Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 255

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.171.912 Cevap: 8.002
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2541
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
girdap

Sponsorlu Bağlantılar





sandıkta kan döküyor çarşaf
kına tutmuyor cenazeden düğünün elleri
töredir lâl gülüşte hızma
yüzük parmağında dikenli tel
geçit vermez ergin suyun hançeri


rojin
ömrüne yoksul puslu sadâ
toprağın gelin öpen körpe kaderi


sır akıyor gecenin omzundan
beşikte kır kokusu oğul derya
masaldır er kişiye aşk-ı muhabbet
dökülsün ten uykusuna zülüf
düş kenarında gül bakışlı oya


rojin
tanrı'nın sırça eli
umudun güz dalında
bir gölgesiz leylâ




Ferhat Gülsün

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2542
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Gözlerim sızdırır acımı,
Yüreğim aşk kaybetmekte.
Sponsorlu Bağlantılar
İnmez ellerim gök kubbeden...
Kabul olmaz mısın? Bulamam seni!


Hayalinle buluşunca sen,
Hep üçüncü şahıs olurum ben.
Bi çare izini sürerüm yollarda,
Başka bir kalbe mi saklısın? Bulamam seni!


Adımı senden duyunca
Kendimle yeniden tanışırım.
Vurulurum ansızın sokak ortlarında.
Sımsıkı yumarım gözlerimi;
Açarım...
Bulamam seni!


sedat tezcan

Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2543
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Şairsin Saçlarımda

Berfin Toprak




Hangi avucuna sığdırayım şimdi bu kuşu
Seni hangi sözcükle özetleyeyim
Kimin türküsünü dinlesem senin melodik sesin
Sesini hiçbir dize anlatamıyor kahretsin

Gözlerin hiçbir ayak izi barındırmamış bir dağda
Esmer açan bir çiçek
Koklanmaz, koparılmaz, dokunulmaz…

Bak yine kalemimin ayağına dolaştı harfler
Bak yine parmak uçlarında bir güvercin yine esmer
Benim saçlarım saman kâğıdı
Ve sen yine şairsin saçlarımın her telinde kaleminle
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2544
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sonsuz Şiirsin Sen




fırtınalı havalarda açılırdın denizlere
yüreğin yorulurdu aşk dönüşleri
pamuk pamuk beyaz güller ruhunda
tek yaprağı yanar döner ebruli


ne mümkün anlatabilmek seni
bir kelebeği anlayabilmek ne mümkün
bilirim incinirsin avuç içlerinde
yağmurlar kanatlarına hüzün


ruhunu donatan o beyaz güllerin
yanar döner ebruli yaprağından
dizelerime siner kokun
sonsuz şiirsin sen çoğalır çoğaltırsın


bir gün her şeyi alacaklar üstümden
aklım düşlerinde kalacak şeftali çiçeğim
kimse benden alamayacak bir şeyi
boynunun kuşatan sıcaklığıyla gideceğim



İhsan TOPÇU

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2545
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Neden geldin küçüğüm?
Minik minik ellerinle,
Ufak tefek bedeninle,
Dünyadan haberdar olmayan yüreğinle,
Neden geldin?
Sana hayatı anlatmalıyım.
Karnını bile doyurmadan önce;
Belki yol yakınken,
Dönmek istersin geldiğin yere


Bu vebali taşımak istemiyorum.
Bak küçüğüm!
Hayat denen bilmece
O kadar zordur ki,
Aklın şaşsa da çözemezsin.
Başına gelecekler
Sırasıyla bir bir gerçekleşir de
Sonunda iyi bir şey göremezsin.

Sen küçükten,
Kendini her duruma
Hazırlaman için anlatıyorum.
Dediğim gibi pişman olmayasın benim gibi.
Mucuk mucuk gözlerini,
Zerre kadar kulağını açta iyi dinle.

Bir kere hayata karamsar bakma.
Hep sev dostlarını,
Güneşin doğuşunu,
Civcivin ötüşünü,
Ağacı, yaprağı;
Kısacası börtü böceği.
Sev ki göresin.
Analar ne yiğitler doğurmuş
Ama yüreğini kof koymuş
Sev ki elmas diye
Dokunmaya kıyamadığının
Yanında kül kadar
Değerinin olmadığını göresin.

Sev ki hayatının baharında,
Benim gibi yaşamadan ölesin.


cuma yat
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2546
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karanlığı Islıkla Geçerken

1.

şu çirkin gecenin sözde sessizliğinde
bilirim kuşlar ölür suskunsa gün
geceler korkmalı pusularımdan
yarına bir kuş öter içime sakladığım

2.

zor sığmak güne
zamana kanat olmadan
sığınır tüm beyinler geceye de
sokulgan göğüslerini tadarız geleceğin

3.

kaçmışsın diye fırtınadan
sevinme limandaki kaptan
ha demirlemiş limandasın bugün
ha dibini boylamışsın denizin

4.

kuyularımızda boğduk
yangınlarımızı
göçebe köprüler kurduk
engellerimize

5.

insanlığın tarihiyim ben
birikmişim güne
bugün burdayım
yarın başka yerde

6.

içimizde uzayan derinlik
güne başlarken
gökyüzü
sabah

7.

şimdi bir kuş öter
öter de yetişemez sesine
karanlık erir arayışla
deler çıkmaz sokağı bir mutlu aralık

8.

bu sus ağacında
bunca insanın işi ne
sürekli çıkıyorlar çıkıyorlar
ama kendileri yok

İhsan TOPÇU
maipoem - avatarı
maipoem
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2547
maipoem - avatarı
Ziyaretçi
Adı Ne Olmadığın Mevsimin?

Üşüdükçe, uzuyor gece...
Sis çöküyor içime!
Uzadıkça, üzüyor gece!

Mevsimler dökülüyor

Kurşun rengi ağaçlardan
Kavruk sarı!

Topraktan kök... Ve çeneden diş sökülür gibi koptu elin avucumdan;

bir beyaz güvercin gibi oturuyorken parmaklarımın arasında! ..
Böceklere terkedilmiş yuvalar gibi, şimdi bomboş avuçlarım...
Korkuyorum;
İçime bakmaktan!
.....
Sen olsaydın, ne koyardın yokluğunun adını?

Üşüdükçe, uzuyor gece...
Üzüyor üşüdükçe ve içimi sis bastıkça, hatırlıyorum;

sen ve ben 'bir' olurduk...
Bir 'bütün'lüktü bu birlik, çokluktu;
yokluk değil...
Az değildik bir iken;

fazlaydık ve yoğunduk...
Çoğulduk ve zengindik...
Çoktuk bir'ken!
Ya şimdi? ..

Topluyorum, topluyorum, toplayıp duruyorum kendimi yalnızlığımla...
Ben, bir...

Ve bir de yalnızlığım, asla 'iki' etmiyor!
Lokmamı kırsam bile paylaşmak için;

avucumda kalıyor...
Sözüm, dudağımda kalıyor ve gözüm;
kucağında kapanıyor yine, yalnızlığımın!
Toplanmaya çalışsam da olmuyor...

Doksan dokuz parçamın her biri bir köşede;
boncuklarım saçılmış bir araya gelmiyor!

Üşüyorum...
Üşüyor gece...
Üşüdükçe, uzuyor; uzadıkça üzüyor ve sis çöküyor içime!
Mevsimler dökülüyor kurşun rengi ağaçlardan;

kavruk sarı,
ve savruk sarı bir yel esiyor içimde!
.....
Fırınlar tutuşmuyor çırasız, kaynamıyor tencereler ocaksız...
Ben, üşüyorum; şöminede kül gibi...
Bilerek, yokluğundan soğuk mevsim olmadığını!

Adı var da her şeyin

Ne deniyor olmadığın mevsime?
Bilmiyorum...
Yokluğundan daha soğuk bir mevsimi tanımadım ki...

Bilmiyorum sensizlikten daha soğuk bir mevsim...


Muammer Erkul
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2548
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Gül Yüzlüm
ismail sarıgene




Uzaklardasın biliyorum.
Acılarını kaynatırken isli kazanlarda,
Hasretini kaç kez kundakladım geceye.
Kaç kez adını yazdım yüreğimdeki son kelepçeye.
Vuslatlarımı adamışken ömrüne,
Sabah ezanında gözlerinle doğ
Kırık pencereme..

Korkma gül yüzlüm.
Ayazlar vursa da gönül bahçemize,
Bakışlarını yüreğime,
Adını dilime mühürlemişken
Sevdanı sökemezler ki dudaklarımdan.
Ve sen acılarıma gülümse yeter ki;
Avuçlarından bal niyetine içeyim zehirleri,
Gözyaşın diye tozlu dudaklarımla emeyim nehirleri.


Yeminliyken gözlerin gülümsemeye,
Bırak aksın mürekkebin satırlara..
Öyle bir aksın ki,
Susuz ciğerlerim mutluluğu icsin
Zümrüd- ü Anka'nın avuçlarından.
Dertlerime derman olsun diye gülüşlerini iciyorken
Bırak karanlıkların icine göm beni.
Ne de olsa toprakta filizlenip
Bir gün gözlerinin icine doğacağım.

Bir kez olsun ağlarsan bensiz,
Ömrümün zulasına astığım kefenleri öpeceğim.
Bir gün benden önce göçersen
Bu fani alemden
Meleklerin kanadından
Usulca toprağındaki ciceklere düşecegim.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2549
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BUNALIM İKİLİKLERİ



kuşkusuz yıkar engellerini yüksekten akan su
nasıl taşıyabilirim kendimi kaynağıma


sınırlarını aşarak bilimin
nasıl dönüştürebilirim gülü anında gül bahçesine


sanki içlerine sinmiş tarih
nasıl öğrenebilirim duvarların saklı dilini


son nefesimi vermeye az kala
nasıl takılabilirim masum bir kelebeğin ardına


en gelişmiş laboratuvarlara götürerek zamanı
nasıl çoğaltabilirim bir saniyenin ömrünü


sorular çocuklarındı en çok / yanılmışım
nasıl azaltabilirim onları yaşlandıkça


bir şey var bir türlü çözemediğim
nasıl kaldırabilirim hayatla aramdan zamanı


kör olası yanlışlarımın da
nasıl anlatabilirim doğrularım kadar önemli olduğunu


çocuklarımın ve eşimin tutkusunu bile bile
nasıl fırlatabilirim pencereden televizyonu


olacağı buydu demeden
nasıl yok edebilirim yok etmeden dünyayı


ey yaşam kırık anlar toplamım
nasıl barıştırabilirim beynimle yüreğimi


kılları çok sevdiğimden değil ki sakalım
nasıl inandırabilirim kendimi eskidiğine yüzümün


düşlerim benim sonsuza dokunan sorularım
nasıl koşabilirim önünüzde ah nasıl


gençliğimde günah saydıklarımdan bazılarının
nasıl söyleyebilirim aslında güzel şeyler olduğunu


dönüşsüz yollarım çıkmaz mağaralarım
nasıl soluklanabilirim günsüzlüğümde


sivri kayalıklı uçurumlara takılı kaldım
nasıl tırmanabilirim kanayan yerlerimle


ihsan topçu
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Mart 2007       Mesaj #2550
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Istırap veriyor artık bana geceler
Kanıyor yüreğim,acılarım başlıyor gün indiginde
Yinede seviyorum seni acılarımı paylaştıgın için.
Bazen çok karanlık oluyorsun.
Hep karanlıkta olsan seviyorum seni
Duygularımı sende anlatıyorum çünki
Temiz aşkımı,yalın sevgimi
Sevdigimin sarı saçlarını sana anlatıyorum çünki
Sevdigimin omzuna elimi atıp,
Ona seni seviyorum dedigimi,
El ele sahildegezdiğimizi,
Denize beraber taş kaydırdıgımızı,Hep sana anlatıyorum.
Onsuz gecelerde içimin kanadığını
Dalga dalga gelen yalnızlığımı sana anlatıyorum.
Istırap versede GECELER´i çok seviyorum.


feyzullah evcil

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya