Arama

Medya Haber - Sayfa 151

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 660.385 Cevap: 1.864
kyle - avatarı
kyle
VIP katekolamin
12 Ağustos 2010       Mesaj #1501
kyle - avatarı
VIP katekolamin
Alıntı
Daisy-BT adlı kullanıcıdan alıntı


Üniversiteye yerleştirme sonuçları en erken cuma günü açıklanabilir

Sponsorlu Bağlantılar

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı (ÖSYM) Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) sonuçlarına göre üniversite yerleştirme sonuçlarını "Cuma günü veya hafta sonu açıklayabileceklerini" bildirdi.

Yarımağan, AA muhabirinin sorusu üzerine, LYS sonuçlarını değerlendirme işlemlerinin tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.

Yarımağan, "Sonuçları en erken cuma günü açıklayabiliriz. Hafta sonu da olabilir. Daha önce de üniversitelere yerleştirme sonuçlarını 15 Ağustosa doğru açıklayabiliriz demiştim" diye konuştu.

Ünal Yarımağan, üniversitelere yerleştirme sonuçlarının ne zaman açıklanacağına ilişkin yarın duyuru yapılmasının planlandığını ifade etti. Beş ayrı oturumda gerçekleştirilen LYS sonucunda, 784 bin 564 aday 180 ve üstünde puan alarak, tercih yapmaya hak kazanmıştı.

2010 yılı için üniversite kontenjanlarının, merkezi yerleştirme ve özel yetenek sınavıyla öğrenci alan lisans ve ön lisans programlarında toplam 708 bin 274 olduğu açıklanmıştı.


11.08.2010 17:13:41 - Kanal D






ÖSYM'den Beklenen Açıklama Geldi



2010-ÖSYS Yerleştirme: Sonuçların Açıklanması
(12.08.2010)
11 Nisan 2010 tarihinde yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile 19-20 ve 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde yapılan Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) sonuçlarına göre yükseköğretim programlarına merkezi yerleştirme işlemleri tamamlanmış olup, sonuçlar 13 Ağustos 2010 Cuma günü saat 10.00’dan itibaren ÖSYM’ye ait aşağıda gösterilen internet adresinden öğrenilebilecektir.
Yerleştirme sonuçları ve kayıt işlemleri ile ilgili basın duyurusu da aynı saatte ÖSYM’nin internet sayfasında yer alacaktır.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.
Prof. Dr. A.Ünal YARIMAĞAN
ÖSYM Başkanı
İnternet Adresleri:

http://osys.osym.gov.tr

http://osys2010.osym.gov.tr





ÖSYM

My one regret in life is that I am not someone else.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
12 Ağustos 2010       Mesaj #1502
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
Rusya'da yangınla mücadele ekipleri, 1986 yılında Çernobil faciasının meydana geldiği ülkenin batısındaki bölgeye yangınların sıçrayıp, tehlikeli radyoaktif maddeleri yeniden harekete geçirmesini önlemek için denetimlerini artırdı.


Rusya Acil Durumlar Bakanlığı Sözcüsü İrina Yegoruşkina yaptığı açıklamada, Rusya'nın Çernobil faciasından en fazla etkilenen bölgesi olan Biryansk'ta, bu hafta içinde 6 yangının meydana geldiğini ve yangınların çok hızlı bir şekilde söndürüldüğünü söyledi.

Yegoruşkina, Moskova'dan bölgeye giden radyasyon uzmanlarının, Rusya'nın Ukrayna ve Belarus sınırında incelemelerde bulunduğunu belirterek, uzmanların bu bölgedeki radyasyon seviyesinde bir artış tespit etmediğini kaydetti.

Çevre uzmanları, toprağa işleyen radyoaktif maddelerin yangınların devasa ormanlık alana sahip bölgeye sıçraması halinde, dumanlar aracılığıyla ülkenin
başka bölgelerine sürüklenebileceği uyarısında bulunuyor.

Biryansk bölgesindeki Ormanları Koruma Ajansı Başkan yardımcısı Vasiliy Tuzov yaptığı açıklamada, özellikle Çernobil faciasından etkilenen bölgedeki
devriyelerin artırıldığını belirterek, "Tehlike var, ama durumu kontrol ediyoruz" dedi.

Tuzov, Biryansk bölgesinin değişik yerlerinde toplam 3 bin 900 hektarlık alanda yangınların meydana geldiğini ancak bunların çoğunun söndürüldüğünü belirterek, "Yangınların radyoaktif tozlarla kirlenmemiş bölgelere radyoaktif tozları taşıyıp taşımadığı henüz bilinmiyor. Çalışanlarımızın bunu belirlemek için ölçümler yapması gerekiyor. Şu an tüm bildiğimiz yüksek radyasyon oranlarının olduğu bölgelerde bazı yangınların olduğu" ifadesini kullandı.

Rus ekoloji uzmanlarından Aleksandır İsayev de yaptığı açıklamada, ormanlık bölgenin zemininde kalan radyoaktif elementlerin büyük tehlike oluşturabileceğini belirterek, "Bu radyoaktif elementlerin karıştığı bir duman bulutu çok geniş bir coğrafyaya yayılabilir" dedi.

Özellikle başkent Moskova'nın çevresinde ve Rusya'nın batı bölümünde son haftalarda meydana gelen çok sayıda orman yangını ve bataklık yangını Moskova'nın bir hafta boyunca dumanlara teslim olmasına neden olmuştu.

Moskova'da günde 360-380 olan ölüm ortalaması, kentteki hava kirliliğinin normal değerlerin 7 kat üstüne çıktığı günlerde 700'e yükselmiş ve kentteki
morglarda yer sıkıntısı başlamıştı.

Acil Durumlar Bakanlığı, ülkenin değişik bölgelerinde 90 bin hektardan fazla alanının yanmasına neden olan 600 yangının söndürülmesi için 37 yangın söndürme uçak ile helikopterinin yanı sıra, 165 bin kişinin çalıştığını kaydetti.
CNN - Türk - 12.08.2010

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
13 Ağustos 2010       Mesaj #1503
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Brezilya'nın başkenti Rio de Janeiro semalarında korku dolu anlar yaşandı. Üç kişiyi taşıyan özel uçak denize düştü. Ancak kazada şans eseri ölen olmadı.


Rio Uluslararası Havalimanı'ndan kalkan 3 kişiyi taşıyan özel uçak, havada arızalandı.

Ardından Santos Dumont Havalimanı'na yönelen uçağın, tekerleklerinin patlak olduğu anlaşıldı.

Havaalanını pas geçen uçak, denize düştü.

Kaza sonucu uçakta büyük maddi hasar meydana geldi. Ama uçaktaki üç kişi de kazayı hafif
sıyrıklıklarla atlattı.

Olay sonrası bölgedeki Santos Dumont Havalimanı bir saat kapalı kaldı. Bazı uçuşlar ertelendi.

CNN Türk - 13.08.2010
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
14 Ağustos 2010       Mesaj #1504
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Büyük Okyanus’un batı kesiminde yer alan Guam Adası açıklarında 7,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Depremin merkezinin Mariana adalarının en güney kesiminde yer alan Guam Adası’nın 346 kilometre açığında ve 19 kilometre derinlikte olduğu tespit edildi. Havai’de bulunan Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi, deprem nedeniyle bölgede geniş çaplı bir tsunami beklenmediğini bildirdi.

Kaynak: Cumhuriyet - 14 Ağustos 2010

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
15 Ağustos 2010       Mesaj #1505
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi


Ad:  file.ashx.jpg
Gösterim: 155
Boyut:  16.0 KB


17 Ağustos'a yani binlerce kişinin ölümüne neden olan Marmara depreminin 11'inci yıldönümüne iki gün kaldı. Aradan 11 yıl geçti ama geçen bunca zamana, yaşanan onca acıya rağmen bir nebze olsun ders alınmadı. Depremin merkez üssü Kocaeli'de hasarlı olduğu belirlenen yüzlerce binanın hiçbir onarım yapılmadan kullanıldığı ortaya çıktı.

17 Ağustos 1999'da gece 03:00 sıralarında Marmara Bölgesi 7.4 ile sallandı.

Yaklaşık 17 bin bina o depremin ilk dalgasıyla yerle bir oldu.

Ve o binalardaki binlerce kişi hayatını kaybetti, onbinlercesi de evsiz kaldı.

Aradan tam 11 yıl geçti. Geçen zamanda depreme dayanıklı binalar yapıldı, nasıl davranılması gerektiğini anlatan televizyon programları ve eğitimler de verildi.

"Önlemler alınmalı, depremle yaşam öğrenilmeli" denildi. Ama denildiği gibi olmadı. 17 Ağustos depreminin merkez üssü Kocaeli'de ortaya çıkanlar ürkütücü.

Kocaeli Valisi Ercan Topaca, depremin ardından 2 bin 557 binanın orta hasar gördüğünü ancak bunlardan 692'sinde güçlendirme ve onarım yapılmadığını söyledi.

Yani hala bu evlerde konaklayan binlerce kişi tehlike altında.

Kentte acilen yıkılması gereken konut sayısı 180. Ancak bunlardan bazılarında hala oturanlar var. Valilik şimdi bu evlere yeni bir tebligat göndermeye hazırlanıyor.

17 Ağustos gecesi dev dalgaların binaları yuttuğu Gölcük'te ise depremin kalıntıları adeta su altında.

İlçede tedirginlik sürüyor. Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, onarılan binaların bile kendilerini korkuttuğunu söyledi..

Depremin merkez üssünde anma etkinlikleri akşam saat 21:30'da İzmit Fuar Alanı'nda başlayacak ve depremin meydana geldiği 03.02'ye kadar devam edecek.

Fotoğraf sergilerinin de açılacağı alanda denize çelenk bırakılacak, saygı duruşunda bulunulacak.

CNN Türk - 15 Ağustos 2010
RivaN - avatarı
RivaN
Ziyaretçi
17 Ağustos 2010       Mesaj #1506
RivaN - avatarı
Ziyaretçi

500 bin memura ikramiye müjdesi



Meclis'te kabul edilen torba kanunla, istifa etmesine rağmen emeklilik ikramiyesi alamayan 500 bine yakın memura müjdeli haber geldi.

Bu durumda olan vatandaşlar, Sosyal Güvenlik Kurumu'na müracaat ederek ikramiyesi alabilecek.

Anayasa Mahkemesi'nin, istifa eden memurların ikramiyesiyle ilgili kararı sonrası çıkarılan ve 19 Haziran'da yasalaşan düzenleme, bu durumda olan çok sayıda memuru sevindirecek. Konuya ilişkin olaylar şöyle gelişmişti:

* Anayasa Mahkemesi, 2829 sayılı Kanun'un ilgili maddesindeki "Son defa T.C. Emekli Sandığı'na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ..." ibaresini Anayasa'ya aykırı bularak 2009'da iptal etti. Bu iptal, istifa eden memurların emekli ikramiyesi almalarına imkan tanındı.

* Ancak, karar, istifa eden memurların emekli ikramiyesi almalarının yolunu otomatik olarak açmadı. Emekli ikramiyesi almak isteyenler mahkemelerde dava açarak haklarını almaya çalıştı.

HÜKÜMET HAREKETE GEÇTİ


* Bu gelişme sonrası hükümet, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı doğrultusunda yasal düzenlemeyi hayata geçirdi.

* Resmi Gazete'de 19 Haziran'da yayınlanan ve 'Torba Kanun' olarak adlandırılan düzenlemenin 14'üncü maddesiyle memurları sevindiren değişiklik yapıldı.

EMEKLİ İKRAMİYESİ VERİLİR

* Resmi Gazete'de yayınlanan kanun istifa eden memurlara her hizmet yılı için bir maaş tutarında emekli ikramiyesi ödenmesini düzenliyor.

* Yeni düzenlemede, konuyla ilgili olarak şöyle deniyor: "Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4'üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir."

500 BİN KİŞİYİ İLGİLENDİRİYOR


Resmi Gazete'de yayınlanan kanuni düzenlemenin geçmişte de memurluktan istifa etmiş olan kişileri de kapsıyor. Memurluktan istifa eden 500 bine yakın vatandaşın Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) müracaat ederek memurlukta geçen süreleri kadar emeklilik ikramiyesi almaları mümkün olacak.

SSK ve Bağ-Kur'dan emekli olana da yarar

Yeni düzenleme devlet memurluğundan istifa ettikten sonra SSK veya Bağ-Kur'dan emekli olanlara imkan sağlıyor. Örneğin 20 yıl memur olarak çalıştıktan sonra istifa edenler, her yıla bir maaş tutarında ikramiye olmak üzere 20 maaş tutarında ikramiye alacak. Bu düzenlemeye göre istifa eden memurun istifa ettiği dönemdeki maaşı karşılığında mı yoksa aynı derecedeki memurun bugün aldığı maaş tutarında mı ikramiye ödeneceğine SGK karar verecek.

Yeni yasal düzenlemeden yararlanmak için geçmişte istifa eden memurların da SGK'ya müracaat etmeleri gerektiği belirtiliyor. SGK'nın, yeni yasal düzenleme nedeniyle istifa eden ve kuruma müracaat eden memurlara ödemeyi hemen yapması gerekiyor. Ödemenin eksik yapılması halinde veya yapılmaması halinde Anayasa Mahkemesi kararı ve yasal düzenleme nedeniyle mahkemeye müracaat edilerek ikramiye alınabilir.

Toplu görüşme talepleri hazır


Memur örgütleri ile hükümet arasında, 2011 yılıyla ilgili toplu görüşmeler 15 Ağustos'ta başlıyor. Örgütler de, bu konudaki temel taleplerini kamuoyuyla paylaşmaya başladı:

EN AZ 1650 LİRA OLSUN

KESK: Örgüt, toplu görüşme masasına bir kez daha 'toplu sözleşme yapalım' diye gidecek. Örgüt, görüşmede en düşük memur maaşının bin 650 TL olmasını da talep edecek. 2 yıllık reel kayıpların yüzde 20'lerin üzerinde olduğunu tespit eden örgüt, ortalama 300 TL'lik seyyanen zam isteyecek. Örgüt ayrıca net ücret tutarında yılda iki kez ikramiye de talep edecek.

4B VE 4C KALDIRILMALI

Kamu-Sen: Geçmiş dönem kayıplarından yola çıkan örgüt, seyyanen 200 lira, 2011 yılı için ise enflasyon hedefinin üzerine yüzde 2 refah payı eklenmesi suretiyle yüzde 10 maaş zammı istiyor. Buna göre de en düşük memur maaşına zam talebi 310 lira. 4B ve 4C statüsünde eleman çalıştırma uygulamasından bir an önce vazgeçilmesini de isteyen örgüt, kamu çalışanlarının iş güvencesi konusunda ısrarcı olacak.

PRİM İKRAMİYE OLSUN


Memur-Sen: Örgüt, toplu görüşmelerde sahici enflasyonla belirlenmiş bir zam oranı ve refah payı talep edecek. Ayrıca ortaya çıkacak yüzdelik zamma ilave olarak da ek ödeme isteyecek. Toplu görüşme priminin de 'toplu sözleşme ikramiyesi'ne dönüştürülmesi istenecek.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
22 Ağustos 2010       Mesaj #1507
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

KPSS'de 120 sorunun tamamını bilen 20 kişinin eş, kardeş ya da akraba olduğu ortaya çıktı!


Posta gazetesinde yer alan habere göre 10-11 Temmuz’da yapılan 800 bin kişinin katıldığı Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda (KPSS) öğretmen adaylarının girdiği ‘Eğitim Bilimleri Testi’nde 120 sorudan 120’sini de 300’den fazla kişinin bilmesi “Sorular çalındı ya da kopya çekildi” şüphesini doğurmuştu.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan “İddialar ciddi değil ama yine de inceliyoruz” demişti.

Sınavda birinci olanlardan 20’sinin aynı evde yaşayan eş, kardeş ya da akraba olduğu ortaya çıkınca “Sorular çalındı” şüphesi doruğa ulaştı.

Adaylar sınavı düzenleyen ÖSYM’nin başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan ve bağlı olduğu YÖK’ün başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan hakkında suç duyurusunda bulunurken, Eğitim-Sen soruşturma bitene kadar öğretmen atamalarının ertelenmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuruyor.

CNN Türk - 22.08.2010
RivaN - avatarı
RivaN
Ziyaretçi
23 Ağustos 2010       Mesaj #1508
RivaN - avatarı
Ziyaretçi
MEB en çok hangi dalda atama yapacak?

Milli Eğitim Bakanlığı'nın 30 bin öğretmen için ayırdığı kadrolar belli oldu.


31 Ağustos'ta yapılacak atamalarda aslan payı 6 bin 865 ile sınıf öğretmenliğine ayrıldı. Okul öncesi öğretmenliği kadrosuna da 2 bin 658 kontenjan verildi.
Binlerce öğretmen adayının sabırsızlıkla beklediği atama takviminin önceki gün başlamasının ardından hangi branşa ne kadar kontenjan ayrıldığı da açıklandı. 2010 Ağustos döneminde ataması yapılacak 30 bin öğretmene ayrılan kadro ve taban puanlar Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) internet sitesinden açıklandı. Öğretmen adaylarının T.C MEB Personel Genel Mdrl adresinden yapabilecekleri başvuruların 27 Ağustos'a kadar devam edeceği kaydedildi. 31 Ağustos'ta bilgisayar kurasıyla belirlenecek atamalarda en büyük pay 6 bin 865 ile sınıf öğretmenliği branşına verildi. Onu 2 bin 658 kontenjan ile okul öncesi öğretmenliği izledi. Uzun süredir atama yapılmadığı için isyan eden Türkçe öğretmenlerine de gün doğdu. MEB Türkçe öğretmenleri için bin 224 kadro ayırdı. Müfredatta ders saatleri düşürülen bilişim teknolojileri öğretmenlerine de 972 kadro tahsis edildi.

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
23 Ağustos 2010       Mesaj #1509
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi


Ad:  127546.jpg
Gösterim: 148
Boyut:  23.1 KB


Bir bardak asitli içeceğin bir saatte vücudunuza yaptığı zarara inanamayacaksınız. İşte felakete götüren kısır döngü.

Asitli içecekler neden şişmanlatır? İlk 10 ve ilk 40 dakikada bakın kola vücutta kan şekerini nasıl etkiliyor?
Prof. Dr. Canan Karatay, 'Asitli içeceklerden içince vücudunuzda neler olduğunun farkında mısınız?' diyerek aşağıdaki açıklamayı yaptı:
1. İlk 10 dakikada: Kanınıza hemen 10 çay kaşığı kadar şeker girer. Bu normal günlük dozun 100 katı kadardır. Bulantınızın olmamasının nedeni içinde bulunan 'fosforik asiddir'.
2. İlk 20 dakikada: Kan şekeriniz aşırı şekilde yükselir. Bunun sonucu pankreasınızda aşırı derecede insülin salgılanır ve kan şekerinin fazlası karaciğerde yağ olarak depolanmaya başlar.
3. 40 dakika içinde: Kafeinin tamamı dolaşıma girmiş olur. Kan basıncı yükselir, karaciğerden daha fazla şeker yapılarak kana geçer ve kan şekeri tekrar yükselir.
4. 45 dakika içinde: Beyinde dopamin yapımı artar, mutluluk hissi başlar (eroinin etkisine benzer bir etki meydana gelir.)
5. 60 dakika içinde: Ani açlık hissi oluşur.
6. Tekrar kolaya ve tatlılara saldırısınız.
7. Bu kısır döngü devam ettiği süre karaciğer ve göbek yağlanması artar, vücudun tüm hücrelerinde LEPTİN ve İNSÜLİN DİRENCİ gelişir.
8. Şişmanlık hastalığını başlatmıştır ve bütün dejeneratif hastalıkların nedenidir.


Kaynak - 23 Ağustos 2010 Pazartesi
kyle - avatarı
kyle
VIP katekolamin
24 Ağustos 2010       Mesaj #1510
kyle - avatarı
VIP katekolamin
Yarımağan Görevi Bırakıyor

Ösym Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, "Şevkim Kırıldı. Bu İşin Hesabını Vereceğim. Sonra da Görevi Bırakacağım" Dedi.

yarimagan gorevi birakiyor 2205584 9782 o


ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, KPSS'ye yönelik iddialarla ilgili kopya bulgusuna rastlanmadığını açıkladı; ardından "Şevkim kırıldı. Bu işin hesabını vereceğim. Sonra da görevi bırakacağım" dedi. Yarımağan, sınavın iptal edilmeyeceğini de sözlerine ekledi.


"Kopya bulgusuna rastlamadık. Benim yapacaklarım bu kadar" diyen Yarımağan, soru kağıtlarındaki "Ha gayret", "Ah bir öğretmen olsam" yazılarını örnek göstererek, "Böyle öğrenciler tabii ki başarılı olur" dedi.

Ellerindeki adaylarla ilgili tüm verileri incelediklerini ancak "bir sonuca varamadıklarını", kopya bulgusuna rastlanmadığını belirten Yarımağan, "Bizdeki bilgilerde bir anormallik yok. Benim yapacaklarım burada bitiyor" diye konuştu.

Yüksek puan alan adayların soru ve cevap kağıtlarını bizzat kendisi de inceleyen Yarımağan, 10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı'na ilişkin iddialarla ilgili açıklamalarda bulundu.

işte olay açıklamadan satırbaşları:

- Elimizdeki verileri incelediğimizde bir sonuca varamıyoruz. Bizdeki bilgilerde bir anormallik yok. Benim yapabileceğim başka birşey yok.

- Soru kitapları, cevap kağıtları incelendi. Adaylar soru kitapları üzerinde çalışmış. Bir kısmı hesap yapmış, bir kısmı altını çizmiş. Ben buradan şu sonuca varıyorum, bu kişilere hazır cevap gelmiş olma ihtimali yok. Benim yapabileceklerim burada bitiyor.

- Bizim verilerimiz burada bir usulsüzlük, bir kopya, soruların sızması biçiminde bir olayın olduğuna ilişkin bir veri içermiyor, bir bulgu yok.

- Adayların üçte ikisi geçen sene KPSS'ye girmişler. Bunların içinde çoğunun geçen seneki başarıları yüksek ama çok düşük olan birkaç kişi de var. Mesela geçen seneki başarılarını üçe katlayan kişiler de var.

- Eğer bir şekilde 300-500 kişiye sorular bir türlü servis edilmiş olsaydı, ben yüzde yüz eminim şimdiye kadar bunun kokusu çıkardı, birkaç kişi bize ihbarda bulunurdu.

- Birşey olmuşsa, bir sızma olmuşsa nereden olduğunu ancak savcılık bulabilir.

- Bu çocukların içinde sınav sırasında kendi kendini motive edenler var. Mesela 'ha gayret' diye yazmış, 'ah bir öğretmen olsam' yazmış. Belli ki yanıp tutuşuyor. Böyle bir aday bu heyecanla yıl boyu çalıştıysa başarılı da olur.

- KPSS'nin genel olarak iptal edilmesini gerektirecek bir durum yok.

- "Yaşanan olaylardan sonra bu sıkıntıları nasıl aşmaya çalışıyorsunuz?" sorusuna Yarımağan, boş zamanlarımda sudoku bilmecesi çözerek bunları unutmaya çalışıyorum" yanıtını verdi.

iddialarla ilgili geçen hafta başlatılan araştırmalardan bir sonuç elde edilip edilmediği sorusu üzerine Yarımağan, ÖSYM olarak soruşturma yapma yetkilerinin bulunmadığını, araştırma yaptıklarını ifade etti.

Yarımağan, "Bu adayların ortak yanlarını araştırdık. Hiçbir ortak yanları yok. Her üniversiteden mezun var. Tabii bazı üniversitelerden mezun olanlar biraz daha çok, neden, çünkü oradaki eğitim fakülteleri daha kalabalık olduğu için. Örneğin Gazi Üniversitesi'nden, Erzurum Atatürk Üniversitesinden, Marmara Üniversitesinden çok. Ama Boğaziçi'nden de var, Hacettepe'den de var, Abant izzet Baysal'dan da var. Her üniversiteden, her alandan var. Matematikçisi de Fizikçisi de var, Kimyacısı da Okul Öncesi Öğretmenliği, ilköğretim Öğretmenliği okuyan da var. Yani öğretmenlikle ilgili alanlardan da var, öğretmenlik dışındaki alanlardan mezun olanlar da var. Bu adaylar sınava nerede girmişler? En çok Ankara'da giren var. Sonra istanbul'dan, izmir'den var. 81 ilin 81'inde de var. Bu 350 kişi içinde de 3 bin 200 kişi içinde de. Bizdeki bilgileri açısından bu kişilerin ortak bir yanı yok. Tekrarlıyorum, bizdeki bilgileri açısından ortak yanları yok. Biz bütün bilgilerine sahip değiliz bu kişilerin" dedi.

Bu adayların hangi tür bilgilerine sahip oldukları sorusunu Yarımağan, "Hangi üniversiteden, hangi alandan mezunlar, kaç yılında mezun olmuşlar, hangi sınava nerede girmişler ve bazı sınavlardaki başarıları var. Bu bilgileri var ama örneğin bizde bu adayların üniversitedeki başarıları yok. Bu adaylar üniversitede başarılı mı değil mi, bu adaylar dershaneye gidiyor mu, gitmiyor mu, gidiyorsa hangi dershaneye gidiyor gibi bilgiler ile diğer bilgileri yok. Biz o bilgileri inceleme imkanına sahip değiliz" dedi.

"Kopya bulgusu yok"

Yarımağan, "Bizim burada cevap kağıtları üzerinde bir manipülasyon yapılsa veya bilgisayar kağıtlarında birşey yapılsa bu görüntülerden biz anlayabiliyoruz. Yani bu kağıt bize böyle geldi, bunları inceledik. Bilgisayardaki kayıtlarla ilk görüntüler birebir uyuyor. Yani bizim burada bir değişiklik olmamış, değerlendirme doğru yapılmış. Emin olarak söyleyebileceğim birkaç şeyden biri bu. Ondan sonra soru kitaplarını inceledik. Gerçi soru kitaplarını incelememiz bize kesin bir bilgi vermez ama bir kanaat verir. Sizin de gördüğünüz gibi adayların soru kitaplarının üzerinde çalıştıkları görülüyor. Cevap kağıtlarındaki işaretlerle soru kitabındaki işaretler birebir aynı. Soru kitaplarının üzerinde hesaplar yapılmış, altları çizilmiş... Adayların hepsi bir kere kesin işaretlemiş. Bir kısmı soru kitabı üzerinde az çalışmış, bir kısmı çok çalışmış. Bir kısmı hesap yapmış. Ben buradan şu sonuca varıyorum: Bu kişilere hazır cevap gelmiş olma ihtimali yok. Benim yapabileceklerim de burada bitiyor" dedi.

350 kişi tüm soruları bilmişti


Eğitim Bilimleri sınavında 350 kişinin 120 sorunun tümünü doğru yanıtladığını yineleyen Yarımağan, "Aslında bana sorarsanız, sağlıklı bir testte bu anormal değil. Nitekim bizim bütün testlerimizde tüm soruları cevaplayan adaylar birkaç bin bile çıkabilir. Çıkmasını da isteriz çıkmazsa test kötüdür. Ama Eğitim Bilimleri testinde bundan önceki yıllarda galiba bir yıl çıkmış bir-iki kişi, soruların tümünü yanıtlayan pek çıkmıyormuş. Düşündürücü olan bu ama normali de sanki bu seneki gibi. Dolayısıyla bizim verilerimizden bir sonuç elde etmemiz mümkün değil. Bizim verilerimiz burada bir usulsüzlük, bir kopya, soruların sızması biçiminde bir olayın olduğuna ilişkin bir veri içermiyor, bir bulgu yok. Her şey usulüne uygun olarak yapıldı, sorular hazırlandı" dedi.

Yarımağan, "Matbaada çok sıkı güvenlik önlemleri altında sorular basıldı. Matbaanın binası soruların basıldığı dönemde jandarmanın 24 saat kontrolü altındaydı. Matbaada elektronik karartma yapıldı. Sınav evrakı her yıl olduğu gibi kapalı kamyonlarla polis nezaretinde sınav merkezlerine sevkedildi. Oralarda kapalı odalarda muhafaza edildi. Ankara'dan gönderdiğimiz öğretim üyeleri 24 saat başında beklediler. Biz bütün sınavlarda yaptığımız önlemleri bu sınavda da yaptık ve hiçbir olumsuz durum bize aksetmedi, şurada şöyle oldu, böyle oldu diye. Elimizdeki verileri incelediğimizde bir sonuca varamıyoruz. Peki sonuç nedir? ya hiçbir şey olmamıştır ki bu bence ciddi bir olasılık veya birşey olmuşsa, bir sızma olmuşsa nereden olduğunu ancak savcılık bulabilir. Yani bunu adaylarla konuşarak, ancak savcılık bulabilir kanaatindeyiz" dedi.

"Başarılarını üçe katlayan var"


"Eğitim Bilimleri Sınavında tüm soruları doğru yanıtlayan karı-kocanın sınav kağıtlarının incelenmesinden nasıl bir sonuç çıktığı" sorusu üzerine Yarımağan, "Sınavda aynı soyadlı kişiler var. Örneğin birisi 116, birisi 100 almış. Bunlar geçen sene de 97 almış. ikisi de gayet normal görünüyor. Tam alanları da araştırdık. Bu 3 bin 200 kişiden yaklaşık üçte biri geçen sene ya sınava girmemiş ya da Eğitim Bilimleri sınavına girmemiş. Ama üçte ikisi geçen sene KPSS'ye girmişler. Bunların içinde çoğunun geçen seneki başarıları yüksek ama çok düşük olan birkaç kişi de var. Mesela geçen seneki başarılarını üçe katlayan kişiler de var" dedi.

"Motive etmek için 'ha gayret' yazmışlar"


Geçen yıl başarısı çok düşük olup da bu yıl başarısını üçe katlayanların nasıl açıklanacağının sorulması üzerine Yarımağan, "Ben herşeyin olabileceğini düşünüyorum, aksi ispat edilmedikçe. Ben soru kitaplarını okuduğumda gözlerimi yaşartan ifadeler de oldu. Bu çocukların içinde sınav sırasında kendi kendini motive edenler var. Mesela 'ha gayret' diye yazmış, 'ah bir öğretmen olsam' yazmış. Belli ki yanıp tutuşuyor. Böyle bir aday bu heyecanla yıl boyu çalıştıysa başarılı da olur. 3 bin 200 kişinin 3 bin 200'ü de geçen sene çok başarısız olsa, bu sene başarılı olsalar tamam ama bunların içinde çok başarılı olanlar da var ama dediğim gibi geçen sene çok başarısız olanlar da var. Mesela geçen sene 5,5 almış bu sene 110 almış. Böyle adaylar da var ama böyle aday 3 kişi. O adayların soru kitaplarını incelediğimde soru kitaplarında bir anormallik göremiyorum. Yani benim buradan bir sonuca varmam mümkün değil" diye konuştu.

ÖSYM Başkanı, "Şimdi bu beni aldatmak için mi bunu yapmış. Ben şu kanaate vardım, bu adaylara, eğer bir olay olmuşsa hazır cevap gelmemiş. Ondan eminim. Yani telefonla sınav sırasında şu sorunun doğru cevabı şudur diye cevap gelmemiş. Soruları salonda kendileri çözmüşler. Eğer bir olay olmuşsa bu olay sınavdan önce bu kişilere soruların bir şekilde ulaşmış olması olabilir. Yani sınavdan önce bir gün önce bu kişilere ulaşmışsa da ben şunu düşünüyorum: Eğer bir şekilde 300-500 kişiye sorular bir türlü servis edilmiş olsaydı, ben yüzde yüz eminim şimdiye kadar bunun kokusu çıkardı, birkaç kişi bize ihbarda bulunurdu. Çünkü Polis Meslek Yüksekokulu sınavında bunu gördük. Çok daha küçük bir sınavda adaylar bizzat bize ulaşıp söylediler, 'şöyle şöyle oldu' diye. Sonunda olay bence olay savcıya düşüyor, organize suçlara, polise düşüyor. Bir olay olmuşsa ortaya çıkaracaklar" dedi.

Topu savcılığa attı


Yarımağan, ÖSYM'deki araştırmanın tamamlanıp tamamlanmadığı konusunda da, "Biz araştırmaya devam etsek bile bizdeki verilerden bir sonuç çıkmıyor. Şu olsaydı mesela 470 kişinin soru kitabı tertemiz olsaydı diyecektim ki 'bu çocuklara sorular bir yerden gelmiş' veya 'soru kitaplarındaki cevaplarla cevap kağıtlarındaki cevaplar birbirinden farklı, bunlar burada değiştirilmiş' gibi şeyler söyleyebilirdim. veya bu adayların hepsi X şehrinde sınava girmiş veya X üniversitesi mezunu o zaman orada olayı araştırın derim. Ama 81 ilin 81'inde de var. 150 üniversitenin neredeyse hepsinde de var. Her üniversiteden, her şehirden biyoloğu da var, kimyacısı da var, Türk Dili ve Edebiyatı'ndan da var, meslek lisesinden matbaa öğretmenliği mezunu da var, yani adayların ortak yanları yok" dedi.

"Belli grupların, bazı dershaneler olaya karıştığı yönündeki" iddiaların anımsatılması üzerine Yarımağan, "Varsa öyle birşey, soru sızdıysa, nasıl sızdı, kimden sızdı bunu güvenlik güçleri, savcı ortaya çıkarsın. Eğer yoksa onu da ortaya çıkarsın ve bu kurumu haksız yere yıpratmaya çalışmasınlar" dedi.

"Şevkim kırıldı, hesap verip gideceğim"


Bazı güçlerin kurum üzerinde "bilek güreşi" yaptıkları belirten ÖSYM Başkanı Yarımağan, "Soruşturma yapacaklarsa yapsınlar. Meclis de yapsın, Cumhurbaşkanlığı da yapsın. Bizim kurumsal olarak hiçbir kusurumuz olmadığı kanaatindeyim. Biz görevimizi yaptık, fazlasıyla yaptık, yapıyoruz. Bir suç varsa onu da çıkarsınlar ortaya" dedi.

KPSS ile ilgili iddiaların ardından kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, soru önergeleri verildiği ve Meclis araştırması istendiğinin anımsatılması üzerine Yarımağan, "Ben kim gelecekse gelsin istiyorum. YÖK, Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, onlar da gelsin, savcı da gelsin. Kim geliyorsa gelsin denetlesin. Birşey varsa çıkarsınlar ortaya. Kurum haksız yere eleştiriliyor" dedi.

"ÖSYM'ye yönelik tepkileri haklı buluyor musunuz?" sorusuna Yarımağan, "Haksız buluyorum. Bazı güçler ÖSYM üzerinde bilek güreşi yapıyorlar" dedi. Bunları hangi güçler olduğu sorusu üzerine Yarımağan, "Bilemiyorum. Hatta bizim arkadaşlarımızın bir kısmında şu kanaat de var, bu olaylar, birilerine bir menfaat sağlamak için değil, ÖSYM'yi yıpratmak üzere planlanmış hareketler diyenler de var" diye konuştu.

Hakkındaki suç duyuruları konusunda ne düşündüğünü Yarımağan, "Herşeyi yapsınlar. Ben 37 yıl şerefiyle bu kuruma hizmet etmiş biri olarak ben kurumla özdeşleşmiş biriyim. Ben gocunmam ama bütün şevkimi kırdı. Ben, şimdi kaçmıyorum ama olaylar durulur durulmaz ayrılacağım. insanın bir de sağlığı var. Haksız yere bir kurumun, bir kişinin üzerine bu kadar gelinmez. Ben buradayım. Hesabımı vereceğim ama verdikten sonra da ayrılacağım" sözleriyle aktardı.

"Sınav iptal olmayacak"


Yarımağan, ÖSYM tarafından bazı bilgilerin alınması amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarına verilen şifrelerin bazı kişilerce gizlice elde edildiğini belirterek, "O bilgileri çekmek için kurumlara verdiğimiz şifrelerin internet sitelerinde dolaştığını gördük ve bunun da kurumlardan elde edildiği sonucuna vardık. Bunun da bir suç teşkil ettiğini belirtmek isterim. Şimdilik şifreleri değiştirdik" dedi.

"Savcılığın araştırması sonucunda birşey ortaya çıkarsa, sınav iptal edilir mi, yoksa olaya karışan adayların sınavı mı iptal edilir?" sorusuna Yarımağan, "Sınavın genel olarak iptal edilmesini gerektirecek bir durumun çıktığına inanmıyorum. En fazla (olaya karışanların sınavının iptali) o, olabilir. Onu da pek sanmıyorum. Ben açıkçası birşey çıkacağını sanmıyorum. Eğer bu sorular 100 kişiye sızmış olsaydı şimdiye kadar kokusu kesin çıkardı. Ama bu sorular 3 kişiye sızmışsa, nasıl sızdığını da bilmiyorum, ben böyle söyleyince basında da yorum yapıyorlar, 'Ünal Bey soruların sızdığını kabul etti' diyorlar ama ben çok net konuşuyorum eğer sızmışsa çok sınırlı sayıda kişiye sızmıştır ki kokusu çıkmadı" dedi.

CNNTÜRK
24.08.2010
My one regret in life is that I am not someone else.

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww