Arama

Gergedan (Rhinocerotidae)

Güncelleme: 27 Şubat 2013 Gösterim: 6.004 Cevap: 8
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
26 Mart 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Gergedan - Gergedangiller
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Beyaz gergedan
Ad:  Beyaz_gergedan.jpg
Gösterim: 1678
Boyut:  115.2 KB


Gergedan, gergedangiller (Rhinocerotidae) familyasından bugüne kadar soyunu sürdürebilmiş kara hayvanları içinde filden sonra en iri olan hayvan türleridir.

Bilimsel Sınıflandırma
  • Alem: Animalia
    • Şube: Chordata
      • Sınıf: Mammalia
        • Takım: Perissodactyla
          • Familya: Rhinocerotidae Gray, 1821
          • Cinsler:
            • Ceratotherium
            • Dicerorhinus
            • Diceros
            • Rhinoceros
            • Coelodonta (Nesli tükenmiş)
            • Elasmotherium (Nesli tükenmiş)

Özellikler
Bugünkü gergedanların, üçü Asya'da, ikisi Afrika'da yaşaya beş türü vardır. Bunların hepsi iri yapılı, kısa ve kalın bacaklı hayvanlardır. Ayaklarında tek bir toynakla (geniş ve kalın tırnakla) çevrili üçer parmak bulunur. Kafaları iri ve ağır, kulakları geniş, ucu püsküllü olan kuyrukları ince ve oldukça kısadır. Son derece kalın olan derileri, kulaklarının tepesindeki tüy tutamları ile kuyruk püskülleri dışında tümüyle çıplaktır. Türleri ayıran en önemli fark burunlarının üstündeki boynuzların bir ya da iki tane olmasıdır. Asya'da yaşayan üç türden ikisi tek boynuzlu, öbür Asya türü ile iki Afrika gergedanı çift boynuzludur. İçlerinde en irisi olan Beyaz gergedanın ağırlığı beş tonu bulur. Gergedanların boynuzu öbür hayvanlarınki gibi kemikten değil, saç, kıl ve tırnakların yapısındaki (keratin) denen lifsi bir proteinden oluşmuştur. Bazı Asya ülkelerinde bu boynuzların doğaüstü güçler taşıdığına inanılır.

Davranış
Otçul hayvanlar olan gergedanlar genellikle tek başlarına ya da aile grupları hâlinde geniş otlaklarda, çalılık ve bataklık bölgelerde yaşarlar. Yalnız Sumatra gergedanı sık ormanlarda yaşar. Görme duyularının zayıf olmasına karşılık koku alma ve işitme duyguları çok gelişmiştir. Hayvanlar arasında kendilerinden daha güçlü düşmanları olmayan gergedanlar insanla karşılaştıklarında da genellikle kaçarlar.
Ama bazen kızgın bir erkeğin ya da yeni doğum yapmış bir dişinin alışık olmadığı bir koku ya da sesle uyarıldığında körlemesine saldırdığı olur. Gergedan bütün iriliğine karşın hiç de hantal bir hayvan değildir. Saatte 45 km hızla koşabilir ve bu körlemesine koşu sırasında koca gövdesinden hiç beklenmeyen bir çeviklikle bir anda yönünü değiştirebilir.

Yayılış
At ve eşek gibi tek toynaklılardan olan bu memeli hayvan günümüzde yalnızca Afrika, Hindistan, Malezya ve Endonezya'da yaşar. Ama fosillerden anlaşıldığı kadarıyla tarih öncesi çağlarda Avrupa'da da gergedanlar varmış. Bu soyu tükenmiş türlerin daha soğuk olan Avrupa iklimine uyum sağlayabilmek üzere yumuşak tüylü bir postla örtünmüş olduğu da gene fosillerden anlaşılmaktadır.
Bugün doğada yabani yaşamlarını sürdüren gergedanların sayısı iyice azalmıştır. Bunun nedeni bir yandan insanların yerleşmesi sonucunda doğal yaşam alanlarının daralması, bir yandan da özellikle boynuzları için gergedanların kaçak olarak avlanmasıdır.

Soyunun Tükenme Riski ve Türün Azalan Sayısı
Günümüzde yalnız 5 türü kalmış olan Gergedanın geçmişte, özellikle 19. ve 20. yüzyılda yapılan aşırı avlanma sonucunda türün büyük kısmı yok edildi. Öyle ki 1960'lı yıllarda 70.000 civarında olan siyah gergedan türünün, 20 yıllık bir süre içerisinde %96'sı tükenmiştir. Fakat 1995 yılında 2.410'a inmiş olan siyah gergedan sayısı , sonrasında alınan önlem ve avlanma yasaklanmaları ile son yıllarda tekrar yükselmiş ve 2007 rakamlarına göre 4.180'e ulaşmıştır.

Gergedan Boynuzun Avlanmadaki Etkisi

Genelde boynuzlarının ticareti için avlanan Gergedan, boynuzunun özellikle Yemen ve Çin'deki talep sebebiyle, avcıların hedefi olmakta. Yemen'de hançer sapı olarak kullanılan Gergedan Boynuzu, Çin'de ise geleneksel tıpta kullanılmaktadır. Ayrıca Gergedan Boynuzunun cinsel gücü artırıcı (afrodizyak) etkisi olduğuna inanıldığından, Gergedanlar avcıların hedefi olmayı sürdürüyor.



Resim konusu için ayrıca bakınız: Gergedan Resimleri
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
24 Ağustos 2011       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Gergedan
Sponsorlu Bağlantılar

Tekparmaklıların gergedangiller familyasına giren memelilere verilen ad.

Asya ve Afrika'da yaşayan beş türü vardır. Burunlarının üstünde, boyu 1,5 m.ye varabilen bir ya da iki boynuz bulunur. Ayakları üç parmaklıdır. Derileri kalın ve hemen hemen çıplaktır. Fillerden sonra karada yaşayan memelilerin en irisidir (1 - 3,5 ton ağırlığında). Bitkilerle beslenir. Gebelik süresi 15-17 aydır; bir tek yavru doğurur. Çok güçlü ve saldırgan olan gergedanların Asya'da yaşayanlarının soyları, aşırı avlanmalarla tükenmek üzeredir. Türleri; Hint gergedanı (Rhinoceros unicornis), Endonezya gergedanı (Rhinoceros sondaicus), Sumatra gergedanı (Dicororhinus sumatrensis), Afrika gergedanı (Diceros bicornis) ve akgergedandır (Ceratotherium simus).

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
22 Mayıs 2012       Mesaj #3
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
Gergedanın boynuzu neden oluşur?

Gergedanın boynuzu, bazılarının zannettiği gibi, saçtan oluşmaz.
Bu boynuz, sıkıca toplanmış keratin liflerinden oluşur.

Keratin, insan saçı ve tırnağının yanısıra, hayvanların pençe ve toynaklarında, kuşların tüylerinde, oklu kirpilerin dikenlerinde ve armadillo ve kaplumbağaların kabuklarında bulunan proteindir. Gergedan, bütünüyle keratinden yapılan bir boynuza sahip tek hayvandır; sığır, koyun, ceylan ve zürafanın boynuzlarından farklı olarak gergedan boynuzunda kemik özü bulunmaz. Ölü bir gergedanın kafatası, gergedanın boynuzu olduğuna dair hiçbir emare taşımaz; gergedan hayattayken bu boynuzlar derinin üstündeki pürüzlü bir yumruya bağlıdır.

Gergedanın boynuzu (kesildiği veya hasar gördüğü takdirde) bazen düşer; ama genç gergedanların boynuzları tamamen yeniden çıkabilir. Kimse bu boynuzların işlevinin ne olduğunu bilmez, bununla birlikte boynuzları olmayan dişi gergedanlar yavrularına düzgün bir şekilde bakamazlar. Büyük ölçüde boynuzlarına olan talepten ötürü, gergedanların soyları tükenme tehlikesi altında. Afrika’daki gergedan boynuzlarına uzun bir süredir Ortadoğu’dan, özellikle de Yemen’den, hem ilaç hem de hançer kabzası yapımında kullanmak üzere talep var. Yemen 1970’ten bu yana 67.050 kg gergedan boynuzu ithal etti. Bir gergedan boynuzunun ortalama 3 kg olduğunu düşünürsek, bu rakam 22.350 gergedanın boynuzuna tekabül ediyor.

Sık görülen bir yanlış anlaşılma, gergedan boynuzunun afrodizyak olarak kullanıldığıdır. Çinli şifalı bitki uzmanları bunun doğru olmadığını söylüyor; bu boynuzların hararetlendirici değil serinletici/sakinleştirici etkisi vardır ve yüksek kan basıncıyla yüksek ateşi tedavi etmede kullanılır.

İngilizcede gergedan anlamına gelen “rhinoceros”, Yunanca rhino (burun) ve keras (boynuz) kelimelerinden oluşur. Yaşayan beş gergedan turu var: Siyah Afrika gergedanı, akgergedan, Hint gergedanı, Endonezya gergedanı ve Sumatra gergedanı. Sadece 60 tane Endonezya gergedanı hayattadır; bu da bu turu , Yangtze Nehri yunusu, Vancouver Adası dağ sıçanı ve Seyşel kıl kuyruklu yarasasıyla birlikte en çok tehlike altındaki 10 tür arasına sokuyor.
Akgergedanlar beyaz değildir. Bu yanılgı, Afrikancada “geniş” anlamına gelen weit (Ingilizceye “white [beyaz]” olarak geçmiştir) kelimesinden kaynaklanıyor. Bu kelime hayvanın vücudundan ziyade ağzıyla ilgilidir.

Akgergedanlar, siyah Afrika gergedanlarının ağaç dallarını yemekte kullandığı kıvrak dudaklardan yoksundur. Gergedanların müthiş bir koku alma ve işitme duyulan vardır, ama görme yetileri berbattır. Genellikle yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşmek için biraraya gelirler. Gergedanlar beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında işerler ve büyük miktarda dışkı çıkarırlar. Saldıracaklarında, Asya’daki gergedanlar ısırır, Afrika’dakiler karşı tarafa doğru büyük bir hızla hücum eder. Siyah Afrika gergedanı, kısa bacaklarına rağmen, saatte 55 km hıza ulaşabilir.

Kaynak: Cahillikleri Kitab
ı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
16 Ocak 2013       Mesaj #4
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Issız topraklarda bir yanlız: Gergedan

Gece olur. Kara Afrika Gergedan'ı serinlemek için bir su birikintisinin yanına gelir. O gün çok terlemiştir ve yediği ağaç dalları susuzluğunu gideremeyecek kadar kurudur. Küçük su birikintisine girince ayakları çamura gömülür. Çamurda üç yapraklı yoncayı andıran ayak izleri kalır. Sonra yumuşacık çamura yavaşça çöker.
Gergedan çamurun içinde yuvarlanır. Böylece kendisini rahatsız eden asalaklardan ve böceklerden de kurtulur. Gerçekte sivrisinekler gergedanın kanını emerek
beslenirler. Tüysüz bir deriyi sokmak oldukça kolaydır sivrisinekler için! Birkaç saat sonra gergedan çamur banyosundan çıkar. Derisi çamurla kaplıdır. Bu çamurdan zırh, gergedanı saatlerce güneşten ve sinek sokmasından korur.
Gergedan çalıların arasında kaybolur. Derisini kaplayan çamur kurumuştur ve parça parça dökülmeye başlar. Çamurun içinde kalan asalaklar bu arada ölüp giderler. Böylece gergedan, derisinin üstüne yerleşen ve kanını emen kenelerden de kurtulmuş olur.

Kuşların tüneği
Hemen hemen her gergedanın sırtında asalakla beslenen 3 ya da 4 tane küçük kuş görülür.
Bu kuşlar gergedanın derisine yapışmış olan keneleri yiyerek beslenirler. Böylece bu küçük kuşların karnı doyar, gergedan da kenelerden kurtulur!

Belirsiz bir gelecek
Son gergedanları kurtarmak için Afrika'da çevresi elektrikli tellerle çevrilmiş alanlar oluşturuldu. Bu alanlar ayrıca silahlı bekçiler tarafından korunmaktadır.
Bugün bu çabalara karşılık gergedanların yok olmasını önlemek pek kolay gözükmüyor.
Beyaz Gergedan Afrika'da yaşar . Kara Afrika Gergedanı'ndan daha iridir. Yüzyılın başından bu yana Beyaz Gergedan Afrika'da git gide azalmaktadır. Bu gün sayıları 4000 kadardır.

Korkunç kıyım
Gergedanların beş türü de yok olmak üzeredir. Gergedanların sayısı 1970 yılında 160 bindi. Bunların 151 bini yok oldu. Bu gün ise 9 bin tane kalmıştır. Gergedanların çoğu boynuzlarını elde etmek için öldürülmüştür.

Az bulunur bir boynuz
Gergedanın boynuzu ineğinki gibi kemik yapılı değildir. Tırnaklarımız gibi keratinden oluşur. Boynuz durmadan uzar. Gergedan boynuzunu taşlara sürerek sık sık törpüler.

Hassas bir kulak
Gergedanların kulakları tüp biçimindedir. En küçük bir gürültüyü işitebilmek için her yöne çevrilir

Burnuma nefis kokular geliyor
Koklama duyusu gergedanın en gelişmiş duyusudur. Geceleri yolunu, yemek istediği bitkileri ya da öteki gergedanları bulmasına yardım eder.

Gribe karşı ilaç
Yüzyıllardan beri gergedanın boynuzu Çin'li hekimlerce ilaç olarak kullanılmıştır. Çin'li hekimler, toz haline getirdikleri gergedan boynuzunu ateş düşürmek için ya da gribi iyileştirmek için kullanırlar.

Çamur banyosu
Kara Afrika Gergedan'ı saatlerce su birikintisinin çamurunda yuvarlanır durur. Çamur banyosundan sonra gergedan çalılıkların arasında döner. Çamur bulamadığı zaman kumların ya da toz toprağın içinde yuvarlanır. Gergedan yaşadığı alanının sınırlarını işeyerek belirler. Asalak yiyici kuşlar ise her zaman gergedana eşlik ederler.Kara Afrika Gergedan'ı çok sık ve dikenli çalılıkların arasında kendine yol açar.
Özellikle küçük yapılı hayvanlar bu geçitten yararlanarak kendilerine yiyecek ararlar.

Rakamlarla gergedanların arası nasıl?
4600 kilo: Bu en ağır olanının kilosudur. 5 metre boyunda 2 metre yüksekliğindeki bu gergedan beyaz gergedandır.
Yaş 45: Bu en yaşlı gergedanın yaşıdır. Bu bir Hint gergedanıdır.
75 adet: Bu Cava'da yaşamakta olan gergedanların sayısıdır. Bu gergedanlar bütün gergedanlar arasında en az rastlanılanlarıdır.
Yükseklik 1,5 metre: Bu Sumatra gergedanının yüksekliğidir, ağırlığı 500 kilodur. Bu gergedanların en küçüğüdür.
800: Bu Sumatra'da yaşamakta olan ve geride kalan son gergedanların sayısı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Ocak 2013       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gergedanın Boynuzundan
Prof. Dr. Arif SARSILMAZ

Gergedan (Rhinocerotidae)

Kara hayvanları arasında büyüklükte üçüncü sırada yer alan biri olarak sizinle sohbet etmek istiyorum. Ağırlık olarak fil ve su aygırından; boy olarak da, zürafa ve filden sonra geliyorum. İki tonluk ağırlığım ve 420 cm'lik boyumun yanında beni diğer hayvanlardan ayıran en mühim özelliğim, burnumun üzerinde taşıdığım boynuzdur. Bazı türlerim üç-dört tonu aşmalarıyla su aygırını bile geçebilir (Ceratotherium simum -Geniş ağızlı gergedan). Bu müthiş ağırlığıma ve cüsseme rağmen, gerektiğinde -kısa süreli olarak- saatte 50 km'lik hıza çıkabilirim.

Alâmet-i fârikam olan boynuzum yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. Herkes boynuzumda bir keramet umarak saldırıyor. Eski Çin tıbbından kalan bir hurafeden dolayı güç ve kudret kazanmak isteyenler, boynuzuma binlerce dolar veriyor, toz haline getirip içiyorlar. Hiçbir işe de yaramıyor aslında. Kerameti boynuzumdan biliyorlar, oysa Rabb'im şifayı başka vesileyle vermiştir. Şu insanoğluna hayret ediyorum! Zevk ve gösteriş merakını tatmin için koskoca bir canlıyı acımadan deviriyor. Neymiş efendim! Mehmet Beyin tesbihi, Ali Beyin gözlük çerçevesi, Ahmet Beyin tarağı boynuzumdan yapılınca kıymetleniyormuş! Allah'ın yarattığı bir sürü kıymetli taş ve yeni yeni çıkan sentetik malzemeler varken, insanoğlunun hırsı gözünü döndürmüş, olan bize oluyor. Peşinde koştuğunuz boynuzum kemikten bile değildir; tırnak ve saçlarınız gibi keratinden yapılmıştır. Binlerce kıl bir araya getirilmiş ve sıkıştırılıp kaynaştırılarak yekpare halde bir boynuz yapılmıştır. Bu yüzden, yakıldığında keratinin yapısındaki kükürt kokusunu, yani yünü yaktığınızda çıkan kokunun aynısını duyarsınız. Rabb'im keratini sizin tırnak, saç ve kıllarınız olarak işlerken, sığır ve koyunların alınlarında boynuz ve ayaklarında toynak haline getirmiş. Burnumun üzerine bir boynuz koyup beni ihtişamlı bir hale getirmiş.

Boynuzlarımız yüzünden öldürüldüğümüz için, sayımız çok azaldı. Şimdi ancak çok dar sahalarda, koruma altında yaşayabiliyoruz. Beş türümüzden Hindistan'da (rhinoceros unicornis) ve Java'da (rhinoceros sondaicus) yaşayanlar tek boynuzlu; Afrika'da yaşayan beyaz gergedan veya geniş ağızlı gergedan (ceratotherium simum), siyah gergedan veya sivri ağızlı gergedan (diceros bicornis) ile Sumatra'da yaşayan (dicerorhinus sumatrensis) türlerimiz iki boynuzludur. İki boynuzlu türlerimizin öndeki boynuzu büyük, arkadaki ise küçüktür. Ön boynuzlar, beyaz gergedanda 158 cm'ye; Hint gergedanı veya zırhlı gergedanda 60 cm'ye; siyah gergedanda ise, 135 cm'ye kadar ulaşabilir.

Görme duyumuz çok zayıftır; 30 m'den uzaktaysanız sizi göremem. Gözlerim sizde olduğu gibi, başımın ön tarafına ikisi bir arada yerleştirilmemiştir. Sağ ve sol gözüm, başımın iki yanında ayrı ayrı yönlere baktığından, her bir gözüm farklı manzaralar temaşa eder. Bu durum, ilk bakışta üç boyutlu görmeme engeldir. Bu yüzden, başımın bir tarafındaki tek gözümle bir şeyler gördüysem, bu görüntü beynime kısa süreli kaydedilir, hemen başımı aksi yöne çevirip diğer gözümle de aynı şeyi görürüm. Arada geçen süre içinde beynimdeki ilk görüntü silinmeden diğer gözümden gelen görüntü ile çakışır ve böylece ben de, sizin gibi, üç boyutlu (yani derinliği de olan) bir görüntüye kavuşurum.

Güçlü olan yanım, sesleri işitmedeki ve koku almadaki hassasiyetimdir. Kulaklarım, huni gibi, en zayıf sesleri bile toplayacak bir biçimde yaratılmıştır. Çevre hakkındaki en iyi bilgiyi ise, koklayarak elde ederim. Bol kıvrımlı burun kanallarımın içini döşeyen koklama epitelimin genişliği, beynimdeki koku alma merkezinden daha geniştir. Koklama ve işitme cihazlarımın bu hassas yapıları sâyesinde, gözlerimin zayıflığından şikâyetim olmaz. Ne şikâyetim olacak ki? Beni bu dev cüssemle mükemmel tarzda yaratan Rabbim, hangi organın nasıl bir güçte olması gerektiğini bildiği için, en uygun olanını vermiş.

Gürültücü hayvanlar olarak biliniriz. Bizim kadar çeşitli sesler çıkararak haberleşen hayvan türü azdır. Yavrularımıza bakarken, sığırların böğürmesi gibi bir ses; yaşadığımız mekanın sınırlarını belli etmek için, bir homurtu; müdafaa maksatlı olarak, kükremeye benzer bir ses; eşimizi çağırmak için, yumuşak hıçkırık gibi bir inilti çıkarırız. Erkeklerimizin testisleri torba içine inmediğinden fillerde olduğu gibi, ilk anda cinsiyetimizin tespiti zordur. Dişilerimiz biraz daha küçüktür. Dev cüssemizin ağırlığını taşıyan güçlü bir iskeletimiz vardır. Ayrıca 3-5 tonluk bir ağırlığı kaldırabilmesi için, kalın bacaklarımızın uçlarına küt ve kısa üç parmak yerleştirilmiş, parmaklarımızın ucu ise, toynaklarla çevrilmiştir. Böylece geniş ayak tabanı ile birim alana düşen basınç azaltılmıştır. Eğer ayaklarım bu kadar geniş olmasaydı, bastığım yumuşak yerler çöker, ayaklarımı çekip çıkaramazdım.

Bütün gıdamızı bitkiler teşkil eder; yeşil yaprak, uzun ot ve çimen yiyerek hayatımızı sürdürürüz. Bitkilerin, hacimleri fazla fakat gıda değeri düşük lifli ve sulu yapraklarını tüketmek mecburiyetindeyiz. Beyaz gergedan türümüzün midesindeki yeşil bitkilerin yaş ağırlığı 70-75 kg gelir ki, bu ağırlığının % 4-5'ini teşkil eder. Cüssemin enerji ihtiyacını karşılamak üzere, sindirim sistemimin daha verimli çalışması için, bağırsaklarım bir mayalanma odasına çevrilmiş ve içine bol miktarda selüloz sindiren bakteri yerleştirilmiştir. Böylece yeşil bitkilerin yapraklarındaki besinleri, yeterince temin edebilirim.

Bazı türlerimin köpek dişleri, bazılarının da kesici dişleri yoktur. Dişlerin yerine çok hususî bir biçime sahip, her türün beslenme tarzına uygun yaratılmış dudaklarımı kullanırım.

Gergedan (Rhinocerotidae)

Dudak kaslarımın çok farklı yönlerde dizilmiş güçlü demetlerden yapılmış olması sayesinde ve derimin hassas alıcılarıyla, incecik otları bile başka cisimlerden ayırıp koparabilirim. Asya'daki türümde köpek dişi yokken, kesici diş var. Sumatra'da yaşayan türümde ise, köpek dişi vardır. Bu dişleri beslenme için değil, kavga için kullanır. Afrika'daki beyaz gergedan türümün ağzını çeviren dudakları, bir ısırmada büyük bir demet otu midesine indirebilir. Geniş düzlüklerdeki otlar kuruyunca, gölgelerdeki otları, bunlar da bitince uzun boylu çayırları yemeye başlar. Siyah gergedan türümün sivri ve uzun dudak yapısı ise, ağaç dallarındaki ve çalılardaki yaprakları toplamak için yaratılmıştır. Bu türün en çok sevdiği bitkiler, akasya ve sütleğen türleridir. Bu tür, az miktarda çayırlardan da beslenir. Hint gergedanının üst dudağının hususî yaratılmış biçimi de, ona çalılıkların üst kısımlarından taze yaprakları koparma imkânı verir.

Suyu çok sevdiğimiz için suya yakın yerlerde yaşarız. Günde 80 litre su içerim. Ancak gerektiğinde 4-5 gün susuz kalabilirim. Sulak arazileri çok severiz; vaktimizin çoğunu su içinde, yahut çamura gömülerek geçiririz. Omuz ve kalça bölgelerimde kıvrımlar yapan derilerimiz son derece kalındır. Kuyruğumun ucundaki ve kulaklarımdaki kılların dışında, derim hemen hemen çıplaktır. Derim bu kalın hâline rağmen; kan damarlarım yüzeyinde seçilecek şekilde yaratıldığı için, sineklerden çok rahatsız olurum. Çünkü sinekler keskin ağız âletleriyle derimi delip kan damarlarıma ulaşabilir. Buna karşı Rabb'imin öğrettiği şekilde çamura girerek sineklerden kurtulurum. Eğer nasıl korunacağım bana öğretilmemiş olsaydı, çamurun kuruyunca üzerimde kalın bir tabaka teşkil edeceğini nereden bilebilirdim?

Yerine göre hem sosyal hem de ferdî hayvanlarız. Hindistan'daki türümüzün dişileri beş yaşında ergenlik belirtileri gösterir ve 6-8 yaşlarında ilk yavrusuna hamile kalır. Bu türümüzün hamilelik süresi 16-17 ay kadardır. İri cüssemizden dolayı, her doğumda bir yavru doğururuz. İkinci kez hamile kalmamız için, ilk doğumun üzerinden en az 22 ay geçmesi gerekir. Çünkü yavrumuzun iki sene emzirilmesi gerekir. Yavrumuzun doğum ağırlığı, 65 kg kadardır. Annenin sütü yavrunun ihtiyacına göre hazırlanmıştır. Meselâ sütümüzdeki su miktarı sütünüzdeki kadardır; ama yağ miktarı sizinkinden 15 misli azdır. Protein miktarı ise, üç misli fazladır.

Hayvanların çoğunda olmayan bir hissimizi de anlatmadan geçemeyeceğim: Dişilerimiz diğer birçok memeli hayvanda görülmeyecek tarzda utangaçtır. Doğum esnasında yabancı gözlerden uzak tenha bir yerde yavrusunu dünyaya getirir. Beyaz gergedan türümüzün yavrusu, annesini üç gün çok yakından takip eder, daha sonra da uzaktan... Hindistan'daki türümüzün gözleri az görmesine rağmen, yavrusunun kokusu ve sesi sayesinde, 800 metre uzaktan onun durumundan haberdâr olur.

Erkeklerimiz, sekiz yaşında erginleşir; fakat hemen evlenmeye kalkmazlar. Önce kendilerine yaşayacakları bir saha ayarlarlar. İki sene kadar bir zaman bu sahayı sahiplenir, herkese buranın kendilerine ait olduğunu kabul ettirdikten sonra evlenirler. Başkasının yurduna yerleşerek baba olmalarına izin verilmez.

Yavrular taze çimenleri yemeye başlar. Anneler, yavrularını bir-iki sene görüp gözetir. Yeni yavrunun doğumuna yakın, önce doğmuş yavrular artık kendilerini idare ettiklerinden terk edilir.

Yetişkinlerimiz ekseriya tek başına yaşadıkları halde bazen 5-10'lu gruplar da teşkil edebiliriz. Yurtlarımız, 10-25 km2 kadar olabilir. Eğer fazla nüfus yoğunluğu yoksa, bu saha 50 km2' ye kadar çıkabilir. Yurdumuzun sınırını seslerimizle belirleriz. Herkes hususi seslerle: "Bu bölge benimdir, kimse girmesin." diye âdeta ilân eder. Siyah gergedanın yurt sahası, orman veya açıklık olması durumuna göre 3-90 km2 arasında değişebilir. Dişiler biraz daha esnek olup, birbirlerinin sahasına geçtikleri halde, erkekler çok katı olduklarından başkasının sahasına girmez.

Erkeklerimiz arasında ölümle neticelenebilen kavgalar yaşanır. Bilhassa siyah gergedan türümüzde vuruşmalarda ölüm nisbeti yüksektir. Erkeklerin % 50'si, dişilerin ise % 30 kadarının ölümcül yaralar alarak hayata veda ettikleri tahmin ediliyor. Bu yüksek ölüm nisbetinden dolayı, nüfus dengemizi korumakta sıkıntı çekiyoruz. Hindistan'da yaşayan türümüz çok kavgacıdır, hattâ bazen fillere bile saldırır. Beyaz gergedan türümüz ise, daha yumuşak başlı ve uysal olmasına karşılık, vücutları daha iri ve ürkütücüdür. Bunlar, görüntülerinden istifade ederek, büyük bir grup teşkil edip yavrularını korurlar.

Başta da belirttiğim gibi, boynuzlarımız sebebiyle avlandığımızdan, sayılarımız çok azalmıştır. Siyah gergedan türümüz; 1970 -1990 arasında, 100.000'den 3.000'e kadar inmiştir. Böyle giderse, herhalde tükeneceğiz. İçinizdeki katı kalbli insanların hırslarını dizginlemeleri için dua etmekten başka şansımız yok! Hayvanlara, otlara ve böceklere bile merhametle yaklaşan atalarınız gibi, tabiata ve insanlara dost, kendisiyle barışık bir insan modeli gelişirse, biz de kurtulmuş olacağız. Soyumuz tükenmeden, o hayırlı insan modelinin sözü ele geçirdiğini, asayiş ve huzurun temsilcisi olduğunu görmek, bizi ziyadesiyle sevindirecektir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Ocak 2013       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GERGEDAN
Latince adım, Rhinoceros’dur.
Afrika ve Güney Asya’da yaşarım. Bugüne kadar soyunu sürdürebilmiş kara hayvanları içinde filden sonra en iri olanı benim. Ayaklarımda at ve eşek gibi tek toynakla (geniş ve kalın bir tırnakla) çevrili üçer parmak bulunur. Kafam iri ve ağır, kulaklarım geniş, ucu püsküllü olan kuyruğum kısadır. Vücudum tüysüz ve çok kalın bir deri ile zırh gibi kaplıdır.
En büyük özelliğimiz burunlarımızın üzerinde bulunan 30 cm uzunlu- ğunda ki boynuzlarımızdır. Türlerimize göre bu boynuzlar, tek veya iki tane olabilir. Bazı türlerimizin dişilerinde ise hiç boynuz bulunmaz. Boynuzlarımız diğer boynuzlu hayvanlar gibi kemikten değil, saç, kıl ve tırnakların yapısını oluşturan “keratin” denen lifsi bir proteinden oluş- maktadır. Kaçak olarak avlanarak neslimin tükenme aşamasına gelmesi de bu boynuzlarım yüzündendir. Çünkü boynuzlarımın doğaüstü güçler taşıdığına inanılır.Gövdemin uzunluğu 4 metreye, omuz yüksekliğim ise 2 metreye kadar büyür. Bazı türlerimizin ağırlığı 5 ton kadar olabiliyor. Bu kadar hantal olmama rağmen saatte 45 km. hızla koşabilirim. Görme duyularımın çok zayıf olmasına karşın koku alma ve işitme duyularım çok gelişmiştir. Korkunç görünümüm sizi ürkütmesin. Bana zarar verilmedikçe genelde kaçarım. Ağaç sürgünleri, yapraklar ve otlar tek besin kaynağımdır.

Asya’da üç, Afrika’da iki olmak üzere beş türüm vardır.

  • Asya’daki türlerim:
    • Hindistan gergedanı (Rhinoceros unicornis)
    • Cava gergedanı (Rhinoceros sondaicus)
    • Sumatra gergedanı (Didermocerus sumatrensis)
  • Afrika’daki türlerim:
    • Kara gergedan (Diceros bicornis)
    • Beyaz gergedan (Ceratotherium simum)

Gergedan (Rhinocerotidae)
Stizz - avatarı
Stizz
Ziyaretçi
16 Ocak 2013       Mesaj #7
Stizz - avatarı
Ziyaretçi
GERGEDAN (Rhinoceros)
Alm. Nashornartige
Fr. Rhinoceros (m)
İng. Rhinoceros.

Familyası: Gergedangiller (Rhinocerotidae).
Yaşadığı yerler: Asya, Afrika ve Endonezya'nın sıcak bölgelerinde.
Özellikleri:
Boyu 4, yüksekliği 2 m, ağırlığı 4 tonu bulabilen toynaklı bir memeli. Kalın derili, bir veya iki boynuzlu, filden sonra en iri dört ayaklıdır. Ömrü: 35-50 yıl. Çeşitleri: Ak, kara (veya Afrika), Hind, Endonezya, Sumatra gergedanları.


Gergedangiller familyasından, ağır ve hantal gövdeli, burun kemiğinin üstünde ve derisine yapışık bir veya iki boynuzu bulunan, kalın derili otçul memeli türlerinin genel adı. At ve tapir gibi tek parmaklılar (Perissodactyla) takımındandır. Ayakları üçer parmaklı ve toynaklıdır. Geviş getirmez. Filden sonra en iri ve en cesur hayvandır.

Sinir krizi tuttuğu zaman önüne gelen her canlıya saldırır. Fil ve aslanlar bundan uzaklaşmayı tercih ederler. İri gövdesiyle 50 kilometrelik bir hızla koşabilir. Ürkütülmedikçe insana saldırmaz. Kırmızı renge hasım olduğundan, bir insan üstünde kırmızı elbise görürse o zaman üzerine hırsla hücum eder. Gündüzleri dinlenerek, sabahın erken saatlerinde ve gece dolaşarak beslenir. Tek tek veya küçük âile grupları hâlinde dolaşır. Boynuzları deri tarafından üretilen kıl kitlesinin iyice sıkışıp katılaşmasından meydana gelir. Boynuz altındaki alın kemiği oldukça kalın ve kuvvetlidir. Tos darbelerinin basıncına dayanır. Boynuz kırıldığında yenisi sürer.

Gergedanda ter bezleri bulunmaz. Sulak yerlerde yatarak serinler. Gergedanın rengi kirli siyahtır. Afrika'nın beyaz gergedanı gri duman rengindedir, mehtaplı gecelerde beyaz görünür. Gergedanın derisi kuru, gâyet sert ve kalındır.Yerliler, bundan dayanıklı kalkanlar yaparlar. Kuyruklarının ucunda ipek gibi parlak ve sert kıllar bulunur. Sumatra gergedanından başka hepsinin derisi kılsızdır. Cildi son derece sert olduğundan, en keskin kılıç ancak birkaç defâda kesebilir. Bilhassa omuz ve kalça bölgelerinde geniş kıvrımlar yapan deri kısımlarının kalınlığı 5 santimetreyi bulur. Afrika'nın ak ve kara gergedanları ile Sumatra gergadanının iki, Hint ve Endonezya gergedanlarının birer boynuzu vardır. Afrika gergedanlarının çift boynuzlarının uzunluğu 1-1,5 metreyi bulur. Ön boynuz arkadakinden uzundur. Beyaz ve siyah Afrika gergedanları dudak şekliyle de ayrılık gösterirler. Beyaz Gergedan çayır yiyicisidir. Geniş dudaklarıyla ot kümesini rahatça yerden sökerek yer. Afrika kara gergedanı, ağaç ve çalılıkların filiz hâlindeki dal ve yapraklarıyla beslenir. Uzayıp incelen üst dudağıyla tâze sürgünleri kavrayıp, ön dişleriyle keserek yer. Nemli ormanlık alanlarda yaşayan Endonezya ve Sumatra Gergedanları da fidanların yaprak ve filizlerine düşkündür.

Hint gergedanı su kenarlarında yaşayıp, çamur banyosu yapmayı sever. Genellikle geceleri dolaşarak genç ağaç yapraklarını yer. Kalın zırhlı derisi eklemli ve yer yer yumruludur. Tek olan boynuzu küt olup, 30 cm kadardır. Nâdir olarak 60 cm olanları da vardır. Hindistan gergedanının boynuzu gâyet makbul olup, bundan kılıç kabzası, tas ve fincan yapılır. Gergedanın koku alma ve işitme duyusu kuvvetli olmasına rağmen, gözleri ileriyi iyi göremez. Gergedanın en büyük düşmanı, insanlardan sonra sinek ve kene gibi deri parazitleridir. Bunlar deri kıvrımları arasına yerleşerek etleri arasına kadar sokularak hayvanı huzursuz ederler. Bunlardan kurtulmak için bataklıklara yatar, vücudunu çamura bulayarak buraları tıkar ve böcekleri boğar. Ayrıca derilerindeki kene gibi parazitleri yemek için sırtlarına konan kuşlara tepki göstermez. Gergedanlarla ortak yaşayan bu kuşlar bir tehlike karşısında çığlıklarıyla gergedanı uyarırlar.

Dişi gergedanın gebelik süresi 13-18 aydır. Genellikle tek yavru doğurur. Yavrusunu iki yıl emzirir. Yavru 3-5 yılda erginleşir. Yavruyken yakalanarak hayvanat bahçelerinde evcilleştirilebilir. 50 yıl kadar yaşayanları vardır.

Gergedanlar boynuz ve birçok organlarının tıbbî öneminden dolayı bir katliam şeklinde avlanarak tüketilmektedirler. Asya ülkeleri insanlarının birçoğu gergedan boynuzunun, idrar bölgesindeki hormonları çalıştırdığına ve cüzzama iyi geldiğine inanırlar. 1978'de Japonya, 750 kilo gergedan boynuzu ithâl etti. Bundan yılan ısırmasından kansere kadar çeşitli ilâçlar elde ettiler. Derisi, azı dişi ile öğütülüp su ile karıştırılarak ateş düşürmede kullanılır. Bir tek gergedandan sağlanan kazanç, bir çiftçinin hayâtı boyunca olan kazancından fazladır. Sumatra'da bütün bir boynuz, bâzan yeni bir Amerikan arabası ile değiştirilmektedir. Köylüler her sabah Delhi Hayvanat Bahçesinde, birkaç damla gergedan idrarı için şişelerle sıraya girerler. Gergedan idrarı içtikleri taktirde, gençliklerinin korunacağına inanırlar.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
27 Şubat 2013       Mesaj #8
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Gergedan türlerinin soyu tükeniyor
images?qtbnANd9GcTlxN2H5nxlNnXLuDHjenea152ItXlZ6xz2CW3lQD5sUHq349Yi
Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN), Afrika'nın batısında siyah gergedan (Diceros bicornis longipes) türünün aşırı avlanma sonucu tükendiğini açıkladı.

Merkezi İsviçre'de bulunan birlik, soyu tükenmekte olan hayvan ve bitki türlerine ilişkin "Kırmızı Listesi"ni yayımladı.
Rapora göre orta Afrika beyaz gergedanı (Ceratotherium simum cottoni) ve Java gergedanı (Rhinoceros sondaicus) da soyu tükenmekte olan türler arasında yer alıyor.
Vietnam'daki son Java gergedanının kaçak avcılar tarafından 2010 yılında öldürüldüğünü belirten IUCN, Endonezya'nın Java Adası'nda hala küçük bir grup Java gergedanı bulunduğunu, ancak onların sayılarının da hızla azaldığını kaydetti.
IUCN, dünya üzerinde tüm memeli türlerinden yaklaşık yüzde 25'inin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.
Sürüngenler de soyu tehlike altında bulunan hayvanlar arasında bulunuyor. Karada yaşayan sürüngen türlerinin yüzde 40'ı yok olmak üzere.
Gergedan boynuzu, Uzak Doğu ülkelerinde afrodizyak ilaçların yapımında kullanılıyor.


plum - avatarı
plum
Ziyaretçi
27 Şubat 2013       Mesaj #9
plum - avatarı
Ziyaretçi
Gergedangiller (Rhinocerotidae)
MsXLabs.org

Familyası: Gergedangiller (Rhinocerotidae). Yaşadığı yerler: Asya, Afrika ve Endonezya’nın sıcak bölgelerinde. Özellikleri: Boyu 4, yüksekliği 2 m, ağırlığı 4 tonu bulabilen toynaklı bir memeli. Kalın derili, bir veya iki boynuzlu, filden sonra en iri dört ayaklıdır. Ömrü: 35-50 yıl. Çeşitleri: Ak, kara (veya Afrika), Hind, Endonezya, Sumatra gergedanları.

Gergedangiller familyasından, ağır ve hantal gövdeli, burun kemiğinin üstünde ve derisine yapışık bir veya iki boynuzu bulunan, kalın derili otçul memeli türlerinin genel adı. At ve tapir gibi tek parmaklılar (Perissodactyla) takımındandır. Ayakları üçer parmaklı ve toynaklıdır. Geviş getirmez. Filden sonra en iri ve en cesur hayvandır.

Sinir krizi tuttuğu zaman önüne gelen her canlıya saldırır. Fil ve aslanlar bundan uzaklaşmayı tercih ederler. İri gövdesiyle 50 kilometrelik bir hızla koşabilir. Ürkütülmedikçe insana saldırmaz. Kırmızı renge hasım olduğundan, bir insan üstünde kırmızı elbise görürse o zaman üzerine hırsla hücum eder. Gündüzleri dinlenerek, sabahın erken saatlerinde ve gece dolaşarak beslenir. Tek tek veya küçük aile grupları halinde dolaşır. Boynuzları deri tarafından üretilen kıl kitlesinin iyice sıkışıp katılaşmasından meydana gelir. Boynuz altındaki alın kemiği oldukça kalın ve kuvvetlidir. Tos darbelerinin basıncına dayanır. Boynuz kırıldığında yenisi sürer.

Gergedanda ter bezleri bulunmaz. Sulak yerlerde yatarak serinler. Gergedanın rengi kirli siyahtır. Afrika’nın beyaz gergedanı gri duman rengindedir, mehtaplı gecelerde beyaz görünür. Gergedanın derisi kuru, gayet sert ve kalındır.Yerliler, bundan dayanıklı kalkanlar yaparlar. Kuyruklarının ucunda ipek gibi parlak ve sert kıllar bulunur. Sumatra gergedanından başka hepsinin derisi kılsızdır. Cildi son derece sert olduğundan, en keskin kılıç ancak birkaç defada kesebilir. Özellikle omuz ve kalça bölgelerinde geniş kıvrımlar yapan deri kısımlarının kalınlığı 5 santimetreyi bulur. Afrika’nın ak ve kara gergedanları ile Sumatra gergadanının iki, Hint ve Endonezya gergedanlarının birer boynuzu vardır. Afrika gergedanlarının çift boynuzlarının uzunluğu 1-1,5 metreyi bulur. Ön boynuz arkadakinden uzundur. Beyaz ve siyah Afrika gergedanları dudak şekliyle de ayrılık gösterirler. Beyaz Gergedan çayır yiyicisidir. Geniş dudaklarıyla ot kümesini rahatça yerden sökerek yer. Afrika kara gergedanı, ağaç ve çalılıkların filiz halindeki dal ve yapraklarıyla beslenir. Uzayıp incelen üst dudağıyla taze sürgünleri kavrayıp, ön dişleriyle keserek yer. Nemli ormanlık alanlarda yaşayan Endonezya ve Sumatra Gergedanları da fidanların yaprak ve filizlerine düşkündür.

Hint gergedanı su kenarlarında yaşayıp, çamur banyosu yapmayı sever. Genellikle geceleri dolaşarak genç ağaç yapraklarını yer. Kalın zırhlı derisi eklemli ve yer yer yumruludur. Tek olan boynuzu küt olup, 30 cm kadardır. Nadir olarak 60 cm olanları da vardır. Hindistan gergedanının boynuzu gayet makbul olup, bundan kılıç kabzası, tas ve fincan yapılır. Gergedanın koku alma ve işitme duyusu kuvvetli olmasına rağmen, gözleri ileriyi iyi göremez. Gergedanın en büyük düşmanı, insanlardan sonra sinek ve kene gibi deri parazitleridir. Bunlar deri kıvrımları arasına yerleşerek etleri arasına kadar sokularak hayvanı huzursuz ederler. Bunlardan kurtulmak için bataklıklara yatar, vücudunu çamura bulayarak buraları tıkar ve böcekleri boğar. Ayrıca derilerindeki kene gibi parazitleri yemek için sırtlarına konan kuşlara tepki göstermez. Gergedanlarla ortak yaşayan bu kuşlar bir tehlike karşısında çığlıklarıyla gergedanı uyarırlar.

Dişi gergedanın gebelik süresi 13-18 aydır. Genellikle tek yavru doğurur. Yavrusunu iki yıl emzirir. Yavru 3-5 yılda erginleşir. Yavruyken yakalanarak hayvanat bahçelerinde evcilleştirilebilir. 50 yıl kadar yaşayanları vardır.

Gergedanlar boynuz ve birçok organlarının tıbbi öneminden dolayı bir katliam şeklinde avlanarak tüketilmektedirler. Asya ülkeleri insanlarının birçoğu gergedan boynuzunun, idrar bölgesindeki hormonları çalıştırdığına ve cüzzama iyi geldiğine inanırlar. 1978’de Japonya, 750 kilo gergedan boynuzu ithal etti. Bundan yılan ısırmasından kansere kadar çeşitli ilaçlar elde ettiler. Derisi, azı dişi ile öğütülüp su ile karıştırılarak ateş düşürmede kullanılır. Bir tek gergedandan sağlanan kazanç, bir çiftçinin hayatı boyunca olan kazancından fazladır. Sumatra’da bütün bir boynuz, bazan yeni bir Amerikan arabası ile değiştirilmektedir. Köylüler her sabah Delhi Hayvanat Bahçesinde, birkaç damla gergedan idrarı için şişelerle sıraya girerler. Gergedan idrarı içtikleri taktirde, gençliklerinin korunacağına inanırlar.

Kaynak
Son düzenleyen _Yağmur_; 1 Mart 2013 14:18

Benzer Konular

25 Eylül 2016 / NeutralizeR Genel Galeri
11 Mart 2012 / Daisy-BT Sanat
17 Ocak 2013 / ThinkerBeLL Taslak Konular
1 Aralık 2009 / BrookLyn Taslak Konular