Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 156

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.166.152 Cevap: 8.002
buldozer1 - avatarı
buldozer1
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1551
buldozer1 - avatarı
Ziyaretçi
ÜMİT YAŞAR OGUZCAN : SONYAPRAK

Sponsorlu Bağlantılar
Son Yaprak

Ulkenin batisindaki küçük bir mahallenin bir sokaginin neredeyse tamami ressamlardan olusmaktaydi. Bu mahallede, üç katli bodur bir tugla yigininin tepesinde iki kiz arkadasin stüdyolari bulunmaktaydi. Alt katlarinda ise yasli bir ressam otururdu.

Günlerden bir gün kiz arkadaslardan biri zatürree hastaligina yakalandi.
Genç kiz günden güne eriyordu. Bir gün, arkadasi resim yaparken O da
yataginda pencereden disari bakiyor ve sayiyordu...geriye dogru sayiyordu.
"Oniki" dedi, biraz sonra da "onbir"; arkasindan "on", sonra "dokuz"; daha sonra, hemen birbiri ardina "sekiz" ve "yedi". Arkadasi merakla disari bakti.
Sayilacak ne vardi acaba?Görünürde sadece kasvetli, bombos bir avlu ile alti yedi
metre ötedeki tugla evin çiplak duvari vardi. Budakli köklerinden çürümüs, yasli
mi yasli bir asma, tugla duvarin yari boyuna kadar tirmanmisti.
Dönüp arkadasina"Neyin var?" diye sordu. Hasta kiz fisilti halinde" alti" dedi.
"Artik hizla düsüyorlar. Üç gün önce neredeyse yüz tane vardi. Saymaktan basima agri giriyordu. Ama simdi kolaylasti. Iste biri daha gitti. Topu topu bes tane kaldi simdi."
"Bes tane ne?" diye sordu arkadasi.
"Yapraklar, asmanin yapraklari. Sonuncusu da düsünce, ben de mutlaka gidecegim.Hissediyorum bunu."
Arkadasi ona saçmalamamasini söyleyip içmesi için çorba götürdü.
Fakat O; "Iste bir tanesi daha gidiyor. Hayir çorba filan istemiyorum.Bununla geriye dört tane kaldi. Hava kararmadan sonuncusunun da düstügünü görmek istiyorum. Ondan sonra ben de gidecegim."diyerek cevap verdi.

Genç kiz uykuya daldiginda arkadasi da alt katta ki yasli ressama ziyarete gitti.
Bu sirada yaprak olayini da anlatti yasli adama.
Yukari çiktiginda arkadasi uyuyordu. Ertesi sabah hasta kiz hemen
arkadasina perdeyi açmasini söyledi. Ama hayret!
Hiç bitmeyecekmis gibi gelen upuzun gece boyunca araliksiz yagan yagmur ve siddetle esen rüzgardan sonra, bir asma yapragi hala yerinde duruyordu. Sapina yakin taraflari
hala koyu yesil kalmakla birlikte, testere agzi gibi tirtilli kenarlarina
ölümün ve çürümenin sari rengi gelmis olan yaprak, yerden alti yedi metre yükseklikteki bir dala yigitçe asilmis duruyordu.
"Bu sonuncusu" dedi hasta kiz."Geceleyin mutlaka düser diye düsünmüstüm. Rüzgari duydum. Bugün düsecektir, o düstügü an ben de ölecegim."
Agir agir geçen gün sona erdiginde onlar alacakaranlikta bile,
asma yapraginin duvarin önünde sapina tutunmakta oldugunu görebiliyorlardi.
Derken siddetli yagmur tekrar basladi. Hava yeteri kadar aydinlanir
aydinlanmaz, genç kiz hemen perdenin açilmasini istedi.
Asma yapragi hala yerindeydi. Genç kiz, yattigi yerden uzun uzun
yapragi seyretti. Sonra arkadasina seslendi. "Münasebetsizlik ettim. Benim
ne kötü bir insan oldugumu göstermek istercesine, bir kuvvet o son
yapragi orada tuttu. Ölümü istemek günahtir. Simdi biraz bana çorbaverebilirsin."dedi.

Aksamüstügelen doktor ayrilirken; simdi alt kattaki bir hastaya bakmam gerekiyor.
Yasli bir ressammis sanirim. O da zatürree. Yasli adamcagiz çok agir bir
durumda, kurtulma umudu yok ama daha rahat eder diye bugün
hastaneye kaldiriliyor dedi. Ertesi gün doktor: "Tehlikeyi atlattiniz, siz
kazandiniz." dedi. O gün ögleden sonra arkadasi artik iyilesmis olan
arkadasina alt kattaki yasli adami anlatti. Yasli adam iki gün
hastanede yattiktan sonra ölmüs. Hastalandigi günün sabahi kapici onu
asagida, odasinda sancidan kivranirken bulmus. Pabuçlari, elbisesi bastan
asagi sirilsiklam, her yani buz gibi bir haldeymis. Öyle korkunç bir
gecede nereye çiktigina akil sir erdirememisti kimse. Sonra, hala yanik duran bir
gemici feneri, yerinden sürüklene sürüklene çikarilmis bir portatif merdiven,
bir de üstünde birbirine karismis sari, yesil boyalarla bir palet ve
saga sola saçilmis bir kaç firça bulmuslar. O zaman o son yapragin sirri da çözüldü.
Rüzgar estigi zaman bile yerinden oynamayan yaprak, yasli ressamin
saheseriydi. Yasli adam, son yapragin düstügü gece oraya bir yaprak
resmi yapip yapistirmisti.

nisan_yagmuru - avatarı
nisan_yagmuru
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1552
nisan_yagmuru - avatarı
Ziyaretçi
YALNIZ BİR OPERA

Sponsorlu Bağlantılar
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun,kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin bir şet vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
İmrendiğin,öfkelendiğin,kızdığın yada kıskandığın diyeli
Yani yaşamışlık saydığın geçmişim
Dile dökülmeyen tenhalığında
Kaçırılan bakışlarda
Gündeliğin başı boş ayrıntılarında
Zaman zaman geri tepip duruyordu.
Ve elbette üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
Biraz daha sevdiğim biraz daha fazla önem verdiğim
Başlangıçta doğruydu belki
Sıradan bir serüven rasgele bir ilişki gibi başlayıp
Günden güne hayatıma yayılan,
Büyüyüp kök salan,
Benliğimi kavrayıp,
Varlığımı ele geçiren bir aşka bedeldin
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazanan gibi
TERKETTİN

murathan mungan

blood_lovee - avatarı
blood_lovee
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1553
blood_lovee - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızlığım

Birer birer silinir aklımdan herşey,
Sadece kendimle başbaşayım,
Ne acıları yaşamak isterim,
Ne de sevdaları,
Duygusallığım alıp götürür beni,
Bir geceyi düşünürüm,
Bir de o gecenin matemini,
Sessizliğimi de çekerim içime doğru,
Düşlerimin aynası olur yalnızlığım,
Açmadıkça o güzel çiçekler,
Kaybolacak içimden ruhum,
Karışacağım kendime,
Kalacağım yine yalnızlığa,
Yapayanlız.

Nazım Uzun
nisan_yagmuru - avatarı
nisan_yagmuru
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1554
nisan_yagmuru - avatarı
Ziyaretçi
O Dağların Kızıydı!!!


O Dağları kızıydı!!!
Adı: Selver'di....

O heybetli toros dağlarının kızıydı,
Gözlerini denizden,
Yüreğini dağlardan...
Ormanlardan, sevgiden dermişti...

O dağların kızıydı Adı: Selver'di,
Bir namlunun gölgesin de,
Zorla!...
Bekaretini verdi!

Kimseye anlatamazdı, söyleyemezdi,
Anlatsa bile kimse ona inanmazdı!
Yedi ay sonra anladılar!
Önce ağabeyleri, sonra babası;
Allah ne verdiyse...

Anlatamadı dinlemediler!
Gözyaşları karıştı yüreğinden akan kana...
Satıldı sonra, babası yaşında adama
Karnında 7 aylık bebeğiyle...
Babası yaşında beş çocuklu adama!
Şimdi onun çiftliklerinde köle!

O dağların kızıydı; adı:
Selver'di...
Umutlarını, hayallerini, yarınlarını...
Bir namlunun gölgesinde; zorla!
O namussuza verdi...
Ve bir kere bile göremeden;
Koklayamadan, saramadan bebeğini...
Bir kere bile!..
Onuda verdiler yaban ele

O namussuz mu?
Hala yaşıyor köyde,
Utanmadan, yüzü kızarmadan
Hala yaşatıyorlar onu!
Bizim köyde!....
Selver!se hala köle,
Beş çocuklu adamın çiftliklerinde...
Hayvanlarla eşit muamelede!...


alintidir--sairini bulamadim..özür diliyorum..ama paylasilmali bu siir.. insanlara verecegi dersler oldugunu düsünüyorum
..
siir hakkinda olumlu-olumsuz düsüncelerinizi paylasin arkadaslar...

siirleri yazib birakmak yerine, elestirilerimizi de yazalim..
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1555
kambis - avatarı
Ziyaretçi
DORUKLARA SEVDALANDIM


Filiz filiz harelendim dağlara uymak için
Kan gölünde kurulandım hayatı duymak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için.

"Kekik kokusu duydum
Kekik kokusu koynunda huysuz gecenin
Uyandım birdenbire
Haydi dedim yüreğim gidelim bu şehirden
Bu şehir koparmak istiyor beni özlemlerimden
Yorgunum;
Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var
Yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
Düşmanlarım ulaşamazlar..."

Katarlar gelir geçer bir geceden bir geceye
Yüreğim yare yare iz bırakır bin acıya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya.

Denizlerde dalgalandım taşları oymak için
Doruklara sevdalandım ışığa doymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için.

"Bir kuş çiz yavrum yüzüme gözyaşınla
Bir kuş tel tel kirpiklerim kanat olsun
Bir kuş çırpınan kalbi dudağımda
Bir kuş yavrum sıcaklığın beni bulsun.
Bahar gelmiş balam benim
Bahar gelmiş dayanmış
Dalda yaprak bebeciğim
Suda köpük uyanmış
Kuzulara özenmiş kızım benim
Körpe sesler dinlenmiş
Ay ışığında yanmış yavrucuğum
Onun için beyazmış."

Şarkılar gelir geçer bir heceden bir heceye
Yüreğim yare yare yankılanır bin acıya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya

NİHAT BEHRAM
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1556
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Gitme Kal Diyemedim

Bir sevda dudağında tutsak kaldı özlemim
uzun kara trenler alıp götürdü seni
hasret boyu uzayan raylara döküldü gözlerim
bütün insanlar ağladı sen giderken.
bütün istasyonlar gözyaşlarına boğuldu
bir ben ağlamadım inanki, bir ben
ince bir duman gibi kaybolup gittin

oysa seni sevdiğimi söylememiştim daha
sensiz yaşamayacağımı,
sana aşkımı anlatamamıştım
gitme kal, giden ben olayım
gitme kal diyemedim
kahrolası gururum, kahrolası dilim

arkanı dönüp giderken
hıçkırıklar düğümlendi boğazıma
kızdım ,bağırdım , haykırdım, isyan ettim
yine de seni sevdiğimi söylemedim
ardında ağlayan bir çift göz
paramparça bir yürek
ve dalları kırılmış bir ağaç gibi baktım
ama gitme kal diyemedim
kahrolası gururum, kahrolası dilim

gittin hayallerim ardında yaprak yaprak düşüyordu
bir çocuk üşüyordu elleri cebinde
dalında bir gelincik ağlıyordu
bir dağ yanıyordu içimde
gitme, gidersen baharda git
sonbaharda gitme
yapraklar düşmesin ardında
diyemedim
kızdım ,bağırdım , haykırdım, isyan ettim
yine de seni sevdiğimi söylemedim
kahrolası gururum, kahrolası dilim
gitme kal diyemedim

.../
bir rüzgara açarım şimdi kalbimi
bir de sulara
alıp getirsinler diye sevgimi sana

bir tutam sevgiydi yaşam kalbimde
bir yudum hasret oldu
döküldü gözlerimde tane tane




--
B u K e T
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1557
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Güne doğmak…

Acılarla yoğrulmuş yüreğine girmek için
Zemzemle yıkayıp yüreğimi
Arındırdım geçmişin tüm kasavetinden
Titreyen dudaklarımdan döküldü adın
Dolunaya dönüşürken ilk akşamın hilali
Kabardı sevginin coşkusuyla ruhum
Her şey yeni bir güne doğmak
Yeni bir güne umutla bakmak için

Huzurlu muyum yatağında akan su gibi
Huzurlu musun aynaya baktığın gün gibi
Mevsimin geçmişliği mi geriyor sevdayı
Cümlelerinle gelen ışıkla genişliyor yüreğim
Genişliyor bir hilalin koynunda acım
Bu Şubat çok ılık esiyor be canım
Eriyor eriyor kılcal damarlardaki kanım
Ya ışık saçan gözlerin hangi renkte
Ellerime sarılıyor sanki saçların

En siyah gecenin ayazında çıktım
Bağrım açık tırmanmak için yamaçlarına
Sevda gibi kesiyor uzaklığın
Uzaklığın kadar yakınlığın
Gözlerime doluyor sevdanın kanları
Yeni bir vadinin kutlu müjdesini vererek
Bir turna geçiyor karanlığımdan
Ve sen ey uzaktaki
Dolunaylarımı oluşturacak tek hilalim

12.02.2007


Dr.Hamza Yasar OCAK
C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1558
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi
065r
İKİ SATIR

Her günün akşamı kalem elimde
İnan iki satır yazamıyorum
Bir bir dolanıyor sözler dilimde
İnan iki satır yazamıyorum
Bu hasret gerçekten bitirmiş beni
Bana çok görüyor severken seni
Kaldıramıyorum yorgun bedeni
İnan iki satır yazamıyorum
Bıraktığın izler gönlümde ne çok
Dokundukça yakar sanki kızgın ok
Kağıt kalem nemli çizgi desen yok
İnan iki satır yazamıyorum

Engin NAMLI
Son düzenleyen Blue Blood; 26 Şubat 2007 06:26 Sebep: gozu yoran renkler kullanmayin
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1559
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Elveda
*
sana elveda demiyorum biz ayrılırken yasta
belki karşılaşırız yan yana musalla taşında
sende affetmedin acı desenli bakışlarımda
bittik elveda demeden biten aşkın iflasında
*
iki gözüm vardı şimdi ağlamaktan tanınmayan
hiçbir şiir kuru değil , gözyaşımla yazılmayan
sensiz içim yatalak , dışım dirhem dirhem yaşayan
içimdeki çocuktu aşkı yalan gölü sanmayan
*
sana kapanmışken çaresizdim , şimdi naçar kaldım
yarınlar pembe , beklentim yeşildi uzağa baktım
mutsuzluğa demir atmışım yeni yeni anladım
elvedaların kölesi olmuşken yaşayamadım
*
Serdar San İzmir , 17.09.2006
nisan_yagmuru - avatarı
nisan_yagmuru
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1560
nisan_yagmuru - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
C.A.N.D.Y adlı kullanıcıdan alıntı

065r
İKİ SATIR



Her günün akşamı kalem elimde

İnan iki satır yazamıyorum

Bir bir dolanıyor sözler dilimde

İnan iki satır yazamıyorum



Bu hasret gerçekten bitirmiş beni

Bana çok görüyor severken seni

Kaldıramıyorum yorgun bedeni

İnan iki satır yazamıyorum



Bıraktığın izler gönlümde ne çok

Dokundukça yakar sanki kızgın ok

Kağıt kalem nemli çizgi desen yok

İnan iki satır yazamıyorum



Engin NAMLI



canim..kusura bakma.. acik renk kullaniyorsun.. okumakta zorlaniyorum.. alinti yapip renklendirdim..izninle..Msn Happy) yüreginden öpüyorum arkadas.. harika paylasimin icin..




YUVARLAĞIN KÖŞELERİ

Aşka gönül ile düşersen yanarsın.
Zeka ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın.
Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma bir yol seç.

Özdemir Asaf



Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya