Arama

Büyük Türk Devletleri - Avarlar

Güncelleme: 3 Şubat 2017 Gösterim: 20.482 Cevap: 8
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Şubat 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Avarlar

Ad:  Avarlar.JPG
Gösterim: 2489
Boyut:  35.2 KB

Önce Orta Asya’da, ardından 6- 9. yüzyıllar arasında Doğu Avrupa’da imparatorluk kuran Orta Asya asıllı kavim.
Sponsorlu Bağlantılar

Çeşitli kaynaklar Avarların kökeninin Asya’da görülen Juan Juanlara (Cücenler) dayandığında birleşirler. Çin kaynakları Juan Juan adını, Arap ve Bizans kaynakları Avar sözcüğünü kullanır. Avarların tarihi Asya ve Avrupa dönemleri diye ikiye ayrılır. Asya dönemi 3-6. yüzyıl, Avrupa dönemi de 6-9. yüzyıl arasını kapsar.

Hun İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra, 200’lerde Avarlar Orta Asya’da bağımsız bir kabile imparatorluğu kurdular. 458’de Çinlilerle Avarlar arasında büyük bir savaş oldu, yenilen Avarlar Orta Asya’dan Batı Asya’ya geçtiler. 552’de Avarların egemenliği altındaki Göktürkler ayaklanarak Avarları kovdular. Batı’ya doğru göç eden Avarlar, Bizans’tan yerleşme bölgesi istedilerse de, bir anlaşmaya varamayınca ilişkileri düşmanca bir nitelik kazandı. Slav boylarını egemenlikleri altına alıp Avrupa’ nın içlerine doğru akınlar düzenlemeye başladılar. 565’te kağanları Bayan yönetiminde bir Avar devleti kuruldu.

Bayan, Bizans ordusunu bozguna uğrattı. Avarlar daha sonra Lombardlarla birleşerek Macaristan’ı ele geçirdiler. Lombardların Kuzey İtalya’ya göç etmeleri üzerine bu ülkeye bütünüyle egemen oldular. Devlet merkezini Macaristan’a yerleştirdiler. Avar İmparatorluğu’nun elindeki topraklar Elbe Vadisi ve Alp Dağlarından Don Irmağına kadar uzanıyordu. Bayan, Bizans’ı art arda yenilgilere uğratıp Belgrad yöresini ele geçirdi, Tuna Vadisini yakıp yıktı, Bizans kapılarına kadar dayandı. Avarlar bütün Avrupa’yı yağmalayarak ve Bizans’tan büyük vergiler alarak iyice zenginleştiler. Biri 617’de, biri de 626’da olmak üzere Konstantinopolis’i (İstanbul) iki kez kuşattılarsa da alamadılar. Konstantinopolis kuşatmasının başarısızlığa uğramasından sonra, Avar İmparatorluğu da gerilemeye başladı.

7. yüzyıl boyunca Bizans’ın da desteğiyle Avarlara bağlı kavimler art arda ayaklanıp, Avarların elindeki toprakların bir bölümünü ele geçirdiler. 8. yüzyılda, Avarlarla Frankların desteklediği Bavyeralılar arasındaki Yirmi Yıl Savaşları, Avar devletini iyice sarstı. Charlemagne, 791’de Avarlara karşı büyük bir sefer düzenledi, hâzinelerine el koydu. 805’te Charlemagne son bir sefer düzenleyerek Avarları kesin olarak yıktı. Ardından Slavlar Avar topraklarına yerleşti. Avarların büyük bölümü Hıristiyanlığı kabul ederek Slavlar arasında eridi.

Avarlar göçebe bir kavimdi. Avar devleti, kavimlerden oluşan bir federasyon yapısındaydı, ama yönetim Avarlardaydı. Tabi kavimler sınır boylarına yerleştirilip tampon olarak kullanılırdı. Avarların başında “kağan” unvanı taşıyan bir hükümdar ve “yuğruş” denen vezirler vardı. Devlet örgütlenmesi ordu ve askerliğe dayanıyordu. Atlı güçler Avarlardan oluşurken piyade askerleri de tabi Slav kavimlerindendi. Önceleri Şamancı olan Avarlar, Frankların ülkeyi ele geçirmesinden sonra Hıristiyanlığı benimsediler.
Kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen perlina; 3 Şubat 2017 15:07
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
18 Ocak 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi

Avarlar

Ad:  Avarlar1.JPG
Gösterim: 1052
Boyut:  28.0 KB

İkinci Türk İmparatorluğu´nu kuran kavim (lll.-IX.yy.)
Sponsorlu Bağlantılar

Hun İmparatorluğu´ndan sonra Orta Asya´da, Avar İmparatorluğu kuruldu (M.S. III. yy.). Kore Yarımadası´na kadar yayılan bu devlet önce Çinlilere yenildi (458), sonra Göktürkler tarafından yıkıldı (522).

Bu yenilgiden sonra, Avarların büyük bir bölümü batıya göç etti. Bir süre Volga dolaylarında ve Güney Rusya´da yaşadıktan sonra, Macaristan merkez olmak üzere Tuna yöresine yerleştiler ve yine büyük bir imparatorluk kurdular. 573-882 yılları arasında toprak anlaşmazlığı yüzünden Bizans ile birkaç kere savaştılar, bu savaşların çoğu yenilgiyle sonuçlandı. Böylece Avarlar zayıf düştüler, sonunda Şarlman (Büyük Kari) Avar İmparatorluğu´nu ortadan kaldırdı, Avar kavmi İslavlara karışarak eridi.

Avarlar da birçok Türk kavmi gibi göçebe bir kavimdi. Devlet çeşitli kabilelerden oluşan bir federasyon biçimindeydi. Bir asker ve savaş düzeni içinde yaşayan Avar Devleti´nin başında bir kağan bulunurdu. Genellikle atlı olan Avarların başlıca silâhı ok ve yaydı, ama kılıç da kullanırlardı. Avarların bir kısmı zamanla göçebelikten çıkıp yerleşik hayata girmiştir. Bunlardan bir kısmı ticarette başarı göstermiştir. Macaristan´da kazılan on beş bin kadar Avar mezarında, Avarların yaşayışı ile ilgili pek çok eser bulunmuştur.

Avarlar
(565-805)
  • Moğol soyundan bir devlettir. Zamanla Türkleşmişlerdir.
  • İmparatorluk özelliği göstereme­miştir.
  • İstanbul'u iki kez kuşatmış ama alamamışlardır. (Türklerde ilk kuşatan devlettir)
  • Hıristiyanlığı benimsemişlerdir.
  • Franklar tarafından yıkılmıştır.
AVAR KAVALI
Macaristan´da Janoshida (Szolnik ili) bölgesinde 1933 yılında yapılan bir kazıda, bir erkek iskeletinin el kemikleri arasında bulunan bu çifte borulu kavalın ses delikleri 2+5 şeklindedir. Benzerlerine Kafkasya. Volga ve Türkistan dolaylarında bugün de rastlanır.



Son düzenleyen perlina; 3 Şubat 2017 15:08
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
30 Eylül 2010       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ad:  Avarlar2.JPG
Gösterim: 983
Boyut:  16.9 KB
Orta Asya'da Juan-juan adiyla bilinen, Avarlarin kökenleri konusunda kesin bilgilere sahip degiliz. Ancak son ilmî arastirmalar, Avarlarin iki kavim unsuruna dayandigini ortaya koymustur. Iste bugün, bunlardan en az birinin Türk kökenli oldugunu söyleyebilmekteyiz. Ayrica Avrupa'da büyük etkiler birakan Avar topluluklarinin da bu Türk unsurlara dayandigi söylenebilir.

Avarlar, 552 yilinda Göktürk devletinin kurulmasi üzerine, Iç Asya'daki yurtlarini terk ederek batiya dogru kaçmislardi. Önce Kafkasya'da görünen Avarlari Bizanslilar, Uarhunit (Avar-Hun) diye adlandirmislardir. Burada Bizans ile vardiklari bir anlasma ile 558'de Sabar devletine son verdiler. Bu sayede Volga (Itil) irmagindan Tuna'ya kadar olan sahada hâkimiyet kurmuslardir. Ancak Göktürklerin baskisi ile burada fazla tutunamayarak önlerine çikan bir kisim Slâv kabilelerini yenerek, Onogur (Bulgar), Otrigur, Kutrigur gibi Türk asilli kavimleri de sürükleyerek Karadeniz'in kuzeyinden Tuna nehri boylarina kadar ilerlediler. Bu sirada Bizans'a elçiler göndererek, Bizans arazisinde yerlesebilecekleri bir yer istediler. Bizans, Göktürk baskisi yüzünden, Avarlarin bu isteklerine çekingen davranmistir.

567 yilinda Macar ovasina gelen Avarlar, bu bölgede yasayan güçlü Germen kavimlerinden Gepidleri dagitmis, Lombardlar'i da Italya'ya göre mecbur etmislerdir. Böylece Avarlar, Macar ovasina tek baslarina hâkim oldular. Bu sirada Avarlarin basinda meshur Bayan Han bulunuyordu. Avarlarin bu basarisindan sonra Macaristan'in tamami, tarihte ilk defa olarak, tek bir siyasî güç etrafinda toplaniyordu. Ayrica, Avarlarin hâkimiyeti altinda bulunan Slâvlar, tarihlerinde ilk defa, tek bir siyasî idare altinda bir araya gelmis oluyorlardi.

Bu tarihten sonra Avarlarin Bizans'a yöneldiklerini görüyoruz. Trakya ve Makedonya'da büyük akinlar yapan Avarlar, iki defa Selânik'e kadar ilerlemisler ve sehri kusatmislardi. Avar askerî baskilari sonunda Bizans, ancak onlarla büyük meblaglar tutan yillik vergiler ödemek suretiyle barisi saglayabiliyordu. Bir ara Avarlar, Istanbul'u kusatarak, Bizans'a korkulu anlar yasatmislardi (626). Bu tarih Avar hâkimiyetinin zayiflamaya basladigi zamana rastlar. Zira bu esnada Avarlarin hâkimiyetinde bulunan Slâv kabileleri ve Türk asilli Bulgarlar ayaklanmislardir. 679 yilinda Tuna Bulgar devletinin kurulmasi da Avar devletini sarsmistir. Buna ragmen Avarlar varliklarini 9.ncu yüzyilin basina kadar koruyabilmislerdir.

776-803 yillari arasinda, bir yandan Frank krali Büyük Sarl, bir yandan da Bulgar hükümdari Kurum Han'in Avarlara karsi giristikleri saldirilar, Avar devletinin sonu olmustur. Avarlarin Avrupa kavimleri üzerinde, önemli etkileri olmustur. Avrupa kavimleri, özellikle de Slâvlar, devlet yönetimi ve askerlik konusunda Avarlardan çok sey ögrenmislerdir. Üzengiyi ilk defa Avrupa'ya getirenler de Avarlar olmuslardir.

MsXLabs.org & Osmanlı Tarihi
Son düzenleyen perlina; 3 Şubat 2017 15:08
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
11 Aralık 2010       Mesaj #4
pesimist - avatarı
Ziyaretçi

Avarlar

  • 552'de Köktürler yıkıldıktan sonra batıya göç edip bugünkü Romanya ve Macaristan'da devlet kurdular.
  • Bayan Kağan Sasanilerele anlaşarak Bizans'a iki sefer düzenlemiş ve Bizans'ı vergiye bağlamıştır.
  • İstanbul kuşatan İlk Türk Devletidir.
  • Frank saldırıları sonucu yıkılmıştır.
  • Balkanlar ve Avrupa'yı devlet yönetimi ve askerlik alanında etkilemişler, Hıristanlığı seçerek benliklerini kaybetmişlerdir.
  • Slav topluluklarının, devlet düzenine geçmelerinde etkili olmuşlardır.
Son düzenleyen perlina; 1 Şubat 2017 19:04
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
2 Haziran 2011       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Avarlar


3. ve 9. yüzyıllar arasında tarihte önemli rol oynamış bir Türk kavmi.

Büyük Hun İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra (İ.S. 200 yılları) Asya'da büyük bir imparatorluk kurdular. İmparatorluk gittikçe kuvvetlenerek İrtiş Irmağı'ndan Kore Yarımadası'na kadar uzandı. Çinliler ile yaptıkları bir savaşta yenilerek kuzeye çekildiler. Daha sonra (552) o zamana kadar Avarlara bağlı olan Göktürk İmparatorluğu'nun kurucusu Bumin Han'a yenilerek batıya doğru göç ettiler. Volga Nehri'ni geçip Kırım ve Kafkasya'da yerleştiler. Bir bölümü Göktürklere boyun eğmemek için Çin'e sığındı.
Ad:  Avarlar3.JPG
Gösterim: 1138
Boyut:  96.3 KB
Avarların Moğol kökenli oldukları, batıya göç ederken Türkler ile karıştıkları ve yöneticilerinin Türkleştiği sanılmaktadır. 567'de Macaristan'a yerleştiler ve bir devlet kurdular. Avar Hükümdarı Bayan Han, 574'te Bizans'ı haraca bağladı, 598'de Belgrad'ı aldı. Ancak daha sonra Bizans ile yaptığı savaşı kaybetti. Avarlar 626'da İstanbul'u kuşattılarsa da alamadılar. Sonunda Charlemagne 8. yüzyılda Avar Devleti'ni ortadan kaldırdı.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Son düzenleyen perlina; 3 Şubat 2017 15:09
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
1 Şubat 2017       Mesaj #6
perlina - avatarı
Ziyaretçi

AVARLAR

Ad:  Avarlar4.JPG
Gösterim: 836
Boyut:  34.4 KB

III.-IX. yy.’lar arasında Asya ve Avrupa'da önemli rol oynamış olan eski türk boyu.
Çeşitli yabancı kaynaklarda birbirinden çok değişik adlarla anılırlar: Juan-juan, Ju-jan (Çin); Avaroi, Avareis, Avares, Garamantlar, Hunnoi, Khun- ni, Kotzegeroi, Ombroi, Pseudavaroi (sahte Avarlar), Skalavoi, Uar, Zabender (Bizans); Avarı, Avares (Latin); Abhar (Süryani); Avari, Avare, Obri, Obre (Slav). Ancak, bizanslı tarihçiler Avar sözcüğünü yalnız Avarlar’ı değil, kimi zaman Hunlar'ı belirtmek için de kullandılar.

Avar tarihi, Asya’da lll-VI. yy.'lar ve Avrupa’da VI.-IX. yy.'lar arası olmak üzere ikiye ayrılır. Hun ya da Hiung-nu İmparatorluğu çöktükten sonra (i. S. III. yy.) Orta Asya'da bağımsız bir devlet (kabileler konfederasyonu) kuran Avarlar, gitgide güçlenerek Irtış ırmağından Kore yarımadasına kadar uzanan bir alanda, eski Hun imparatorluğu topraklarının büyük bölümünü kendi egemenlik sınırları içine aldılar (V. yy. başları): 458'de Çinliler’e yenilerek kuzeye doğru çekilen Avarlar, iki yıl sonra Turfan krallığı na saldırıp kral Gançev'i öldürdüler (460). Bumin Kağan önderliğinde Avarlar'a karşı ayaklanan Göktürkler, bağımlı bulundukları imparatorluğu yıkarak yerine Göktürk devletini kurdular (552).

Bumin Kağan’a boyun eğmek istemeyen avar boylarının bir bölümü Çin'e sığınıp ulusal benliklerini yitirirken, bir bölümü de batıya göçtü. Batıya göçenler önce Doğu Roma imparatoru Justinianos'un ordusunda paralı asker olarak görev yapıp birçok sefere katıldılar. Daha sonra bugünkü Yugoslavya' dan Almanya'ya kadar uzanan bölgede egemenlik kurdular ve Tuna boylarında oturan Slavlar ile Karadeniz kıyılarında yaşayan Bulgarlar'ı yönetimleri altına aldılar. Bayan Kağan döneminde Adriya ile Baltık denizleri ve Elbe ile Dniepr ırmakları arasındaki geniş bölgeyi egemenlik sınırlarının içine alarak güçlerinin doruğuna ulaşan Avrupa Avarları, Doğu Roma'ya karşı düzenledikleri bir seferde uzun bir kuşatma sonunda İstanbul surları önünden geri döndüler (626). Birçok slav kabilesinin denetimlerinden çıkması üzerine Tuna ile Tisza akarsuları arasında kalan Macaristan ovasını anayurt edinip, imparatorluğu bu sınırlar arasında yaşatmaya çalıştılarsa da Charlemagne karşısında büyük bir yenilgiye uğramaları sonucu (796) bir daha toparlanamadılar,IX. yy. başlarında son Avarlar da Charlemagne'ı kral tanıyarak hıristiyanlaştılar (805) ve ulusal benliklerini yitirdiler.

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 3 Şubat 2017 15:09
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
1 Şubat 2017       Mesaj #7
perlina - avatarı
Ziyaretçi

AVARLAR

Ad:  Avarlar5.JPG
Gösterim: 1063
Boyut:  24.2 KB

Önce 3.- 6. yüzyıllar arasında Asya'da, ardından 6.-9. yüzyıllar arasında Doğu Avrupa'da devlet kuran Orta Asya kökenli bir kavimdir.

Çinliler'in Juan-Juan, Türkler'in Apar ve Avrupalılar'ın Avar adını verdiği bu kavim çeşitli Türk boylarını da egemenliği altına alarak 200'lerde bağımsız bir devlet kurdu. 400 yıllarında sınırları İrtiş Irmağı'ndan Kore Yarımadası'na kadar uzanan güçlü bir imparatorluk oldu. Çinliler ile sürekli bir çatışma içinde bulunan Avarlar 458'de giriştikleri savaşı yitirince kuzeye çekildiler. Bir süre sonra 522'de Bumin Kağan önderliğinde ayaklanan Göktürkler bağımlı oldukları Avarlar'ı yenerek bu devletin Asya' daki varlığına son verdiler.

Göktürkler ile aralarında baş gösteren derin düşmanlık Avarlar'ın batıya göç etmelerine neden oldu. Önlerine çıkan Sibirler'i sürerek Kafkas bölgesine ulaşan Avarlar Bizanslılardan yerleşmek için yer istediler. Bu isteklerinin geri çevrilmesi Bizans'a düşmanca bir tavır almalarına neden oldu. Daha sonra Slavlar'ı egemenlikleri altına alıp Avrupa içlerine akınlar düzenlemeye başladılar.

565'te kağan olan Bayan döneminde Avarlar'ın gücü iyice arttı. Bayan Kağan Macaristan'ın tümünü 568'de ele geçirerek burada yaklaşık 250 yıl ayakta kalacak olan Avar İmparatorluğu'nun temelini attı. Büyük bir sefer düzenleyerek Belgrad'ı alan Bayan Kağan Tuna kıyılarını yağmaladı. Bugün Edirne' nin bulunduğu yörenin kuzeyine kadar inerek Bizans'ı art arda yenilgiye uğrattı ve vergiye bağladı. Bu dönemde sınırlar Elbe Irmağı ve Alp Dağlan'ndan Don Irmağı'na kadar uzanmaktaydı.

Bizans Avarlar ile dostluk ilişkilerini sürdürmeye dikkat ediyor, bu yolla onların gücünü düşmanlarına karşı kullanma amacını güdüyordu. Avarlar da Slavlar ve Germenler gibi bazı Avrupa kavimleriyle güçbirliği yapıp Bizans üstündeki etkilerini sürdürmeye çalışıyorlardı.Orta Avrupa'da Avar üstünlüğü 7. yüzyılda da sürdü. 617 ve 626 yıllannda iki kez Bizans İmparatorluğu'nun merkezi Konstantinopolis'i (İstanbul) kuşattılar. Ama bunlardan bir sonuç alamadılar.

8. yüzyılda egemenlikleri altındaki kavimlerin ayaklanmaları, bağımsızlık arayışlarına girişmeleri, Avarlar'ın zayıflamalarına neden oldu. Öte yandan Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlman'ın saldırıları da bu çöküşü hızlandırdı. Bunların sonucu devlet bütünlüğünü yitiren Avarlar, Avrupa halkları içinde eriyip dağıldılar ve Hıristiyan dinini benimsediler.

Devlet Yapısı ve Ordu


Asya'dan Avrupa'ya gelerek Macaristan ve Balkanlar'a yerleşen Avarlar göçebe bir kavimdi. Avarlar'da devlet yapısı kavimler birliğine dayanıyordu. Kavimler birliğini Avarlar yönetiyordu. Devletin başında kağan adı verilen bir hükümdar bulunurdu. Avarlar kendilerine bağımlı kavimleri sınır bölgelerine yerleştirirlerdi.
Avarlar'da devlet örgütlenmesi tümüyle askeri temeller üzerine kurulmuştu. Avar ordusu atlı ve yaya birliklerinden oluşmaktaydı. Atlı birlikleri Avarlar'dan, yaya birlikleri ise Avarlar'a bağımlı Slavlar, Germenler gibi Avrupalı kavimlerden kurulurdu. Savaş konusunda usta ve başarılıydılar.

Savunmanın temelini ise Avar Halkaları oluştururdu. Adından da anlaşılacağı gibi bunlar çember biçimindeki savunma duvarlarıydı. Bu duvarlar yere çakılı direklerin arası yedi-sekiz metre yüksekliğinde ve eninde taşlar ve benzeri maddeler doldurularak oluşturulur; üzerine toprak konularak dikenli çalılar dikilirdi. Bazen Avar halkalarının çapı birkaç kilometreyi bulurdu. Avarlar dar kapılardan girilen bu halkaların içinde otururlardı. İç içe birkaç halkadan oluşan bu savunma düzeninin en iç halkasında kağanın konutu bulunurdu.

Avarlar hayvancılıkla ve savaş ganimetleriyle geçinirlerdi. Avarlar için at önemli bir hayvandı ve günlük yaşamda, savaşta, göç sırasında at kullanırlardı. Üzengiyi de ilk kez Avarlar'ın bulduğu bilinmektedir. Kuyumculuk sanatında oldukça ustaydılar. Avar kültürüne göçebe yaşam biçiminin belirlediği bozkır kültürü egemendi. Macaristan'da yerleşik yaşama geçince Roma ve Bizans'ın kent kültüründen etkilendiler. Asya ve Avrupa kültürünün birleştiği yeni bir Avar kültürü yarattılar.

Avar dini Asya inanışı olan ve doğa olaylarını kutsal sayan Şamanlık'tı. Frank egemenliğine girdikten sonra Hıristiyan dinini benimsediler, zamanla Avrupalı halklarla kaynaşarak eridiler.


Kaynak: Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 3 Şubat 2017 15:10
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
1 Şubat 2017       Mesaj #8
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Avarlar (Avar İmparatorluğu)

Ad:  Avarlar7.JPG
Gösterim: 1394
Boyut:  32.1 KB

Orta Avrupa'da, Frank krallığı ile Bizans imparatorluğu arasında, eski Hun, Sabar kalıntıları ve Ogurlar (Bulgarlar) gibi Türk kütlelerinin desteği ile, kudretli bir devlet kurarak, çeşitli Germen ve özellikle kalabalık İslav kabilelerini hakimiyetleri altına almak suretiyle, 250 sene kadar (558-805), Avrupa siyasetine yön veren Avarların kimliği meselesi, tarihçi ve dilcileri hayli uğraştıran başlıca konulardan biri olmuştur.

Hâlâ da, uzmanların fikir birliği haline geldikleri bir sonuç ortaya çıkmıştır denemez ise de, Avrupa Avar Hakanlığı kurucularının Türklüğü, araştırmalar ilerledikçe daha da kesinlik kazanmaktadır. Vaktiyle, Moğolistan'daki Juan-Juan devleti (4. yy. başları- 552/555), Göktürkler tarafından yıkıldıktan sonra, tahminen 20 bin kişilik bir kütlenin batıya doğru göçtüğüne dair, Bizans tarihçisi Th.Simokattes'deki (7. yy. 2. çeyreği) bir haber, 558'de Bizans'ın doğu sınırlarından elçi göndererek kendilerine yardım ve yerleşecek arazi verilmesini rica eden kütle ile, Orta Asya'dan batıya yöneldikleri, daha sonra da Avrupa içlerine ilerledikleri söylenen bu grup arasında bir bağlantı kurulmasına yol açmış ve Juan-Juanların umumiyetle ve hatalı olarak "Avar" ve çok defa "Asya Avarları" diye anılması, bu bağlantı fikrini kuvvetlendirmiş, diğer taraftan, Juan-Juanlar Moğol kabul edildiklerinden, Avrupa Avarlarının da aynı soya mensup bulunması, tabiî sayılmaya başlanmıştır ki, geçen asır sonlarında Moğolistan'da, Avrupa Avarlarını hatırlatan Var-guni (Bar-guni) adlı bir kabilenin yaşadığının tespit edilmesine ilaveten, Macaristan'da Avar çağına ait mezarlardan çıkarılan insan iskeletlerinin, çoğunlukla Mongoloid bulunduğunun beyanı ve üstelik Avar hakanının adı olan Bayan'ın Moğolca bir kelime olduğu iddiası, bu kanaati perçinlemiş gibidir.

Burada durumu kısaca aydınlatabilmek için, şu üç hususun belirtilmesi faydalı olacaktır.
a) Bizans tarihçisi Priskos (5. yy. ortaları), daha Orta Asya'da Juan-Juan hakimiyetinin çökmesinden 100 sene önce (461-465 hadiseleri), Batı Sibirya bölgesinde "Avar" kavminden bahsetmiştir. Diğer bir kaynak (Zakharias Rhetor, 550 sıraları) da, yine Moğolistan hadiselerinden önce, batıda bir "Abar" topluluğunu zikretmektedir. Bunlara ilaveten, eski Grek coğrafyacısı Strabon'un (M. 1. yy) eserinde "Abar-noi"lerin bahis konusu edildiği, hatta, çok daha eski tarihlerde Grek efsaneleri ile karışık olarak "Abaris" adının geçtiği bildirilmektedir.
b) Bu kayıtlara göre, bahis konusu Avarların (Abar), M. S. 555'te tamamen yıkılan Moğolistan Juan-Juanları ile bir ilgisi olmayacağı açıktır.
c) Esasen, dikkate değer ki, Bizans tarihçisi Th. Simokattes (7. yy. 2. çeyreği), Avarlar hakkında "Hakikî Avar" ve "Sahte Avar" diye bir ayırım yapmıştır. Bu kayıt üzerindeki incelemelerde varılan sonuçlara göre, "Sahte Avar" denilen kütle, aslında, Batı Türkistan-Kuzey Kafkasya arası ve Don-İtil (Volga) nehirleri dolaylarındaki Ogur boylarına komşu olarak yaşayan ve Bizans kaynaklarında (Menandros, 6.yy. sonları) "Avar" adı ile anılan Warkhonlardır ki (yani Var ve Hun: Simokattes'te), Göktürkler, Hunlar gibi Y'li Türk lehçesi konuşan bu iki Türk grubu, önce 350 yılını takiben, bağlı oldukları Juan-Juan idaresini terk edip, batıya yönelerek, Türkistan-Afganistan-Kuzey Hindistan'da Ak Hun (Eftalit) Devleti'nin kuruluşuna katılan, sonra da, Juan-Juanların 458-459 yılında Tabgaç orduları karşısındaki yenilgileri üzerine, yine Moğolistan'daki yabancı hakimiyetinden koparak, Hazar-Aral kuzeyi sahasına gelen War (Var) ve Hun adlı Türk kabileler birliği idiler ve yaptıkları işe uygun olarak, batıda topluca Apar (Abar, Avar) diye anılmışlardır.
Demek ki, Avrupa Avar hakanlığının kurucularını ve hakim zümresini, Asya içlerinden gelen ve güney Rusya düzlüklerinde karşılaştıkları Ogur boyları ile birlikte, aralarında, Göktürklerin siyasî genişlemesi dolayısıyla baskı altında kalarak batıya çekilen bazı Moğol ve Alan gibi İranlı yabancı unsurların da bulunduğu kalabalık Türk kütleleri teşkil ediyordu.

Esasen Avar hakanlığında mevcudiyeti anlaşılan bazı Türk idarî makamlar, yine Türkçe deyimlerle anıldığı gibi (Tudun, Yugruş, Tarhan, Boyar, Ban vs. unvanları), adları tarihe geçmiş Avar devlet adamları, şüphesiz Türk menşeli idiler; ünlü hakan Bayan'ın adı da Türkçe bir kelimedir.
Avar çağı mezarlarındaki iskeletlerde, Mongoloid tipin fazlasıyla baskın olduğu beyanı da inandırıcı olmaktan uzak görünmektedir. Zira, Avar imparatorluğu nüfuz sahasına giren bölgelerde (Macaristan, Arnavutluk, Hırvatistan, Çekoslovakya, Avusturya, güney Almanya), 1970'lere kadar yapılan, Avar çağı ile ilgili arkeolojik kazılarda çıkarılan insan iskeletlerinde Germen, İslav, İranlı, Fin-Ugor gibi türlü tipler arasında Türk tipinin de (braki-sefal) dikkati çekecek ölçüde olduğu, hatta bazı buluntu yerlerinde, aslî Türk soy'unu temsil eden "Andronovo tipi"ne bile % 10-15 gibi, oldukça yüksek bir nispette rastlandığı tespit edilmiştir.

558 yılında Sabar hakimiyetini yıkıp Kafkaslar'a doğru ilerleyerek, İranlı Alanlar ve Ogur boylarını tabiiyete aldıktan sonra, Bizans'a elçi gönderen Avarlar, yıllık vergi ve kendilerinin yerleşebilecekleri arazi istediler. O sıralarda bir yandan Balkanlar'da, Dalmaçya'da geniş çapta fetihler ile, bir yandan da Trakya'yı ansızın istilaya girişen Ogurlara karşı mücadelelerle meşgul olan imparator Justinianos, vergiyi reddetmemekle beraber, ülkesine bir Avar akınını durdurmak maksadıyla, aşağı Tuna havzasında, başta Antlar olmak üzere kalabalık Slav kütlelerinden bir set kurmağa çalıştı.

Fakat, 562'de bu engeli kolayca parçalayan Avarlar, Aşağı Tuna'yı işgal ederek, Bizans ile sınırdaş oldular ve Avrupa içlerine kadar akınlara başladılar. İmparator Justinianos'un (565-578) vergiyi ödemede tereddüt göstermesi dolayısıyla de, 565'lerden itibaren, Hakan Bayan'ın idaresinde Bizans'ı baskı altına alarak, orta Karpatlar'a girdiler; Tuna'nın batısındaki Germen kavimlerinden Longobardlarla anlaşarak, Doğu Macaristan'daki Gepidleri hakimiyetlerine aldılar ve 568'de Longobardların Kuzey İtalya'ya göçmeleri üzerine de, bugünkü Macaristan'ı tamamıyla işgal ettiler.

Böylece Avarlar, Orta Avrupa'da büyük bir devlet kurmuş oluyorlardı. Bundan sonra, batıda Frank kıralı Siegebert'i mağlup ederlerken, 582'lerde, güneyde Singidunum (Belgrad) ve Sirmium (Eszek) gibi, mühim Bizans sınır şehir-kalelerini ele geçirmişlerdi. Yukarıdaki fetihleri yapan büyük teşkilatçı Bayan Hakan'ın, 592 yılında İstanbul'a yürümek maksadı ile Çorlu'ya kadar gelerek Bizans başkentinde korku uyandırdığı tarihte, Don nehrinden Galia'ya, Kuzey İslav bölgelerinden İtalya'ya kadar her taraf, Avar askerî faaliyet sahası haline gelmişti.
Asıl çekirdeğini Türk unsur teşkil etmekle birlikte, çeşitli İslav ve Germen kabilelerinden toplanan kalabalık yardımcı kıtaların desteklediği ordusu ile, bilhassa başlıca pazar şehirlerini ve ticaret yollarını daima elde ve emniyet içinde tutmağa gayret ettiği anlaşılan Avar hakanlığının, Avrupa'da 200 yıl kadar süren hakimiyeti devrinde, mühim askerî teşebbüsleri, İstanbul kuşatmalarıdır. Sasanîlerle anlaşarak yapılan ve İmparator Herakleios'a (610-641) başkenti terk edip Kartaca'ya gitmeyi düşündürecek kadar baskılı olan ilk muhasaradan (617 veya 619) sonra, ikinci harekât, yine Sasanî İmparatorluğu ile ortaklaşa gerçekleştirilmişti (626).

İran-Bizans savaşlarının şiddet kazandığı ve Şehinşah Husrev II'nin (590-628), bütün el-Cezire, Filistin ve Suriye'yi ele geçirdiği bu yıllarda, Doğu Karadeniz sahillerinde bulunan imparator Herakleios, Hazar Türklerinden askeri yardım sağlamak üzere Tiflis'e giderken, Şahvaraz kumandasındaki İran ordusu, bütün Anadolu'yu geçerek Boğaziçi'ne ulaştığı zaman, Bulgar kuvvetleri ile takviyeli Avar ordusu da Balkanlar'ı ve Trakya'yı aşarak İstanbul surları önüne gelmiş bulunuyordu. Gerçek kuşatma, Avar ordusu tarafından yapılmakta idi (626, Temmuz-Ağustos).

Patrik Sergios ile Patricius Bonos tarafından müdafaa edilen başkentte büyük heyecan uyandıran bu harekât, tarihî hatıralar bırakmıştır. Bizans'ta kurtuluşu anmak üzere "bayram" ilan edilen gün ("Büyük Perhiz'in beşinci haftasındaki Cumartesi günü), kiliselerde ayinler şeklinde yüzyıllarca devam etmiş ve "Akathistos" ilahisinin, bu Avar kuşatması ile ilgili olduğu anlaşılmıştır. Kuşatma, donanmasızlık yüzünden başarıya ulaşmamış ve Avar ordusunun sonuç alamadan, müşkül şartlar altında çekilmek zorunda kalması, hakanlığın, nüfuz ve itibarını kaybederek zayıflamasına yol açmıştır.

Yardımcı kuvvetler dağılmış ve bilhassa hakanın 630'da ölümünden sonra, tâbi kütleler, Bizans'ın da teşvik ve desteği ile baş kaldırmış, uzun mücadeleler neticesinde, Balkanlar, Bulgarlara geçmek üzere elden çıkmış, Tuna-Sava bölgesi Hırvat-Sloven gibi Slav kabilelerine, Bohemya sahası da Çeklerin atalarına terkedilmiştir. Bu suretle, bir hasım devletler çemberi içine alınan ve iktisadî imkânlarını kaybeden Avar hakanlığı, 8. asır boyunca gittikçe kuvvetten düştü ve 791'den itibaren 15 yıl aralıksız devam eden ve amansız bir din muharebesi yapan Frank İmparatorluğunun (Karolus Magnus=Şarlman zamanı: 768-814) hücumları (Orta Macaristan'daki Avar başkent müstahkem mevkii, 796'da Pepin tarafından zaptedilmişti) sonunda, tamamen ortadan kalktı (805). Parçalanan Avar grupları, Doğu Macaristan ve Balkanlar'a dağıldı, kısa zamanda Hıristiyanlaşarak, yerli kalabalık içinde eridi.

Bununla beraber, Avar tesiri, Avrupa'da devamlı olmuş görünmektedir. Hırvatların en büyük askerî-idarî unvanlarından olan "Ban" (Göktürkçe Baga, Avar dilinde Bagan; Ayrıca Bulgarlarda, Macarlarda mevcut) Boyar ve Yugruş gibi, Yunanistan'da Navarino (=Pylos, aslı Avarino) ve Arnavutluk'ta Antivari (=Bar, eskiden Civitas Avarorum) şehirlerinin adları da onların hatıralarından izlerdir. Ayrıca, Macaristan'da ortaya çıkarılan Avar çağı arkeolojik eserleri (dökme aletler ve üzerlerinde hayvan mücadele tasvirleri ve grifonlar bulunan at koşum takımları), Orta Asya'da gelişen Türk sanatının (hayvan üslubu), Avrupa'daki örnekleri kabul edilmekte ve bu üslubun izleri, Merovingler devrinde Fransa'da da görülmektedir.

Arnavutluk'taki Prostovats altın hazinesi, Avar'lara ait olduğu gibi; arkeolojik araştırmalar, Avar Türk sanatının, Germen ve İslav sanatları üzerindeki tesirini ortaya koymuştur.Orta Macaristan'ın Nagy Szent Miklos mevkiinde 1799'da ele geçmiş olup, hangi Türk kavmine ait bulunduğu hala münakaşa edilen, üzerleri Türkçe yazı kitabeli 23 parça altın kaptan müteşekkil ünlü hazinenin, Avar çağından kaldığı da ileri sürülmüştür.

Sonuç olarak; Avarlar’ın Avrupa’daki iki yüzyıldan fazla süren hakimiyeti, Avrupa tarihi bakımından bir kaç cihetle mühimdir; evvelâ, ilk defa olmak üzere Slav kavimleri, Türk hâkimiyetinde uzun bir zaman yaşamışlar, Türk devlet ve askerî teşkilatının tesiriyle bunlar, “kabile” hayatı basamağından devlet teşkilatı basamağına çıkmak imkânını bulmuşlardır. Saniyen [ikinci olarak], Türklerle, muhtelif German (Frank) zümreleri arasında karışma artmıştır; bu münasebet, ekseriyetle karşılıklı mücadeleden ibaret olmakla beraber, her iki kavim, komşu olmak sıfatıyla herhangi bir şekilde “modus vivendi” [hayat tarzı, çelişen menfaatler arasında bulunan ortak nokta] bulmak mecburiyetinde idiler.

Avar hakanlığının, özellikle Slav kavimleri üzerinde büyük tesiri olduğu anlaşılıyor. Balkanlar’da ilk Slav unsurlarının esaslı bir şekilde yerleşmelerinin, Avarlar tarafından alınan tedbirlerin bir neticesi olduğu malûmdur. Bu Türk kavminin, güney ve doğu Slavlarını uzun bir zaman hâkimiyetleri altında bulundurduklarını ve bir çok Slav kabilelerinin, Avarlar tarafından müthiş hezimete uğratıldıklarını gösteren emareler mevcuttur.

4. yüzyıla kadar Germen Gotların, daha sonra Hun İmparatorluğuna bağlı olarak Türklerin hakimiyetine giren Slav toplulukların tarihi, o zamandan itibaren, aşağı yukarı "Türk tarihinin bir parçası" durumuna girmiştir. Kalabalık İslav kütlelerinin, çeşitli Doğu Avrupa bölgelerine ve Balkanlar'a dağılması hadisesi, daha çok Avarlar devrinde vukua gelmiş ve bu büyük ölçüdeki göçler, Avar Hakanlığınca ihtiyaç duyulan toprak mahsullerini elde etmek için, onlara tarım işleri, aynı zamanda, sınır bekçiliği yaptırmak maksadı ile, Avar idaresi tarafından hazırlanmış ve tatbik edilmiştir.

Bu suretle türlü İslav kabileleri, bugünkü Çekoslovakya'ya [Çek Cumhuriyeti, Slovakya], Elbe nehri boyuna, Dalmaçya kıyılarına, Balkanlar'a sevk edilmişlerdir. 750 sıralarında, Atina çevresinde "Avar" denilen Slavlardan bahsedilmekte, aynı devirlerde Hırvatları Adriyatik sahiline götüren başbuğların şu adları sıralanmaktadır: Kilik, Lobel (Alp-el?), Kösenci (Koşuncu), Buga, Tugay. Pannonia (Batı Macaristan) ve Morva İslavlarının başında, İslavlaşmış Avar beylerinin bulunduğu ileri sürülmekte, diğer taraftan Germen kabilelerinin Çek memleketindeki yurtlarından ayrılmalarının, savaş kabiliyetleri pek zayıf olan İslavlar yüzünden değil, Avar başbuğlarının baskısı sonucu vukua geldiği ve bu hadisenin, Doğu Almanya'da meydana çıkan Avar sanatı ile ilgili eserlerde de doğrulandığı bildirilmektedir.

Böylece, 584'de, piskopos Suriyeli Johannes'in ifadesi ile "Eskiden ormanlardan dışarı çıkmağa cesaret edemezken, Avarlar sayesinde savaşa alışan ve altın, gümüş, at sürüsü sahibi olan Slavların, sistemli göçürülmeleri yolu ile, günümüz Orta ve Doğu Avrupa etnik haritasının, Avar hakanlığı tarafından çizildiği anlaşılmaktadır.Bugün Kafkaslar'da yaşayan Avar zümresinin de, onların torunları olduğu kabul edilir.

Kaynak : Genel Türk Tarihi / dallog.com
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 3 Şubat 2017 15:07
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
1 Şubat 2017       Mesaj #9
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Avarlar (Aparlar)



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

6 Kasım 2016 / Baturalp Türk ve İslam Dünyası
18 Kasım 2016 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
17 Kasım 2016 / Misafir Türk ve İslam Dünyası
7 Ocak 2012 / asla_asla_deme Türk ve İslam Dünyası
30 Eylül 2010 / Misafir Türk ve İslam Dünyası