi parçası 2006’da “Uygunsuz Gerçek” filminde Al Gore tarafından sunulan ünlü ‘hokey sopası’ grafiğidir. ‘Hokey sopası’ grafiği küresel sıcaklıklarda 1970’lerde başlayan ve 2006/2007 kışına kadar devam eden akut yukarıya doğru artışı gösteriyor. Ancak, bu ısınma trendi, 2007/2008 kışı Kuzey Yarıkürede 1966’dan bu yana en derin kar örtüsünü ve 2001’den bu yana en soğuk dereceleri doğurduğunda kesintiye uğradı. Şimdi Kuzey Yarıkürede şu andaki 2008/2009 kışının muhtemelen hem kar derinliği hem de soğuk dereceler açısından eşit olacağı veya daha yüksek olacağı görünüyor.


dunya buzul cagi 43 3
AGW (antropojenik küresel ısınma) teorisindeki ana hata, onun yandaşlarının sadece geçmiş bin yıldaki kanıtlara odaklanmalarıdır, geçmiş milyonlarca yıldan gelen kanıtları görmezden geliyorlar, iklimbilimin gerçek anlayışı için zorunlu olan kanıtları. Paleoiklimbilimden (Geçmiş zamanların iklimini, sebeb, sonuç ve etkilerini inceleyen bilim dalı) gelen veriler son küresel sıcaklık artışı için, Buzul Çağı maksimumları ve buzul çağları aralarının doğal döngülerine dayanarak bize alternatif ve daha güvenilir açıklama sağlıyor. 1999’da İngilize “Doğa” dergisi, 1990’lar sırasında Antarktika’daki Rusların Vostok istasyonunda toplanan buzul çağa ait buz çekirdeklerinden türetilen verilerin sonuçların yayınladı. Vostok buz çekirdeği verileri, 420,000 yıl öncesinden itibaren şimdiki zamanımıza kadar küresel atmosferik sıcaklıklar, atmosferik CO2 ve diğer sera gazları ve havadan gelen partiküllerin kaydını kapsıyor.

Vostok buz çekirdeği verilerinin grafiği, Buzul Çağı maksimumlarının ve sıcak ara dönemlerin düzenli döngüsel bir modelde gerçekleştiğini, elektrodiyagramda kalp atışının ritmine benzer bir grafik - çizgisini gösteriyor. Vostok veri grafiği ayrıca küresel CO2 seviyelerindeki değişimlerin, küresel sıcaklık değişimlerinin yaklaşık 800 yıl gerisinde kaldığını gösteriyor. Bunun belirttiği şey, küresel sıcaklarının CO2 değişimlerinden önce geldiğidir veya küresel sıcaklıkların CO2 değişimine neden olduğudur, tersi değildir. Başka bir deyişle, artan atmosferik CO2 küresel sıcaklığın artmasına neden olmuyor; bunun yerine küresel sıcaklıktaki doğal döngüsel artış küresel CO2’in artmasına neden oluyor.



Küresel sıcaklığa tepki olarak küresel CO2 seviyelerinin artmasının ve düşmesinin nedeni, soğuk suyun, sıcak sudan daha fazla CO2 tutma kapasitesidir. Karbonatlı içeceklerin, sıcak bir ortama konulduğunda karbonatının veya CO2’nin serbest kalmasının nedeni budur. Karbonatlı içeceklerin, şarabın ve biranın köpüklerinin kaçmasını önlemek için bunları soğuk yerlerde saklarız. Dünya şu anda doğal Buzul Çağı döngüsünün sonucu olarak ısınıyor ve okyanuslar ısınırken, atmosfere artan miktarlarda CO2 salıyor.

Isınan okyanuslar tarafından CO2 salınması, dünyanın sıcaklığındaki değişimlerin gerisinde kaldığı için, dünyanın şu andaki buzul çağları arası sıcak periyodunun bitişinden sonra bir diğer sekiz yüzyıl boyunca küresel CO2 seviyelerinin artmaya devam etmesini beklemeliyiz.

Vostok buz çekirdeği verileri grafiği, küresel CO2 seviyelerinin geçmiş 420,000 yıl boyunca Buzul Çağı minimumları ve maksimumlarının doğal döngüsüne direkt tepki olarak düzenli bir şekilde yükselip düştüğünü ortaya koyuyor. Bu doğal döngü içinde, yaklaşık her 110,000 yılda küresel sıcaklıklar ve bunu izleyen CO2 seviyeleri, yaklaşık bugünkü aynı seviyelerde zirveye ulaşıyor.

Bugün tekrar zirve noktasındayız ve sıcak ara periyodun sonuna yakınız ve dünya sonraki Buzul Çağına girmek üzere. Eğer şanslı isek, buna hazırlanmak için birkaç yılımız olabilir. Buzul Çağı, her zaman olduğu düzenli ve doğal döngüsünde gibi geri dönecek, antropojenik küresel ısınma etkileri olsun ya da olmasın.

AGW teorisi, saçma bir şekilde dar bir zaman genişliğinden alınan verilere dayanıyor ve uzun – vadeli iklim değişiminin ‘büyük resmi’ni amaçsız (düşüncesiz) şekilde ihmal ediyor. Buz çekirdeklerini, deniz sedimentlerini, jeolojiyi, palebotaniği ve zoolojiyi kapsayan paleoiklimbilimden gelen veriler, bir diğer Buzul Çağına girişin eşiğinde olduğumuzu belirtiyor ve veriler ayrıca ciddi ve uzun süren iklim değişiminin sadece birkaç yıl içinde gerçekleşebileceğini gösteriyor. Antropojenik Küresel Isınmanın kuşkulu tehdidi üzerine endişe dünyadaki insanların dikkatini başka yöne çekerken, Kuzey Yarıkürenin büyük bölümünü oturulmaz kılacak olan yaklaşan ve kaçınılmaz Buzul Çağının çok gerçek tehdidi aptalca görmezden geliniyor.
In science we trust.

Benzer Konular

15 Mart 2016 / ThinkerBeLL Tarih
15 Kasım 2006 / Misafir Tarih
9 Temmuz 2012 / Misafir Tarih
3 Aralık 2016 / ThinkerBeLL Tarih
27 Nisan 2009 / ThinkerBeLL Tarih