Arama

Tarihi Mekanlar - Sayfa 6

Güncelleme: 19 Ocak 2012 Gösterim: 222.213 Cevap: 77
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
12 Haziran 2006       Mesaj #51
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kahramanmaraş Kalesi: Kahramanmaraş kalesi şehrin tam ortasında yığma bir tepenin üzerinde bulunmaktadır. Tepe, Kuzeyde şehrin kurulduğu arazinin meyline uygun olarak alçak, güneyde yüksektir. Kalenin üzerinde bulunduğu yığma tepenin Geç Hititler (M.Ö. 9. 8. yy.) zamanından kalma bir şehir (höyük) olduğunu gösteren deliller vardır. Bugün kaleye çıkan yol açılırken toprağın kesitinde bazı toz duvar kalıntıları görülmesi ve ayrıca burada bulunan ve halen müzede sergilenen Geç Hititlere ait küçük kabartmalar da bu ihtimali artırmaktadır. Bugünkü kalenin Romalılar devrinde (M.Ö. 1. M.S. 2. yy) inşa edildiğini büyük bloke kesme tas örgü sisteminden anlamak mümkün. Günümüze kadar bir hayli onarım geçirdiği ise bariz bir şekilde belli olmaktadır. Kale 150x75 m. ebadında dikdörtgen bir plana sahiptir. Son yapılan onarımlarla A,B,C burçları kurtarılabilmiştir.
Sponsorlu Bağlantılar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Haziran 2006       Mesaj #52
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
039630nf

Sponsorlu Bağlantılar
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #53
arwen - avatarı
Ziyaretçi
BEYLERBEYİ SARAYI

Boğaziçi köprüsü Asya kulesinin dikili olduğu Beylerbeyi Bizans’tan beri saraylara tahsis edilmiş güzel bir semttir. Beylerbeyi sahil sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştı. Cephe ve iç dekorasyonda Doğu ve Türk motifleri, Batı süs öğeleri ile birlikte kullanılmıştır. 3 katlı yapı harem ve selamlık bölümlerini ihtiva eden 26 oda ve 6 salondan ibarettir. Otantik mobilyalar, halılar, perdeler ve diğer eşyalar olduğu gibi korunmuşlardır. Denize bakan cephe süsleri, bakımlı bahçe ve orta bölümdeki havuzlu salon ile spiral merdivenler dikkat çeken yerlerdir. Arka yamaçta bir büyük havuz, teraslar ve türünün güzel örneği at ahırları yer almıştır. 1970 li yıllara kadar kullanılan eski ana yol bir tünel iler saray bahçesinin altından geçerdi. Sahilde iki küçük seyir köşkü bulunan sarayda devlet misafirleri de ağırlanırdı. Müze- saray yıl boyu ziyarete açıktır.
beylerbeyi
venüsün_kızı - avatarı
venüsün_kızı
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #54
venüsün_kızı - avatarı
Ziyaretçi
Tarihi Mekanlar
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Haziran 2006       Mesaj #55
arwen - avatarı
Ziyaretçi
GALATA KÖPRÜSÜ

Altin Boynuz'un (Hrisokeras-Haliç) ayirdigi Konstantinopolis'in Iki yakasini baglayan ilk köprünün, V.yy'da Blahernai Surlari yakininda Ayvansaray'da yapildigi bilinmektedir. Iustinianos, 518'de bu köprünün yerine yenisini tastan yaptirir, ancak bunun ne süreyle ayakta kaldigi belli degildir. 1453'te o köprünün çoktan yok oldugu, Fatih'in kusatma sürecinde, hemen ayni yerde zincirlerle baglanan kayiklarla olusan geçici bir köprü yaptirmasindan anlasiliyor.1503'te Leonardo da Vinci tek kemerli, 240 m uzunlukta tasarladigi bir Haliç Köprüsü önerisini Sultan II. Bayezid'e sunduysa da bu girisiminden bir sonuç alamaz.
Ve belki bin yili asan bir süre, binlerce pereme iki kiyiyi baglar, 1836'ya dek degisik iskeleler arasinda gider gelirler de kimsenin aklina köprü yaptirmak gelmez.
Unkapani-Azapkapi arasinda yaptirilan ilk köprüden dokuz yil sonra bu kez Eminönü-Karaköy arasinda Bezmialem Valide Sultan'in ön ayak olmasiyla Tersane-i Hümayun‘da dubali, ahsap “Cisr-i Cedid” (Yeni Köprü) yaptirilir. (1845)
Galata bankerlerinin etkinlikleriyle büyüyen, canlanan Karaköy için yipranmaya yüz tutan Köprü'nün yetmedigi görülünce 1863'te tersanede daha büyük, daha genis bir köprü –gene ahsaptan- yaptirilir.
Ne var ki, Bati'da gelistirilen yapi teknolojisi, artik köprülerin demirden yapilmasini gündeme getirmektedir; Büyük Ingiliz, Fransiz sirketlerinden öneriler gelmeye baslar, 1896'da anlasma yapilir. Yapim hizla sürdürülürken, baglanti noktalarinin elverissizligi ileri sürülür ve 1872'de bu köprü Karaköy yerine Unkapani'na kaydirilir. 1878'de ise Eminönü-Karaköy arasinda yirmidört dubayla tasitilan, orta bölümü gemi geçisleri için açilabilen, yanlarinda iskelelerin, deniz hamamlarinin yer aldigi; dönemine göre çagdas bir demir köprü insa edilir. 1894'ten baslayarak Batililar, yeni yeni bir dizi öneri hazirlatir. Yapim yarisina Almanlar da katilir.
Bu yarisi Almanlar kazanir, MAN sirketinin öncülügünde bir konsorsiyumla imzalanan 1907 sözlesmesi, II. Mesrutiyet'in ilanindan sonra 1909'da yenilenir ve köprünün yapimina baslanir. 27 Nisan 1912 günü açilan köprü 237 000 altina mal olmustur. Yirmi sekiz büyük duba tarafindan tasinir ve 466 m uzunluktadir. Orta kismi katlanarak açilir bir biçimde yaptirilmistir. Ilk yillarda geçis paralidir. Elektrikli tramvaylar, Marmara ve Haliç yönlerindeki iskelelere gelip giden gemilerle kentiçi ulasiminin da odagidir artik. Alttaki bölümlere zaman içinde dükkanlar, kahveler, lokantalar yerlesir.
Gün geçtikçe önce tramvaylar yok oluverir. Sonra bir yangin geçirir ve Haliç'te bir yere çekilir, sonra da Hasköy'e tasinir.
venüsün_kızı - avatarı
venüsün_kızı
Ziyaretçi
5 Temmuz 2006       Mesaj #56
venüsün_kızı - avatarı
Ziyaretçi
Tarihi Mekanlar

AĞA HAMAMI

Ahmediye Camii ile İnadiye Semti arasında Gündoğumu Caddesi ile Pırnal Sokağı'nın birleştiği yerdedir. Sol tarafında Kefçe Bostanı Çıkmazı, sağ tarafında ve yol aşırı yerde meşhur İskender Baba Türbesi, Kaymakçı Tekkesi ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Çeşmesi vardı. Şimdi yalnız türbe mevcuttur. Karşısındaki Ahmediye Camii Mezarlığı'ndan, Fethi Efendi Tekkesi, Türbesi ve Çeşmesi'nden eser kalmamıştır. Bu çifte hamam, Sultan I. Ahmet'in Kiler Ağası Malatyalı İsmail Ağa tarafından, cami ve tekkesi ile beraber 1018 (1609-10) tarihinde yaptırılmıştır. Daha geniş bilgi için camii bahsine bakınız. Gündoğumu Caddesi'ne açılan bir kapıdan ahşap camekân kısmına girilir. Camekân, uzaktan bakıldığında, iki tarafı cumbalı bir evi andırır. Üç tarafında soyunma odaları vardır. İki katlıdır. Tavanı, içte oval ahşap bir kubbe ile örtülmüştür. Çatısı kiremit döşelidir. Sekiz köşeli bir çatı fenerinden bol ışık alır.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
29 Temmuz 2006       Mesaj #57
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
03965sj5
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #58
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
gggik3
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Ağustos 2006       Mesaj #59
arwen - avatarı
Ziyaretçi

SAPANCA



Vecihi Kapısı :
Elde kesin bir bilgi bulunmamakla beraber Mimar Sinan tarafından yaptırıldığı söylenen Kemer in bulunduğu yerden İpek Yolunun geçtiği rivayet edilir. Kemer birkaç kez onarım gördüğünden bügün sadece ana gövdesi tarihi eser niteliğindedir. Kemer in ilk onarımı 1905 yılında orijinal yapısı korunarak Sapanca da Nahiye Müdürlüğü yapan Yanyalı Vecihi Orhon tarafından

Rahime Sultan Camii ve Rahime Sultan Tuğrası :
Abdülmecit in 4. hanımı Rahime Sultan tarafından 1892 yılında yaptırılmıştır. 1967 de onarım görmüştür. Özgün yapısını büyük oranda koruyan camiinin 17 Ağustos depreminden sonra minaresi hasar görmüştür.
Rüstem Paşa Camii :
Kanuni Sultan Süleyman ın damadı ve veziri olan Rüstem Paşa tarafından 1555 yılında ünlü Mimar Sİnan ın kalfalarına yaptırılmıştır.İlçe Merkezinde bulunan camii zaman içerisinde bazı tadilatlar görmesine rağmen halen ibadete açıktır. Hasan Fehmi Paşa Hasan Fehmi Paşa Camii :
Osmanlı Veziri Hasan Fehmi Paşa tarafından 1885 yılında yaptırılmıştır. sapanca ya 3 km uzaklıkta Mahmudiye köyünde bulanan camiinin içi çok güzel işlemlerle süslüdür.
Cami Cedid Camii :
Çarşi içinde bulunan camii 1899 yılında yaptırılmıştır.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Ağustos 2006       Mesaj #60
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
02416jm7

Benzer Konular

13 Ekim 2014 / Misafir Soru-Cevap
26 Kasım 2016 / Misafir Cevaplanmış
12 Ocak 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
27 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
20 Haziran 2011 / Daisy-BT Mimarlık