Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 745

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.166.182 Cevap: 8.002
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
26 Mart 2009       Mesaj #7441
ener - avatarı
Ziyaretçi
Sen Çöz Kelepçelerimi... Benim Firarim Yine Gözlerine

Sponsorlu Bağlantılar
Sus bürüdü yine içimi Yâr...
Görüş mesafesi sıfır...
Konuşsam tufanlar gelir üzerime...

Bilediğim sessiz sitemler yüreğimi kesiyor...
Şimdi sen görmelisin yitik çocukluğumu...

Yitiğim Yâr...
Cami avlusuna bırakılmış çocuk kadar yitiğim...
Ziyan defterim kabarıyor sensiz günlerle...
Saklıyorum acılarımı bir yorgan altına...

Görme gözlerimi Yâr görme...
Buğu bulaşır gözlerine...

Sahi Yâr..!!!
Hangi öyküden bulaştı iç'ime bu korkular...

Bulamıyorum gözümü kapadığımda saklanan düş'lerimi...
İhbar et bana bu gece saklanan her düşü...
Varsa bir parça Umut sür çiy düşmüş gözlerime...
D'üşüyor gölgem karanlık bir sokakta...


Haydi Yâr.. Islanmadan gitmeliyiz...
Hüzün çiseliyor yine...
İyisimi sen çöz kelepçelerimi...
Benim firarim yine gözlerine...


Alıntı

ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
26 Mart 2009       Mesaj #7442
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Af Edermisin

Sponsorlu Bağlantılar




Söylesem anlarmısın.
Duysam anlatırmısın.
Ayağına kapansam.
Beni af edermisin?

Gözlerinin renginde,
Sımsıcacık sevginle,
Bir avuç toprak olsam.
Koynunda saklarmısın?

Geçmişte, gelecekte.
Olmuşta, olacakta,
Hep seninle yaşasam,
Beni af edermisin?

Yaşamın denizinde.
Sonsuzluk gemisinde,
Bir garip yolcu olsam,
Bana el sallarmısın?



Hüseyin Karayel
kaplan4891 - avatarı
kaplan4891
Ziyaretçi
27 Mart 2009       Mesaj #7443
kaplan4891 - avatarı
Ziyaretçi
Hâla içimin en acıyan yanısın,
bir sızı deyip geçemeyecek kadar büyük,
kelimeler tarif edemez bu acıyı.
Öyle ansızın, öyle patavatsız küstahça
ve sadece arkandan bakışım gelir aklıma
birde cumartesi günleri ve de Pazar
o soğuk durakta seni bekleyişim.
Durağı kaldırdılar sonra oradan,
seni unutmamı sağlamak istercesine
ya bu acıyı, onu unuttular galiba
bir kepçede buraya vursalar,
ne olurdu sanki!
Vursalar da yıksalar içimdeki tahtını
yok ama bunu yıkacak güç yok
acıtıyor içimde derin bir yeri sensizlik
dönmeyeceksen bekletme zamanı,
yok ama dönmeyeceksen içimdeki senide götür
Yinede yok, gelmeyeceksen içimdeki acı kalsın
senden hatıra
bu acıyı seviyorum aslında
Çünkü sen hâla
İçimin en acıyan yanısın……….
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
27 Mart 2009       Mesaj #7444
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Sevdam

Gelemiyorum yanına !
O kadar çok engel var ki arada
Bir uçurtmanın kuyruğuna takılıp
gelmek istedim;
Çekmedi yorgun bedenimi.
Bulutlara takılmayı denedim;
Bir yıldırımla attı üzerinden.
Dalgalara bıraktım kendimi
kıyılarına vurmak için
Kağıttan bir gemi kesti yolumu
Koparılan takvim yapraklarıyla
gitgide tüketiyor zaman beni
Gün geceye gömdü gözlerimi
Gece güne savurdu yüreğimi
Küle dönen kor tenimde
İzi kaldı dokunuşlarının.
Üşüyorum...
Sıcaklığını bulmak için
vurdum kendimi sahranın göbeğine.
Güneşin ortasına attım
ip merdivenimin ucunu.
İp tutuştu...
Ben yanamadım.
O kadar nasırlaştı ki sensiz can
Öylesine mahsun kaldı ki duygular
Sevda nerdedir,
Özlem ne tarafa düşer?
Ne yönüm kaldı, ne mevsimim
Sana çıkan yolu bulamadım...
Tuttuğum nefeste kaldı,
Bir boğum daha ukte sevdam


Alıntı
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
27 Mart 2009       Mesaj #7445
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Bekle Beni İstanbul

Istanbul
Ne güzeldin sen İstanbul
Günün ilk ışıkları vururken denizin üzerine
Nedendir bilmem
Gözleri ışıl ışıl parlayan afacanlar
O ele avuca sığmayan yumurcaklar gelirdi aklıma
Hiçbir ses duyulmazdı
Sahile vuran dalgaların sesinden gayrı
Birde onlara eşlik eden martıların kanat sesleri
Gökyüzünün griliğine ve ağırlığına inat
Deniz olanca diriliği ve yeşilliğiyle
“Merhaba” derdi yeni başlayan güne
Etiler Moda’yı dinlerken / Sarıyer Beykoz’u gözler
Üsküdar el ederdi Beşiktaş’a
Kuşkonmaz külliyesinin minaresinden sızan
“Es-selatu hayrun minennevm” sedasıyla
Gayri ihtiyari iki damla yaş boşalırdı gözlerimden
Neden sonra
Balıkçı teknelerinin gürültüleri
Hançer olup saplanırdı / Sessizliğin böğrüne
Ayaklarında çizmeleri
Kafalarında bereleri
Dudaklarından hiç düşürmedikleri filtresiz sigaraları
Ve
Üzerlerinden henüz atamadıkları uyku mahmurluğuyla
İhtiyar balıkçılar
Ağ atarlardı ekmek parasına
Az sonra
Kış bitimi baharın yeniden dirilişi gibi
Şehir stresini kuşanır
Kalabalıklar bir bir alırlardı / caddelerdeki yerini
Okula giden öğrenciler, simitçiler, taksiciler
Tatlı bir heyecan sarardı tüm sokaklarını
Bütün bu canlılığına rağmen
Çoğu zaman hüzne belerdin beni
Yine de
Bilmem ne bandıralı gemilerin geçisini izlerken
Emirgan’ın tarih kokan çınarları altında içtiğim
Bir bardak demli çay
Doyumsuz bir tat bırakırdı damağımda
Ne güzeldin sen İstanbul
Öğle vakti olupta
Güneş tam tepemize geldiğinde
İstinye kıyılarına atardım kendimi
Sahil kısmetini denizde arayan balıkçılarla
İlerleyen yaşlarına rağmen / Gençliklerinden hiçbir şey kaybetmeyen
İhtiyar delikanlılarla
Ve
Okullarını asıp sahilde el ele dolaşan
Liseli aşıklarla dopdolu olurdu
Tanımadığım insanların yüzünden
Sevinci okumak
Onlarla merhabalaşmak
Müthiş mutlu ederdi beni
Güneşin batışı da
Doğuşu gibi bir başka güzel olurdu
Akşam olduğunda kızıllığa boyanırdı
İlkin deniz / Sonra gece
Karanlık saçlarını örterdi tüm caddelerinin üzerine
Ve her renkten neon lambaları yanardı köşe başlarında
Bin yıllık ****** Beyoğlu saçlarını sürüyüp salınırken
Ayasofya boynu bükük / Sultanahmet mahzun
Yalnızlığı yaşardı en zirvede
..........
Umutlarımın, hayallerimin, kavgalarımın şehri İstanbul
Seni bu kadar çok sevdiğimin
Ve
Böylesi özleyeceğimin farkında değildim
İnan bilmiyordum / sensizliğin böylesi zor olduğunu
Yaşanmamış sevdalar
Yaram kalan türküler
Müntehir aşklar
Ve
Kutlu ülküler üzerine yemin olsun ki;
Döneceğim bir gün
Bekle
Bekle beni İstanbul


Alıntı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
27 Mart 2009       Mesaj #7446
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Aynalar ve Hüzün




''ve hüzne düştü ve hüzün aldatmadı onu
yaşam gibi''-Kierkegaard-
I
Aynalarda yüzün bir eski hüzün
alkole buğulu gözleri
günaha uzayan saçlarıyla
bir eski zaman ******su Beyoğlu'nda
basma fistanı,boyalı dudakları
keman kaşlarıyla
volta atmakta arka sokaklarda...
direnerek aynalara ve zamana
müşteri aramakta...
zamansa bir minval üzre yoğrulan
hayatlarıyla insanların
akıp gitmekte
şehrin yekpare ahenginde
II
Aynalarda yüzün
hiç solmayacak sanmıştın
oysa hazan bir hüzün senfonisiydi
Vivaldi'li konçertolarda
ne yaparsan yap ele veriyordu yıpranmışlığını
göz göze geldiğin aynalar
ellerin titriyordu tütün tabakanı açarken
ve yağmurun her çarpışında
daha da bir uzuyordu saçların günaha
o zaman anlıyor ağlıyordun
çünkü saatler seni vuruyor
aynalar seni çağırıyordu
dökülmüş sırlarıyla...
İstanbul 2000
Özgür Kapcı
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
27 Mart 2009       Mesaj #7447
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Düşlerde Güldü Zaman




Zaman geçiyordu düşlerden
hiçliğine tamamlarken gerçeği
kristal küreye vuran ışıktı zaman

Kırık ve renkli

Zaman geçiyordu acıtan gülüşlerden
nakşında kuruyan kirpik rimeli
nemlenmiş vedalarda
bir ipek mendildi zaman

Yırtık ve kirli

Zaman geçiyordu telâşelerden
sıkıntılar dökülüyordu heybesinden bir bir kaygılar
tenhalıktı büyüyen karanlığında zaman

Dehşet ve kindi

Aynıların görüntüsünden geçiyordu zaman
haza haz, acıya acıydı
kimineyse
üzerinden yılları yüklenmiş nehirler geçen
bir çakıl taşıydı zaman

Yük ve mihnetti

Zaman geçiyordu sevişmelerden
ince ışıklarda kırılan aşkın
süzüldüğü camdı zaman
camdan süzülen ışığın hangi tarafı
kimdi

Sen ve öteki

Bir büyük bütünden geçiyordu zaman
silinemez sevgiden
doğumun, ölümün ötelerinde
güzeli yeşertiyordu içinde varoluşun çiçeği
zamanı çoğaltan oydu belki de

Gül ve dikeni

Zaman geçiyordu düşünüşlerden
savuruyordu saçlarını evrene
bir telinde yıldız, diğerinde güneşti
neyi kovalıyordu o koca bilge
bilinir mi nasıl yaşardı zaman

Keyif ve zevki

Acılardan geçiyordu zaman, dertlerden
kemer gibi dolamıştı beline sargı bezini
merhemi dilindeydi
derin yaralar gezginiydi zaman

Yorgun ve terli

Derilmez bahçeydi zaman, uçsuz bucaksız
bütün kipleri içeren
tüm hâlleri de
her şey onun içinde büyütüyordu kendini
aşıyordu zamanı yalnız

Yokluk ve sevgi


Tamlardan geçiyordu zaman kendini büyütenden
hangi varlık tamamlansa, heplense
tümü hiçe gönderiyordu yokluğun teğetinde
hiçi başka zamana
her anıyla kendini bütünlüyordu zaman

Uçuk ve yerli

düşürülen saatlerden geçiyordu zaman tik taksız
bukağıdan, zincirden
zihnin bilince açılan penceresinde
beşikten mezara değildi zaman, daha öteleriydi

Artı ve eksi

Geçilemiyordu yokluk
sessizlikler de

Şimdinin sarpında yaşanan
ulaşılmazlar köprüsüydü zaman
umudun sıratı selleyen uçurumuydu

Sonsuz ve ilki




Ali Rıza Kars
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
27 Mart 2009       Mesaj #7448
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bir karanlık yalnızlığın
Boşluğunu seyrettim yıllarca
Boşluk da olsa bilinmez ki…
Belki bir gün çıkardı ruhu ortaya

Gün geldi avaz olup haykırdım
Yalnızlığımı defalarca boşluğa
Fayda etmedi…
Kulağıma aksetmedi aşina bir nidâ

Topladım en parlak yıldızları
Gönderdim derin karanlığa
Küçük bir parıltı dahi olsa
Görünmedi…Ferini kaybetti Ziyâ

Her şeye rağmen
Bir zeytin dalı uzattım boşluğa
Nafile…
Tutunacak bir dost eli bulamadı O da

Yazdım duygularımı bir kağıda
Uçsun diye bıraktım havaya
Olmadı…
Hoyrat esen rüzgarla geri döndü bana

Attım kendimi bir boşluğa vakti sıra
Hiç ayrılmayan yalnızlığımda vardı yanımda
İşte o zaman
Duyuldu,kulakları çınlatan bir seda
“Henüz erken…Sıran gelmedi…Bekle biraz daha! ”

Mehmet Ali Yalgın
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
27 Mart 2009       Mesaj #7449
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Sen bakmaya gör

Gül kokulu şiirler okudum
Gözlerinin değdiği yerlere
Şiir kokulu güller koydum
Gözlerinin değdiği yerlere.

Koştum bir oraya bir buraya
Gölgene arkadaş olmak istedim
Her şeye, her yere bir daha baktım
Belki gözlerin değmiştir diye


Alıntı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
27 Mart 2009       Mesaj #7450
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Siyah beyaz bir resmin var yatağımın baş ucunda,
Kara görünen mavi gözlerin sanki beni çağırıyor,
Yanımda bir nefes olman için neler vermezdim,
Ama gözlerin sessiz ve kederli bana bakıyor.
Figen Şimşek

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya