Arama

Dünya Kentleri: Semerkand (Semerkant)

Güncelleme: 26 Ekim 2016 Gösterim: 26.659 Cevap: 3
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
24 Ağustos 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi

Semerkand

Ad:  Semerkand1.jpg
Gösterim: 1020
Boyut:  65.5 KB

Özbekistan’da, Semerkand yönetim biriminin (oblast) merkezi kent. Orta Asya’nın en eski kentlerindendir. Marakanda adıyla anıldığı İÖ 4. yüzyılda Sogdiana’nın başkentiydi. İÖ 329’da Büyük İskender tarafından ele geçirildi.
Sponsorlu Bağlantılar

Daha sonra sırasıyla Orta Asya Türklerinin (ÎS 6. yy), Arapların (8. yy), Iran Samanilerinin (9-10. yy) ve çeşitli Türk halklarının (11-13. yy) egemenliğinde kaldı. Harezmşah yönetimindeyken 1220’de Moğol hükümdarı Cengiz Han tarafından yıkıldı. Moğol yönetimine karşı girişilen ayaklanmanın (1365) ardından, Timur’un kurduğu imparatorluğun başkenti oldu. Bibi Hanım Camisi yapı topluluğunu ve kendi anıtmezarını inşa ettiren Timur, kenti Orta Asya’nın en önemli ekonomik ve kültürel merkezi durumuna getirdi. 1500’de Özbeklerce fethedilen ve Buhara Hanlığı’na bağlanan kent, 18. yüzyıla doğru önemini yitirmeye başladı. 1720’lerden 1770’lere değin terk edilmiş olarak kaldı. Rus Çarlığı’na bağlı bir il merkezi (1887) ve demiryolu kavşağı olduktan sonra yeniden eski canlılığına kavuştu. 1924’ten 1930’a değin Özbekistan SSC’nin başkentiydi; 1938’ae Semerkand yönetim biriminin merkezi oldu.

İlk ve orta çağlarda Çin ve Hindistan’dan gelen ticaret yollarının kavşağında yer almasından kaynaklanan ticari önemi, 17. ve 18. yüzyıllarda azaldıysa da 1896’da demiryolunun gelişiyle yeniden arttı. İzleyen dönemde özellikle şarap, yaş ve kurutulmuş meyve, pamuk, pirinç, ipek ve deri ticareti gelişti. Günümüzde sanayisi büyük ölçüde çırçırcılık, ipek eğirme ve dokuma, meyve konserveciliği ile şarap, giyim eşyası, deri, ayakkabı ve sigara üretimi gibi tarıma dayalı dalları kapsar. Ayrıca traktör ve otomobil parçalarıyla sinema araçları imalatı da önem kazanmıştır. Kentte bir üniversitenin (1933) yanı sıra tarım, tıp ve ticaret yüksekokulları vardır. Nüfus (1991) 394.600.

Semerkand halısı


Asya’da Hotan, Kaşgar ve Yarkent gibi Şinkiang’dan (Çin Türkistanı) geçen eski İpek Yolu üzerindeki kentlerde Kırgız ya da Özbek kadınları tarafından dokunan döşeme yaygısı. Bu halılar eskiden Semerkand kentinde (Özbekistan) toplanıp pazarlandığı için, bu adla tanınmıştır.
Renkleri dışında genel havalarıyla Ortadoğu’dan çok Çin halılarına benzerler.

Semerkand seramiği


Orta Asya’daki Semerkand yöresinde (bugün Özbekistan'da yönetim birimi) üretilmiş seramikler. Siyah, kırmızı ve krem beyazı zemin üstünde yeşil, sarı, pembe ve kahverengi bezemeleri olan Semerkand seramikleri 10. yüzyılda en üstün düzeye ulaşmıştı. En ünlü ve belki de en eski örnekleri beyaz zemin üstünde siyahla yazılmış kûfi yazılarla süslüdür. Başka bezeme örgeleri arasında rozetler, palmetler, çiçekler, tavuskuşu tüyü, gözler ve geometrik desenler sayılabilir.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 26 Ekim 2016 19:40
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
14 Eylül 2012       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Semerkand
Özbekistan'nda kent. Aynı adı taşıyan yönetim bölgesinin merkezidir. Bitek Zerefşan Vadisi'nde, Altay Dağları'nın batısında ve Taşkent'in 280 km. kuzeybatısındadır. Orenburg ve Hazar kıyısına demiryoluyla bağlı olan Semerkant'ta motorlu taşıt parçaları, ipekli dokumacılık, şarap, deri eşya vb. sanayi dalları vardır. Çin'i Avrupa'ya bağlayan tarihî "İpek Yolu" üzerinde, çok eski bir Türk kentidir. 11. yüzyılda Harizmşahların, 14. yüzyılda Timur İmparatorluğu'nun merkezi olarak dünyanın en büyük kentlerinden biriydi. Türk ve İslâm dünyasının birçok tarihî yapıtı ya da kalıntıları bu kenttedir. Nüfusu 2.386.200.
Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  samarkand.jpg
Gösterim: 1233
Boyut:  61.8 KB

MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Son düzenleyen Safi; 26 Ekim 2016 19:26
Sen sadece aynasin...
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
24 Mart 2015       Mesaj #3
perlina - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Semerkand2.jpg
Gösterim: 740
Boyut:  44.6 KB
Kimi şehirler bizim için çok önemli. Gördüğümüz, bildiğimiz yerler olmasalar da önemli. O şehirler kalbimizin bir yerlerinde, daha dün görmüşcesine, sokaklarında az önce yürümüşcesine canlı hatıralarıyla yaşamakta.
Bazı şehirler bizim için herhangi bir şehir olmanın ötesinde anlamlar taşır. Fahr-i Kainat Efendimiz’in izlerini bağrında saklayan Mekke ve Medine, nice alimlerimizin şenlendirdiği Kûfe, medeniyet incimiz Kurtuba, fethi ve fatihi Allah Rasulü’nün mübarek sözleriyle övülmüş İstanbul ve daha niceleri…
Bu şehirlere duyduğumuz sevgi, onların doğal güzelliklerinden ya da zenginliklerinden kaynaklanmıyor. Bu topraklara, üzerlerinde yaşamış olan büyük şahsiyetlerimiz önem kazandırıyor. Yapmış oldukları büyük hizmetlerle hayatımızda silinmez izler bırakan bu zatlara verdiğimiz önemi, onların yaşadığı, eserlerini bıraktığı veya kabirlerinin olduğu şehirlere de gösteriyoruz.

Maneviyat Yıldızlarının Beldesi
Geçen yazımızda sözünü ettiğimiz Semerkand bu şehirlerden biriydi. Çünkü üzerinde bizim için hem zahir, hem batın bütün ilimlerde yol gösterici büyük alimler, mutasavvıflar yaşamıştı. Hizmetleri bütün dünyaya oradan yayılmıştı. Bugün bile yolumuzu, onların bıraktığı eserler aydınlatıyor. Aydınlatmaya da devam edecek.
Buhara da, Semerand gibi yetiştirdiği büyük zatlarla yıldızlaşan şehirlerimizden biri. Birçok alim ve mutasavvıfın bıraktığı cami, medrese ve dergâh gibi eserler bugün de kültürümüzün bir parçası olarak yerli yerinde duruyor.
İsmini hepimizin bildiği birçok büyüğümüzün isimlerinde görülen “Buharî” eki de, bu şehrin büyük insanlarca bereketlendirilmiş olduğunun bir kanıtı. Buharî, yani Buharalı. Meşhur hadis alimimiz İmam Buharî rh.a. ve Nakşibendî tasavvuf kolunun kurucusu Muhammed Bahaeddin Buharî k.s., ilk akla gelen iki isim. Erbabı bilir, Buharî takısı taşıyan isimlerden uzunca bir liste yapmak mümkün. Ayrıca, Buhara da yaşamış ve vefat etmiş, ancak Buhara’lı olmayan niceleri de var.

Türkmen İllerinde Bir İslam Beldesi
Buhara’nın İslâm’la tanışması, Ubeydullah b. Ziyad komutasndaki slâm ordularının 674’de ehri kuşatmasıyla başlıyor. Kuşatmanın zaferle sonuçlanıp müslümanların şehri ele geçirmesiyle Hak Din’i bağrına basan Buhara, kısa zamanda İslâm dünyasının önde gelen merkezlerinden biri oldu. O günden sonra da, Buhara’yı müslüman Türkler’in kurduğu kimi devletlerin başkenti ya da önemli şehirlerinden biri olarak görüyoruz. Sâmânoğulları, Harzemşahlılar ve Selçuklular, Buhara’yı hem maddi, hem de kültür olarak zenginleştiren devletlerden sadece üçü.
Bir dönem Moğolların hakimiyetinde de kalıp yağmalanan Buhara, 16. yüzyıldan 1868’deki Rus işgaline kadar Buhara Hanlığı’na bakentlik yaptı. Bugün de Özbekistan Cumhuriyeti’nin önemli şehirlerinden biri.
Ama biz, tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de Buhara’yı bir devletin ya da milletin şehri olmaktan çok, Hacegân’ın şehri olarak biliyor ve seviyoruz. Hacegân, “hâceler” yani hocalar. Ama bu hocaların nasıl hocalar oldukları, büyük tasavvuf kollarının künyelerindeki isimlerde kendini belli eder.

Gönül Fatihleri: Hacegan
Bu hocalar, Maveraünnehir’de faaliyet gösterip slâm’n köklemesinde önemli rolleri olan maneviyat pîrleridir. Büyük mutasavvıf alimlerden Hâce Abdulhalik Gucdevanî k.s. Hazretleri’nin ilkeleri üzerine kurulu ilmiyye sınıfında eğitimini alan hacegân, fıkıh, tefsir, tasavvuf, hadis gibi İslâmî ilimlerde üstad olup, ilimlerini Semerkand ve Buhara gibi merkezlerden bütün İslâm dünyasına yaymışlardır.
Bu büyük zatlardan bazılarını -ruhaniyetlerinden de feyzyâb olmak için- burada zikredelim: Hâce Ahmed Yesevî, Hâce Yusuf Hemedanî, Hâce Baba Semmasî, Hâce Muhammed Bahaeddîn Nakşibend, Hâce Alaaddin Attar, Hâce Abdülhalik Gücdevanî, Hâce Muhammed Parisâ, Hâce Mevlâna Nizameddin Hamus, Hâce Mevlâna Saadettin Kagarî, Hâce Mevlâna Camî, Hâce Seyyid Kâsm Tebrizî, Hâce Ubeydullah Ahrar, Hâce Ahmed Semerkandî. Cenab-ı Mevlâ cümlesinin sırlarını takdis eylesin. İsimler nasıl da aşina değil mi?
Bu mürid-i kâmillerin yetiştirdiği sufiler dünyann dört bir yanına dağıldılar, insanlara Allah, Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisini, Ehl-i Sünnet yolunu öğrettiler. Orta Asya’dan yola çıkıp, Anadolu üzerinden Avrupa içlerine dek uzanan İslâm fütuhatının manevi önderleri oldular. Asya’dan Avrupa’ya kadar kurulan bütün müslüman Türk devletlerinin hükümdarlarna, komutanlarna rehberlik ettiler.

‘Vefatlarından Sonra Bile Hizmet Ettiler’
Bu ilim ve irfan erleri, göç yolları üzerindeki Hint ve ran kaynakl çeitli felsefi akmlarn etkisinde kalan toplumların Kur’an çizgisinden ayrılmamaları için mücadele verdiler. Hükümdarlar da iktidar kavgasndan, talandan, yamaclktan uzak tutmada önemli roller üstlendiler. Hükümdarların çoğu da bu zatlara gereken saygı ve hürmeti göstermekte kusur etmediler. Tavsiyelerine kulak verip, birçok başarıya bu sayede imza attılar.
Hükümdarların hacegân sufilerine verdikleri önemi şu hadisede görmek mümkün: Büyük Selçuklu Sultan Melikah’n olu Sultan Sencer, kendisine nasihat etmesi için bir adamn hâcegânn büyüklerinden Yusuf Hemedanî k.s.’ye gönderir. Sultann adam şeyhin kapsnda günlerce bekler. Bir cevap alamaz. Günler sonra adam huzuruna çaran şeyh kendisine unlar söyler: “Uzun süredir buradasnz. Bizde dine uygun ne gördüyseniz bir kada yaznz, halimizi hükümdarnza anlatnz. Bu, nasihat olarak kendisine yeter.”
Hacegânın işaret ettiği yol, kalbî bir muhabbetle Hakk’a yönelme yoluydu. Gittikleri her yerde insanlar bu yola yönlendirmeyi, iyiyi, güzeli yaşatmayı kendilerine meslek edinmilerdi.
Seyyid Emir Külâl k.s. Hazretleri bir sohbetinde bu zatlar için der ki: “Bunlar ricâl’ü’l-gayb denilen velilerdir. Bunlar öyle zatlardr ki, vefatlarndan önce ve sonra Allahu Tealâ’nn dinine hizmet ederler.”
Evet, hâcegân, slâm’n yaşanması ve yaylmasnda büyük vazifeler icra eylediler. Onlar ordularn ulaamad en ücra köşelere ulaştılar. Silah kullanmadılar ama tesirleri silahlı ordulardan daha fazla oldu. Onlar aynı muhabbetle gönülleri aydınlatmaya bugün de devam ediyorlar.
Buhara bir şehir, sadece bir şehir. Ama yetiştirdiği nice zatların feyzi bereketiyle kalbimizi sımsıcak kılan bir şehir. Sevimli, sevgili şehir. Bağrındaki Allah dostları orayı şereflendirdiği sürece de öyle kalacak. Yani kıyamete kadar müminlerin sevgili beldelerinden biri olacak.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Ekim 2016 19:41
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
26 Ekim 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SEMERKAND
Ad:  Semerkand3.jpg
Gösterim: 917
Boyut:  52.2 KB

Özbekistan'da kent, büyük Zeravşan vahasında; 566 000 nüf. (1989). Tarıma dayalı sanayiler (özellikle pamuk). Gübre. Turizm.

—îar'Sogd'un başkenti Marakanda’yı İskender, İO. 329'da ele geçirdi. Daha sonra Araplar tarafından fethedilen (712) kent, Samaniler yönetiminde (IX.-X. yy.'lar) parlak bir dönem yaşadı. 1220'de Cengiz Han tarafından yakılıp yıkıldı, XIV. yy.'da Timur burayı başkent yapınca yeniden canlandı. 1500’de kenti ele geçiren Özbekler, başkentlerini Buhara'ya taşıdılar. Semerkand, 1868'de Ruslar tarafından alınarak Türkistan genel yönetim bölgesine katıldı. 1924'ten 1930'a kadar Özbe- ngıstanı sınırlayan kistan SSC'nin başkenti oldu, üç medrese (XV.-XVII. yy.)

—Güz. sant. Semerkand'ın K.’inde ünlü Efrastyab kentinin kalıntıları bulunmaktadır Moğol istüalanyla (XIII. yy.) ortadan kalkan bu kentten günümüze yalnızca seramikler ulaşmıştır. Timur döneminde yönetim merkezi olan Semerkand görkemli yapılarla donatılmış, Timur Bağı Dilküşa denilen bir bahçe içinde bir saray yaptırmıştı Bu sarayın duvarlarının Hindistan savaşlarını betimleyen resimlerle süslü olduğunu Babur yazmaktadır. Timurlu mimarlığının önemli yapıtlarından olan türbelerin bir bölümü de Semerkand'dadır. Şah Zinde türbeleri diye anılan bu yapılar, bir tepeye yükselen basamaklı bir yolun iki yanında yer alırlar. Bunların dikkati çeken özelliği Selçuklu camileri ve medreseleri gibi kubbeli ve taçkapılı oluşlarıdır. Kentteki türbelerin en anıtsal ve görkemli örneği kuşkusuz Timur'un türbesi olan Gur-Emir'dir (1405).

Kentin bir başka önemli yapısı Bibihanım medresesi'dir (1399 -1404); yapı camisi, revaklı avlusu, çifte minareli taçkapısı ve mavi-beyaz renkte sırlı tuğla süslemeleriyle dikkati çekiyordu. Timur'un torunu Uluğ Bey de kentte bir medrese (1417-1420) ve gözlemevi yaptırmıştır; medreseden günümüze yalnızca kapı revakıyla bunun karşısındaki eyvan ulaşmıştır. Tüm bu yapılar zengin sırlı tuğla bezemelidir Kentin ünlü rigistanının üç yanında Uluğ Bey, Şir Dâr (1610) ve Tillâ Kâri (XVII. yy.) medreseleri yer alır. Semerkand'daki öteki önemli yapılar arasında Hâce Abdi türbesi ve medresesi ile, Çoban Ata türbesi belirtilebilir. Kent aynca semerkandi denilen kâğıdı ve halılarıyla ünlüydü.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

20 Ağustos 2013 / _Yağmur_ Taslak Konular
30 Mayıs 2010 / _Yağmur_ Taslak Konular
8 Şubat 2014 / Jumong Turizm
1 Eylül 2010 / ener Taslak Konular
30 Mayıs 2010 / _Yağmur_ Taslak Konular