Arama

Oruç Reis

Güncelleme: 26 Eylül 2016 Gösterim: 15.732 Cevap: 3
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
15 Şubat 2007       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!

Oruç Reis

Ad:  oruç reis1.jpg
Gösterim: 4803
Boyut:  67.7 KB

lakabı BARBAROS, BABA ORUÇ olarak da bilinir
Sponsorlu Bağlantılar
(d. y. 1470, Midilli - ö. 10 Ekim 1518, Tümsen, Fas-Cezayir sınırı),
Osmanlı denizci.

Cezayir’de Osmanlı egemenliğinin temellerini atmıştır.
Barbaros Hayreddin Paşa’nın ağabeyiydi. Gençliğinde Akdeniz’e açılarak ticarete başladı. Trablusşam’a giderken Hospitaüer tarikatına bağlı şövalyelere tutsak düşerek Bodrum Kalesi’ne hapsedildi. Kurtulduktan sonra Memlûk sultanı Kansu Gavri’nin hizmetine girdi. Bu sırada tanıştığı Osmanlı şehzadesi Korkud Çelebi’nin güvenini kazandı. Onun yardımıyla yaptırdığı gemiyle yeniden Akdeniz’e açıldı. Bir süre korsanlık ederek büyük bir ganimet elde etti. Daha sonra Cerbe Adası’m üs edindi. Bir süre sonra kardeşi Hızır da (Barbaros Hayreddin Paşa) kendisine katıldı. İki kardeş, Hafsi hükümdarı IV. Ebu Abdullah Muhammed’e başvurarak, elde ettikleri gelirin beşte birini ona vermek koşuluyla Halkü’l-Vadi (La Goulette) limanının sığınak olarak kendilerine vermesini istediler.

Bu isteklerinin kabul edilmesinden sonra çıktıkları ilk seferde kazandıkları başarıyla Akdeniz’de ünlendiler. Ağabeyleri Ishak’ın da kendilerine katılmasıyla iyice güçlenen Barbaros kardeşler Ispanyollara karşı giriştikleri savaşlar sonunda Tenes, Tümsen ve Oran’ı ele geçirerek Cezayir’e egemen oldular (1516-17).

Kutsal Roma-Germen imparatoru V. Karl’ın (Şarlken) İspanyollara yardım amacıyla gönderdiği filonun yenilgiye uğratılmasından sonra kardeşlerince Cezayir sultanı olarak kabul edilen Oruç Reis, Oran’ı alarak Tlimsen’i kuşatan İspanyollara karşı altı ay kadar direndi. Cephanesinin ve yiyeceğinin bitmesi üzerine kaleden çıkarak Ispanyol güçlerini yarmaya çalışırken yaralanarak öldü.

kaynak: Ana Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Eylül 2016 00:27
Biyografi Konusu: Oruç Reis nereli hayatı kimdir.
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Master Blue - avatarı
Master Blue
Ziyaretçi
13 Eylül 2008       Mesaj #2
Master Blue - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  oruç reis denizci.jpg
Gösterim: 19348
Boyut:  41.7 KB

ORUÇ REİS


türk denizci
Sponsorlu Bağlantılar
(Midilli 1474 - Tlemsen, Cezayir, 1518).

Tımarlı sipahilerden Nurullah Yakup’un dört oğlundan İkincisi. Fatih Sultan Mehmet döneminde sipahi olarak Midilli’nin fethine katılan (1462) ve daha sonra adada çömlekçilikle uğraşan babasının yanında çalıştı. On sekiz yaşında denizciliğe heveslenerek kardeşi ilyas ile birlikte Anadolu, Suriye ve Mısır kıyılarında korsanlığa başladı. Trablusşam üzerine yaptığı seferden dönerken, bir Rodos şövalyeleri filosunun saldırısına uğradı. Savaş sonucunda kardeşi ilyas şehit olurken, kendisi de yaralanarak tutsak düştü ve Bodrum lâlesinde hapse atıldı. Bir süre sonra kardeşi Hızır'ın (sonradan Barbaros Hayrettin Paşa) ödediği fidye karşılığında tutsaklıktan kurtulan Oruç, Mısır Memluklart’nın hizmetine girerek kadırga reisliği yaptı.

Bayezit ll'nin büyük oğlu olan Antalya sancakbeyi Korkut Çelpbi'ye başvurarak edindiği 18 oturaklı bir gemiyle yeniden korsanlığa başladı ve Rodos şövalyelerine göz açtırmadı. Ancak, bir kıyıda demir üstünde yatarken, şövalye gemilerinin ani baskınına uğradı. Kendisi kıyıya çıkıp kurtulduysa da gemisi şövalyelerin eline geçti. Yine Korkut Çelebiden sağladığı 24 oturaklı bir kadırgayla bu kez korsanlık eylemlerini İtalya kıyılarında sürdürmeye koyuldu. Tahta çıkan Selim Tin, ağabeyi Korkut Çelebi’yi öldürtmesi ve şehzadenin yandaşlarını tasfiyeye başlaması üzerine (1512) üslendiği Midilli'den ayrılarak önce İskenderiye'ye, sonra da Gabes körfezinde, Trablusgarp ile Tunus arasında bulunan Cerbe adasına göçtü; burasını kendisine merkez yaptı. Daha sonra Rumeli kıyılarıyla Ege adaları arasında korsanlık yapan Hızır Reis’i de yanına çağırdı ve iki kardeş bundan böyle Akdeniz'de birlikte çalışmaya başladılar. Korsan filosunun komutanlığı, türk leventlerinin “Baba Oruç” dedikleri ve kardeşine oranla daha deneyimli olan Oruç Reis’e verildi.

Kuzey Afrika kıyılarına sürekli baskınlar düzenleyen Oruç Reis, korsanlıktan elde edilen ganimetin beşte birini Tunus sultanı Ebu Abdullah'a vermek koşuluyla Tunus limanı ağzındaki Halk el-Uved kalesinde barınma izni aldı (1513). Akdeniz’de venedik, transız, İspanyol savaş ve ticaret gemilerini batırarak ya da ele geçirerek kazandıkları başarılarla büyük servet ve ün sağlayan kardeşler Kurtoğlu Muslihittin, Aydın, Turgut, Muhittin, Piri gibi türk korsan reislerinin de gemileriyle kendilerine katılmaları üzerine filolarını iyice güçlendirdiler. Bu arada, Yavuz Sultan Selim’e değerli armağanlar göndermeyi unutmayan Oruç Reis, karşılığında padişahtan gemi ve asker yardımı aldı (1515).

Ertesi yıl Cezayirlilerin yardım çağrısını kabul ederek İspanyolların üzerine yürüyen iki kardeş çok şiddetli savaşlar sonunda Şerşel ve Cezayir kentlerini ele geçirdiler (1516). Kendisini Cezayir emiri ilan eden Oruç Reis, kentin karşısındaki Pehon adasına sığınan ve daha sonra yardım alarak Cezayir'e karşı saldırıya geçen ispanyollar' la savaşırken tek kolunu ve ağabeyi ishak’ı yitirmesine karşın, düşman kuvvetlerini püskürtmeyi başardı. Cezayir'i denizden ve yalnız kendi güçleriyle alamayacaklarını anlayan İspanyollar, kendi korumaları altındaki Tlemsen emirini kenti karadan ele geçirmekle görevlendirdiler.

Bunu haber alan Oruç Reis, ani bir baskınla Tlemsen’i zapt etti (1517). Kaçıp ispanyollar’a sığınan Tlemsen emiri, onlar sayesinde yerliler ve İspanyol askerlerden oluşturduğu bir orduyla önce Kalat ül-Kıla'yı türk korsanlarından geri aldı; ardından daTlemsen'i kuşattı. Kuşatmanın uzaması üzerine Garcia di Tineo komutasında yeni bir İspanyol birliği de bu kuvvetlere katıldı. Yedi ay süren bir kuşatmadan sonra yanındaki son 40 leventle umutsuz bir huruç (çıkış) hareketine girişen Oruç Reis, peşini bırakmayan düşman askerleriyle vuruşarak öldü. Hızır Reis (Barbaros Hayrettin Paşa) Cezayir emiri olarak ağabeyinin yerine geçti (1518).

Kaynak: Büyük Larousse

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Eylül 2016 00:27
Mira - avatarı
Mira
VIP VIP Üye
9 Haziran 2012       Mesaj #3
Mira - avatarı
VIP VIP Üye

Oruç Reis


Ebu Yusuf Nurullah Yakup'un oğluydu. Yunanca, Arapça, İspanyolca, Fransızca ve İtalyanca öğrendi. Kardeşi İlyas Reis ile birlikte denizciliğe başladı. Rodos şövalyelerine esir oldu; esirlikten kurtulduktan sonra donanma komutanı olarak Memlûk Sultanı Kansu Gavri'nin emrine girdi. Korkut Çelebi tarafından kendisine verilen bir gemiyle İtalya kıyılarını vurdu.

Önce İskenderiye'yi sonra da Cerbe Adası'nı kendine merkez yaptı. Burada kardeşi Hızır Reis de (Barbaros Hayrettin Paşa) kendisine katıldı. İspanyol ve İtalyan gemilerini yakalamaya ve esir etmeye başladı. İspanyollar ile giriştiği bir çatışmada bir kolunu kaybetti. Kendilerini İspanyollardan kurtarmasını isteyen Cezayir kenti halkının yardımına giderek kenti İspanyollardan temizledi. Fakat İspanyolların üst üste ve ısrarla gönderdiği kuvvetler karşısında tutunamadı, düşman hatlarını yarıp kaçtıktan sonra yakalanarak öldürüldü.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 26 Eylül 2016 00:05
theMira
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
26 Eylül 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Oruç Reis


(d.1470 ya da 1474 - Midilli Adası - ö. 1518 - Cezayir)
Osmanlı denizcisi.

Barbaros Hayrettin Paşa'nın ağabeyidir. Cezayir Valisi ve Batı Akdeniz Beylerbeyi olarak görev yapmıştır.
Büyük Türk denizcisi. Muhtemelen 1470 yılında Midilli'nin Bonova köyünde doğdu. Babası, Yâkub Ağa, 1462'de Midilli'nin fethine iştirak etmiş ve Bonova köyü kendisine timar olarak verilmişti. Burada yerleşip evlenen Yâkub Ağanın İshak, Oruç, Hızır ve İlyas adını verdiği dört oğlu olmuştu. İyi bir öğrenim gören kardeşler, devrin denizci milletlerinin lisanları olan İtalyanca, İspanyolca, Fransızca ve Rumca'yı öğrenerek yetiştiler. Gençliğinde gemiciliği ve deniz ticâretini çok iyi öğrenen Oruç Reis, cesâreti, zekâsı ve teşebbüs kabiliyetiyle kısa zamanda gemi sâhibi oldu. Suriye, Mısır, İskenderiye ve Trablusşama mal taşıyor, oradan aldıklarını Anadolu'ya getiriyordu. Oruç ve İlyas reisler, bir seferinde Midilliden Trablusşama giderken, Rodos şövalyelerinin büyük harp gemileriyle karşılaştılar.

Çarpışmada İlyas Reis şehit düşüp, Oruç Reis esir oldu. Rodosta zindana atılan Oruç Reis, çok eziyet ve sıkıntı çekti. Uzun uğraşmalardan sonra, buradan kurtuldu. Muhtemelen üç sene esir kalan Oruç Reis, esâretten kurtulduktan sonra, bir müddet Memlûk Devleti hizmetinde amirallik yaptı. Burada uzun zaman kalmayıp, Şehzâde Korkutun verdiği on sekiz büyük harp gemisine komutan oldu. Bunlarla, Rodos kıyılarında basılmadık yer bırakmayan Oruç Reis, ânî bir baskın netîcesinde gemilerini kaybetti. Leventleriyle birlikte bu baskından kurtulduktan sonra, Şehzâde Korkuta tekrar mürâcaat etti. Kendisine, biri yirmi dört oturak, ikincisi yirmi iki oturak iki harp gemisi verildi. Şehzâde Korkutun elini öpüp, hayır duâsını aldıktan sonra Akdenize açıldı. Seferlerinde pek çok ganîmet, ticâret malı ve esir aldı. On senedir uğramadığı Midilliye gelerek kardeşlerine, akrabâlarına, fakir ve muhtaçlara, yetimlere pek çok mal dağıttı.

Türk denizcilik târihinde mühim bir yeri olan Cerbe Adası, Oruç Reis tarafından 1513 yazında fethedildi. Burayı kendisine üs edinip, Doğu ve Batı Akdenizde pek çok gemi zaptetti. Papa'ya âit, o zamânın dev harp gemilerini, ince tekneleriyle ele geçirmesi, şöhretini Avrupa ve İslâm dünyâsının en küçük köylerine kadar ulaştırdı. O târihe kadar, bir çektirinin, bir baştardayı ele geçirmesi işitilmemişti. Gemi elde edilince kendisi dâhil bütün leventlerine İtalyan elbiselerini giydirdi. Oruç Reisin, arkadan gelen ikinci harp gemisini ele geçirmesi, pek kolay oldu. Zîrâ ateş başlayıncaya kadar, İtalyanlar, bu gemiyi kendi gemileri zannetmişlerdi.

Cezayir de bir devlet kurmaya karar veren Oruç Reis, kısa zamanda bu toprakları ele geçirdi. İspanya Kralı Şarlken, Cezayire donanma gönderdiyse de, Oruç Reisi elde ettiği yerlerden çıkaramadı. Becâye kuşatması sırasında Oruç Reis, sol kolundan ağır yaralandı ve hekimlerin tavsiyesiyle bu kolu dirsekten kesildi. Tek kolla mücâdelede de şevk ve azminden hiçbir şey kaybetmeyen büyük deniz kurdu, iyileşince derhal denize açıldı ve pek çok gemi ele geçirdi. Çok güç durumda olan Endülüs Müslümanlarına yardım ederek, onların binlercesini Kuzey Afrikaya taşıdı. Bu hareketleriyle bütün İslâm âleminden duâ aldı. Kardeşleriyle Kuzey Afrikayı Hıristiyanlara karşı savunmakla kalmayıp, Endülüs Müslümanlarından gelenleri iskân ediyor, yiyecek ve diğer ihtiyaçlarını temin ediyordu. Elindeki bir avuç inanmış, Allah'ın dînini yaymaktan başka bir düşünceleri olmayan serdengeçtilerle, devrin en büyük denizci Hıristiyan devleti olan İspanyollarla bitmek tükenmek bilmeyen mücâdelelerine devâm ediyordu. İspanya kralı, Avrupa'nın pek çok ülkesini elinde bulundurduğu gibi, Amerikada da sömürgeleri vardı.

Cezayir'in doğusunda, İspanya'nın nüfûzu altında bulunan Tlemsanı elde eden Oruç Reis, İspanyollardan yardım alan Tlemsan emirine karşı, elde ettiği yerleri müdâfaa etti. Topraklarını yedi ay boyunca, cansiperâne müdâfaa etti. Yerli halkın ihânet etmesi üzerine, Cezayire dönmek için düşman muhâsarasını yarıp dışarı çıkmaya çalıştı. Kırk levendiyle, orada, târihlere geçen bir destan yazdı. Düşmanı yararak bir kısım leventleriyle birlikte ırmağı geçti. Ancak, yirmi kadar levendi, düşman tarafında kalmıştı. Oruç Reis, kurtulma ümîdi olmadığını bile bile, leventlerini yalnız bırakmamak için tekrar düşmanları arasına daldı. Nehri geçmeye çalışırken leventlerinin çoğu şehit oldu. Denizlere sığmayan tek kollu kahraman Oruç Reis, yanındaki son levendin de öldüğünü gördükten sonra, aldığı iki ok yarası sonucu Rio Solado Nehri sularına düşüp, şehâdet şerbetini içti.

1518 de şehit olduğunda, kırk sekiz yaşında olduğu tahmin edilmektedir. Sınır boylarında akıncıların yaptıkları, yıldırma ve fethe hazırlama faaliyetlerini denizde gerçekleştiren cesâret ve kahramanlık timsâli deniz kurtlarından biri olan Oruç Reis, katıldığı muhârebede can ve mal endişesi duymazdı. Elde ettiği ganîmetleri fakir ve kimsesizlere, leventlerine dağıtır, varını yoğunu cihâd ve gazâ için sarfederdi. Cömert, âlicenap, yardımsever, merhametli olan Oruç Reis, ciddî ve sertti. Bütün leventleri tarafından, bir baba gibi sevilirdi. Çok iyi bir muhârip, tehlikeli zamanlarda en iyi çâreleri bulmakta zorluk çekmeyen bir komutan, İslâmiyeti yaymaktan başka bir şey düşünmeyen korkusuz, cüretkâr ve zekî bir insandı.

Oruç Reis

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

7 Mayıs 2018 / Misafir Müslümanlık/İslamiyet
8 Ekim 2011 / ThinkerBeLL Hayali Karakterler
11 Mart 2008 / BARIŞ Edebiyat tr
29 Haziran 2016 / Mira Din/İlahiyat
25 Eylül 2007 / Demir YumruK Müslümanlık/İslamiyet