Arama

Ağaç, Ağacın Tanımı ve Ağaç Hakkında Genel Bilgiler

Güncelleme: 14 Aralık 2019 Gösterim: 80.607 Cevap: 14
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
22 Aralık 2007       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Ağaç, tek gövdesi bulunan, beslenmeyi ana ve yan köklerden alan 4-5 m boyundaki odunsu bitki.

Sponsorlu Bağlantılar
Toprağa düşen tohumdan en önce fide meydana gelir. Fide bir yıl sonra fidan halini alır. Hücrelerinin çoğalmasıyla dal ve yapraklar, gövde ve kök olarak üç parçadan ibaret bir ağacın küçük bir modeli olur. Her yıl ağacın dallarında ve köklerinde yeni sürgünler çıkarken, gövdede de bir tane yıllık halka meydana gelir. Bu halkalar, ağacın enine büyüyerek yaptığı odun tabakasıdır. Yağışı bol yıllarda, geniş bir halka; kurak geçen yıllarda ise, ince ve küçük bir halka meydana gelir. Bu halkalardan ağacın yaşı kolayca anlaşılabilir.

Gövdesinden enine kesilen bir ağaç incelenecek olursa, en dışta kabuk, sonra yıllık halkaları meydana getiren hücre tabakaları ve en içte de öz kısım görülür.
Bir ağacın gerçekten canlı olan biricik kısmı, kabuğun altında odunun yüzeyindeki ince bir hücre tabakasıdır. Buna katman doku tabakası denir. Bu tabaka ağacı geliştiren ve büyümesini sağlayan tabakadır. Genç bir ağaca çivi çakıldığında veya ağaç bir dal verdiğinde, çivinin ve dalın yerden yüksekliği hiç değişmez.
Ad:  ağaç.gif
Gösterim: 4010
Boyut:  230.9 KB
Bütün canlı varlıklar gibi ağacın da dokularının arasında devamlı bir su dolaşımı olur. Bu su dolaşımının sağlanabilmsi için ağacın devamlı ve bol miktar suya ihtiyacı vardır. Çok büyük bir kayın ağacı, kuru ve sıcak bir günde 250 litre, küçük bir ayçiçeği ise 1 litre su harcar. Okaliptüs ağaçları ise günde ortalama 400 litre su harcadıklarından bataklıkları kurutmada faydalanılır.

Ağacın ihtiyacı olan su, büyük ağaç türlerinde 50 metrenin üzerinde bir yüksekliğe çıkmak mecburiyetindedirler. Bu hadisede önemli olan birinci kuvvet kılcallık olayıdır. Odun boruları demetlerinde 20 metreye kadar etkilidir. İkinci kuvvet ise, kök basıncıdır. Bu basınç ile ağaçta su 30 metre kadar yüksekliğe çıkarılabilmektedir. Bir diğer önemli kuvvet de yapraklardan suyun buharlaşması (terleme) ile meydana gelen emme kuvvetidir. Buna kohezyon gerilimi de denir. Terlemenin (transpirasyon) büyük kısmı gözeneklerle, az bir kısmı da diğer yüzeylerle sağlanır. Kohezyon kuvveti su moleküllerini birbirine bağlar. Bu gerilim, suyun kopmayan bir sütun halinde yükselmesini sağlar. 100 metreye kadar etkilidir. Sekoya gibi yüksekliği 100 metreyi bulan dev ağaçlarda su tepelere kadar kohezyon kuvvetiyle yükselir.
Bir ağaç kendi besinini doğrudan doğruya toprak ve havadan güneş ışığı vasıtasıyla üretir. Bu, hiçbir canlı hayvan vücudunun yapamadığı son derece karmaşık bir hadisedir. Yapraklardaki klorofil denilen yeşil madde sayesinde, havanın karbondioksitinden, güneş ışığı altında fotosentez denilen olay sonucunda kendisi ve diğer canlılara faydalı besinleri meydana getirir.

Her yaprak, kendini dışarıya karşı koruyacak çok etkili bir tabaka ile sıkı sıkıya örtülüdür. Hava, yaprakların altındaki çok küçük deliklerden girebilir. Suyun buharlaşması da, yine bu deliklerden (por) sağlanır. Yaprak ihtiyaca göre bu delikleri açar veya kapatır. Ağaç kabuğu çok etkili bir su geçirmeyici zırhtır. Bir ağaç, başından ayaklarına kadar, su buğusunun dışarı sızmasına karşı sırlanmıştır.
Ağaçlar günlük hayatın her kısmında son derece çeşitli ve o derece yaygın olarak kullanılır. Kağıt yapımından mobilya yapımına, meyvelerinin besin olarak kullanımından süs ağaçlarına kadar, sayısız denebilecek kullanılış yeri vardır. Büyük ağaç toplulukları olan ormanlar ise, bir memleketin iklimini, hatta ekonomisini etkileyecek kadar önemlidir.

Eski jeolojik devirlerde yaşamış, bugün nesli tükenmiş dev ağaçlara dünyanın bazı bölgelerinde nadiren rastlanabilmektedir.
Ağaçların boyları ve yükseklikleri bir hayli değişiklik gösterir. Boyları üç metreden yüz on metreye kadar; yaşları otuz-kırk yıldan beş bin yıla kadar olan ağaçlara rastlanmaktadır. Dünyanın en yaşlı ve yüksek ağaçlarından olan ve ABD'de Sierra Nevada Dağlarında bulunan sekoyalar (Sequoia) yüz on metre yüksekliğe ve 6-9 m çapa erişebilir. Bunların yaşları da dört bin yılı bulmaktadır. Avustralya'da yüksek boylu ormanlar meydana getiren okaliptus ağaçları da yüz metreyi bulmaktadır. Ağaçların yaşları bir hayli farklılıklar göstermektedir. Son yıllarda dünyanın en yaşlı ağacının higori çamının (Pirus aristata) olduğu belirlenmiştir.

Ağaçların gelişmesi için en elverişli şart bol yağmur olup, bu da tropik iklimlerde görülür. Tropikal iklimlerde kurak bölgelerin cüce bitkileri ağaç haline gelir.
Fırtınalar, seller, yıldırım, yangın gibi tabii afetler, usulsüz kesimler gibi insanların yaptığı tahripler, bitki hastalıkları, ağaçların en büyük düşmanları olarak sayılabilir.

Türkiye'de yetişen bazı ağaçların yaşları:

Meşe, ıhlamur, köknar 1000 yıl Kayın 900 yıl Zeytin 400 yıl Elma, armut 300 yıl Türkiye'de yetişen bazı ağaçların yükseklik ve kalınlıkları:
Ağaç Boyu Çapı Köknar 75 m 3 m Ladin 60 m 2 m Çam 50 m 1 m Kayın 44 m 2 m Meşe 53 m 4 m Dişbudak 30 m 1,7 m

Ağaçların özellikleri

Ağaçlar, yaşamları boyunca büyümeyi sürdüren odunsu bitkilerdir. Ağaçların biçimleri, büyüklükleri ve yaşam süreleri, türden türe değişkenlik gösterir.
Yeryüzünde, narin süs ağaçlarından, dev sekoyalara kadar, 20.000 kadar'den fazla ağaç türü olduğu bilinmektedir. Bilinen en yaşlı ağaç, Kaliforniya'da bulunan 4700 yaşındaki bir çam ağacıdır. Bilinen en uzun boylu ağaçsa, Avustralya'da bulunan yaklaşık 150 m. boyundaki bir okaliptüs ağacıdır. Ağaç türlerinin en çeşitli olduğu yerler, tropikal yağmur ormanlardır. Ülkemizde de çok sayda ağaç türü bulunur. Ağaçların biçimleri ve büyüklükleri birbirinden ne kadar farklı olursa olsun, iki bitki grubundan birine aittirler. Açık tohumlular ya da kapalı tohumlular. Kapalı tohumlu bitkiler, tohumu koruyucu bir tabakayla kaplı, çiçekli bitkilerdir. Bilinen bitki türlerinin %90'ı kapalı tohumludur. Açık tohumlu bitkilerse, koruyucu bir tabaka kaplanmamış tohumlar üreten ağaçlar ve çalılardır. Bunlar, çiçek açmazlar. En bilinenleri, servi, çam, ladin, ginko gibi ağaçlardır.

Cinsler

  • Abies, Göknar
  • Acacia, Akasya
  • Acer, Akçaağaç
  • Actinostrobus, Servi çamı
  • Athrotaxis, Tazmanya sediri
  • Aesculus, At kestanesi
  • Agathis
  • Ailanthus, Kokarağaç
  • Albizia, Gülibrişim
  • Alnus, Kızılağaç
  • Amentotaxus
  • Araucaria, Arokarya
  • Arbutus, Koca yemiş
  • Aucuba, Akuba
  • Austrocedrus, Şili sediri
  • Berberis, Kadıntuzluğu
  • Betula, Huş
  • Biota Doğu mazısı
  • Broussonetia, Kağıt dutu
  • Buxus, Şimşir
  • Calocedrus, Su sediri
  • Camellia
  • Carpinus, Gürgen
  • Carya
  • Castanopsis
  • Catalpa, Katalpa
  • Cathaya
  • Cephalotaxus
  • Celtis, Çitlenbik
  • Ceratonia, Keçiboynuzu
  • Cercidiphyllum, Katsura ağacı
  • Cercis, Erguvan
  • Chamaecyparis, Yalancı servi
  • Citrus, Limon,Portakal,Greyfurt,Mandalina
  • Clematis, Akasma
  • Cornus, Kızılcık
  • Corylus, Fındık
  • Cotinus, Sumak
  • Cotoneaster, Dağ muşmulası
  • Crataegus, Alıç
  • Cryptomeria, Japon çamı
  • Cunninghamia, Tırpan ağacı
  • Cupressocyparis, Melez servi
  • Cupressus, Servi
  • Cydonia, Ayva
  • Daphne
  • Dalbergia, Pelesenk ağaçları
  • Diospyros, Trabzon hurması, Abanoz ağaçları
  • Dipteronia
  • Elaeagnus, İğde
  • Eriobotrya, Malta eriği
  • Eucalyptus, Okaliptüs
  • Euonymus, Papazkülahı
  • Fagus, Kayın
  • Ficus, İncir
  • Fitzroya Patagonya servisi
  • Forsythia, Altınçanak
  • Fraxinus, Dişbudak
  • Fuchsia, Küpe çiçeği
  • Ginkgo, Mabet ağacı
  • Gleditsia, Yabani keçiboynuzu
  • Hedera, Sarmaşık
  • Hibiscus, Ağaçhatmi
  • Hippophae, Yalancı iğde
  • Hydrangea, Ortanca
  • İlex, Çobanpüskülü
  • Jacaranda
  • Jasminum, Yasemin
  • Juglans, Ceviz
  • Kalmia
  • Keteeleria, Yalancı göknar
  • Koelreuteria, Fener ağacı
  • Laburnum, Sarısalkım
  • Lagerstromeia, Oya ağacı
  • Larix, Melez
  • Laurus, Defne
  • Ligustrum, Kurtbağrı
  • Liquidambar, Sığla ağacı
  • Liriodendron, Lale ağacı
  • Lithocarpus
  • Lonicera, Hanımeli
  • Maclura, Yalancı portakal ağacı
  • Magnolia, Manolya
  • Mahonia, Sarıboya ağacı
  • Malus, Çiçek elması
  • Melia, Tespih ağacı
  • Mespilus, Muşmula
  • Metasequoia, Su ladini
  • Microbiota
  • Morus, Dut
  • Myrtus, Mersin
  • Nerium, Zakkum
  • Nothofagus, Yalancı kayın
  • Olea, Zeytin
  • Osmanthus
  • Ostrya, Kayacık
  • Paulownia Pavlonya, İmparator pavlonyası
  • Phellodendron, Mantar ağacı
  • Phillyrea, Akçakesme
  • Phoenix, Hurma
  • Picea, Ladin
  • Pinus, Çam
  • Pistacia, Sakız ağacı, Menengiç
  • Pittosporum
  • Platanus, Çınar
  • Podocarpus Taşporsuğu
  • Populus, Kavak
  • Prunus, Kiraz,Erik,Şeftali,Kayısı
  • Pseudolarix, Yalancı melez
  • Pseudotaxus Çin yalancıporsuğu
  • Pseudotsuga, Duglas göknarı
  • Pterocarya, Kanatlı ceviz
  • Punica, Nar
  • Pyracantha, Ateşdikeni
  • Pyrus, Armut
  • Quercus, Meşe
  • Rhamnus, Cehri
  • Rhododendron, Ormangülü
  • Robinia, Yalancı akasya
  • Salix, Söğüt
  • Sambucus, Mürver
  • Sassafras
  • Sciadopitys, Japon şemsiye çamı
  • Sequoia, Sekoya
  • Sequoiadendron, Mamut ağacı
  • Sophora, Sofora
  • Sorbus, Üvez
  • Syringa, Leylak
  • Taiwania
  • Tamarix, Ilgın
  • Taxodium, Bataklık servisi
  • Taxus, Porsuk ağacı
  • Tetraclinis Berberistan mazısı
  • Thuja, Mazı
  • Thujopsis, Yalancı mazı
  • Tilia, Ihlamur
  • Torreya
  • Tsuga, Suga
  • Ulmus, Karaağaç
  • Vaccinum, Yaban mersini
  • Viburnum, Kartopu
  • Washingtonia, Kanarya palmiyesi
  • Wisteria, Morsalkım
  • Yucca, Avize ağacı
  • Zelkova, Zelkova
  • Ziziphus, Hünnap

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 5 Şubat 2017 11:42
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
23 Eylül 2008       Mesaj #2
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Ad:  AĜAÇ.jpg
Gösterim: 2522
Boyut:  129.4 KB

Ağaçların Önemi


Büyük ormanlar bir bakıma "dünyanın akıcıyerleridir: cunkü canlıların yaşaması için eerekli olan oksijenin büyük bölümünü or­manlar sağlar. Ayrıca koklerıyle toprağı tuta­rak toprak kaymasını. asınmayı ve su baskın­larını onleyen de ağaclardır. Ağaçlarda barı­nan ve besinini ağaçlardan sağlayan sayısız hayvan yaşamını ormanlara borçludur. Hır ağacın hemen hemen butun bölümleri ıodu­nu, kabuğu, özsuyu, kökleri, yapraklan, mey­veleri ve tohumları ı insanlarca değerlendırı­lır. Hem yakacak olarak kullanılan, hem de kereste, kontrplak, kâğıt, plastik maddeler, mobilya ve ahşap eşya. demiryolu traversleri gibi sayısız ürünün hammaddesi olan odun ağaçlardan elde edilir (bak. ormancılık). Zeytin, fındık, ceviz ve badem ağaçları ile elma. portakal, şeftali, muz gibi meyve ağaç­ları besin kaynağı olarak önem taşır. Tarçın, karanfil, küçükhindistancevizı gibi bazı baha­ratlar da gene ağaçlardan elde edilir.
Sponsorlu Bağlantılar

Kahve ve kakao, ağaç tohumlarının öğütü­lüp suda kaynatılmasıyla hazırlanan birer içecektir. Ağaçlardan elde edilen öbür ürün­ler arasında arapzamkı. kehribar gibi çeşitli zamk ve reçineler: kauçuk: özellikle meşe ve akasva ağaçlarının kabuğundan elde edilen ve derilerin islenmesinde kullanılan tanen: kâfur ve okaliptüs eıbı hos kokulu uçucu vağlar: zeytinyağı ve tong vağı gibi bitkisel sıvı vağlar: bova. vernik ve cilaların ınceltılmesın-de kullanılan terebentin vağı: özellikle man­tar meşesinin kabuğundan elde edilen sise mantarları: karnauba mbı bitkisel mumlar: akcaagac ve paimıveden elde edilen şekerler: kının ve kaskara eıbı ıiaçiar: daha cok can yeleklerinin, şilte ve yastıkların doldurulma­sında kullanılan kapok (Cava pamuğu) gibi bitkisel lifler sayılabilir. Bütün bunlardan başka güzel görünümleriyle çevremizi süsle­yen, yapraklarıyla gölge veren ağaçlar toprak kavbını önlemek ve rüzgârları kesmek için de dikilir. Doğadaki hayvanlara barınak ve yiye­cek sunan ağaçlar yabanıl vaşam ıçın çok önemlidir.

Bunca zenginliğin kavnağı olan koruluklar ve ormanlar avnca kent yaşamından bunal­mış insanların sıkıntılarını atıp dinlenebile­cekleri verlcrdir. Çağlar boyunca insanlar sanat ve edebiyat vapıtlarında ağaçların ve ormanların güzelliğini övmüştür.

Dünyanın birçok yerinde ağaçların kesile­rek yok edilmesi ürkütücü boyutlara ulaşır Bir vanuan ağaçlarn tarla ya da yol açmak ıcın kesilmesiyle, bir yandan orman yangınla­rıyla dünyamız giderek çoraklaşmaktadır. Hı­ristiyan ülkelerde de her yıl Noel kutlamala­rında süslemek üzere milyonlarca ağaç kesilir. Hangi nedenle olursa olsun kesilen ağaçların yerıne yenilen dikilmedimi. açılan bu alanlar çoğu kez tarla olarak kullanılır. Böylece ust uste birkaç yıl tarım yapıldıktan sonra toprak yoksullaşır ve kullanılmaz duruma gelir. Üstelik ağaçların yok olması ormanlar­da yaşavan hayvanlara ve başka bitkilere de zarar verir. Ağaç ve ormanların insan eliyle vok edilmesi bütün dünyayı ilgilendiren en önemli sorunlardan biridir. Ağacı kutsal sa­van Eski Türkler doğan her çocuk ıcın bir ağaç dikerlerdi, insanoğlunun çok sev borçlu oldu­ğu dogava saygısını gösteren bu güzel gelenek bugün ne yazık ki unutulmuştur.

Kaynak: MsXLabs.org &Temel Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 5 Şubat 2017 11:40
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
9 Nisan 2011       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Ağaç


Çoğunlukla 3 metreden daha yüksek boylara ulaşabilen, uzun yıllar yaşayan odunsu bitki. Kök, gövde, dallar, yapraklar ve çiçeklerden oluşur. Kök, ağacın toprağa bağlanmasını ve topraktaki besin maddeleri ile suyun alınmasını; gövde, ağacın dik durmasını ve topraktan alınan besin maddelerinin yapraklara, yapraklarda oluşan besisuyunun da bitkiye iletilmesini sağlar. Genellikle düz, silindirik görünüşlüdür.
lone tree lightning storm flashes scary animated gif
Gövdenin enine büyümesini sağlayan kambiyum her yıl içe doğru bir odun halkası, dışa doğru da soymuk halkası üretir. Böylece odun halkaları sayılarak ağacın yaşı hesaplanabilir. İç yapısı ve görevleri, gövdeye benzeyen dalların gövdedeki diziliş biçimleri, iğneyapraklı ve yapraklı ağaçlarda farklıdır. İğne yapraklılarda gövde üzerinde halkalar oluşturacak biçimde dizilirler. Yapraklı ağaç dallarının görünüşü ise daha az düzenlidir. Ağacın boyuna büyümesi, gövdenin ve yan dalların ucundaki tomurcuklardan her yıl gelişen sürgünlerin uç uca eklenmesiyle olur. Yapraklar, ağacın cinsine göre çok çeşitli biçimlerde olur ve ağaç türünün belirlenmesinde önemli rol oynar. İğneyapraklı ağaçlar genel olarak kışın yaprağını dökmez. Yapraklılar ise her sonbahar yapraklarının tamamını döküp ilkbaharda yeniden yapraklanır.

Kimi ağaçların çiçekleri hem erkek hem dişi organ taşır. Kimilerinin erkek ve dişi çiçekleri ayrı ayrıdır. Kimi türlerde ise erkek çiçekler bir bireyde, dişi çiçekler bir başka bireyde bulunur. Çiçeklerin yapısı da ağaçtan ağaca büyük farklılıklar gösterir. Elma, armut gibi ağaçların çiçeklerinde bütün kısımlar tamdır. Görünüşleri alışageldiğimiz "çiçek" tanımına uygundur. Oysa çam kozalağı da bir çiçek, bir dişi çiçektir. Tohumlar da ağaç türüne göre çok çeşitli biçim ve büyüklüklerde olur. Ayrıca birtakım ağaçlarda "meyve" oluşumu göze çarpar. Bütün bunlar ağacın karakteristik özelliklerine, yani ait olduğu tür, cins, familya vb. göre belirlenir.

Ağaçlar insan yaşamında çeşitli yönlerden önemli rol oynayan bitkilerdir. Bütün bitkiler gibi doğadaki besin dolaşımının düzenlenmesine katkıda bulunur, inorganik maddeleri organik maddeler hâline çevirirler. Kökleriyle toprağı tutarak erozyonu önler. Yapraklarıyla tozları tutarak havanın temizlenmesini sağlarlar. Meyveleri yenir, odunları sanayide kullanılır, örneğin mobilya, inşaat malzemesi, kâğıt yapılır ya da yakılır. Bir kısım ağaçlardan yan ürünler elde edilir. Çamlardan elde edilen reçine, sığla ağacından alınan sığla yağı, zeytin meyvesinden çıkarılan zeytinyağı gibi. Bütün bunlardan başka ağaçların, varlıklarıyla çevremizi süsleyip güzelleştirdiklerini de unutmamak gerekir.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLbs
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 8 Şubat 2017 16:05
bekirr - avatarı
bekirr
VIP VIP Üye
18 Nisan 2012       Mesaj #4
bekirr - avatarı
VIP VIP Üye
En Kısa Ağaç Türü
Dünyanın en kısa boylu ağaçları, Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki tundrada görülen bir söğüt türüne aittir.
Cüce söğüt olarak adlandırılan bu ağacın boyu 5-6 santimetre arasında değişmektedir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
berk1872 - avatarı
berk1872
Ziyaretçi
18 Nisan 2012       Mesaj #5
berk1872 - avatarı
Ziyaretçi
Ağaç Nedir?
Boyu en az 5 metre , çapı da 10 cm'den aşağı olmayan, dal sürgün ve yapraklarının oluşturduğu tepe tacını tek bir gövde üzerinde taşıyan, her yıl çap artımı yaparak kalınlaşan , sürgün vererek boylanan, hücrelerinin büyük bölümü odunlaşmış olan, uzun ömürlü bitkilere AĞAÇ denir.

Bir ağaç; temel olarak
kök, gövde, dal ve yaprak olmak üzere 4 ana organdan oluşur. Bu organların biçim, boyut, yoğunluk, hacim, ağırlık, boy, çap, yıllık artım gibi özellikleri ağacı biçimlendiren temel özelliklerdir...

Bir ağacın yaşayıp gelişebilmesi için;
ışık, sıcaklık, CO2, O2, su ve mineral madde gereklidir.

Ağaçların; topraktan su ve mineral maddelerini, havadan ise karbondioksiti almak, güneş enerjisini kullanarak organik madde üretmek, havaya oksijen vermek, canlılara besin ve barınak sağlamak gibi çok önemli işlevleri vardır.

Ağaçlar bu işlevleri yerine getirirken çevrelerindeki canlı ve cansız tüm varlıklarla karşılıklı olarak birebir ilişki ve etkileşim halindedirler. Bu yüzden ağaçlar içinde bulundukları ekosistemler için vazgeçilmez elemanlardırlar.
Ağaçların yok olması; yaşama ortamının bozulması ve iklimin olumsuz yönde etkilenmesi ve devamında yaşam zincirinin kopması, en sonunda da tüm yaşamın yok olması anlamına gelir.
Ağaçlar ışık, yer, su ve mineral maddeler yüzünden birbirleriyle amansız bir rekabet içerisine girerler. Bu rekabette baskın çıkabilmek ve dolayısıyla hayatta kalabilmek için tepe ve köklerini hızla geliştirmeye çalışır, gölgeye dayanıklı yaprak üretir, işlevini kaybeden organlarını (yaprak - dal - kök) terkeder, rakiplerini gölgeleyerek altetmeye çalışırlar. Bazı ağaç türleri (ceviz, meşe, huş, dişbudak, ıhlamur gibi..) kök ve yapraklarından salgıladıkları sıvı ve gazlarla komşu bitkilere zarar bile verebilirler...
Ağaçlar olgun çağa geldiklerinde ulaşacakları boylara göre üç sınıfa ayrılmaktadır.


Birinci Sınıf Ağaçlar
:
100 - 150 Yaşlarında takriben 35 - 40 m. boylanabilen ağaçlar bu gruba girer:
(Ladin, Melez, Sedir, Duglas, Sekoya, Sançam, Karaçam, Meşeler, Kayın, Dişbudak, Çınaryapraklı Akçaağaç, Ihlamur, Karaağaç, Kızılağaç, Okaliptus gibi..)

İkinci Sınıf Ağaçlar:

İleri yaşlarda 25 m boylanabilen ağaçlar bu gruba girer:
(Kızılçam, Fıstıkçamı, Servi, Porsuk, Ardıç, Çınar, Titrekkavak, Sahra Akçaağacı, Gürgen, Söğütler gibi..)

Üçüncü Sınıf Ağaçlar:

İleri yaşlarda ancak 8 - 10 m. boylanabilen ağaçlar bu gruba girer:
(Andız, Fenike Ardıcı, Akçaağaç, Kızılcık, Çitlenbik, Mazı Meşesi, Pırnal Meşesi, Keçiboynuzu, Defne, Tesbih ağacı gibi..)

Meşcere:

Ormancılık bilimleri açısından meşcere, çok sayıda ağacın geniş bir alanda birbirini etkileyecek sıklıkta ve birarada bulunması halidir.

Orman:

Ele alış biçimi ve ele alan kişinin amacına göre Orman kavramının farklı tanımları ile karşılaşılmaktadır. Bir şairin, yazarın ve ressamın Orman anlayışı ile, geçimini ormandan sağlayan kırsal kesim halkının ormana bakış açıları birbirinden çok farklıdır. Büyük metropolde yaşayan insan gözünde Orman; temiz hava, kaliteli içme suyu ve türlü rekreaktif etkinliklerin yapılabildiği doğa parçası iken, ormancılık, arıcılık ve hayvancılık yaparak geçimini sağlayan halk gözünde Orman; hayatını idame ettirebileceği iş ve çalışma ortamıdır.
Ormancılığın değişik bilim dalları da uğraş alanlarına ve bakış açılarına göre ormanı farklı şekilde tanımlamaktadır.

Hukukçu gözünde orman:

Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları, yerleriyle birlikte orman sayılır.
Ancak; sazlıklar, step bitkileriyle örtülü yerler, dikenlikler, parkıar, şehir koruluklan, mezarlıklar, yüzölçümü 3 hektardan az olan sahipli arazi üzerindeki ağaçlık alanlar orman tanımı içine girmemektedir (6831 Sayılı Orman Kanunu Madde 1.)
Orman ürün ve hizmetlerinin oluşumunu inceleyen ve bu kaynakların miktarını arttırmayı amaç edinen Orman Hasılat Bilgisi yönünden Orman; Baskın elemanı ağaç ve ağaççıklardan oluşan otsu ve odunsu bitkilerin diğer mikro ve makro organizmalarla birlikte meydana getirdiği bir yaşam birliğidir.
Çeşitli ormancılık disiplinlerinin kendi yönlerinden yaptığı tanımların ortak özelliklerine dayanarak ormanı;
"Belirli yetişme ortamlarında var olan ve gelişen, ana elemanı ağaç ve ağaççık olmak üzere, diğer bitkisel, hayvansal ve mineral elemanlardan oluşan, bu elemanlar arasında karşılıklı etkileri ve kendine özgü yaşam birliği olan bir doğa varlığı, topluma orman ürünleri ile diğer foknsiyon ve hizmetler sağlayan ulusal bir servet."
biçiminde tanımlayabiliriz. (ERASLAN, 1983, S.27).

Çalı ve Ağaçcık:

Ömürleri kaç yıl olursa olsun, boyları hiç bir zaman 5 m . yüksekliğe ulaşamayan Sandal, Kocayemiş, Akcakesme , Funda ve Karaçalı gibi odunsu bitkiler çap ve boylarına göre Çalı veya Ağaçcık olarak anılmaktadır . Çalılar çok yıllık odunsu bitkiler olup ağaçlardan boyunun kısalığı ve uzamayı temin eden bir orta sürgünün olmayışı ile ayrılır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
teknoman19 - avatarı
teknoman19
Ziyaretçi
21 Haziran 2012       Mesaj #6
teknoman19 - avatarı
Ziyaretçi

Ağaç Nedir?


Boyu en az 5 metre, çapı da 10 cm 'den aşağı olmayan, dal sürgün ve yapraklarının oluşturduğu tepe tacını tek bir gövde üzerinde taşıyan, her yıl çap artımı yaparak kalınlaşan, sürgün vererek boylanan, hücrelerinin büyük bölümü odunlaşmış olan, uzun ömürlü bitkilere ağaç denir.
Bir ağaç; temel olarak kök, gövde, dal ve yaprak olmak üzere 4 ana organdan oluşur. Bu organların biçim, boyut, yoğunluk, hacim, ağırlık, boy, çap, yıllık artım gibi özellikleri ağacı biçimlendiren temel özelliklerdir...
Bir ağacın yaşayıp gelişebilmesi için; ışık, sıcaklık, CO2 , O2 , su ve mineral madde
gereklidir.

Ağaçların; topraktan su ve mineral maddelerini, havadan ise karbondioksiti almak, güneş enerjisini kullanarak organik madde üretmek, havaya oksijen vermek, canlılara besin ve barınak sağlamak gibi çok önemli işlevleri vardır. Ağaçlar bu işlevleri yerine getirirken çevrelerindeki canlı ve cansız tüm varlıklarla karşılıklı olarak birebir ilişki ve etkileşim halindedirler. Bu yüzden ağaçlar içinde bulundukları ekosistemler için vazgeçilmez elemanlardırlar. Ağaçların yok olması; yaşama ortamının bozulması ve iklimin olumsuz yönde etkilenmesi ve devamında yaşam zincirinin kopması, en sonunda da tüm yaşamın yok olması anlamına gelir.
Ad:  ağaç.jpg
Gösterim: 2299
Boyut:  114.4 KB
Ağaçlar ışık, yer, su ve mineral maddeler yüzünden birbirleriyle amansız bir rekabet içerisine girerler. Bu rekabette baskın çıkabilmek ve dolayısıyla hayatta kalabilmek için tepe ve köklerini hızla geliştirmeye çalışır, gölgeye dayanıklı yaprak üretir, işlevini kaybeden organlarını (yaprak - dal - kök) terk eder, rakiplerini gölgeleyerek alt etmeye çalışırlar. Bazı ağaç türleri (ceviz, meşe, huş, dişbudak, ıhlamur gibi..) kök ve yapraklarından salgıladıkları sıvı ve gazlarla komşu bitkilere zarar bile verebilirler.

Ağaçların Yaşı Nasıl Belirlenir?


Kesilmiş bir ağaç gövdesi üzerindeki halkaları çoğumuz biliyoruz. Bir ağacın yaşını belirlemek için öncelikle bu halkalardan yararlanırız. Aslında bu halkalar ağacın yaşı yanında daha birçok önemli bilgi barındırır.
Ağaç halkalarının varlığı mevsimlerle yakından ilişkilidir. Mevsimsel farklılıkların bulunduğu kuzey yarıkürede büyüme sürekli olmayıp, ilkbaharla birlikte hızlanır, yazın azalır. İşte bu büyüme hızı farklılığından dolayı ilkbaharda oluşan odun dokuları açık renkli, yazın oluşan odun dokuları ise koyu renkli halkalar şeklinde görülür. Bu durumda bir açık ve bir koyu renkli halka bir yıllık bir büyümeye karşılık gelir. Yıllık halkalar diye bilinen bu halkaların sayısı ağacın yaşını vermektedir.
Yıllık halkaların bize sunduğu bilgiler ağacın yaşı ile sınırlı değildir. Bu halkalar yardımıyla;
  • Arkeolojik kalıntıların tarihlenmesi
  • Geçmişte oluşan erozyon ve çökelim hızının belirlenmesi
  • Radyoaktif karbon yoluyla saptanan yaşların doğrulanması
  • Önemli orman zararlarının veya yangınların gerçekleştiği tarihlerin anlaşılması
  • Geçmişte yaşanan iklim değişikliklerinin ortaya konması mümkün olur.
Çok genel olarak yıllık büyüme halkalarının yardımıyla geçmişte yaşanmış tüm bu olayları belirlemeye çalışan bilim dalına Dendrokronoloji denmektedir. Yaşayan dikili haldeki bir ağacın yaşı Artım Burgusu denilen bir alet yardımıyla bulunur. Ormancılık çalışmalarındaki mühendislik esasları çerçevesinde yapılan ölçüm işlemlerinde bu alet çok işimize yaramaktadır.
Bu artım burgusu; yaşı ölçülecek ağacın gövdesinin yerden 1.30 m yüksekliğindeki bölgesinde, ağacın gövdesine çevirmek suretiyle sokulur. Daha sonra halka kaşığı yardımı ile ağaca zarar vermeden bir yaş halkası çubuğu dışarıya çıkarılır. Ve bu çubuk üzerinden ağacın yıllık halkaları kolayca sayılır. Tabi bu işlemin daha birçok teknik ayrıntıları bulunmakta olup, burada kısaca anlatmaya çalıştık.
Yan tarafta bir artım burgusu bölümleri ile birlikte gösterilmiştir. Bazı ağaç türlerinin çok uzun yıllar yaşayabildiğini biliyor musunuz? Dünyanın saptanmış en yaşlı ağacı Sierra-Nevada'nın (Kaliforniya-ABD) kuzeybatı yamaçlarında denizden 3275 m . yüksekte yetişmiş bir çam ağacıdır. (Pinus longaeva) 1963-1964 yıllarında yapılan tespitlerle bu ağacın yaklaşık 4900 yıllık olduğu anlaşılmıştı. Bu ağaç günümüzde ne yazık ki yaşamıyor, insanoğlu'nun acımasız testeresinden kurtulmayı başaramadı...

Rekortmen Ağaçlar


  • En Hacimli Ağaç: Yeryüzünde yaşayan en hacimli varlık, Sequoia Ulusal Parkında (Kaliforniya, ABD) bulunan 85 metre yüksekliğindeki kaliforniya sekoyasıdır. (Sequoiadendron giganteum) " General Sherman " adı verilen bu ağacın gövdesinin çapı (yerden 1.52 m . yükseklikte) 24.32 metredir. Odunundan 5 milyar kibrit yapmak mümkündür. Yaprakları mavimsi yeşil olan bu ağacın kızılkahverengi kabukları yer yer 61 cm . kalınlığındadır. 1968 de yapılan resmi açıklamada bu ağacın ağırlığı 2030 ton olarak belirtilmiştir.
  • En Geniş Gövdeli Ağaç: Meksika'nın Onaxaca eyaletinde bulunan "Santa Maria del Tule" adlı Montezuma selvisinin yerden 1.52 cm . yükseklikte gövde çapı 34.1 - 34.4 metredir. Etna dağı(Sicilya,İtalya) üzerinde bulunan ve " Yüz At Ağacı " adıyla anılan kestane ağacının ise gövde çapının 51 metre olduğu 1972 yılında açıklanmıştır.
  • En Hızlı Büyüyen Ağaç: Botanik açıdan ağaçsı ot olarak sınıflandırılan Bambu sayılmazsa, dünyanın en hızlı büyüyen ağacı 17 Haziran 1974'te Malezya-Sabah'da dikildikten sonra 13 ayda 10.74 metre büyüyen bir " Albizzia falcata " dır... 30 metreyi en kısa sürede geçme rekoru 5 3/4 yılla Papua Yeni Gine'de bulunan bir Okaliptüs ağacınındır.
  • En Yavaş Büyüyen Ağaç: Ağaçların büyümeleri büyük çapta koşullara bağlı olsa da, porsuk ve şimşir gibi türler her zaman yavaş büyürler. Bu konuda en aşırı örnek Kutup ağaç sınırı yakınlarında 98 yılda ancak 28 cm . büyüyebilen ve gövde çapı yalnızca 2.5 cm ye ulaşan bir Sitka Ladinidir.
Kaynak: OGM, Orman Hasılat Bilgisi - A. Kalıpsız
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 5 Şubat 2017 11:44
KAPTAN - avatarı
KAPTAN
Ziyaretçi
9 Aralık 2012       Mesaj #7
KAPTAN - avatarı
Ziyaretçi

Ağacın Faydaları Nelerdir?



Ağacın Faydaları Ağacın faydaları saymakla bitmiyor. Ormanlık alanlardaki hava daha temiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun sebeplerinden bazıları da şunlardır. Bir ağaç yılda 700 kilo toz emiyor. Bir hektar çam ormanının ise yılda emdiği toz miktarı 30 – 40 ton arasında. Bu nedenle ormanların havası, kentlerin havasına göre yüzde 99 daha az toz içeriyor. Ayrıca ağacın yapraklarıyla toksik ve radyoaktif maddeleri emerek atmosferi temizlediği biliniyor. Bir ağaç yılda 50 metreküp temiz su üreterek, yeryüzünde kuraklığı engelliyor. Toprağın ölümü demek olan erozyonu,en iyi şekilde ağaçlar önlüyor. Bir ağaç kökleriyle yılda 30 bin litre su çekerek verimli toprağın akmasını engelliyor.

Aşırı yağışlı ve kurak havalarda bir sünger gibi davranarak, fazla su emiyor ve gerektiğinde geri veriyor. Ağaçlar toprağı canlı ve verimli tutuyorlar. Organik atıkların parçalanıp dönüşmesine yardımcı oluyor, minerallerin çözülüp azot bağlantılarının kurulmasını sağlıyorlar. 100 yaşındaki bir kayın ağacı 60 insanın günlük ihtiyacına yetecek oksijen üretiyor, yılda bir ton toz süzüyor bakterileri de etkisizleştiriyor. Bu yıl daha fazla ağaç dikelim.

Ben ekleyim,bununla ilgili bir Hadis-i Şerif var:Kıyamet koparken bile elinizde fidan varsa bırakmayın,dikin.
Son düzenleyen perlina; 8 Şubat 2017 16:06
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
25 Ocak 2015       Mesaj #8
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Ağaçlar Hakkında Bilgi
Bütün bitkiler içinde bizler için hem en bildik, hem en soylu olanı ağaçtır. Çevremize canlılık katar, bahçelerimizi gölgeler, güleryüzlü yapar, ormanlarımızı meydana getirir. Ağaçsız kentler taş, beton ve demirden oluşan çöllere benzeyecektir.
Ağaçlar, doğanın iç açıcı niteliklerini içinde yaşadığımız kentlerin ta bağrına kadar ulaştırır, ama ağacın varlık nedeni sadece gözümüzün önünde güzel bir görünüm yaratmak değildir. Yeryüzünde yaşam dengesinde ağaçların önemli bir yeri vardır: büyük oksijen sağlayıcısı olarak havayı arıtır; toprağı aşınmadan korur; iklimi ılımanlaştırır; sayısız yararlı hayvana barınak ödevi görür; başka “bitkilerin gelişimine yardım eder, bir de bize meyvelerini ve “odununu verir.
Ağaç başlıca üç kısımdan oluşur: onu toprağa bağlayarak suyu ve maden tuzlarını emen kökleri; genellikle dikine yükselen gövdesi; yapraklarla meyveleri taşıyan dallar’ı.
Ağaç, ağaççık’tan ve çalıdan farklıdır, büyük boyutlara ulaşabilir. Ağaççık, 4 m’yi geçmeyen bir küçük ağaçtır. Çalı ise, daha dibinden dallara ayrılır ve boyu 1 metreyi geçmez.

Ağacın Kısımları
  • 1. yapraklar
  • 2. dallar
  • 3. gövde
  • 4. kökler
Ağaç ve Kökleri
Kökler ağacın türüne göre değişik derinliklere kadar iner. Ladinde kökler yüzeye yakındır, meşede ise daha derine gider, bunlardan bazıları kalın kazık köklerdir, sahil çamında hem derine giden, hem yüzeye yakın kökler bulunur.
Büyük ve Tarihi Ağaçlar
İstanbul Boğaziçinde Büyükdere çınarı diye bilinen ağaç, dünyanın en büyük ve türünün en yaşlı ağaçlarından biriydi. Yakın zamanlarda üzerine bir yıldırım düşerek yandığında, yaşı 4 000 yılı geçmişti. Birinci Haçlı Seferi komutanlarından Godefroy’un 1096 yılında bu ağacın altına bütün karargâhını sığdırdığı bilinmektedir.
Lübnan’da, peygamber Süleyman devrinden kaldığına inanılan az sayıda sedir ağacı, Beyrut çevresindeki dağları süslemektedir. Aragon’lu kraliçe Giovanna’nın, büyük bir fırtınaya yakalanınca altına sığınmak zorunda kaldığı ve yanındaki yüz atlıyla birlikte dallarının altında barındığı Etna Dağı’ndaki ağaç da Etna kestanesi diye tarihe geçmiştir.
İstanbul’da Topkapı Sarayı yolunda pek çok turistin dikkatini çeken çınarın özelliği, gövdesinin tam ortasında bir selvi ağacının çıkmış olmasıdır. Aynı yerde, tarihî olaylara tanıklık etmiş bir başka üniü çınar vardı. 1948’de Sultan İbrahim’e karşı ayaklananlar, sadrazam Ahmet Paşayı öldürdükten sonra o çınarın altına bıraktılar. Yedi yıl sonra, yeniçeri yeniden ayaklandı. Sultan Dördüncü Mehmet asilerin istediği dört saray görevlisinin başlarını kestirdi ve bu kesik başlar gene o çınarın dallarına asılarak orada günlerce kaldı. Halk arasındaki adı Kanlı çınar’dı. İstanbul’da başka tarihî ağaçlar da var. Kocamustafapaşa Camii’nin bahçesindeki Bizanslılardan kalma selvi gibi.Yaşlı ağacın dallarını taşımasına yardımcı olmak için zincirler bağlanmış ve bu yüzden adı Zincirli selvi’ye çıkmıştı. Kurudu ve tarihî zincirleri müzeye kondu.
İstanbul’un fethinden sonra Fatih’in ünlü hocası Aksemşettin’in diktirdiği çınar, Eyüpsultan Cami’nin avlusunda bugün de ayaktadır. Türklerin ağacı, bu arada özellikle çınar ağacını böylesine sevdiklerinin İstanbul’a gelen yabancıların da dikkatini çektiğini hatırlatalım:
Sultanahmet’ten Gülhane Parkı ‘na inerken ve Kuruçeşme’den Arnavutköy’e giderken iki çınar görülür. İkisi de anayolun ortasında. Anayol onların hizasına gelince saygıyla ikiye ayrılır ve bu yüzyıllık anıtları geçtikten sonra tekrar kavuşur.
Sarıçam
Türkiye ve Avrupa ormanlarında yaygın bir ağaçtır. Kozalaklaklılara örnek alınabilir, çünkü meyveleri gerçekten tam kozalak biçimindedir. Kozalaklıların başlıca özelliği yapraklarının iğne biçiminde olması ve ağacın üstünde birkaç yıl kalmasıdır (bu yüzden kozalaklılar her mevsimde yapraklıdır). Gövde ve yaprakları reçineli olduğu için bunlara çıralı çam da denir. Bazı bölgelerde sarıçamın kabuğu soyularak soymuk tabakalarından şekerli sıvı elde edilir (ama çamı yaraladığı için zararlı ve yasaktır).
Sarıçamın boyu 30 m’ye varabilir. Yaprakları çift ibrelidir ve her biri 5 cm kadardır. Ağaç mayısta çiçek açar. Erkek çiçekler uzun sürgünlerin ucunda sarı kozalaklar halindedir. Bunların görevi dişi çiçekleri döllemektir. Dişi çiçeklerden de kozalaklar meydana gelir. Diğer belli başlı çam türleri karaçam, sahil çamı ve Halep çamı ‘dır.
Zeyin Ağacı
Zeytin Akdeniz Böigesi’ne Özgü bir ağaçtır. Yüksekliği 4-6 metre arasında değişir. Yaprakları uzuncadır. Mayıs ayı sonunda çiçek açar; yaprakları her zaman yeşildir. Zeytin ağacı meyvesi için yetiştirilir ve meyvesine de zeytin denir. Zeytinler kasımda olgunlaşmağa başlar ve bütün kış boyunca toplanır. Zeytinin etli kısmı çok yağlıdır. Zeytin tam olgunlaşmadan az önce toplanır sıkılarak zeytinyağı elde edilir.
Meşe Ağacı
Bodur meşe, Batı Avrupa ormanlarında yetişen belli başlı ağaç türlerinden biridir. Değirmi parçalı yapraklarından ve palamut adı verilen meyvelerinden hemen tanınır. Palamutlar bir kadehçikle yumurlamsı bir kısımdan oluşur. Meşe toplu görünüşlü ağaçlardandır. Kabuğu derin yarıklarla doludur. Birçok meşe türü vardır. Avrupa’da saplı meşe (meyvelerinde uzun bir kuyruk veya sap bulunur), sapsız meşe (meyvelerinde sap bulunmaz), tüylü meşe (yapraklarının alt yüzü tüylüdür) yetişir. Akdeniz Bölgesi’nde kışın yapraklarını dökmeyen meşe türleri vardır: kermes meşesi, yeşil meşe veya pırnar, kabuğundan şişe mantarı yapılan mantar meşesi.
Elma Ağacı
Elma en yaygın meyve ağaçlanndandtr. Biçimi toparlaktır, ama bol meyve vermesi için budama yolu ile değişik biçimler de verilebilir. Beş taçyapraklı çiçekleri beyaz veya açık pembedir. Meyvesine de elma denir; küçük çekirdekler elmanın etli kısmında bulunur. Çin veya Japonya kökenli bazı türleri süs ağacı olarak yetiştirilir. Elma, büyük bir familye olan gülgillerdendir; bu familyada çok sevdiğimiz başka meyveler de vardır: küçük çekirdekli meyveler (elma, armut) veya sert çekirdekli meyveler (erik, kiraz, şeftali, kayısı):

Kaynak: kulturelbellek.com
🌘 🚀
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
5 Şubat 2017       Mesaj #9
Avatarı yok
Yasaklı

Ağaç Kütlelerinin Kaynağı Nedir?


Ad:  agac_govde.jpg
Gösterim: 1689
Boyut:  142.7 KB
Dünya’nın hacimce en büyük canlıları olan Sekoya ağaçlarının kütlesi 2000 tona ulaşabilir. Ağaçların bu devasa kütlelerinin kaynağının genellikle topraktan aldıkları besinler ve su olduğu düşünülür.

Ancak türüne göre değişse de ağaçların kütlelerinin yaklaşık %50-%80’i yapılarındaki karbondan kaynaklanır. Ağaçlar karbonu havadaki karbondioksitten alır ve fotosentez sonucu farklı bileşiklerin, örneğin karbonhidratların, proteinlerin, nükleik asitlerin (DNA ve RNA) üretiminde kullanırlar.

Ağaçlar ürettikleri hidrokarbon bileşiklerini yakarak enerji elde ederken karbondioksit açığa çıksa da ağaçların havadan aldığı karbondioksit miktarı atmosfere saldıkları karbondioksit miktarından daha fazladır. Yeryüzündeki ağaçlarda depolanan karbon miktarı atmosferde bulunan toplam karbon miktarı kadardır. Yani ağaçların karbon depolama konusunda uzman olduğu söylenebilir.

Havadaki karbondioksit miktarındaki artış fotosentez verimini, dolayısıyla depolanan karbon miktarının artmasını sağlayabilir mi? diye düşünülebilir. Ancak karbondioksit miktarı artsa da ışığın, suyun ve topraktaki besinlerin miktarının, bitkilerde büyüme ve karbon depolama süreçleri üzerinde sınırlayıcı etkisi var.

Kaynak: Bilimgenç / TÜBİTAK
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
5 Nisan 2017       Mesaj #10
Avatarı yok
Yasaklı

Dünya Genelinde 60 Binin Üzerinde Ağaç Türü Olduğu Tespit Edildi!


Ad:  thumbs_b_c_04ec5879118b756f4779b03e9d9b26c7.jpg
Gösterim: 1614
Boyut:  165.2 KB
Araştırmacılar, yapılan incelemeler sonucunda yeryüzünde binlerce ağaç çeşidi tespit ettiler. Bu ağaç çeşitlerinin büyük çoğunluğunun ise Brezilya'da olduğu belirlendi. Uluslararası Botanik Bahçeleri Koruma Birliği (BGCI) ve ilgili birliğin bünyesinde bulunan araştırmacı kuruluşların derlediği verilere göre yeryüzündeki ağaç türü sayısının net olarak 60 bin 65 olduğu ortaya çıktı. Brezilya'daki ağaç türü sayısı ise 8 bin 715 olarak belirlendi.

Kutup bölgeleri kendine has özelliklerinden dolayı ağaç yetiştirmeye müsait olmadığından araştırma dışında tutuldu. Bunun yanında Kuzey Amerika'nın Kuzey Kutbu'na yakın bölgeleri 400 ağaç çeşidi ile en az ağaç türünü barındıran bölgeler olarak belirlendi. Araştırmanın en önemli yanını ise tehlike altında olup, korunmaya alınabilecek nadir türlerin belirlenebilecek olması oluşturdu.

Kaynak: Journal of Sustainable Forestry / AA (5 Nisan 2017)

Benzer Konular

18 Mart 2017 / Alara Darya Kimya
21 Mayıs 2014 / yüksel2 Müslümanlık/İslamiyet
8 Mart 2017 / Misafir Kimya
5 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
11 Kasım 2017 / gll Cevaplanmış