Kedi (Felis catus)
Carnivora (etçiller) takımının Felidae (kedigiller) familyasından evcil memeli türü. Kedi ilk kez Eski Mısır’da süs hayvanı ya da kemiricilere karşı kullanılmak üzere evcilleştirilmiştir. Kedinin evcilleştirildiğini kanıtlayan en eski belgeler İÖ 1500’e değin uzanmaktadır. Eski Mısır’da 5. ve 6. sülaleler döneminde (İÖ 2500-2200) kutsal hayvanlar arasında yer alan kedinin bu dönemde evcilleştirildiğini gösteren kesin kanıtlar yoktur. Öte yandan Eski Yunan’da İÖ 5. yüzyıldan beri, Çin’de İÖ 500’den beri evcil kedinin var olduğu bilinmektedir. Sanskrit yazıtları Hindistan’da İÖ 100’lerde evcil kedinin varlığından söz ederken, Araplar ve Japonlarla ilgili olarak böyle bir belgeye İS 600’lere değin rastlanmaz. Günümüzün evcil kedi soylarının Eski Mısır’da evcilleştirilen kedilerden kaynaklandığı sanılmakta, Eski Mısır kedilerinin mumya ve resimlerinde tekir renk özelliklerine rastlanması bu kanıyı güçlendirmektedir. Eski Mısır kedilerinin atasının ise Afrika yaban kedisi (Felis libyca) olduğu sanılmaktadır. Bütün belir sizliklere karşın, vücut yapıları öbür evcil kedi soylarından ayrılan Ankara, İran ve Siyam kedilerinin atalarının ayrı olabileceği gibi, bunlardan ilk ikisinin Ortadoğu’da, sonuncusunun Uzakdoğu’da yaşayan yabanıl türlerden geldiği de ileri sürülmektedir. Kuyruksuz Man kedisi de ayrı bir atadan türemiş olabileceği gibi değşinim (mutasyon) sonucunda ortaya çıkmış olabilir. Uzun tüylü kedi soylarının en iyi bilineni Ankara kedisidir. İran kedisi adıyla tanınanların tüyleri ise beyazın yanı sıra siyah, mavi, kızıl ve krem renkli olabilir. İyi tanınan kısa tüylü soylar arasında yüz maskesi, kulakları, ayakları ve kuyruğu koyu kahverengi, öbür bölümleri krem rengi, gözleri açık mavi olan Siyam kedisi, postu kızıla çalan kahverengi olan Habeş kedisi, koyu kahverengi, ipeksi postu olan Burma kedisi, tüyleri çok değişik renkler alabilen Man kedisi ile reks kedisi sayılabilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Evcil kedi yabanıl kedigil türlerine özgü fizyolojik özelliklerin pek çoğuna sahiptir. Ortalama ağırlığı 2,7-4,5 kg arasında değişmekle birlikte, soyu karışık olanlar arasında 12,5 kg’ye ulaşanlar ender değildir. Ortalama vücut uzunluğu erkeklerde 70, dişilerde 50 cm’dir. Evcil kedi soylarının büyük bölümü kısa tüylü, Ankara ve İran kedileri uzun tüylü, bir İngiliz soyu olan reks kedisinin tüyleri ise kıvırcıktır. Kediler genellikle siyah, sarı, boz ve beyaz renkli ya da bu renklerden birkaçıyla alacalıdır. Üç renkle alacalanmış kedilerin pek azı erkek, bu erkeklerin ise hemen hemen tümü kısır, Ankara kedisi gibi mavi gözlü, uzun beyaz tüylü kedilerin çoğu sağırdır.
Kedinin üstçenesinde 16, altçenesinde 14 diş bulunur. Toplam sayısı 24 olan sütdişleri yaklaşık beşinci ayda yerlerini kalıcı dişlere bırakır. Öbür kediler gibi ağzı yalnız dikey yönde hareket ederek besinleri tutmaya, kesmeye ve parçalamaya, fırçaya benzeyen dilleri sıvıları içebilmeye ve yalanarak temizlenmeye yarar.
Kedilerin özelleşmiş yapılarından biri de keskin ve sivri tırnaklarla donanmış güçlü pençeleridir. Pençelerinde tırnakları içeri çeken bir mekanizma bulunur. Parmak ucunda tırnağı taşıyan kemik, eklemlendiği kemiğin ucunda dönerek tırnağın içeri çekilmesini ya da dışarı çıkarılmasını sağlar. Tırnakları kılıfından çıkarma hareketi aynı zamanda iki misli genişlettiği pençeyi etkin bir silaha dönüştürür.
Öbür familya üyelerinde olduğu gibi gözlerinin ağtabakasında ışığa karşı büyük bir duyarlılık sağlayan guanin katmanı vardır. Kedi gözünün geceleri güçlü ışık karşısında parlamasına bu madde yol açar, irice olan gözlerindeki iris, ışığın yoğunluğuna göre genişler ya da ince bir dikine çizgi halini alıncaya kadar daralır. Kediler renkleri belirgin olarak ayırt edemezler.
Özellikle erişkinlerde gelişkin olan koku alma duyusu, besinin değerlendirilmesinde yaşamsal önem taşır. Öyle ki, hastalık sonucu burun delikleri tıkanan bir kedinin iştahı tümüyle kapanabilir.
Kedilerin dokunma duyusu keskindir. Kaş, bıyık, yanak tüyleri ve kulaklardaki tüy tutamlarının tümü de titreşim biçimindeki uyarılara karşı son derece duyarlıdır. Bıyıkların işlevi tam olarak anlaşılamamıştır. Gene de bıyıkları kesildiğinde kedinin geçici olarak çevreye uyum zorluğu çektiği bilinir. Ayrıca ayak parmakları, pençe yüzeyi ve burnu dokunmaya karşı çok duyarlıdır.
Kedilerin işitme duyusu da keskindir, insan kulağında yalnız altı kas bulunmasına karşın kedi kulağında 30’a yakın kas bulunur. Bu yüzden kulaklarını çok daha hızlı bir biçimde sesin geldiği yöne döndürebilirler. Kedilerin kulakları, saniyede 25 bine kadar ulaşan sesüstü frekanslara duyarlıdır. Buna karşılık köpekler daha yüksek frekanslı titreşimleri de duyabilir.
Kural olarak evcil kediler 7-12 ayda cinsel olgunluğa erişir. Gebelik süresi kediden kediye değişirse de ortalama 63-65 gündür ve doğum genellikle iki saat kadar sürer. Dişi kedi bir batında ortalama dört yavru doğurur. Buna karşılık Habeş kedisi genellikle daha az, Siyam kedisi daha çok yavrular. Yeni doğmuş kedi yavrularının gözleri kapalı, kulakları gelişmemiş ve koku alma duyuları eksiktir. Dişi kedi normal koşullar altında yılda üç kez gebe kaldığından bu hayvanların oldukça güvenli ve basit bir ameliyatla kısırlaştırılması çağdaş toplumlarda yaygınlık kazanmıştır.
Kediler çeşitli dış ve iç asalakların konağıdır. En sık görülen asalak piredir; ama bitlere ve kenelere de rastlanır. İç asalaklar arasında yuvarlaksolucanlar, yassısolucanlar ve Coccidia altsınıfından tekhücreliler sayılabilir. Çağdaş veterinerlik bilimi tüm bu asalaklarla mücadeleyi son derece kolaylaştırmıştır.
Kedi gençlik hastalığı, kedilerde görülen en tanınmış virüs hastalığıdır. Son derece bulaşıcı olan ve kedi ölümlerinde önemli bir yer tutan bu hastalık, çoğunlukla yavru kedilerde görülür. Aşılama hastalığa karşı etkin bir önlemdir. Gene virüslerin yol açtığı kedi zatürreesine ve kedi lösemisine sık rastlanır. Kediler arasında kuduz, köpeklerdekinden çok daha az sorun yaratır.
MsXLabs.org & Ana Britannica
Son düzenleyen _Yağmur_; 4 Nisan 2017 15:19
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.