Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 505

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.166.886 Cevap: 8.002
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
26 Eylül 2007       Mesaj #5041
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Zeytin karası saçında,mehtap geceyi parlatır,
Mavi bakışlar sunar, mevsim getiren gözleri,
Sponsorlu Bağlantılar
Duygularda dans eder, göktendir ince sözleri,
Rüyalarda ellerimi tutar ak yüreğinin sevgisi,
Çöllere düşsem, o mecnun olur sergüzeştime,
Rüzgârında aşkını serper, kucaklar benliğimi,
Yağmur ruhunu buluta verip, ıslatır güllerimi,
Can alır kalbimin sesi, nağmeli arzularıyla,
Hayalini okutan kitapla, alırım geleceğimi.


çiğdem çakır

Fırtına - avatarı
Fırtına
Ziyaretçi
26 Eylül 2007       Mesaj #5042
Fırtına - avatarı
Ziyaretçi
Apo daf
Nısfıleyli

Sponsorlu Bağlantılar
Zincirlere vuruldu o tatlı hülyalar
banum kokardı mevsimlerinde rüzgarlar
şimdi bir köşeye atıldı
pırlanta kalpler
hodgam aşk varsa biter
üfledim yüzlerce kere ruhumu
duy da hadi düş yollara
elbet kavuşur hakiki sevgililer
dünya ters dönerken
onlar düze iner.
Nısfılleyli buluşmalar
handeler,buseler yerlerde kalır.
kim bilir kim görür
akıllarda kalan hatıralar.

Kaç sabah kollarında uyandım
mevsimler tükendi de ben sana kavuşamadım
eller güler halimize
biz yine aşk boşluklarındayız.

üfledim yüzlerce kere ruhumu,
hadi düş yollara yollara...

Alpay ŞAHİN



yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
26 Eylül 2007       Mesaj #5043
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
Yol Aydınlık Kolay değil bu havada yola çıkmak, yürek ister Ama çıkmışlar işte Bir kız Bir oğlan. Bir türkü çağırıyor kız Duymuşluğum var benim bu türküyü Bu türkü Bir elma ağacının Bir nisan gecesinin sabahında Çiçek açması olur sanki Ama kız diyor ki Karacaoğlan'dan Toros'larda akan Bir dereden yarısı da İşte o yüzden Yarısı çam kokar Yarısı da Elif Şerbet gibidir, al da iç Oğlan da sanki Güneşli yamaçlarda giden bir taşlı yol Mart deresinde biir kıyı Damarda bir alyuvar Çıkınında bir somun ekmek, üç kitap Kitaplardan biri Dimov'un TÜTÜN'ü, iki cilt Kafasında ayın ondördü Bir demet gül Bir şir Şiir dünyanın en güzel şiiri Elleri bin yaşında, kendisi yirmi. Çeliğe su vermek bir dakikalık iş Adama su vermek zor Ama bu oğlan suyunu Kendisi vermiş Aferin oğlana. Böylesine çıkılmaz da yola Kiminle çıkılır İşte kız da çıkmış Aferin kıza. Bulutlar geliyor dağlardan Kararıyor ortalık Ama yol aydınlık Kızın ve oğlanın şavkından. Mehmet Karabulut
Fırtına - avatarı
Fırtına
Ziyaretçi
26 Eylül 2007       Mesaj #5044
Fırtına - avatarı
Ziyaretçi
Hülyalarım!..

Karayel estiğinde açar eriklerin çiçekleri
Kokunu getirir her yağmur öncesi
Yağmur yağdığında arılar doluşur etrafa
Kokunu toplarlar yapraklardan
Ağaçlar imrenir yapraklara
Ben, yolcuyumdur bilirim
Gideceim ansızın diyarlarından
Geldiğinde buralara
Belki yapraklar fısıldar kulağına
Gözyaşlarımın ektiği goncaların seni beklediğini
Belki de anlarsın bir bakışta
Hüzünlerini doğuranın
Hülyalarım olduğunu !


Göksu GÖREL
yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
26 Eylül 2007       Mesaj #5045
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
Kadın. Kadını bir dilime katık ettilerMarkuuuu! Torbanı sarkıt.Siz büyüyün kan kuşları siz büyüyüngüzün gelişi bir öğürtüdür korkmayınkorkmayın ölüm bir başka ağzıdır yarasaların.Aşınmış eşikler, aşınmış yaygaralaraslan gibi bir kocası var mıydı bu kadının?Gömleğimi zorlayan kuş sesleri
İsmet Özel
Fırtına - avatarı
Fırtına
Ziyaretçi
26 Eylül 2007       Mesaj #5046
Fırtına - avatarı
Ziyaretçi
Sessizliğine aşığım....

Kara gözlerine susadığım yarim
İlk andan beri aşığım sessizliğine
Gözlerime yansıyan resminle avunur kalbim
Seni yaşamayı diledim bütün gece

Hiç söylemezdin sevgini
Hep gözlerin anlatırdı sessizliğinin nedenini
Bazen gözlerine hapsolurdum haberin yokken
Sessizliğinle tanıdım seni

Şimdi sana sesleniyorum kara gözlüm
Gel kurtar beni karanlığımdan
Tut ellerimden,sessizliğinle sürükle
Ben seninleyim,
Yeterki kalbinle sev beni...



Şeyda ERCAN
yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
26 Eylül 2007       Mesaj #5047
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
Anneme mektup
Ben bu gurbete ile düştüm düşeli,Her gün biraz daha süzülmekteyim.Her gece, içinde mermer döşeli,Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.Böylece bir lâhza kaldığım zaman,Geceyi koynuma aldığım zaman,Gözlerim kapanıp daldığım zaman,Yeniden yollara düzülmekteyim.Son günüm yaklaştı görünesiye,Kalmadı bir adım yol ileriye;Yüzünü görmeden ölürsem diye,Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.
Necip Fazıl Kısakürek


herkes gibi benim sağda duran teşkkr yazısı niye yok üsttekine bakın el cevap lütfen
Fırtına - avatarı
Fırtına
Ziyaretçi
26 Eylül 2007       Mesaj #5048
Fırtına - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
yüksel2 adlı kullanıcıdan alıntı



herkes gibi benim sağda duran teşkkr yazısı niye yok üsttekine bakın el cevap lütfen

Evet olmaz, Çünkü siz kendinize teşekkür edemezsiniz. Ancak biz görürüz; Ve bende kendi mesajımın üzerindeki teşekkür buton'unu göremiyorum sadece başkaları görür...
------------------
Kutsa beni ey Aşk!

Kutsamadın beni ey aşk
Ne Leyla’nın susuşuyla büyüttüğü gibi
Ne Kays’ın ilan-ı aşkı ve yaşadığı elem sonucu bulduğu Vahdet gibi
Kutsamadın beni kutsamadın…
Ben kimiyim?
Ben sadece benim…
Küçük kara bir kız çocuğu
Ne benden ötem var ne benden gerim
Ben sadece benim
Ben sadece…
Ne Leyla olmasını bilirim susmasını bilen
Ne Mecnun…
Yanmaktan ziyade yanmasını bilen…
Susmak ve yanmak…
İkisini de severim ya
Gel gör ki ikisi olmasını da bilemem
Ben sadece benim
Adım gibi küçük yumuşak bir kaya parçası…
Üzerimde ki oyuklar mı?
Onlar…
Onlar bir yaban atından kalma
Adı gibi yaban…
Sevdam gibi yavan…
Severdik birbirimizi ya
O benden çok özgürlüğe aşıktı
Bense özgürlükten çok ona…
Huysuzlaştı bir gün hırçınlaştı
Belli ki kaldıramamıştı sevdamın ağırlığını
Yada
Benimseyememişti yüreğimde ki yerini
Haklıydı da o bir yaban atıydı yaban…
Ah adı aşktı ya
Hani adı hep zehirle anılan aşk…
İşte,ne ben zehir olmalıydım sevgiliye can çekiştiren
Ne de o olmalıydı beni zehreden
Olmamalıydık…
İkimizde zehir olmamalıydık…
Biz,biz olmamalıydık…
Velhasıl,
Ne zorbalık yakışırdı bana ne tutsaklık yakışırdı ona
Salmalıydım
Kördüğümle düğümlediğim iplerini bırakmalıydım sarı ovalara
İnce bir zaman dilimin de elimle saldım o yaban atını
Saldım da yuların dan sarkan ipin ucunda unutmuştum yüreğimi
Ve sanırım bundandır hala ona hoşça kal diyememem…
Olsun,
Varsın onun olsun
Varsın sürüklensin peşinden
Varsın yara alsın, parçalansın, kanasın
Elemsiz olgunlaşmayan aşk için…
Senin için…
Varsın sürünsün iz bıraksın en derininde yüreğimin…
Nasılsa hepsi hepsi bir aşk için
Hepsi hepsi senin için…
Haydi kutsa beni artık ey aşk!
Rahmet pınarlarına bırak ondan kalma oyuklarımı
Zira onun geri de bıraktığı oyuklar çağlamazsa,
Arklara dönmeyi hak eden şu yol izleri var ya,
İşte o izler bu kuraklıkta kaybolup gidecek
Ve eğer o izler kaybolup giderse,
Yanmayı yeni öğrenen bu kalbim
Bilki pişmeden tükenip gidecek
Tükenip gidecek…


Merve TOK


yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
26 Eylül 2007       Mesaj #5049
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne kanlı şahidi mezar,
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti, istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme artık neye yarar?..


Necip Fazıl Kısakürek
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
26 Eylül 2007       Mesaj #5050
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Annem yok artık
Annem yok artık.Beni düşünen kalbi yok.Bitti.
Umutsuz olmak istemiyorum.
Umutsuzlugun bir çıkar yol olmadığını biliyorum.
Annem yok artık,yeryüzü çok gördü onu,
Kalabalığın arasında kuş gibi çırpınan varlığını
Çok gördü
Dalgın yüreğini çok gördü
Bizim için çarpan,kaygılarla dolu yüreğini.
Annem yok artık.Bu kesin.Gelinecek bir yere gitmedi.
İşte geldim çocuklar demeyecek
Nasılsın yavrum demeyecek
Sobanın yanında oturup uzatmayacak yorgun ayaklarını,
Sabah kahvaltılarının masası olmayacak artık,
Yine gel demeyecek,
Çıkarken ben kapıdan,çıkıp karanlığa karışırken
Yeni bir dönemi başladı ömrümün,
Annemin olmadığı dönemi,
Onu yüreğimin üstüne nasıl bastırmak
İstediğimi bilemeyecek artık.
Gençlik dönemleri birşey anlatmıyor bana,
Aklımda hep son dönemlerinin annemi
Hayatım sürüp gidecek,annem olmadan,
Çocuklarım olduğunda onlara annemi anlatabileceğim
Sadece.
Fotoğraflarına bakacaklar,
Ufarak,biraz mahsunca bir kadın
Küçücük tozlu pabuçlarıyla merdivenleri tırmanıp
Kapımı açıp girmeyecek
Yüreği dopdolu,trafikten insanlardan şaşkın,
Kocasına sığınan biraz bütün fotoğraflarında
Hayatım rüzgar gibi akıp geçiyor,
Uğultulu bir rüzgar gibi akıp geçiyor hayatım...

Anne diyemeyeceğim artık bir başkasına,
Sesimin anneme seslenirkenki tonuyla
Tatil dönüşlerinde annemin uğrayacağım evi yok,
Beni seven birileri olacak mı yine de
Gidip koşulsuz uzanacağım bir yatak,
Saçlarımı okşayacak bir el
Ama ben anneme de bütün bütüne
Bırakamadım kendimi
Saçlarımı okşarken,yorulur şimdi
Bırakır şimdi diye düşünürdüm
Ve çılgınca yaramaz,beyni boş
Denecek kadar yaramaz,
Ve hastalıklı denecek kadar duyarlıklı
Bir çocuktum çocukluğumda
Dizlerine oturduğum birgün,indim utanarak,
Kısa pantolonumdan fırlayan
Ve bana artık büyümüş gelen dizlerimle
Oysa ilkokul ikide ya var ya yoktum daha
O zaman tanıdım sonsuz geniş caddelerini Kars'ın,
Sonsuz geniş göğünü ve o zamanlardan kaldı
Yüreğimde sonsuz bir uçurum duygusu
Annem hiçbir zaman bilmedi bunları
Yüreği büyümüş bir çocuktum ben
Gizli gizli ne kadar çok ağladım
Bir gün öleceğini düşünerek onun
Annem yok artık,
Onun yüreğindeki ben de yokum,
Yani annemle tanımlanan ben de öldüm onunla
Şimdi,
Yeni bir tanıma alıştırmalıyım kendimi,
Şimdi ,
Ben kendimi düşünmezken bile
Kim düşünür beni...

Umutsuz olmamak gerektiğini biliyorum,
Bu acımasız gecede
Yazgı diye birşey yok
İçinde yaşadığımız bu toplum öldürdü annemi
Çarpıntılarla hırpalanan yüreği
Dayanamayıp parçalandı sonunda
Şimdi toprak dolar gözlerine,
Artık istese de kımıldayamaz,
Yokluk esir aldı onu
Bağladı ellerini,kollarını sessizlik,
Çaresiz bile değil artık
Bir çocuk gibi korunmasız,
Karıştı bin yılın ölüsüne
Ama onun umutları
Benim de umutlarım olacak bundan böyle,
Çaresizleri korurken
Annemi de korumuş olacağım biraz
O dilediğince yaşayamadı ömrünü,
Varlığını özgürce geliştiremedi
Ama bütün insanlar,
Varlıklarını özgürce geliştirecekler birgün
Ve annemi hiçbir zaman unutmayacağım
Her ölüm kahramancadır,
Annem hepimizden önce yaşadı
Bu kahramanlığı
Eyy benim yüreğim,güç ver bana
Eyy hayat güç ver bana
Anneme yaraşan şiirler söyleyim
Boşuna yaşamış olmasın o,
Sonsuzlaşsın
İçten,pürüzsüz dizelerimle...

Nasıl acı duyarsa bir mağara adamı,
Nasıl çıkarsa ölçüsüz haykırışlar gırtlağından
Öyle bağırayım ben de,sonsuzlaşsın yüreğim,
Bütün insanlara sevgiler taşıyacak kadar
Ve öylesine güzelleşsin ki her şey,
Öylesine erisin ki yumuşak bir ışıkta
Öylesine bilgileşeyim,
Öylesine sevgiyle dolsun ki kalbim,
Ölürken annemleşeyim
Biliyorum var olmaz bir daha yok olan şeyler
Umurumda degil
Biçim değiştirdiği maddenin,
Ruh diye birşey de yok
Ama gizli sevgiler bulunup çıkarılırsa
Yüreklerinden insanların
Çıkarılırsa karanlığından unutuşun
Yaşanmış olan şeyler
Ve tek bir insan yüreği gibi çarparsa
Bir günlük insanlık,
Hiçbir şey yok olmamış olacaktır,
Dönüşerek sonsuz,büyük ve
Bütün zamanları birleştiren bir sevgiye...

Ataol BEHRAMOĞLU



AH ANNECİĞİM AH Ah anneciğim ah!
Çok erken bıraktın beni öksüz,
Böyle yapayalnız, böyle çaresiz...
Şimdi kim uyutacak ki beni?
Kim ninni söyleyecek ki?
Soğuk kış gecelerinde kim?
Kim üstümü defalarca örtecek ki?...

Ah anneciğim ah!
Kim soracak ki bıkıp usanmadan?
Aç mısın oğlum?
Yemek yedin mi yavrum?
Sofranı kurayım mı evladım? ...
O an şefkat damlardı gözlerinden anneciğim,
Duymamazlıktan gelirdim ki yine sorsun diye...

Ah anneciğim ah!
Sen bir defa öldün ben bin defa!
Küllenir dendi acılar ama küllenmiyor!
Âhımdan içim yanıyor!
Nerdesin anneciğim nerdesin?
Merhamet kundağına sarsana gene beni,
Sevgi dolu sinene alsana gene beni...

Ah anneciğim ah!
Bir gülüşün vardı ki gül bile kıskanırdı;
Sabah güneşi gibi ışırdı gözlerin.
Yaşama sevincimdin, huzur kaynağımdın...
Şimdi sen yoksun!
Ne ağlayanım var
Ne senin gibi sevenim...

Ah anneciğim ah!
Kapıda beni hasretle bekleyişini özledim,
Her kucaklayışında dirilirdi sanki yüreğim,
Yok olurdu birden deryalar kadar derdim,
Şimdi sen yoksun!
Ve ben bir bebek kadar aciz!
Bir bebek kadar çaresizim!...

Ah anneciğim ah!
Sensiz bu dünyanın,
Ne cefası çekilir,
Ne sefası sürülür.
Biliyor musun anneciğim?
Sana kavuşmaktır artık tek dileğim;
Tek dileğim: ´sana kavuşmaktır´...



Hızır İrfan ÖNDER
Son düzenleyen volture; 26 Eylül 2007 18:40 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya