Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 507

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.167.440 Cevap: 8.002
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
30 Eylül 2007       Mesaj #5061
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Pes Etmek Yok

Sponsorlu Bağlantılar
yüreğimdeki ışık bir yanıp bir sönüyor
etrafımda belirsizlik, hiç durmadan dönüyor
bir sızı musallat oldu, yüreğimde acım var.
iyilik yaptım attım suya, görünmeyen tacım var

dertlerin derdim oldu senin için ağladım
senin açtığın yaraya al yazmanı bağladım
kimsesizlik tak edince tabancamı yağladım
beş el ateş ettim sana selam yolladım

karınca kararınca gönül insanı oldum
dostlarımdan yana bir boşaldım bir doldum
yeri geldi dört bacak altı koldum
boşa gitti uğraşlarım ak saçlarımı yoldum

namerde minnet eyleme başı var da sonu yok
adaletin tartısında gramaj var tonu yok
bir iskeletten ibaret damarı var kanı yok
kaldı ortalıklarda yüzüne bakanı yok

saygıda kusurum yok hep önünde eğildim
herkes orda idi amma bir ben orda değildim
açmadı kapısını zorladım öyle girdim
kimse geride kalmadı en son kişi ben-idim

sessiz durandan kork hep içinden kaynıyor
görünmez cinleri var yüreğinde oynuyor
dünyayı yedi bitirdi daha gözü doymuyor
hiç kimseyle paylaşmıyor hiç kimseyi koymuyor

karım var kazancım var yürğimde sancım var
acılar yoğursada bu dünyaya hıncım var
benim şu dertlerime geçirecek dişim var
bu dünyada daha çok yapılacak işim var.

Selahattin Su

CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
30 Eylül 2007       Mesaj #5062
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Mektuplar Elbet Döner Aşka...

Sponsorlu Bağlantılar
Solar bahçemde güller baharı bekleyerek
Zembereği sökülür saatlerin zaman durur
Bir sam yeli eser bağrıma davetsiz
Göğsüne kokunu ekleyerek

Vazgeçilebilirlerden olabilirdin
Üstüne basılıp geçilebilirdin
Bir nefes misali göğsümde durmasan

Bir gök ağlayabilir anca sen gibi titreyerek
Düğümlenir ve yağar yağmur sicim sicim
Ben bir taş olabilirdim istesem bir engin dağ
Eriyebilirdim seni içime çekerek

Aynalarımda olabilirdin
Aksi sedamda bir ses
Söylenmemiş şarkım olmasan

Bir söz söylenebilir zamanını bekleyerek
Aşk durdurur zamanı mekânı çeker ayaklarından
Güpegündüz rüyalar görebilirsin gözbebeklerinde
Bir nehir olup akabilirsin kirpiklerine yüklenerek

Bir hiç olabilirdin
Bir göç olabilirdin
Ayaklarıma prangalar vurmasan

Bir selam geldi senden aldım titreyerek
Senden gelen her şey kabulüm teklifsiz
Ne mektuptur bu zarfsız pulsuz
İçine nasıl sığar aşk kilitleyerek

Bir nefes olabilirdin
Bir kandil bir ateş
Mektuplar elbet döner aşka
Şimdi her yerde olabilirdin
İçimde olmasan...


Ahmet Selim

RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
1 Ekim 2007       Mesaj #5063
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Yerin seni cektigi kadar agirsin
Kanatlarin cirpindigi kadar hafif..
Kalbinin attigi kadar canlisin
Gozlerinin uzagi gordugu kadar genc...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kotu..
Ne renk olursa olsun kasin gozun
Karsindakinin gordugudur rengin..
Yasadiklarini kar sayma:
Yasadigin kadar yakinsin sonuna;
Ne kadar yasarsan yasa,
Sevdigin kadardir omrun..
Gulebildigin kadar mutlusun
Uzulme bil ki agladigin kadar guleceksin
Sakin bitti sanma her seyi,sevdigin kadar
sevileceksin.
Gunesin dogusundadir doganin sana verdigi deger
ve karsindakine deger verdigin kadar insansin
Bir gun yalan soyleyeceksen eger
Birak karsindaki sana guvendigi kadar inansin.
Ay isigindadir sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldigin kadar ona yakinsin
Unutma yagmurun yagdigi kadar islaksin
Günesin seni isittigi kadar sicak.
Kendini yalniz hissetigin kadar yalnizsin
ve guclu hissettigin kadar guclu.
Kendini guzel hissettigin kadar guzelsin.. iste budur
hayat!
Iste budur yasamak bunu hatirladigin kadar yasarsin
Bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar usursun
ve karsindakini unuttugun kadar cabuk unutulursun
Cicek sulandigikadar guzeldir
Kuslar otebildigi kadar sevimli
Bebek agladigi kadar bebektir
ve herseyi ögrendigin kadar bilirsin bunu da ogren,
SEVDIGIN KADAR SEVILIRSIN UMUT BOZ
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
1 Ekim 2007       Mesaj #5064
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Bir resim çiz bana
İçinde sadece sen olsun.
Ama bu öyle bir sen olsun ki
Senin içinde dünyalar dursun

Bana öyle bir resim çiz ki
Canlar bedenlerden çıksın
Özgürlüğü bulsun
Resimlerinde.

Bana öyle bir resim çiz ki
Resmin içinde bir balıkçı türkü söylesin
Balıklarla beraber.
Leyleklerin kanatlarında çocuklar büyüsün.
Martılar dile gelsin de anlatsınlar
İnsanların balıklardan neler çektiğini.

Öyle bir resim olsun ki bu
Ucu bucağı görünmeyen sakin denizin dalgaları vursun uçaklara.
Tarlalar yıldızlarla dolsun da
O yıl bol meyve versin ekinler.
Dağlar dile gelsinler martılar gibi
Ters dönsünler bir çakılın üstünde durarak.
Zaman tersine dönsün
Bütün ölüler dirilsin.
Belki bütün hasretlikler biter
Ve ecdadıyla yaşar insanlarda, kendilerini bilirler.
Belki de bulunmayacak icatlardan vazgeçilir.
Ya da dünyada barış olduğu günler hatırlanır.

O ki resim
Ne kâğıdı olsun
Ne kalemi
Ne de resmi yapan biri
O kadar büyük olsun ki
Hepsini yüreğinde çiz.

Bana öyle bir resim çiz ki
Ve bu öyle bir resim olsun ki
Kulları yalvardıkları Tanrı’ya
Dokunabilsinler.
Belki o zaman cevaplanır bütün sorular…
H€L€N - avatarı
H€L€N
Ziyaretçi
2 Ekim 2007       Mesaj #5065
H€L€N - avatarı
Ziyaretçi
Canımsın

Sen hiç düşünme canım, üzülme!
Öyle usulca değil, aniden gideceğim hayatından.
Yaralansamda, acısamda, kanasamda,
Dönüp arkana baktığında, yokum!
Gitmişim çok uzaklara...
SD
Güneş yine senin kalbinde doğacak,
Kararmayacak hiç umutların.
Bulanmayacak ırmakların,
Buz gibi içine akacak,
Öyle serin, öyle ferah,
Yanmayacak hiç yüreğin...
SD
Yine konacak pencerene kuşlar...
O an kanat çırpacak kalp atışlarında hatıralar...
Kopan bir inci kolye gibi dağılacak gözlerinde
Yaşadığımız senli benli dakikalar...
Ve ateşten bir kor düşüp yüreğine,
Yine yakacak seni, hülyalı bütün sevdalar...
SD
Yıldızlar yine yerli yerinde duracak...
En parlak, en pak-yıldızın belki olmayacak...
Ama sevgim bir yıldız gibi gözlerinde parıldayacak.
Yanıbaşında soluklanacak sevgim,
Sevgim hep, yüreğini kucaklayacak...
SD
Yine iki filiz verecek her bahar belki
Annenin hediyesi olan saksı çiçeğin...
Birisi sen olacaksın yine, ben olmayacağım ötekisi...
Ama sevgim saracak hayatını bir sarmaşık gibi...
Gözlerim gözlerinde yeşerecek her mevsim...
Sevgim hep, çiçeğe duracak bahçende
yediveren gül gibi...
SD
Yağmurlar yine yağacak toprağın üstüne..
Ve sen canım, yine duyacaksın kokusunu toprağın...
Zannetme ki benim tenim olacak yine kokladığın...
Bir ben, bir benim kokum, bir de
benim gözyaşlarım,
Yağmayacak artık nisan yağmurları
gibi içine...
SD
Kimbilir, bir hiç kimse gibi ben,
Hiç kimsesiz olan, karabulutların
içinde saklanacağım...
Ama sevgim, dolu dizgin yağacak
gökyüzünden üzerine...
SD
Aldığın her nefesi sellerine katacak sevgim...
Sevgim hep, su serpecek yağmur
bereketiyle gönlüne...
SD
Yine yürüyeceksin yürüdüğümüz o sahillerde..
Yine sıcacık, yine titreyen bir başka el
olacak belki ellerinde...
Belki de, sevgim ısıtacak denizlerindeki enginliği.
Sevgim hep, çöl güneşi gibi yansıyacak
denizlerine.
SD
Ve denizlerinin kokusu, tuzu, medd cezri,
Ve de sevgim, ruhuna akacak bir meltem esintisiyle.
Ve sen canım, yine seveceksin taşıdığın
can gibi sevgilini...
Yine aşkımsın, yine canımsın
diyeceksin birilerine...
SD
Sen hiç düşünme canım, üzülme!
Yüreğim avuçlarımda, yansamda, kül olsamda,
Sevdaların en masumundan payımı alıp,
Bir sonbahar gününde, öyle usulca değil..
SD
Veda bile etmeden, aniden uçacağım!
Yokluğun, kimsesizliğin ve
sensizliğin diyarına...
SD
Yine bir hiç olacağım belki...
Belki de, yok olacağım, hiç kimsesizliğin
hiçliğinde!
Ve belki kanayacağım, sensizliğin en zirvesinde!
Ama sevgim, dağ gibi yücelecek ufuklarında...
Taze bir fidan gibi büyüyüp
köklenecek sevgim...
SD
Sevgim hep, hayat verecek, su gibi damarlarına.
Ve sevgimin şarkısını mırıldanacak dudakların..
İşte öyle birşey, işte, öyle birşey diye...
Ama hüzün değil, sonsuz bir umut doğacak,
Sonsuzluğa değin içine...
SD
Sen hiç düşünme canım, üzülme!
Öyle usulca değil,
Aniden çekip gideceğim hayatından.
Nasıl var olduysam yanında,
Öyle yok olacağım yokluğunda!
Bir tek şiirlerim,
Bir de, adım kalacak dudaklarında...

Alıntı
pinkrose21
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
2 Ekim 2007       Mesaj #5066
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Artık sonuna geldik.
Sonsuz olacağımızı söyleye söyleye bitirdik kendimizi.
Deli gibi sevdiğimizi söyleye söyleye bitirdik.
Oysa ben gerçekten sonsuza dek sevebilirdim seni,
hem de deli gibi.

Ama artık bitti.
Şimdi içimde büyüttüğüm o masum bebek olmadığını biliyorum.
Şimdi bana yaptıkların için kendimi kandırmaktan,
kendime seni affettirecek bahaneler bulmaktan,
seni her zaman kalbimde, kalbime karşı koruyup kollamaktan vazgeçiyorum.
Sana duyduğum o anne şefkatinden vazgeçiyorum.
Bir aşk değil bir savaştı yaşadığım. Fark ediyorum.
Kendimle savaştım ben.
Kendimi sana inandırmak için zorladım.
Gelmeyişlerine, sevmeyişlerine, yalanlarına kendimi ikna etmek için,

senin sevginle kendimi kandırmak için,
bir masalı yaşadığımıza inanmak için savaştım.
Kendime yenildim sonunda.
Sana değil.
Şimdi içimdeki bu savaşı bitiriyorum.
Bir gün bu savaşın biteceğine,
sevginin buna değeceğine olan inancımı,
gözlerindeki sahte aşkı bırakıp ellerine,

kendime sadece yaşamımı alıyorum.
Sensiz yaşanmayacağına inansam da,

senden hayatımı ayırmakta zorlansam da,
artık seninle savaşmaya güç bulamadığım yaşamım ellerimde,
gidiyorum.
Senin galip başladığın bu aşkta,
yenile yenile seni yenmeyi öğrendiğim bu savaşta,
seni içimde bitiyorum.
Artık bitti kendimle savaşım.
Yenildin içimde;
Ben -bir- im artık.
Sen sıfır!
-Biz- bittik artık,
Git biraz da başka yürekleri kır !!!

KEMAL TOKYÜREK
Pasakli_Prenses - avatarı
Pasakli_Prenses
Ziyaretçi
2 Ekim 2007       Mesaj #5067
Pasakli_Prenses - avatarı
Ziyaretçi
ÖMER HAYYAM
HAYYAM (Ebul Feth Ömer bin Ibrahim; Ömer Hayyam da denir), iranli Sair ve bilgin (Nisapur 1044.ay.y 1123/1136). Hayatı, gençlik yillari kesinlikle bilinmiyor. Elde bulunan eserlerinden, hayatiyla ilgili olaylari anlatan bazi kitaplardan, felsefe, matematik ve astronomi konularinda çalistigi, bu alanlarda düzenli bir ögrenim gördügü anlasilmaktadir. Hayyam ("Çadırcı") takma adini, atalarinin çadircilik yapmalari yüzünden aldigi söylenir. Ömer Hayyam, zamaninda daha çok bilgin olarak ün kazandi. Iran'in, Selçuklular yönetiminde oldugu bir zamanda yetişti.
Hayyam'in fizik, metafizik, matematik, astronomi ve siir konularinda degisik eserleri vardir. Bunlar arasinda Ibni sina'nin Temcid (Yücelme) adli eserinin yorum ve tercümesi de yer alir. Zamaninda, bir bilgin olarak ün kazanan Ömer Hayyam'in edebiyat tarihindeki yerini saglayan, sonraki yüzyilarda da dogu islam dünyasinin en büyük Sairlerinden biri olarak anilmasina yol açan Rubaiyat'idir (Dörtlükler). Ömer Hayyam, iran ve dogu edebiyatinda rubai türünün kurucusu sayilir.Hayyam, oldukça kolay anlasilan, yumusak, akici, açik ve seçik bir dil kullanir. Şiirlerinde gerçekçidir. Yasadiklari, gördüklerini, çevresinden, zamanin gidisinden aldigi izlenimleri yapmaciga kapilmaksizin, oldugu gibi dile getirir. Ona göre, gerçek olan yasanandir, dünyanin ötesinde ikinci bir dünya yoktur. Insan, yasadikça gerçektir, gerçek ise yasanandir. En sasmaz ölçü akil ve sagduyudur. insan bir akil varligidir. Gerçege ancak akil yolu ile ulasilabilir.
Onun siirinde zamanin haksizliklari,akil almaz saçmaliklari ince, alayli, igneleyici bir dille yerilir. Dörtlüklerinin konusu ask, sarap, dünya, insan hayati, yasama sevinci, içinde bulundugumuz geçici dünyanin tadini çikarma gibi konulardır.

BİR KALB Kİ

Bir kalb ki onun sevmesi, aldanması yok.
Tutkunluğu yok, bir güzele yanması yok.
Bin kez yazık olsun sevisiz bir yüreğe,
Aşksız geçecek günlerin faydası yok.


CAN YOLDAŞI

Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler,
Ecel çiğnedi hepsini birer birer,
Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına,
Bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler.

DAL GONCAYI BİR SABAH

Dal goncayı bir sabah açılmış buldu,
Gül melteme bir masal deyip savruldu
Dünyada vefasızlığa bak; on günde
Bir gül yetişip, açıp, solup kayboldu.

Sen acırken bana, hiç bir günahımdan korkmam
Benle oldukça; yokuş, engebe, yoldan korkmam
Beni ak yüzle diriltirsin a Tanrım, bilirim;
Defterim dolsa da suçlarla, siyahtan korkmam.

ELİMDE OLSA

Elimde olsa bu dünyayı küçümserdim
İyisine de kötüsüne de yuh çekerdim
Daha doğrusu bu aşağılık yere
Ne gelirdim ne yaşardım ne ölürdüm.

PERGEL

Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz
İki başımız var, bir bedenimiz
Ne kadar dönersem döneyim çevrende
Er geç başbaşa verecek değil miyiz?

RÜBAİ

Dünyada akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi el alem!

RÜBAİ

Sevgiyle yuğrulmamışsa yüreğin
Tekkede, manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin.

RÜBAİ

Şarap içmediğin için,
Sarhoşlara sövme.
Eğer Allah tövbe verirse,
Ben sadece
Şarap içmemek için tövbe ederim.
Sen;
Şarap içmemekle övünüyorsun.
Ancak;
Öyle ayıp işler ediyorsun ki,
Şarap onların yanında
Yüz kere zemzemle yıkanmıştır.

RÜBAİ

Evvela;
Benim rızam olmaksızın
Dünyaya getirildim.
Hayatta;
Hayretimden başka bir şeyim artmadı.
Sonra yine elimde olmadan
Bu dünyadan göçeceğim.
Gelmekten, kalmaktan, göçmekten
Maksat ne?
Hala anlamış değilim............

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
3 Ekim 2007       Mesaj #5068
kambis - avatarı
Ziyaretçi
GİTTİĞİN GECE



renklerin maviden siyaha

vedaların şarkıya döndüğü

bu gece

seni yitirdiğim

ayaza vurmuş kış gecesine

ne kadar da benziyor



gün yorgunu kaldırımlar

ve yollar

aynı adreslere taşırken

kapı gibi aralanan gökyüzünden

göz yaşlarıma karışan

deli dolu

sensizlik yağar



şimdi

yokluğunu

siyah bir elbise gibi kuşandığım

bu gecede

yüreğimde hüzzamın hasat zamanıdır



Atila IŞIK



10 Haziran 2006
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
3 Ekim 2007       Mesaj #5069
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Elde var hüzün

söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün

ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün

o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam âşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün


Attila İlhan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ekim 2007       Mesaj #5070
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Zulüm

O ayrılık günüydü
Uğurlamıştım limanda
Alıp götürüyordu seni gemi
Ak köpükler bırakarak geri

Döneceksin bir gün gittiğin gibi
Limanda beyaz martılar söyledi
Gidenler dönmeseydi geri
Hiç kimse sevmezdi gemileri

Şimdi giriversen kapıdan usulca
Gülümseyen bir çocuk edasıyla
Sana hiçbir şey sormayacağım
Belki,belki mutluluktan ağlayacağım

isimsiz kral

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya