Arama

Tarihi Mekanlar - Sayfa 3

Güncelleme: 19 Ocak 2012 Gösterim: 221.026 Cevap: 77
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
20 Nisan 2006       Mesaj #21
arwen - avatarı
Ziyaretçi
AMASRADA TARİHİ MEKANLAR

Sponsorlu Bağlantılar
TNimage25TNimage72

kuskayasi1
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
20 Nisan 2006       Mesaj #22
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
iii2ua

Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Nisan 2006       Mesaj #23
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihi Mekanlar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
20 Nisan 2006       Mesaj #24
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
024121rl
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
20 Nisan 2006       Mesaj #25
arwen - avatarı
Ziyaretçi
YEREBATAN SARNICI
binbirdirek2 Şehirdeki en büyük ve muhteşem kapalı sarnıçtır. Ayasofya meydanı batısındaki küçük binadan girilir. Sütun ormanı görünümündeki mekanın tavanı tuğla örülü, çapraz tonozludur. Zamanında civardaki bir bazilikadan dolayı bu isimle anılmıştır. Civardaki saraylara su sağlamak için I Justinyen (527-565) devrinde yapılmıştı. 28 x 12 sıralı sütunların toplamı 336 adet olup, 170 x 70 metre boyutlarındadır. Bazıları sade, çoğu Korint uslubunda sütun başlıkları ile süslüdür. Su seviyesi mevsimlere göre değişirdi. Doğu duvarındaki değişik seviyerdeki borular ile dışarıya su verilirdi. Su seviyelerinin bıraktığı izler, sutunlarda görülebilir. 1984 büyük tamirat sırasında zemin temizliği yapılmış, 1 metreden fazla çamur temizlendiğinde orijinal tuğla taban ve 2 sütun altında meduza kafası mermer bloklar ortaya çıkarılmıştı. İnşa edilen yol ile de sarnıç içini dolaşmak mümkün olmuştur.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
20 Nisan 2006       Mesaj #26
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
039648dl
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
21 Nisan 2006       Mesaj #27
arwen - avatarı
Ziyaretçi
u kez şehrin karmaşasından uzaklaşmak için vapurların Boğaz'daki son durağına, Anadolu Kavağı'na geldik. Burası küçücük bir balıkçı mahallesi ama küçük olduğu kadar da turistik bir yer.
Anadolu Kavağı, İstanbul Boğazı'nın Karadeniz'den giriş kapısı konumunda. Anadolu Kavağı'na Avrupa Yakası'ndan kara yoluyla ulaşmak için Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçince Beykoz sapağından girmek gerekiyor. Çubuklu'ya sahile indikten ve Beykoz Bayırı'na geldikten sonra da Anadolu Kavağı tabelaları takip ediliyor. Ama özellikle eğer hava güzelse, Anadolu Kavağı'na denizden gelmek daha keyifli.

Şehir hatları vapurları Eminönü ve Kadıköy'den kalkıp, Anadolu Kavağı'na kadar gezi seferleri yapıyor. Sarıyer'den ise Anadolu Kavağı'na her saat başı vapur var.
Yabancı turistlerin de sıkça rağbet ettiği şehir hatları vapurları, Eminönü'nden kalkıp Boğaz'ı gezerek iki buçuk saatte Anadolu Kavağı'na geliyor. Kavacık'tan da belediye otobüsleri de kalkıyor buraya...
Tabi gelinen yer balıkçı köyü olunca, nereye baksanız balık var etrafta... Bir yanda tekneleri, bir yanda balık ağı yapanları ya da balık temizleyenleri görüyorsunuz...
Anadolu Kavağı, askeri bölge ve SİT alanı olduğu için hiç bozulmamış. Mahallenin neresinden başınızı yukarı kaldırsanız, arkanız yemyeşil orman. Zaten buranın görüntüsü de yıllardır hiç değişmemiş. Nüfusu bile 1950'den beri aşağı yukarı aynı kalmış. Durum böyle olunca, tertemiz havada dolaşmaya gelenler buradan eksik olmuyor elbette.
Anadolu Kavağı'nın müdavimlerinden Yönetici Mehmet Epçin şöyle diyor: "Burası İstanbul'dan kaçış gibi bir yer. Şehrin gürültüsünde yaşayan biri için Anadolu Kavağı çok şirin bir yer. Üstelik bugün benim doğum günüm. İnanın ilk akla gelen şeydi Boğaz turuyla gelmek, o dilenci vapuruyla boğazı geçtim, geldim Kavak'ın içinde küçük bir tur yaptıktan sonra burada hem yemeğimi yiyorum hem İstanbul'u doyasıya yaşamaya çalışıyorum"
Anadolu Kavağı'nın merkezinde çok sayıda midye ve kalamar tava yapan dükkan var. Ayaküstü atıştırmak isteyenlere tabii. Mükellef bir balık yemeği isteyenlerin balık lokantalarına girmeleri gerekiyor.
Balıkçı köyüne gelip de balık yemeden dönmek olmaz. Her ne kadar balık sezonu daha gelmese de, Anadolu Kavağı'nın merkezindeki lokantaların menüsü son derece zengin...
Turistik olduğu için, restoran çalışanlarının sürekli bağırarak sizi lokantalarına çağırıyor olması rahatsız edici olsa da, kendinize güzel bir balık ziyafeti çekmek için ideal bir yer Anadolu Kavağı.
Aşçı İhsan Mavzer, balık çeşitlerini şöyle anlatıyor: "Özellikle bizim iskorpit kavurmamız, güvecimiz, sosumuz çok meşhur olduğu için, insanlar onu tercih edip buraya geliyorlar. Balık mevsimi eylül ayında ama şimdi iskorpit mevsimi... Eylülden itibaren lüfer, palamut, çinekop, kalkan başlar."
Etrafta sadece balık yemeye gelen aileler de var, fotoğraf makineleri yanlarından eksik olmayan Japon turistler de....
Turist çok, turistik dükkanlar da eksik değil Anadolu Kavağı'nda ama buna rağmen, tipik mahalle havasını hissediyorsunuz yine de.... Bu yüzden evlerin, rengarenk kapıları, cumbaların arasında geziyoruz biraz.
Anadolu Kavağı'nda plaj yok ama bu birçok kişinin kayaların arasından denize girmesine engel olmuyor.
Özellikle haftasonları, denize girenler çoğalıyor Anadolu Kavağı'nda... Mahallenin muhtarı ise biraz şikayetçi. Keşke bu kadar kirletmeseler mahallemizi gelenler diyor.
Cenevizliler devrinden kalma Yoros Kalesi, Anadolu Kavağı'nın simgelerinden biri. Kale güzel, ama buradan görünen Boğaz manzarası da muhteşem...
Sahilden Yoros Kalesi'ne çıkmak için yaklaşık yarım saat yokuş yukarı yürümeniz gerekiyor, bu yüzden kaleye, Anadolu Kavağı'na arabayla geldiğinizde çıkmakta fayda var. Ama çıktığınızda buna kesinlikle değiyor. 1190'da Cenevizliler tarafından yapılan ve daha sonra Bizans ve Osmanlıların eline geçen Yoros Kalesi'den Karadeniz'den Boğaz'a giriş yapan gemileri de izleyebilirsiniz...
Anadolu Kavağı'nda bir gece dahi kalmak isteseniz burada hiçbir konaklama tesisi yok. Bu yüzden akşam olunca burayı, balıkçıları, kaleyi ve mühteşem menzarayı bırakıp şehre dönme vakti geliyor.

ANADOLU KAVAĞII
Tarihi Mekanlar
Son düzenleyen arwen; 21 Nisan 2006 00:07 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
21 Nisan 2006       Mesaj #28
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
konya3zi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Nisan 2006       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihi Mekanlar
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
22 Nisan 2006       Mesaj #30
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Çemberlitaş Hamamı
cemberlitashamami
Çemberlitaş Hamamı, Çemberlitaş`ta, Divanyolu üzerinde, I. Constantinus`un (M.S. 324-337) diktirdiği anıtın Vezir Han tarafında yer alır. Hamam`ın karşısında Köprülü Mehmet Paşa Cami, medresesi ve türbesi, yanında Vezir Hanı, eski Dar`ül-fünun binası, civarında ise Sultan II. Mahmut Türbesi, Köprülü Kütüphanesi, Atik Ali Paşa Cami ve medresesi ve Ali Baba Türbesi mevcuttur.
Hamam, Sultan II. Selim`in karısı ve Sultan III. Murat`ın annesi, Nurbanu Sultan tarafından Üsküdar`da, Toptaşı`nda, Valide-i Atik Külliyesi`ne gelir getirmesi için yaptırılmış ve vakfedilmiştir. Hamam, Tuhfet`ül-mimarin`e göre Mimar Sinan yapısıdır. Kitabesinden anlaşıldığıne göre hamam yapılış tarihi 992/1584`tür. Çembarlitaş Hamamı birbirinin tamamen benzeri ve yanyana bitişik bir çifte hama olarak planlanmıştır. Erkekler kısmının girişi Vezir Han Caddesi üzerindedir. Giriş üzerinde, etrafı rumilerle bezeli, üç sıra halinde hazırlanmış altı mısralı bir kitabe vardır. Kadınlar kısmı girişi ise Divanyolu Caddesi üzerindedir. Bugün kadılar ve erkekler kısımları girişleri aynı kapıdan yapılmaktadır. Erkekler ve kadınlar bölümlerinin soyunma yerleri, geçişi köşe trompları ile sağlanmış büyük birer kubbe ile örtülüdür. Etrafında üç kat soyunma odaları vardır. Mimar Sinan`ın son dönem eserleri arasında yer alan hamamın 38 adet kurnası vardır. Kubbenin altında çok yüzlü büyük bir göbek taşı bulunmaktadır. Sıcaklık bölümleri kubbelerinde bulunan küçük delikler ile aydınlatılmaktadır. Delikler cam fanuslar ile kapatılmıştır. Günümüzde hem kadınlar hem de erkekler bölümü hizmet vermeye devam etmektedir.

Benzer Konular

13 Ekim 2014 / Misafir Soru-Cevap
26 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
12 Ocak 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
27 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
20 Haziran 2011 / Daisy-BT Mimarlık