Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 687

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.170.133 Cevap: 8.002
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
4 Ocak 2009       Mesaj #6861
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Aşkımı Sulara Bırak

Sponsorlu Bağlantılar


Aşkımı al da sulara bırak
Balıklar dinlesin feryad-ı figanımı.
Ben çekmekten tükendim artık
Dağlara salıver benim ahımı.

Kırk Haramiler düşsün peşine,
Lime lime etsinler
Kimin tasası?..
En güzel günler boşa harcandı,
Ümitler tükendi,
Hayaller bitti!
Kimler ki kimlere peşkeş çekildi,
Kaç nesil boş yere yok oldu gitti!..

Bu sevda eksik,
Bu sevda yarım;
Yaşasam n'olmuş?
Kaç dakka varım?
Birlikte gezdiğim arkadaşlarım
Nereye kayboldu,
Nereye gitti?..

Sulara bırak,
Sulara bırak;
Aşk denilen şey kuru bir heves!
Kaç civan vakitsiz düştü yerlere!
Arıma gidiyor aldığım nefes!



Çetin Özdemir

Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
4 Ocak 2009       Mesaj #6862
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
ÖYLESİNE SEVMİŞTİM


Sponsorlu Bağlantılar
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufçukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun
Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının

Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin


İ.Sadri
toxic91 - avatarı
toxic91
Ziyaretçi
4 Ocak 2009       Mesaj #6863
toxic91 - avatarı
Ziyaretçi
ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM
Ben öğretmen olmak istiyorum.
Ben, şairimin mısralarında dil,
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül,
Aşığımın sazında tel,
Öpülesi bir el olmak istiyorum:
Ben, öğretmen olmak istiyorum…

Ben çaresizliğin filizlendiği yerde ümit,
Korkunun mayalandığı yerde yürek,
Güçsüzlüğün güçlendiği yerde bilek olmak istiyorum:

Ben, öğretmen olmak istiyorum…

Şu öksüz yavruya sımsıcak kucak,
Şu yetim çocuğa yanan bir ocak,
Çorak topraklara yağan yağmur,
Azgın sulara bent,
Mehmet’imin elinde çağlar açan kılıç,
Doktorumun elinde derman saçan neşter,
Mimarımın, mühendisimin elinde pergel, cetvel:
Ben ana, ben baba,
Ben Fatih, ben İbni Sina;
Ben mimar Sinan olmak istiyorum:
Ben öğretmen olmak istiyorum…

Ben, ressamımın elinde fırça, tuvalinde renk,
Bestekârımın en içli şarksında nağme,
Hattatımın, nakkaşımın elinde kalem:
Ben hoca Ali Rıza,
Ben Itri, Leyla hanım,
Ben Karahisari olmak istiyorum.
Ben öğretmen olmak istiyorum…

Ben öğretmen olmak istiyorum
Vatan evladına Türklüğü öğretmek için,
Ben öğretmen olmak istiyorum
İstiklal Marşımı gururla söyletmek için,
Ben öğretmen olmak istiyorum
Milletimi “muasır medeniyet seviyesin” yükseltmek için…
Ben zehirli mantarların
Deve dikenlerinin
Ayrık otların boy attığı verimsiz bir toprak değil
Ben,
Kırlarında elvan elvan çiçeklerin açtığı,
Dağlarında hür kuşların uçtuğu,
Pınarından susayanın içtiği,
Yollarından yiğitlerin geçtiği,
Çiftçisinin başak başak kardeşliği biçtiği
Bir vatan olmak istiyorum:
Ben öğretmen olmak istiyorum…

Ben Hakk’a yönelen alınlarda nur,
Vatan topraklarını çevreleyen sur,
Mehmetçiğin göğsünde “iman”,
Gençliğimin damarında “asil kan”;
Ben zulme eğilmeyen baş,
Ben Türklük için ağlayan gözlerde yaş,
Barışta güvercin savaşta kartal olmak istiyorum.
Ben öğretmen olmak istiyorum…

Ben öğretmen olmasam diyorum…
O zaman kim öğretir güzel Türkçemi
Henüz anne diyen dillere,
Kim öğretir insanlığı, duyguyu genç nesillere,
Kim öğretir büyüğünü saymayı,
Küçüğünü şefkat ile sevmeyi?
Ben öğretmen olmasam diyorum:
O zaman şu körpe fidan
Nasıl öğrenecek sert rüzgârlara göğüs germeyi,
Nasıl öğrenecek, çiçek açıp meyve vermeyi?
Şu gelinlik kızım,
Şu bıyıkları yeni terleyen deli kanlım
Kimden öğrenecek insan gibi sevilmeyi, sevmeyi,
Vatan için, millet için, bayrak için
Göz kırpmadan ölmeyi?

Ben öğretmen olmasam diyorum,
Kim dokuyacak kilimimi, halımı,
Kim işletecek madenimi, fabrikamı,
Kim alıp satacak ürettiğim malımı?

Ben öğretmen olmasam
Kim yazıp okuyacak şiirimi, romanımı;
Kim yazıp okuyacak
Sıladan gurbete, gurbetten sılaya
Hasret taşıyan mektuplarımı?

Ben öğretmen olmalıyım diyorum
Çünkü vatanımı severim.
Çünkü bilirim vatan için ölmesini…
Alnımda şeref tacıdır
Tarihim, Cumhuriyetim, Türklüğüm…
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü heyecan veriyor bana
Şu çeşme, şu kervansaray, şu cami, şu türbe,
Şu davul, şu zurna,
Şu halay, şu horon şu bar, şu zeybek…
Bana heyecan veriyor
Anamın yazmasındaki oya söylediği ninni, ağıt,
Tat alıyorum ekmeğimden, aşımdan
Gurur veriyor bana milli kültürüm…

Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü inanıyorum Allah’ıma,
İnanıyorum
“Beşikten mezara kadar oku” diyen “Peygamberime
İnanıyorum “Ne mutlu türküm” diyen Atatürk’üme…

Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü biliyorum affetmesini,
Biliyorum asil duygularla insanları sevmesini…
Ben olmalıyım diyorum;
Çünkü inkâr etmiyorum tarihimi
Hor görmüyorum geçmişimi,
Atalarım önümde en büyük rehber diyorum.
Çünkü ben özenmiyorum
İnsana, insanlığa saygı duymayan hiçbir fikre,
Çünkü ben bel bağlamadım
Örfüme, âdetime, dinime ters düşen çirkinliklere…

Sen öğretmen olmalısın kardeşim;
Sen namussun, vicdansın, adaletsin…
Sen müspet ilimsin
Sen irfansın, inançsın geleceği aydınlatan…
Sen, buram buram tüten vatan sevgisi,
Sen burcu burcu kokan Türklük duygususun.
Sen öğretmen olmalısın kardeşim,
Sen öğretmen olmalısın…

Biz öğretmen olmalıyız kardeşlerim;
Biz, görmeyenlere göz,
Duymayanlara kulak,
Yürüyemeyenlere ayak olmalıyız…

Biz öğretmen olmalıyız kardeşlerim kızıyla, erkeğiyle
Layık olabilmek için
“Öğretmenler, yeni nesil sizin esriniz olacaktır” diyen
Ulu önder Atatürk’e…

Biz, şairlerimizin mısralarında dil,
Genç kızlarımızın gergeflerinde nakış nakış gül,
Âşıklarımızın sazlarında tel,
Öpülesi bir el olmalıyız:
Biz öğretmen olmalıyız…


H. Nejat SEFERCİOĞLU
toxic91 - avatarı
toxic91
Ziyaretçi
4 Ocak 2009       Mesaj #6864
toxic91 - avatarı
Ziyaretçi
SON MEKTUP
Siz beni hala anlayamadınız…
Ve anlayamayacaksınız çağlarca da,
Hep tutturmuş yıl “1919 Mayıs’ın 19’u” diyorsunuz,
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor övüyorsunuz.
Mustafa Kemal’i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.


Bırakın o altın yaprağı artık…
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler…
Siz bana neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?
Mustafa Kemal’i anlamak yerinde saymak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bana Türkiye’yi getirin bir daha,
Uygar uluslarla eşit yeni buluşlardan!
Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülleriyle yazdınız mı?
Mustafa Kemal’i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Hala o acıklı anılar dudaklarınızda!
Hala oturmuş on kasımlarda bana ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum uyanın, uyanın…
Uluslar fethine çıkıyor uzak dünyaların.
Mustafa Kemal’i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Beni seviyorsanız ve eğer anlıyorsanız!
Laboratuarlarda sabahlayın kahvelerde değil:
Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar…
Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar,
Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Aranızı kapatın istiyorum uygar uluslarla!
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklukla:
Bu vatan bu canım vatan, sizden çalışmak ister!
Paydos öğrenmeye, paydos avunmaya yeter, yeter
Mustafa Kemal’i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size özgürlüğü:
Görüyorum ki! Hep aynı yerde hiç ilerlememişsiniz,
Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek gerekir.
Hani köylerde bolluk, hani kaygısız günler;
Mustafa Kemal’i anmak işitmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
4 Ocak 2009       Mesaj #6865
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
Yağ yağmur yağ!
Karanlığına, sessizliğine
Sıcaklığına, derinliğine
Yavaş yavaş gecenin.
Erisin sinesinde varlığın,
Güzelliğin, ıslak gözlerin.
Bir serinletici esinti olsun, dolsun içime
Şenlensin bende, benden ötelerde, mânâ evlerim
Açılsın kapıları, derinliğine gecenin, sevgimin.
Yönelsin sessizliğin esrarında ruhuma
Döne döne, mânâ cevherim.
Koyulsun âlemi istikbâle; ruhum -sevgi süvarim-
Vursun sinesinden karanlığı, aydınlık okuyla ellerim.
Unutup, Leylâ’ya sevdalı gönülleri;
Bir devrin sonundaki garipleri,
Tuna sularına tedirgin düşen katreleri,
Ufuklarını resmeden güneşleri,
Sarsın sımsıcak bedenim.
Yükselsin yeşil kubbelerinden;
Dâvûdî sesi âlemin.
Dönsün etrafında yine dünya
Sema âyininde kâinatın


Teselli
Sefa Gümüş


Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
4 Ocak 2009       Mesaj #6866
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
TALİHSİZ

Arzunun bir hayalet sardığı bir geceydi,
Bir geceydi hakikat yalanlara baş eğdi.
Bu gecenin susuzluk mahsulüsün bunu bil.

Kundaksız uzatıldın iğneli beşiğine
Ve böylece Azrail
Istırabı mıhladı küçücük benliğine.

Ecelin kucağında erirken çocukluğun,
Aleme sırdı senin varlığın ve yokluğun.
Hala bilinmez nedir kalbindeki bunalan.

Lambanı yaktılarsa lambanı kendin söndür,
Söndürmekle oyalan,
Gir geceler koynuna,deme yarın gündüzdür,

Belirecek gündüzler sönenlerden yüzsüzdür.


Cahit Sitki Taranci
toxic91 - avatarı
toxic91
Ziyaretçi
5 Ocak 2009       Mesaj #6867
toxic91 - avatarı
Ziyaretçi
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
5 Ocak 2009       Mesaj #6868
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
Pamuk İpliği

kendimize döşediğimiz taşlar
görünmeyenin piramidi
başka uygarlıkların saatleriydi kullandığımız
zehirli yıldızlarını tanıdık gökyüzünün
kendimizi bile büyüledik piramidimizin giziyle
petrol kuyusu bütün gün
rasaşane bütün gece

koynumuzdaki tılsımı düşürmedik güne
teslim etmedik kelimeleri
dar boğazlarda,kör geçitlerde,karanlık dönemeçlerde
bozuk para kadar kullandık çarşılarınızı
baktığımız pencereleri kimselere kiralamadık
uğramadık bir harf için bile mürekkebinize
yalvaç olmadan,ermiş olmadan gelip geçtik
karanlık oyların kamusundan
güvendik sessizliğin derinliğine
içimiz bölünse de başkalarına
parçalanmadı kendimize çizdiğimiz yekpare harita
ömrümüzün yolları
kırk yıl,kırk yaş,kırk ikindi
biz her zaman birkaç kişi
hayatımız piramit,ömrümüz pamuk ipliği
bilinse de olur artık bilinmese de...

M.Mungan
ayabakan - avatarı
ayabakan
Ziyaretçi
5 Ocak 2009       Mesaj #6869
ayabakan - avatarı
Ziyaretçi
Zalim Dünya

Kulağına fısıldasın rüzgar sesimi,
Onla gönderiyim son busemi,
Sonra da alayım son nefesimi,
Çekip gideyim bu zalim dünyadan.

Yalan olsun yaşadığımız onca şeyler,
Varsın yüreğimizde kalsın o saniyeler,
Son kez sevmediğini söyle o bana yeter,
Çekip gideyim bu zalim dünyadan.

Kokunla avunurdum sen yokken yanımda,
Görürdüm her gece seni rüyalarımda,
Anladım kastın var senin canımda,
Çekip gideyim bu zalim dünyadan.

Kaderim, yazım meğer senmişsin,
Bilemedim ki beni ne çok sevmişsin,
Geçmis zaman artık benden nefret etmişsin,
Çekip gideyim bu zalim dünyadan.

Kalmasın artık bende bu can,
Sen gittikten sonra canan,
Olayım ben bir duman,
Çekip gideyim bu zalim dünyadan.

Zaman Akıp Gidiyor

Geriye dönüp baktım.
Elimi uzattım, ulaşamadım.
Pişmandım.
Artık çok geç
Zaman alıp götürüyor, acımasızca
Pişmanlığın faydası yok
Geçmişimizde yığılı, özür dilemeler.
Zaman azalıyor.
İçine mutluluk koyabileceğimiz zaman
Ayağımın altında basıp geçtiğim toprak
Üstümde sonsuz gökyüzü, arada ben
ve akıp giden zaman
Dönmek istiyorum başa,
Yeniden başlamak.
Geç kalmışlığın acısı ağır
Yeniden yaşamak istiyorum.
Rolümü yeniden oynamak.
Son düzenleyen ayabakan; 5 Ocak 2009 23:23 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
6 Ocak 2009       Mesaj #6870
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
KAVUŞURSAK BİTERİZ BİZ...

Biz mutlu sonlar katiliyiz.
Kavuşursak biteriz biz.
Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz.
Herkesin bildiği bir aşk,
Herkesin attığı bir imza,
Herkes gibi değiliz biz.
Belki biraz serseri,
Belki biraz deliyiz,
Ama kavuşursak biteriz biz.

Pervane böceğinin mum alevine sevdası,
Ateş böceğinin susuzluğuyuz biz.
Yanar ama su içmeyiz,
Etrafında döner, ateşle dansederiz.
Bize kimseden zarar gelmez,
Biz zararı ancak kendi kendimize veririz.
Severiz, özleriz, aşktan ölsek kimseye söylemeyiz.
Biz artık biz değiliz.
Ruhlar kavuşur ve konuşur gökyüzünde bir yerde,
Ama bedenen kavuşursak biteriz biz.
Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz.
Onu bilir, onu söyleriz,
Kavuşursak biteriz biz.

İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz,
Dokunursak kanar ellerimiz.
Kimselere söylemez gizli gizli severiz,
Ama kavuşursak biteriz biz.

Bir kor var içimizde yanan,
Onu küllendiremeyiz.
Görüşemeyiz, konuşamayız ve sevişemeyiz.
Bir aşk var bizi biz yapan,
Kavuşursak biteriz biz.
Biz herkes gibi değiliz.
İstdeğimiz zaman gelip,
İstediğimizde gidemeyiz.
Kahve içip, gülüp, konuşup, başbaşa yemek yiyemeyiz.
Ne bir filmdeki mutlu son,
Ne de göz yumulacak bir kaçamak değiliz biz.
Sadece özlemle severiz,
Ve kavuşursak biteriz biz.

Sevda iki kişinin birbirine aşkı değil artık.
Artık her aşk her ağızda sakız.
Biz birbirimize aslında her aşıktan daha yakınız.
Belki ayrı şehirlerdeyiz,
Ama her gece aynı mehtapta buluşur,
Yağmur yağarsa, çıkar,
Aynı yağmurun altında ıslanırız.
Bu aşkı ancak biz biliriz.
Şiirleri güvercinlerin kulağına fısıldar,
Mektupları suya yazarız.
Biz belki ayrıyız,
Ama her gün aynı geceyi sabahlarız.
Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz.
Onu bilir onu söyleriz.
Kavuşursak biteriz biz !..

Alıntı.

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya