Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 110

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.169.141 Cevap: 8.002
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Şubat 2007       Mesaj #1091
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yeşil “ Yolu Dinle

Sponsorlu Bağlantılar
Unutmak istiyorum
Nasıl sevdiğimi bile unutmak
Kıyılarımın suları aşamadı
O yüksek karlı dağları
Sen mi ben mi
Bilemedik bir şeyleri
Sevdamızı incitmeden?

Çiçeklerin açamadı
Benimkiler gibi
Bırakalım öykümüzü
Bir masal gibi anlatsınlar
Ne o baharlar açar
Ne de o balıklar bizi dinler

Bir kez de git yüreğinle
Yeşil yolu dinle
O kadar yürüdüm ki
Yalnız ve yorgun
Küllerini savur demiştin Okyanusa
Bu derece dağıtamazdım seni
Tükenirdim.

Şimdi başım dingin
Yüreğimin sızıları dinmiş
Aşamadığım dağların
Koşuları bitmiş
Bir renk denizinde
Sevgileri topluyorum.

Kumların üzerindeki izler
Belirsiz bir ülkede
Çoktan kayboldu
Bu masal dinledikçe yeşil
Anlattıkça güzel
Kal o dağlarda
Bitmesin
Yeşil yolun masalı

Sevim YAZAR

tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
11 Şubat 2007       Mesaj #1092
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
İSİMLENDİRİLEMEYEN DUYGU
Nedir..beni sayfa,sayfa yazdıran?
Sponsorlu Bağlantılar
Kolumu,kanadımı kıran nedir?
Onbeş uzaklarda gezdiren.
Günlerdir uykumu kaçıran,nedir?

Nedir..?Göğsümdeki korkunç heyacan.
Kapımın önünden gelen ses nedir?
Nedir? ta beynime hücum eden kan?
Beni tekrar çocuk yapan his,nedir?

Şemsi Belli

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Şubat 2007       Mesaj #1093
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Rüyalarım Olmasa

Yıldızlara baktırdım, fallara çıkmıyorsun,
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa.
Pencereden bakmıyor, yollara çıkmıyorsun;
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa...

Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak?
Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak?
Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak,
Seni sarmam imkânsız rüyalarım olmasa...

Sevmesem özler miyim seni can pahasına?
Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına.
Adını söyleyemem, senden bir başkasına;
Seni sormam imkânsız rüyalarım olmasa...

Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam,
Sana değil, saçının bir teline kıyamam.
Yıllar sonra dönsen de nerde kaldın diyemem;
Seni kırmam imkânsız rüyalarım olmasa...

Yalvarırım mektup yaz, beş dakkanı ayır da,
Su serp yanan sineme sağlığını duyur da,
Yaban gülü gibisin, dağda, kırda, bayırda;
Seni dermem imkânsız rüyalarım olmasa...

Cemal Safi
seul_soliste - avatarı
seul_soliste
Ziyaretçi
11 Şubat 2007       Mesaj #1094
seul_soliste - avatarı
Ziyaretçi
Hiç Bir insani unutmak,
bir insandan vazgeçmek,
bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda
kaldin mi hiç?
Hani ölmüs gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi,
her an kapindan içeri gülümseyerek girecegini bekleyip
ama aslinda hiç gelemeyecegini de bilmen gibi.
Ne zor sey degil mi ölmedigini bilmek ,
ama ölmüs gibi ulasilmaz olmasi artik o insanin sana,
ne kadar katlanilmaz bir gerçek degil mi
sen hala bu kadar sevgili iken?
Özlemek,
bu kadar özlemek,
etini kemigini yakarcasina özlemek...
çok kötü degil mi?
Bu kadar özleyip onu görememek,
ona dokunamamak,
onu ısıtamamak ,
artik sonunun "Pi" hali degil mi?Biliyorsun degil mi?
Ne kadar umutsuz bir arayistir o,
kalabalik caddede geçen binlerce yüze bakmak
belki bir kez daha görebilmek için o yüzü,
belki biraz önce geçti bu kaldirimdan diye düsünmek,
belki su an arkamda yürüyen insanlarin içinde bir
yerde demek,
belki su an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar
yasamak
ne zordur degil mi?
Ne kadar eritir insani farketmeden.
Sende biliyorsun degil mi bunlari.?
Bir sinema koltugunda sende iki kisi gibi oturdun mu
hiç?
Hiç iki kisi gibi zevk aldin mi bir konserden yalniz basina.
Güzel bir kafe kesfettiginde,
güzel bir film seyrettiginde,
güzel bir sarki dinlediginde
güzellikleri oraninda eksik kaldiklarini hissettin mi
paylasamadigin
için
onunla.
Bir barin kalabaliginda hiç yarim vücudunla sallandin
mi ortada?
Hiç iki kisilik beyninle yarim insan olabildin mi?
Baktiginda aynana sadece yüzünün bir yarisini gördügün
oldu mu hiç?
Sana hayatindaki en büyük yoksunlugu yasatandan
nefret edemedigin zamanlar oldu mu hiç?
Gözünün içine baka baka kolunu bacagini kesen bir
insanin yüzüne
sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar
oldu mu hiç?
Hayatta inandigin bütün degerlerini altüst eden
birisine ask siirleri
yazabildin mi?
Onu içinde korumanin seni yok etmek oldugu zamanlara
feda oldun mu hiç?
İçinde aglayan çocuga umut sarkilari söyleyemedigin,
özlemini,
susuzlugunu,
açligini gideremedigin zamanlar oldu mu hiç?
Kanayan yarasini gördügün
ama merhem olamadigin zamanlar.
Gücünün,
hani o tanrisal gücünün
bir çocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu
gördügün zamanlar
oldu mu hiç?
Hiiiiiiiç....
Hiiç...
hiç...
bir hiç..

CAN DÜNDAR......

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
11 Şubat 2007       Mesaj #1095
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İlginç bişey mutluluk
Neden insan sevinçli günlerini eskide saklar ki,
Yaşadığımız acılarsa hep bugünmuş hatırlar,
Peki, bugün mutlu olmadık mı?
İyi düşün…


serhat gültekin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Şubat 2007       Mesaj #1096
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

yıl, bir kere yirmi bir ocak çeker
cennetiniz kayıp
cehenneminizde nergisler sürgün

d/üşüyor soluğum
adı ‘’hiç ’’durağında
sırrında soyunuyor ayna
şiir çıplak

tadını çarmıha ger dilimde- git -
indir kendini kendimden
indir güne ağıt yakan kuşların gagasını
aşk masum değil!


Dolunay Ünal
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
11 Şubat 2007       Mesaj #1097
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Çöz
Lepiska saçlarını.
Şöyle
İki yana salla
Salıver
Uçuşsun..
Kalk ayağa,
İnce topuklar üstünde
Salın biraz
Dalgalı deniz gibi,
Görenlerin
İçi gitsin.
Otur yanıma,
Bahar kokunu
Çekeyim içime.
Sımsıkı sarılayım
Sana..
Sonra,
Kördüğüm olalım.
Ne kadar
Uğraşsalarda,
Çözemesinler
Bizi...


münir üsküdar
tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
11 Şubat 2007       Mesaj #1098
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
Niçin
İnsanlar sevmeyi unuttu mu ne?
Ve de gülmeyi...
Başımı kaldırsam kan görüyorum
Yoksa kin
Resimde gölgesi binlerce hasretin
Ne sıcak bir merhaba
Ne de bir tebessüm
Kalmamış izi mutluluğun ve sevincin
Oysa biz hala yaşıyoruz
Bilmem ki niçin?..

Ahmet Selçuk İlkan
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
11 Şubat 2007       Mesaj #1099
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Artık suya ihtiyaç yok
Bedenimde...
Bedenim beynimde yok
Bir natürmort tablo gibi aynada
Güneş ışınlarıyla oynayabilir gözlerim
Sen sviyi çizen kadın
Bir çeşme başında
Bedenimden suyun geçişini güneşe
Anlatabilirmisin çocuklarıma
Siyah ve beyazla yetinerek her öğlen vakti
Gel öyleyse
Dinle tenimin masalını
Ve dilimde ki sessizliği söyle
Söyle çocuklarıma
Damarlarımda ki vadilere
Biriken kumların benim olmadığını
Çünkü ben
Suçlu değilim
Yargıç güneşse
Eğer suçluysam
Suç ortağım güneştir
Kansız bedenlerde vampir değilim
Alı sevdim diye maviden çok
Hep kırmızı aktı şimdiye kadar
Ve güneş kıskanmadı beni
Sevdi hep bedenimi
Sen sevgiyi çizen kadın
Sevgiyi yazmak
Ve çocuklarıma güneşle anlatmak
Bilsen ne zor
Seviyle her gün yaşamak
Ve en kötüsü imkansız
Her şey bittiğinde
Onu bir tablo gibi kenara koymak



ismet zeren
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
12 Şubat 2007       Mesaj #1100
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Y ü r e ğ i m d e k i G i z

olandır

korku dağlardan büyük
umutsuzluk kol geziyor
ülkemde dünyamda

dağlarına karlar yağmış memleketimin
ülkem işgal altındadır
88/89 bir saniyelik andır
ülkem işgal altındadır

binlerce canım kafeste
milyonlarcası tutsak
ülkem işgal altındadır

açlık yokluk kıtlık
özgürlüğe ve sana hasret
dünyam işgal altındadır

sarılmışız her bir yandan
kuşatmadayız
değişik değişkenler kuşatması

cephede düşman
içerde "dost"
çevremizde belirsizler
kuşatmadayız
değişik değişkenler kuşatması

yüreğimdeki giz

geçmişimden geleceğime uzanan köprüm
bilinire doğru akan güneşim apaydınlık ışığım

ateş çemberinden geçtim
irin denizinde sınandım
ne leş kargaları bildi ilişkimizi
ne dostlar tam kavradı
seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz

kör karanlık gecelerde iliğime kadar üşümüş
tepeden tırnağa ıslak sabah seher ayazında
yok oluşun eşiğinde seni yüreğime gizledim

bilincim
savaşım
sevdam
var oluş nedenim

bir avuç toprak yüreğim
beynimdeki gizleri toprağa taşıyan topraklaşan
bir sıcacık yuva yüreğim
dünyadan büyük dostları saran barındıran

bir sıkılmış yumruk yüreğim
faşizmin beynine yıldız yıldız çakan
bir sıkılmış yumruk yüreğim
yıldızlara doğru akan yıldızlaşan

bir avuç toprak yüreğim
çiçeğe bezedim öptüm toprağı
öptüm çiçeği öptüm seni
çağların derinliğinde sırladım
seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz

iyiliğin mutluluğun ustası güzelliğin ezgisi
azdan çoğa çoktan çoğa utkunun türküsü
kitleleri coşturan balerinim
seni öğrendim evrenselliğini kavradım

tarihin derinliğinden coğrafyanın genişliğine
seni yaşıyorum
geleceğini yazıyorum
geleceğini yazıyorum kanımla
kanımla sevgimi sunuyorum
sırım sırım sırladım yüreğime gizledim
seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz

seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz
"ille dostun bir tek gülü yaralar beni"
dost hançerine göğüs gere gere
seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz

dost gülü

korunman için kahramanlaşanlar korunmana alındılar

adına kahraman kesilip el üstünde tutulan
hainleri
yaftaları boynunda
gönderdim gönderiyoruz *** çukuruna

sarılmışız çok yönlü kuşatmadayız
değişik değişkinler kuşatması
hainleri sıraladık da upuzun dizi dizi
dost gülüne gücümüz yetmiyor
dost gülüne gücümüz yetmiyor
dost gülüne gücümüz yetmiyor

can pazarına düşmüş 'dostlar'
tavşandan hızlı serçeden korkak
ışık hızıyla savruldular yanımızdan suçlayarak

saygıyı yitiren soğuk yürekli sevgisizler
******* satar kendini satar seni satar beni satar
insanlığından sıyrılıp da insanlığı satar

çığlık

aç anaların apış arasından fırlayan çığlığın bilinci

sana çığlık gönderiyorum
aç anaların rahmindekilere umut
sana çığlık gönderiyorum
ezilenlerin kavgasından çığlığa karışmış çığlık
sana çığlık gönderiyorum
dört bir yandan kavganın içinden
sana çığlık gönderiyorum acılı onurlu çığlık
esir düşüp teslim olmayanlardan
onuru uğruna canını ezilmiş böcek gibi fırlatıp atanlardan

sana çığlık gönderiyorum
uğruna utkunun doruğuna erişenlerin
onur utku sevgi kokan çığlığını
sana çığlık gönderiyorum
yanan yüreğimden senin çığlığını

senin için

uğruna ölümün üstüne uçanların sevda türküsü

adını kanla kazıdık yüreklere beyinlere
kanımızla sunduk sevgimizi
sevenler kır çiçekleri toplasınlar diye

kulaktan kulağa yürekten yüreğe ezgilerinle
dağdan dağa türkünü söyledik
sevda ateşindi ovalarda yaktığımız
şehirleri diz çökerttik önünde

tezgahlarda
kıyımlarda
darağacında gülümsedik
en acımasız acılar altında
güvenle
bağlılıkla
destanını yazdık
direncin
sevginin
bilincin
insanüstü sevgiyle sevildin

anlayansın bilensin

kar kırmızı yağanda cehennem harlamasında
tutkun yol gösterenimizdi bizi bizden koruyan

kavganın en acımasızıdır yaşadığım
kanlı şiddetli
kır çiçeklerinden dağ doruklarına
metropollerin yoğunluğuna
sevgilinin sözünde devrimin kucağında
kavganın en acımasızıdır yaşadığım
ha vurdu ha vuruldu düşman
kavgası basit tekillik
kavganın en şiddetlisidir yaşadığım
beyinleri sarsan
kendimle kavgamdır parçacıklarımı uzaya
dağıtan
başka zamana
başka mekana
başka boyuta gönderen
mikrobik cımbızla topluyorum kendimi
cüce yıldız acımasızlığından genişleyen uzaydan
ve kendi ellerimle yaratılıyorum yeniden
yeniden

yeniden yaratanımızdır ellerin

anlayansın
bilen
kavrayan

biliyor biliyor biliyorsun
yeniden yaratanımızdır ellerin

bilenim anlayanım kavrayanımsın
insanlara saygımın sevgimin sonsuzluğu
kişiliğime vurduğum damgalardandır

savaşın göbeğinde sesimi duyamaz olduğumda
şehit kanlarımızın göletlerinde
ayaklarım ıslananda
düşman leşlerinin sendeletmesinde
ağız dolusu küfretmemin
kulaklara kadar açık ağızla gülmemin
çiçek koklamamın çocuk sevmemin
ve sevgiliye
incecik yüreğimden kopardığım hasretli parçacıklarla selam göndermemin mutluluğunu
plazmamdaki atomlara kadar duyumsamamı
sen anlayabilirsin

yatıp uzandım otlar üstüne
ıslığımla parçaladım çiğ tanelerini
ilahların gözyaşlarından yaptığım kolyeyi
taktım da tanrıçamın boynuna
armağan sundum yoldaşımın koynuna

anlayanımsın seni kavradığıma tanığımsın
biliyorsun kavrayanım biliyorsun
evrenselliğinle bizleri kapsıyorsun

yeniden yaratanımızdır ellerin

yangı

yürek yangısıyla dolaşıyorum
kavganın göbeğinde yürek yangısıyla
anaların yürek yangısıyla
toprağa yavru vermiş anaların
işkenceden
ilmekten
kurşundan

tezgahtan
darağacından
pusudan
canından can veren anaların yürek yangısıyla

biliyor
biliyor
biliyorsun

ellerin
ellerin
ellerin
yeniden yaratanımızdır ellerin

engel

ilkyaz aylarında keçilerin belini ısıtan sıcaklık

beynimin ürünü yüreğimin sevgisi
insanlaşanları kucaklasın diye
bünyemin yokluğa koşuşunda
ölümüne yaşıyorum

ölürüm
dağlarına taşlarına suyuna çiçeğine
ölürüm tutkuna ölürüm sana
ölürüm gelişimine bensiz kalırsın
yetim öksüz boynu bükük
karnına tokat yer de vay arkam deyi dolanırsın
gel
öldürme beni

senin için yaşanılır sevgi çiçeğim yaşanılır
savaşılır yaşanılır
yaşanılır savaşılır

bunalımın bunalımımı geometrik katlayan
bunalımın dostluk hücresinin intiharıdır
sevgi çiçeği ezilir umut ışığı kararır kırılır

hain güllesine dost hançerine göğüs gerişim
bunalımına engel

uzat ellerini aşalım engelleri

duyumsuyor yaşıyor biliyorsun
yaşıyor biliyor görüyorsun
biliyor
biliyor
biliyorsun
ellerin
ellerin
ellerin

yeniden yaratanımızdır ellerin

uğruna
insanlık onuru için can verirken
önünde uğruna onurumu çiğnedim
ipekten halı yapıp tutkumu
yüreğimin sevda çiçekleriyle
yollarına serdim onurumu
ezildim

tutkunun doruğundayım inişsiz doruklarda
buluttan buluta uçtum da geldim
gönülden gönüle aktım da geldim
yüreğime akanları teptim de geldim
kapına yüz sürdüm
küçüldüm

ayrılığı yaşadım gök mavisi denizlerin
derinliklerinde
çöl karanlığı buz dağlarında sensizliği
karınca kalabalığı insan selinde kendimden uzaklığı
kuşun kanadından yerin kulağından geldi
haberin
ıssız çiğ tanelerinin esintisinden
avundum

yoluna baş koyduğum
yaptığım çarmıha gerildim
ellerimle yaptığım çarmıha çağlarca
sayısını unuttum
uğruna ölümlerimin sayısını
sensizlik ölümden acı kor insana
ayrılığı öldürmeyedir savaşım
hasretliği öldürmeye

insan insana

sevecenlerin ışığı sevgi çiçeği

sevgiye saygı
insana sevgi
yüceltiyor bizi

insan insana buluştuk
el ele tutuştuk
uzunca uzun söyleştik
insanlığı yaşadık

acıların acısını ayrılığın acısını
korkuların korkuncunu
sevginin en mutlusunu
insanlığı yaşadık

adım adım koşar adım
adım adım sağlam adım
el ele yürek yüreğe omuz omuza
yürüdük insanlaşma kavgasının ortasına

bizleşmeye bütünleşmeye koşuyor
beyninin (bilincinin) bulanıklığını aşıyor

yoldaşlar arasında yoldaşlaşıyorsun

nüve

geçmişimden geleceğime uzanan köprüm
bilinire doğru akan güneşim apaydınlık ışığım
ben devrimim geleceğini belirleyenim

kendini yaşıyor
benden bana koşuyor
benzerlerimi aşıyor
bana ulaşıyorsun
seni kendime kodladım

kendine bakışta
iç dünyanı tartışta
izlerimi bulacak
beni yaşayacaksın
seni kendime kodladım

bilincindeki bulanıklığı aşıyor
insanlaşma kavgasında insanlaşıyor
benzerimden benzerime
bana koşuyorsun
geleceğini belirleyenim
seni kendime kodladım

bilinire doğru

sevginin sıcağın hasretiyle
ateş saldım yüreğimden kopanlara
acılı çığlık alazıyla ışıktım gönlünüzü
hainleri ışınladım da dost gülüne gücüm yetmiyor

gök ekinler yeşersin insanlaşma hızlansın diye
yüreğimi verdim buyruğunuza
beynimi bilincimi bedenimi
tok uyunsun kardeşçe
sevgi çiçekleri açsın evrende
insandan insana saygı yaşansın diye
yüreğimle kızıla boyadım bulutları
güvercin saldım yıldızların ötesine
ötesini size bırakıp
güzelliği dostluğu kardeşliği işledim bilinçlere

insanlara adandım insanlaşanlarca
bende bulursunuz kendinizi
geleceğinizim şimdiden

güzel günlerin bitmediği
çiçeklerin solmadığı
mavilikler beldesinde beyazı yaşayın
çocuğa saygının çiçeğe sevginin doruğunu
insandan insana baskının
açlığın ve tutsaklığın
-miş li geçmişin rivayetiyle anlatıldığı
mavilikler beldesinde beyazı yaşayın

kelebeklerin kanadından izleteyim çiçekleri
sonsuz maviliklerde beyazı yaşayın

Sevgilim
Devrimim

Salim Yılmaz

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya