MUM a. (fars. mum).
1. Bir fitili çevreleyen ve yandığı zaman aydınlatıcı bir alev veren, balmumundan, stearik asitten ya da parafinden yapılmış silindirsel, kesik konisel ya da dekoratif biçimli çubuk. (Bk. ansikl. böl. Yağ. mad.)
2. Balmumu.
3. Aydınlatma kaynaklarının ışık yeğinliği birimi.
4. Mum direk, dimdik, dosdoğru; uslanmış, yaramazlığı bırakmış olanlar için kullanılır. || Mum gibi, dosdoğru, dimdik; uslu uslu, kıpırtısız: Yaramazlık yok, mum gibi oturacaksın; düzgün, tertemiz: Üzerinde mum gibi bir elbise vardı. || Mum gibi erimek, zayıflamak, gücünü, canlılığını yitirmek, sararıp solmak: Zavallı çocuk, kısa sûrede mum gibi eridi gitti. || Mum olmak, yaramazlığı, haşarılığı bırakıp uslanmak; bir işe ya da öneriye razı olmak (arg.): O bu teklife hayır demez, hemen mum olur. || Mum yapıştırmak, bir şeyi kırmızı mumla mühürlemek; önemli bir şeyi akılda tutmak, anımsamak. || Muma döndürmek, çevirmek, mum etmek, birini saygılı, söz dinler bir duruma getirmek. || Muma dönmek, davranışlarını bir kimsenin buyruğuna göre düzenlemek, sözünden dışarı çıkmamak. || Mumla aramak, büyük bir özlem ve istekle aramak. || (Bir şeyi) mumla aratmak, yeni gelen bir kişinin, bir yönetimin, kötülükte eskisinden de ileri olması, eskiyi aratması durumunda söylenir: Yeni gelen, eski müdürü mumla aratıyor.
—Bot. Mum ağacı, yaprakları kokulu yağ içeren bezlerle kaplı ağaç. (Bil. a. Myrica; 40 tür; myricaceae familyası.) || Bitkisel mum, çeşitli bitkilerce salgılanan ve balmu- muna benzeyen madde. (Bk. ansikl. böl.)
—Der. hast. Mum lekesi, sedef hastalığı plakları sistemli olarak kazındığında ince beyaz bir toz halinde dökülen pul tabakası. (Bu özgün belirti sedef hastalığını, ona benzeyen deri hastalıklarından ayırt etmeye yarar.)
—Diş. cerr. Diş mumu, özelliklerinden yararlanılarak diş protezlerinin maketlerinin yapımında kullanılan ve esası balmumu olan madde.
—El sant. Mum oyası, çeşitli biçimlerde kesilmiş mum parçalarını, iplik ve tığla değişik biçimlerde birbirine tutturarak yapılan oya.
—Elektroakust. Edison fonografıyla yapılan kayıtlarda kayıt ortamı görevi yapmış ve günümüzde sert ticari plakların ilk ya da ana gravür işlemlerinde kullanılan çeşitli bitkisel ve hayvansal mumların karışımı.
—Kim. müh. Süzücü mum, süzme amacıyla bir asıltıya daldırılan ve diğer ucundan bir vakum kaynağına bağlanan gözenekli, içi oyuk silindir.
—Metalürj. Mum boşaltmak, kalıp mumunu eritmeyle gidermek. || Kalıp mum yöntemi, eritmeyle giderilen mumdan yapılmış bir cisim modeliyle oluşturulan kalıp boşluğuna metal dökümü. (Bronzdan yapılmış sanat heykellerinin çoğu bu yöntemle yapılmıştır. Günümüzde yapay mumlar kullanılmaktadır.)
—Ölçbil. Eski ışık yeğinliği ölçüsü birimi; günümüzde bu birimin yerine kandela kullanılmaktadır.
—Petr. san. Özellikle doymuş hidrokarbonlar karışımından oluşan, kristalli yapısı parafininkinden (mikrokristaller) daha ince, genellikle damıtma artıklarından elde edilen ürün. (Arıtılmış mumlar genellikle sarı ya da kahverengidir; olağan sıcaklıkta katı halde bulunan bu mumlar çoğunlukla esnek ve oldukça yumuşaktır, ancak kimi kez çok katı ve kırılgan olabilir. Yağ oranları ise oldukça düşüktür.)
—Yağ. mad. Mum giderme, yağ üretiminde, depolama sırasında kristalleşebilen sıvı yağların (özellikle mumların) kimi bileşenlerini soğutma yoluyla uzaklaştırmak’ için uygulanan teknik. || Mühür mumu, içyağı ve özel pigmentlerin yanı sıra terebentin esansı, gomalak yağa reçine ağırlıklı karışım; mektupları ve şişeleri mühürlemede kullanılır. (Daha kolay yumuşadığından ve çok dayanıklı olduğundan mühür mumu, XVII. yy.'dan sonra mühürler ve damgalarda kullanılan doğal muma tercih edilmiştir.)
—ANSİKL. Bot. Bitkisel mum. Birtakım bitkiler balmumuna az ya da çok benzeyen bir madde çıkarır; kutikulanın altında birbirine bitişik çubuklar ya da granüller halinde gözüken bu mumun görevi, genel olarak dokuların (yapraklar, çiçekler, meyveler) su geçirmezliğini artırmaktır. Kimi bitkilerde toplama konusu olacak kadar boldur: örneğin çeşitli palmiyeler (mum palmiyesi) ve Louisiana mumağacı. Carnauba mumu, Brezilya'da yetişen bir palmiyeden elde edilir. Çöl bölgelerinde yetişen bir çalıdan çıkarılan Jojoba mumu ispermeçet mumu yerine kullanılabilecek bir ikame maddesi sayılır. Bitkisel mum sanayide mum, sabun vb. imalinde kullanılır.
—Yağ. mad. Eskiden, aydınlatma içyağın- dan ya da balmumundan yapılmış mumlarla sağlanırdı. Chevreul'den (1786-1889) ve onun stearik asidi buluşundan bu yana, stearik asitten yapılmış "ev’' tipi mumlar gelişti ve petrol, gaz, son olarak da elektriğin kullanımına kadar hemen hemen tek aydınlatma aracı oldu.
1940'tan sonra, stearik asidin, petrolden elde edilen parafine göre daha pahalı olması, parafinin, mum yapımında stearinin yerini yavaş yavaş almasına yol açtı. Parafinin kullanılması, üretim malzemelerinin değişmesini sağladı ve "çekme, daldırma ya da fışkırtma" yöntemleriyle çalışan yeni makineler eski "döküm tezgâhları"ntn büyük bir bölümünün yerini aldı.
Kaynak: Büyük Larousse