Arama

Türk Boyları - Çepniler

Güncelleme: 21 Aralık 2016 Gösterim: 36.607 Cevap: 5
CrasHofCinneT - avatarı
CrasHofCinneT
VIP Pragmatist Çılgın Zat...
30 Mayıs 2008       Mesaj #1
CrasHofCinneT - avatarı
VIP Pragmatist Çılgın Zat...

Çepniler

Ad:  Çepniler.JPG
Gösterim: 4561
Boyut:  65.7 KB

Oğuzların 24 boyundan biri.
Sponsorlu Bağlantılar

Üçokların Gök Han Oğulları koluna bağlıdır. Ongunu sungurdur (akdoğan). İlhanlı tarihçi Reşideddin, Çepni adının “nerede düşman görse hemen savaşır” anlamına geldiğini belirtir. Çepniler, Anadolu’ya gelen Oğuz boylarının en kalabalıklarındandı. 13. yüzyıl sonlarında yaygın olarak Sinop, Samsun, Ordu yöresine yerleştiler. 14. yüzyılda güçlü yerel egemenlikler kurdular.

Selçuklu tarihçisi İbn Bibi’nin verdiği bilgilere göre Sinop ve çevresinde yaşayan Çepniler, 1277’de Sinop’a saldıran Trabzon İmparatorluğu donanmasına karşı kenti savundular ve saldırıyı püskürttüler. Bu yörede durumlarını güçlendirdiler ve 14. yüzyıldan başlayarak Canik adı verilen ve Samsun’un doğusundan Giresun yöresine kadar uzanan ormanlık bölgeyi yavaş yavaş ele geçirdiler. 14. yüzyılın ortalarında bugünkü Ordu ili ve çevresine Bayramoğlu Hacı Emir adlı bir Türkmen beyi egemen oldu. Hacı Emir Bey 1358’de Trabzon İmparatorluğu’nun topraklarına girdi, Maçka’ya kadar giderek yöreyi yağmalayıp geri döndü. İmparator öteki Türk beylerine yaptığı gibi Hacı Emir Bey’e de kızını vererek Türkmen akınlarını önleme yoluna gitti.

Anadolu’ya gelmeyen Çepnilerin önemli bir bölümü öteki Türkmen toplulukları gibi İran’da yurt tuttular ve Akkoyunlu Devleti’ nin kuruluşuna katıldılar. Çepniler, Akkoyunlulardan sonra İran’da kurulan Safevi Devleti’nin hizmetinde de bulundular. Sa- fevilerin “korucu” denen hassa ordusunun bir bölümü Çepnilerden oluşuyordu.

16. yüzyılda Canik ve Trabzon’da yaşayan Anadolu Çepnilerinin önemli bölümü yerleşik yaşama geçmişti. Osmanlı coğrafyacısı Âşık Mehmed, 16. yüzyıl sonlarında kaleme aldığı Menazırul Avalim adlı kitabında Trabzon ve yöresinde yaşayan halkın önemli bir bölümünün Çepnilerden oluştuğunu ve bölgenin batı ve güneyindeki dağlara Çepni Dağları dendiğini belirtir.

16. yüzyıl Osmanlı tahrir defterlerinde öteki Türkmen toplulukları arasında dağınık olarak Çepnilere de rastlanır. Bu yüzyılda Çepni boyundan oymakların Halep Türkmenleri, Ulu Yörük, Dulkadırlı, Bozok, Atçeken topluluklarıyla birlikte yaşadığı görülmektedir. 1691’de zorunlu olarak Rakka’ya yerleştirilen Türkmen toplulukları arasındaki Çepni oymaklarının bir bölümü 1728’de Anadolu’ya dönüp Turgutlu ve Bergama yöresine yerleştiler. 16. yüzyılda Anadolu’da Çepnilere ait 43 yer adı varken bu sayı 20. yüzyıl ortalarında 36’ya inmiştir.

Kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Baturalp; 21 Aralık 2016 04:37
Ölmediğine sevindim, hala acı çekebiliyorsun...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mart 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Orta ve doğu Karadeniz ve Sivas gibi iç bölgelerde yaşayan Çepniler, Safevi Devleti'ne askeri destek veren soydaşlarından yararlanılarak Osmanlı Devleti'ne karşı şah ismail tarafına çekilmek istendiler. Yavuz Sultan Selim Trabzon'da sancak beyliği yaptığı dönemde bu faaliyetlerden haberdar olup durumu babası sultan ikinci bayezide bildirdi.ancak barışçı kişilikte ve istanbuldaki bektaşi dergahları ile iyi ilişkileri olan sultan beyazıt bu duruma olumsuz bir tepki vermedi.

Sponsorlu Bağlantılar
Yavuz Sultan Selim şehzadeliğinden itibaren Osmanlı Devleti'nin bütünlüğüne doğudan gelen tehlikeleri önemsedi ve bu uğurda babası ile bile savaştı. padişah olduktan sonra ilk işi Karadeniz'de dağlık alanda hayvancı olarak yaşayan çepnileri halep çevresine sürüp zorunlu iskana tabi tutmak oldu. Hayvancılıktan başka geçim kaynağı bilmeyen çepniler Toros yaylalarına kaçtılar. Osmanlı yönetimi onları tekrar topladı ve halep çevresine sürdü ise de devletin kanuni sultan süleyman dan sonra duraklama dönemine girmesi, merkezi otoritenin zayıflaması, sürekli çıkan isyanlar çepnilere bir kez daha toroslara sığınarak yaşam kültürlerini sürdürme fırsatı verdi. Çepniler verimli yaylaları izleyerek toroslardan batıya, Muğla, Aydın ve Balıkesir çevresine bu şekilde geldiler.

Gaziantep'te çepniler kürt olarak biliniyor. Aslında öncelikle oğuz boyu oldukları unutulmamalı.
Son düzenleyen Baturalp; 21 Aralık 2016 04:19
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
23 Mayıs 2011       Mesaj #3
ener - avatarı
Ziyaretçi

Çepniler


Oğuzların Üçok koluna bağlı bir Türk boyu. 13. yüzyılda Sinop'tan Giresun'a dek uzanan bölgeye yerleştiler. Sinop yöresinde yaşayan bir bölüm Çepni, 1277'de Sinop'a saldıran Trabzon Rum İmparatorluğu'nu bozguna uğrattı. Daha sonra Samsun dolaylarının doğusundan Giresun'a uzanan bölgeyi ele geçirdiler. Trabzon'un güneyine ve batısına da bir bölüm Çepni yerleşti. Hacı Emir ailesi, yönetimi ele geçirdi. Kimi Çepniler, Uzun Hasan döneminde Akkoyunlu Devleti'nin himayesine girdi. Sonraları Balıkesir, Bergama, Aydın ve Manisa'ya yerleşen Çepniler çeşitli köylere dağıldılar.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
Son düzenleyen Baturalp; 21 Aralık 2016 04:20 Sebep: başlık düzenlendi
misafir - avatarı
misafir
Ziyaretçi
20 Eylül 2012       Mesaj #4
misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çepniler mezhep olarak veya tarikat olarak bektaşidirler.Günümüzde Rumeli ve Anadolu'da yaşayan Oğuz/Türkmen boylarından biridir.Karadeniz bölgesindekiler çoğunlukla sunni olmakla birlikte,alevi olan gruplarada rastlanır. Prof.Dr.Irene Melikoff, Hacı Bektaşi Veli hazretlerinin ve onun İlk müridlerinden olan Kadıncıkana ve Abdal Musa'nın da Çepni Olduğunu yazar.Ayrıca Prof.Dr.Faruk Sümer Oğuzlar/Türkmenler isimli eserinde Çepnilerin, Hacı Bektaşi Veli'nin müridlerinden olduklarını ve Anadolu'nun değişik yerlerinde yaşadıklarını, Giresun, Gümüşhane ,Ordu, Trabzon, Bayburt olmak üzere Karadeniz Bölgesi'nde yoğun olarak yaşayan Çepnilerin ise çoğunlukla Sünni olduğunu,ancak zamanında Alevi olan gruplarında Sünnileştiğini yazar.Ben de bir Çepniyim sivaslıyım ve aleviyim köyümüzün adı oraya yerleşen oğuz boylarından ( DÜĞER ) gelmektedir
HayaLPeresT - avatarı
HayaLPeresT
VIP VIP Üye
29 Aralık 2012       Mesaj #5
HayaLPeresT - avatarı
VIP VIP Üye
Günümüzde;
Karadeniz yöresinde yoğun bir Türkmen/Çepni kökenli nufus bulunmaktadır.Giresun ve Ordu ili ve yöresi Vilayet-i Çepni olarak tarihte anılmaktadır. Çorum İli, Kargı İlçesi, Çetmi Köyü’nde Çepnililer yoğun bir şekilde, kültürlerine ve atalarına bağlı olarak yaşamaktadır ayrıca Kürtün, Ordu, Ulubey, Perşembe, Gölköy, Fatsa, Aybastı, Mesudiye, Gürgentepe, Koyulhisar, Ünye, Giresun,Beşikdüzü, Şalpazarı gibi yerleşim yerlerinde ve Vakfıkebir Güvenç Abdal Ocağına bağlı yoğun olarak Çepni boyları yaşamaktadır. Bu bölgedeki Çepnilerin önemli çoğunluğu Sünnîdir , ancak Alevi olanlar da hatırı sayılır sayıdadır. Ayrıca önceleri Alevi olup da, Osmanlılar zamanında Sünniliğe geçen gruplar da vardır.

Öte yandan; Gümüşhane, Giresun, Dereli, Espiye,Ulubey, Gölköy, Gürgentepe başta olmak üzere bir çok yüksek köyde Alevi Islam inancına bağlı Çepniler yaşamaya ve geleneklerini sürdürmeye devam etmektedir.Bugün bile Ordu, Rize ve Trabzon’da Çebi, Çep soyadı ile anılan kalabalık aileler vardır ve bunlar Çepni Oğuzlarından olduğu ileri sürülmektedir. Özellikle Giresun’un Görele, Tirebolu,Doğankent, Çanakçı, Eynesil ilçeleri ile Trabzon’un Şalpazarı ve Ordu’nun muhtelif yerlerinde Çepni adı mensubiyet bildiren bir tabir olarak hala kullanılmaktadır. Batı Karadeniz’de Kastamonu’nun Tosya ilçesinde “Çepni”, Çorum’un Kargı ilçesi, Çetmi köyünde Çetmililer adında bu boydan gelen insanların yaşadığı köyde bulunmaktadır. Ayrıca Anadolu’nun çoğu yerinde ‘Çepni’ isimli yerleşim yeri vardır.

Çepniler ayrıca; Ege bölgesinde Çanakkale, Manisa, İzmir; Marmara’da Balıkesir’ Muğla,Aydın’da yaşarlar. Ayrıca Kızılırmak boyunca Yozgat(Boğazlıyan),Sivas, Kırşehir ( Çiçekdağı) ve Gaziantep’te de Çepni köyleri vardır. Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Manisa ve Gaziantep Çepnileri’nin tamamı Alevi’dir. Çanakkale Küçükkuyu’da bulunan Büyük Çetmi ve Küçük Çetmi köylerinin ve civar köylerin halkının önemli bir bölümü Çepni Kökenlidir.
Son düzenleyen Baturalp; 21 Aralık 2016 04:50
Baturalp - avatarı
Baturalp
Ziyaretçi
21 Aralık 2016       Mesaj #6
Baturalp - avatarı
Ziyaretçi

Türk Boyları - Çepniler

Ad:  Çepniler1.JPG
Gösterim: 3801
Boyut:  42.8 KB

Çepniler, sayıları 24 olarak belirlenen Oğuz Boyları'ndan biri ve en kalabalık olanıdır. Üç Oklar'ın Gök Han koluna bağlıdırlar. Bilindiği gibi Oğuzlar; Türkiye ve Azerbaycan Türkleri'nin, Türkmenistan, Irak ve Suriye Türkmenleri ile Gagauzlar'ın atalarıdır. Cümleden anlaşıldığı üzere Çepniler Orta Asya kökenlidir. Çepni isminin yer aldığı ilk yazılı metin, ilk Türk bilgini olan Kaşgarlı Mahmud'un 1070 yılında kaleme aldığı Divanü Lügatit Türk isimli eserdir.

Eserde Çepni Boyu, Oğuz Boyları'nın 21. sırasında gösterilmiş, damgasının resmi de verilmiştir. 13. yüzyılda yayınlanan bir başka önemli eserde Çepniler, Üç Oklar'ın 4. boyu olarak gösterilir. 16. yüzyılda, Anadolu'da Çepniler'e ait 50'ye yakın şehir adı tespit edilmiştir.

Günümüze intikal eden kaynaklarda yer alan bilgiler, Çepniler'in, Osmanlı Hânedânı'nın mensup olduğu ve en önemli, en şerefli, en büyük Oğuz Boyu olan Kayılar'a yakın önemde bir boy olduğu kanaatini uyandırıyor. Ne var ki onların savaşçı karakterleri, önemlerini günümüze yansıtacak kalıcı ürünler meydana getirmelerini engellemiş. Çepniler'e ait kabileler, değişik tarihlerde farklı cephelerde savaşmışlar ve ordu ile gittikleri bölgelere yerleşmişler. Savaşlarda nüfusları azalmış. Belli ve kalıcı bir kültür oluşturamamışlar.

Çepniler; 1071'de Anadolu'nun, 1277 yılından itibaren de Sinop'tan Trabzon'a kadar olan Karadeniz Bölgesi'nin fethedilmesinde çok aktif görevler üstlendiler. 1277 yılında Sinop'a saldıran Rum Pontus İmparatorluğu'nun ordusunu bozguna uğrattılar.

Daha sonra da Samsun'dan Giresun'a kadar olan bölgeyi ele geçirdiler. Hacı Emir adlı güçlü bir Çepni, derebeyi gibi bir unvanla bölgeyi yönetiyordu. Bir grup Çepni de 1461'de Fatih Sultan Mehmed Han, Trabzon'u fethetmeye gelmeden önce, şehri kendilerine yurt edinmişti. Onlar, Fatih'in Ordusu'na yardımcı oldular. Elde edilen zaferde büyük payları vardır.

Trabzon'un fethinden sonraki tarihlerde Çepniler, konar - göçer hayatı bırakıp, yerleşik düzene geçtiler. 16. yüzyıla gelindiğinde, Zonguldak'ın sahil şehri olan Amasra'dan Rize'ye kadar uzanan kıyı şeridinde nüfusun çoğunluğunu Çepniler oluşturuyordu. Ne sebepledir bilinmez, Sinop'taki Çepniler'den günümüze insan ve iz kalmamıştır. Ordu ve Giresun'un bazı ilçeleri hariç, diğer bölgelerdeki Çepni nüfusu azalmıştır.

Çepniler, 'nerede düşman görürse hemen savaşa tutuşan insanlar' olarak bilinirler. Onlar, bu özellikleri sebebiyle 1690 yılında, Avusturya Seferi'ne çağrıldılar. Savaşa katılarak başarının sağlanmasında etkili oldular.

Çepniler, ilk Müslüman Türk'lerdendirler. Bazı güvenilir kaynaklarda, Alevîler'in bir kolu olarak tanımlanmaktadırlar. 'Çepniler'in küçük bir bölümünün Alevî olduğu' şeklindeki bir söylemin daha doğru olacağı şüphesizdir. Bu gün, çoğunluğu Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan Çepniler'in Alevîlik'le ilgileri yoktur. Onlar Hanefî mezhebine mensupturlar.

Balıkesir ili dışında; Urfa, Maraş, Adana, Ankara, (Şereflikoçhisar) Yozgat, (Keksin) Kırşehir, (Hacıbektaş) Çorum, Sivas, Manisa, (Turgutlu) İzmir, (Bergama) bölgelerinde yaşayan Çepniler arasında Bekir, Ömer ve Osman isimlerine az da olsa rastlanması, Çepniler'in çok büyük bir ekseriyetinin Alevîlik'le ilişkilerinin olmadığının göstergesidir. Bilindiği gibi Alevîler, bu üç ismi kesinlikle kullanmazlar. Son iki cümlede, Çepniler'i Alevîlik'ten tenzih eden-uzak tutan bir anlam aranmamalı. Amaç, bir gerçeğin vurgulanmasından ibarettir.

Alevîler de, Alevî olan Çepniler de kültürümüze, ahlâki değerlerimize renk ve zenginlik katan has vatandaş larımızdır. Görüldüğü gibi Çepniler, Türkiye içinde ve dışında, çok geniş bir coğrafyaya yayılmışlardır. Bu olgunun sebepleri şöyle açıklanabilir:
  • Moğol istilâları,
  • Baba İshak Türkmenleri'nin ayaklanmaları,
  • Savaşçı karakterlerinin gereği olarak savaşlara katılmaları ve savaş amacıyla gittikleri yerler fethedildikten sonra oralara yerleşmeleri.

Çepniler ve Alevîlik


Çepniler'den bir grup, Ak-Koyunlu ve onun halefi olan Safevî Devleti'nin hizmetinde bulundular. Ak-Koyunlu ve Safevî ordularında görev alan Çepniler'in bir bölümü Anadolu'ya dönmedi. İran'a yerleşti. Bir bölümü de Urfa ve Hacıbektaş'a yerleşti.

Hacı Bektaş-ı Velî'nin ilk müritleri Çepniler'di. Ancak, Hacı Bektaş-ı Veli, hayatta iken kendisi ve müritleri Sünnî Müslüman idiler. Ölümünden sonra Bektaşilik öğretilerinde sapmalar meydana geldi. Bektaşî tarikatına mensup olanlar, Alevîlik ile özdeşleştirildi. İran'a yerleşen Çepniler'in ise Şiî Mezhebine geçmiş olmaları tabiî ve kaçınılmazdır.

Balıkesir ilindeki Çepniler'in hangi etkenlerle Alevîlik kültürünü benimsedikleri bilinmiyor. Büyük bir olasılıkla onlar, Safevî Devleti'nin hizmetinde bulunanların torunlarıdır. Balıkesir'de Çepni kelimesi, bazı kişiler tarafından aşağılayıcı amaçla kullanılır. Bu olgunun, onların Alevî'liğinden kaynaklandığı söylenemez. Alevî kültürüne saygılı olan Balıkesir'lilerde de aynı kullanım görülmektedir.

Balıkesir köylerindeki Çepniler arasında yüz kızartıcı olaylar, herhangi bir yerdeki, herhangi bir toplumda yaşananlardan fazla değildir. Bu yanlış tutumdan vazgeçilmesi arzu ve temennî edilir. Çepniler'in Alevîlik ile ilgileri yukarıda anlatılanlardan ibarettir.

Anadolu'da Çepniler


Bazı kaynaklarda, 1500'lü yılların başında, bu günkü Giresun ilimize bağlı Keşap ve Dereli ilçelerinin bulunduğu yerlerde, 'Çepni Vilâyeti' isimli bir yerleşim bölgesinin varlığı yazılıdır. Çepniler'e bu sebeple Giresun ve çevresinde sıkça rastlanır.

Şebinkarahisar ve Alucra'da, Tirebolu'nun köylerinde Çepniler çoğunluktadır. Tirebolu şehir merkezinde yaşayanlar, hangi kökenden olurlarsa olsunlar, bütün köylülere 'Çepni' derler. O yörede, 'Çepni' kelimesi, 'köylü' ile özdeşleşmiştir.

Çepniler, tarihin bir döneminde, uzunca bir süre, Çepni olmayan etnik grupların gıpta ettiği insanlardı. Onların saygınlıkları, 19. yüzyılda doruğa çıktı. O dönemlerde bölge halkının çoğu, kendilerinin de Çepni olduğunu iddia ediyordu. Çepniler'in ünlü kabadayısı Çepni Ali, 1828-1829 Osmanlı-Rus Harbi'ne, çevresine topladığı 300 kişi ile katılmış ve Batum'a kadar giderek Ruslar'ı zarara uğratmış, ekibi ve topladığı ganimetle yurduna döndüğünde, gıpta ve hayranlıkla karşılanmıştı. Bölgede, 'Çepni' soyadını taşıyan pek çok aile vardır.

Ülkemizdeki Çepniler, çoğunlukla Karadeniz bölgesinde yaşıyorlar. Karadeniz coğrafyasında arazi engebeli, dağlık, ormanlık ve kayalıktır. Bu sebeple ekime elverişli alan azdır. Tarım gelişmemiştir. Halk, orta seviyenin altında bir ekonomik güce sahiptir. İmkânı olan aileler, çocuklarını okumaya yönlendirirler.

Orta Anadolu'da yerleşik Çepniler, Osmanlı döneminde cins atlar yetiştirirlerdi. Bunlara 'At çekenler' denilirdi. Onlar devlete vergi yerine at verirlerdi. Günümüz Çepnileri; çiftçilik, sütçülük, arıcılık, besicilik, fındık yetiştiriciliği ile geçim sağlamaktadırlar.

Ülkemizde yapılan nüfus sayımlarında, boy ile ilgili tespitler yoktur. Bu sebeple, Çepni Boyu'na mensup vatandaşlarımızın ne kadar olduğunu söylemek mümkün değildir.

Anadolu Çepnileri, yedi grupta toplanır:

Karadeniz Çepnileri: Rum Pontus İmparatorluğu yönetimindeki Trabzon, Osmanlılar tarafından fethedilmeden önce şehre gelip yerleşen ve fetih ordusunda bulunup Trabzon'da kalan Çepniler'den oluşmaktadır. Karadeniz Çepnileri , Giresun'dan Rize'ye kadar geniş bir alana yayılmışlardır. Yoğunlukla Şebinkarahisar ve Alucra ilçelerinde ve köylerinde otururlar. Bu bölgelerdeki topraklar, günümüz Çepnileri'nin ataları tarafından kan ve can vererek alınmıştır. 'Çepni' denildiğinde, Karadeniz Çepnileri akla gelir. Çepni kelimesine, 'yiğit - gözü pek ve cesur' anlamı kazandıran Çepni'ler bunlardır.

Ulu Yörükler: Sivas, Tokat ve Kırşehir illeri ile ilçe ve köylerinde yaşayan Çepniler'dir. Gümüşhâne'nin Kelkit ilçesinden 1520 yılında göç ettikleri biliniyor. İkinci kalabalık grubu oluştururlar.

Bozoklar: Yozgat ili ve ilçelerine bağlı köylerde yaşayan Çepniler'dir. Bozok, esasen Yozgat'ın eski adıdır. Yozgat, günümüzde de 'İkinci Ergenekon' olarak anılmaktadır.

Başım Kızdulu Çepnileri: Aydın ve Saruhan bölgesinde yerleşmişlerdir. 'Kızdulu' kelimesinin yazılışında bir yanlışlık yoktur. Bu tür isimlere, Anadolu'muzun başka bölgelerinde de rastlanmaktadır. Bu yöredeki Çepniler'in eski beylerinin adı Kantemir olduğundan, bunlar, 'Kantemirli' olarak da adlandırılırlar.

Dulkadirli Çepnileri: Maraş Bölgesine yerleşmişlerdir. Sayıca azdırlar.

Adana Çepnileri: 1519 yılında bölgeye geldiler. Çok az bir nüfusa sahiptirler. Bunlara 'At Çekenler' de denilmektedir.

Halep Türkmenleri: Kanuni Sultan Süleyman Han döneminde Suriye'ye yerleştirildiler. Avusturya Seferi'ne dâvet edilen Çepniler bunlardır. Bir kısmı sonradan Antakya'nın kuzeyindeki Gündüzlü ilçesine yerleştiler. Bir kısmı da 1728 yılında Bergama ve Turgutlu'ya geldi.

Çepniler, Türkçe'den başka bir dille konuşmazlar.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.

Benzer Konular

12 Temmuz 2012 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
17 Ağustos 2012 / buz perisi Türk ve İslam Dünyası
27 Aralık 2011 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
3 Ocak 2010 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
2 Haziran 2015 / Jumong Türk ve İslam Dünyası