Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 451

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.169.447 Cevap: 8.002
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
4 Ağustos 2007       Mesaj #4501
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Sahi gözlerinin rengi nasıldı?
Denizler affetsin unuttum onu.
Sponsorlu Bağlantılar
Saçın vardı birde siyah mı neydi?
Başaklar affetsin unuttum onu.

Akıl mı kalıyor ihtiyar serde?
Ola ki rastlarım olmadık yerde
Dudakların vardı, yüzünde birde
Kirazlar affetsin unuttum onu

Aglama boşuna yaşın silemem
Yollar dersen ırak aşıp gelemem
Yüzünü diyorum, görsem bilemem
Gökte ay affetsin unuttum onu


Serseri aşıgım çekmem sözümü
Çok ettin bagcıya yerken üzümü
Şöyle bir yokladım kendi özümü
Sevdalar affetsin unuttum onu ÖZCAN DERE

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ağustos 2007       Mesaj #4502
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Onur Ödülü
Sevgili eşim Havva'ya
Sponsorlu Bağlantılar

Olmasın gözünde ne yaş ne bir nem
Sana hiç kıyamam canım birtanem
Benim tek varlığım sevgi hazinem

Sensin aşk bahçemin goncası gülü
Tanrı'nın verdiği onur ödülü

Her şeyden azizdir bende değerin
Kalbimde aşkının izleri derin
Gözümde öylesi yüceki yerin

Sensin aşk bahçemin goncası gülü
Tanrı'nın verdiği onur ödülü

Sevincim kederim her gamım sensin
Aşkımın imdadı amanım sensin
Yazdığım şiirin ilhamı sensin

Sensin aşk bahçemin goncası gülü
Tanrı'nın verdiği onur ödülü.
Ali Dilki

RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
4 Ağustos 2007       Mesaj #4503
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Daha dokunmadan kurudu irem
çöllere bir türlü yağamıyorum
yeni bir koşunun başlangıcında
biraz deprem sonrası
biraz şehir hülyası
bir kalp yangınından geriye kalan
siyah gözlerine beni de götür
artık bu yerlere sığamıyorum.

Pembe uçurtmalar yolladığından beri
sarardı tiryaki menekşeleri
sonbaharın tozlu kafeslerinde
sevgi turnaları yakalıyorum
turnalar gidiyor;ben kalıyorum
avareyim,asudeyim,yorgunum
bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında banklar üstünde
uyku tutmuyor karanlıkları
yitik düşlerimi kovalıyorum
gölgeler gidiyor;ben kalıyorum.

Binbir türlü kokuyorsa yaylalar
siyah gözlerine beni de götür
baharın koynundan koparıp sana
ipek bir mendile sardığım yüreğimle
şehzade gülleri gönderiyorum
umutlar kalıyor;ben gidiyorum.

Bütün yelkenlileri,deniz fenerlerini
kaptanları sorgulayan
yanından geçen küheylanların
korku tufanına yakalandığı
siyah gözlerine beni de götür
güneş ülkesinden gelen yiğitler
benzeri olmayan bir dünya kursun
cellat,ayrılığın boynunu vursun.

Usul usul intizarı çürüten
bu hercai diken,bu çılgın arzu
sürüklüyor imkansız muştuların
eşiğine gönül vadilerini
bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
düşüyorum tanyerine
ya topla yaralı kırlangıçları
ya da bu vefasız şarkıyı bitir
özgürlüğe giden tutsaklar gibi
siyah gözlerine beni de götür


CANER AZİZ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ağustos 2007       Mesaj #4504
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yer kızıl, gök kızıl
Gecenin kara çarşafı yırtılıyor
Korkunç bir patlama ortalıkta
Ya Rab, mahşer dedikleri bu mu? ..
Sarılmış çocuklar birbirlerine
Titriyor, titriyorlar...
Çağın oyununa kaç beden kurban?
Of aman aman! ! !

Yer kızıl, gök kızıl
Işık parıltısında görüyorum, bir anne
Bir anne ağlamaklı,
Kucağında bebeği
Yanıbaşında bir kaç evlâdı
Küçümen yüreklerde feryâd-figan
Of aman aman! ! !

Yer kızıl, gök kızıl
İnsanlığın geleceğini vuruyor bombalar
Bir gelincik çatal kapı önüne düşmüş,
Zift karası giysilerde lâmbalar
İnsanın hükmünü veriyor insan
Of aman aman! ! !

-II-
İstemem
İstemem savaş, kavga, kin, nefret
İstemem
Hastalık, zulüm, işkence, gurbet...
Gayya kuyusuna düşsün cümle silâhlar
Tebessüme dönüşsün dudaktan çıkan ah'lar
Gelincik rüzgârına gebe kalsın sabahlar...

-III-
Şarkılar, türkülerle gelsin yavrularım okula
Ben onu istiyorum
Ve de
Barış, sevgi dolu bir harita...
Var mı ötesi? ...
Ahmet Ünal
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
4 Ağustos 2007       Mesaj #4505
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Sen uykusuzluk nedir bilirmisin?
Tırnaklarınla yastığını parçaladınmı hiç?
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldumu,bütün gece.
Ve bütün birgün
<Belki gelir> ümidiyle bekledinmi hiç.
Gelmeyince seni armayınca
Ölesiye ağladınmı?...
Sonra çekilp en koyusuna yanlızlıkların
O'na ait ne varsa,
Bir bir hatırladın mı?

Sen günden güne erimeyi bilirmisin?
Dev bir ağacın vekarı içinde ölmeyi
Bir teselli aramayı
Issız parklarda,ten sokaklarda
Ve bütün bir şehir uyurken,uzaklarda
Deli divane yollara düşüp
Yaşlanmış bir köpek gibi,
Eskimiş bir gömlek gibi
Atılmışlığını hissettiğini oldu mu?
Sevmekten,
Günler,geceler boyunca yürümekten
Elin,ayağın,kalbin yoruldu mu?

Sen yanlızlığın acısını bilirmisin?
Unutulmak bir hançer bir hançer gibi saplandımı sırtına
İçinde kıskançlığın zehirli çiçekleri açtı mı?
Sen bütün gururunu çiğneyip,
Onun bastığı toprakları eğilip öptün mü?
Sen çaresizlik nedir bilirmisin?
Sen yokluk nedir, gördünmü?
Yanan başını duvarlara vurup parçalamak geldimi içinden?

Sen hergün bin defa öldün mü?
Böyleyim diye ayıplama beni
Birgün kendimi sonsuzluğun koynuna bırakırsam
Yaralı ve yenik bir asker gibi,
Darılma...
UNUTMA Kİ,
Her seven adsız bir kahramandır.
UNUTMAK Kİ,
İnsan sevebildiği kadar İNSANDIR.... AHMET GÜNEŞ
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
5 Ağustos 2007       Mesaj #4506
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Döngel sevdiğim döngel yoruldum aramakdan
Mutlumusun şimdi bensız uzak diyarlarda
Güneşe yildız lara bakar seni sorarım
Sorma bana neden sendin benden giden

Yagmurla buluta dost oldum seni ararken
Ağlatın beni hic hesap ta ayrılık yokken
Ayrılık nerden çıkdı seni boyle severken
Sorma bana neden sendin benden giden

Sokakta sarhoşlara aşık misali kuşlara
Şu asırlık dünyaya sorar seni ararım
Bu sevdayı bitiremem dünyayı ters döndüremem
Sorma bana neden sendin benden giden

Aşkın ile bu dünyada cehennem ateşin de yandım
Seni boyle severken sensiz nasıl yaparım
Döngel sevdigim döngel kurtar beni bu ateşden
Sorma bana neden sendin benden giden

Ali AY

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
5 Ağustos 2007       Mesaj #4507
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Karanlık.
Burnunun ucunu bile göremiyor insan,
kalkmış türkü söylüyorsun oysa sen.
-Hadi ölüversene artık,
diye gakıyor karga.
-Duan batsın,
sen de türkü söyle artık
günün ağarsın.
-Türkünün dehşetinden
çıkıver, kökün
tepesinden iniver;
türkünün
dünyanın neresinde
yankılandığını işitebilmem için.
-Hadi ölüversene artık,
diye gaklıyor karga.
Karga,
sen de türküye dur artık
kes şu gaklamayı ya da
konuş insansan eğer.
Hava başka yere akıyor.

(Çeviren: Suat Engüllü)
Radovan Pavlovski
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ağustos 2007       Mesaj #4508
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan
yağmurlu genç kadın

rüzgâr
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor
dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerinde vücudumun
ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
ayrılığımızı hissettiğim an
demirler eriyor hırsımdan

ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili


telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sâhili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili




yalnızlık
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
eflatuna çalar puslu lacivert
bir sis kuşattı ormanı
karanlık çöktü denize
yalnızlık
çakmak taşı gibi sert
elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
fena kan kaybedersin
kapını bir çalan olmadı mı hele
elini bir tutan
bilekleri bembeyaz kuğu boynu
parmakları uzun ve ince
sımsıcak bakışları suç ortağı
kaçamak gülüşleri gizlice
yalnızların en büyük sorunu
tek başına özgürlük ne işe yarayacak
bir türlü çözemedikleri bu
ölü bir gezegenin
soğuk tenhalığına
benzemesin diye
özgürlük mutlaka paylaşılacak
suç ortağı bir sevgiliyle



sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız(yalnızkurt levent)
Dark-Line - avatarı
Dark-Line
Ziyaretçi
5 Ağustos 2007       Mesaj #4509
Dark-Line - avatarı
Ziyaretçi
Sensiz Ankara...

Dün yağmur yağdı Ankara'da bardaktan boşalırcasına,
Sanki benim yerime Ankara ağlıyordu,
Sanki senin gidişinle Ankara kahroluyordu...
Ankara'da biliyordu bu son gidişti;
Gelmeyecektin birdaha,dönmeyecektin Ankara'ya
Kendini bu kadar sevdirmişken zamansızdı bu gidiş...

Ankara bugün de ağlıyor dünkü gibi,
Alışamamıştı yokluğuna tıpkı benim gibi,
Sokaklarda çağlayanlar oluştu aynı gözlerimdeki gibi,
Dostlar bile fayda etmedi;çünkü sevmişim seni deli gibi...

Ankara'da yarın güneş açacakmış,ısıtacakmış insanları,
Umuda yelken açıp unutacakmış yaşananları,
Peki ben ne yapacağım yarın?
Unutabilecekmiyim yaşananları?

Söz verdim Ankara'ya seni unutmayı deneyeceğim;
Seni unutamayacağımı bildiğim için Ankara'yı terkedeceğim,
Yanlış anlama Ankara seni hep seveceğim;
Ama sevgilime söz verdim onun yanına;
Cennet'e gideceğim..

Aslıhan Erdal
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ağustos 2007       Mesaj #4510
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Artik cok gec gel desende gelemem
uzaklardayim yikilmisim viraneyim
hanceri derin vurdun yüregime
simdi hatiralarimla basbasayim

yiktin dünyami
soldurdun benzimi
giydirdin kefenimi
daha ölmeden

hayalimdesin her zaman
kavusuruz bir zaman
bu dünyada kavusamadik
rabbim kavustursun ahir zaman

saclarin zülüflerin altindan teller
bakislarin gözlerin birer mücevher
beline dolansin bu eller
doyulmaz sana bütün ömürler

besir demir- iskenderun- bremen

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya