Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 166

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.165.808 Cevap: 8.002
nisan_yagmuru - avatarı
nisan_yagmuru
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1651
nisan_yagmuru - avatarı
Ziyaretçi
AŞK İKİ KİŞİLİKTİR

Sponsorlu Bağlantılar

Değişir yönü rüzgârın
Solar ansızın yapraklar.
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini,
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten.
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar.
Boşanır keder zincirlerinden
Sular, tersin tersin akar.
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar.
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken.
Çünkü, hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını.
Severken hiçbir böcek,
Hiç bir kuş yalnız değildir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.


Ataol Behramoğlu -

nisan_yagmuru - avatarı
nisan_yagmuru
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1652
nisan_yagmuru - avatarı
Ziyaretçi
aşkı aşkınla tanıdım

Sponsorlu Bağlantılar

Özlemek nedir bilmezdim camların arkasından seni ararken öğrendim

Aşk acısı çekmezdim seni gördüğümden beri kurtulamadım

Şiiri sevmezdim sana yazarken sevdim

İçimdeki ateşi söndürmüştüm sen alevlendirdin



Gözlerden kalbe giden yoldan hiç geçmemiştim senle geçtim

Ben yanmamıştım hiç böyle ama sen beni ateşlere attın

Seni görebilmek için körlüğü hiç saydım

Aynalara düşmanken sana bakıp kendimi sevdim



Ben sana kalbimi verdim sen hançeri soktun

Ne kadar o kalbi delik deşik etsende aşkım

Ne yazık ki o yine senin için çarpmaya devam edecek

İster üzerine sensizlik yağsın ister karşılık bulamasın.



Yinede O Aşkın Gücüyle Atacak.



ahmet duman
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1653
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ya İstiklal Ya Ölüm

Ya İstiklal Ya Ölüm

Adı Birinci Dünya,yenik çıktık savaştan
Türkler bitti dediler,geçti artık iş işten
Kuşatmaya alındı Anadolu'm dört baştan
Çakallar sofrasında memleket dilim,dilim
Her taraf zapt edildi,her taraf bölüm,bölüm

İngiliz,Fransızlar bir yandan da İtalya
İştahları kabarmış,salya akıyor,salya
İstanbul,Çanakkale,gitmiş Konya,Antalya
Mondros anlaşması ki zalimden daha zalim
Bir senaryo yazıldı,savaştan daha elim

Ordu terhis edilmiş,silah da yok yetesi
Herşey bunla bitmiyor,daha vahim ötesi
Kurulmaya başladı,Ermeni,Rum çetesi
İçerden kemiriyor,sinsice milim milim
Yüzlerce yıl bekledim,budur diyor emelim

Yığılmış enkaz gibi kahır üstüne kahır
Tarifin imkanı yok,durum ağır mı,ağır
Yönetici gaflette,gözler kör,kulak sağır
İhanet batağında kaybolmuş akl-ı selim
Ne akıl sır eriyor,ne de pozitif bilim

Amerikan mandası,İngiliz himayesi
Diyen beyinsizlerin,yükseldi çatlak sesi
Ümit kesmek yok bize de,vermeden son nefesi
Bu millet çıkacaktır,yarınlara sağ salim
Bir güneş doğar elbet,aydınlanır cemalim

Ve On dokuz Mayıs'ta Samsun'a çıktı Güneş
Öyle bir güneş ki bu,gıptayla baktı güneş
Kurtuluş'a götüren,meşale yaktı güneş
Mustafa Kemal'di bu,bayram etti ahalim.
Senaryoda son perde,burada koptu fil(i) m

Sevinç gözyaşı oldu,kederden akan yaşlar
Heybetinden dikildi,öne eğilen başlar
Bir aslan kükremesi; Dedi ki arkadaşlar:
Tarih tarih olalı,görmedi böyle zulüm
Türk'e zincir vurulmaz,YA İSTİKLAL YA ÖLÜM!

İbrahim Karaçay
the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1654
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi
Duy sesimi

Duy sesimi, çığlıklarımı.
Sana güneşin battığı yerden,
Yüreğinin götürdüğü şehirden,
Gücümün yettiğince sesleniyorum...

Duy sesimi,çığlığımı.
Sana sessizliğin içinde,
Uçsuz derin girdapta,
İnleyen, nağmelerimle haykırıyorum...

Duy sesimi, çığlığımı.
Sana ucurumun kenarından,
Bilmediğim dağın zirvesinden,
Sesimin yettiğince sesleniyorum...

Duy sesimi,çığlığımı.
Sana sessiz gecelerimden,
Gece rüyalarımdan sesleniyorum.
Seni çoook seviyorum...

Seher Yumukacan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Şubat 2007       Mesaj #1655
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
şta Gezerim**

Bir yar bulamadım boşta gezerim
Değirmen taşında bulgur ezerim
Yetti bu bekarlık everin beni
Çeşmenin başında, türkü söylerim.

Bahçemizde iğde, dalları yerde
Benim şu kısmetim kim bilir nerde?
Unumu eleyip elek asmadım
Kantarım kırıldı, tartılamadım.

Yüce dağ başında kara bulutlar
Ellerim bağrımda kaldım ahüzar
Dallara tutunmuş taze bir rüzgar
Yalnızlık dedemden, bana yadigar.

Sedat Erdoğdu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1656
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
seher-gâh





....Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî'ye / 2





râm olur gül bülbülün lâl ömrü dem
sor ki şems kim sırra ermek kaç kadem


şûledir aşk zühre'den parlak nigâh
dön diyor tennûre nurlansın segâh


gamlı gönlün hüsnü dîvândan gelir
hikmetin yâren sözün sözden kebîr


yâd olur mevlâ şükür eyler semâh
dön diyor tennûre ihlâsım felâh




fâilâtûn fâilâtûn fâilûn



Ferhat Gülsün
MaLiNBeR - avatarı
MaLiNBeR
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1657
MaLiNBeR - avatarı
Ziyaretçi
Ben Sana Mecburum Bilemezsin

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Ölmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.



Attilâ İlhan

Sen Gidince

sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
saçlarını, gözlerini, ellerini
neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
termometrede yükselen çizgi
kimbilir nerelerde soğuyorsun

senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
insan insan bakan gözbebeklerin
beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder

ne gelirse onlardan gelir bana
çalışma gücü yaşama direnci
mutluluk gibi kazanılması zor
mutluluk gibi yitirilmesi kolay

bir açarsın ki mutluyum
bir kaparsın ki herşey elimden gitmiş



Rıfat Ilgaz
Son düzenleyen MaLiNBeR; 1 Mart 2007 01:21 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1658
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ZANLI

seni aya verdim bu gece

yıldızlardan habersiz

güneşe verdim alaz alaz

bir şafak vakti

seni sana verdim bu gece

mutlu olasın diye .

yokluğunu ben aldım

hüzün yakışıyordu gözlerime...



kum saati ters döndü geceden önce

ağladı değirmendeki buğday tanesi

ayın şavkı beceremedi deniz olmayı

bulut nemi bıraktı

yeşerdi toprak altındaki beden

büyüyememesi sebebsizliğinden

soğuk aldı zerdali

ve

bir güvercin vuruldu bulutta


ben sadece zanlıydım....



Sefer YEŞİLYURT
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1659
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Gözyaşlarının üzerinden aktığı
Kirpik olayım
Sonra, istersen sil beni.
Yerlere düşür.
Göz yaşlarınla doyayım,

Soluduğunda nefes olayım.
Sonra, istersen bırak beni.
Esen yel olayım,
Yüzünü yıkayan, su olayım.
Sonra istersen bırak beni
Akan sel olayım,

Bastığın yerde, toz olayım.
Sonra, istersen ez beni.
Geçtiğin yolda
Sonsuza dek
Kalan izin olayım.

Bir kerecik, gördüğün
“Rüyâ” olayım,
Sonra istersen bırak beni,
Uyan.
Sana dokunamayan
Bir hâyâl olayım,

Okuduğunda şiirleri,
Söylediğinde şarkıları,
Nağmelerin olayım
Sonra istersen bırak beni.
Duyamadığım bir ağıt olayım.

Ne olur, ne olur
Bana karşılık verme.
Haberin olmadan sana
Aşık ben olayım.


cengiz güzar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #1660
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Davet






keşke diyorum bazen,
her baktığım yerde işte böyle karşıma çıksan
hani kuşlara yem versen
şalına sımsıkı sarınsan, yanında dursam

şarkımı mırıldansan,
gözlerimi şarkında avutsan,
hep bu dem baksan
lavantalar getirsen eflatun koksan,
ah yağmur olsam
gözünde dursam


evden çıktığında anlıyorum bana geliyorsun,
yeşeriyor gururum
bütün komşularım pervane,
gün bayram olur, eteklerim zil döşenir

pembe panjur gönül kafesim
ılgıt ılgıt toprak,
saçında savrulurum
soğuk mermer,
dokunsan,
gözyaşında yansam,
bil haneme ismin neşedir


nadir atalay …

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya