Arama

Eklem Nedir - Eklemlerin Yapısı ve Görevleri

Güncelleme: 2 Kasım 2016 Gösterim: 24.708 Cevap: 7
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
16 Temmuz 2011       Mesaj #1
ener - avatarı
Ziyaretçi

Eklem


İnsanlarda ve omurgalı hayvanlarda, kemikleri birbirine birleştiren ögeler bütünü. Oynamaz eklemler (synarthrosis), yarı oynar eklemler (amphiarthrosis) ve oynar eklemler ya da oynaklar (diarthrosis) olmak üzere üç grupta toplanır.
Ad:  ek1.jpg
Gösterim: 15187
Boyut:  12.8 KB
  • Oynar (Hareketli) Eklem: Kol ve bacaklarda olduğu gibi hareket yeteneği fazla olan eklemlerdir.
  • Oynamaz (Hareketsiz) Eklem: Kafatasını oluşturan kemikler arasında oynamaz eklem görülür. Bu kemikler, girinti ve çıkıntılarla birbirlerine oynamaz eklemlerle sıkıca bağlanırlar.
  • Yarı Oynar (Yarı Hareketli) Eklem: Omurgadaki omurlar arasındaki eklemler, yarı oynar eklemlerdir. Sınırlı olarak hareket ederler.
Oynamaz eklemlerde iki kemik yüzeyi, aralarında yer alan lifsi dokudan ya da kıkırdaktan oluşan bir ara maddeyle birleşir. Yarı oynar eklemlerin birleşme yüzeyleri kıkırdak bir tabakayla örtülüdür. Bu tabakanın çevresinde bağlar yer alır. Her bakımdan bedenin en kusursuz eklemleri olan oynaklardaysa eklem yüzeyleri kaygan olup bir boşlukta birbirlerinden ayrılırlar. İki kemiğin ucunu birbirine bağlayan eklem kılıfı (kapsülü) yer yer kalınlaşarak kılıfa direnç kazandıran eklem bağını oluşturur. Eklem kılıfının iç yüzeyi yapışkan ve kaygan eklem sıvısını salgılayan eklem zarıyla kaplıdır. İç iskeleti olan tüm hayvanlarda eklemlerin biçimi aynı olmakla beraber, dış iskeletli hayvanlarda (örneğin böceklerde) tamamen farklıdır.
Sponsorlu Bağlantılar

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 2 Kasım 2016 17:09
tokiohotel - avatarı
tokiohotel
VIP ''Ölü Gelin''
23 Ağustos 2011       Mesaj #2
tokiohotel - avatarı
VIP ''Ölü Gelin''

Eklem


Eklem, iki kemiğin vücut bölümlerinin hareket edebilmesini sağlamak için birleştiği kısıma verilen ad.
Sponsorlu Bağlantılar

Oynar eklemler


Kol ve bacak kemikleri bağlantı yerlerindeki eklemler oynar eklemlerdir. Bunlar iki bağlantı kemiğinin, eklem yerlerinde istenen hareketi verecek şekilde oynayabilmesini sağlamış olurlar. Böylece bu eklemlerin bulunduğu kemikler, çeşitli hareket yeteneğine sahip eklemler özelliğini kazanmış olurlar.
Oynar eklemlerdeki kemiklerden birinin başı, öbür kemiğin çukuruna girmiş şekildedir. İki kemik, birbirlerine eklem bağları ile bağlanmıştır. Kemiklerin birbirlerine sürtünmeleri sırasında aşınmalarım önlemek için, bu eklem yüzlerinde kıkırdak yastıkları ve buraları yumurta akı bir madde ile sıvayarak kaygan hale getiren eklem kesecikleri bulunur. Eklem aralığındaki bu sıvının korunması ve her iki kemiğin hareket kaabiliyetinin sağlanması görevide eklem kapsülüne aittir. Oynar eklemlerin etrafında bir de hareketleri sağlayan ve eklem kapsülünü koruyan ligamentler vardır. Kasların bitiş noktalarını oluşturan ligamentler aynı zamanda eklemin hareketlerinin yönlerini belirler. Bazı oynar eklemlerin iç kısmında yani kapsülün içinde kalacak şekilde menisküs denilen yapılar ve iç ligamentler bulunur.

Oynamaz eklemler


Kafatası kemiklerinin birbirlerine eklendikleri yerlerdeki eklemlerdir. Buradaki eklem yerleri, bir testerenin dişleri gibi birbirlerine geçme şeklindedir. Kemikler, bu girinti ve çıkıntılarla birbirlerine oynamayacak şekilde eklenmiş durumdadırlar.

Yarıoynar eklemler


Omurgayı meydana getiren omurların birbirlerine olan eklemlerindeki eklemlerdir. Bunlar sınırlı olarak hareket ederler.
Ad:  ek7.jpg
Gösterim: 5491
Boyut:  21.5 KB

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 5 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 2 Kasım 2016 17:24
''Boşver''
alakara - avatarı
alakara
Ziyaretçi
11 Şubat 2013       Mesaj #3
alakara - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  ek5.jpg
Gösterim: 7743
Boyut:  21.6 KB
EKLEMLER

Hareket yeteneklerine göre eklemler üç çeşittir:
Oynar Eklem: Kol ve bacaklarda olduğu gibi hareket yeteneği fazla olan eklemlerdir.
Oynamaz Eklem: Kafatasını oluşturan kemikler arasında oynamaz eklem görülür. Bu kemikler, girinti ve çıkıntılarla birbirlerine oynamaz eklemlerle sıkıca bağlanırlar.
Yarı Oynar Eklem: Omurgadaki omurlar arasındaki eklemler, yarı oynar eklemlerdir. Sınırlı olarak hareket ederler.
Hızlı Oynar Eklem: Eldeki parmak lar arasındaki eklemler, çok hızlı oynayan eklemdir.

Oynamaz eklemler, Kafatası kemiklerinin birbirlerine eklendikleri yerlerdeki eklemlerdir. Buradaki eklem yerleri, bir testerenin dişleri gibi birbirlerine geçme şeklindedir. Kemikler, bu girinti ve çıkıntılarla, birbirlerine oynamayacak şekilde eklenmiş durumdadırlar.Yarı oynar eklemler, omurgayı meydana getiren omurların birbirlerine olan eklemlerindeki eklemlerdir. Bunların oynamaları pek azdır.

Oynar eklemler, Kol ve bacak kemikleri bağlantı yerlerindeki eklemler, oynar eklemlerdir. Bunlar, iki bağlantı kemiğinin, eklem yerlerinde istenen hareketi verecek şekilde oynayabilmesini sağlamış olurlar. Böylece, bu eklemlerin bulunduğu kemikler, çeşitli hareket yeteneğine sahip eklemler özelliğini kazanmış olurlar.

Oynar eklemlerdeki kemiklerden birinin başı, öbür kemiğin çukuruna girmiş şekildedir. İki kemik, birbirlerine eklem bağları ile bağlanmıştır. Kemiklerin birbirlerine sürtünmeleri sırasında aşınmalarım önlemek için, bu eklem yüzlerinde kıkırdak yastıkları ve buraları yumurta akı bir madde ile sıvayarak kaygan hale getiren eklem kesecikleri bulunur.Eklem aralığındaki bu sıvının korunması ve her iki kemiğin hareket kaabiliyetinin sağlanması görevide eklem kapsülüne aittir.Oynar eklemlerin etrafında birde hareketleri sağlayan ve eklem hapsülünü koruyan ligamentler vardır.Kasların bitiş noktalarını oluşturan ligamentler aynı zamanda eklemin hareketlerinin yönlerini belirler.Bazı oynar eklemlerin iç kısmında yani kapsülün içinde kalacak şekilde menisküs denilen yapılar ve iç ligamentler bulunur.(diz eklemi)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Nisan 2016 01:17
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
11 Şubat 2013       Mesaj #4
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye

Vücudumuzdaki Eklemler


Kemiklerin birbirine bağlandığı yere eklem denir. Eklemlerin görevleri nelerdir?
  • Kemiklerin hiç biri eğilip bükülemez, tek başına hareket edemez.
    Ad:  ek3.jpg
Gösterim: 6095
Boyut:  10.2 KB
  • Onları hareketli hôle getiren eklemlerdir.
  • Eklemler tıpkı kapı ve pencerenin menteşelerine benzer.
  • Nasıl ki menteşeler olmasa kapı pencere açılıp kapanmaz.
  • İskeletimiz de öyledir. Eklemler olmasa iskeletimiz de sabit, olduğu yerde kapı gibi çakılır kalır.
Eklemler özelliklerine göre 3′e ayrılır.
a) Oynamaz eklemler
b) Yarı oynor eklemler
c) Oynar eklemler

Oynamaz eklemlerin özellikleri nelerdir?
  • Oynamaz eklemler adı üstünde hiç oynamaz, hareket etmezler.
  • Çünkü bu kemikler cok sıkı bir sekilde birbirine bağlanmış, testere dişi gibi birbirine girmiş, özellikle kafatasında bulunan sağlam kemiklerdır.
Yarı oynar eklemlerin özellikleri nelerdir?
  • Yarı oynar eklemler adı üstünde tam oynamaz, yarı oynar durumdadır.
  • Bel, sırt ve boyun bölgesinde bulunurlar.
Oynar eklemlerin özellikleri nelerdir?
  • Oynar eklemler adı üstünde oynar: yani çok yönlü hareket ederler.
  • Kol ve bacaklarımızda bulunan eklemler bu tür eklemlerdir.
  • Birbiriyle birleşen kemiklerden birinin ucu tümsek, diğerinin ucu ise ona uyacak şekilde çukurdur.
  • Eklemleri oluşturan kemiklerin ucu kırılmasın diye kaygan ve yumuşak maddeyle örtülüdür.
  • İki eklem arasında kaygan sıvı vardır.
  • Karşılıklı iki kemik eklem bağlarıyla birbirine bağlıdır.
Eklemlerin sağlıklığını nasıl korumalıyız?
  • Eklemler vücudun en çok sorun çıkaran bölgelerinden biridir.
  • Sürekli baskı altında oldukları için el ya da ayak bilekleri kolayca burkulabilir.
  • Bu burkulmalar sonucunda hemen doktora gidilmelidir.
  • Aksi durumda bu bölgeler şişer, vücudumuzu kullanamayız.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 2 Kasım 2016 17:27
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
24 Nisan 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Eklemler
İki ya da daha fazla kemiğin birbirine bağlandığı yere eklem denir. Eklemler, kemiklerin hareket etmesini ve birbirlerine bağlanmasını sağlarlar. Eklem yerlerindeki kemikler birbirlerin kuvvetli eklem bağı ile bağlanmışlardır.
Eklemler, bulundukları yere ve hareketlerine göre oynar, yarı oynar ve oynamaz eklemler olarak üç çeşittir.

Oynar (Hareketli) Eklemler
Ad:  hareketli eklemler.JPG
Gösterim: 8707
Boyut:  43.3 KB
Her yönde rahatça hareket edebilen eklemlerdir. Oynar eklemler vücudun hareketini sağlarlar. Oynar eklemlerde, kemikler arasında boşluk bulunur ve bu boşluk eklem sıvısı ile doludur. Eklem sıvısı ile kemiklerin uç kısımlarındaki kıkırdak kemiklerin kolay hareket etmesini sağlar ve kemiklerin birbirine sürtünüp aşınmasını önler.
  • Omuz eklemli
  • Kalça eklemi
  • Kol ve bacaklardaki eklemler

Yarı Oynar Eklemler :
Ad:  yarı hareketli eklemler.JPG
Gösterim: 8575
Boyut:  24.0 KB
Çok az hareket edebilen, hareketleri sınırlı olan eklemlerdir. Yarı oynar eklemi oluşturan iki kemik arasında sadece kıkırdak bulunur, eklem sıvısı ve kemikler arasında boşluk bulunmaz. (Bu eklemlerdeki kemikler, kıkırdakların esnekliği oranında hareket edebilirler).
  • Alt çene kemiğini bağlayan eklem
  • Omurgadaki omur kemiklerini bağlayan eklemler

Oynamaz (Hareketsiz) Eklemler
Ad:  hareketsiz eklemler.JPG
Gösterim: 14026
Boyut:  19.4 KB
Kemiklerin birbirine sıkıca kaynamasıyla oluşan ve hiç hareket etmeyen eklemlerdir. Oynamaz eklemi oluşturan kemikler arasında hiç boşluk bulunmaz.
  • Kafatası kemiklerini bağlayan eklemler
  • Kuyruk sokumu ve sağrı omurlarını bağlayan eklemler
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 25 Nisan 2016 23:49
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Nisan 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
EKLEM YAPISI VE EKLEM ÇEVRESİ DOKULAR
1.Subkondral Kemik
Subkondral kemik, kıkırdak altı kemik anlamına gelir. Subkondral kemiği, artiküler yüzey kıkırdağına destek sağlayan kemik dokusu şeklinde tanımlayabiliriz. Subkondral kemik, eklem yüzeylerini oluşturan ve destekleyen dokulardan biridir, artiküler kıkırdak, subartiküler kıkırdak ve kalsifiye kıkırdaktan sonra gelir. Subkondral kemik iki bölüme ayrlmıştır: subkondral kemik plağı ve trabeküler kemik. Subkondral kemik plağı kalsifiye kıkırdağı ilikten ayıran yapı olarak tanımlanır. Bu yapı, vasküler kanallar aracılığıyla beslenir; trabeküler kemik ise ilik dokusundan beslenir. Subkondral kemiğin temelde iki işlevinden bahsedilebilir. Bunlar stres absorbsiyonu ve eklemin yapı ve şeklinin korunmasıdır. Subkondral kemiğin yoğunluğu ve direnci, uygulanan strese ve kuvvete adapte olabilmektedir.
Ad:  h.eklem.jpg
Gösterim: 14646
Boyut:  21.6 KB

2.Sinoviyal Sıvı
Eklemlerde, eklem kapsülünü oluşturan bir zar mevcuttur.
Bu zara sinovyal membran denir. Sinovyal membranda bulunan hücreler (sinoviosit) eklem kapsülünü dolduran sıvıyı (sinovial sıvı) üretirler.
Sinoviyal eklemlerde bulunan sıvı, eklem yüzeyini yağlar, sürtünmenin azaltılmasına yardım eder ve eklem kıkırdağını besler. Normalde berrak, soluk sarı, koyu bir sıvıdır ve yalnızca az miktarda bulunur. Bileşimi kan plazmasına benzer; ancak koyuluk ve yağlama için temel olan hyaluronat ve lubricin içerir. Sinoviyal sıvıda az sayıda monositler (beyaz kan hücreleri), lenfositler ve makrofajlarda bulunur. Ayrıca hyaluronik asit başta olmak üzere çeşitli mukoproteinler bakımından zengin bir sıvıdır.
Eklemlerde ancak eklem yüzleri arasında kalan kılcal aralığı dolduracak kadar olduğundan enjektörle çektiğinizde 0,5 ml kadar sinovia elde edebilirsiniz.

3. Bursalar:
Keseler (bursa), eklem hareket ettiğinde kasların ve tendonların birbiri üzerinden kolayca kaymasını sağlayan sinoviyal sıvıyla dolu, yassılaşmış torbacıklardır.

4. Eklem Kapsülü

Eklem boşluğu için hava geçirmez bir katman oluşturarak eklemin etrafını çeviren sert bağ dokusundan oluşmuş bir yapıdır.
Eklem yüzlerini içine alacak şekilde, kemik uçlarına tutunan iki tabanlı bir örtüdür.
Eklem boşluğu eklem kapsülü tarafından çevrelenir ve bu kapsülün eklemin korunmasında görevi vardır. Eklem kapsülü, eklem boşluğu içindeki negatif hava boşluğunun oluşması ve iç tabakası ile eklem boşluğunu dolduran sinovial sıvının salgılanması bakımından önemlidir.

Eklem kapsülü yapı ve fonksiyon bakımından birbirinden farklı iki tabakadan oluşur:
a) Fibröz Membran:
Eklem kapsülünün dış tabakasıdır ve sağlam fibröz bağ dokusundan yapılmıştır.
Ekleme katılan kemikleri birbirine bağlayarak kapalı bir eklem boşluğu oluşturmasının yanı sıra,
eklemi dış etkilerden korur ve gerekmeyen hareketleri de sınırlar.
b) Sinovial Membran:
Eklem boşluğu içindeki tüm yapıları ve fibröz membranın iç yüzünü örten gevşek bağ dokusudur. Çok yüksek rejenerasyon yeteneği vardır. Damar ve sinirden zengin, duyarlı bir tabaka olan sinovial membran, sinovial sıvıyı salgılar.

5. Eklem Bağları (Ligamanlar):

Eklem bağları, bağ dokusundan yapılmış, eklemdeki iki kemiği birbirine bağlayan yapılardır. Bu bağlar, eklemi sarar, eklem kapsülünü destekler, eklemin dayanıklılığını ve hareketini sağlar.
Belirli yönlere harekete imkan sağlayarak, eklemlerin stabilize olmasına yardım eder.
Spesifik rollerine bağlı olarak değişik şekil ve dayanıklılığa sahip bağlar vardır. Bulundukları yere göre dört grupta değerlendirilirler:
a) Eklem kapsülü dışındaki bağlar
b) Aksesuvar bağlar: Kapsül dışında fakat eklemden uzak bir konumda bulunurlar. Bağlar arasında fonksiyonel bir bütünlük vardır.
c) Eklem kapsülü yapısına katılan bağlar
d) Eklem kapsülünün içindeki bağlar

6. Kıkırdak Doku
Kıkırdak özel bir bağ dokusu tipidir ve embriyonun mezoderm tabakasından gelişir. Kıkırdak, organizmada damarı ve siniri olmayan dokulara tipik örnek teşkil eder. Kıkırdak dokusu esas olarak hücreler ve matriks olarak adlandırılan lif ve temel maddeden meydana gelmiştir.
Organizmada içerdiği liflere göre 3 tür kıkırdak bulunur:
Hiyalin kıkırdak: Kemik birleşim noktalarında (eklem kıkırdağı) , ayrıca büyümelerine yardım etmek
amacıyla kemiklerin içinde bulunur.
Elastik Kıkırdak: Kulak kepçesinde, gırtlaktaki işitsel kanallar ve östaki kanalları gibi tüplerde bulunur.
Fibröz kıkırdak: Ciddi destek veya gerilme direnci isteyen omurilik disklerinde, tendonların ve kemiklerin birleşme noktalarında bulunur.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Nisan 2016 00:09
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Nisan 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
EKLEM ÇEŞİTLERİ
Yapılarına Göre Eklem Çeşitleri
Fibröz Eklemler(Hareketsiz)
Ad:  hareketsiz fibroz.JPG
Gösterim: 5800
Boyut:  19.2 KB
Eklem arasında yer alan kemikler fibröz doku ile birbirine bağlanmıştır. Bu nedenle de eklemin adı fibröz eklemdir. Fibröz eklemler alt kategorilere ayrılır. Gomphosis, Syndesmosis, Satura fibröz eklemlerin alt kategorisidir. Kategori eklemlerin birbirine benzerliği ve kemiklere tutunma kabiliyetlerine göre gerçekleştirilir.

Kartilaginöz Eklemler(Yarı Hareketli)
Ad:  yarı hareketli kartilaginöz.JPG
Gösterim: 5699
Boyut:  17.6 KB
Bu tür eklemlerde kemikler birbirine kıkırdak ile bağlanmıştır. Bu tür eklemlerin hareket yeteneği oldukça kısıtlıdır. İşlevlerine göre yarı oynar eklemler olarak da ayrılabilir. Yine Synhondrosis ve Symphsis olarak sınıflandırırlar. Sınıflandırma tıptı fibröz eklemlerde olduğu gibi eklemin hareket ve görevine göre yapılır.

Sinoviyal Eklemler(Hareketli)

Ad:  diz eklemi.JPG
Gösterim: 7349
Boyut:  25.2 KB
Bu eklem çeşitleri vücutta hareket işlevini eklem sıvısı sayesinde gerçekleştirir. İşlev yeteneğine göre oynar eklemlerden oluşan sinoviyal eklemlerin de alt grupları vardır. Alt grupları, Art. Sellarris, Art. Trachoidea, Art. Ellipsoidea, Art. Bicondylaris, Art. Spherodia, Art. Plana olarak adlandırılırlar. Eklemlerin kemiklerdeki girmiş oldukları şekillere göre yapılır.

1.Sinoviyal Eklemler
Oynar eklemleri oluşturan kemiklerin uçları, karşılıklı olarak birbiriyle uyumludur. İki kemik, birbirlerine kapsül ve eklem bağları ile bağlanmıştır. Kemiklerin aşınmasını önlemek için eklem boşluğu sinoviyal sıvı ile doludur. Eklemin kemik yüzleri hyalin kıkırdak ile örtülüdür. Oynar eklemlerin etrafında aşırı hareketleri sınırlayan ve eklem kapsülünü koruyan ligamentler vardır. Eklem hareketini gerçekleştiren kaslar, eklemi oluşturan kemiklere yapışmadan önce fibröz bağ dokusundan
oluşan tendonlara dönüşürler. Tendonlar da eklem yapısını desteklerler. Kapsül, ligamentler ve çevre kaslar aynı zamanda eklemin hareketlerinin yönünü de belirler. Bazı oynar eklemlerin iç kısmında yani kapsülün içinde meninskler bulunur. Meninksler karşılıklı gelen kemik yüzeylerinin uyumunu arttırırlar. Diz ekleminde eklem içi bağlar da bulunur.

a) Menteşe Tipi Eklemler (Ginglymus)
Ad:  ginglymuseklem.jpg
Gösterim: 5980
Boyut:  12.2 KB
Bu tür eklemler menteşe şeklinde hareket eder, yani bir düzlemde fleksiyon ve ekstensiyon hareketi yapmaya olanak tanır. Örnek: Dirsek eklemi
Dışbükey eklem (konveks) yüzü makara, içbükey (konkav) eklem yüzü ise makarayı içine alacak şekilde olup eklem yüzleri birbirine uygunluk gösterir. Bu grup eklemler yalnızca transvers eksen etrafında flexion-extansion hareketleri yapabildiklerinden menteşe şeklinde eklemler olarak da bilinirler. Harekerin görüldüğü yerlerde bu eklemlerin eklem kapsülü ince ve gevşektir, ancak eklem güçlü yan bağlarla güçlendirilmiştir. Bu tip ekleme art. humeroulnaris ve art. interphalangea örnek olarak verilebilir.

b) Pivot Eklemler (Trachoidea)
Ad:  pivot.jpg
Gösterim: 5290
Boyut:  5.6 KB
Kemiklerin, bir eksen çevresinde birbirleri etrafında rotasyon yapabilmesine izin veren eklemlerdir. Boyunda atlanto-aksiyel eklem ve ön kol kemikleri arasındaki eklemler örnektir.
Dış bükey eklem yüzü silindir, iç bükey eklem yüzü ise osteofibroz bir halka şeklindedir. Dışbükey yüzü tamamen içine alabilecek bir içbükey yüz bulunmadığından dış bükey yüzün bir kısmı bir bağ aracığıyla sarılır. Bu eklemler tek eksenli olup, yalnızca vertical eksen etrafında rotasyon hareketleri yapabilirler. Bu eklem tipine örnek olarak art. radioulnaris proximalis ve distalis, art. atlantoaxialis mediana örnek gösterilebilir. Art. atlantoaxialis mediana’da dens axis, atlasın arcus anteriorunun arkasındaki yer alan fovea dentis ile lig. transversum atlantis’in oluşturduğu halka içerinde rotasyon hareketleri yapar.

c) Eyer Tipi eklemler (Sellaris)
Ad:  sellariseklem.jpg
Gösterim: 9807
Boyut:  7.7 KB
Bir eyere benzeyen bu eklemlere, kondiloid eklemler de denir. Bu eklem tipi, fleksiyon ekstensiyon ve abduksiyon, adduksiyon hareketlerine, ayrıca sirkümdiksiyon hareketine izin verir. Rotasyona izin vermez. Ör: Başparmağın, birinci karpometakarpal eklemi ve sternoklavikular eklem.
Her iki eklem yüzü birbirini saran eğer şeklinde olduğundan bu isim verilmiştir. Transvers ve sagittal olmak üzere iki ekseni vardır. Transvers eksen etrafında flexion-extansiyon, saggital eksen etrafında ise abduction-adduction yaptırırlar. Bu iki ekseni birlikte kullanarak sınırlı bir sirkumdiksion da yapabilirler. Art. carpometacarpea pollicis ve art. calcaneocuboidea bu eklem tipi için en tipik örneklerdir.

d) Top ve Yuva tipi eklemler (Spheroidea (cotylica))
Ad:  spheroideaeklem.jpg
Gösterim: 5526
Boyut:  6.8 KB
Bu eklem hemen hemen her yönde-fleksiyon, ekstensiyon, abduksiyon, adduksiyon, rotasyon -geniş hareket olanağı sunar. Omuz ve kalça eklemleri bu tipe örnektir.
Dışbükey eklem yüzü bir küre, içbükey eklem yüzü ise bu küreyi kısmen içine alan yuvarlak bir çukur şeklindedir. Saggital, transvers ve vertical olmak üzere üç ana eksende sırasıyla, abduction-adduction, flexion-extension ve rotasyon jhareketleri yapabilirler. Ayrıca eksenlerin tümünü kullanarak circumduction hareketi de yaparlar. Genellikle bu tip eklemlerde, proximaldeki kemik hareketsiz, distaldeki hareketlidir. Ancak distaldeki kemik tespit edilirse, proximaldeki kemik daha hareketli olabilir. Art. humeri ve art. coxae bu tür eklemin en güzel örnekleridir.

e) Kayar Eklemler (Plana)
Ad:  planaeklem.jpg
Gösterim: 5606
Boyut:  6.4 KB
Bu tipte, yalnız kayma hareketlerine izin veren küçük eklemler bulunur. El bileğindeki karpal kemikler arasındaki eklemler ve akromioklaviküler eklemler böyledir.
Eklem yüzlerinden biri düz, çok hafif içbükey ya da çok hafif dışbükeydir. Diğer eklem de buna uyacak şekildedir. Eklem yüzleri düz olduğundan belirli bir eklem söylemek mümkün değildir ve eklem yüzlerinin bulunduğu düzlemlerde sınırlı kayma hareketleri yapabilir. Art acromioclavicularis, artt. Intermetatarsea, artt. intercarpea, art. atlantoaxialis lateralis ve art. zygapophysialis (omurların proc. articularisleri arasındaki eklemler) bu eklem tipine örnek olarak gösterilebilir.

f) Elipsoid Eklemler: (Art. Ellipsoidea (condylaris))
Ad:  ellipsoideaeklem.jpg
Gösterim: 5416
Boyut:  6.2 KB
Top ve yuva tipi eklemlerin bir varyasyonudur. Fleksiyon-ekstensiyon, abduksiyon-adduksiyon hareketlerine izin verir. Minimal rotasyon olanağı da veren elipsoit eklemlere örnek el bileği (radiokarpal)eklem ve elin metakarpofalanjial eklemleridir.
Dışbükey eklem yüzü ortadan ikiye bölünmüş bir yumurta, içbükey eklem yüzü ise, bunu içine kısmen alacak oval çukur şeklindedir. Transvers ve saggital olmak üzere iki ekseni vardır. Daha uzun olan transvers eksen etrafında yapılan flexion-extansion hareketlerinin açısı, daha kısa saggirtal eksen etrafında yapılan abduction-adduction hareketlerinden geniştir. Sınırlı circumduction’da yapılabilinir. Art. radiocarpea ve art.metacarpophalangeales bu eklem tipine örnek olarak gösterilebilir.

Eksenlerine Göre Sinoviyal Eklemler:
Ad:  eklemleri.JPG
Gösterim: 5922
Boyut:  33.0 KB

1.Tek Eksenli Eklemler
Bu eklemde, hareketlerin elde edilmesi, sadece bir düzlemde ve tek bir eksen üzerindedir. Bu eklemlerde fleksion-
ekstension hareketleri elde edilir. Örnek: Dirsek eklemi, parmak falanksları arasındaki eklemler.

2. İki Eksenli Eklemler (Bicondylaris)
Bu tür eklemlerde iki düzlemde hareket elde edilir. Eksenler hem birbirlerine hem de kemik eksenine dik durumdadır. Fleksiyon-ekstensiyon ve abduksiyon-adduksiyon hareketleri elde edilir. Örnek: el bileği, el 1 karpometakarpal eklemi
Dış bükey eklem yüzü iki kondil, içbükey eklem yüzü ise sığ çukur şeklinde olan eklemlerdir. Art. genus bu eklem tipinin tipik örneğidir. Hareket bakımından menteşe şeklinde ekleme (ginglymus) benzer ancak flexion-extansiyon dışında, bazı pozisyonlarda çok azda olsa rotasyon ve yan tarafa kayma hareketleri yapabilir. Bir diğer örnek; art. talocruralis’dir.

3.Çok Eksenli Eklemler
Bu tür eklemlerde en az 3 eksen bulunur. Yüzlerden birisi konkav diğeriyse konvekstir. Bu tür eklemlerde üç ana eksen de eklemin ortasındaki bir noktadan geçerler. Horizontal, sagittal ve vertikal olarak uzanırlar. Bu eklemlerde; fleksion-ekstension, abduksion-adduksion ve iç rotasyon dış rotasyon hareketleri elde edilir. Bu hareketlerin hepsiyle ortaya çıkan sirkumdiksion hareketi de yaparlar. Örnek: omuz, kalça

4.Belli Bir Ekseni Olmayan Eklemler:
Bu grup eklemlerde sadece kayma hareketi yapılır. Örnek: Karpo metakarpal eklemler 4-5

2.Kartilaginöz Eklemler
Sınırlı hareket olanağına sahip olan bu eklemlerin yüzleri kıkırdakla örtülüdür. Kartilaginöz eklemlerde, eklemleşen kemik uçları arasında fibrokartilaginöz doku veya hiyalin kıkırdak bulunur. Diğer eklem yapılarına sahip değildirler. Bu eklemler iki tipte incelenir.

a) Sinkondrozis ( Synchondrosis)
Primer kartilaginöz eklem olarak adlandırılan bu eklem tipinde kemik uçları arasında hiyalin kıkırdak bulunur. En tipik örneği, gelişim sırasında uzun kemiklerin epifiz ve diafiz bölümleri arasında bulunan kartilaginöz epifiz plağıdır. Sinkondrozislerin hareket yetisi yoktur, büyüme süreci tamamlandığında sinostozla sonlanırlar; geçici eklemlerdir.
Kemiklerin hyalin kıkırdakla birleştiği bu eklem tipi yaygın olarak primer kartilaginöz eklem olarak da adlandırlır. Bu eklemlerin büyük bir kısmı gelişme döneminde görülen erişkin dönemde ise kemikleşen eklemlerdir. Bu eklemlere örnek olarak uzun kemiklerin epifiz ve diafiz bölümleri arasında yer alan ve kemiğin büyümesine olanak tanıyan katilaginöz epifiz plağını örnek olarak verebiliriz. Kemik büyümesi tamamlandığında epifiz plağı kemikleşir. Vücutta sınırlı sayıda kalıcı olan synchondrosis’de bulunur ve 1. kaburgayı sternuma bağlayancartilago costalis buna örnek olarak verilebilir.

b) Simfizis (Symphysis)
Eklemleşen kemik uçlarının fibröz doku veya fibröz kıkırdakla birbirine sıkıca bağlandığı eklemlerdir. Sekonder kartilaginöz eklemler olarak da adlandırılırlar. Yaygın olarak omurgada omur cisimleri arasında bulunurlar, vücudun orta hattına yerleşerek sınırlı harekete olanak tanırlar. Örnek: Symphysis intervertebralis yani intervertebral eklemler ve symphisis pubica
Sekonder kartilaginöz eklem olarak da bilinen bu eklem tipinde kemikler fibröz doku ve-veya fibröz kıkırdak aracılığıyla birbirine kuvvetli bir şekilde bağlanmışlardır. Bu eklem tipi için en tipik örnek discus intervertebralisler aracılığıyla birbirine bağlanmış olan columna vertebralis’tir. Ossis pubis arasında bulunan symphysis pubis art. manibriosternalis ve yeni doğan bebeklerde mandibulanın sağ ve sol yarımlarının birleştiği symphysis menti bu grup eklemlere verilebilecek diğer örneklerdir.

3.Fibröz Eklemler
Fibröz eklemler, kemikler birbirine fibröz bir doku aracılığıyla bağlandığı için, syndesmosis dışında, vücutta hareketsiz olarak nitelendirilen eklemlerdir. Eklemi oluşturan kemikler çok sıkı bir şekilde birbirlerine testere dişi gibi girinti ve çıkıntılarla bağlanmışlardır, böylece eklem yüzleri birbirine tamamen uyar. Bu eklemlerde iki kemik yüzeyi, aralarında yer alan, lifsi dokudan ya da kıkırdaktan yapılı bir ara maddeyle birleşmişlerdir. Eklemleşen kemik uçları arasında eklem kapsülü ve sinoviyal sıvı bulunmaz.
Eklemi oluşturan kemikler birbirine fibröz bir doku aracılığıyla bağlanmıştır. Yapısal özellikleri nedeniyle bu gruba dahil edilen syndesmosis tipi eklemler dışındakiler hareketi olmayan eklemlerdir.

Sutura: Yalnız kafatasında görülen eklemlerdir.Kemiklerin ekleme katılan kenarları arasında ince fibröz bir ligament yer alır yenidoğan bebeklerde henüz kafatasını oluşturan kemikler tam temas halinde olmadığından, kemikler arasında fibröz bağlarla örtülmüş yumuşak alanlar kolaylıkla hissedilebilir. Halk arasında bıngıldak ya da yumuşak nokta olarak bilinen bu yapılara biz anatomide fonticulus adı veriyoruz. Sutura tipi eklemler, eklemi oluşturan kemikler arasındaki diş şekillerine göre farklı adlar alırlar.
Eğer kemik kenarları testere dişi şeklinde sivri ise bu sutura tipine sutura serrata adı verilir. Sutura sagittalis’i buna örnek olarak verebiliriz.
Eğer kemik kenarlarındaki uzantılar diş şeklinde ise buna sutura denticulata adı verilir. Örneğin sutura lambdoidea’nın büyük bir bölümü böyledir.
Eğer kemik kenarları parietal kemik ve temporal kemiğin pars squamosa’sında olduğu gibi birbirlerinin üzerlerine oturuyorlarsa buna sutura squamosa adı verilir. Sutura squamosa’nın kenarları testere dişi şeklinde olduğunda sutura libbosa adı verilmektedir.
Palatin kemikler arasında ya da palatin kemikler ile maxilla arasında olduğu gibi kemiklerin yan yana gelmiş eklem yüzleri birbirini tamamlar şekilde kabaca birleştikleri sutura tipine isesutura plana adı verilmektedir.
Son olarak schindylesis çıkıntılı bir kemiğin diğer kemik üzerinde bulunan yarığa girmesi ile oluşan özel bir sutura tipidir ki buna ala vomeris’deki yarığa giren rostrum sphenoidale örnek olarak verilebilir.

Gomphosis:
Mandibula ve maxilla’daki alveollerle dişler arasında görülen özel bir fibröz eklem tipidir. Lig. periodontale adı verilen fibröz doku diş kökünü sıkıca bağlar. Bu eklemin harekerli olması tahmin edersinizki patolojik bir durumdur ve dişinizi yakında kaybedeceksiniz anlamına gelir.

Syndesmosis:
Bu fibröz eklem tipinde kemikler birbirlerine fibröz ligamentler veya membranlar aracılığıyla bağlanmışlardır. Bu eklem tipine art. radioulnaris’i ve art. tibiofibulare’yi örnek olarak verebiliriz.Art. radioulnaris’te radius ve ulna membrana interossea antebrachii, art. tibiofibulare’de ise tibia ve fibula membrana interossea cruris aracılığıyla birbirne sıkıca bağlanmış durumdadır. Örneğin membrana interossea antebrachii ön kolun pronasyon ve supinasyon hareketlerine izin verebilecek kadar geniştir. Art. sacroiliaca’nın arka bölümünde çoğu kaynakta, kemikler arasında yer alan fibröz interosseous ligament ve kısıtlı hareket kabiliyeti nedeniyle syndesmosis tipi eklem olarak kabul edilmektedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Nisan 2016 01:06
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Nisan 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Eklemler Çeşitleri ve Hareketleri
Eklem: İskeleti meydana getiren kemiklerin birbiriyle bağlantı kurduğu yere eklem denir.
Eklemler hareket derecelerine göre üçe ayrılır. Bunlar;
1- Oynar eklem,
2- Az oynar eklem,
3- Oynamaz eklemlerdir.

1- Oynar Eklem

Kol ve bacaklarda hareketi sağlayan, oynar eklemdir. Kemiklerin eklem yapan yüzeyleri kıkırdakla örtülüdür. Buna eklem kıkırdağı denir.
Oynar eklem bölgesinde ligament olarak adlandırılan ve iki kemiği bağlayan eklem bağları yer alır. Bu sayede eklemler sağlamlık kazanır ve kuvvetlenir. Eklem bölgesinde bağ dokudan yapılmış bir kapsül bulunur. Bu yapıya eklem kapsülü denir. Kapsülün iç kısmı sinovial zar adı verilen ince bir zar ile sarılmıştır. Bu zardan eklem boşluğuna eklem boşluğuna eklem sıvısı (sinovial sıvısı) salgılanır. Bu sıvı, kemiklerde eklem bölgesinde bulunan kıkırdak doku ile birlikte kayganlık sağlayarak kemiklerin birbirine bağlandığı eklem yüzeyinde aşınmayı önler.

2- Az Oynar Eklem

Hareketi sınırlı olan eklemdir. Eklem yapan iki kemik arasında kemiklerin birbirine sürtünerek aşınmasını engelleyen kıkırdak dokudan oluşmuş bir disk bulunur. Boyun, göğüs, bel omurlarının arasında ki eklemeler bu gruba girer.

3- Oynamaz Eklem

Bu eklem çeşidinde kemikler hareket etmeyecek şekilde birbirine bağlıdır. Kafatası ve yüzde ki (alt çene kemiği hariç) eklemler, oynamaz eklemlere örnek olarak verilebilir. Az oynar ve oynamaz eklemlerde eklem kapsülü ve eklem sıvısı yoktur.

Eklemlerde iki kemiğin uç noktaları, yumuşak, yoğun, koruyucu ve sürtünmeyi azaltıcı görev üstlenen kıkırdakla kaplıdır. Eklem kıkırdağı 2-5 mm kalınlığındadır. Kemik yüzeylerini örten eklem kıkırdağının özelliklerinden biri sürtünme katsayısının çok düşük olmasıdır; bu sayede iki yüzey rahatlıkla birbirleri üzerinde kayar. Diğer özelliği baskıya karşı dayanıklılığıdır. Ne kan damarları ne de sinir uçları kıkırdağa girmez. Kıkırdak, sinir ucu içermemesi nedeni ile ağrıya duyarsızdır.

Eklem hareketleri
Ad:  hareket.JPG
Gösterim: 5412
Boyut:  20.4 KB

Sinovyal eklem eklem yüzeyinin morfolojisi, hareket ekseni sayısı ve yönü, eklem hareket şeklini ve kapsamını belirler. Eklem hareketi dört temel formları ayrılabilir.

Kayma hareketi

Diğer kemik kayma yüzeyinin eklemlerde kemik eklem yüzeyinin bir kayma hareketi, bu tür bilek eklemi arasında olduğu gibi daha az sürgülü mafsal aralığının en basit formudur.

Açısal hareket

Açısal hareket genellikle fleksiyon, ekstansiyon ve adduksiyon ile hareketin ilgili bölümlerin iki kemik arasındaki açıyı azaltmak veya artırmak için, iki şekli göstermektedir. Açısına yakın iki kemiğin bükme (ama ayak bileği istisnalar) indirgenir ve böylece eski, frontal ekseni boyunca ortak olan, uzak kemikten iki uzantısı açısını arttırır. İkincisi sagital ekseni boyunca ortak anlamına gelir, böylece kemik faaliyetleri yakın adduksiyonunun bahsedilen gövdesinin orta sagital düzleme, orta sajital düzlem Sosyal denilen bırakın. Ancak, orta parmağın veya ikinci ayak addüksiyonda orta eksenine yakın bir ayak için parmak merkezi ekseni, sol eksen sosyal yardım olarak bilinir.

Döner hareket
Kemiğe uzun ekseni etrafında dönme hareketi, dönme hareketi bahsedilen. Ön direksiyon kemiğin içine, böylece sıkma dedi, tam tersi, dış rotasyon dedi. Önkol, böylece geri dönmeden önce eylem, pronasyon dedi, imzadan sonra geri çevirdikten sonra eylem yapacak. Ayak, öylesine içine doğru ayak varusunu dedi, tam tersi, eversion dedi.

Spor Orbit (Yuvarlanma)

Kemik dönme hareketi yerine halkanın bir ucu dairesel hareketin diğer ucu, kemik parçasının hareket yörüngesi bir koni, döndürülür, hareketin dönme hareketi, adı geçen halka. Nerede fleksiyon, ekstansiyon, adduksiyon, (örneğin bilek, omuz gibi) göstermek hareket derzlerinde, halka dönüş hareketi yapabilir yok. Orbit hareket aslında bükülmüş, sergi, streç, alınan sürekli hareket edecek.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Nisan 2016 01:07
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

28 Nisan 2016 / ener Biyoloji
17 Aralık 2015 / Mira Biyoloji
4 Haziran 2013 / reyan Biyoloji
6 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış
12 Kasım 2013 / ThinkerBeLL Biyoloji