Arama

Absürd Ansiklopedi / Bunları biliyor musunuz? - Sayfa 4

Güncelleme: 7 Nisan 2015 Gösterim: 122.046 Cevap: 183
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
5 Ağustos 2006       Mesaj #31
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Bebekler doğmadan önce esner

Sponsorlu Bağlantılar
Dev kara kaplumbağaları yaşamları boyunca büyümeye devam eder

Ketçap önceleri ilaç olarak satılıyordu

İnsan kulağı eski balıkların solungaçlarından evrimleşti

Kalbinin büyüklüğü yumruğunun büyüklüğüne neredeyse eşittir

Dünyada bugüne kadar 480 milyondan fazla insan monopol oynadı

Afrikadan havalanan toz ABDye kadar ulaşabilir

Bir tavuğa ait en uzun uçma rekoru 13 saniyedir

Bir insan günde ortalama 20.000 kez göz kırpar

Kurbağalar sıvıları derileri yoluyla çeker

Bazı solucanların boyu 30 metreyi bulabilir

Pek çok kalamarın 3 kalbi vardır

Jüpiter, Güneş sistemindeki bütün diğer gezegenlerin toplamının 2 katı ağırlığındadır

Bir yarasa bir gecede 3.000 böcek yiyebilir

Orangutanlar uyumak için her akşam ağaçların üzerine kendilerine yeni bir yatak hazırlarlar

Bundan 18.000 yıl önce ABDnin dörtte biri buzla kaplıydı

Bazı kurbağalar zorlu kış aylarında neredeyse kaskatı donarak hayatta kalırlar

Teksastakibir ampul tam 96 yıldır sürekli olarak yanıyor

Astronotların boyları uzayda 7,5 cm. kadar uzayabilir

Bütün yanardağların yaklaşık %75i suyun altındadır

Cırcırböcekleri sesi dizleriyle hisseder

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #32
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Herkes sekiz zekâ ile doğar

Sponsorlu Bağlantılar
Kişilerin, yaşadığı ortama göre bazı zekâ alanlarının zamanla köreldiğini biliyor musunuz? Peki, "herkes sekiz zekâ ile doğar" desek ne düşünürsünüz? Hangi zekâ türü daha önemli? Yaşanılan ortamlar zekâları nasıl etkiliyor? Hangi zekâyı etkin kullanıyorsunuz? İşte çarpıcı yanıtlar:

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Özcan Demirel, çoklu zekâ kuramının amacının, eğitimde bireylerin neler yapabildiğinden çok neler yapabileceğinin düşünülmesi olduğunu belirtiyor.

Herkesin sekiz zekâ ile doğduğuna dikkat çeken Demirel, bu konudaki soruları şöyle yanıtladı:

Bu yönteme göre ders tasarımı nasıl yapılıyor?

— Öğretmen, örneğin cebir ve geometriyi bedensel zekâyı kullanarak öğretiyor. Böylece kalem - kâğıtla öğrenemeyen öğrenciler, model kurarak ve formülleri rol yapma ile göstererek daha kolay öğreniyorlar.

Yöntemi öğretmen belirler

Tüm zekâ türleri kullanılarak ders yapılabilir mi?

— Evet. Bazı öğretmenler derslerinde tüm türleri bütünleştirerek öğretimi daha uygun hale getiriyorlar. Bazıları ise öğrencilerine o konuyu nasıl öğrenmek istediklerini sorarak, alanını kendilerinin seçmesini istiyor.

Hangi zekâ türü daha önemli?

— Hepsine eşit derecede önem verilmeli. Geleneksel sistemde dil ve matematik zekâsı üzerinde yoğunlaşılıyor. Yeni kuramda ise öğrencilerde bulunan tüm güç ve becerilerin tanınması ve öğretilmesi görüşü temel alınıyor.

Herkes 8 zekâ alanına sahip midir?

— Evet, tüm insanlar hepsine birden sahip olarak doğar. Ancak öğrenciler sınıfa farklı zekâ alanları gelişmiş halde gelir. Çünkü çevreler farklıdır. Başka bir deyişle, her çocuk kendi zihinsel güç ve zayıflıklarıyla öğrenme ortamına katılır.

Zamanla değişiklik olur mu?

— İnsanların sahip oldukları tüm zekâlar yaşam boyu gelişim halindedir. Önemli olan çocuğun güçlü ve zayıf olduğu alanlarını görüp bunları geliştirecek uygulamalar yapılmasıdır. Yapılacak en büyük yanlış, bir insanın özellikle bir çocuğun tek tür ile etiketlenmesidir.

Yaşanılan ortamlar zekâları nasıl etkiliyor?

— Bu kuramın temelinde biyolojik ve kültürel boyutlar var. Kültürler, farklı zekâ türlerine verdikleri değerle zekâ gelişiminde önemli rol oynuyor.

Zekâları birlikte kullanmalı

Çevremizde hangi zekâ türüne daha fazla önem veriliyorsa o mu gelişiyor?

— Fazla değer verilen tür, diğerlerinden daha çok ve hızlı gelişiyor. Çünkü kabul gören ve değer verilen davranışlar motivasyonu (isteklendirme) arttırıyor ve bireyi bu davranışları zenginleştirmeye yöneltiyor.

Tüm türler birlikte kullanılamaz mı?

— Zekâlar her zaman birlikte çalışırlar ancak bu çok karmaşık yollarla gerçekleşir. Örneğin bir futbol oyuncusu koşarken, yakalarken ve vururken bedensel zekâyı; sahayı ve görevini tanırken mekânsal zekâyı; oyunun kurallarını öğrenirken dil ve sosyal zekâyı; kendini değerlendirirken de içsel zekâyı kullanır.

Hangi zekâyı etkin kullanıyorsunuz?

Aşağıdaki maddeleri dikkatle okuyarak, sizin ve çocuğunuz için en uygun olan cümleleri işaretleyin. Çalışmanın sonunda her bir bölümde verdiğiniz yanıtları gözden geçirin. Hangi bölüme verdiğiniz yanıt sayısı yüksek ise baskın olarak kullandığınız zekânız o olabilir. Böylece geliştirmeniz gereken zekâ bölümlerini de fark edebilirsiniz.

Sözsel - Dilsel

• Kitaplarım benim için çok önemli.
• Konuşmadan, yazmadan veya söylemeden önce kelimeleri kafamda duyabilirim.
• Televizyon veya filmi seyretmektense, radyo dinlemekten zevk alırım.
• Scrabble gibi kelime türetme oyunlarını severim.
• Tekerleme gibi dil oyunlarıyla kendimi ve başkalarını eğlendirmeyi severim.
• Bazen diğer insanlar yazı veya konuşma dilimde kullandığım kelimelerin anlamlarını sorma ihtiyacını duyarlar.
• Türkçe, edebiyat, İngilizce, sosyal bilgiler ve tarih derslerinden, matematik ve fen derslerine göre daha çok zevk alırım (alırdım.)
• Bir yolda giderken manzaradan çok ilan tahtalarındaki kelimeler dikkatimi çeker.
• Konuşmalarımda okuduğum veya duyduğum olaylara değinirim.
• Yazmaktan çok hoşlanıyorum.
• Zaman zaman amatörce ya da profesyonelce şiir veya yazılar yazarım.

Mantıksal - Matematiksel

Kolaylıkla aklımdan işlemler yapabilirim.
• Öğrenciyken matematik veya fen en sevdiğim derslerdi.
• Mantıksal düşünme gerektiren oyunlar oynamayı ve problemler çözmeyi severim.
• Eğer ile başlayan deneyler yaparım.
• Aklım olaylarda bir mantık sırası, belli bir düzen arar.
• Bilimdeki yeni gelişmelerle ilgilenirim.
• Hemen her şeyin mantıksal bir açıklaması olduğuna inanırım.
• Bazen net, soyut, kelimesiz ve imajsız olarak düşünürüm.
• Diğer insanların yaptıkları ve söylediklerinde mantık yolu bulmayı severim.
• Her şey ölçülüp, kategorize edilip, analiz edildiğinde daha rahat ederim.
• Zekâ oyunlarından zevk alırım.

Görsel - Mekânsal

• Gözlerimi kapattığımda genellikle net resimler görürüm.
• Renklere karşı duyarlıyım.
• Etrafımda gördüklerimi kaydetmek için sık sık fotoğraf makinesi veya kamera kullanırım.
• Puzzle ve bulmaca gibi görsel oyunları severim.
• Canlı ve parlak rüyalar görürüm.
• Tanımadığım bir yerde dolaşırken kolaylıkla yolumu bulurum.
• Çizmeyi ve karalamayı severim
• Bana göre geometri cebirden daha kolaydı.
• Yukarıdan kuşbaşı baktığımda bir şeyin nasıl görüneceğini kolaylıkla hayal ederim.
• Resimleri çok olan yazılara bakmayı tercih ederim.

Bedensel - Kinestetik

• Düzenli olarak bir spor dalıyla uğraşırım.
• Uzun zaman hareketsiz oturmak çok zor gelir.
• Dikiş dikme, dokuma, oyma, model yapma gibi ellerimi aktif olarak kullanabileceğim çalışmaları severim.
• Güzel fikirlerim genellikle yürürken, koşarken veya başka bir fiziksel aktivite yaparken ortaya çıkar.
• Boş vakitlerimi dışarıda geçirmeyi severim.
• Birisiyle konuşurken genellikle ellerimi veya başka şekillerde beden dilimi kullanırım.
• Bir şeyleri daha iyi öğrenmem için onlara dokunma ihtiyacı duyarım.
• Deli gibi koşmayı veya benzeri çılgın hareketleri severim.
• Kendimi, koordinasyonu çok iyi olarak tanımlıyorum.
• Yeni bir beceri geliştirebilmem için okumak veya seyretmektense uygulamam gerekir.
• Jest ve mimiklerimi, beden dilimi etkin olarak kullanırım.

Müziksel - Ritmik

• Sesimin müziğe yatkın olduğunu düşünüyorum.
• Bir notanın yanlış olduğunu hemen anlarım.
• Sık sık radyodan, kasetten, diskten müzik dinlerim.
• Bir müzik aleti çalarım.
• Müzik olmasaydı hayatım pek bir şeye benzemezdi.
• Yürürken aklımda genellikle bir müzik sesi olur.
• Basit bir vurma aleti ile bile müziğe eşlik edebilirim.
• Birçok şarkının veya müzikalin bestesini yapabilirim.
• Bir parçayı bir iki kere dinledikten sonra iyi bir şekilde söyleyebilirim.
• Çalışırken veya yeni bir şey öğrenirken genellikle mırıldanırım.

Kişiler arası - Sosyal

• Çevremdeki insanlar fikir danışmak için bana gelir.
• Voleybol, basketbol gibi grup oyunlarını yüzme ve koşma gibi bireysel olanlara tercih ederim.
• Bir sorunum olduğunda kendi başıma çözmek yerine, birinin yardımına ihtiyaç duyarım.
• En az üç tane yakın arkadaşım vardır.
• Sosyal olabileceğim oyunları tercih ederim.
• Bildiğim şeyleri başkalarına da öğretmeyi severim.
• Kendimi lider olarak görüyorum.
• Kalabalığın ortasında kendimi rahat hissederim.
• İşimle veya topluluğumla ilgili sosyal olaylara katılmayı severim.
• Evde yalnız kalmaktansa bir arkadaş toplantısına gitmeyi tercih ederim.

Kişisel - İçsel

• Düzenli olarak derin düşünme (meditasyon), değerlendirme veya hayatla ilgili önemli soruları düşünerek vakit geçiririm.
• Kendim hakkında daha fazla bilgi edinmek için kişisel gelişim seminerlerine ve rehberlik toplantılarına katılırım.
• Aksiliklere esneklikle yaklaşırım.
• Yalnızca benim bildiğim bir hobim vardır.
• Hayatımla ilgili düzenli olarak düşündüğüm önemli amaçlarım vardır.
• Güçlü ve zayıf olduğum yönlerime mantıklı bir bakış açım vardır.
• Etrafımda birçok insanın olduğu kalabalık bir yerde olmak yerine, tek başıma bir odada hafta sonu geçirmeyi tercih ederim.
• Kendimi, istekleri güçlü ve bağımsız hissederim.
• Kendi işimi kendim yaratırım ve hatta kendi işimin sahibi olmayı da düşünmüşümdür.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #33
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Dev teleskop 'dünya dışı yaşam' arayacak

Guardian - LONDRA - Evren hakkında merak edilenler 11 Avrupa devletinin finanse ettiği Avrupa Güney Rasathanesi'nin (ESO) üzerinde çalıştığı 'Extremely Large Telescope' (ELT) sayesinde ortaya çıkacak. Şili'deki Atacama Çölü'nde bulunan Cerro Paranal Rasathanesi'nde çalışan bilim insanlarının geliştireceği dev teleskopla evrendeki ilk maddeler, çeşitleri, galakside dünya benzeri başka gezegenler olup olmadığı gibi evrenin bilinmeyenleri incelenecek.
'Evren nasıl oluştu, yaşam nasıl başladı?' şeklindeki iki temel soruya yanıt bulmak için daha büyük teleskoplara ihtiyaç duyduklarını açıklayan ESO Direktörü Andreas Kaufer, dev teleskobun tasarı-mının sene sonuna kadar tamamlanacağını söyledi. 42 metre çapında-ki dev teleskop bir milyar avroya mal olacak ve 10 yıl içinde kullanılmaya başlanacak.

Galaksilerin sırrı çözülecek

Şu anda astronomlara evreni incelemek için en keskin görüş açısını, Cerro Paranal'da 2 bin 500 metre yükseklikte duran sekiz metre çapındaki 'Very Large Telescope' (VLT) veriyor. Ancak daha küçük gökcisimlerini gözlemlemek için daha büyük teleskoplara ihtiyaç duyuluyor.
Dr. Kaufer, ELT'le galaksilerin kimyasal içeriğini görmeye başlayabileceklerini ve bu şekilde ilk kuşak yıldızların nasıl oluştuğunu anlayabileceklerini açıkladı. ELT, ayrıca çok uzakta bulunan galaksilerdeki yıldızların da ilk defa resminin çekilmesini sağlayacak. Galaksileri oluşturan yıldızları incelemek, galaksilerin sırrının çözülmesine yardımcı olacak.
Avrupa Güney Rasathanesi ekibi dünyanın her yerinden astronomlarla fikir alışverişi yaparak dev teleskobun yerleştirileceği alanı belirlemeye çalışıyor. ELT'in tasarımı tamamlanmadan önce yerleştirileceği alan seçilecek
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #34
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
- Televizyonda "prime time"da gösterilen ilk çift, Fred ve Wilma
Çakmaktaş.

- Coca Cola ilk çıktığında yeşil renkliydi.

- Ünlü aile oyunu "Borsa" için, Amerikan Merkez Bankasından daha çok
para basılıyor.

- Erkekler, daha küçük yazılmış yazıları kadınlardan daha iyi okur,
kadınlar da erkeklerden daha iyi duyar.

- Afrikanın el değmemiş alanı yüzde 28, Kuzey Amerikanın ise yüzde
38.

- ABDde saatte ortalama 61 bin kişi uçakla yolculuk ediyor.

- Zeki insanların saçlarında daha fazla çinko ve bakır bulunuyor.

- 8 ve 9 yaşlarındaki dünyanın en genç ailesi, Çinde kuruldu.
- En genç Papa 11 yaşındaydı.
- Daktilo ile yazılan ilk roman Tom Sawyerdı.
- İskambil kartlarındaki her "Rua" tarihteki bir kralı temsil ediyor :

Maça: Kral David
Kupa: Şarlman
Sinek: Büyük İskender
Karo: Julius Sezar

- 111,111,111 x 111,111,111 = 12,345,678,987,654,321

- Eğer ünlü bir kişinin heykelinde, şahsın üzerinde bulunduğu atın 2
ayağı da havadaysa, bu kişi savaşta, eğer atın sol bacağı havadaysa,
bu ünlü kişi savaş sırasında aldığı yaralardan ötürü, eğer atın 4
bacağı da yerdeyse, bu kişi doğal nedenlerden ötürü ölmüş anlamına
gelmektedir.

- ABDde bir yıl içinde sadece 2 gün profesyonel spor karşılaşması
yapılmıyor.

- Aralık ayında diğer aylardan daha çok gebe kalınır.
- Amerikalıların yarısı doğum yerlerine en fazla 50 mil uzaklıkta
yaşarlar.

- Çoğu tekne sahipleri, teknelerine kendi isimlerini verirler.
Dünyada en çok verilen tekne ismi de "Obsession" dur.

- Kurşun geçirmez yelek, yangın çıkışı, cam sileceği ve lazer
yazıcının ortak yanı, kadınlarca icat edilmesidir.

- Bozulmayan tek gıda maddesi baldır.

- Yılın en çok telefon görüşmesinin yapıldığı gün Babalar Günüdür.

- Ünlü çizgi film kahramanı sevimli tavşan Bugs Bunnyyi seslendiren
Mel Blancin, aslında havuç allerjisi vardı.

- Bir toplantıda insanların yüzde 40ının yaptığı iş, karşısındakine
doktorluk taslamaktır.
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
11 Ağustos 2006       Mesaj #35
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
SU

Yeryüzünde en bol bulunan maddelerden biridir ve yaşamın temelidir. Eğer su olmasaydı yaşam da olmazdı. Denizler ve okyanuslar yeryüzünün yaklaşık onda yedisini kapla; toprakta, atmosferde ve bütün canlı varlıklarda su vardır. İnsan vücudunun yaklaşık üçte ikisi Sudan Oluşu; ayrıca yiyeceklerin, özelliklede sebze ve meyvelerin büyük bir bölümü de sudur.

Güneşinısısı deniz suyunun yüzeyinde buharlaşmaya neden olur ve su buharlaşıp öbür mineraller kalır ve bu mineraller altaki suya karışır. Denizlerin buralara dökülen ırmaklardan çok daha tuzlu olmasının sebebi budur.

içme sularının kolayca içilebilmesi için de suyun belirli ölçülerde çözünmüş gaz ve mineralleri içeriyor olması gerekir.

Dünyadaki yaşamın varlığı suya bağlıdır. Güneş ısısı suyu buharlaştırır; buharlaşan su, damlacıklardan oluşan bulutlar halinde atmosferde kümelenir. Bu kütleler yeterli bir büyüklüğe ulaşınca yağmur, dolu ya da kar halinde yeryüzüne iner ve yaşamın sürmesini sağlar. Buna yağış denir; suyun toprağa işlemesi de bu süreçte olur. Bitkiler suyu topraktan soğurur ve bunun belirli bir bölümünü terleme denen bir süreç sonucunda tekrar atmosferde bırakır. Buharlaşma, yağış ve terleme su çevrimini oluşturur.

Yağan yağmur ve akan sular yeryüzünü zaman içinde değişikliğe uğratır. Dev barajların yardımıyla suyun bir bölümü denize dökülmeden önce tutulabilir. Bu yapay depolarda toplanan sudan yararlanılarak elektrik üretimi için kullanılan su Türibinleri Çalıştırılabilir, kasaba ve kentlerin su gereksinimi karşılanabilir.
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
11 Ağustos 2006       Mesaj #36
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
İnsanlar neden horlar?


Ağzımızın arka kısmında sarkık duran yumuxşak bir et parçası vardir. Kişisırtüstü ve ağzı açık bir biçimde uyuyorsa, derin nefes aldığında bu etparçası öne arkaya doğru hareket eder.Horultunun nedeni budur. Horlamagenellikle horlayan kişinin ağzının kapatılmasıyla ve yan dönmesininsağlanmasıyla engellenebilir.






Bir kağıt parçasını yırttığınızda çok aşina olduğunuz bir sesduyarsınız. Kağıdı ne kadar hızlı yırtarsanız çıkan ses de okadar yüksek olur. Neden?


Kağıt selüloz liflerinden oluşur. Bir kağıt parçasını yırttığınızda, bulifler birbiri ardına koparlar ve yarattıkları titreşim etraflarındakihavada ses dalgalarının oluşmasına neden olur. Kağıdı hızlı yırttığınızda,belirli bir zaman içinde daha çok lif kopartmış olursunuz. Bu datitreşimlerin frekansının ve ve dolayısıyla sesin perdesinin yükselmesisonucunu getirir.







Karatahtaya yazı yazarken tebeşiri doğru açıda tutmadığımızda niçin sinir bozucu bir ses çıkar?


Tahtaya tebeşirle yazı yazarken tebeşiri tahtaya doğru bastırır vehareket ettiririz.Tebeşir ile tahta arasindaki sürtünme, tebeşirdenparçacıklar kopmasına neden olur. Kopan bu parçacıklar tahtayayapışırlar.Sürtünme gerekli olandan az ise tebeşir kayar ve tahtaya art ardabirçok kez değer. O gıcırtı sesinin ortaya çıkmasının nedeni de budur. Tebeşirile tahta arasındaki sürtünme kuvveti, tahta ile tebeşir arasındaki açıylave iki nesnenin değme alanlarının büyüklüğü ile bağlantılıdır. Sinir bozucuses ile sürtünme az olduğunda karşılaşırız.








İçi sıcak su ile dolu bir şişe nasıl olur da kaslarınızdaki ağrıyı azaltır?



Sıcak su dolu şişenin ısısı derideki bazı lifleri (ağrısinirlerini) uyarır. Bu uyarım omurilik boyunca geçerek ağrıyan kasa veçevresindeki damarlara ulayır. Damarlar genişler ve bu da kas dokusundaki"ağrı faktörü"nün azalmasına yardımcı olur. "Ağrı faktörü" zehirli asitlerüreterek ve kasların kasılmasına ve kramplara yol açarak ağrı yaratır."Ağrıfaktörü"nün şiddetinin azaltılması ağrıyı hafifletir. Bu tür bir hafiflemeyumuşak bir masaj ile de sağlanabilir

virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
15 Ağustos 2006       Mesaj #37
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Aya ayak basan ikinci insan Edwin "Buzz" Aldrin. Apollo 11 uzay aracı ile 20 Temmuz 1969 tarihinde Aya ayak basan ilk insan ise Neil Armstrongdur. Neil Armstrongun Aya ayak basmak ile ilgili olarak söylediği "Benim için ufak bir adım, fakat insanlık için büyük bir" sözü, 20. yüzyılın en önemli sözleri arasındadır
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
15 Ağustos 2006       Mesaj #38
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
DEPREM NEDİR ?
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir.
Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.
Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına "SİSMOLOJİ" denir.
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
16 Ağustos 2006       Mesaj #39
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Güneş Sıcaklığı : Güneş_in Sıcaklığı Derece olarak 6000 dış yüzeyinde, içindeki sıcaklık ise onikimilyon derecedir. GÜNEŞ Dünyaya en yakın yıldızdır ve 8 ışık dakikası (149.6 milyon km) uzaklıktadır. Bu aynı zamanda güneşe baktığımızda onun 8 dakika önceki halini görüyoruz demektir.700.000 km yarıçapı ve 15 milyon K çekirdek sıcaklığı göz önüne alındığında H-R diyagramına göre G2 türünden cüce yıldızlar sınıfına girer. Güneş sisteminin Samanyolu?nda Oort Bulutu?ndan oluştuğu sanılmaktadır. ( C ile K dönüşümü +/- 273 ile yapılır)
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
18 Ağustos 2006       Mesaj #40
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
MSN in tarihçesi

MSN Messenger 1:
1999 yılında ilk ürün piayasaya sunuldu.AOL'ün kendi anında mesajlaşma yazılımı olan AIM ağı ile uyumluluk vaat ediordu.basit metinsel mesajlaşma ve adres defteri barındırıordu....

MSN messenger 2
:
1999 un sonlarına doru duyurulan MSN Messenger 2 minik görsel deişiklikler içeriordu.bunnar arasında reklamlar için banner alanı ve chat penceresinin özelleştirilmesiydi....

MSN messenger 3
:
2000 yılının mayıs ayında sunulan bu üçüncü sürüm artık dosya transferi yapabilmenize izin veriordu.dahası pc nizde bulunan Net2Phone ile PCden PCye ses aktarımı da yapabiliordu ki bu ilk VoIP uygulamalarından biridir.

MSN Messenger 4.6
:
Arabirim deişiklikleri,adres defterindeki kişileri gruplama ve sesli görüşme gibi ynilikler getiren messenger 4.6,2201 yılının ekim ayında sunuldu.bu sürüm yannızca win 9x,ME,NT ve 2000 üzerinde çalışıordu ve win XP kullanıcıları win messenger kullanmak zorundaydı.

MSN Messenger 5
:
2002 yılında sürülen bu sürüm ile Win XP kullanıcıları artık win messenger beraberinde MSN messengerı da kullanabilir hale geldiler.bu sürüm içerisinde UPnP tabanlı dosya transfer protokolü ve minik arabirim deişiklikleri bulunuordu.

MSN messenger 6:
temmuz 2003 tarihinde duyurulan msn messenger 6 birçok deişiklikler içerisinde barındıran ve messenger programını basit bir chat aracındsan ziyade komple bir haberleştirme aracına kavuşturan sürüm oldu.bu sürüm sayesinde programın arabirimi tamamen deiştirilebi,lir hale geldi.ilk defa emoticons,kişi resimleri v şuanki sürümde gördüğümüz biçok yenilik bu version ile gelmiş oldu.bu version içerisinde gerek güvenlik gerekse arabirimi deiştiren biçok alt güncelleme sunuldu...

MSN messenger 6.1:
Aralık 2003 tarihinde gelen bu sürüm daha çok mesajlaşma penceresinde deişiklikler içeriordu.artık pencerenin renk temasını deiştirebilior ve menü alanını gizleyebiliordunuz.aynı zamanda programın protokolü MSNP olarak deiştirilmiş oldu.

MSN Messenger 6.2:
2004 yılının nisan ayında piyasaya sürülen MSN messenger 6.2,altı numaralı msn serisinin son versionuydu.bu versionda mobil kullanıcıların ikonları daha belirgin olarak deiştirildi.ayrıca bağlantı sorunlarını çözmek için bir yardım arabirimi eklendi.LAUNCH Site isimli bölüm ise FUN GAMES olarak deiştirildi..

MSN Messenger 7.0
Nisan 2005 tarihinde gelen bu sürüm ile artık winks getirilmiş oldu.aynı zamanda kendi resminizi animasyomlu resim ile deiştirebiliordunuz.kişi listenizdeki isimlerin stilleri ise bir anında mesajlaşma yazılımına daha yakışır şekilde dizayn edildi.bu sürüm NT tabanlı olmayan Windowslarda da çalışabilen son sürümdü..

MSN Messenger 7.5
23 Ağustos 2205 tarihinde sunuldu.bu sürüm özellikle güvenlik konusunda yenilikler barındırıordu.görsel annamdaki yeni özellikler ise dinamik arka zeminleri,ses klipleri gönderebilmesi,daha fazla göz kırpma ve ifadelerden oluşuordu.ancak bu sürüm artık yannızca Win XP tabanı altında çalışabiliordu

Benzer Konular

30 Haziran 2011 / ultraslan_merve Soru-Cevap
10 Temmuz 2012 / SeRCaX.TR Genel Mesajlar