Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 338

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.650 Cevap: 8.002
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3371
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Güzelsin

Sponsorlu Bağlantılar
Görenler kendini beğenmiş sansın,
Sen böyle havalı pozla güzelsin.
Varsın âşıkların bıksın usansın,
Sen böyle cilveyle, nazla güzelsin...

Göz göre gelince aklım şaşıyor,
Yüreğim koşmaktan yorgun düşüyor,
Sığmıyor gönlüme aşkın taşıyor,
Sen benim haddimden fazla güzelsin...

Vadesi yakına eğleme meyil,
Sen sen ol zamanı zengine eğil,
Ben gibi hüzünlü hazanla değil,
Sen, taze baharla yazla güzelsin...

Aşk hevesle başlar, hasret, gurbetle.
Solmasın gençliğin gamla, kasvetle.
Çünkü sen her zaman sen muhabbetle,
Şiirle, şarkıyla, sazla güzelsin...


Cemal Safi

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3372
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Acıyı Bal Eyledik

Sponsorlu Bağlantılar
-Pir sultan ölür dirilir-

Bak şu bebelerin güzelliğine
Kaşı destan
Gözü destan
Elleri kan içinde

Kör olasın demiyorum
Kör olma da
Gör beni

Damda birlikte yatmışız
Öküzü hoşça tutmuşuz
Koyun değil şu dağlarda
San kendimizi gütmüşüz
Hor baktık mı karıncaya
Kırdık mı kanadını serçenin
Vurduk mu karacanın yavrulusunu
Ya nasıl kıyarız insana

Sen olmazsan öldürmek ne
Çürümek ne zindanlarda
Özlem ne ayrılık ne
Yokluk ne yoksulluk ne
İşşiz güçsüz dolanmak ne
gün gün ile barışmalı
kardeş kardeş duruşmalı

koklaşmalı söyleşmeli
korka korka yaşamak ne

kahrolasın demiyorum
kahrolma da
gör beni

kanadık toprak olduk
çekildik bayrak olduk
döküldük yaprak olduk
geldik bugüne

ekmeği bol eyledik
acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne

ekilir ekin geliriz
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurmak kurtuluş mu

körolasın demiyorum
kör olma da
gör beni

Hasan Hüseyin Korkmazgil

NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3373
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler,
randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili.
Zaman ileri doğru değil, içeri,
yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur.
Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan@da Ganj Nehri@nin kıyısında yakılan
yoksul adamın hissettikleri de onunladır,
yitirdikleri de...
Newyork@ta, bir sokakta,
o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da.
Her şey onunladır, ona emanettir sanki,
ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı,
o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum,
aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde,
o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez,
dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır,
insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan
o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz,
evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz,
oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...
İşte şimdi biz de sevgili,
ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp,
soluğu evlerde alacağız,
ya da denizler, kıyılar çekecek bizi.
Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak,
başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak,
yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...
Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular,
taksitler, iş, anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili.
Birbirimizi kandırmayalım...
Hadi güne hazırlan.
Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü,
sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel,
o yaban ağrısını geri alacak.
Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek,
sonra geçecek...
Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...
Aşkta yarın yoktur sevgili...

Cezmi Ersöz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3374
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
MEHMETÇİK

Öldük...Hayrımız mı var ki Kendimizden gayrısına !..

Öldük be dostlar,öldük
Bakmayın siz güldüğümüze,
ağladığımıza
Öldük...
Hayrımız mı var ki
Kendimizden gayrısına !..

Hayırsız olduktan sonra
Ha nefes almışız,
ha ölmüşüz farketmeden
farkettirmeden ...


AHMET ÜNAL ÇAM
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3375
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Alda Git

Kendine iyi bak deyişin kulağımda,
Yazdığın elveda notu avuçlarımda,
Masum bakışın göz bebeklerimde kalmış,
Yeter artık emanetlerini alda git.

Sıcacık ellerin,buz kesmiş ellerimde,
İçimi dağlayan sesin kulak dibinde,
Masum günahsız yüzün aynalarımda kalmış,
Yeter artık emanetlerini alda git.

Rüyamı süsleyen anıların gönlümde,
Kurşun gibi delen bakışlar sol göğsümde,
Topladığım çiçeklerin elimde kalmış,
Yeter artık emanetlerini alda git.

Seni seviyorum deyişini yüreğimde,
Ben gidiyorum deyişini belleklerimde,
Bıraktığın aşk sancısı içimde kalmış,
Yeter artık emanetlerini alda git.

Espiyeli Muhsin AKTAŞ

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3376
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Lesya

Lesya
Aşkım benim. umutsuzluğum.
Yalnız seninle dolu ruhum..
Sevdiğimi anlardın,
eğer olsaydı biraz duygun.
Lakin sen duygusuzsun.
-Olmaz ! Dedin. Boyun eğdim aşkıma.
Kim tanıştırdı seni, kim yakıştırdı bana ?
Tek dag degil, uçurumlar aramızda.
Acıma istemem perişan durumuma,
Yalanlar senin olsun, gerçekle gir,
gireceksen ruhuma.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3377
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye Benimle Gurur Duyacak..!

Toplanın ey millet başlıyor oyun
Artık şeytan bile bana uyacak
Yaşarken burada bir sürü koyun
Türkiye benimle gurur duyacak

İlk önce futbolla başlarım işe
Üç-beş gol atarak dalarım düşe
Transfer ayında oldum mu köşe
Türkiye benimle gurur duyacak

Aslında paraya pula taparken
Ağamla paşamla kaset yaparken
Her türlü hileyle malı kaparken
Türkiye benimle gurur duyacak

Bin ceviz kırsam da ağrımaz dişim
Utanmam söylerim gelmişse çişim
Ülkeme hizmeti görev bilmişim
Türkiye benimle gurur duyacak

Hep aynı senaryo hep aynı film
Her zaman gerçeği saptırır dilim
Nihayet doğurdu seksi sevgilim
Türkiye benimle gurur duyacak

Çevremde silahlı insan ordusu
Ne dünya ne ahret ne kul korkusu
Nasılsa hırsızın öter borusu
Türkiye benimle gurur duyacak.


Muammer Baydere
scanner_11 - avatarı
scanner_11
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3378
scanner_11 - avatarı
Ziyaretçi
Ağlama

Ağlama, gözleri kızarmış çocuk!
Tek damla yaşın düşmesin yere.
Bak, tek güzelliğimiz yokluk,
Sana bir öğüt; ağlama boş yere.

Ne olursa olsun hiçbir şey değmez,
Senin bir damla gözyaşına.
Ağlayana kimse boyun eğmez.
Kimse bakmaz kimsenin yaşına.

Ne kadar kötülük, pislik varsa;
Sen herşeyi tertemiz öğren.
Eğer yüzüne gözyaşı yağarsa;
Seni garip sanır her gören.

Ağlama sakın çocuk, ağlama!
Korkmayana zarar gelmez, bunu bil.
Sevgini hep söyle, sakın saklama.
Aklından korkuyu, gözünden yaşı sil.


SHADOW77 - avatarı
SHADOW77
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3379
SHADOW77 - avatarı
Ziyaretçi
~HIRS~
Sen kaçan bir yavru geyiksin dağda,
Ben peşine düşmüş bir canavrım.
İstersen dünyayı çağır imdada,
Yeryüzünde bir sen,bir de ben varım.
* * * * * *
Seni korkutacak hep geçtiğin yollar.
Peşinden gelecek ayak sesim.
Sarıp vücudunu hayali kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.
* * * * * *
Nefesimden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü.
Sen benden kaçsan da şehir şehir,
Yine bana kalacaksın son günü.
* * * * * *
Hırsım gibi sonsuz yaşasan sende,
Ben ölümle sırdaş olup beklerim.
Hırsıma toprağı rakip etsen de,
Mezarında bir taş olup beklerim..!
Necip Fazıl KISAKÜREK
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
1 Mayıs 2007       Mesaj #3380
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
HABERİN VAR MI

Sen öyle güzel ben böyle naçar

seni seviyorum haberin var mı

nasıl söylesem nasıl açıklasam

haykırsam, bağırsam, çağırsam

beylerbeyinde

çamlıca caddesinde

suyu akmayan çeşmenin

kuruyan sarnıcın

yaşlanmış çınarın altında

muntazam

bir rüzgâr

ve kamyonların gürültüsü altında

egzozları altında otobüslerin

insanların bakışları altında

tomurcuklanan güllerin boy atan çiçeklerin

zakkum ağacının akşam sefalarının

daha yeni yeni

tohumların topraktan başlarını uzattıkları

bu günde.



Seni seviyorum haberin var mı

ben ki naçar ben ki şair zanaatkâr

borsadan repodan faizden uzak biri

kalbim harbi bir aşkla çarpıyorken taksimdeyim

kendini kendine saklayan bir şairin yanındayım

benim değil etrafı duvarlarla çevrili köşkler

rıhtımları deniz kenarlarını geri alamıyorum

yani her şey tamam değil

çocukların keyiflerini kaçırtamıyor kimse

kimse rezil bir hayata teşne değil

kimse kaçamıyor günahlarından

duyuyor musun

zikrullah esenlikler sunuyor bize.



Ben sana sevgimi sen bana güllerini sun

ben böyle naçar sen öyle güzel.

Nurettin Durman

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya