Arama

Spor Turizmi

Güncelleme: 30 Eylül 2011 Gösterim: 9.405 Cevap: 3
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
16 Mart 2010       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Spor Turizmi

Sponsorlu Bağlantılar
Bireylerin eğitim ve gelir düzeyindeki artışlar ile hızlı kentleşme, nüfus artışı ve teknolojik gelişmeler, uluslararası turizm hareketlerini ve eğilimlerini değiştirmiş ve turizmde yeni unsurlar ortaya çıkarmıştır. Günümüzde spor uluslararası örgütlerinin ortaya koyduğu evrensel değerler ile ele alınmak kaydıyla her kesimin faydalandığı önemli bir araç haline gelmiştir.
Spor, toplumsal dayanışma ve bütünleşmeyi sağlayan, insanların ve farklı kültürlerin birbirlerini daha iyi tanımalarına olanak veren bir unsurdur. Sporun evrensel değerlerinde, toplumlarda insanları gruplara ayıran ırk, milliyet, din, mezhep, sosyal konum, eğitim, kültür ve ekonomik farklılıklar, vb. özellikleri göz ardı eden bir yaklaşımla herkese eşit bir tutum ortaya konulmaktadır. Günümüzde turizm ürünleri artık güneş, deniz, kum paketlerinin ötesine gitmiş, farklı bir boyut kazanmış olup geleceğin başarılı turizm ürünlerini yaratmak için iyi bir pazar araştırması yapılması ve pazarın bileşenlerinin iyi bir şekilde etüt edilerek müşterilerin isteklerine göre düzenlenebilen modüler ürünlere geçilmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu boyutta gelişen ve değişen turizm eğilimleri arasında "spor turizmi" olarak anılan turizm çeşidi son yıllarda sadece ülkemizde değil tüm dünyada ön plana çıkmakta ve modern toplumların yaşamının önemli bir parçası haline gelmektedir.
Dünya üzerinde kabul görmüş otoritelerce, çeşitli sporları yapan, spora ilgi duyan ve sporla ilişkisi bulunan kişilerin; sportif karşılaşmalara olimpiyatlara ve benzeri olaylara bizzat katılmak veya bunları izlemek amacıyla oluşturdukları turizm hareketi spor turizmi olarak adlandırılmaktadır. Genel turizm tariflerinden hareketle, spor turizmi kavramı için, spora ilgi duyan kişilerle, aktif olarak spor yapan kişi, grup ya da takımlar ile bunların idarecileri ve seyircilerinin turizme katılmalarından ortaya çıkan ilişkiler bütünü şeklinde bir yaklaşımda bulunmak mümkündür.
Spor endüstrisi ve turizmi, satılan araç gereçleri, yapılan tesisler ve bunların işletim maliyetleri, organize edilen etkinlikler ve bu etkinliklerin ekonomik girdileri (gişe-büfe gelirleri, katılım –hakem ücretleri, vb.) açısından incelendiğinde, özellikle gelişmiş ülkelerin ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin spor endüstrisinin ABD'de; savunma sanayinden sonra ülke ekonomisinin 2. büyük gücü olduğu farklı ekonomik otoriteler tarafından ifade edilmektedir.
Sporu bir hobi olarak gören sıradan bireysel tüketicinin eğilimlerinin yanında, sporun gittikçe gelişen ve büyüyen bir sektör olarak profesyonel aktiviteler nedeni ile yarattığı bir seyahat pazarı olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. Dünyanın önde gelen turizm ve spor örgütleri dünya turizm gelirinin yüzde 32'sinin spor turizminden kaynaklandığı görüşünde uzlaşmaktadırlar. Bu rakam ise spor turizminin dünya turizm endüstrisindeki payının ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda spor etkinlikleri ekonomik ve kentsel rejenerasyonda oldukça önemli bir katalizör vazifesi görmektedir.
Uluslararası alanda düzenlenen spor organizasyonlarının sayısı ve bu organizasyonlara iştirak eden sporcu sayısı ve profesyonel sporcuların antrenman ve eğitim faaliyetleri için yaptıkları seyahatler her geçen gün büyük bir hızla artmakta ve globalleşmektedir; bu da olağanüstü fırsatlarla dolu bir pazarı turizm ve seyahat ürünü olarak sektörün önüne getirmektedir.
Spor turizminden elde edilecek gelirler sadece o spor organizasyonunun getireceği gelirler olarak düşünülmemelidir. Dünyanın pek çok kenti ya da ülkesi, uluslararası spor organizasyonlarını ülkesine çekerken, o spor olayının doğrudan getirisinin üzerinde yatırımlar yapmışlardır. Spor turizminde esas gelir o organizasyon için gelen turistin yapacağı harcamalardır.
Kanada'nın Ottowa Üniversitesi'nden Jean Harvey and Francois Houle'nin "Sociology of Sport Journal" dergisindeki Sport, World Economy, Globai Culture, and New Social Movements başlıklı makalesinde ifade ettiği gibi büyük spor organizasyonları (Olimpiyatlar, Dünya Kupası, Tenis Turnuvaları, Formula Yarışları vb.) uluslararası firmaların dünya market stratejilerinde homojen ve uluslar üstü bir kültür olarak piyasaya girme çabalarında çok önemli bir yer tutmaktadırlar.
Keimyung Üniversitesi'nin (Kore), "Effective Tourism Marketing Approaches to Sporting Events: Lessons from the 2002 World Cup" başlıklı sunusunda büyük spor organizasyonlarının ev sahibi ülkeye ve şehre çok önemli TV tanıtım imkanları yarattığı dile getirilmiştir. Bu kısa süreli TV yayını sayesinde ev sahibi şehir turizm için cazip bir dünya şehri olduğu imajı yaratabilmektedir. Örneğin Atlanta 1996 Olimpiyat Oyunlarından sonra bir Dünya Şehri olarak kabul edildi. Barcelona bugün hala Olimpiyat Oyunlarından miras kalan spor tesisleri sayesinde uluslararası spor kuruluşlarının ve spor turistlerinin tercih ettiği bir şehir özelliğini taşımaktadır. Burada, televizyon ve internet üzerinden organizasyonu seyredenlerin nasıl gerçek turizm içine çekilebileceği önemli bir konu olarak ortaya çıkmakta ve bu doğrultuda pazarlama stratejileri uygulanmaktadır.
Dünya'da spor turizmi ile anılan şehirlerin başında Seul, Sydney, Lozan gibi yerler bulunmaktadır.
1988 Olimpiyatları'na ev sahipliği yapan Seul'a o yıl gelen turist sayısı yüzde 10,4 oranında artmıştır. Ayrıca Güney Kore endüstri malları ihracatı bir önceki yıla oranla %28.3lük artış göstererek 60.67 milyar dolara ulaşmıştır. 1986 yılında 2,321 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, 1988'de 3,728 dolara; yine 1986 yılında 953 milyon dolar olan gayrisafi milli hasılatı, 1988 yılında 1 milyar 561 milyon dolara yükselmiştir. Olimpiyat Oyunları organize etmek için dört kez aday olup kaybetmesine rağmen yılmayan ve beşinci adaylığı olan 1992 Olimpiyat Oyunlarıyla bu şansı elde eden İspanya'nın Barcelona kenti 1991 yılının ortalarına gelindiğinde Barcelona Avrupa'daki en gelişmiş ve yaşanabilir kentler arasında sekizinci sıraya yükselmiştir. Ayrıca Olimpiyat Oyunları süreci ve bu süreçten sonra 326,301 kişilik ek istihdam olanağı ortaya çıkmış ve bu da ülkede işsizlik oranının büyük bir düşüş göstermesine yol açmıştır.
2000 yılında Sydney Olimpiyatları'na ev sahipliği yapan Avustralya'ya da o yıl gelen turist sayısında yüzde 10'a yakın bir artış kaydedilmiştir. Ayrıca 1994 - 2004 yılları arasında Avustralya'nın gayri safi milli hasılatına 7.3 milyar Avustralya doları eklenmiş ve oyunlar 150,000 kişilik ek iş istihdamı yaratmıştır.
Avustralya'nın Perth kenti 1 yıl içinde 20 adet uluslararası spor organizasyonuna sahne olmayı başaran nadir kentlerden biri olarak tarihe geçmiştir. ABD'nin Lake Placid kenti iki kez Dünya Kış Olimpiyatı'na ev sahipliği yapmıştır; kent hala, girişindeki büyük bir pankartla bu özelliğini gelenlere yansıtmaktadır. Olimpiyatların başkenti olarak kendini tanıtan Lozan, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne ev sahipliği yapmakta ve spor turizmi açısından çok önemli bir cazibe merkezi konumundaki Modern Olimpiyat Müzesi'ni bünyesinde barındırmaktadır.
Son yıllarda turizmle ilişkisi gittikçe artan sportif aktiviteler, Türkiye'nin turizmde gelişme potansiyeli olan alanlardan biri olarak ortaya çıkmakta ve uygun değerlendirilebilirse ülkemiz turizmi açısından önemli bir kaynak olarak ele alınmaktadır.
Ülkemiz gerek sosyal, kültürel ve tarihi altyapısıyla ve gerekse de genç nüfusun dinamizmi ile spor turizmi açısından son derece önemli bir potansiyele sahiptir.
Spor turizmi için spor altyapısı tamamlanmış tesisler büyük önem arz etmektedir. Bu altyapı sporun branşına göre değişiklikler gösterebilmekte ve buna bağlı olarak kapasiteleri ile izleyici potansiyelleri de değişiklikler arz etmektedir.
Ülkemizin spor turizmine uygun tesisleri özellikle İstanbul ve Antalya illerinde yoğunlaşmıştır. Marmara Bölgesi'ndeki profesyonel takımların fazlalığı ve bu takımlar için hazırlık kampı yeri ihtiyacı dikkate alındığında, doğal olarak ulaşım kolaylığı, yakınlığı, ikliminin yumuşaklığı gibi avantajlarıyla Sakarya İli, gelecekte iyi bir alternatif oluşturabilecek potansiyele sahiptir. Mevcut spor tesislerinin kalitesinin ve yeterliliğinin geliştirilmesi, mevcut ve yeni yapılacak konaklama tesislerine spor komplekslerinin de planlanması, iyi bir pazarlama ve tanıtım programıyla sadece Akdeniz ve Marmara Bölgesi değil, yurdumuzun tüm bölgeleri ve hatta yurt dışındaki spor takımlarının da dikkatleri çekilecek ve dış turizm faaliyetleri için ilk adımlar böylece atılmış olacaktır. Bu bağlamda bölgelerinde sportif turizm olanakları ile turizmi geliştirme potansiyelini gören Alanya, Erzincan gibi bazı il ve ilçelerimiz kendilerini sportif turizmle özdeşleştirme çabasında büyük başarılar kaydetmişlerdir. Ayrıca Ankara, Bursa, Çanakkale, Eskişehir, İzmir, Gaziantep, Muğla ve Samsun illerimiz de sahip oldukları altyapı ve bulundurdukları potansiyel ile spor turizmi açısından ön plana çıkan şehirlerdir.
Tüm bu gelişmeler, 1997 yılında 1. Dünya Hava Oyunları'nın Türkiye'de gerçekleştirilmesi ve ardından 1999 yılında da Avrupa Yüzme Şampiyonası'nın ülkemizde yapılması ile hız kazanmış ülkemiz 2000, 2004 ve 2008 Olimpiyatlarına talip olacak kadar bu alanda kendini güven hissetmeye başlamıştır. Şimdiye kadar olimpiyatları elde etmede başarısız olsa dahi bu sayede İstanbul'a çok modern tesisler kazandırılmıştır. 2005 yılından itibaren Türkiye Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapmıştır, ayrıca ülkemiz 2003, 2004, 2005 ve 2006 Dünya Ralli Şampiyonası etaplarına da ev sahipliği yapmıştır; 2007 yılında takvimden çıkarılmış; fakat 2008 yılı için tekrar takvime dahil edilmiştir. Bununla beraber Türkiye özellikle son yıllarda futbol yabancı futbol kulüplerinin ara devre ve yaz dönemlerindeki antrenman kampları için cazip bir merkez haline gelmektedir.
Dört yılda bir yapılan olimpiyatlar gibi, Dünya Futbol Kupası, Avrupa Futbol ya da Voleybol Şampiyonası vb. gibi büyük spor karşılaşmaları her zaman her ülkede, geniş toplum kesimlerinde heyecan yaratmakta ve ilgi çekmektedir. Bunun nedeni şüphesiz söz konusu sporların diğerlerine göre daha kitlesel ve daha geniş kesimleri ilgilendirmesidir.
Ülkemiz spor turizmi potansiyeli olarak Dünya genelinde ön planda yer alan ve izleyici kitlesi geniş alanlara yayılan futbol, basketbol, voleybol, tenis, golf, formula yarışları, off-road ve rally şampiyonları, karate, tekvando, boks vb. spor dallarının müsabaka organizasyonları için coğrafi ve beşeri açıdan gerekli imkânlara sahip olup, ülkenin birçok farklı bölgesinde inşası tamamlanmış halde bulunan spor tesisleri ile altyapı olarak kendini yenilemiştir.
Ülkemizde özellikle de doğa sporlarından kaynaklanan sportif turizm, son yıllarda baş döndürücü bir hızla gelişmiştir. 15-20 yıl öncesine kadar isimleri büyük bir çoğunluk tarafından bilinmeyen ve turizm endüstrisince de henüz birer ürün olarak keşfedilmemiş "rafting", "paragliding", "trekking", "diving", gibi pek çok doğa sporu türü Türkiye'nin yapılabilir sporları envanterine girmiş ve uluslararası platformda ülkemizin adı bu tip sporlarla beraber anılmaya başlanmıştır.


Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
17 Mart 2010       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
150 milyar dolarlık bir pazar: Spor Turizmi

Sponsorlu Bağlantılar
Dünyanın önde gelen turizm ve spor örgütleri dünya turizm gelirinin yüzde 32’sinin spor turizminden kaynaklandığı görüşünde uzlaşıyorlar. Türkiye, yükselen bu pazardan ciddi bir pay alabilmek için spora uygun bir alt ve üst yapı geliştirmek zorunda.

Son yıllarda turizmle ilişkisi gittikçe artan sportif aktiviteler,Türkiye’nin turizmde gelişme potansiyeli olan alanlardan biri olarak ortaya çıkıyor.
Devlet İstatistik Enstitüsü’nün 2001 yılında gerçekleştirdiği Yabancı Ziyaretçiler Anketi’ne göre ‘Sportif aktiviteler/ilişkiler’ amacı ile gelen yabancı turist sayısı yaklaşık 150 bin kişi olarak tespit edilmişti. Bu rakam o yıl Türkiye’ye gelen toplam yabancıların yüzde 1,3’ünü oluşturuyordu.
Türkiye’de özellikle de doğa sporlarından kaynaklanan sportif turizm, son yıllarda baş döndürücü bir hızla gelişti. Bundan 15-20 yıl öncesine kadar isimleri büyük bir çoğunluk tarafından bilinmeyen ve turizm endüstrisince de henüz birer ürün olarak keşfedilmemiş rafting, paragliding, trekking, diving, gibi pek çok doğa sporu türü Türkiye’nin yapılabilir sporları envanterine girdi. Bu gelişmelerin turizm için önemi bu spor dallarının tümünün turizm ile birlikte ortaya çıkması ve gelişmesi oldu. Bu arada bölgelerinde sportif turizm olanakları ile turizmi geliştirme potansiyelini gören Alanya, Erzincan gibi bazı il ve ilçelerimiz kendilerini sportif turizmle özdeşleştirme çabasında büyük başarılar kaydettiler.
Tüm bu gelişmeler, 1997 yılında 1. Dünya Hava Oyunları’nın Türkiye’de gerçekleştirilmesi ve ardından 1999 yılında da Avrupa Yüzme Şampiyonası’nın ülkemizde yapılması ile zirveye ulaştı. Türkiye 2000, 2004 ve 2008 olimpiyatlarına talip olacak kadar bu alanda kendine güven hissetmeye başladı. Şimdiye kadar olimpiyatları elde etmede başarısız olsa dahi bu sayede İstanbul’a çok modern tesisler kazandırıldı.
Tüm bu gelişmelerin başlıca sürücüsünün turizm olduğunu söylemeye hacet yok elbette.

Sporun turizme tanıtım desteği de var

Galatasaray’ın önce UEFA kupasını daha sonra da süper kupayı alması Türkiye’nin özellikle de Avrupa’da farklı bir alanda sesinin duyulmasına imkan tanıdı. 1. Dünya Hava Oyunları’nın Türkiye’de yapılması bu spora gönül veren milyonlarca insanın gözünün Türkiye’ye çevrilmesini sağladı.
Görüldüğü gibi sporun turizme olası katkıları iki farklı alandan gelişiyor: Sportif faaliyetler popüler özellikler taşıması nedeniyle bir yandan tanıtım konusunda mükemmel bir araç olabilirken, diğer yandan kitlesel seyahat hareketlerine yol açarak doğrudan turizmin bir parçası olabiliyor.

Spor turizminde trendler

Dünya Turizm Örgütü’nün (WTO) sonuçlarını 1999 yılında yayınladığı Eğlence/Dinlence Zamanındaki Gelişmeler (Changes in Leisure Time) isimli araştırmasında, turizmde talebin daha aktif tatillere kayacağına ve geleneksel güneş-deniz-kum tatillerinin toplamdaki payının azalacağına işaret ediliyor.
Rapor, bu konuda şu saptamaları yapıyor:
“Araştırmaya konu olan ülkelerde tatil zamanı büyük değişkenlikler gösteriyor. Leisure zamanının ne kadarının turizme ayrılacağı büyük oranda endüstrinin tüketiciye sunacağı ürünlerin cazibesine bağlı olacak. Yaşam standartları yükselirken leisure zamanını tüketmede yeni yeni ve farklı seçenekler de ortaya çıkıyor. İnsanlar çok daha yoğun yaşayacak ve daha fazla hobi ve ilgi alanı sahibi olacaklar. Bu hobilerin büyük bölümü insanların yakın çevresinde gelişen eğlence ve dinlenme merkezlerinde ifa edilebilecek. Dünyanın her yerinde kentler ve kasabalar daha cazip yaşam merkezleri olabilmek için ağır yatırımlara girecekler. Alışveriş, kültürel faaliyetler, lokantalar, eğlence faaliyetleri tek merkezlerde toplanacak. İnsanlar böylece çok çeşitli aktiviteleri bir arada yapabileceği ve böylelikle zamandan tasarruf edebileceği alanları tercih edecekler.
Turizm ürünleri ise artık güneş, deniz, kum paketlerinin ötesine gitmiş bulunuyor. Ancak, geleceğin başarılı turizm ürünlerini yaratmak için iyi bir pazar araştırması ve pazarın segmentlerinin iyi tanınarak müşterilerin isteklerine göre düzenlenebilen modüler ürünlere geçilmelidir.”
Görüldüğü gibi çok daha kompakt tatiller ve seyahatler önümüzdeki yılların modası olacak. Bu modanın içinde çevresine ve sağlığına daha duyarlı, kendini daha mükemmel biçimde yeniden üretmek isteyen ve bunun en dolaysız aracı olarak da sportif faaliyetleri gören bir büyük tüketici kesimi gelişiyor. O halde şimdi bizim sormamız gereken soru Türkiye ve Türk turizm endüstrisi olarak bu gelişmelere hazır olup olmadığımızdır.
Kuşkusuz yukarıda aktarılan trendler sporu bir hobi olarak gören sıradan bireysel tüketicinin eğilimleri ile ilgili. Oysa, bu trendlerin yanında sporun gittikçe gelişen ve büyüyen bir sektör olarak profesyonel aktiviteler nedeni ile yarattığı bir seyahat pazarı olduğunu da unutmamak gerekir.
Uluslararası spor organizasyonlarının sayısı ve bu organizasyonlara katılan sporcu sayısı her geçen gün artarken, diğer yandan da profesyonel sporcuların antrenman ve eğitim gibi faaliyetleri için yaptıkları seyahatler de büyük bir hızla gelişen, olağanüstü fırsatlarla dolu bir pazarı turizm ve seyahat ürünü sunucularının önüne getiriyor.
Özellikle Antalya civarında, bu pazardaki gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarını şimdiden görebiliyoruz. Avrupa’nın bir çok büyük futbol takımının Antalya’yı antrenman kampı olarak tercih etmeye başladığı görülüyor.
Türkiye, büyük bir profesyonel sporcu kitlesini nüfusu içinde barındıran Avrupa ve BDT ülkelerine yakınlığı ve uygun konaklama imkanlarının varlığı ile bu turizm türünün en önemli iki bileşenine sahip. Geriye bu takımların çalışmalarını rahatlıkla ve dünya standartlarına uygun bir şekilde yapabilecekleri spor tesislerinin bu olanaklara eklenmesi ve bu alanda gerekli özel tanıtım çalışmasının yapılması kalıyor.

Bu alanda nelerimiz var?

Bu yıl TÜRSAB’ın Türkiye’nin önemli turizm kaynaklarını bir araya getirmeyi hedeflediği bir çalışmanın ilk sonuçlarına göre Türkiye’de belli başlı doğa sporları yapılabilen 178 turizm kaynağı saptanmış bulunuyor. Bu turizm kaynaklarında TÜRSAB’ın saptadığı 15 çeşit sportif turizm türü ifa edilebiliyor. Bunlar arasında dağcılık yapılabilen 23, kar sporları yapılabilen 16, rafting yapılabilen 8, yamaç paraşütü yapılabilen 4, doğa yürüyüşü yapılabilen 31, kanyoning yapılabilen 10, diving yapılabilen 10 merkez saptanmış bulunuyor. Kuşkusuz bu rakam henüz bitmemiş ve detaya indikçe artacak bir çalışmadan alınmıştır. Ancak, bu rakamlar
bile, doğa sporu olanaklarının ne kadar bol olduğu bir ülkede yaşadığımızı göstermeye yetiyor.
Doğa sporlarındaki bu hızlı gelişmeye karşın Türkiye’nin yüzme, atletizm, voleybol, basketbol gibi salon sporları alanında alt ve üst yapısının yetirince gelişmiş olduğunu söylemek o kadar da kolay değil. Bu spor türlerinin turizm açısından büyük önemi var. Çünkü, popüler spor dalları uluslararası medya tarafından takip ediliyor ve uluslar arası organizasyonlar büyük kitleler halinde seyirci ve sporcu çekiyor. Türkiye’de son yıllarda Olimpiyat oyunlarına adaylığın da verdiği motivasyonla popüler salon sporlarına ilişkin alt ve üst yapı gelişimi konusunda yoğun bir çalışma başlatılmış bulunuyor. Milli Olimpiyat Komitesi’nin başarılı çalışmaları, İstanbul’un olimpiyat oyunlarına talip olması ve bunun paralelinde İstanbul’a kazandırılan tesisler bu yolda atılan önemli adımlar arasında. Bu çalışmaların meyvelerini şimdiden alıyoruz: Örneğin, 1999 yılında yapılan Avrupa Yüzme Şampiyonası aslında Olimpiyat hazırlığı kapsamında inşa edilen tesislerde gerçekleştirildi.

Sporun turizme katkısı

Spor Turizmi Uluslararası Konseyi’nin (STIC) yaptırdığı ve bu kuruluşun resmi yayın organı Journal of Sport Tourism’de yayınlanan bir araştırmaya göre spor turizminden elde edilen gelirler, dünyadaki toplam turizm aktivitesinin yüzde 32’sini oluşturuyor. Bu oran, dünyada elde edilen yaklaşık 476 milyar dolar tutarındaki turizm geliri üzerinden hesaplandığında 152 milyar dolara tekabül ediyor.
Spor turizmi öylesine kazançlı bir turizm kolu ki bazı kentler kendilerini spor kenti olarak tanıtmaya özel itina gösteriyorlar ve bu alanda alt ve üstyapı yatırımlarını geliştiriyorlar.
Bu alanda başarılı bazı kentlerden örnekler verelim:
1996 Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan Seul’a o yıl gelen turist sayısı yüzde 10,4 oranında artmıştı. 2000 yılında Sydney Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan Avustralya’ya da o yıl gelen turist sayısında yüzde 10’a yakın bir artış kaydedilmişti.
Avustralya’nın Perth kenti 1 yıl içinde 20 adet uluslararası spor organizasyonuna sahne olmayı başaran nadir kentlerden biri olarak tarihe geçti.
ABD’nin Lake Placid kenti iki kez dünya kış olimpiyatına ev sahipliği yapmış ve kent hala, girişindeki büyük bir pankartla bu özelliğini gelenlere yansıtıyor.
Olimpiyatların başkenti olarak kendini tanıtan Lozan, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne ev sahipliği yapıyor ve spor turizmi açısından çok önemli bir cazibe merkezi konumundaki Modern Olimpiyat Müzesi’ni bünyesinde barındırıyor.
Commonwealth Oyunları’na ev sahipliği yapan Kuala Lumpur, bir spor turizmi fonu kurmuş ve geçen yıllardan birini ulusal spor ve rekreasyon yılı olarak ilan etmişti.

Spor turizmine ilişkin bazı saptamalar

STIC’in yaptığı bazı önemli saptamaları da burada aktarmakta yarar var;
spor turisti sporu icra eden de olabilir izlemeye gelen de.
Spor turizminden elde edilecek gelirler sadece o spor organizasyonunun getireceği gelirler olarak düşünülmemelidir. Dünyanın pek çok kenti ya da ülkesi, uluslar arası spor organizasyonlarını ülkesine çekerken, o spor olayının doğrudan getirisinin üzerinde yatırımlar yapmışlardır. Spor turizminde esas gelir o organizasyon için gelen turistin yapacağı harcamalardır.
Bu arada incentive turizmde de sportif turizm ürünlerinin hayli revaçta olduğunu hatırlatalım.

Spor turistinin profili

STIC’in yayın organı Journal of Sport Tourism Dergisi’nde sonuçları yayımlanan bir anket sonucuna göre, ankete yanıt verenlerin yüzde 22’sine yakını tatillerinde sportif aktivitelere yer vermeyi ortalamanın üzerinde bir yoğunlukta istiyor. Bu tür aktiviteleri tercih etmeyenlerin oranı ise yüzde 33,5’lar düzeyinde kalıyor.
  • Yüzde 33,5 hiçbir şekilde tercih etmiyor.
  • Yüzde 25,5 az tercih ediyor.
  • Yüzde 19,5 ortalama tercih ediyor.
  • Yüzde 14,0 çok tercih ediyor.
  • Yüzde 7,5 en çok tercih ediyor.
Cinsiyetler ve yaş gruplarına göre ayrıldığında ise 17 yaştan 40 yaşına doğru yukarı çıktıkça erkeklerde de, kadınlarda da spor turizmine olan ilgi gittikçe azalıyor. 17-22 yaş grubunda yüzde 80-85 olan ilgi düzeyinin 22-40 yaş grubunda yüzde 50’lere düştüğü saptanıyor. Ancak 40-45 yaş grubunda erkeklerde ani bir tercih yükselişi (tercih oranı yüzde yüzlere çıkıyor), kadınlarda ise tersine ani bir tercih azalışı (tercih oranı yüzde 30’lara düşüyor) gözleniyor.

1. Yaşa göre spor turizmine ilgi düzeyi
....Kadın - Erkek
  • 17-22 yaş grubu: % 78 - %86
  • 23-27 yaş grubu: %59 - %76
  • 28-33 yaş grubu: % 52 - %51
  • 34-39 yaş grubu: % 50 - %50
  • 40-45 yaş grubu: %25 - %100
Kaynak: STIC

Bu veriler, orta yaş ile üçüncü yaş grubunda kalan erkeklerin özellikle de golf, yatçılık gibi spor dallarına yönelişini ve kadınların da daha çok çocukları ve diğer aile bireyleri ile çıktıkları tatillerinde mass turizm karakterli, riski az tatilleri tercih ettiğini gösteriyor.
Araştırmaya yanıt verenlerin ırklarına (siyahî, beyaz, Asyalı, Latin, diğer) göre ise spor turizmine en çok ilgiyi yüzde 71,4 ile Latin ırkından, ikinci sırayı yüzde 70 oran ile beyaz ırktan, üçüncü sırayı yüzde 64,3 ile siyahî ırktan ve dördüncü sırayı da yüzde 54,1 oranı ile Asya toplumlarından gelen insanlar gösteriyorlar.

2. Irklara göre spor turizmine ilgi düzeyi

  • Beyazlar % 70
  • Siyahiler % 64,3
  • Asyalılar % 54,1
  • Latinler % 71,4
Kaynak: STIC
Araştırmanın genel sonuçları
Araştırmaya katılanların yüzde 66.5’u spor orijinli tatilleri tercih edeceklerini belirtiyorlar. Tüm ırkların büyük bir çoğunluğu sportif turizmi tercih ediyorlar. Bununla beraber ırklar arasında sportif turizmi en çok tercih edenler Latin ve beyaz kökenliler.
Araştırmaya göre daha fazla heyecan ve hareket arayanlar spor turizmini tercih ediyor. Kuşkusuz spor turizmi ürünlerinin satış ve pazarlamasında da ürünlerin niteliklerine göre pazar segmentlerini tercih etmek gerekiyor. Araştırmaya göre
dağcılık, skydiving gibi adrenalin seviyesi yüksek ürünler, 17-22 yaş grubu içinde daha kolay pazarlanabilecekken, golf, yaz sporları gibi daha az adrenalin yaratan ürünlerin daha ileri yaş segmentlerine sunulması gerekiyor.
Milyonlarca insan yaşamını doğrudan sportif faaliyetlere endekslemiş durumda. Böyle olunca da milyarlarca dolarlık bir endüstri ortaya çıkıyor. ABD, Japonya ve Almanya spor ürünleri satıcılarının en büyük pazarları durumunda. Küresel spor sponsorlukları 1998 yılı itibariyle 20 milyar dolara ulaşmış bulunuyor.


Hazırlayan: TÜRSAB Ar-Ge / Ocak 2002

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
17 Mart 2010       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Bazı İllerimizde Bulunan Spor Tesisleri
  • ADANA
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (322) 454 17 30
Fax: (322) 453 09 46
Adana , mülkiyeti GSGM'ye ait olan işletmesini Adanaspor'un yaptığı 19 bin seyirci kapasiteli, ışıklandırmalı, olimpik 5 Ocak Stadyumu, 3 çim stad, 14 çim, 7 toprak futbol sahası, 1'i kapalı 5 yüzme havuzu, 1'i kapalı 2 binicilik tesisi, 1 atıcılık tesisi, 3 tenis kortu, 1 atletizm pisti, 4'ü antreman 8 spor salonu ile 292 semt sahası, 9 okul spor salonu, 1 güreş eğitim merkezi, 2 gençlik merkezi, 1 kayıkhane, 1 dağcılık spor alanı, 2 kürek spor alanı, 1yelken spor alanı, 1 bisiklet spor alanı, 1 otomobil spor alanı, 1 sağlık koşusu ve yürüyüş alanı ile spor alt yapısı oldukça gelişmiş illerimizden birisidir.
  • ANKARA
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel. (312) 324 45 97
Fax: (312) 324 10 26
Ankara'da GSGM'ye ait olan iki stadyum bulunmaktadır. Çim olan stadyumlardan biri 23 bin kapasiteli 19 Mayıs Stadyumu, diğer ise 35 bin kapasiteli Cebeci Stadyumu'dur. Ayrıca 3 çim, 1 toprak futbol stadı ile 5 çim, 6 toprak futbol sahası daha bulunmaktadır. 2 açık , 1 kapalı yüzme havuzu, 2 açık, 2 kapalı binicilik tesisi, bir kış sporları tesisi, 1 kapalı atış poligonu, 1 atıcılık tesisi, 4 tenis kortu, 1 atletizm stadyumu, 1'i sentetik 4 atletizm pisti, 1'i antreman amaçlı toplam 23 spor salonu, 11 semt sahası, 2 gençlik merkezi, 1 kayakevi, 1 kayıkhane, 1 teleski, birer kürek spor alanı ve yelken spor alanı, 1 sağlık spor alanı ve koşu pisti de yer almaktadır.
  • ANTALYA
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (242) 238 56 01
Fax: (242) 238 56 24
Antalya'da sahibinin GSGM olduğu, işletmeciliğini belediyenin yaptığı, toplam 7.500 seyirci kapasiteli ve çim, Atatürk Stadyumu ile 19 çim futbol stadı, 17 toprak futbol sahası, 16 çim futbol sahası yer almaktadır. Ayrıca 1 açık yüzme havuzu, 1 atıcılık tesisi, 1 okçuluk tesisi, 1 tenis kortu, 4 spor salonu, çok amaçlı 31 semt sahası, 13 okul spor salonu, 1 gençlik merkezi, 1 kayakevi ve 2 telesiej, 4 dağcılık spor alanı, 1 kürek ve yelken spor alanları, 1 kayıkhane, rafting spor alanı, 1 sağlık koşusu ve yürüyüş pisti bulunmaktadır.
  • AYDIN
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (256) 225 94 65
Fax: (256) 225 21 54
Aydın'da sahibi GSGM, işletmecisi Aydınspor olan 10 bin 500 seyirci kapasiteli Adnan Menderes Stadyumu , 3 çim futbol stadı, 8 çim futbol sahası, 32 toprak futbol sahası, 1 açık yüzme havuzu, 1atıcılık tesisi, 3 atletizm pisti, 7 spor salonu, çok amaçlı 241 semt sahası, 1 okul spor salonu, birer kamp eğitim merkezi, gençlik merkezi ve merkezi gençlik tesisi vardır.
  • BALIKESİR
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (266) 241 37 37
Fax: (266) 241 66 52
Balıkesir'de GSGM’ye ait 11 bin 700 seyirci kapasiteli, ışıklandırmalı, çim Atatürk Stadyumu ile 7 çim, 2 toprak futbol stadı ve 1 çim, 27 toprak futbol sahası, 1 açık yüzme havuzu, 1 atıcılık tesisi ve 1 veledrom, 4'er tenis sahası ile atletizm pisti, 2'si antreman amaçlı 7 spor salonu, çok amaçlı 279 adet spor sahası, 16 okul spor salonu ve 1 gençlik merkezi vardır.
  • BOLU
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (374) 215 20 37
Fax: (374) 215 87 42
Bolu'da 3 bin 500 seyirci kapasiteli, mülkiyeti ve işletmesi GSGM'ye ait olan Atatürk Stadyumu ile 2 çim futbol stadı, 6 çim, 5 toprak futbol sahası, 1 kapalı yüzme havuzu, 1 atıcılık tesisi, bir atletizm tesisi, 1'i antreman için 7 spor salonu, çok amaçlı 329 semt sahası, 9 okul spor salonu, 2 gençlik merkezi, 2 kamp eğitim merkezi, 1 güreş eğitim merkezi, 2'şer tane de kayakevi, teleski, telesiyej ve baby lift vardır.
  • BURSA
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (224) 220 10 46-47
Fax: (224) 222 90 30
Spor alt yapısının gelişkin olduğu, pek çok ulusal ve uluslararası karşılaşmanın yapıldığı Bursa'da, 19 bin 700 seyirci kapasiteli, sahibinin ve işletmecisinin GSGM olduğu çim, ışıklandırmalı, Atatürk Stadyumu'nun yanısıra , 7 çim futbol stadı, 1 toprak futbol stadı, 7çim, 18 toprak futbol sahası, 1 kapalı yüzme havuzu, biri kapalı 2 binicilik tesisi, 2 kış sporları tesisi, 1 atıcılık ve 1 okçuluk tesisi, 1 tenis sahası, 3 atletizm pisti, 3'ü antreman için 11 spor salonu, çok amaçlı 102 semt sahası, 2 kamp eğitim merkezi, 1 gençlik merkezi, 1 sporcu eğitim merkezi, 2 kayıkhane, 1 kayak evi ve 1 telesiyej, 1 dağcılık spor alanı, 1 yelken spor alanı, 1 bisiklet spor alanı ve 1 otomobil spor alanı yer almaktadır.
  • ÇANAKKALE
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (286) 217 60 27
Fax: (286) 217 60 27
Bu ilimizde 12 bin 500 seyirci kapasiteli, sahibinin ve işletmecisinin GSGM olduğu, çim, ışıklandırmalı, 18 Mart Stadyumu ile 2 çim futbol stadı, 2 çim, 24 toprak futbol sahası, 1 atıcılık tesisi, 2 tenis sahası, 1 atletizm sahası, 9'u antreman için 15 spor salonu, futbol , voleybol ve basketbol için 206 semt sahası, 4 okul spor salonu, 1 kamp eğitim merkezi, 1 gençlik merkezi vardır.
  • DENİZLİ
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (258) 371 57 12
Fax: (258) 371 34 61
Işıklandırmalı ve çim, 17 bin 500 seyirci kapasiteli sahibi ve işletmesi GSGM'ye ait Atatürk Stadyumu ile 3 çim futbol stadı, 11 çim, 34 futbol sahası bulunan Denizli'de 1 kapalı yüzme havuzu, 1 sosyal amaçlı yüzme havuzu, 1 atletizm pisti, 3 spor salonu, 4 antreman salonu, 4 okul spor salonu, 1'er kamp eğitim merkezi, güreş eğitim merkezi ve gençlik merkezi 37 adet semt sahası (çok amaçlı) yer alır.
  • DİYARBAKIR
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (412) 228 67 93
Fax: (412) 228 67 81
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Diyarbakır'da, GSGM'ye ait 17 bin 500 seyirci kapasiteli ışıklandırmalı ve çim Atatürk Stadyumu ile 1 çim futbol stadı, 2 çim, 14 toprak futbol sahası, 1 kapalı atış poligonu, 1 atletizm pisti, 3 spor salonu, 10 okul spor salonu, 1 gençlik merkezi bulunmaktadır.
  • ERZİNCAN
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (446) 223 69 37
Fax: (446) 223 69 39
1 çim futbol stadı ile 4 çim, 7 toprak futbol sahası, 1 kış sporları tesisine sahip olan Erzincan'da 1 kapalı atış poligonu, 1 atletizm pisti, 1 cirit oyun alanı, 3 spor salonu, 1 antrenman spor salonu, 8 okul spor salonu, 1 gençlik merkezi, 1 kayakevi, 1 teleski, 1 dağcılık spor alanı, 1 rafting spor alanı ve 1 sağlık koşusu yürüyüş alanı bulunur.
  • ESKİŞEHİR
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (222) 230 17 90
Fax: (222) 230 17 64
Eskişehir'de, ışıklandırılmış ve çim, 18 bin 500 seyirci kapasiteli
GSGM 'nin sahibi ve işletmecisi olduğu Atatürk Stadyumu, 1 çim futbol stadı, 14 çim, 15 toprak futbol sahası, 1 kapalı yüzme havuzu, 1 açık binicilik tesisi, 1 atıcılık tesisi,
9 tenis sahası, 1 atletizm pisti, 7'si antrenman için 11 spor salonu, 150 çok amaçlı semt sahası, 18 okul spor salonu ve 1'er kamp eğitim merkezi, güreş eğitim merkezi ve gençlik merkezi bulunmaktadır.
  • GAZİANTEP
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (342) 230 01 21
Fax: (342) 232 04 59
GSGM'nin sahibi olduğu, işletmeciliğini Gaziantep Spor Kulübü 'nün yaptığı, çim ve ışıklandırmalı, 19 bin seyirci kapasiteli Kamil Ocak Stadyumu'na sahip olan Gaziantep'te ayrıca 4 çim ve 1 toprak futbol stadı, 10 toprak futbol sahası, 1'er kapalı ve açık yüzme havuzu, 4 atletizm pisti, 5'i antrenman amaçlı 10 spor salonu, 12 çok amaçlı semt sahası ve 1 gençlik merkezi yer almaktadır.
  • HATAY
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (326) 214 24 99
Fax: (326) 214 24 95
Hatay'ın en büyük ilçesi olan İskenderun'da 18 bin seyirci kapasiteli çim ve ışıklandırmalı sahibi ve işletmecisi GSGM olan İskenderun Şehir Stadyumu , 4 çim, 2 toprak stad, 2 çim, 14 toprak futbol sahası, 1 açık yüzme havuzu, 1 tenis sahası, 7 atletizm pisti, 5 spor salonu, 4 antrenman salonu, 6 okul spor salonu, 1 gençlik eğitim merkezi, 1 kayıkhane, 1 yelken spor alanı ve 36 adet çok amaçlı semt sahası yer almaktadır.
  • ISPARTA
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (246) 232 58 52
Fax: (246) 223 82 55
Göller bölgesinde yer alan Isparta'da 12 bin kişilik GSGM'nin sahibi ve işletmecisi olduğu Atatürk Stadyumu, 1 çim futbol stadı, 5 çim, 9 toprak futbol sahası ile 1 kapalı yüzme havuzu, 1 kış sporları tesisi, 1 atıcılık tesisi, 1 okçuluk tesisi, 2 atletizm pisti, 7 spor salonu, 3 antrenman spor salonu, 5 okul spor salonu, 4 gençlik merkezi, 1 kayakevi, 1 kayıkhane, 2 baby lift, 2 dağcılık spor alanı, 1 yelken spor alanı, 3 sağlık koşusu yürüyüş alanı ve 292 çok amaçlı semt sahası bulunmaktadır.
  • İSTANBUL
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (212) 249 15 16
Fax: (212) 251 73 49
Türkiye'nin en büyük ve Olimpiyat adayı olan bu tarihi kentte üç stadyum bulunmaktadır. Bunlardan ilki işletmecisi UEFA Kupası Şampiyonu Galatasaray olan Ali Sami Yen Stadyumu 'dur. Ali Sami Yen Stadyumu, tamamı koltuklu, 22 bin seyirci kapasiteli, ışıklandırmalı ve çimdir. Diğer stadyum işletmeciliğini Beşiktaş Kulübü 'nün yaptığı İnönü Stadyumu 'dur. İnönü Stadyumu 'nun toplam seyirci kapasitesi 30 bin kişi olup, çim ve ışıklandırmalıdır. İstanbul'un Anadolu yakasında bulunan ve
işletmeciliğini Fenerbahçe Kulübü 'nün yaptığı Şükrü Saraçoğlu Stadyumu ise, çim ve ışıklandırmalı olup, toplam seyirci kapasitesi 18 bin 700'dür.
İstanbul'da Türkiye'nin üç büyük kulübünün işletmeciliğini yaptığı bu üç stadyumun dışında, 17 çim futbol stadı daha vardır. İstanbul ilinde ayrıca 10'u çim, 41'i toprak toplam 51 futbol sahası bulunur, 2'şer açık ve kapalı yüzme havuzuna da sahip olan İstanbul ilinde Dünya Yüzme Şampiyonası gerçekleştirilmiştir. İstanbul'da ayrıca 1 binicilik tesisi, 1 kapalı atış poligonu, 3 atıcılık tesisi de yer almaktadır. 1 tenis sahası ile 1 atletizm stadyumuna sahip olan İstanbul'da 10 bin seyirci kapasiteli Abdi İpekçi Spor Salonu dahil toplam 19 spor salonu bulunur. İstanbul'da mevcut atletizm stadyumunun dışında 2'si sentetik olmak üzere 5 atletizm sahası daha vardır. 2 kamp eğitim merkezi 1 milli takımlar kamp merkezi, 2 gençlik merkezi ve 1 sporcu sağlık merkezi bulunan İstanbul ilinde, 17 çok amaçlı semt sahası da yer almaktadır.
Ayrıca olimpiyatlara ev sahipliği yapmak amacıyla, yaklaşık 600 hektar alana yayılacak Olimpiyat Parkı'nda, 100.000 kişilik Olimpiyat Stadı tamamlanmıştır. Beyzbol, softball, boks, eskrim, cimnastik, hentbol, masa tenisi, güreş, halter, bisiklet, kano slalom ve yüzme karşılaşmaları için çok sayıda açık ve kapalı tesisin yer alacağı Olimpiyat parkı dışında Kemerburgaz'da, Belgrad Ormanı ile çevrelenen alanda binicilik, Küçük Çekmece gölünde kürek ve kano yarışları, Silivri Klasis Country Club'da tenis, Mydonose Showland'da halter, Ataköy Olimpik Havuz'da yüzme, Ataköy Çok Amaçlı Spor Salonu 'nda basketbol, Bağcılar Spor Salonu'nda badminton, İstinye 'de de atıcılık yarışmalarının düzenleneceği alan ve kentin Asya yakasındaki Fenerbahçe Koyu'nda olimpik yelken yarışları ile futbol karşılaşmaları için Şükrü Saraçoğlu Stadyumu, Olimpiyat projesi kapsamında yeralmaktadır. Ayrıca bir tarafı Küçük Çekmece Gölü'ne bakan Olimpiyat Köyü ise sporcuların, medya ve diğer görevlilerin iletişim, konaklama, dinlenme, alışveriş, sinema, kütüphane, meditasyon, yeme- içme, sağlık ve antrenman gereksinimlerini karşılamak amacıyla oluşturulmaktadır.
  • İZMİR
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (232) 464 80 30
Fax: (232) 464 80 30
İzmir'de Akdeniz Oyunları için inşa edilen Atatürk Stadyumu 67 bin 500 seyirci ile Türkiye'nin en fazla seyirci kapasitesine sahip stadyumudur. GSGM'ye ait olan stadyum, ışıklandırmalı ve çimdir. İzmir'de ayrıca, 14 çim, 2 toprak futbol stadı ile 5 çim, 27 toprak futbol sahası daha bulunur. Birer kapalı ve açık yüzme havuzu bulunan İzmir'de, 1 açık ve 1 kapalı binicilik tesisi, kapalı atış poligonu ile atıcılık tesisi ve 1 kış sporları tesisi vardır. 25 tenis sahasına, 1 atletizm stadyumuna, 1'i sentetik toplam 13 atletizm sahasına sahip olan bu ilde, 17 spor salonu, 18 antrenman spor salonu ve 56 okul spor salonu faaliyettedir. İzmir'de ayrıca, 2 kamp eğitim merkezi, 3 milli takımlar kamp merkezi ve 1'er gençlik merkezi, sporcu sağlık merkezi ve merkez gençlik tesisi ile 235 çok amaçlı semt sahası yer almaktadır.
  • KAYSERİ
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (352) 231 99 33
Fax: (352) 232 13 40
31 bin 550 kişilik, sahibi ve işletmecisi GSGM olan, ışıklandırılmış ve çim Atatürk Stadyumu bulunan Kayseri'de 1 kapalı yüzme havuzu, 1 kış sporları tesisi, 1 kapalı atış poligonu, 1 tenis sahası, 1 atletizm pisti, 4 spor salonu, 4 antrenman spor salonu, 2 kamp eğitim merkezi, 1 güreş eğitim merkezi, 2 milli takımlar kamp merkezi, 1 gençlik merkezi, 1'er teleski ve telesiyej ile kayakevi, 67 çok amaçlı semt sahası yer almaktadır.
  • KONYA
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (332) 322 79 50
Fax: (332) 322 79 12
35 bin seyirci kapasiteli, GSGM'ye ait, ışıklandırılmış ve çim Atatürk Stadyumu'nun bulunduğu Konya'da, 8 çim, 27 toprak futbol sahası, 1'er adet açık ve kapalı yüzme havuzu, 1 veledrom, 1 atıcılık tesisi, 1 tenis sahası, 4 atletizm pisti, 1 sentetik atletizm pisti, 12 spor salonu, 10 antrenman spor salonu ve 1'er güreş eğitim merkezi, gençlik merkezi, dağcılık spor alanı, bisiklet spor alanı, sağlık koşusu, yürüyüş alanı ve 122 çok amaçlı semt sahası bulunur.
  • MUĞLA
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (252) 212 41 60
Fax: (252) 212 60 13
Bu Güney Ege ilinde 4 çim futbol stadı ile 6 çim ve 19 toprak futbol sahası, 1 tenis sahası, 1 atletizm pisti, 5 spor salonu, 1 antrenman spor salonu, 1'er güreş eğitim merkezi ile gençlik merkezi, 2 kayıkhane, 4 bisiklet spor alanı, 1 otomobil spor alanı ve 18 çok amaçlı semt sahası bulunmaktadır.
  • NEVŞEHİR
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (384) 212 51 24
Fax: (384) 213 39 24
Nevşehir'de 1 çim futbol stadı, 2 çim, 8 toprak futbol sahası ile 1 tenis sahası, 1atletizm pisti, 4 spor salonu, 1 okul spor salonu, 2 gençlik eğitim merkezi ve 57 çok amaçlı semt sahası bulunmaktadır.
  • SAMSUN
Gençlik Spor İl Müdürlüğü
Tel: (362) 238 27 20
Fax: (362) 238 18 95
Orta Karadeniz Bölgesi'nde yer alan ve Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı il olan Samsun'da her ikisinin sahibi de GSGM olan biri 19 Mayıs Stadyumu adı ile tanınan ve 17 bin 500 seyirci kapasiteli, diğer İlk Adım Stadyumu adlı 2 bin 100 seyirci kapasiteli 2 stadyum bulunmaktadır. İki stadyum da çim olup, ışıklandırılmıştır. Samsun'da ayrıca 5 çim futbol stadı ile 2 çim, 12 toprak futbol sahası, 1'er kapalı yüzme havuzu ile atıcılık ve okçuluk tesisi, 4 tenis sahası, 2 atletizm pisti, 7 spor salonu, 3 antrenman salonu, 16 okul spor salonu, 1'er kamp, güreş, milli takımlar eğitim merkezleri ve gençlik merkezi, 123 çok amaçlı semt sahası vardır.
  • TRABZON
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (462) 230 22 60-61
Fax: (462) 230 22 66
Sahibi GSGM, işletmecisi Trabzonspor Kulübü olan, ışıklandırmalı ve çim, 25 bin seyirci kapasiteli, Hüseyin Avni Aker Stadyumu'na sahip olan Karadeniz kıyısındaki Trabzon'da 3 çim, 11 toprak futbol sahası, 1 kapalı yüzme havuzu, 1 kapalı atış poligonu, 1 atıcılık tesisi, 1'i sentetik olmak üzere 2 atletizm pisti, 5 spor salonu, 5 antrenman spor salonu, 3 okul spor salonu, 1 gençlik eğitim merkezi, 1 yelken spor alanı ve 1 sağlık koşusu yürüyüş alanı ile 25 çok amaçlı semt sahası bulunmaktadır.
  • VAN
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (432) 216 68 98
Fax: (432) 216 66 03
8 bin seyirci kapasiteli, GSGM'ye ait ışıklandırmalı ve çim Vali Mahmut Yılbaş Stadyumu bulunan Van'da, ayrıca 1 çim, 2 toprak futbol stadı, 2 çim, 5 toprak futbol sahası , 3 tenis sahası, 1'er atletizm pisti, gençlik merkezi, kayıkhane, kürek spor alanı, yelken spor alanı, 2 spor salonu, 25 semt sahası bulunmaktadır.
  • ZONGULDAK
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
Tel: (372) 253 56 57
Fax: (372) 251 38 70
12 bin seyirci kapasiteli, GSGM'ye ait, çim Şehir Stadyumu bulunan Zonguldak'ta 2 çim, 1 toprak futbol stadı, 12 toprak futbol sahası, 1'er atıcılık tesisi, tenis sahası, atletizm pisti, kamp eğitim merkezi, gençlik merkezi, 5 spor salonu ve 1 semt sahası yer almaktadır.


İl envanterleri için kaynak: TC Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
Hazırlayan: TÜRSAB Ar-Ge / Ocak 2002
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
30 Eylül 2011       Mesaj #4
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Dünyada spor endüstrisini oluşturan önemli kalemlerden biri olan spor turizmi, ülkemizde maalesef yeteri kadar yatırım yapılmamış atıl duran alanlardan biri. 2006 yılında toplam 20 milyon turist çeken bir ülke için bu durum tezat oluşturmakta.
Spor turizmi, dünyada toplam turizm aktivitesinin %32'sini oluştururken, ülkemizde bu oran % 1,5'lerden ileri gidemiyor. 2004 ve 2005 verilerine göre, Türkiye'ye gelen turistlerin geliş nedenlerinin gezi-eğlence(deniz- kum turisti), kültür-din, alışveriş ve yakınlarını ziyaret amaçlı olduğu görünüyor. Bu yıl TURSAB[/b] ve bakanlığın gayreti bu alanların yanına kongre turizmini eklemek. Geçtiğimiz aylarda ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Sporla Tanıtım Projesi adı altında hazırladığı projeyi geliştirebilmek için 32 federasyon ile toplantı yaptı. Ülkenin spor ve turizm konusundaki iki önemli kurumu ülke turizmi ve ülke sporu adına çok önemli bir adım atmış oldular.
Konunun önemini daha iyi vurgulamak için Spor Turizmini doğru anlatmak gerekir. Spor olayına aktif veya pasif olarak katılmak amacıyla yer değiştirenler, spor turistlerini oluşturmaktadır. Spor turistleri, sporcular (lisanslı, lisanssız), spor kafileleri (takımlar, yöneticiler, görevliler, sağlık mensupları vb.), kamu görevlileri, teknik komiteler, basın mensupları, sponsor marka temsilcileri, gönüllüler ve seyircilerden oluşmaktadır.

Ne demek aktif, pasif katılım?

İster amatör, ister profesyonel olarak bir spor olayını icra edene aktif katılımcı diyoruz. Örneğin ülkemizde müsabaka veya kamp yapan profesyonel futbol kulüpleri, kayak, rafting, rüzgar sörfü gibi amatör sporları yapanlar aktif katılım yapan spor turistleridir. Pasif katılımcılar dediğimiz turistler ise genelde, olimpiyatlar, futbol şampiyonları, Formula 1 gibi biletli spor etkinliklerini izlemek için gelen sporseverlerdir. Kültür Turizm Bakanlığı[/b]'nın ve GSGM[/b]'nin amacı, her iki guruba ait turistlerin sayısını ve spor turizminden kazanılan geliri artırmak olmalıdır.
Türkiye'de doğa sporlarının %90'ının yapılabileceği alanlar mevcuttur. Buna rağmen buralardaki konaklama ve tesisleşme yatırımının yeterli olmaması, olanların da yeterince tanıtılmaması nedeniyle mevcut potansiyel verimli kullanılamamaktadır. Futbol, golf ve ****z da kayak dışındaki sporlarda hem tesisler yetersizdir hem de bu branşlardaki lisanslı sporcu sayısı oldukça azdır. Eğer bir spor branşında tesisleşme az ise doğal olarak sporcu sayısı ve ulusal veya uluslararası spor etkinliği sayısı da o oranda az olmaktadır. Bu yetersizlik aktif katılım yapan spor turistlerinin de sayıca az olmasına neden olmaktadır.
Spor turizmini geliştirmek için tesisleşme en önem verilmesi gereken konulardan biridir. Son yıllarda ülkemizde yapılan önemli uluslararası şampiyonalara baktığımızda bunu daha net görebiliyoruz. Örnek vermek gerekirse, İstanbul Park gibi A sınıfı bir yarış pisti olmasa ne Formula1 ne de Moto GP gibi dünyanın en çok ilgi ve seyirci çeken yarışlarının ülkemizde yapılması mümkün olmazdı. Veya Atatürk Olimpiyat Stadı, Şükrü Saraçoğlu Stadı olmasa, Şampiyonlar Ligi Finali, UEFA Finali'nin Türkiye'de yapılması hayal olurdu. Tabii buradan önce tesis yap sonra bu organizasyonlara başvurabilirsin anlamı çıkmamalı. Olimpiyatlar, futbol, basketbol dünya şampiyonaları organizasyonlarına talip birçok ülke gibi biz de önce başvuruyu yapıp ardından tesisleşmeyi yapabiliriz. Fakat bunun için dahi asgari bazı gereklilikleri yerine getirebiliyor olmamız gerekiyor.
Markaların bu mecraya bu kadar yatırım yapmasının en önemli sebebi de budur tabi. Sporla Tanıtım Projesi bu gücün farkına varılmasıyla oluşturulmuş bir projedir. Ama burada hatırlatılması gereken şudur; Kurum ya da ürün markaları sporu tanıtım amaçlı kullanırken pazarlama iletişiminin hangi unsurlarını kullanıyorlarsa, markalaşmak isteyen ülkeler de aynı yöntemleri kullanmalıdır.

Peki sporun ülke tanıtımına etkisi nedir?

Spor, geniş ölçüde turizm sanayini de destekleyen bir unsurdur. Örneğin Atlanta, 1996 Olimpiyat Oyunları'ndan sonra bir Dünya Şehri kabul edildi. Barcelona bugün hala Olimpiyat Oyunları'ndan miras kalan spor tesisleri sayesinde uluslararası spor kuruluşlarının ve spor turistlerinin tercih ettiği bir şehir özelliğini taşımaktadır.
Sidney 2000'de sadece madalya değil, beraberinde pazarlama rekorları da kırıldı. 220 ülkede yayınlanan oyunlar, 29.600 saat global coverage elde ederken, 3,7 milyar kişi tarafından izlendi. Oyunların internet sitesi, dakikada 1,2 milyon hit alıyordu. Gerek ülke yetkilileri gerek sponsorlar büyük kazanımlar elde ettiler. Avustralya Turist Komisyonu raporuna göre ülkeyi ziyaret eden turist sayısı %11 artarken, oyunlardan bir sene sonra da %15 artış gösterdi. Yani oyunlar sayesinde ülkeyi tanıyan turistler, oyunlar sırasında gelenlerden daha fazlaydı.
Uzun süreli organizasyonlar veya yarışmalarda ülkeler büyük döviz gelirleri elde etmenin yanında, ülkenin siyasi, kültürel, ekonomik ve tanıtım açısından reklamını yaparak spor çevresinde turizm hareketlerinden faydalanırlar. Spor turizmi yalnızca o sporu icra eden kişinin ülkeyi ziyareti anlamına gelmez.
Turistler tatilleri sırasında gittikleri ülkenin coğrafi durumuna göre spor amaçlı turizm yapabilir, ya da seyircisi olarak gideceği sportif organizasyonlar öncesi ya da sonrası tatillerine devam ederek kalış sürelerini uzatabilmektedirler.
Daha önceki yıllarda yapılan olimpiyatlardan, Dünya şampiyonaları'ndan ülkelerin o etkinlik için zarar ettikleri de olmuştur. Ama hiçbiri bundan şikayetçi olmadı. Çünkü milyonlarca dolar verip de yapamayacakları tanıtım imkanına kavuşuyorlardı. Tıpkı bizim Şampiyonlar ligi finali sırasında yaptığımız gibi; İstanbul ve Türkiye için 5.5 milyar dolara denk tanıtım fırsatı yaratıldı. Yıllık 100 milyon dolarlık tanıtım bütçesine bakılınca, 55 yıllık tanıtım bir gecede gerçekleşti.
Eskiden bu güne bu uluslararası etkinlikler de çok evrim geçirdi. Örneğin 1896 yılında Atina'da yapılan ilk olimpiyata 9 gün sürmüştü ve 13 ülkeden 295 sporcu katılmıştı. Yine 2004 yılında Atina'da yapılan olimpiyat 16 gün sürdü ve 202 ülkeden 11.000 sporcu katıldı.
Dünya Futbol Şampiyonası[/b] için fotoğraf çok farklı değil. 1930'da Uruguay'da yapılan ilk şampiyona 17 gün sürerken 13 ülke katılmıştı. 2006 yılında Almanya'da yapılan şampiyonada bu süre 1 aya, katılan ülke sayısı da 32'ye çıktı. Bu değişiklikler hem ülkelere gelen ve konaklayan spor turistlerinin ve gelirlerin artmasına, hem daha uzun sürelerde yayın dolayısı ile tanıtım yapılmasına olanak sağlamakta.

Peki Türkiye spor turizmini nasıl artırabilir? Sporu kullanarak yapacağı tanıtımda başarılı olmak için neler yapmalıdır?

Öncelikle mevcut spor alanlarını ve tesislerinin envanterinin çıkarılması gerekmektedir. Nerelerde hangi sporlar yapılabiliyor, bu alanlarda tesisleşme yeterli mi bunlar saptanmalıdır. Ardından bunların yazılı ve görsel arşivi çıkarılmalıdır. Bu tesisler A tipi, B tipi tesisler gibi derecelendirilmelidir. Oluşturulacak arşiv TURSAB ve Kültür Turizm Bakanlığı'nın ortak düzenleyeceği bir bilgilendirme tanıtım toplantılarıyla turizm acentelerine anlatılmalı ve paylaşılmalıdır. Neticede turistlere ve uluslararası acentelere satışı yapacak onlardır.
Belirlenecek spor branşlarına odaklanmalı ve tanıtım önceliği onlara verilmelidir. Aynı odaklanma şehirlere göre de yapılmalıdır. Örneğin rüzgar sörfü için Çeşme tanıtılırken, rafting için Artvin tanıtılmalıdır. O spor branşları ve illeri markalaştırılmalıdır.
Ülke tanıtımında kullanılan görsel yazılı tanıtım materyallerindeki spor öğeleri artırılmalıdır. Türkiye bir spor ülkesi olarak tanıtılmalıdır. Mevcut tesisler ve spor alanları bu iddia için yeterlidir, fakat geliştirilmelidir.
Daha çok uluslar arası spor etkinliklerine talip olunmalıdır. Şampiyonlar Ligi, Karadeniz Oyunları, Universiade gibi Bu etkinliklerin yurtdışı tanıtımları Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, gerekirse medya ve mecra satın alınarak yapılmalıdır. Bu etkinliklerin Türkiye'de yapılabilmesi için Tanıtım Fonu'ndan kaynak ayrılmalıdır.

Ülke tanıtımı için kullanılması gereken en önemli unsurlardan biri de spor kahramanlarıyla yapılması gereken işbirliği ve onların yapacağı iletişimdir. İnsanlar spor kahramanlarını takip ederler ve onlara öykünürler. Öyle ki Ferrari pilotu Schumacher'i 2005'te gece yarısı yataklarından kalkarak sezonun açılış yarışında izleyen Alman sayısı 2 milyon olmuştu. Schumacher'in Formula 1'i bırakmasıyla birlikte aynı yarışı (Albert Park) yayın saati daha uygun saatlerde olmasına rağmen izleyen Almanların sayısı TV reytinglerine göre yarı yarıya düştü. Bu nedenle öncelikle yurt dışına ihraç ettiğimiz sporcuları ülke tanıtımı konusunda eğitmeli ve onlarla işbirliği içinde olmalıyız.
Dünya spor tarihine kazandıracağımız yerel sporları markalaştırarak tanıtımlarını yapmalıyız. Cirit, yağlı güreş gibi bize özgü, otantik sporları öncelikle spor seyircisinin ihtiyaçlarına göre revize edip tanıtım desteği ile pazarlamalıyız.
Kültür Turizm Bakanlığı Proje Koordinatörü ve Kültür ve Turizm Uzmanı İlknur Yiğit, Sporla Tanıtım Projesi konusunda yaptığı açıklamada daha sistematik ve sektörle işbirliği halinde çalışılması için Tanıtma Genel Müdürlüğü'nde sporla ilgili ''birim'' kurma hazırlıkları yapıldığını duyurdu. Ülke sporunun gelişmesi ve mevcut kaynakların daha verimli kullanılabilmesi için bizler de bu birimin güçlendirilmesi için dışarıdan da olsa katkılarda bulunmalıyız.

kaynak
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.

Benzer Konular

16 Haziran 2016 / _Yağmur_ Spor
5 Mart 2013 / Misafir Soru-Cevap
11 Aralık 2006 / virtuecat Hukuk
3 Kasım 2012 / wolfmann Spor