Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 332

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.368 Cevap: 8.002
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3311
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kirpikler ve Kadın Rüzgar bir gece takıldı
Gözbebeklerinin derinliklerine
Sponsorlu Bağlantılar
Ve derin uykuya dalan kirpiklerine
Gece eğlence düşkününe benziyor
Dışarda delicesine yağmur
Sana sarılan beden
Titriyor soğuktan
Belli belirsiz sınırları aşarak
Denize ulaşıyor yaz sürgünleri
Titrek ve tutsak
Tüm duyguların evreninde
Sarhoşu seninle olmanın
Gecenin bir saatinde
Rüzgarlı bozkırlarda
Yasak karanlıklardasın
İçeri dışarı gibi
Kapkara ve ürpertici
Yağmur sonrası
Renksiz bulutları kovalarken
Değdi değecek yeryüzüne
Buğday saçakları gibi
Doplolu gözbebekleri
Gecenin...
Arslan Bayır
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3312
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
siir Acep Nerdedir


Sponsorlu Bağlantılar
Yalan dolan ile geçen ömrümde
Arıyor gözlerim, acep nerdedir?
Bir tatlı kelâmdır tüten gözümde
Arıyor gözlerim, acep nerdedir?

Bilirim, garibin kimsesi olmaz
Evvel dost diyenler, arayıp sormaz
Hatırın sormaya kapıyı çalmaz
Arıyor gözlerim, acep nerdedir?

Yürekte kanayan derttir, hasrettir
Gönlü bir virane, Engin gariptir
Bir gelse, bir gülse, ol ki cennettir
Arıyor gözlerim, acep nerdedir?


Engin Tunca


kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3313
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Masal Aşklar
*
Aslı - Leyla - Şiirin
ne gübresi bol gülde aşk kaldı
ne çatıda bülbül
menfaat aldı bakışan gözlerde
parasız dürbünle denize bakılmıyor güneş batarken
sakın geri gelmeyin
*
Kerem-Mecnun-Ferhat
gözlerle seven bakışları
sindirdiler kapı eşiklerine
yaya kaldı sevgiler
sadece parası olan dağları deliyor
sakın geri gelmeyin
*
aynaların önünde kimse hazırlanmıyor
sen olmasan ben yoktum provalarına
parası olan konuşuyor
aynasız sırıtarak
aşk sapık rotasına saptı kendinden çok genç ve evli sevgililerle
günlük aşklar aldı sohbet masalarını
övünçler günlüklerin gayri safi milli hasılasında
bari siz sakın geri gelmeyin
ben neler yaşayıp görüp duyarken ............
*
Serdar San - İzmir , 16.05.2006
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3314
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
kose2


Arzunun bir hayalet sardığı bir geceydi,
Bir geceydi hakikat yalanlara baş eğdi.
Bu gecenin susuzluk mahsulüsün bunu bil.

Kundaksız uzatıldın iğneli beşiğine
Ve böylece Azrail
Istırabı mıhladı küçücük benliğine.

Ecelin kucağında erirken çocukluğun,
Aleme sırdı senin varlığın ve yokluğun.
Hala bilinmez nedir kalbindeki bunalan.

Lambanı yaktılarsa lambanı kendin söndür,
Söndürmekle oyalan,
Gir geceler koynuna,deme yarın gündüzdür,

Belirecek gündüzler sönenlerden yüzsüzdür.


Cahit Sitki Taranci |
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3315
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kalbim Unut Bu Şiiri

Uğuldayan ve hep uğuldayan
Bir orman kadar üşüyorum şimdi
Yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda
Yanlış ve zehirli çiçekler açıyor
Kanımda kocaman gözleriyle bir cığlık

Su ve ses kadar beklediğim
Ne kaldı geride,bilmiyorum
Uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
Yine sarılmak o kocaman gozlerin
Uğuldayan rüzgarlarına

Bir acıyı yaşarım bi zehirden
Çicekler üretirim kömür karası
Uçurum kadar bir yalnızlık
Yaratırım kendime,atlarım
Anısı yoktur küçük rüzgarların

Yapraklarım yok artık kuşlarım yok
Büsbütün viran oldu dağlarım
Ezberimdeki türküler de savrulup gitti
Ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
Sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü

Yanlış daha baştan yanlış
Bir şiirdi bu,biliyorum
Ye belki ömrümüzün yakın geçmişi
Bu kadar doğruydu ancak, kimbilir
Kalbim unut bu şiiri

Ahmet Telli
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3316
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sessiz Bekleyiş

Ne adımız büyüktü
Ne de sesimiz

Yaşadık
Bir sunulmuş yaşamı
Sakin
Uslu
Ve itirazsız
Yaşadık yaşamak neyse
Ama doğru ama yalan
Belki gerçek belki masaldı
Ölümün ardında kalan
Öylesine gizliydi ki
Yaşamın içindeki anlam
İnandık
Katlandık

Kendi küçük dünyamızın
Dağlarını aştık
Çöllerine düştük
Umutlarımız
Rüyalarımız
Hayallerimiz oldu -gene küçük-
Ve yanıbaşımızda kocaman gerçeklerimiz

Özlemlerimiz
Hasretlerimiz
Gözyaşlarımız oldu -hepsi bize ait-
Ve kısa kavuşmalarımızda
Biraz buruk biraz çocuksu sevinçlerimiz

Yağmurlarımız
Mevsimlerimiz
Sevdalarımız oldu -güç bulup kolay kaybettiğimiz-
Ve gün batımında
Bir güneş misali yarınlarımız

Şimdi
Zamanın durduğu
Yaşamın sustuğu yerde
Ayrı
Unutulmuş köşelerde
Bir sonsuzluğu
Sessizce
Bekler gibiyiz

Ne adımız duyuldu bizim
Ne de sesimiz



Levent Ümit Temiz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3317
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Lisan

Güzel dil,Türkçe bize
Baska dil, gece bize
İstanbul konusması
En saf, en ince bize

Lisan sayılır öz
Herkesin bildiği söz
Manası anlasılan
Lügata atmadan göz

Uydurma söz yapmayız
Yapma yola sapmayız;
Türkcelesmis, Türkcedir;
Eski köke tapmayız

Acık sözle kalmalı
Fikre ısık salmalı
Müteradif sözlerden
Türkcesini almalı

Yeni sözler gerekse
Bunda da uy herkese;
Halkın söz yaratmada
Yollarını benimse

Yap yasayan Türkceden,
Türkceyi inciltmeden
İstanbul-un Türkcesi
Zevkini, olsun yeden

Arapcaya mayletme
İran-a da hic gitme
Tavcih-i halktan ögren
Fasihlerden isitme

Gayn-lı sözler emmeyiz
Cocuk degil memeyiz
Bir kac dil yok Turanda
Tek dilli bir kümeyiz.

Turanın bir ili var
Ve yanlız bir dili var
Baska bir dili var... diyenin
Baska bir emeli var

Türklügün vicdanı bir
Dini bir, vatanı bir
Fakat hepsi ayrılır
Olmazsa lisanı bir

Ziya Gökalp
scanner_11 - avatarı
scanner_11
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3318
scanner_11 - avatarı
Ziyaretçi
ALTI SANİYENİN GETİRDİKLERİ

Tam 6 saniyede yarattığın bir dünyanın
Kalbine gönderiyorsun cesedimi
Sonra sonra çekip gidiyorsun evrenin merkezine
Bir bariyerin arkasında saklanan
İlahinin peşinden koşuyorsun

Farkında değilsin halbuki,
O, cehenneminde hapsolmuş bir zalim
Ve kurtulmak için seni fayda ediyor
Ben tabutumdan çıkmış
Yeniden doğmanın mücadelesindeyken
Sen hala ona tapıyorsun

Beni unuttukça
Yaşlanıyorum.
Geriye dönüp aniden yarattığın
6 saniyelik bir dünyanın ufkunda
Ardışık ikiz yumurtaları benliğinden
Nasıl çıkıyorsa,
Beni de öyle sarıp kovalayan
Bir kabusun içinden utanç duvarını
Bulutlardan ören bir yeşil yaprağın
Gölgesinde buluyor karanlığın bakışları.

Bu bakışlar uzayıp giden bir kuyruklu
Yıldızın ardındaki derinliğin kuklası olup
Şeker meleklerinin farklı yorumlarıyla
Ortaya çıkmıştır...
Bakışlarından gömdüm
Gözlerimin yanılgısını
Yine de açılmıyor ağaçların yaprakları.

Arkanı her kolladığında
Bir uzay boşluğuna kapılan
Yari insan, yari çiçek
Bir saflığın kendisinden doğan
Bebek ağlaması

Bana her bağırışı
Bir yıldırım hızında çarpan
Kamçılayan, kovalayan
Fakat yine de seven
Saatin gerisinde kalan bir çizginin
İnceliğinde yaşanan yüz bin yılın
Taşlarına varan bir noktadan
Bana bir kuvasar kadar uzakta
Duruyorsun...
Başlangıç ve bitiş noktası arasındaki fark
Bazen fark, bazen fark etmez
Bir nefes kadar kısa
Bir yıldız kadar uzak
Fark eşit değildir zaman
Her zaman
Hız eşittir zaman
Zaman zaman.




Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3319
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ruhumda Fırtınalar
Ruhumda fırtınalar delirmiş eser,
Limana hasret beklerim.
Umutsuzluk daglarca yolumu keser,
Yola hasret beklerim.

Dil söylemek,el yazmak ister,
Kelama hasret beklerim.
Kır zincirleri sevgini göster,
Sevgiye hasret beklerim.

Alıcı kuşları başımda döner,
Dermana hasret beklerim.
Yüregimin feri söndü söner,
Sevgiliye hasret beklerim.

Sisler sarmış dörtbir yanımı,
Rüzgara hasret beklerim.
Yorgun,düne hasret canımı,
Azraile hasret beklerim.
İshak Özlü
BLacK_HawK - avatarı
BLacK_HawK
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #3320
BLacK_HawK - avatarı
Ziyaretçi
İSYANIN SİLKELENİŞİ

Hayat akıyor yokuşlarımızdan artıklarını bırakarak
neye dokunacak olsam
bir kül tufanıdır başlıyor birden
yaralı güvercinler kaçışıyor
ne zaman seyre koyulsam
ne zaman göğe baksam gözlerimin yamaçlarından
gökyüzü tavanlaşıyor.

Yabancı frekanslar karışmaktadır gözlerime
kimdir böyle bakışımın ayarıyla oynayan
çehreme
buzlu bir ölüm soluğu savuran kimdir
kimdir?
'kim' kimdir?
cevaplar ilişmiyor soruların hizasına
kullardan
borsadan
yasalardan
onaylardan süzülüp de geçmeden.

Hayat koyu renklerin altına düşüyor benim adımı
karşılıksız mektuplar yazmaktayım kendime
yine öfkeyle kalkacağım zararla oturmaya
işte isyan zırhını kuşanıyor
artık ne yapsam faydasız
işte tekmil alıyorum önümden
geçen anılar taburundan
bir tutam öfke, bir tutam utanç
ve bir tutam saydam yürek kırıntısıyla
vandal bir tarih cildinde yerimi almaya gidiyorum
tekmilimi vermeye.

Hayat tafrasını atarak aklın varoşlarında
celladına elpençe köleler yardımıyla
karşımıza dikiliyor.
'Sıraya geçin! ' diyor birileri
birileriyse sağlamlaştırıyor ceketinin düğmelerini
ihanetin kulak zarında
kurşun okşayışında sesler yankılanıyor
baskın yiyor en gizli aşk ayinleri
birileri gözlerinin arka odalarına
olağanüstü bir halle kuruluyor
ve birileri gedik açmayı başarıyor zırhlarımızda
birileri...birileri...
çoğaltmaktalar 'bir'liği...
Mustafa evci

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya