Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 331

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.867 Cevap: 8.002
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3301
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SiSLeR IcInDe InSaNLaR

Sponsorlu Bağlantılar
Bir büyük kır bu dünya:
Gece vakti ıssız kır cin peri.
Bir baş uzanır gibi karanlıktan,
Gün ortası biri selam verip geçer,
Düşünürüm kimdi.

Tenha sokaklarda giderken yalnız,
Durdurur bir başkası beni dalgınlığımda;
Sallanır iki el, anlatır bir ağız,
Kırık dökük sözler kalır akılmda:
- Görüşelim, siz şimdi nerdesiniz?

Sisler içinde insanlar, çoğu yakınken uzak;
Bir yerden tanıyorum, ama nerden?
Ardından bakarım, köşeyi döndü mü yok:
Bir yarım rüzgar değer gider yüzüme
Eski bahçelerden.

Uykuların eşiğinde aynı şey:
Yılların ötesinden biri
Sisler içinde seslenir: -Hatırla!
Gölgeler gibi erir uzatsam ellerimi,
Buğularda.

Sisler içinde insanlar, gün ortası, geceleyin;
Hangisi gerçek, hangisi düş, şaşırdım.
Daha demin vardı, şimdi birdenbire yok
Issız bir kır akşamı
Bu benim yaşadığım.



Behcet Necatigil

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3302
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
Öyle çok baktım ki güzelliğe
onunla dopdolu hayalim.

Gövdenin hatları. Kırmızı dudaklar. Hazla dolu kollar bacaklar
Sanki Yunan yontularından alınmış saçlar,
her zaman güzel, taranmış olsalar da,
hafifçe düşüvermiş solgun alınlara.
Aşkın yüzleri, tam şiirimin
istediği gibi... gençliğimin gecelerinde,
gizlice buluştuğum gecelerinde.

(Türkçesi: Erdal Alova)

Konstantinos Kavafis

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3303
arwen - avatarı
Ziyaretçi
sen,
aşkın ilk ve son tadıydın.
kapımı bir kez çaldın,
girdin ama bir türlü çıkmadın.
çıkmamak için her şeyi yaptın.
ne yaptın ettin,
gözlerine beni hapsettin.
çıkmak istesemde çıkamam.
kimbilir neredesin.
seni Aramıyorum.
yetti canıma.
çık artık ezberimdesin.


tarık sasaoğlu
maipoem - avatarı
maipoem
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3304
maipoem - avatarı
Ziyaretçi
Ben
senden önce ölmek isterim..
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu..
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakarlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin..
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin..
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz

yan yana düşecek..
Toprağa beraber dalacağız..
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip
filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri SeN
biri de BeN...

Nazım Hikmet RAN





helpeq6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3305
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dur Dedim Gidene


bir baktım sular duruyor bir baktım dağlar durmuyor
görüyorum gölgesinde alaca renkli turnalar duruyor
akşamları bana kapanan bakışlarını görüyorum
sancıyorum sabahları yatağından yalnız kalkıyor
kimliksiz bir yüzü acıyla siliyorum ruhumdan
ne ki biz yokuz artık öğlenleri bizi şarkılar çalıyor
hep seven bir yahudi kız gibi sokulurdu sıcağıma
ben o dut ağacının altında, o gökte dolunay
kalsana diyorum çoktan gitmiş kendime
haykırdığım sesim benden çıkmıyor

bir baktım sular duruyor bir baktım dağlar durmuyor
ölü çocukların gülüşleri gelmiş karşımda duruyor
bir yalan yağmuru yalıyor yüzümün sokaklarını
kimse bilmiyor orada kuşluğa kadar ağladığımı
aha sesini de almış götürüyor alacakaranlıkta
aha gövdemden koskoca bir aşkın ruhu çıkıyor
kırk yıldır kendimle cebelleş bir tarih yazıyorum
kimi sevsem yolumu bir göğem uçurum kapıyor
usangın ıslıklar atıyorum çoktan gitmiş kendime
attığım her ıslığı menekşeler kesiyor

bir baktım sular duruyor bir baktım dağlar durmuyor
baktığım bütün yıldızlar uzayda parçalanmış duruyor
duyuyorum uzak zebraların şehvet okramalarını
hüzünsever yakın papağanların şarkılarını duyuyorum
meğer bakır çalığı bir denizmişim öpüştükçe yarılan
bilmiyor giderken bir falcıya emanet verdim aşkımı
terketsem de akşamları bir sessiz kuğu göğsümde uyuyor
oysa onun da getirdiği öpüşleri vardı dudaklarıma
göğün yüzüne özene bezene astığı düşleri vardı
dolanıyor direnen ruhu gövdelerin ayrıldığı yerde
göğü tırmalar gibi attığı son çığlıklar duyuluyor

ben baktım yer duymuyor ben baktım gök duymuyor


Fadıl OKTAY
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3306
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Birbirimize Dokunmalarımız Korkak Kelebeklerdir,

Dokununca Renkleri Yıkılan...
Çünkü Küskün Çocuklar İnanmazlar.
Ki İnanmak Küskün Bir Çocuğun En Büyük Kan Kaybıdır.
Susarım İçimde Bir Yangın Başlar.
Dokunsam Arta Kalan Sen, Kül Olan Ben.
Taş Duvarlar Yanmaz Bilirim.
Büyük Yangınların İsini Giyinirler.

Ama Nafile..
Hiçbir Kalem Ve Hiçbir Ben, Sonraki Sayfada Aynı Sen’i Bulamıyoruz.
Uzaklar Hep Uzak Kalıyor Sevdaya...
Sen Yine De Artık Sesime Düşme.

Her Gece Gözlerimden Hatıralar Çalınmış.
Bir Denizci Ağ Atmış Yalçınlaşmış Düşlerime...
Düşmüşüm.
Bir Ses... Giden Gitmiştir Demiş...
Susmuşum...
Bir Baharın Bedeliydi Bu...


Kahraman Tazeoğlu



DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3307
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
BELKİ GELMEM GELEMEM

Sen istinyede bekle ben burdayım
İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım
Çünkü ben buradayım karanlıktayım
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor
Şarabım bütün ekşi suyum soğuk
Yanımda olmadın mı seni daha bir çok seviyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git

Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin
Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç
Karanlık adamlar hüvviyetini sordu mu
Ben senin olmadığını arıyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor sana ait ne varsa
Hiçbiri benim değil
Belki ölmek hakkımı kullanıyorum
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git


atilla ilhan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3308
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sesine Uyku Kaçmış Adam


Bir Adam Vardı Bu Şehrin Bir Yerlerinde
Sesine Uyku Kaçmış Bir Adam
Ağlasa Duyardınız
Yağmur Şırıltısı Gibi Yağardı Düşler Ormanına
Yüzü Silik Bir Adamdı
Gözlerinde
En Çok Da Gözlerinde Saklıydı Hüznü
Bu Yüzden Kısardı Gözlerini


Buz Gibi Sessizdi O
Sesine Uyku Kaçmış Bir Adamdı
Ne Zaman Düş Kursa
Çocukluğunun Soğuk Günleri Gelirdi Aklına
Gençliğinin
Deli Fişek Günlerine Yazgılıydı Yazgısı
Vadesi Dolmamış Toprakların
İnce Tortularında Saklıydı Ruhunun Gizemliliği

Ve Bir Gün
Bir Şeylerin İntikamını Bıraktı Ardında
Bir Türlü Alamadığı

Şapkalı Günlerin Umut Kokan Güvercinleriyle Birlikte
Gitti Bu Şehirden
Sesine Uyku Kaçmış Adam
Gecelerdir Onu Düşünüyorum
Uykularım Kaçıyor



Kahraman Tazeoğlu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3309
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SENSİZ KALAN BU ŞEHİR

Sensiz kalan bu şehri yakmayı çok istedim
Mavi bir aleve dönüştürdün kalbimi bir anda
Tutuşturmak istedim
Beni böyle umarsız bırakıp gittiğin
Zalim bu şehri yakamadım

Gözlerin dikildi karşıma bir caddenin tam ortasında
İnanılmaz güzel bakıyordu gözlerime hafif ıslak
En özel en bilinmeyen türleri açmıştı papatyaların
Hatıralarınla titriyordu içim
Kuşlar kanatıyordu gönlümü

Gri bulutlar geçiyordu göğümden
Anlamak üzreydim Neronun Romayı neden yaktığını
Karanlık bir koridor açıldı önümde anlayamadım
Yenik düşmüş bir Napolyon kadar mutsuzdum aslında
İntihara kalkışan Hitler kadar çaresiz
Yakmak üzreydim ki bu şehri
Hatıraların içli bir yağmur gibi boşandı üzerime

Kediler geçti birden kavşaklarından şehrin
Acı acı miyavladılar gözlerime baktılar
Kızgındılar kırgındılar
Onlarda tutulmuşlar anladım sana bendeki kadar
Onlarda terk ettiğin bu şehri çaresiz yakmak istiyorlar
Yakamıyorlar

Saçların dikildi karşıma bir sokak köşesinde
Her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu
Benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar
Gözleri doluyordu saçlarına bakan kedilerin
Her biri bir kenarda darmadağın
Çömelip kalıyordu yutkunuyordu
Rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin

Nereye yürüdüysen bakışın, duruşun, sesin
Anladım söndürmeliyim tutuşan yüreğimi
Kendimi yakmış olurum yakarsam bu şehri
Çünkü sen her şeyinle bendesin

Sensiz kalan bu şehri yakmayı çok istedim

Nurullah Genç

NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3310
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Dalıp gidiyorum

Kar yağıyor Sensizlik ufkuma
Lapa lapa,sessizce.
Dalıp gidiyorum uzaklara
Doğmayacak gözlere
Tutulmamış sözlere
Tükenmeyen umutlara.

Sabahın sessizliğinde
Sararmış bedenimle
Dalıp gidiyorum
Çocksu Sevincilmle
Sensizliğe,
Bir çift siyah sessizliğe.

A.S.İ

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya