Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 662

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.171.379 Cevap: 8.002
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
10 Kasım 2008       Mesaj #6611
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Avuçlarımda Sessizlik...

Sponsorlu Bağlantılar


kırdım yüregimde ki,
bütün aynaları...
anlatamıyorum.
içimdeki girdapları,
''öylece'' kalakalıyorum
kendimle ,
başbaşa....
çaresiz....
sıkışmış yüregim,
aynaların kırılan parçalarına...
alamıyorum...
her almaya çalıştıgımda,
ellerim kanıyor...
şimdi ise;
gözlerimden akan yaşlarımı
sildim....
avuçlarımda sen...


Zeynep Kaymaz

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Kasım 2008       Mesaj #6612
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Seni hiçbir zaman göremesem de
Ellerimiz asla kavuşmayacak olsa da
Sponsorlu Bağlantılar
Mavi gözlerinin içine bakamasam da
O gül yüzünü sevip okşayamasam da
Dudaklarından aşk buseleri alamasam da
Gecelerimde tenin sıcaklığını hissedemesem de
Her sabah uyanışımda seni yanımda bulamasam da
Sensiz geçen her anım yüreğimi kanatıyor olsa da
Sensiz bir hayat bana zindan olup işkenceye dönüşse de
Yinede her şeye rağmen ben seni o kadar çok seviyorum ki
Bir kere kaptırmışım kendimi sana olan sevdamın rüzgarına
Yelken açmışım sevda denizine doğru…
Ben seni böyle sevdayla severken,söyle bana nasıl unutabilirim
Seni…
Unutmak unutulmak bu kadar kolay bir şey mi ki AŞKIM

mustafa ata


HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #6613
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Yaşayınca Anladım

Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..
''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..
Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...

Can YüceL
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #6614
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Aşka Yakışan Suskunluk...
bakıp da duvardaki sayılardan
vuslatlar umardı gözlerim
uçlarında beklenmeye değer
ertelenmişlikler taşırdı akrep
ve yelkovan
içimde dönen
iki keskin bıçağa dönüşmeden önce

bilinmezliğin doğurgan boşluğuna
uzandıkça kolları zamanın
suskunluğun
yüzümdeki şehri yıkayan
sağanak yağmurlar gibiy.ken
gözlerinden od düşmüş
can olur taşıdığım
bıçağa direnen dudaklarınsa
yargılanmadan ödediğim cezamın
onay mührü
ve suskunluğun
bir cümle gibi başlayan hayatımın
noktası olur

ey ahraz sevdamın dili
bütün masal kahramanları gibi bir gün
ve kendi masalımın kahramanı olarak bugün
hiç bir iz bırakmadan yaşadığıma dair
gitmeli(mi) yim

oysa bilmelisin ki
hiç yakışmadı böylesi
ayrılık dediğin
aşka yakışır olmalı
ve denk olmalı ölüme...

Cafer Petek
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #6615
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Aşkına Üşüyorum Yar...

Sıradışı bir yaşamdı seni sevmekle başlayan.
Gözleri acıyandık bakarken uzaklara.
Bir varmış bir yokmuşla başlayan bir masalın kahramanlarıydık.
Belki asırlar sonra Leyla ile Mecnun’un
yitik ruhlarıydı vücutlarımızda can bulan.
Duymadığımda seslenmediğinde kulaklarımdaki çığlıktı ölüm.
Ve biz sonunda sobeledik ölümü en tatlı haliyle..

Çengelli iğnenin ucuna asanlardık yüreklerimizi.
Ve kan damlarken sevdayı yudum yudum içenlerdik.
Boşverenlerdik herşeye, sevdanın yeni şekline bürünenlerdik.
Yasaktın bana, yasaktım sana...
Sona ermiş görünen ama asla son olduğu bilinemeyen
bir olguydu yaşayamadıklarımız.
Sen vardın ben ise yokluktum...

Adımız aşktı bizim, adımız hüzündü.
Kimsenin anlayamayacağı, bir paranteze sıkışmış kalan,
noktalama işaretlerinin artık hükümsüz olduğu bir sevdaydı adımız.
Şizofrenliğimin aykırılığı kadar aykırıydı sevdamız...

Oynadığımız körebe oyununda ebe olanlardık,
bir türlü sobeleyemediğimiz geleceğimizle.
Bakışlarla konuşanlardık, ukala ses dalgalarının inadına.
Yüreklerimizle görenlerdik, gören gözlerin aksine.
Ve biz kelimelerle sevenlerdik tensel yakınlığı göz ardı ederek...

Ne çok sevdin beni,
ne çok sevdim seni.
Ne olduğunu anlamadan açılan sevda parantezimiz,
yine ne olduğunu anlamadan kapandı.
Üç noktalarla devam etmek istedikçe,
inadına tek nokta oluyor artık cümlelerimizin sonları.

Devrik hayatlarımız gibiydi cümlelerimiz de,
düz bir hayattı oysa istediğimiz.
Belki de devrikliğiydi cümlelerimizin, hayatımızı anlamsızlaştıran.

Gittiğinde, kal diyemeyendim, iki damla gözyaşını saklayandım, senin için gecelere.
Gittiğimde kal diyemeyendin yaptığın en zor seçimle...

Aşkına üşüyorum yar,
sessizce,
şizofrence...

'Seni sevmek sevgili, seni özgür bırakmaya razı olmaktı...'

Sema Şener

ayabakan - avatarı
ayabakan
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #6616
ayabakan - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur ve Sen

Başka bir yerde uyandım bu sabah,
Farkedemedim nerede olduğumu.
Ya boyaları dökülmüş, ancak sokakçıların yattığı
Bir arka sokak duvarıydı,
Ya da bir gecelik taştan döşek,
Karanlık mezralarında İstanbul'un...
Nişantaşı'na indim yine, yağmur yağıyordu;
Ve sen yoktun yanımda, bir de hislerim.
Sen nereden bileceksin ki yağmurun her damlasını yüzünde hissetmeyi,
Gözyaşlarının aslında yağmurla kardeş olduğunu?
Bir ben biliyordum bunu,
Bir de her zaman el ele dolaştığımız park.
Nişantaşı sonsuz sessiz bir örtü altındaydı adeta;
Ama ben hissedemedim,
Ne yağmuru, ne yalnızlığımı.
Bir seni istiyordum oysa...
Sonra seni gördüm,
Gelip her zamanki banka, yanıma bir gül bıraktın.
Yüzünden süzülen yaşları görüp hissedemedim
Ne seni, ne de o kırmızı gülü, yağmurda...
Ah, sevdiğim,
Sen nereden bileceksin ki sonunda intikamımı alabildiğimi,
Yağmurun sonsuzluk olduğunu?
Sonunda başardım sevgilim;
Ama sen nereden bileceksin ki
Dün gece senin için ölebildiğimi...
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
11 Kasım 2008       Mesaj #6617
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Umutsuz Bir Şarkı

Çıkıp geliyor hayalin beni saran geceden.
Denize karıştırıyor inatçı yakınışını ırmak.

Terk edilmiş, gün batımındaki rıhtımlar gibi.
Ayrılık saati bu, ey terk edilmiş!

Yağıyor yüreğime soğuk taç yaprakları.
Ey yıkıntı uçurumu, vahşi mağarası kaza geçirenlerin.

Sende toplanır savaşlar ve uçuşlar.
Yükselir senden şarkı kuşlarının kanatları.

Bir uzaklık gibi yuttun her şeyi.
Deniz gibi, zaman gibi sende battı her şey!

Saldırı ve öpüşün mutlu saatiydi o.
Deniz feneri gibi parıldayan o esrime saati.

Uçuş korkusu, kör dalgıç öfkesi,
çalkantılı esrikliği aşkın, sende battı her şey!

Kanatlandı, yaralandı ruhum pusun çocukluğunda.
Kayıp keşif, sende battı her şey!

Sarıp sarmaladın acıyı, tutunuyorsun arzuya,
kendinden geçmişsin üzüntüyle, sende battı her şey!

İttim gölge duvarını geriye,
arzu ve eylemin ötesine, yürüdüm gittim.

Ah, ten, benim tenim, sevip yitirdiğim kadın,
seni çağırıyorum yaslı saatte, sana adıyorum şarkımı.

İçine aldın sonsuz sevecenliği bir fanus gibi
ve tuz buz etti seni sonsuz unutuluş.

Oradaydı adaların kara yalnızlığı,
orada sevda kadını, sardı kolların beni.

Susuzluk ve açlık vardı, meyveydin sen.
Acı ve yıkıntı vardı, mucizeydin sen.

Ah kadın, bilmem nasıl erittin beni
ruhumun toprağında, kollarının arasında!

Ne korkunç ve ne kısa oldu sana olan tutkum!
Ne zorlu ve ne esrik, ne gergin ve ne aç.

Öpücükler mezarlığı, sönmedi hâlâ yangını mezarlarının
yanar hâlâ kuşların gagaladığı verimli dalların.

Ey ısırılmış ağız, ey öpülmüş organlar,
ey aç dişler, ey sarmalanan bedenler.

Ey umut ve çabanın çılgın bağlanışı,
içinde kaynaşıp umutsuzlandığımız.

Ve sevecenlik, su ve toz kadar hafif,
başlar sözcük belli belirsiz dudaklar arasında.

Yazgımdı bu içinde geçti özlem yolculuğum
ve orada yıkıldı özlemim, sende battı her şey!

Ey yıkıntı uçurumu, içine düştü her şey,
çekmediğin hangi üzüntü kaldı, hangi dalgalar kaldı
seni yutmayan.

Yine de seslendin, şarkı söyledin dalgalardan dalgalara.
Dikilip bir gemici gibi pruvasında geminin.

Çiçek açarsın şarkılarla hâlâ, hâlâ kırılırsın akıntılarda.
Ey yıkıntı uçurumu, açık ve acı kuyu.

Solgun kör dalgıç, derinliklerin bahtsızı,
kayıp kaşif, sende battı her şey!

Ayrılık saati bu, hoyrat, bu gibi saat.
Gecenin tüm zaman çizelgelerine işaretlendiği an.

Sarar kıyıyı hışırdayan kuşağı denizin.
Yükselir soğuk yıldızlar, göç eder kara kuşlar.

Terk edilmiş, günbatımındaki rıhtımlar gibi.
Titrek bir gölge kaldı ellerimde oynaşan.

Ah, her şeyden uzak. Her şeyden uzak.

Ayrılık saati bu. Ey terk edilmiş.

Alıntı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
12 Kasım 2008       Mesaj #6618
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Sevdanı Sevdama Katayım..

istersen bir şiir olsun
istersen bir türkü yakayım
bugün sana biraz gönlümü açayım
gül gariptir yalnız, bülbülde gülsüz olunca
gel ben sana garipliği değil sevdamı anlatayım
getir tenini tenime sarayım
bir şiir olsun yüreğim sana bugün
istersen yüreğimi sana bir türkü gibi yakayım
gel sana sevdamı anlatayım
gel getir sevdanı sevdama katayım


istersen bir dere olup aksın
istersen bir çayır olup uzansın
bugün seni içimdeki cennete alayım
badeler kurudur dudaksız, dudaklarda aşksız
gel ben sana içimdeki goncaları koklatayım
getir ruhunu ruhuma sarayım
bir dere olsun yüreğim sana bugün
istersen yüreğimi sana bir pınar gibi çağlatayım
gel sana sevdamı anlatayım
gel getir sevdanı sevdama katayım

Alıntı
ÖmÜrCeK - avatarı
ÖmÜrCeK
Ziyaretçi
12 Kasım 2008       Mesaj #6619
ÖmÜrCeK - avatarı
Ziyaretçi
YÜREĞİMİN YARISI

Kimsenin yokluğu bu kadar korkutmazdı beni. Kendimi zor günlerin adamı görürdüm ya, hiçbir güçlüğün beni, bırak yıkmayı, sendeletmeyeceğini bile düşünürdüm.

Oysa şimdi yarımım. Ve sen böylesine uzakken benden, hiçbir zaman tam olamayacağımı da biliyorum. “Tasalanma” diyeceksin, tasalanmayayım; ama, kendime bakıyorum da birkaç umut kırıntısı dışında hiçbir şey göremiyorum.

Nerede olduğunu bilmek ya da döneceğin umuduyla yaşamak da kandırmıyor beni. Her sabaha sensiz uyanmaktan, her günün sensiz geçmesinden korkuyorum artık. Bu yüzden uyanmak istemiyorum “uyuduğum uykuları”…

Ve geceler… Ne yıldızları görüyorum ne gecenin sesini duyabiliyorum. Saniyelerin ne kadar uzun olduğunu görüp şaşırıyorum.

Bildiğim bütün hasret şarkılarını art arda ekleyip söylüyorum. Sesimi kendim bile duymuyorum.

Senden bir iz göreceğim diye sokaklara çıkmıyorum artık. Bu kentin her yerinde sen varsın biliyorum.

Yokluğunu kabul etmek böylesine zorken hiç olmama ihtimalini düşünemiyorum bile.

Bekleyeceğim seni. Zor olacak, çok zor olacak; ama, bekleyeceğim. Bu yarım yüreğin diğer yarısı, yani sen…Geleceksin değil mi?


Mehmet Coşkundeniz
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
12 Kasım 2008       Mesaj #6620
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
SU GİBİ

Hosgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Yanginlarima sular yagdirdin
Damla damla söndüm serinledim
10′ar 10′ar saydigim kayip yillarimi onardin
Saat saat bulundugum mechulden gün yüzüne çiktim
Günler gördüm yüzünde
Gönlümün kapilarini sana açtim
Çalmadan gir içeri diye
Adiyorum sana
Onca kirik asktan sonra arta kalanimi
Temize çekiyorum sende bütün yalanlarimi
Senin asktaki kandirini bilmek için
Önce kadersiz asklardan geçmeli insan
Eksiltip yoran bütün ayriliklar
Kavusmalara giden yollara çikar
Vefai mozada gülmeyi gülhanede unuttugum
Garip bi zamanda çika geldin
Hosgeldin yitirilmis sevgililer köyü cografyama
Hosgeldin bir daha seversem namerdim sokagina

Hosgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Hosgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun

Hosgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Hosgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun

Bitti dedigim yerden basliyorsun
Dindi artik dedigim yerden oluk oluk kaniyorsun
Beni en iyi sen taniyor
Sen anliyorsun
Ne hos geliyor ne hos gülüyorsun
En güzel renkleri komsu kizlarin
Gözlerinde gördügüm
Solgun sari bir zamanda çika geldin
Hangi yollardan ugradin duragima
Hosgeldin yitirilmis sevgililer cografyama
Hosgeldin bir daha seversem namerdim sokagima

Aglamak yalan su gibi bahtin olsun
Aglamak yalan su gibi bahtin olsun
Ben sensiz yapamam dünyaya ahtim olsun
Ben sensiz yapamam dünyaya ahtim olsun

Hosgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Hosgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun

Hosgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Hosgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun

Alıntı

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya